18. Kehf Suresi / 33.ayet

Her iki bağ da ürünlerini tam veriyor, verimlilikte en küçük bir düşüş yaşanmıyordu üstelik bu iki bağın arasından bir de ırmak akıtmıştık.

Bknz: (13/3)»(13/4)(57/20)

Mustafa Çavdar Meali

Kehf 33 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Bu iki bağ, daima mahsul verirdi, veriminde noksan bulunmazdı, iki bağın arasında da bir ırmak akıtmıştık.

(Kehf 33)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Her iki bağ da yemişlerini vermiş, ondan (verim bakımından) hiçbir şeyi noksan bırakmamış ve aralarında (çağlayan) bir ırmak fışkırtıp (cennete çevirmiştik).

(Kehf 33)

Abdullah Parlıyan Meali:

Bu iki bağ daima mahsül verirdi, veriminde de noksan bulunmazdı. İki bağın arasından bir de ırmak akıtmıştık.

(Kehf 33)

Adem Uğur Meali:

İki bağın ikisi de yemişlerini vermiş, hiçbirini eksik bırakmamıştı. İkisinin arasından bir de ırmak fışkırtmıştık.

(Kehf 33)

Ahmet Hulusi Meali:

Bağların her ikisi de yemişlerini vermiş, ondan hiçbir şeyi noksan bırakmamış... İki bağın ortasından bir de nehir fışkırtmışız.

(Kehf 33)

Ahmet Tekin Meali:

İki bağın, ikisi de, ürünlerini, meyvalarını vermiş, hiçbir şey noksan bırakmamış, ikisinin ortasından bir de nehir akıtmıştık.

(Kehf 33)

Ahmet Varol Meali

Her iki bağ da ürününü vermiş ve ondan bir şeyi eksik bırakmamıştı. Aralarından bir de ırmak fışkırtmıştık.

(Kehf 33)

Ali Bulaç Meali:

İki bağ da yemişlerini vermiş, ondan (verim bakımından) hiç bir şeyi noksan bırakmamış ve aralarında bir ırmak fışkırtmıştık.

(Kehf 33)

Ali Fikri Yavuz Meali:

İki bağın ikisi de yemişlerini vermiş, hiç bir şeyi noksan bırakmamış, ikisinin ortasından bir de nehir akıtmışız.

(Kehf 33)

Ali Rıza Sefa Meali:

Her iki bahçe de ürünlerini vermiş ve ondan hiçbir şeyi eksik bırakmamıştı. Ayrıca, ikisinin ortasından bir ırmak akıtmıştık.

(Kehf 33)

Ali Ünal Meali:

Her iki bağ da (hurma ağaçları ve ekinle birlikte) ürününü verdi, hem de hiç eksiksiz; ve o iki bağın arasında bir de ırmak akıttık.

(Kehf 33)

Bahaeddin Sağlam Meali:

İşte bu iki bağ, hiçbir şey eksiltmeden meyvelerini verdiler. Biz de ikisinin arasında bir nehir fışkırttık.

(Kehf 33)

Bayraktar Bayraklı Meali:

İki bağın ikisi de yemişlerini vermiş, hiçbirini eksik bırakmamıştı. İkisinin arasından bir de ırmak fışkırtmıştık.

(Kehf 33)

Bekir Sadak Meali:

Her iki bahce de urunlerini vermislerdi, hicbir seyi de eksik birakmamislardi. Ikisinin arasindan bir de irmak akitmistik.

(Kehf 33)

Besim Atalay Meali:

İki bağın ortasında, bir de ırmak akıttık

(Kehf 33)

Celal Yıldırım Meali:

O iki bağ da yemişlerini verdi, hiçbir şey eksik bırakmadı ve ikisinin arasından bir de ırmak akıtmıştık.

(Kehf 33)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Her iki bağ da meyvelerini vermiş ve ürünlerinden hiçbir şeyi eksik bırakmamıştı. Bu iki bağın arasından bir de nehir fışkırtmıştık.

(Kehf 33)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Her iki bahçe de ürünlerini vermişlerdi, hiçbir şeyi de eksik bırakmamışlardı. İkisinin arasından bir de ırmak akıtmıştık.

(Kehf 33)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Her iki bağ da meyvelerini vermiş ve ürünlerinden hiçbir şeyi eksik bırakmamıştı. Bu iki bağın arasından bir de nehir fışkırtmıştık.

(Kehf 33)

Diyanet Vakfı Meali:

İki bağın ikisi de yemişlerini vermiş, hiçbirini eksik bırakmamıştı. İkisinin arasından bir de ırmak fışkırtmıştık.

(Kehf 33)

Edip Yüksel Meali:

Aralarına bir ırmak yerleştirdiğimiz için, her iki bağ da yemişini hiç esirgemeden cömertçe vermişti.

(Kehf 33)

Elmalılı Orjinal Meali:

İki bağın ikisi de yemişlerini vermiş, hiçbir şey noksan bırakmamış, ikisinin ortasından bir de nehir akıtmışız

(Kehf 33)

Elmalılı Yeni Meali:

İki bağın ikisi de yemişlerini vermiş hiçbir şey noksan bırakılmamış, ikisinin ortasından bir de nehir akıtmışız.

(Kehf 33)

Erhan Aktaş Meali:

İki bahçenin ikisi de hiçbir şey eksik bırakmadan meyvelerini verdi. Ve aralarında bir nehir akıttık.

(Kehf 33)

Gültekin Onan Meali:

İki bağ da yemişlerini vermiş, ondan (verim bakımından) hiç bir şeyi noksan bırakmamış ve aralarında bir nehir fışkırtmıştık (feccerna).

(Kehf 33)

Hakkı Yılmaz Meali:

Her iki bahçe de, hiçbir şeyi eksik bırakmaksızın, ürünlerini verdiler. Aralarında da ırmak yardık/akıttık.

(Kehf 33)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Her iki bahçe de yemişlerini tam bir şekilde vermiş, hiçbir şeyi eksik bırakmamıştı. Ve onların arasından bir nehir fışkırttık.

(Kehf 33)

Harun Yıldırım Meali:

İki bağın ikisi de yemişlerini vermiş, hiçbirini eksik bırakmamıştı. İkisinin arasından bir de ırmak fışkırtmıştık.

(Kehf 33)

Hasan Basri Çantay:

Bu iki bağ (her sene aleddevam) mahsulünü vermiş, bundan bir şey'i eksik bırakmamışdı. Onların arasından bir de ırmak fışkırtmışdık.

(Kehf 33)

Hayrat Neşriyat Meali:

Her iki bağ da yemişlerini vermiş ve ondan hiçbirini eksik bırakmamıştı; ikisinin (o iki bahçenin) arasından bir de ırmak akıtmıştık.

(Kehf 33)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Her iki cennet [bahçe], kendi yiyeceğini verdi, ondan [yiyeceğinden] yana, hiçbir açıdan hiç zulüm etmedi [eksiltmedi]¹ ve aralarından bir ırmak fışkırttık.

(Kehf 33)

Hüseyin Atay Meali:

Her iki bahçe de ürünlerini vermişler, adamın hiçbir şeyini eksik bırakmamışlardı. Çünkü ikisinin arasından bir de ırmak fışkırtmıştık.

(Kehf 33)

İbni Kesir Meali:

Her iki bahçe de ürünlerini vermişler ve hiç bir şeyi eksik bırakmamışlardı. İkisinin arasından bir de ırmak akıtmıştık.

(Kehf 33)

İlyas Yorulmaz Meali:

Bu iki bahçe tam bir verimlilik içerisinde ürünlerini hiç eksiltmeden veriyordu ve iki bahçe arasından da bir nehir akıtıyorduk.

(Kehf 33)

İskender Ali Mihr Meali:

İki bahçenin ikisi de meyvelerini verdi. Ve ondan bir şey eksik kalmadı. İkisinin arasından bir nehir akıttık.

(Kehf 33)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

İki bağın ikisi de ürününü verdi, hiçbir eksikleri de yoktu. İki bağın arasından bir ırmak da akıttık.

(Kehf 33)

Kadri Çelik Meali:

İki bağ da yemişlerini vermişti, ondan (verim bakımından) hiç bir şeyi noksan bırakmamış ve aralarında da bir ırmak fışkırtmıştık.

(Kehf 33)

Mahmut Kısa Meali:

Her iki bahçe de ürünlerini tastamam veriyor, bu konuda hiçbir eksiklik göstermiyorlardı ve bahçelerin tam ortasında, bir de ırmak akıtmıştık.

(Kehf 33)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Elbet iki bağ mahsul verir ve hiç eksiği yoktur. Birde ırmak fışkırtmıştık

(Kehf 33)

Mehmet Türk Meali:

Bu iki bağ da ürünlerini (verim bakımından) eksiksiz vermişti. Biz de onların arasından bir ırmak fışkırtmıştık.

(Kehf 33)

Muhammed Celal Şems Meali:

Her iki bağ (bol) meyve verirdi ve orada bir eksiklik (de) bulunmazdı. İkisinin arasında, bir (de) ırmak akıtmıştık.

(Kehf 33)

Muhammed Esed Meali:

Bu her iki bahçe de beklenen ürünü veriyor, verimlerinde herhangi bir eksilme göstermiyorlardı; çünkü Biz her birinin içinden bir dere akıtmıştık.

(Kehf 33)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Her iki bağ da hiçbir şeyi eksik bırakmadan ürününü veriyordu. Aralarından bir de ırmak akıtmıştık.

(Kehf 33)

Mustafa Çavdar Meali:

Her iki bağ da ürünlerini tam veriyor, verimlilikte en küçük bir düşüş yaşanmıyordu üstelik bu iki bağın arasından bir de ırmak akıtmıştık.

Bknz: (13/3)»(13/4) - (57/20)

(Kehf 33)

Mustafa Çevik Meali:

32-41 Ey Peygamber! Allah’ın davetinden yüz çevirenlere, şu iki adamın dersler çıkarılması gereken kıssasını anlat, onlardan birine iki üzüm bağı vermiş, bağlarının etrafını hurma ağaçlarıyla donatmış ve iki bağın arasında da ekinler yetiştirmiştik. Her iki bağda eksiksiz ürün veriyordu. Ayrıca bu iki bağın arasından bir de dere akıtmıştık. Dolayısıyla bahçelerinden bol bol ürün kaldırıp, bolluk içinde de yaşıyordu, derken bir gün komşusu olan arkadaşıyla konuşurken ona: “Benim malım mülküm seninkinden çok fazla, üstelik nüfuz ve itibar bakımından da, senden üstünüm.” diyerek gururlanıp, böbürlendi. Böyle düşünüp konuşarak kendine yazık eden bu adam, sonra da dönüp bahçesine bakarak arkadaşına, “Bu bahçemin, bağımın, bir gün kuruyup yok olacağına hiç ihtimal vermiyorum, Kıyamet denilen günün de gelip çatacağına inanmıyorum. Şayet böyle bir şey gerçek olur da yeniden diriltilip Rabbimin huzuruna çıkarılırsam, orada da bana bundan daha iyisinin verileceğinden eminim.” dedi. Bunun üzerine arkadaşı da ona: “Sen böyle konuşmakla, seni önce topraktan sonra da bir damla sudan yaratıp şeklini veren ve rızıklandıran Allah’a nankörlük etmiş olmuyor musun?” dedikten sonra da sözlerine şöyle devam etti: “Hâlbuki ben çok iyi biliyor ve inanıyorum ki senin de, benim de sahibi olduğumuzu söylediğimiz şeylerin gerçek sahibi Allah’tır. Yarattığı nimetlerin nasıl kullanılması gerektiğini bildiren O’dur ve O’ndan başka gerçek ilah yoktur. Sana kibrinden, nankörlüğünden dolayı da yazıklar olsun. Keşke bahçene girip çıkarken böbürlenip küstahlaşmak yerine, “Maşallah, Allah ne güzel yaratmış ve bana lütfetmiş, inşallah ben de O’nun razı olacağı gibi kullanıp, şükredenlerden olurum deseydin ve beni mal, mülk, evlat bakımından küçümsemeseydin daha iyi olurdu. Rabbim dilerse bana, senin bağından bahçenden daha hayırlısını verebileceği gibi dilerse senin bağına bahçene bir afet gönderip yerle bir de edebilir. Yahut bir daha asla bulup çıkaramayacağın biçimde bahçenin suyunu yerin dibine çekebilir.”

(Kehf 33)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Her iki bağ da kendilerinden beklenen ürünü veriyor, verimlilikte en küçük bir düşüş yaşanmıyordu: üstelik her iki bağın arasından bir de dere akıtmıştık.

(Kehf 33)

Osman Okur Meali:

İki bağ da yemişlerini vermiş, ondan (verim bakımından) hiç bir şeyi noksan bırakmamış ve aralarında bir ırmak fışkırtmıştık.

(Kehf 33)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

O iki bağ da yemişlerini meydana getirmiş ve onlardan hiçbir şey noksan bırakmamıştı ve bunların arasında da bir ırmak akıtmıştık.

(Kehf 33)

Ömer Öngüt Meali:

İki bağın ikisi de yemişlerini vermiş, hiçbir şeyi eksik bırakmamıştı. İkisinin arasından bir de ırmak akıtmıştık.

(Kehf 33)

Ömer Sevinçgül Meali:

Her iki bahçe de eksiksiz ürün vermişti. İkisinin arasından bir de dere akıtmıştık.

(Kehf 33)

Sadık Türkmen Meali:

Her iki bağ da/bahçe de meyvelerini verdi, hiçbir şeyi eksik bırakmamıştı. Aralarından bir de ırmak akıtmıştık.

(Kehf 33)

Seyyid Kutub Meali:

Bağlar meyvalarını cömertçe veriyorlar, hiçbir ürünlerini esirgemiyorlardı. İki bağ arasından bir de ırmak akıtmıştık.

(Kehf 33)

Suat Yıldırım Meali:

Her iki bağ da meyvesini verdi, hiçbir şeyi eksik bırakmadı. O iki bağın arasında da bir ırmak akıttık.

(Kehf 33)

Süleyman Ateş Meali:

Her iki bağ da yemişini vermiş, ondan hiçbir şey eksik etmemişti. Aralarından bir de ırmak akıtmıştık.

(Kehf 33)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Bağların ikisi de ürününü vermiş, hiçbir kusuru da yok. İkisinin arasından akıttığımız bir de ırmak var.

(Kehf 33)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Her iki bahçe de bol ürün veriyor, verimleri hiçbir zaman azalmıyordu. Çünkü bahçelerin içinden bir dere akıtmıştık.

(Kehf 33)

Şaban Piriş Meali:

Her iki bahçe de ürünlerini vermiş, hiç bir şeyi eksik bırakmamışlardı. İkisinin arasından da bir ırmak akıtmıştık.

(Kehf 33)

Talat Koçyiğit Meali:

Her iki bahçe de meyvelerini vermiş, bundan hiçbir şeyi eksik etmemiş. Aralarından bir de nehir akıtmışız.

(Kehf 33)

Tefhimul Kuran Meali:

İki bağ da yemişlerini vermiş, ondan (verim bakımından) hiç bir şeyi noksan bırakmamış ve aralarında da bir ırmak fışkırtmıştık.

(Kehf 33)

Ümit Şimşek Meali:

Her iki bağ da hiçbir şeyi eksik bırakmadan ürününü veriyordu. Aralarından bir de ırmak akıtmıştık.

(Kehf 33)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

İki bağ da yemişlerini vermiş o adamdan hiçbir şeyi eksik bırakmamıştı. İkisinin ortasından bir de nehir fışkırtmışız.

(Kehf 33)