28. Kasas Suresi / 53.ayet

Onlara bu vahiy okununca derler ki:
– Biz buna iman ettik, çünkü bu Rabbimizden gelen hakkın ta kendisidir, zira biz daha önceden de Müslüman’dık.

Bknz: (41/43)

Mustafa Çavdar Meali

Kasas 53 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Onlara okundu mu inandık ona diyorlar, şüphe yok ki o, Rabbimizden gelen bir gerçek, bundan önce de gerçeğe teslim olmuştuk biz.

(Kasas 53)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

(Bunlar) Kendilerine (Kur’an) okunduğu zaman da “Buna inandık, O Rabbimizden gelen Hakk’tır. Biz zaten daha önce de Müslümandık” diyeceklerdir.

(Kasas 53)

Abdullah Parlıyan Meali:

Bu kimseler, değişmeyen gerçek kendilerine okununca derler ki; “Biz buna inandık! Çünkü bu Rabbimizden bize ulaşan tek gerçek. Biz ondan önce de hakka teslim olmuştuk yani müslümanlardan idik” derler.

(Kasas 53)

Adem Uğur Meali:

Onlara (Kur'an) okunduğu zaman: Ona iman ettik. Çünkü o Rabbimizden gelmiş hakikattir. Esasen biz daha önce de müslüman idik, derler.

(Kasas 53)

Ahmet Hulusi Meali:

Onlara bildirildiğinde: "Biz O'na iman ettik... Muhakkak ki O, Rabbimizden Hak'tır... Doğrusu biz O'ndan önce de, Rabbimize teslim olmuşluğumuzun farkındaydık!" dediler.

(Kasas 53)

Ahmet Tekin Meali:

Onlara Kur'ân okunduğu zaman: “Kur'ân'a iman ettik. O, Rabbimizden gelen gerekçeli, hikmete dayalı, toplumda hakça düzeni gerçekleştirecek hak bir kelâmdır. Esasen biz Kur'ânın indirilmesinden önce de, Allah'ın emrine, hükmüne rıza gösterip boyun eğen, İslâm'ı yaşayan müslümanlar idik.” derler.

(Kasas 53)

Ahmet Varol Meali

Onlara (Kur'an) okunduğunda: "Biz ona inandık. Şüphesiz o Rabbimizden (gelen) bir gerçektir. Biz zaten bundan önce de Müslümanlar idik" derler.

(Kasas 53)

Ali Bulaç Meali:

Onlara okunduğu zaman: "Biz ona inandık, gerçekten o, Rabbimizden olan bir haktır, şüphesiz biz bundan önce de müslümanlar idik" derler.

(Kasas 53)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Onlara Kur'an okunduğu zaman: “- Biz buna iman ettik. Şübhesiz bu, Rabbimiz tarafından inzal edilen hak kelâmdır. Doğrusu biz, Kur'an bize okunmadan önce de müslüman olmuş kimselerdik.” dediler.

(Kasas 53)

Ali Rıza Sefa Meali:

Zaten onlara okunduğunda, şöyle derler: "Ona inandık; kuşkusuz, O, Efendimizden gerçektir. Aslında, Ondan önce de teslim olmuştuk!"

(Kasas 53)

Ali Ünal Meali:

Onlara Kur’ân okunduğunda, “Biz ona iman ediyoruz; o, hiç şüphesiz Rabbimizden gelen gerçeğin ta kendisidir. Biz zaten, o gelmeden önce de Allah’a teslim olmuş kimselerdik.” derler.

(Kasas 53)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Bu Kur’an, onlara okunduğu zaman; “Biz ona inandık, o Rabbimiz katından gelen bir haktır. Biz ondan önce de Allah’a teslim olanlardan idik.” derler.

(Kasas 53)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Kur'an onlara okunduğu zaman, "Ona inandık, doğrusu o, Rabbimizden gelen gerçektir. Şüphesiz biz, daha önceden Müslüman olmuş kimseleriz" derler.

(Kasas 53)

Bekir Sadak Meali:

Kuran onlara okundugu zaman: «Ona inandik, dogrusu o Rabbimizden gelen gercektir; biz suphesiz daha onceden musluman olmus kimseleriz; derler.

(Kasas 53)

Besim Atalay Meali:

O, okununca bu adamlara; dediler ki: «Biz ona inanmışız, Tanrımız katından gelen hak budur, daha önce biz Müslüman olmuşuz!»

(Kasas 53)

Celal Yıldırım Meali:

(Kur'ân âyetleri) onlara karşı okununca, derler ki: «Biz buna inandık ; şüphesiz ki bu Rabbımızdan gelen hakk (bir kitap)tır. Biz bundan önce de Hakk'a teslîm olanlar idik.»

(Kasas 53)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Kur'an kendilerine okunduğu zaman: “Ona inandık, şüphesiz o Rabbimizden gelen gerçektir. Şüphesiz biz ondan önce de Müslümandık” derler.*

(Kasas 53)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Kuran onlara okunduğu zaman: "Ona inandık, doğrusu o Rabbimizden gelen gerçektir; biz şüphesiz daha önceden müslüman olmuş kimseleriz" derler.

(Kasas 53)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Kur'an kendilerine okunduğu zaman, "Ona inandık, şüphesiz o Rabbimizden gelen gerçektir. Şüphesiz biz ondan önce de müslümandık" derler.

(Kasas 53)

Diyanet Vakfı Meali:

Onlara (Kur'an) okunduğu zaman: Ona iman ettik. Çünkü o Rabbimizden gelmiş hakikattir. Esasen biz daha önce de müslüman idik, derler.

(Kasas 53)

Edip Yüksel Meali:

Kendilerine okunduğu zaman, 'Ona inandık. Bu, Rabbimizden gelen gerçektir. Zaten ondan önce de müslümanlar idik,' derler.

(Kasas 53)

Elmalılı Orjinal Meali:

Hem kendilerine tilavet olunur olunmaz "biz, dediler: buna iyman ettik bu şübhesiz hak, rabbımızdan, biz doğrusu evvelinden müsliman idik"

(Kasas 53)

Elmalılı Yeni Meali:

O kendilerine okununca hemen: "Biz buna iman ettik; bu şüphesiz Rabbimizden gelen bir gerçektir. Doğrusu biz önceden müslümandık." derler.

(Kasas 53)

Erhan Aktaş Meali:

Onlara okunduğu[1] zaman: "Ona inandık. Kuşkusuz o, Rabb'imizden gelen Hak'tır. Biz ondan önce de teslim[2] olanlardık." dediler.

1)Söz, vahiy.
2)Müslüman.

(Kasas 53)

Gültekin Onan Meali:

Onlara okunduğu zaman: "Biz ona inandık, gerçekten o, rabbimizden olan bir haktır, şüphesiz biz bundan önce de müslümanlar idik" derler.

(Kasas 53)

Hakkı Yılmaz Meali:

Ve onlara o Söz [vahy/Kur’ân] okunduğu zaman onlar, “Biz, ona inandık. Şüphesiz o, Rabbimizden gelen gerçektir. Kesinlikle biz, ondan önce müslüman olanlardık” dediler.

(Kasas 53)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Kendilerine (onun ayetleri) okunduğu zaman derler ki: “Ona iman ettik. Hiç kuşkusuz o, Rabbimizden (gelen bir) haktır. Şüphesiz ki biz, ondan önce de Müslimlerdendik/şirki terk ederek tevhidle Allah’a yönelen kullardandık.”

(Kasas 53)

Harun Yıldırım Meali:

Onlara (Kur'an) okunduğu zaman: Ona iman ettik. Çünkü o Rabbimizden gelmiş hakikattir. Esasen biz daha önce de müslüman idik, derler.

(Kasas 53)

Hasan Basri Çantay:

Onlara (Kur'an) okunduğu zaman: "Buna inandık. Şübhesiz ki bu, Rabbimizden (gelen) bir hakdır. Hakıykat, biz bundan evvel de İslamı kabul etmiş kimselerdik" dediler.

(Kasas 53)

Hayrat Neşriyat Meali:

Ve onlara (Kur'ân) okunduğu zaman: “(Biz) ona îmân ettik; şübhesiz ki o, Rabbimizden (gelen) haktır; zâten biz ondan önce de Müslüman kimseler idik” derler.

(Kasas 53)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Kendilerine Ayetlerimiz okunup teşvik edildiği zaman "Ona inandık! Kesinlikle o, RAB'bimizdendir. Gerçekten biz, ondan (kur'an'dan) önce de Müslümanlardık [Allah'a teslim olanlardandık]." dediler.

(Kasas 53)

Hüseyin Atay Meali:

Onlara okunduğu zaman, "Ona inandık, doğrusu o Rabbimizden gelen gerçektir; doğrusu biz daha önceden içtenlikle boyun eğmiş kimseleriz" derler.

(Kasas 53)

İbni Kesir Meali:

Onlara Kur'an okunduğu zaman; derler ki: Ona inandık, doğrusu o, Rabbımızdan gelen gerçektir. Şüphesiz biz, ondan önce de müslümanlar olmuştuk.

(Kasas 53)

İlyas Yorulmaz Meali:

Onlara (kitap) okunduğunda “Ona iman ettik. O (kitap) Rabbimizden gelen gerçekler (Hak) dır. Biz ondan önceki (kitaplara da) teslim olmuştuk” derler.

(Kasas 53)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve onlara (Kur’ân) okunduğu zaman: "O’na îmân ettik, muhakkak ki O, Rabbimizden haktır. Biz, ondan önce de muhakkak ki (Allah’a) teslim olanlardık." dediler.

(Kasas 53)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Onlara Kur'an okununca şöyle derler: «Biz ona inandık, çünkü bu bizim çalabımızdan gelen doğrunun kendisidir. Çünkü bizler bundan önce Allah'a kendimizi vermiş kimseleriz.»

(Kasas 53)

Kadri Çelik Meali:

Onlara okunmakta olduğu zaman, “Biz ona inandık, gerçekten o, Rabbimizden olan bir haktır, şüphesiz biz bundan önce de Müslümanlar idik” derler.

(Kasas 53)

Mahmut Kısa Meali:

Onlara ayetlerimiz okunduğu zaman, “Biz ona iman ediyoruz!” derler, “Çünkü bu Kur’an, Rabb’imizden gelen gerçeğin ta kendisidir! Doğrusu biz, bundan önce de Allah’a gönülden boyun eğen kimselerdik. Dolayısıyla, inancımızdan vazgeçip yeni bir dine girmiş değiliz. Aksine, önceki Peygamberlere iman ettiğimiz gibi, onların müjdelemiş olduğu Son Elçiye de iman ediyoruz.”

(Kasas 53)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Ancak, onlara Kur'an okununca: "Ona iman ettik. O Rabbimizden gelen gerçeğin kendisidir. Senden önce de biz zaten şüphesiz Allah'ın emrine tabi olup, teslim olmuş kimseleriz" derler.

(Kasas 53)

Mehmet Türk Meali:

Kendilerine (Kur’an) okununca: “Biz, ona îman ettik. Çünkü o, Rabbimizden gelen bir gerçektir. Aslında biz daha önceden de Müslüman idik.”1 diyenler var ya!*

(Kasas 53)

Muhammed Celal Şems Meali:

Kendilerine bu (Kur’an) okunduğunda derler ki: “Biz buna iman ettik. Şüphesiz o, Rabbimiz tarafından hak (bir kelâmdır.) Şüphesiz Biz, önceden boyun eğenlerdik.”

(Kasas 53)

Muhammed Esed Meali:

Bu kimseler (değişmeyen gerçek) kendilerine ulaştırıldığında, hemen, "Buna inandık!" derler, "Çünkü bu bize Rabbimizin katından ulaşan bir gerçek; bu bize ulaşmadan önce de, biz zaten O'na yürekten boyun eğen kimselerdik!"

(Kasas 53)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

O, onlara okununca derler ki; "Ona inandık. Çünkü o rabbimizden gelen bir gerçektir. Biz önceden de Hakka teslim olanlardandık."

(Kasas 53)

Mustafa Çavdar Meali:

Onlara bu vahiy okununca derler ki: – Biz buna iman ettik, çünkü bu Rabbimizden gelen hakkın ta kendisidir, zira biz daha önceden de Müslüman’dık.

Bknz: (41/43)

(Kasas 53)

Mustafa Çevik Meali:

51-53 Biz, iyice anlaşılsın, düşünülüp öğüt alınsın ve bilinçlenilsin diye, âyetlerimizi bölüm, bölüm birbiri ardınca indiriyoruz. Kendilerine daha önce kitap verdiklerimizden bazıları, ellerindeki kitapların içlerinde kalan, doğruları tasdik eden, bu Kur’an’a da inanırlar ve Kur’an onlara okunduğu zaman onlar da: “Biz bu kitapla yapılan davete hemen uyarız, Çünkü bu bize Rabbimizden gelen bir mesajdır. Zaten biz, Kur’an bize ulaşmadan önce de Rabbimize boyun eğmek isteyen kimselerdik.” derler.

(Kasas 53)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Onlar, kendilerine (Kur'an vahyi) iletildiğinde: "Buna iman ettik, çünkü bu Rabbimizden gelen hakikatin ta kendisidir; zaten biz bundan önce de (O'na) kayıtsız şartsız teslim olmuş kimselerdik!" derler.

(Kasas 53)

Osman Okur Meali:

Ve onlara (Kuran) okunduğu zaman: '(Biz) ona îmân ettik; şübhesiz ki o, Rabbimizden (gelen) haktır; zâten biz ondan önce de Müslüman kimseler idik' derler.

(Kasas 53)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Ve onlara karşı tilâvet edildiği zaman dediler ki: «Buna biz imân ettik. Şüphe yok ki, bu Rabbimizden (gelen hak) bir kitaptır. Şüphe yok ki, biz bundan evvel müs-Iümanlar olmuştuk.»

(Kasas 53)

Ömer Öngüt Meali:

Kur'an onlara okunduğu zaman: “Ona iman ettik, doğrusu o Rabbimizden gelen hakikattır. Esasen biz bundan önce de müslümanlığı kabul etmiş kimselerdik. ” dediler.

(Kasas 53)

Ömer Sevinçgül Meali:

Onlara okununca, “Biz buna inandık. Kur’an, Rabbimizden gelmiş bir gerçektir. Biz daha önce de ona teslim olmuş kimselerdik” derler.

(Kasas 53)

Sadık Türkmen Meali:

Onlara okunduğu zaman: “Ona inandık. Şüphesiz o, Rabbimizden gelen gerçektir/haktır. Şüphesiz biz bundan önce de müslümanlar idik” dediler.

(Kasas 53)

Seyyid Kutub Meali:

Kur'an onlara okunduğu zaman; «Ona inandık, doğrusu O Rabb'imizden gelen gerçektir, zaten biz ondan önce de müslüman idik» derler.

(Kasas 53)

Suat Yıldırım Meali:

Kendilerine Kur'an okununca şöyle derler: "Ona iman ettik, O Rabbimizden gelen gerçeğin ta kendisidir. Biz zaten daha önce de Allah'a teslim olmuş kimselerdik."

(Kasas 53)

Süleyman Ateş Meali:

Onlara (Kur'an) okunduğu zaman: "Ona inandık, o, Rabbimizden gelen gerçektir... Zaten biz ondan önce de müslümanlar idik." derler.

(Kasas 53)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Onlara okununca şöyle diyeceklerdir: Biz ona inandık; o Rabbimizden gelen gerçek kitaptır. Biz daha önce de Rabbimize teslim olmuş kimselerdik.

(Kasas 53)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Hakikat kendilerine ulaştırıldığı zaman: "Ona inandık. Çünkü o, Rabbimizin katından indirilmiştir. Zâten biz, daha önce Allah'a teslim olmuştuk" derler.

(Kasas 53)

Şaban Piriş Meali:

Onlara okununca derler ki: - Ona iman ettik, çünkü o Rabbimizden gelen gerçektir. Biz önceden de müslüman idik.

(Kasas 53)

Talat Koçyiğit Meali:

Kendilerine bu Kitap okunduğu zaman, "biz ona îman ettik; o Rabbımızdan gelen bir haktır; ondan önce de biz müslüman idik" derler.

(Kasas 53)

Tefhimul Kuran Meali:

Onlara okunmakta olduğu zaman: «Biz ona inandık, gerçekten o, Rabbimizden olan bir haktır, şüphesiz biz bundan önce de müslümanlar idik» derler.

(Kasas 53)

Ümit Şimşek Meali:

Onlara Kur'ân okunduğu zaman, “Ona inandık,” dediler. “O hiç kuşkusuz Rabbimizden gelen haktır. Biz daha önce de hakka teslim olmuş kimselerdik.”

(Kasas 53)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

O, onlara okunduğu zaman şöyle derler: "İnandık buna, Rabbimizden gelmiş haktır o. Biz, ondan önce de müslümanlardık."

(Kasas 53)