77. Mürselat Suresi / 48.ayet

– Onlara gelin Allah’a boyun eğin, denildiği zaman buna yanaşmıyorlardı.

Bknz: (25/60)(74/41)»(74/43)

Mustafa Çavdar Meali

Mürselat 48 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Rüku edin denince onlara, rüku etmezler.

(Mürselat 48)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Onlara: "Rükû edin" denildiği zaman, rükû etmezlerdi, (İslam’ın hükümlerine boyun eğmezlerdi.)

(Mürselat 48)

Abdullah Parlıyan Meali:

Onlara Allah'ın huzurunda baş eğin denildiğinde, asla bunu yapmazlar.

(Mürselat 48)

Adem Uğur Meali:

Onlar, kendilerine: "Allah'ın huzurunda eğilin!" denildiği vakit eğilmezler:

(Mürselat 48)

Ahmet Hulusi Meali:

Onlara (müşriklere): "Boyun eğin" denildiğinde, rüku etmezler!

(Mürselat 48)

Ahmet Tekin Meali:

Onlara: “Saygıyla Allah'ın emirlerine itaat ederek, İslâmî sorumluluklara, ibadetlere, cemaate, faaliyetlere katılın” denildiği zaman itaat etmezler, cemaate katılmazlar, saygı göstermezler.

(Mürselat 48)

Ahmet Varol Meali

Onlara: "Rüku edin" dendiğinde rüku etmezler.

(Mürselat 48)

Ali Bulaç Meali:

Onlara: "Rüku edin" denildiği zaman, rüku etmezler.

(Mürselat 48)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Onlar: “- İtaat edin, namaz kılın.” denildiği zaman, itaat etmezler.

(Mürselat 48)

Ali Rıza Sefa Meali:

Çünkü "Eğilin!" denildiğinde eğilmezler.

(Mürselat 48)

Ali Ünal Meali:

Onlara, “Allah’ın huzurunda boyun eğin, ibadetle O’na kullukta bulunun!” dendiğinde boyun eğmezler.

(Mürselat 48)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Onlara; “Rükûa gidin, (itaat edin!)” denildiği zaman, rükûa gitmezler (itaat etmezler.)

(Mürselat 48)

Bayraktar Bayraklı Meali:

-Kendilerine "Allah'ın huzurunda eğiliniz" dendiğinde, eğilmezler. O gün, Allah'a ibadeti yalanlayanların vay haline!

(Mürselat 48)

Bekir Sadak Meali:

Onlara «Ruku edin» denildiginde rukua varmazlar.

(Mürselat 48)

Besim Atalay Meali:

«Rükû edin!» denildikçe onlara, rükû da etmiyorlar

(Mürselat 48)

Celal Yıldırım Meali:

Onlara «rükû' edin» denildiği zaman rükû' etmezler.

(Mürselat 48)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Onlara, “Rükû edin (Allah'a boyun eğin)!” denildiği zaman rükû etmezler (boyun eğmez ve Allah'ın emirlerine itaatte bulunmazlar).

(Mürselat 48)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Onlara "Rüku edin" denildiğinde rükua varmazlar.

(Mürselat 48)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Onlara, "Rüku edin (namaz kılın)" dendiği zaman rüku etmezler.

(Mürselat 48)

Diyanet Vakfı Meali:

Onlar, kendilerine: «Allah'ın huzurunda eğilin!» denildiği vakit eğilmezler.

(Mürselat 48)

Edip Yüksel Meali:

Onlara eğilin dendiğinde eğilmezler.

(Mürselat 48)

Elmalılı Orjinal Meali:

Yerler, içerler de rüku' edin denildiği zaman onlara, rüku' etmezler

(Mürselat 48)

Elmalılı Yeni Meali:

(Yerken, içerken de) onlara "Rüku edin!" denildiği zaman, rüku etmezler.

(Mürselat 48)

Erhan Aktaş Meali:

Onlara, "Ruku[1] edin." Denildiği zaman ruku etmezler.

1)Şirk koşmaksızın, yalnızca Allah'a boyun eğip, itaat edin, içtenlikle O'na teslim olun. (Cahiliye Arapları puta tapmayıp yalnızca Allah'a tapanlara "rakea ilellah"; Allah'a ruku etti, derlerdi. Ayetteki rukunun, namazdaki ruku ile bir ilgisi yoktur.

(Mürselat 48)

Gültekin Onan Meali:

Onlara: "Rüku edin" denildiği zaman, rüku etmezler.

(Mürselat 48)

Hakkı Yılmaz Meali:

Onlara, “Allah'a ortak koşmaktan uzak durun” denildiği zaman, ortak koşmaktan uzak durmazlar.

(Mürselat 48)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Onlara: “Rükû edin.” denildiğinde rükû etmezler.

(Mürselat 48)

Harun Yıldırım Meali:

Onlara: “Rüku edin!” denildiği zaman rüku etmezler.

(Mürselat 48)

Hasan Basri Çantay:

Onlara "(Allahın huzuurunda) eğilin" denildiği zaman eğilmezler.

(Mürselat 48)

Hayrat Neşriyat Meali:

Hem onlara: “Rükû' edin!” denildiği zaman, rükû' etmezler.

(Mürselat 48)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Kendilerine "Rüku edin!" denildiği zaman, rüku etmediler.¹

(Mürselat 48)

Hüseyin Atay Meali:

Onlara "Boyun eğin" denildiğinde boyun eğmezler.

(Mürselat 48)

İbni Kesir Meali:

Onlara; rüku edin, denildiği zaman, rüku'a varmazlar.

(Mürselat 48)

İlyas Yorulmaz Meali:

Onlara, Rabbinizin önünde eğilin denildiğinde, büyüklenerek eğilmediler.

(Mürselat 48)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve onlara: “Rükû edin!” denildiği zaman rükû etmezler.

(Mürselat 48)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Onlara eğilin denilince eğilmezler.

(Mürselat 48)

Kadri Çelik Meali:

Onlara, “Rükû edin” denildiği zaman, rükû etmezler.

(Mürselat 48)

Mahmut Kısa Meali:

Onlara, “Sizi yaratan ve size bunca nîmetler bahşeden Rabb’inize kulluk ederek, rükû ve secdelerle O’nun önünde saygıyla eğilin!” denildiğinde, küstahça kibre kapılır, eğilmeyi gururlarına yediremezler.

(Mürselat 48)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Üsteleyip haydi "Allah'a rükû edin" deyince, Etmezler.

(Mürselat 48)

Mehmet Türk Meali:

Onlar kendilerine: “Allah’ın huzurunda eğilin!” denildiği zaman eğilmezlerdi.

(Mürselat 48)

Muhammed Celal Şems Meali:

Kendilerine, (boyun) eğin denildiğinde, eğilmezlerdi.

(Mürselat 48)

Muhammed Esed Meali:

Ve onlara "(Allah'ın huzurunda) baş eğin!" denildiğinde buna uymazlar:

(Mürselat 48)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Onlara; "Tanrı yı anmak için öne doğru eğilin!" denildiğinde eğilmezler.

(Mürselat 48)

Mustafa Çavdar Meali:

– Onlara gelin Allah’a boyun eğin, denildiği zaman buna yanaşmıyorlardı.

Bknz: (25/60) - (74/41)»(74/43)

(Mürselat 48)

Mustafa Çevik Meali:

48-49 Onlara, dünyada “Gelin Allah’ın davetine boyun eğip teslim olun.” denildiğinde, buna yanaşmadılar. Buna yanaşmayanların O Gün vay haline.

(Mürselat 48)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Zira onlara Allah'ın huzurunda saygıyla eğilin denildiğinde eğilmezler.

(Mürselat 48)

Osman Okur Meali:

Onlara "Rüku edin" denildiğinde rükua varmazlar.

(Mürselat 48)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Onlara «Rükû ediniz!» denildiği zaman rükû etmezler.

(Mürselat 48)

Ömer Öngüt Meali:

Onlara: "Rükû edin!" denildiği zaman rükû etmezler.

(Mürselat 48)

Ömer Sevinçgül Meali:

Onlara, “Rükû edin!” denilince rükû etmezler.

(Mürselat 48)

Sadık Türkmen Meali:

ONLARA: “(Allah’a) rüku edin/saygıyla eğilin” denildiği zaman, (Allah’a) saygıyla eğilmezler/rüku etmezler.

(Mürselat 48)

Seyyid Kutub Meali:

Onlara «rükûa varın» dendiğinde rüküa varmazlar.

(Mürselat 48)

Suat Yıldırım Meali:

Onlara: Haydin Allah'a boyun eğin denildiğinde, boyun eğmezler.

(Mürselat 48)

Süleyman Ateş Meali:

Onlara: "Rüku' edin" dendiği zaman rüku' etmezler.

(Mürselat 48)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Onlara, "Allah'a boyun eğin!" denince boyun eğmiyorlar.

(Mürselat 48)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Onlara: "Allah'a boyun eğin" denildiği halde boyun eğmezler.

(Mürselat 48)

Şaban Piriş Meali:

Onlara: -Boyun eğin denildiği zaman boyun eğmiyorlardı.

(Mürselat 48)

Talat Koçyiğit Meali:

Onlara "rükû edin" denildiği zaman, rükû etmezler.

(Mürselat 48)

Tefhimul Kuran Meali:

Onlara: «Rükü edin» denildiği zaman, rükü etmezler.

(Mürselat 48)

Ümit Şimşek Meali:

Rükû edin denildiğinde onlar rükû etmezler.

(Mürselat 48)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Onlara, "ruku' edin!" dendiğinde ruku etmezler.

(Mürselat 48)