67. Mülk Suresi / 27.ayet

O (azapla) karşı karşıya geldiklerinde o nankör kâfirlerin yüzü kapkara kesilecek ve kendilerine; “Alay ederek “gelsin de görelim” dediğiniz azap işte budur” denilecek.

Bknz: (10/27)(80/40)»(80/41)

Mustafa Çavdar Meali

Mülk 27 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Azabın yaklaştığını gördüler mi kafir olanların yüzleri kararır ve işte denir, bu, isteyip durduğunuz şey.

(Mülk 27)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Derken (O şüphe ettikleri ve hiç beklemedikleri; Hakkın ve mazlumların galibiyetini, zalim inkârcıların ve münafıkların ise acı akıbetini) çok yakından gördüklerinde, o küfredenlerin yüzleri kötüleşip (pişmanlık ve perişanlık içinde) kararacaktır ve onlara: “İşte bu, sizlerin (hiç olmayacak diye savunduğunuz) ve davet edilip durduğunuz şeydir” denilecek (böylece, akılsızlık, haksızlık ve ahlâksızlıkları yüzlerine vurulacaktır) .

(Mülk 27)

Abdullah Parlıyan Meali:

Azabın yaklaştığını gördüler mi, Allah'tan gelen gerçekleri örtbas edenlerin yüzleri bir tuhaf olup çirkinleşir ve o zaman onlara denecek ki: “Sizin aradığınız ve istediğiniz bu idi.”

(Mülk 27)

Adem Uğur Meali:

Ama onu (azabı) yakından gördükleri zaman, inkâr edenlerin yüzleri kararacak ve (kendilerine): İşte sizin isteyip durduğunuz budur! denecektir.

(Mülk 27)

Ahmet Hulusi Meali:

Onu (ölümü) yaklaşmış gördüklerinde, o hakikat bilgisini inkar edenlerin yüzleri kötü oldu (karardı)! "İşte bu, kendisini bir an önce yaşamayı temenni ettiğinizdir!" denildi.

(Mülk 27)

Ahmet Tekin Meali:

Azâbı yakından gördükleri zaman, kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah'a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenlerin, kâfirlerin yüzleri fenalaşacak. Kendilerine: “İşte, inkârlarınız ve alaylarınızla isteyip durduğunuz azap budur.” denecek.

(Mülk 27)

Ahmet Varol Meali

Nihayet onu yakında gördüklerinde inkâr edenlerin yüzleri kötüleşir ve: "İşte bu, (gerçekleşmeyeceğini) ileri sürüp durduğunuz şeydir" denir.

(Mülk 27)

Ali Bulaç Meali:

Nihayet onu pek yakında gördüklerinde, o inkar edenlerin yüzleri kötüleşip karardı. Ve: "İşte bu, sizin (gerçekleşmeyecek diye) öne sürüp durduğunuz şeydir" denildi.

(Mülk 27)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Nihayet vakti gelip de o (vaad olunan) azabı yakından gördüklerinde o kâfir olanların yüzleri kötüleşivermiştir ve onlara şöyle denilmiş olacaktır: “- İşte sizin istediğiniz (ve vuku bulmaz dediğiniz) azap budur!...

(Mülk 27)

Ali Rıza Sefa Meali:

Fakat onu yaklaşırken gördükleri zaman, nankörlük edenlerin yüzleri asılacaktır. Ve şöyle denilecektir: "İsteyip durduğunuz şey, işte budur!"

(Mülk 27)

Ali Ünal Meali:

Ama (o va’dedilen kıyametin) kopmak üzere olduğunu gördükleri zaman, küfre batmış olanların yüzleri simsiyah kesilir ve onlara “İşte”, denir, (alaycı alaycı) ‘gelse ya!’ dediğiniz şey!”

(Mülk 27)

Bahaeddin Sağlam Meali:

O vaad yakınlaştığında o kâfirlerin yüzü çirkinleşecektir. Onlara: “İşte gerçekleşmesini istediğiniz şey budur!” denilecektir.

(Mülk 27)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Onu yakından gördüklerinde, inkar edenlerin suratları asılır ve kendilerine, "İşte durmadan istediğiniz azap budur!" denilir.

(Mülk 27)

Bekir Sadak Meali:

Azabi yaklasirken gordukleri zaman, inkar edenlerin yuzleri cirkinlesip kararir; onlara: «Sizin arayip durdugunuz iste budur» denir.

(Mülk 27)

Besim Atalay Meali:

Onun yaklaştığın gördüklerinde, kâfirlerin yüzleri ekşiyecek, onlara denilecek ki: «İşte, aradığınız!»

(Mülk 27)

Celal Yıldırım Meali:

Va'dolunan azabın yaklaştığını görünce, o küfre sapanların yüzleri bir tuhaf olup çirkinlesin Onlara : «Sizin istediğiniz, davet edip durduğunuz bu idi!.» denilir.

(Mülk 27)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Fakat azabı gördükleri zaman, inkârcıların yüzleri (kararır) kötüleşir ve (kendilerine): “İşte sizin arayıp durduğunuz (azap) budur” denir.

(Mülk 27)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Azabı yaklaşırken gördükleri zaman, inkar edenlerin yüzleri çirkinleşip kararır; onlara: "Sizin arayıp durduğunuz işte budur" denir.

(Mülk 27)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Onu (azabı) yakından gördükleri zaman inkar edenlerin yüzleri kötüleşir ve onlara, "İşte bu, (alaylı bir biçimde) isteyip durduğunuz şeydir" denir.

(Mülk 27)

Diyanet Vakfı Meali:

Ama onu (azabı) yakından gördükleri zaman, inkâr edenlerin yüzleri kararacak ve (kendilerine): İşte sizin isteyip durduğunuz budur! denecektir.

(Mülk 27)

Edip Yüksel Meali:

Onu yaklaşırken gördükleri zaman inkarcıların suratı asılır, ve onlara 'İşte isteyip durduğunuz şey budur,' denir.

(Mülk 27)

Elmalılı Orjinal Meali:

Derken vaktı gelip de onu yakından gördüklerinde o küfredenlerin yüzleri kötüleşiverdi. Ve denildi ki işte, o sizin kendilerine da'vet edip durduğunuz budur

(Mülk 27)

Elmalılı Yeni Meali:

Derken vakti gelip de onu yakından gördüklerinde o inkar edenlerin yüzleri kötüleşti ve: "İşte o sizin kendinize davet edip durduğunuz budur!" denildi.

(Mülk 27)

Erhan Aktaş Meali:

Onu yakından gördükleri zaman, gerçeği yalanlayan nankörlerin yüzleri kötüleşti. Onlara: "İşte bu, sizin isteyip durduğunuz şey!"[1] denildi.

1)"Ne zaman olacakmış, gelsin de görelim." diye alaya aldığınız gün.

(Mülk 27)

Gültekin Onan Meali:

Nihayet onu pek yakında gördüklerinde, o küfredenlerin yüzleri kötüleşip karardı. Ve: "İşte bu, sizin (gerçekleşmeyecek diye) öne sürüp durduğunuz şeydir" denildi.

(Mülk 27)

Hakkı Yılmaz Meali:

Artık onlar, onu yakınlaşmış görünce, kâfirlerin; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden kimselerin yüzleri kötüleşti. Ve: “İşte bu, çağırıp durduğunuz şeydir!” dendi.

(Mülk 27)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

(Azabı) yakınlaşmış gördükleri zaman, kâfirlerin yüzleri kötü bir hâl aldı. Denildi ki: “İşte bu (ne zamanmış diye inkâr ettiğiniz ve) gerçekleşmesini talep ettiğiniz şeydir.”

(Mülk 27)

Harun Yıldırım Meali:

Nihayet onu yakında gördüklerinde, o küfürlerinde ısrar edenlerin yüzleri kötüleşecek. Ve: “İşte bu, sizin öne sürüp durduğunuz şeydir.” denilecektir.

(Mülk 27)

Hasan Basri Çantay:

Artık onu yakında gördükleri zaman o küfredenlerin yüzleri kötü bir haale getirilmiş ve (onlara) "İşte bu, sizin (çarçabuk istediğiniz ve aksini) iddia etdiğiniz şeydir" denilmişdir (denilecek).

(Mülk 27)

Hayrat Neşriyat Meali:

Nihâyet onu (o kıyâmeti) yakından gördüklerinde, inkâr edenlerin yüzleri kötüleşir ve (kendilerine): “İşte kendisini (acele ederek) isteyip durduğunuz (azab) budur!” denilir.

(Mülk 27)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Artık, onu itibar halinde¹ gördükleri zaman, gerçeği örtmüş olanların yüzleri kötüleşti ve "Bu, size (ait olduğunu) iddia etmekte olduğunuzdur." denildi.

(Mülk 27)

Hüseyin Atay Meali:

Azabı yaklaşırken gördükleri zaman, inkâr edenlerin yüzleri buruşur, onlara "sizin arayıp durduğunuz, işte budur" denir.

(Mülk 27)

İbni Kesir Meali:

Onu yaklaşırken gördükleri vakit, küfredenlerin yüzleri buruştu. Ve: Sizin isteyip durduğunuz işte budur, denildi.

(Mülk 27)

İlyas Yorulmaz Meali:

Vaat edilen gün ile karşılaştıklarında, o günü inkar edenlerin yüzleri çok çirkinleşir ve onlara “İşte bu çağırıp durduğunuz gün” denir.

(Mülk 27)

İskender Ali Mihr Meali:

Fakat onu (azabı), yakın olarak gördükleri zaman inkâr edenlerin yüzleri karardı. Ve onlara: “Bu sizin kendisini davet ettiğiniz (ne zaman diye sorduğunuz) azaptır.” denildi.

(Mülk 27)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Artık o günün yaklaştığını görünce tanımazların yüzleri ekşiyecek. Onlara denilecek: «İşte sizin çarçabuk kavuşmak istediğiniz budur.»

(Mülk 27)

Kadri Çelik Meali:

Nihayet onu (azabı) pek yakında gördüklerinde, o kâfirlerin yüzleri kötüleşip kararır ve “İşte bu, sizin (gerçekleşmeyecek diye) öne sürüp durduğunuz şeydir” denilir.

(Mülk 27)

Mahmut Kısa Meali:

Kur’an’dan gâfil yaşayanlar, ölüm gerçeğini göz ardı ederek bir ömür sürecekler fakat sonunda, onun iyice yaklaştığını gördükleri anda, duydukları korku ve pişmanlık yüzünden inkârcıların suratları simsiyah kesilecek ve o zaman onlara, “İşte, küstahça alay ederek isteyip durduğunuz azap budur!” denilecek.

(Mülk 27)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Kendilerine "işte sizin isteyip durduğunu şey" denir. Yaklaşanı gördüklerinde. Malum olan azaptan, inkarcıların yüzleri kızarır, perişan olurlar. İşte yerinizdir.

(Mülk 27)

Mehmet Türk Meali:

Sonunda o (azabı) yakından gördükleri zaman, kâfirlerin yüzleri kapkara kesilir ve (onlara): “Sizin isteyip durduğunuz işte budur!” denilir.

(Mülk 27)

Muhammed Celal Şems Meali:

(Vaat olunan azabı) yaklaşırken görecekleri zaman, kâfirlik edenlerin suratları kötüleşecek. Onlara, “Hep çağırdığınız, işte budur,” denilecek.

(Mülk 27)

Muhammed Esed Meali:

Ama sonunda, bu (gerçekleşme)nin yakın olduğunu gördükleri zaman, hakikati inkar edenlerin yüzleri acı ile buruşacak ve onlara: "İşte (o kadar küçümseyerek) çağırıp durduğunuz şey budur!" denilecek.

(Mülk 27)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Onu yaklaşırken gördükleri zaman inkarcıların suratı asılır ve onlara; "İşte isteyip durduğunuz şey budur!" denilir.

(Mülk 27)

Mustafa Çavdar Meali:

O (azapla) karşı karşıya geldiklerinde o nankör kâfirlerin yüzü kapkara kesilecek ve kendilerine; “Alay ederek "gelsin de görelim" dediğiniz azap işte budur” denilecek.

Bknz: (10/27) - (80/40)»(80/41)

(Mülk 27)

Mustafa Çevik Meali:

23-27 De ki: “Sizi yoktan var edip, işitecek kulaklar, görecek gözler, hissedecek gönüller, akıl ve idrak bahşeden Allah’a karşı sorumluluk ve minnet duyup da davetine yönelmeyecek misiniz? Sizi yeryüzünde çoğaltıp yayan O’dur, sonunda yine O’na döndürülüp, davetine karşı tutumunuzdan hesaba çekileceksiniz.” Bütün bu gerçeklere rağmen inkârcılar Allah’ın davetine iman eden mü’minlere, “Eğer doğru söylüyorsanız söyleyin bakalım, şu bizi tehdit ettiğiniz vaat edilen Kıyamet ve Hesap Günü ne zaman gelecek.” diyorlar. Sen onlara de ki: “O Günün ne zaman geleceğini yalnız Allah bilir, ben yalnızca O Günün geleceği ile sizi uyarıyorum.” Hesap Günü onların azapla karşılaştıklarında yüzleri korkudan kapkara kesilecek ve onlara “İşte alay ederek ne zaman gelecekmiş, gelsin de görelim dediğiniz azap budur.” denilecek.

(Mülk 27)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Fakat onun çok yakın olduğunu gördükleri zaman, inkara şartlanmış olanların suratları asılacak; dahası kendilerine denilecek ki: "İşte (gelmeyeceğini) iddia edip durduğunuz (gün) budur!"

(Mülk 27)

Osman Okur Meali:

Ama sonunda, bu (gerçekleşme) nin yakın olduğunu gördükleri zaman, hakikati inkar edenlerin yüzleri acı ile buruşacak ve onlara: "İşte (o kadar küçümseyerek) çağırıp durduğunuz şey budur!" denilecek.

(Mülk 27)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Vaktâ ki, onu (o azabı) yakın bir halde görüverdiler. Kâfir olmuş olanların yüzleri çirkinleşmiş oldu ve denildi ki: «İşte bu odur ki, siz bunu talep ettiniz.»

(Mülk 27)

Ömer Öngüt Meali:

Onu (azabı) yaklaşmış gördükleri zaman, kâfirlerin yüzleri kararır. Kendilerine "İşte sizin isteyip durduğunuz şey budur!" denilir.

(Mülk 27)

Ömer Sevinçgül Meali:

Onu yakından gördükleri zaman, inkâr edenlerin benzi kararır. Onlara, “Sizin çağırıp durduğunuz işte budur!” denilir.

(Mülk 27)

Sadık Türkmen Meali:

Onu yakından gördükleri zaman, inkâr edenlerin yüzleri kötüleşti: “İsteyip çağırmakta olduğunuz şey, işte budur!” denildi.

(Mülk 27)

Seyyid Kutub Meali:

Fakat azabı gördükleri zaman, inkar edenlerin yüzleri kararır ve kendilerine «işte sizin arayıp durduğunuz budur» denir.

(Mülk 27)

Suat Yıldırım Meali:

Onu yanıbaşlarında buldukları zaman inkar edenlerin kederden yüzleri mosmor kesilir. Kendilerine: "İşte sizin isteyip durduğunuz şey!" denilir.

(Mülk 27)

Süleyman Ateş Meali:

Onu yakın görünce inkar edenlerin yüzleri kötüleşti. Ve: "İşte çağırıp durduğunuz şey budur!" dendi.

(Mülk 27)

Süleymaniye Vakfı Meali:

O tehdidi yakından görünce ayetleri görmezlikten gelenlerin (kafirlerin) yüzleri fenalaşır ve onlara "Öğrenmek istediğiniz şey budur" denir.

(Mülk 27)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Onun yaklaştığını anladıkları zaman, kâfirlerin yüzünü korku bürür. Onlara: "İşte isteyip durduğunuz şey budur" denir.

(Mülk 27)

Şaban Piriş Meali:

O'nu yakından gördükleri zaman, inkarcıların yüzleri simsiyah kesilir. Onlara denir ki: -İşte, isteyip durduğunuz şey!

(Mülk 27)

Talat Koçyiğit Meali:

O azabı yakın gördükleri zaman, inkâr edenlerin yüzleri kötüleşir ve onlara: "işte sizin alay ederek istediğiniz azâb" denir.

(Mülk 27)

Tefhimul Kuran Meali:

Nihayet onu pek yakında gördüklerinde, o küfretmekte olanların yüzleri kötüleşip karardı. Ve: «İşte bu, sizin (gerçekleşmeyecek diye) öne sürüp durduğunuz şeydir» denildi.

(Mülk 27)

Ümit Şimşek Meali:

Onu yakınlarında gördükleri an, o kâfirlerin yüzleri simsiyah kesilir. Onlara “İstediğiniz şey işte bu” denir.

(Mülk 27)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Onu yakından gördüklerinde, inkar edenlerin yüzleri kötüleşti. Şöyle denildi: "O habire çağırıp durduğunuz şey budur."

(Mülk 27)