18. Kehf Suresi / 44.ayet

İşte orada ve o anda yar ve yardımcı olmak da gerçek ilah olan Allah’a aittir. Zira O, en iyi ödülü verendir ve en iyi sonucu belirleyendir.

Bknz: (3/25)(3/195)(4/40)(16/97)(89/15)»(89/30)

Mustafa Çavdar Meali

Kehf 44 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

İşte bu makamda yardım ve nusret, ancak Allah'ındır ve ona itaat, hem mükafat bakımından daha hayılıdır, hem son bakımından daha hayırlı.

(Kehf 44)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

İşte burada (bu durumda) velayet (yardımcılık, dostluk) sadece Cenab-ı Hakkındır. O, sevap bakımından da en hayırlı, sonuç bakımından da en hayırlıdır.

(Kehf 44)

Abdullah Parlıyan Meali:

İşte bunun içindir ki, her zaman ve her yerde koruyucu ve kayırıcı güç, tamamen Allah'a aittir. Hak edilen karşılığı vermekte de, sonucun ne olacağını belirlemekte de en hayırlı olan O'dur.

(Kehf 44)

Adem Uğur Meali:

İşte burada yardım ve dostluk, Hak olan Allah'a mahsustur. Mükâfatı en iyi olan O, en güzel âkıbeti veren yine O'dur.

(Kehf 44)

Ahmet Hulusi Meali:

İşte fark edileceği üzere, velayet (El Veliyy isminin zuhuru) yalnızca, Hak olan Allah'a aittir (velayet yaşamını yaşatan Allah'tır)! O mükafat verici olarak da hayırlıdır, sonucu yaşatıcı olarak da.

(Kehf 44)

Ahmet Tekin Meali:

İşte, bu noktada, yardım ve dostluk, sığınılacak devlet, otorite, varlığında şüphe olmayan Hak ilâh Allah'a aittir. Mükâfatı en iyi olan O, en güzel akıbeti sağlayan yine O'dur.*

(Kehf 44)

Ahmet Varol Meali

İşte burada velayet (dostluk, yardım) Hakk olan Allah'ındır. O'nun vereceği sevap da daha hayırlı, sonuç da daha hayırlıdır.

(Kehf 44)

Ali Bulaç Meali:

İşte burada (bu durumda) velayet (yardımcılık, dostluk) hak olan Allah'a aittir. O, sevap bakımından hayırlı, sonuç bakımından hayırlıdır.

(Kehf 44)

Ali Fikri Yavuz Meali:

İşte bu halde, yardım ve hâkimiyyet, hak olan Allah'a mahsustur. O, mükâfatça da hayırlıdır, âkıbetçe de hayırlıdır.

(Kehf 44)

Ali Rıza Sefa Meali:

İşte orada yetki, Gerçek Olan Allah'a özgüdür. O, ödül yönünden daha iyidir; sonuç yönünden de daha iyidir.

(Kehf 44)

Ali Ünal Meali:

(Her zaman olduğu gibi) böyle felâket anlarında da yardım, (ancak kudreti, iradesi, ilmi ve izzetiyle gerçek tedbir ve hakimiyet sahibi olan) Allah’tandır. O’dur mükâfatın gerçekten hayırlı ve güzel olanını da, gerçekten hayırlı ve güzel âkıbeti de nasip eden.

(Kehf 44)

Bahaeddin Sağlam Meali:

İşte böyle bir durumda gerçekten sahip çıkmak, Hak olan Allah’a mahsustur. O, mükâfatlandırmak ve sonuçlandırmak açısından çok daha yararlıdır.

(Kehf 44)

Bayraktar Bayraklı Meali:

İşte burada yardım ve dostluk, Hak olan Allah'a mahsustur. Ödülü en iyi olan O, en güzel sonucu veren yine O'dur.

(Kehf 44)

Bekir Sadak Meali:

Iste burada kudret ve hakimiyet, varligi gercek olan Allah'indir. Mukafatlandirma bakimindan hayirli olan da, sonuclandirma yonunden hayirli olan da O'dur. *

(Kehf 44)

Besim Atalay Meali:

Böyle bir yerde dostluk, hak olan Allahındır; odur hayırlı sevap, hayırlı sonuç veren de

(Kehf 44)

Celal Yıldırım Meali:

İşte burada sâhiblilik, kuvvet ve yardım Hakk olan Allah'a aittir. O sevabca da, cezaca da (en âdil) en hayırlıdır.

(Kehf 44)

Cemal Külünkoğlu Meali:

İşte böyle bir durumda (ve her zaman) himaye ve dostluk yalnızca hak olan Allah'ın elindedir. En iyi mükâfatı da, en güzel sonucu da veren O'dur.

(Kehf 44)

Diyanet İşleri Eski Meali:

İşte burada kudret ve hakimiyet, varlığı gerçek olan Allah'ındır. Mükafatlandırma bakımından hayırlı olan da, sonuçlandırma yönünden hayırlı olan da O'dur.*

(Kehf 44)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

İşte bu durumda velayet (himaye ve koruyuculuk) yalnızca hak olan Allah'a mahsustur. O'nun mükafatı da daha hayırlıdır, vereceği sonuç da daha hayırlıdır.

(Kehf 44)

Diyanet Vakfı Meali:

İşte burada yardım ve dostluk, Hak olan Allah'a mahsustur. Mükâfatı en iyi olan O, en güzel âkıbeti veren yine O'dur.

(Kehf 44)

Edip Yüksel Meali:

O an, velayet (güç ve egemenlik) tümüyle gerçek olan ALLAH'ındır. O, en iyi ödülü ve en iyi sonucu verendir.

(Kehf 44)

Elmalılı Orjinal Meali:

İşte burada velayet elhak, Allahındır, o sevabca da hayır, ukbaca da hayırdır

(Kehf 44)

Elmalılı Yeni Meali:

İşte burada hakimiyet gerçekten Allah'ındır. O sevapça da daha hayırlıdır, sonuçça da daha hayırlıdır.

(Kehf 44)

Erhan Aktaş Meali:

İşte bu durumda velilik[1], gerçek olarak yalnızca Allah'a aittir. O, ödüllendirme bakımından da en hayırlı olandır. Sonuç bakımından da en hayırlı olandır.

1)Koruyucu, yardımcı, gözeten, destekleyici, yandaş. Kur'an'da yer alan, "veli" sözcüğü; "dost," olarak çeviriye konu edilmektedir. Oysaki bu sözcük, etik anlamda dostluğu değil; siyasi bağlamda, yönetmeyi, korumayı, gözetilmeyi ifade etmektedir.

(Kehf 44)

Gültekin Onan Meali:

İşte burada (bu durumda) velayet (yardımcılık, dostluk) hak olan Tanrı'ya aittir. O, sevap bakımından hayırlı, sonuç bakımından hayırlıdır.

(Kehf 44)

Hakkı Yılmaz Meali:

İşte burada egemenlik/yardımcılık, koruyuculuk, yol göstericilik ancak hak olan Allah'a aittir. O, ödüllendirme bakımından en iyi ve kovuşturma yönünden de en iyi olandır.

(Kehf 44)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

İşte burada velayet/yardım etme/otorite, (hak ve hakikatin kaynağı) El-Hak olan Allah’a aittir. (Bir tek O yardım edebilir.) O, (vereceği) sevap/mükâfat bakımından da, (ulaştıracağı) sonuç bakımından da en hayırlı olandır.

(Kehf 44)

Harun Yıldırım Meali:

İşte burada yardım ve dostluk, Hak olan Allah'a mahsustur. Mükâfatı en iyi olan O, en güzel âkıbeti veren yine O'dur.

(Kehf 44)

Hasan Basri Çantay:

İşte bu makamda (ve bu halde) nusret ve haakimiyyet, hak olan Allahındır. O, sevabca da hayırlı, aakıbetce de hayırlıdır.

(Kehf 44)

Hayrat Neşriyat Meali:

İşte orada (kıyâmet gününde) yardım, ancak hak olan Allah'a mahsustur.(Mü'minlere) sevabca en hayırlı, âkıbetce de en hayırlı olan (ve kullarını en güzel ni'metlere kavuşturan) O'dur.

(Kehf 44)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Orada(o noktada), velayet¹ Hak [gerçek] olan Allah'ındır. O, eylemin getirisi olarak en iyisidir (hayırlısıdır), sonuç bakımından da en iyisidir (hayırlısıdır).

(Kehf 44)

Hüseyin Atay Meali:

İşte burada, egemenlik gerçek olan Allah'ındır. Ödüllendirme bakımından da en iyi O'dur. Sonuçlandırma yönünden de en iyi olan O'dur.

(Kehf 44)

İbni Kesir Meali:

İşte burada velayet, yalnız hak olan Allah'ındır. Mükafatlandırma bakımından da hayırlı olan, neticelendirme bakımından da hayırlı olan O'dur.

(Kehf 44)

İlyas Yorulmaz Meali:

Şimdi şu anda sığınılacak tek gerçek ilah, Allah dır. En hayırlı karşılığı veren ve en adil cezayı veren de O dur.

(Kehf 44)

İskender Ali Mihr Meali:

İşte burada velâyet (yardım, dostluk) Allah’a ait bir haktır. O (Allah), sevap (mükâfat) açısından da akıbet (sonuç) açısından da hayırlıdır.

(Kehf 44)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Böyle bir günde yardım ancak gerçek olan Allah'tan gelebilir. Allah kullarına iyilik vermekten yana yeydir, son biçmekten yana da yeydir.

(Kehf 44)

Kadri Çelik Meali:

İşte burada velayet (egemenlik), hak olan Allah'a aittir. O, sevap bakımından daha hayırlı, sonuç bakımından da daha iyidir.

(Kehf 44)

Mahmut Kısa Meali:

İşte o anda anladı ki, hüküm verme ve egemenlik yetkisi, tek ve gerçek tanrı olan Allah’a aittir. O’nun yardım ve inâyetine sığınmadan, dünyada da, âhirette de kurtuluşa ulaşmak mümkün değildir. Evet, en güzel ödül ve en hayırlı sonuç, yalnız O’nun katındadır. O’na yürekten bağlanıp hükümlerine boyun eğmek, bu dünyada alınacak mükâfât açısından da, âhirette elde edilecek sonuç bakımından da en güzelidir. Fakat insanlar, aceleci davranıp cenneti dünyada yaşamak istiyorlar. O hâlde, ey Müslüman!

(Kehf 44)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Eh işte burada, her zaman ve her yerde gerçek hak güç olan Allah'ındır Hak edilen karşılığı vermede O vardır. Sonuç bakımından da, O hayırlıdır.

(Kehf 44)

Mehmet Türk Meali:

İşte bu durumda, koruyuculuk ve egemenlik1 mutlak doğru olan Allah’a aittir. Mükâfatlandırma bakımından en hayırlı olan da neticelendirme bakımından en hayırlı olan da Odur.*

(Kehf 44)

Muhammed Celal Şems Meali:

İşte o zaman yetki, tamamen hak olan Allah’a aitti. O, (hem) mükâfat vermekte iyidir, (hem de) hayırlı sonuca (ulaştırmakta) iyidir.

(Kehf 44)

Muhammed Esed Meali:

İşte bunun içindir ki, koruyucu, kayırıcı güç bütünüyle, tek ve gerçek Tanrı olan Allah'a aittir. Hak edilen karşılığı vermekte de, sonucun ne olacağını belirlemekte de en iyi olan O'dur.

(Kehf 44)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

İşte burada yardım ve dostluk, Hak olan Allaha özgüdür. Ödülü en iyi olan da odur, en güzel sonucu veren de yine odur.

(Kehf 44)

Mustafa Çavdar Meali:

İşte orada ve o anda yar ve yardımcı olmak da gerçek ilah olan Allah’a aittir. Zira O, en iyi ödülü verendir ve en iyi sonucu belirleyendir.

Bknz: (3/25) - (3/195) - (4/40) - (16/97) - (89/15)»(89/30)

(Kehf 44)

Mustafa Çevik Meali:

42-44 Nitekim öyle de oldu. Bir gün bir afetle o kibirli nankörün bağı, bahçesi tarumar olup, varı yoğu da elinden alınıp, emekleri boşa çıkartılıp, hayalleri yok edildi. O da diz üstü çöküp, ellerini ovuştura ovuştura pişmanlık içinde kıvranarak, “Ah keşke Rabbime karşı kibirlenip nankörleşmesem ve küstahça o lafları etmeseydim, Allah’la birlikte nefsimi ilah edinip de O’na ortak koşmasaydım.” diyerek sızlanıp durdu. Hâlbuki akledip de bilmeliydi ki, O’na bunca nimeti veren Allah’tır ve kendisini O’ndan koruyacak ve O’na rağmen kendisine yardım edecek hiçbir güç de yoktur. İnsanın kendi kendine yetmesi ve kendi sorunlarını kendi başına çözmesi de mümkün değildir. Şüphesiz Allah kendisine sığınanların gerçek dostu, yardımcısı, koruyup kollayıcısıdır. O, kendine yönelenleri en güzel mükâfatlarla ödüllendirip, en güzel akıbetlerle karşılaştırandır.

(Kehf 44)

Mustafa İslamoğlu Meali:

İşte orada -o anda dahi,- gerçek anlamda yar ve yardımcı olma gücü, sadece mutlak gerçeğin ta kendisi olan Allah'a aittir: O, hem hak edilen karşılığı vermede hem de nihai akıbeti belirlemede rakipsizdir.

(Kehf 44)

Osman Okur Meali:

İşte böyle bir durumda (ve her zaman) himaye ve dostluk yalnızca hak olan Allah'ın elindedir. En iyi mükâfatı da, en güzel sonucu da veren O'dur.

(Kehf 44)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Böyle bir vaziyette velâyet, ancak hak olan Allah'a mahsustur. O sevapca en hayırlıdır ve akibetce de en hayırlıdır.

(Kehf 44)

Ömer Öngüt Meali:

İşte bu durumda yardım ve dostluk, hak olan Allah'a mahsustur. O'nun vereceği sevap da daha hayırlıdır, âkibet de daha hayırlıdır.

(Kehf 44)

Ömer Sevinçgül Meali:

İşte orada yardım, hak olan Allah’a özgüdür. Yapılanların karşılığını vermekte de, sonucu belirlemekte de en hayırlı olan, odur.

(Kehf 44)

Sadık Türkmen Meali:

İşte bu durumda velâyet/yardım ve koruyuculuk, gerçek olan Allah’a aittir. Sevap/mükâfat vermek bakımından en iyi, en güzel sonucu vermek yönünden de en iyi olan O’dur.

(Kehf 44)

Seyyid Kutub Meali:

İşte orada koruyuculuk ve egemenlik, varlığı «gerçek» olan Allah'ın tekelindedir. En yararlı ödül ve en hayırlı akıbet yalnız O'nun katındadır.

(Kehf 44)

Suat Yıldırım Meali:

Öyle bir yerde himaye ve yardım, sadece hak ve hakikatin ta kendisi olan Allah'a mahsustur. En iyi mükafatı da, en güzel akıbeti de veren O'dur.

(Kehf 44)

Süleyman Ateş Meali:

İşte o durumda velilik (koruyuculuk) yalnız hak olan Allah'a mahsustur. O'nun vereceği sevap da daha hayırlıdır, sonuç da daha hayırlıdır.

(Kehf 44)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Böyle kara bir günün dostu, gerçeğin kendisi olan Allah'tır. En hayırlı karşılığı verecek olan da işlerin sonunu hayırlı kılacak olan da odur.

(Kehf 44)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Bunun için, insanı ancak gerçek ilah olan Allah koruyabilir. O'nun vereceği karşılık da, ulaştıracağı sonuç da en iyisidir.

(Kehf 44)

Şaban Piriş Meali:

İşte burada hakimiyet, şüphesiz Allah'ındır. En iyi mükafatı O verir. En iyi cezayı da O verir.

(Kehf 44)

Talat Koçyiğit Meali:

İşte bu durumda yardım, yalnız hak olan Allah'a aittir; O, sevab yönünden daha hayırlıdır; akıbet yönünden de daha hayırlıdır.

(Kehf 44)

Tefhimul Kuran Meali:

İşte burda (bu durumda) velayet (yardımcılık, dostluk) hak olan Allah'a aittir. O, sevap bakımından hayırlı, sonuç bakımından hayırlıdır.

(Kehf 44)

Ümit Şimşek Meali:

Bundan da anlaşılıyor ki, velâyet,(6) bütünüyle, gerçek tanrı olan Allah'ındır. Ödülün hayırlısını O verir; âkıbetin hayırlısını da O nasip eder.*

(Kehf 44)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

İşte böyle bir durumda, dostluk ve koruma, hak olan Allah'tandır. O, karşılık verme bakımından da hayırlıdır, iş sonuçlandırma bakımından da hayırlıdır.

(Kehf 44)