Bu sırada o, ufkun en yüksek noktasında idi.
Bknz: (17/1)
Bu sırada o, ufkun en yüksek noktasında idi.
Bknz: (17/1)
Aşağıdaki bir mealin,
* Hatalı olduğunu düşünüyorsanız,
* Telif hakkı sahibiyseniz
(Yazar, Yayınevi vs. kurumsal e postası ile),
bize iletişim bölümünden ulaşabilirsiniz.
(O sırada) En yüksek ufukta (maneviyat boyutunun en yüce irtibat makamında) ydı.
(Necm 7)- Ona, bunu çok güçlü akıl sahibi olan Cebrail öğretmiştir. Doğrulup dikildi. O, en yüksek ufuktaydı. Sonra iyice yaklaştı ve sarktı. İki yayın arası kadar, hatta daha da yakın. Böylece kuluna vahyedeceğinivahyetti.
(Necm 7)(5-7) Ona, cetin kuvvetlere sahip ve guclu olan Cebrail ogretmistir; en yuksek ufukta iken dogruluvermis.
(Necm 7)(5-6-7) Onu O'na, çok çetin güce sahip olan Melek (Cebrail) öğretti ki, o güzel bir görünümdedir ve en yüksek ufukta iken doğruldu.
(Necm 7)5,6,7. Bu vahyi ona müthiş güçleri olan (Cebrail) öğretti. (O,) Görünümüyle çarpıcı bir güzelliğe sahiptir. O, en yüksek ufukta bulunuyorken (aslî suretine girip) doğruldu (Resül'e göründü). *
(Necm 7)5,6,7. Ona, çetin kuvvetlere sahip ve güçlü olan Cebrail öğretmiştir; en yüksek ufukta iken doğruluvermiş.
(Necm 7)(5-7) (Kur'an'ı) ona, üstün güçlere sahip, muhteşem görünümlü (Cebrail) öğretti. O, en yüksek ufukta bulunuyorken (asli suretine girip) doğruldu.
(Necm 7)5, 6, 7. Çünkü onu güçlü kuvvetli ve üstün yaratılışlı biri (Cebrail) öğretti. Sonra en yüksek ufukta iken asıl şekliyle doğruldu.
(Necm 7)6-7 Ve müthiş kuvvetleri olan, üstün akıl sahibi olan ve egemenlik kurmuş olan, en yüksek ufukta idi.
(Necm 7)(5-7) Ona, dayanıklılık sahibi olan kuvvetin şiddeti öğretti. Ardından, kendisi en yüce ufukta iken kuruldu.
(Necm 7)5-9 Onu çok güçlü, sağlam kavrayışlı olan öğretmiştir; en yüksek ufukta iken doğruluvermiş, sonra yaklaşmış ve aşağı inmiştir; araları iki yay aralığı kadar, belki daha da yakın olmuştu.
(Necm 7)Gökle yerin birleştiği ufkun en yüce noktasında, 600 kanadıyla kendisini göstermişti.
(Necm 7)(7-8) (Muhammed)'e yaklaştı sonrasında, O (cebrail) en yüksek ufuktaydı
(Necm 7)6,7. (Ki o) üstün bir akıl sahibidir. 1(Cebrail Muhammed’e) gerçek şekliyle tüm ufku kaplamış bir şekilde2 göründü.3*
(Necm 7)7-12 Melek, vahyi iletmek için gelirken önce uzaktan göründü ve sonra da ona bir yayın iki ucu kadar hatta daha fazla yaklaştı ve vahyi iletti. Peygamber, görüp yaşadıklarının gerçek olup hayal olmadığına aklen ve kalben iman etti. Sizler yıllardır içinizde yaşayan dürüstlüğü ve ahlakı ile emin lakaplı arkadaşınızın bu konuda söylediklerinin gerçekliğinden şüphe mi ediyorsunuz?
(Necm 7)(5-7) Ona, çetin kuvvetlere sahip ve güçlü olan (Melek) öğretmiştir; en yüksek ufukta iken doğruluvermiş.
(Necm 7)(5-7) Onu kendisine pek güçlü ve kuvvetli, o üstün akıl ve kemal sahibi olan (melek Cebrail) öğretti. Melek kendi asli suretine girip doğruldu. İşte o zaman kendisi en yüce ufukta idi.
(Necm 7)(O zaman) Muhammed, (Mekke'ye göre) en yüksek ufukta (Hira Dağında)[1] idi.
1) Ayetteki الْأُفُقِ الْأَعْلَى = el-ufku'ul-a'la, o en yüksek ufuk demektir. Kur'an'ın inmeye başladığı yer Mekke olduğu için Kabe'ye göre en yüksek ufuk Hira dağıdır.
(5-7) Ona bunları, ufkun en uzak noktasında görünerek çok güçlü ve üstün bir varlık öğretti.
(Necm 7)5-8 Ona, her söylediğini, çetin kuvvetleri olan üstün akıl sahibi (Cebrail) öğretmiştir. En yüksek ufukta iken doğrulmuş, sonra da yaklaşıp inmiştir.
(Necm 7)