18. Kehf Suresi / 43.ayet

Zira ona Allah’tan başka yardım edecek ne birileri vardı ne de kendi başının çaresine bakabilecek durumdaydı.

Bknz: (26/92)»(26/103)(28/81)

Mustafa Çavdar Meali

Kehf 43 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Ona Allah'tan başka yardım edecek bir topluluk olmadığı gibi onun da bu zararı gidermeye bir kudreti yoktu.

(Kehf 43)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Allah'ın dışında ona yardım edecek adamları da ortaya çıkmamıştı, kendi kendine de yardımı dokunmamış (bir çare bulamamıştı).

(Kehf 43)

Abdullah Parlıyan Meali:

Kendisine Allah'tan başka yardım edecek destekçileri olmadığı gibi, kendi kendini de kurtaracak güçte değildi.

(Kehf 43)

Adem Uğur Meali:

Kendisine Allah'tan başka yardım edecek destekçileri olmadığı gibi kendi kendini de kurtaracak güçte değildi.

(Kehf 43)

Ahmet Hulusi Meali:

Allah dununda ne bir yardımcısı vardı ne de kendi kendine yetecek gücü!

(Kehf 43)

Ahmet Tekin Meali:

Kendisine Allah'ın dışında kulları durumundakilerden yardım edecek adamları olmadığı gibi, kendi kendini kurtaracak güçte de değildi.

(Kehf 43)

Ahmet Varol Meali

Ona, Allah'tan başka yardım edecek birileri yoktu; kendi kendine de yardım edemedi.

(Kehf 43)

Ali Bulaç Meali:

Allah'ın dışında ona yardım edecek bir topluluk yoktu, kendi kendine de yardım edemedi.

(Kehf 43)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Allah'dan gayri, kendisine yardım edecek bir topluluğu da yoktu, Allah'ın intikamından kendi nefsini de kurtaramadı.

(Kehf 43)

Ali Rıza Sefa Meali:

Allah'ın karşısında ona yardım edebilecek yardakçıları da yoktu; kendisi de kendisine yardım edemedi.

(Kehf 43)

Ali Ünal Meali:

(Herkes gibi) onun da Allah’tan başka (O’nun izni dışında ve O’na karşı) kendisine yardım edecek bir topluluğu olamazdı, olmadı ve kendi gücü de kendisini kurtarmaya yetmedi.

(Kehf 43)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Allah’a karşı, ona yardım edecek kimse olmadığı gibi, kendi kendine de yardımı dokunamadı.

(Kehf 43)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Kendisine Allah'tan başka yardım edecek destekçileri olmadığı gibi, kendi kendini kurtaracak güçte de değildi.

(Kehf 43)

Bekir Sadak Meali:

Ona, Allah'tan baska yardim edebilecek adamlari da yoktu, kendi kendini de kurtaramadi.

(Kehf 43)

Besim Atalay Meali:

Allahtan başka, ona yardım eden bir kimse yoktur yardım da olunmadı

(Kehf 43)

Celal Yıldırım Meali:

Ona Allah'tan başka yardım edecek bir çevre ve topluluğu da yoktu; kendi kendine yardım edecek durumda da değildi.

(Kehf 43)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Onun, Allah'tan başka kendisine yardım edebilecek kimseleri yoktu. Kendi kendini kurtaracak güçte de değildi.

(Kehf 43)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Ona, Allah'tan başka yardım edebilecek adamları da yoktu, kendi kendini de kurtaramadı.

(Kehf 43)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Onun, Allah'tan başka kendisine yardım edebilecek kimseleri yoktu. Kendi kendini kurtaracak güçte de değildi.

(Kehf 43)

Diyanet Vakfı Meali:

Kendisine Allah'tan başka yardım edecek destekçileri olmadığı gibi kendi kendini de kurtaracak güçte değildi.

(Kehf 43)

Edip Yüksel Meali:

ALLAH'tan başka kendisine yardım edecek bir destek bulamadı. Kendini de kurtaramadı.

(Kehf 43)

Elmalılı Orjinal Meali:

Allahdan başka yardım edecek bir cemaati de olmadı, kendi kendine de kurtaramadı

(Kehf 43)

Elmalılı Yeni Meali:

Allah'tan başka kendisine yardım edecek bir topluluk da bulunmadı; kendi kendini de kurtaramadı.

(Kehf 43)

Erhan Aktaş Meali:

Allah'tan başka kendisine yardım edecek kimseler olmadı. Ve kendi kendisini de koruyamadı.

(Kehf 43)

Gültekin Onan Meali:

Tanrı'nın dışında ona yardım edecek bir topluluk yoktu, kendi kendine de yardım edemedi.

(Kehf 43)

Hakkı Yılmaz Meali:

(42,43) Ve o iki bağ sahibi kişi, serveti ile kuşatma altına alındı/ bitirildi. Bunun üzerine bağında yaptığı harcamalara karşı ellerini ovuşturmaya başladı. Bahçe, çardakları üzerine yıkılmış kalmıştı, o da “Ah ne olaydım! Rabbime hiçbir şeyi ortak koşmasaydım” diyordu. O kişi için Allah'ın astlarından yardım edecek bir topluluk olmadı. Ve kendisi de öç alacak/kendi kendine yardım edecek biri değildi.

(Kehf 43)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Allah’ın dışında ona yardım edecek bir topluluğu yoktu. Kendi kendine de yardım edemedi.

(Kehf 43)

Harun Yıldırım Meali:

Kendisine Allah'tan başka yardım edecek destekçileri olmadığı gibi kendi kendini de kurtaracak güçte değildi.

(Kehf 43)

Hasan Basri Çantay:

Ona Allahdan başka yardım edecek bir cemaat yokdu. Kendisi de öc alabilecek değildi.

(Kehf 43)

Hayrat Neşriyat Meali:

Allah'dan başka ona yardım edecek adamları da yoktu; kendi kendini kurtarıcı da değildi.

(Kehf 43)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Ona, Allah'tan beride kendisine yardım eden herhangi bir takım da olmadı, kendisi yardım bulan da değildi.

(Kehf 43)

Hüseyin Atay Meali:

Ve ona Allah'tan başka yardım edecek adamları da yoktu, kendi kendini de kurtaramadı.

(Kehf 43)

İbni Kesir Meali:

Allah'tan başka ona yardım edecek adamları da yoktu. Yardım edilen de olmadı.

(Kehf 43)

İlyas Yorulmaz Meali:

Bundan sonra onun Allah dan başka kendisine yardım edecek ne birileri var, nede kendi kendine yardım edecek gücü var.

(Kehf 43)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve Allah’tan başka ona yardım edecek kimseler yoktu. Ve o, yardım alan (yardım edilen) olmadı.

(Kehf 43)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Allah'tan başka ona yardım edecek yoktu. Nitekim yardım eden de olmadı.

(Kehf 43)

Kadri Çelik Meali:

Allah'ın dışında ona yardım edecek bir topluluk yoktu, kendi kendine de yardım edemedi.

(Kehf 43)

Mahmut Kısa Meali:

Şimdi ona Allah’tan başka yardım edebilecek ne yandaşları vardı, ne de kendisini Allah’ın azâbından kurtarabilecek durumdaydı!

(Kehf 43)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Kendine Allah'tan başka yardım edecek yoktur. Kendi kendine kudreti yoktur.

(Kehf 43)

Mehmet Türk Meali:

O anda, kendisine Allah’tan başka yardım edecek adamları olmadığı gibi kendi kendisini bile kurtaracak güçte değildi.

(Kehf 43)

Muhammed Celal Şems Meali:

Allah’ın karşısında kendisine yardım edecek bir topluluğu (da) yoktu. O, kimseden öcünü (de) alamadı.

(Kehf 43)

Muhammed Esed Meali:

Çünkü şimdi artık onun ne Allah yerine kendisine yardım ulaştıracak kimsesi vardı, ne de kendi başının çaresine bakabilecek durumdaydı.

(Kehf 43)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Kendisinin Allah'tan başka yardım edecek destekçileri olmadığı gibi kendi kendini de kurtaracak güçte değildi.

(Kehf 43)

Mustafa Çavdar Meali:

Zira ona Allah’tan başka yardım edecek ne birileri vardı ne de kendi başının çaresine bakabilecek durumdaydı.

Bknz: (26/92)»(26/103) - (28/81)

(Kehf 43)

Mustafa Çevik Meali:

42-44 Nitekim öyle de oldu. Bir gün bir afetle o kibirli nankörün bağı, bahçesi tarumar olup, varı yoğu da elinden alınıp, emekleri boşa çıkartılıp, hayalleri yok edildi. O da diz üstü çöküp, ellerini ovuştura ovuştura pişmanlık içinde kıvranarak, “Ah keşke Rabbime karşı kibirlenip nankörleşmesem ve küstahça o lafları etmeseydim, Allah’la birlikte nefsimi ilah edinip de O’na ortak koşmasaydım.” diyerek sızlanıp durdu. Hâlbuki akledip de bilmeliydi ki, O’na bunca nimeti veren Allah’tır ve kendisini O’ndan koruyacak ve O’na rağmen kendisine yardım edecek hiçbir güç de yoktur. İnsanın kendi kendine yetmesi ve kendi sorunlarını kendi başına çözmesi de mümkün değildir. Şüphesiz Allah kendisine sığınanların gerçek dostu, yardımcısı, koruyup kollayıcısıdır. O, kendine yönelenleri en güzel mükâfatlarla ödüllendirip, en güzel akıbetlerle karşılaştırandır.

(Kehf 43)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Artık onun Allah'tan gayrı kendisine destek çıkacak hiç kimsesi yoktu. Üstelik kendi başının çaresine bakacak durumda da değildi.

(Kehf 43)

Osman Okur Meali:

Allah'a yakın saydıklarından kendisine yardım edecek bir destek bulamadı. Kendini de kurtaramadı.

(Kehf 43)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Ve onun için Allah'tan başka yardım edecek bir cemaat de yok idi ve kendisine yardım edebilecek bir halde değildi.

(Kehf 43)

Ömer Öngüt Meali:

Allah'tan başka, kendisine yardım edecek bir topluluğu da yoktu. Kendi kendine yardım edecek güçte de değildi.

(Kehf 43)

Ömer Sevinçgül Meali:

Ne Allah’tan başka ona yardım edecek kimsesi vardı, ne de adam kendi kendini kurtarabiliyordu.

(Kehf 43)

Sadık Türkmen Meali:

Allah dışında kendisine yardım edecek bir topluluk da yoktu. Kendi kendine de yardım edemedi.

(Kehf 43)

Seyyid Kutub Meali:

O anda ne Allah dışında, yardımına koşabilecek destekçiler bulabildi ve ne de kendi kendini kurtarabildi.

(Kehf 43)

Suat Yıldırım Meali:

Hasılı o, Allah'tan başka kendisine sahip çıkacak bir topluluk da bulamadı, kendi kendini de kurtaramadı.

(Kehf 43)

Süleyman Ateş Meali:

Allah'tan başka, kendisine yardım eden bir topluluğu da olmadı, kendi kendisini de kurtaramadı.

(Kehf 43)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Zaten Allah'tan başka ona yardım edecek kimse olmadı ve bir yardım da görmedi.

(Kehf 43)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Allah'a karşı ona kimse yardım edemedi. O, kendini de kurtaramadı.

(Kehf 43)

Şaban Piriş Meali:

Allah'tan başka ona yardım edecek topluluk da yoktu. Yardım edilen de olmadı.

(Kehf 43)

Talat Koçyiğit Meali:

Onun, Allah'tan başka, kendisine yardım edecek adamları yoktur ve Allah'a karşı kendi kendine de yardımcı olamamıştır.

(Kehf 43)

Tefhimul Kuran Meali:

Allah'ın dışında ona yardım edecek bir topluluk yoktu, kendi kendine de yardım edemedi.

(Kehf 43)

Ümit Şimşek Meali:

Artık ne ona Allah'tan başka yardım edebilecek birileri vardı, ne de o kendi başının çaresine bakacak haldeydi.

(Kehf 43)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Allah dışında kendisine yardım edecek bir topluluğu da çıkmadı. Kendi kendini de kurtaramadı.

(Kehf 43)