5. Maide Suresi / 102.ayet

Sizden önce gelen kimi insanlar yerli yersiz birtakım sorular sordular. Sonra da onun gereğini yapmayarak kâfir oldular.

Bknz: (58/5)(62/5)

Mustafa Çavdar Meali

Maide 102 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Sizden önce de bir kavim onları sordu da sonra kafir oluverdi.

(Maide 102)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Sizden önce bir topluluk da onu (gereksiz bir konuyu, samimiyetsiz bir merakla) sormuştu da sonra (açıklanan hükümler ağır geldiği için inkâr edip) kâfirler olup gitmişlerdi.

(Maide 102)

Abdullah Parlıyan Meali:

Sizden önceki insanlar da, böyle sorular sormuş ve sonuçta Allah'tan gelen gerçekleri, örtbas etmişlerdi.

(Maide 102)

Adem Uğur Meali:

Sizden önce de bir toplum onları sormuş, sonra da bunları inkâr eder olmuştu.

(Maide 102)

Ahmet Hulusi Meali:

Sizden önce de bir topluluk bunu sordu; (aldıkları cevapları hazmedememeleri yüzünden) hakikat bilgisini inkar edenlerden oldular.

(Maide 102)

Ahmet Tekin Meali:

Sizden öncekikavimler böyle şeyleri sordular da, verilen cevapların, vahyedilen hükümlerin gereğini yerine getirmeyip terk ederek kâfir durumuna düştüler.*

(Maide 102)

Ahmet Varol Meali

Sizden önceki bir topluluk bunları sormuş sonra da onları inkar etmişlerdi.

(Maide 102)

Ali Bulaç Meali:

Sizden önce bir topluluk onu sormuştu da sonra kafirler olmuşlardı.

(Maide 102)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Doğrusu, sizden önce bir kavim, öyle (lüzumsuz) şeyleri sordu da, sonra o yüzden kâfir oldular.

(Maide 102)

Ali Rıza Sefa Meali:

Sizden önceki bir toplum da onları sormuş; sonra nankörlük etmişlerdi.

(Maide 102)

Ali Ünal Meali:

Sizden önce bir topluluk o kabil şeyleri sorup durur ve peygamberlerinden olmadık isteklerde bulunurlardı da, sonra o sordukları meseleler kendilerine açıklanınca veya isteklerine cevap verilince yine de inanmamış, söylenilenleri yapmamış ve kâfir olmuşlardı.

(Maide 102)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Sizden önce bir kavim (toplum,) o meseleleri sordu, sonra onları inkâr etmeye başladılar.

(Maide 102)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Sizden önceki insanlar da böyle sorular sormuş ve sonuçta onları inkar etmişlerdi.

(Maide 102)

Bekir Sadak Meali:

Sizden once bir millet onlari sormustu, sonra da onlari inkar etmislerdi.

(Maide 102)

Besim Atalay Meali:

Sizden önce, bir ulus da bunları sormuş idi, sonra bu yüzden onlar kâfir oldular

(Maide 102)

Celal Yıldırım Meali:

Sizden önce bir millet de onları sormuştu, sonra da o yüzden kâfir olmuşlardı.

(Maide 102)

Cemal Külünkoğlu Meali:

(Ey inananlar!) Sizden önceki bir toplum da böyle sorular sormuş ve sonuçta hakikati inkâr etmişti.

(Maide 102)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Sizden önce bir millet onları sormuştu, sonra da onları inkar etmişlerdi.

(Maide 102)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Sizden önceki bir millet o tür şeyleri sordu da sonra o yüzden kafir oldu.

(Maide 102)

Diyanet Vakfı Meali:

Sizden önce de bir toplum onları sormuş, sonra da bunları inkâr eder olmuştu.

(Maide 102)

Edip Yüksel Meali:

Sizden önce bir topluluk o tip soruları sordu da, o sorularından dolayı inkarcı oldular.

(Maide 102)

Elmalılı Orjinal Meali:

Filvakı' öyle mes'eleleri sizden evvel bir kavm sordu da sonra o yüzden kafir oldular

(Maide 102)

Elmalılı Yeni Meali:

Nitekim, böyle meseleleri sizden evvel bir topluluk sordu da sonra bu yüzden kafir oldular.

(Maide 102)

Erhan Aktaş Meali:

Gerçekten, sizden önce de onları bir toplum sormuştu da sonra onları inkar edenler olmuşlardı.

(Maide 102)

Gültekin Onan Meali:

Sizden önce bir topluluk onu sormuştu da sonra kafir olmuşlardı.

(Maide 102)

Hakkı Yılmaz Meali:

Şüphesiz sizden önce gelen bir toplum bunları sormuştu/istemişti, sonra da onlar Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini kabul etmeyen kimseler oldular.

(Maide 102)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Sizden önce bir topluluk onu sormuş sonra da onu (inkâr eden) kâfirler olmuşlardı.

(Maide 102)

Harun Yıldırım Meali:

Muhakkak ki sizden önce bir toplum onları sordu da sonra o yüzden onları inkâr eden kimseler oldular.

(Maide 102)

Hasan Basri Çantay:

Sizden evvel de bir kavm onları sordu da sonra o yüzden kafirler oldular.

(Maide 102)

Hayrat Neşriyat Meali:

Doğrusu sizden önce bir kavim onları sormuştu (da), sonra (kendilerine verilen hükümleri kabûl etmeyip) o yüzden kâfir kimseler olmuşlardı.

(Maide 102)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Sizden önceki bir millet onlar [o şeyler] hakkında sormuştu sonra onlardan dolayı kafirler [gerçeği örtenler] olarak sabahlamışlardı.

(Maide 102)

Hüseyin Atay Meali:

Sizden önce bir ulus onları sormuştu. Sonra da onları inkâr ettiler.

(Maide 102)

İbni Kesir Meali:

Sizden önce bir kavim onları sormuştu da, sonra o sebeple kafirler olmuştu.

(Maide 102)

İlyas Yorulmaz Meali:

Sizden önceki topluluklarda bu şekilde sorular sormuş, sonra da inkarcı olmuşlardı.

(Maide 102)

İskender Ali Mihr Meali:

Sizden önce de bir kavim onu sormuştu. Sonra onunla kâfir oldular.

(Maide 102)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Gerçekten bunları sizden önce başka bir ulus da sor­muştu. Sonra bu yüzden Allah'ı tanımaz olmuştu.

(Maide 102)

Kadri Çelik Meali:

Sizden önce gelen bir topluluk, onları sormuştu da sonra da onları inkâr ediciler olmuşlardı.

(Maide 102)

Mahmut Kısa Meali:

Sizden önce de bazı insanlar bu tür sorular sormuş(2. Bakara: 67-71 ve 57. Hadid: 27) ve sonuçta, Allah’ın bütün hükümlerini inkâr eder duruma gelmişlerdi. Din âlimleri, kılı kırk yararcasına ortaya koydukları kurallarla, insanların yükümlülüklerini gereksiz yere ağırlaştırmışlardı. Öyle ki, dînî hükümler, zamanla uzmanların bile içinden çıkamadığı karmakarışık sorunlar yumağı hâline gelmiş ve bu da, halkın ve yöneticilerin Allah’ın kanunlarından büsbütün uzaklaşarak inkârcı sistemlerin kucağına düşmesine yol açmıştı. İşte, böyle bir anlayışın ürünü olarak uydurulan haramlardan çarpıcı bir örnek:

(Maide 102)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Maalesef sizden önce de bir topluluk öyle sormuştu da, sonra küfredenlerden oldular.

(Maide 102)

Mehmet Türk Meali:

Nitekim sizden önce bir toplum bunları sormuştu da sonra bu (soruları) sebebiyle, kâfir olmuşlardı.

(Maide 102)

Muhammed Celal Şems Meali:

Sizden önce (de) bir kavim, bu (hususlar) hakkında sormuştu. Ancak daha sonraları (aldıkları cevaba) inanmaz oldular.

(Maide 102)

Muhammed Esed Meali:

Sizden önceki insanlar da böyle sorular sormuş ve sonuçta hakikati inkara varmışlardı.

(Maide 102)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Sizden önce gelen bir toplum da onları sormuştu da sonra onları inkar etmişti.

(Maide 102)

Mustafa Çavdar Meali:

Sizden önce gelen kimi insanlar yerli yersiz birtakım sorular sordular. Sonra da onun gereğini yapmayarak kâfir oldular.

Bknz: (58/5) - (62/5)

(Maide 102)

Mustafa Çevik Meali:

101-102 Ey mü’minler! Size faydası olmayan ve açıklanması durumunda da hoşunuza gitmeyecek olan boş, anlamsız, olup bitmiş sorular sormayın. Allah size bilmeniz gerekenleri ve sorumluluklarınızı bildirmiştir, bildirilmemiş olanlar ise sizin dünya ve âhiret hayatınızı ilgilendirmez ve Allah sizi bildirmediklerinden de sorumlu tutmaz. Allah mü’minlere karşı çok merhametli, şefkatli ve bağışlayıcıdır. Sizden önce bir kısım insanlar, kendilerini ilgilendirmediği için Allah’ın da açıklamadığı soruları peygamberlerine sormuşlar, sorularına aldıkları cevapların hükümlerini yerine getiremeyince inkâra ve küfre sapmışlardı.

(Maide 102)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Sizden önceki insanlar da bu türden sorular sormuşlar, en sonunda hakkı inkara kadar varmışlardı.

(Maide 102)

Osman Okur Meali:

(Ey inananlar!) Sizden önceki bir kavim de böyle sorular sormuş ve sonuçta hakikati inkâr etmişti.

(Maide 102)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Filvaki öyle şeyleri sizden evvel bir kavim sordu da sonra o sebeple kâfir oldular.

(Maide 102)

Ömer Öngüt Meali:

Sizden önce bir kavim de onları sormuştu, sonra da bu sebeple kâfir olmuşlardı.

(Maide 102)

Ömer Sevinçgül Meali:

Sizden önce bir topluluk ‘bunlara benzer sorular’ sormuştu da, sonra ‘kendilerine o konularla ilgili buyruklar verilince’ bu yüzden inkâr etmişlerdi.

(Maide 102)

Sadık Türkmen Meali:

Sizden önceki bir millet o tür şeyleri sordu da, sonra (inanmadılar) o yüzden kâfir oldular.

(Maide 102)

Seyyid Kutub Meali:

Sizden önceki bir ümmet böyle konuları sordu, fakat sonra bunlar yüzünden kafir oldular.

(Maide 102)

Suat Yıldırım Meali:

Sizden önce bir topluluk o kabil şeyleri sormuş, sonra da onlar sebebiyle kafir olmuşlardı.

(Maide 102)

Süleyman Ateş Meali:

Sizden önce gelen bir toplum da onları sormuştu da sonra onları tanımaz olmuşlardı.

(Maide 102)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Sizden önce bir topluluk böyle sorular sormuşlar sonra o yüzden kafir olmuşlardı[1].

1)Muhammed Esed Meali ayet açıklaması : İbni Hazm'ın geliştirdiği yasama prensiplerini esas alan Reşid Rıza yukarıdaki ayeti şöyle açıklar: "Birçok hukukçumuz (fukaha'), kendi sübjektif kıyas yöntemleriyle insanların dini yükümlülüklerini (tekalif) gereksiz yere genişletmişler, böylece,
2)[Kur'an'ın] apaçık dilinin sona erdirdiği güçlüklere ve karmaşıklıklara yeniden hayatiyet kazandırmışlardır: Bu da, birçok Müslümanın ve yönetimlerinin İslam Hukuku'nun bütünlüğünden uzaklaşmalarına yol açmıştır" (Menar VII, 138). 

(Maide 102)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Sizden öncekiler de böyle sorular sormuş, sonunda da hakikati inkar etmişlerdi.

(Maide 102)

Şaban Piriş Meali:

Sizden önce gelen bir toplum onu sordu sonra da onu inkar ettiler.

(Maide 102)

Talat Koçyiğit Meali:

Nitekim sizden önce gelen bir kavim, (sorulduğu zaman hüküm vazedilmesine sebep olan) o şeyler hakkında soru sormuş, sonra da onları inkâr eder olmuşlardı.

(Maide 102)

Tefhimul Kuran Meali:

Sizden önce bir topluluk onu sormuştu da sonra kâfirler olmuşlardı.

(Maide 102)

Ümit Şimşek Meali:

Sizden önce bir topluluk böyle şeyleri sormuş, sonra da sordukları şeyler yüzünden kâfir olmuştu.

(Maide 102)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Sizden önceki bir toplum da onları sormuştu; sonra tutup hepsini inkar ettiler.

(Maide 102)