63. Münafikun Suresi / 8.ayet

Yine onlar “Medine’ye döndüğümüzde güç ve şeref sahibi olan bizler güçsüz ve zayıf olan muhacirleri oradan sürüp çıkaracağız” derler. Hâlbuki asıl izzet ve şeref Allah’a, Allah’ın mesajlarını tebliğ eden elçisine ve müminlere mahsustur. Fakat o ikiyüzlü münafıklar bunu bilmezler.

Bknz: (8/30)(17/76)

Mustafa Çavdar Meali

Münafikun 8 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Derler ki: Medine'ye dönünce andolsun ki üstün olan, elbette aşağılık kişiyi çıkarır oradan ve Allah'ındır üstünlük ve Peygamberinin ve inananların ve fakat münafıklar, bilmezler.*

(Münafikun 8)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Münafıklar: "Andolsun, eğer Medine'ye dönersek (devlet ve hükümete yerleşirsek), daha üstün olan (bizler), daha güçsüz olanı (sadık mü’minleri) oradan mutlaka çıkarıp atacaktır” diyorlardı. Oysa (gerçek) izzet, haysiyet ve üstünlük, (ancak) Allah'ın; Peygamberin ve inananlarındır. Ne var ki münafıklar bunu bilecek (ve idrak edecek akli ve vicdani dürüstlükten uzaktırlar).

(Münafikun 8)

Abdullah Parlıyan Meali:

Derler ki: “Eğer Benî Müstalik savaşından Medine'ye dönersek biz üstün olanlar, Rasülullah ve beraberindeki aşağılık kimseleri Medine'den çıkaracağız.” Ama asıl şeref, üstünlük Allah'a O'nun elçisine ve inananlara aittir, fakat münafıklar bu gerçeği bilmezler.

(Münafikun 8)

Adem Uğur Meali:

Onlar: Andolsun, eğer Medine'ye dönersek, üstün olan, zayıf olanı oradan mutlaka çıkaracaktır, diyorlardı. Halbuki asıl üstünlük, ancak Allah'ın, Peygamberinin ve müminlerindir. Fakat münafıklar bunu bilmezler.

(Münafikun 8)

Ahmet Hulusi Meali:

(O ikiyüzlü) dedi ki: "Andolsun ki eğer Medine'ye geri dönersek, en Aziyz olan, en zelil olanı oradan mutlaka çıkaracaktır!" Oysa izzet Allah'ındır, Rasulünündür ve iman edenlerindir. Ne var ki ikiyüzlüler bilemezler!

(Münafikun 8)

Ahmet Tekin Meali:

“Andolsun, eğer Medine'ye dönersek, kuvvetli ve haysiyetli olan, oradan, zavallı alçağı mutlaka çıkaracaktır.” diyorlardı. Halbuki güç, kuvvet, kudret, hükümranlık, Allah'ın, Rasulünün, şuurlu ve kâmil mü'minlerindir. Fakat müslüman görünerek İslâm'a karşı gizli eylem planları ve eylem yapan münâfıklar bunu bilmiyorlar.

(Münafikun 8)

Ahmet Varol Meali

Diyorlar ki: "Andolsun ki, eğer Medine'ye dönersek en yüce olan en aşağı olanı oradan çıkaracaktır." Oysa yücelik Allah'a, Peygamber'ine ve mü'minlere aittir. Ama münâfıklar bilmezler.

(Münafikun 8)

Ali Bulaç Meali:

Derler ki, "Andolsun, Medine'ye bir dönecek olursak, gücü ve onuru çok olan, düşkün ve zayıf olanı elbette oradan sürüp çıkaracaktır." Oysa izzet (güç, onur ve üstünlük) Allah'ın, O'nun Resulü'nün ve mü'minlerindir. Ancak münafıklar bilmiyorlar.

(Münafikun 8)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Diyorlar ki, “(eğer bu savaştan) Medîne'ye bir dönersek kuvvet ve şerefi çok olan (bizler), zayıf ve düşük olanı (müminler topluluğunu) oradan çıkaracaktır. Halbuki kuvvet ve üstünlük Allah'ın, Rasûlünün ve müminlerindir; fakat münafıklar bilmezler.

(Münafikun 8)

Ali Rıza Sefa Meali:

Onlar, "Kente döndüğümüzde, güçlü olanlar, güçsüz olanları oradan çıkaracak!" diyenlerdir.[516] Oysa onur ve güç, Allah'ın, O'nun elçisinin ve inananlarındır; fakat ikiyüzlüler bilmezler.

516)Kent anlamına gelen Medine sözcüğü, kimi çevirilerde Medine kenti olarak yazılmıştır. Kur'an'da, Medine kenti, yalnızca 33:13 ayetinde ve "Yesrib" ismiyle bildirilmiştir.

(Münafikun 8)

Ali Ünal Meali:

Kalkmış bir de, “Şüphe edilmesin ki, Medine’ye döndüğümüzde izzetli ve şerefli olanlar zelil olanları oradan mutlaka çıkaracaktır.” diyorlar. Oysa Allah’a aittir izzet ve şeref, Rasûlüllah’a aittir ve mü’minlere aittir. Fakat münafıklar bilmezler.

(Münafikun 8)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Onlar: “Şayet Biz Medine’ye dönersek, kesinlikle üstün olanlar, alçak olanları oradan çıkaracaktır” diyorlar. Hâlbuki bütün izzet ve üstünlük Allah’ın, elçisinin ve müminlerindir. Fakat münafıklar bilmezler.

(Münafikun 8)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Onlar, "Andolsun, eğer Medine'ye dönersek, üstün olan, zayıf olanı oradan mutlaka çıkaracaktır" diyorlardı. Halbuki, asıl üstünlük ancak Allah, Peygamber'i ve müminlerindir. Fakat münafıklar bunu bilmezler.

(Münafikun 8)

Bekir Sadak Meali:

«Eger bu savasdan Medine'ye donersek, serefli kimseler alcaklari and olsun ki, oradan cikaracaktir» diyorlardi. Oysa, seref Allah'in, peygamberinin ve inananlarindir, ama ikiyuzluler bu gercegi bilmezler. *

(Münafikun 8)

Besim Atalay Meali:

Diyorlar ki: «Medine'ye dönersek, güçlü olan, hor olanı oradan çıkaracak!»; güçlülükse hem Allahın, hem peygamberin, hem dahi inanmış olanlarındır, münafıklar bilmezler !

(Münafikun 8)

Celal Yıldırım Meali:

Derler ki: «Eğer Medine'ye dönersek and olsun ki, üstün ve şerefli olanlar, aşağılık alçakları oradan çıkaracaktır.» (Oysa) üstünlük ve şeref Allah'a, Peygamberine ve mü'minlere aittir. Ne var ki münafıklar (bunu) bilmezler.

(Münafikun 8)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Diyorlar ki: “Andolsun, eğer Medine'ye dönersek üstün olan, zayıf ve düşük olanı oradan çıkaracaktır.” Hâlbuki asıl (şeref ve) üstünlük ancak Allah'a, Resulü'ne ve mü'minlere mahsustur. Fakat münafıklar bunu bilmezler.*

(Münafikun 8)

Diyanet İşleri Eski Meali:

"Eğer bu savaşdan Medine'ye dönersek, şerefli kimseler alçakları and olsun ki, oradan çıkaracaktır" diyorlardı. Oysa, şeref Allah'ın, Peygamberinin ve inananlarındır, ama ikiyüzlüler bu gerçeği bilmezler.*

(Münafikun 8)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Onlar, "Andolsun, eğer Medine'ye dönersek, üstün olan, zayıf olanı oradan mutlaka çıkaracaktır" diyorlardı. Halbuki asıl üstünlük, ancak Allah'ın, Peygamberinin ve mü'minlerindir. Fakat münafıklar (bunu) bilmezler.

(Münafikun 8)

Diyanet Vakfı Meali:

Onlar: Andolsun, eğer Medine'ye dönersek, üstün olan, zayıf olanı oradan mutlaka çıkaracaktır, diyorlardı. Halbuki asıl üstünlük, ancak Allah'ın, Peygamberinin ve müminlerindir. Fakat münafıklar bunu bilmezler.*

(Münafikun 8)

Edip Yüksel Meali:

'Kente dönersek, üstün olanlar alçakları çıkaracaktır,' diyorlar. Oysa üstünlük ALLAH'a, elçisine ve inananlara aittir. Ne var ki ikiyüzlüler bilmezler.

(Münafikun 8)

Elmalılı Orjinal Meali:

Diyorlar ki: eğer Medineye dönersek herhalde eazz olan oradan ezell olanı çıkaracaktır, halbuki izzet, Allahın ve Resulünün ve mü'minlerindir ve lakin Münafıklar bilmezler.

(Münafikun 8)

Elmalılı Yeni Meali:

Diyorlar ki: "Eğer Medine'ye dönersek, herhalde en güçlü, en şerefli olan en zayıf olan alçağı oradan çıkaracaktır." Oysa güç, haysiyet Allah'ın, Resulünün ve müminlerindir, fakat münafıklar bilmezler.

(Münafikun 8)

Erhan Aktaş Meali:

"Eğer Medine'ye dönecek olursak, mutlaka daha güçlü olan, güçsüz olanı, oradan sürüp çıkarır." diyorlar. Oysa güç, üstünlük ve onur; Allah'ın, O'nun Rasul'ünün ve inananlarındır. Fakat münafıklar bu gerçeği bilmiyorlar.

(Münafikun 8)

Gültekin Onan Meali:

Derler ki: "Andolsun, Medine'ye bir dönecek olursak, gücü ve onuru çok olan, düşkün ve zayıf olanı elbette oradan sürüp çıkaracaktır. Oysa izzet (güç, onur ve üstünlük) Tanrı'nın, O'nun Resulü'nün ve inançlılarındır. Ancak münafıklar bilmiyorlar.

(Münafikun 8)

Hakkı Yılmaz Meali:

Diyorlar ki: “Andolsun, Medîne'ye bir dönecek olursak, gücü ve onuru çok olan, düşkün ve zayıf olanı elbette oradan sürüp çıkaracaktır.” Oysa güç, onur ve üstünlük Allah'ın, O'nun Elçisi'nin ve mü’minlerindir. Ancak münâfıklar bilmiyorlar.

(Münafikun 8)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Diyorlar ki: “Şayet Medine’ye dönersek en izzetli olan, en zelil olanı (oradan) çıkarıp sürecektir.” İzzet, Allah’ın, Resûl’ünün ve müminlerindir. Fakat münafıklar bilmezler.

(Münafikun 8)

Harun Yıldırım Meali:

Derler ki: “Andolsun Medine’ye dönecek olursak, üstün olan, düşkün olanı elbette oradan çıkaracaktır. Oysa üstünlük Allah’ın, Rasulü’nün ve mü’minlerindir. Fakat münafıklar bilmiyorlar.”

(Münafikun 8)

Hasan Basri Çantay:

Onlar "Eğer Medineye dönersek, andolsun, en şerefli ve kuvvetli olan (ımız) oradan en hakıyr (ve zaif) olanı muhakkak çıkaracakdır" diyorlardı. Halbuki şeref, kuvvet ve gaalibiyyet Allahındır, peyğamberinindir, müminlerindir. Fakat münafıklar (bunu) bilmezler.

(Münafikun 8)

Hayrat Neşriyat Meali:

(O münâfıklar) diyorlar ki: “Yemîn olsun eğer Medîne'ye dönersek, en azîz olan, en zelîl olanı muhakkak oradan çıkaracaktır!” Hâlbuki izzet (şeref ve üstünlük) Allah'ındır! Hem peygamberinin ve mü'minlerindir! Fakat münâfıklar bilmezler.(1)*

(Münafikun 8)

Hubeyb Öndeş Meali: /

"Yemin olsun ki, eğer şehire geri dönersek, en üstün olanlar, en alçak seviyede olanları, mutlaka ama mutlaka ondan [o şehirden] çıkaracaktır" diyorlar. Hâlbuki, (o) izzet Allah'ındır, Elçisinin'dir ve inançlılarındır; fakat Münafıklar [İkiyüzlülük yapanlar] bilmiyorlar.

(Münafikun 8)

Hüseyin Atay Meali:

Onlar "Eğer Medine'ye dönersek, andolsun ki, en öz saygılı olan, en alçak olanı oradan kuşkusuz çıkaracaktır" diyorlardı. Oysa, öz saygı Allah'ın, elçisinin ve inananlarındır. Ne var ki, ikiyüzlüler bilmezler.

(Münafikun 8)

İbni Kesir Meali:

Onlar; şayet Medine'ye dönersen, andolsun ki; şerefli ve kuvvetli olanlar, zayıf olanları oradan muhakkak çıkaracaktır, diyorlardı. Oysa izzet Allah' ın, Peygamberinin ve mü'minlerindir. Fakat münafıklar, bunu bilmezler.

(Münafikun 8)

İlyas Yorulmaz Meali:

Onlar “Eğer biz Medine ye dönersek, güçlü olanlar o şehirden zayıf ve güçsüz olanları oradan çıkartırlar” diyorlar. Ancak güç Allah'ın, elçisinin ve inananlarındır. Ama ikiyüzlü davrananlar bunları bilmiyorlar

(Münafikun 8)

İskender Ali Mihr Meali:

“Eğer biz şehre dönersek, mutlaka daha azîz (güçlü) olan, daha zelil (güçsüz, zayıf) olanı, oradan (şehirden) çıkarır.” diyorlar. İzzet Allah’ın ve O’nun Resûl’ünün ve mü’minlerindir. Ve lâkin münafıklar bilmiyorlar.

(Münafikun 8)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Bunlar derler: «Eğer biz Medine'ye dönecek olursak kesenkes güçlü olan güçsüz olanı oradan çıkaracaktır.» Oysaki erk Allah'a, onun peygamberine, inananlara özgüdür. Ancak, iki yüzlüler bunu bilmezler.

(Münafikun 8)

Kadri Çelik Meali:

Derler ki: “Şüphesiz Medine'ye bir dönecek olursak, gücü ve onuru çok olan, düşkün ve zayıf olanı elbette oradan sürüp çıkaracaktır.” Oysa izzet Allah'ın, O'nun resulünün ve müminlerindir. Ancak münafıklar bilmezler.

(Münafikun 8)

Mahmut Kısa Meali:

Bir de, “Medîne’ye döndüğümüz zaman, üstün ve şerefli olan Medîneli münafıklar, alçak ve aşağılık olan Mekkeli Müslümanları bu şehirden mutlaka sürüp çıkaracaktır!” diyorlar. Oysa her türlü şeref ve üstünlük Allah’a, dolayısıyla Elçisine ve inananlara aittir; ne var ki, ikiyüzlüler bunun bilincinde değiller.

(Münafikun 8)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

"Medine’ye dönünce, üstün olan zayıf olanı oradan sürüp çıkaracaktır." derler Üstünlük Allah'ın, Peygamberin ve ona inanlarındır. Ama münafıklar bilmezler

(Münafikun 8)

Mehmet Türk Meali:

Onlar (bir de): “Eğer Medîne’ye dönersek, üstün olan (bizler,) zayıf olan (Müslümanları) oradan elbette sürüp çıkaracaktır.” diyorlar. Şunu iyi bilsinler ki; asıl üstünlük1 Allah’a, Onun Elçisi’ne ve Müslümanlara aittir, fakat münâfıklar, bunu bilmiyorlar. *

(Münafikun 8)

Muhammed Celal Şems Meali:

Onlar derler ki: “Medine’ye dönersek, en şerefli olan, en aşağılık olanı oradan mutlaka çıkaracaktır.” Oysa şeref, ancak Allah’ın, Peygamberi’nin ve müminlerindir. Oysa münafıklar (bunu hiç) bilmezler.

(Münafikun 8)

Muhammed Esed Meali:

(Ve) onlar: "Kente döndüğümüzde şan şeref sahibi olan (biz)ler, zavallı biçareleri oradan sürüp atacaktır!" derler. Ama asıl şeref, Allah'a, O'nun Elçisi'ne ve inananlara aittir ama ikiyüzlüler bunun farkında değiller.

(Münafikun 8)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

"Medine'ye dönersek, üstün ve şerefli olanlar, aşağılık kimseleri oradan çıkaracak!" diyorlar. Oysa üstünlük ve şeref tümüyle Allah'a, elçisine ve inananlara aittir. Fakat o ikiyüzlüler bunu bilmezler.

(Münafikun 8)

Mustafa Çavdar Meali:

Yine onlar “Medine’ye döndüğümüzde güç ve şeref sahibi olan bizler güçsüz ve zayıf olan muhacirleri oradan sürüp çıkaracağız” derler. Hâlbuki asıl izzet ve şeref Allah’a, Allah’ın mesajlarını tebliğ eden elçisine ve müminlere mahsustur. Fakat o ikiyüzlü münafıklar bunu bilmezler.

Bknz: (8/30) - (17/76)

(Münafikun 8)

Mustafa Çevik Meali:

7-8 Medineli münafıklar da, mü’min olmayı seçen hemşerilerine şöyle diyorlardı: “Muhammed’in yanında olanlara hiçbir şeyinizi vermeyin, hiçbir şeyinizi onlarla paylaşmayın, yardım etmeyin ki dağılıp gitsinler.” Oysa göklerin ve yerin bütün hazinelerinin tek ve gerçek sahibi Allah’tır. Fakat münafıklar bunu kavramak istemiyorlar. Bu da yetmezmiş gibi mü’minlerle birlikte katıldıkları bir seferden dönerken, aralarında çıkan bir sorunu bahane ederek “Şehrimize dönünce güçlü ve şerefli olan bizler, sonradan şehrimize gelip yerleşen, güçsüz olan bu Müslüman muhacirleri şehirden sürüp çıkaracağız” diyerek, gerçek yüzlerini de ortaya koymuşlardı. İyi bilin ki asıl şeref, güç ve kudret Allah’a, O’nun Rasûlüne ve gönülden iman etmiş olan mü’minlere aittir fakat münafıklar bu gerçeği kavramıyorlar.

(Münafikun 8)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Onlar "Şehre döndüğümüzde şerefli olan (biz)ler şerefsiz olanları oradan elbet sürüp çıkaracaktır" diyorlar. Ama şeref Allah'a, O'nun Rasulüne ve mü'minlere aittir: gel gör ki, ikiyüzlüler (bunu bile) bilmiyorlar.

(Münafikun 8)

Osman Okur Meali:

Diyorlar ki: “Andolsun, eğer Medine'ye dönersek üstün olan, zayıf ve düşük olanı oradan çıkaracaktır.” Hâlbuki asıl (şeref ve) üstünlük ancak Allah'a, Resulü'ne ve mü'minlere mahsustur. Fakat münafıklar bunu bilmezler.

(Münafikun 8)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Derler ki: «Eğer Medine'ye döner gider isek elbette azîz olanlar, zelil olanları oradan çıkaracaklardır.» Halbuki izzet Allah'a mahsustur ve Peygamberi ile mü'minlere mahsustur. Fakat o münafıklar bilmezler.

(Münafikun 8)

Ömer Öngüt Meali:

Derler ki: "Andolsun, eğer Medine'ye dönersek en üstün olan en zelil olanı oradan mutlaka çıkaracaktır. " İzzet Allah'ındır, Allah'ın Peygamber'inindir ve bütün müminlerindir. Fakat münafıklar bilmezler.

(Münafikun 8)

Ömer Sevinçgül Meali:

“Şehre dönersek, güçlü olanlar güçsüzleri oradan defedecek” diyorlar. Oysa bütün güç Allah’ın, Elçisinin ve inananlarındır, ama münafıklar bunu bilmezler!

(Münafikun 8)

Sadık Türkmen Meali:

Onlar; “Andolsun, eğer Medine’ye dönersek, üstün olan zayıf olanı, oradan mutlaka çıkaracaktır” diyorlardı. Halbuki asıl üstünlük; ancak Allah’ın, Rasûlü’nün ve Müminlerindir. Fakat münafıklar bilmek istemiyorlar.

(Münafikun 8)

Seyyid Kutub Meali:

Diyorlar ki: «Andolsun, eğer Medine'ye dönersek şerefli olan, alçak olanı oradan mutlaka çıkaracaktır.» Şeref ancak Allah'ın, O'nun Peygamberinin ve müminlerindir. Fakat münafıklar bunu bilmezler.

(Münafikun 8)

Suat Yıldırım Meali:

Hem derler ki: "Medineye bir dönelim; göreceksiniz aziz olan, zelil olanı oradan dışarı atacaktır." Heyhat! İzzet, Allah'ın, Resulünün ve müminlerindir. Ne var ki münafıklar bunu bilmezler.

(Münafikun 8)

Süleyman Ateş Meali:

Diyorlar ki: "Andolsun, eğer Medine'ye dönersek üstün olan, alçak olanı oradan mutlaka çıkaracaktır." Üstünlük, ancak Allah'a, Elçisine ve mü'minlere mahsustur. Fakat münafıklar bilmezler.

(Münafikun 8)

Süleymaniye Vakfı Meali:

(Beni Mustalik savaşında) Şunu bile demişlerdi: "Hele Medine'ye dönelim; biz üstünler, o alçakları elbette sürüp çıkaracağız." Oysa üstünlük Allah'tadır, elçisindedir ve inanıp güvenenlerdedir. Ama münafıklar bunu bilmezler[1].

1)"Gevşemeyin, üzülmeyin; eğer inanıp güveniyorsanız en üstün olan, sizlersiniz. "(Al-i İmran 3/139)

(Münafikun 8)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

"Şehre döndüğümüzde, kuvvetli olanlar zayıfları oradan çıkaracak" derler. Oysa kuvvetli olan, Allah, O'nun elçisi ve iman edenlerdir. Ama münafıklar bunu anlayamazlar.

(Münafikun 8)

Şaban Piriş Meali:

-Medine'ye dönersek, güçlü olan, zayıf olanı oradan çıkaracaktır, diyorlar. Oysa güç Allah'a, Resulü'ne ve müminlere aittir. Fakat münafıklar bilmezler.

(Münafikun 8)

Talat Koçyiğit Meali:

Diyorlar ki: "Eğer Medîne'ye dönersek, şerefli olanlar, zelil olanları oradan mutlaka çıkaracaktır. Oysa şeref, Allah'a, Rasûlüne ve mü'minlere aittir; fakat münafıklar bilmezler.

(Münafikun 8)

Tefhimul Kuran Meali:

Derler ki: «Andolsun, Medine'ye bir dönecek olursak, gücü ve onuru çok olan, düşkün ve zayıf olanı elbette oradan sürüp çıkaracaktır.» Oysa izzet (güç, onur ve üstünlük) Allah'ın, O'nun Resulü'nün ve mü'minlerindir. Ancak münafıklar bilmiyorlar.

(Münafikun 8)

Ümit Şimşek Meali:

“Medine'ye dönersek, üstün ve şerefli olanlar, aşağılık kimseleri oradan çıkaracak” diyorlar. Oysa üstünlük ve şeref tümüyle Allah'a, Resulüne ve mü'minlere aittir; lâkin o münafıklar bunu bilmiyor.

(Münafikun 8)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Şöyle derler: "Eğer Medine'ye dönersek, yemin olsun ki, itibarlı ve baskın olan, ezik ve zayıf olanı oradan çıkaracaktır!" Güç ve itibar Allah'a, onun resulüne ve iman sahiplerine özgüdür. Ama münafıklar bunu bilmezler.

(Münafikun 8)