53. Necm Suresi / 7.ayet

Bu sırada o, ufkun en yüksek noktasında idi.

Bknz: (17/1)

Mustafa Çavdar Meali

Necm 7 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Ve o, en yüce tanyerindeydi.*

(Necm 7)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

(O sırada) En yüksek ufukta (maneviyat boyutunun en yüce irtibat makamında) ydı.

(Necm 7)

Abdullah Parlıyan Meali:

Ufkun en uç noktasında görünerek

(Necm 7)

Adem Uğur Meali:

Kendisi en yüksek ufukta iken.

(Necm 7)

Ahmet Hulusi Meali:

O, Ufuk-u Ala (tüm dışsallığı kaplamış - afakta) olduğu halde!

(Necm 7)

Ahmet Tekin Meali:

O, en yüksek ufukta idi.

(Necm 7)

Ahmet Varol Meali

O, en yüksek ufuktaydı.

(Necm 7)

Ali Bulaç Meali:

O, en yüksek bir ufuktaydı.

(Necm 7)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Ve o (Cebrâil) yüksek ufukta idi.

(Necm 7)

Ali Rıza Sefa Meali:

Ve O, en yüksek ufuktaydı.

(Necm 7)

Ali Ünal Meali:

O esnada, ufkun en yüksek noktasında idi.

(Necm 7)

Bahaeddin Sağlam Meali:

O, en yüce ufukta idi. (Maddi âlemin, maddiyatın dışında idi.)

(Necm 7)

Bayraktar Bayraklı Meali:

- Ona, bunu çok güçlü akıl sahibi olan Cebrail öğretmiştir. Doğrulup dikildi. O, en yüksek ufuktaydı. Sonra iyice yaklaştı ve sarktı. İki yayın arası kadar, hatta daha da yakın. Böylece kuluna vahyedeceğinivahyetti.

(Necm 7)

Bekir Sadak Meali:

(5-7) Ona, cetin kuvvetlere sahip ve guclu olan Cebrail ogretmistir; en yuksek ufukta iken dogruluvermis.

(Necm 7)

Besim Atalay Meali:

En yüce ufuktadır

(Necm 7)

Celal Yıldırım Meali:

(5-6-7) Onu O'na, çok çetin güce sahip olan Melek (Cebrail) öğretti ki, o güzel bir görünümdedir ve en yüksek ufukta iken doğruldu.

(Necm 7)

Cemal Külünkoğlu Meali:

5,6,7. Bu vahyi ona müthiş güçleri olan (Cebrail) öğretti. (O,) Görünümüyle çarpıcı bir güzelliğe sahiptir. O, en yüksek ufukta bulunuyorken (aslî suretine girip) doğruldu (Resül'e göründü). *

(Necm 7)

Diyanet İşleri Eski Meali:

5,6,7. Ona, çetin kuvvetlere sahip ve güçlü olan Cebrail öğretmiştir; en yüksek ufukta iken doğruluvermiş.

(Necm 7)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

(5-7) (Kur'an'ı) ona, üstün güçlere sahip, muhteşem görünümlü (Cebrail) öğretti. O, en yüksek ufukta bulunuyorken (asli suretine girip) doğruldu.

(Necm 7)

Diyanet Vakfı Meali:

5, 6, 7. Çünkü onu güçlü kuvvetli ve üstün yaratılışlı biri (Cebrail) öğretti. Sonra en yüksek ufukta iken asıl şekliyle doğruldu.

(Necm 7)

Edip Yüksel Meali:

En yüksek ufukta.

(Necm 7)

Elmalılı Orjinal Meali:

Ve o en yüksek ufukta idi

(Necm 7)

Elmalılı Yeni Meali:

O en yüksek ufukta idi.

(Necm 7)

Erhan Aktaş Meali:

O, en yüksek ufuktaydı.

(Necm 7)

Gültekin Onan Meali:

O, en yüksek bir ufuktaydı.

(Necm 7)

Hakkı Yılmaz Meali:

6-7 Ve müthiş kuvvetleri olan, üstün akıl sahibi olan ve egemenlik kurmuş olan, en yüksek ufukta idi.

(Necm 7)

Harun Yıldırım Meali:

Ve o, en yüksek bir ufukta idi.

(Necm 7)

Hasan Basri Çantay:

O, en yüksek ufukda idi.

(Necm 7)

Hayrat Neşriyat Meali:

Ve o, (bu mi'râcında) en yüksek ufukta idi.

(Necm 7)

Hubeyb Öndeş Meali: /

(5-7) Ona, dayanıklılık sahibi olan kuvvetin şiddeti öğretti. Ardından, kendisi en yüce ufukta iken kuruldu.

(Necm 7)

Hüseyin Atay Meali:

5-9 Onu çok güçlü, sağlam kavrayışlı olan öğretmiştir; en yüksek ufukta iken doğruluvermiş, sonra yaklaşmış ve aşağı inmiştir; araları iki yay aralığı kadar, belki daha da yakın olmuştu.

(Necm 7)

İbni Kesir Meali:

Ve o; en yüce ufukta idi.

(Necm 7)

İlyas Yorulmaz Meali:

O ufkun en yüksek yerinde.

(Necm 7)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve o, ufkun en yüksek yerinde (gözüktü).

(Necm 7)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

gök bitiminin yücereğinde.

(Necm 7)

Kadri Çelik Meali:

O, en yüksek bir ufuktaydı.

(Necm 7)

Mahmut Kısa Meali:

Gökle yerin birleştiği ufkun en yüce noktasında, 600 kanadıyla kendisini göstermişti.

(Necm 7)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

(7-8) (Muhammed)'e yaklaştı sonrasında, O (cebrail) en yüksek ufuktaydı

(Necm 7)

Mehmet Türk Meali:

6,7. (Ki o) üstün bir akıl sahibidir. 1(Cebrail Muhammed’e) gerçek şekliyle tüm ufku kaplamış bir şekilde2 göründü.3*

(Necm 7)

Muhammed Celal Şems Meali:

(Çünkü) O, en yüksek ufuktaydı.

(Necm 7)

Muhammed Esed Meali:

ufkun en uç noktasında görünerek,

(Necm 7)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Ve o, o sırada en yüksek bir ufuktaydı.

(Necm 7)

Mustafa Çavdar Meali:

Bu sırada o, ufkun en yüksek noktasında idi.

Bknz: (17/1)

(Necm 7)

Mustafa Çevik Meali:

7-12 Melek, vahyi iletmek için gelirken önce uzaktan göründü ve sonra da ona bir yayın iki ucu kadar hatta daha fazla yaklaştı ve vahyi iletti. Peygamber, görüp yaşadıklarının gerçek olup hayal olmadığına aklen ve kalben iman etti. Sizler yıllardır içinizde yaşayan dürüstlüğü ve ahlakı ile emin lakaplı arkadaşınızın bu konuda söylediklerinin gerçekliğinden şüphe mi ediyorsunuz?

(Necm 7)

Mustafa İslamoğlu Meali:

(önce) en uzak ufukta belirmişti;

(Necm 7)

Osman Okur Meali:

(5-7) Ona, çetin kuvvetlere sahip ve güçlü olan (Melek) öğretmiştir; en yüksek ufukta iken doğruluvermiş.

(Necm 7)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Ve o, en yüksek bir sema kıyısında idi.

(Necm 7)

Ömer Öngüt Meali:

Ve o, en yüksek bir ufukta idi.

(Necm 7)

Ömer Sevinçgül Meali:

Ufkun en yüce yerindeydi.

(Necm 7)

Sadık Türkmen Meali:

en yüksek ufukta idi.

(Necm 7)

Seyyid Kutub Meali:

Yüce ufuktayken.

(Necm 7)

Suat Yıldırım Meali:

(5-7) Onu kendisine pek güçlü ve kuvvetli, o üstün akıl ve kemal sahibi olan (melek Cebrail) öğretti. Melek kendi asli suretine girip doğruldu. İşte o zaman kendisi en yüce ufukta idi.

(Necm 7)

Süleyman Ateş Meali:

Kendisi yüksek ufukta iken.

(Necm 7)

Süleymaniye Vakfı Meali:

(O zaman) Muhammed, (Mekke'ye göre) en yüksek ufukta (Hira Dağında)[1] idi.

1) Ayetteki الْأُفُقِ الْأَعْلَى = el-ufku'ul-a'la, o en yüksek ufuk demektir. Kur'an'ın inmeye başladığı yer Mekke olduğu için Kabe'ye göre en yüksek ufuk Hira dağıdır.  

(Necm 7)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

(5-7) Ona bunları, ufkun en uzak noktasında görünerek çok güçlü ve üstün bir varlık öğretti.

(Necm 7)

Şaban Piriş Meali:

O, en yüksek ufukta idi.

(Necm 7)

Talat Koçyiğit Meali:

5-8 Ona, her söylediğini, çetin kuvvetleri olan üstün akıl sahibi (Cebrail) öğretmiştir. En yüksek ufukta iken doğrulmuş, sonra da yaklaşıp inmiştir.

(Necm 7)

Tefhimul Kuran Meali:

O, en yüksek bir ufuktaydı.

(Necm 7)

Ümit Şimşek Meali:

O zaman ufkun en yukarısında idi.

(Necm 7)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

En yüksek ufuktadır o.

(Necm 7)