4. Nisa Suresi / 139.ayet

Onlar, müminleri bırakıp kâfirleri dost ve müttefik edinirler. Onların yanında şeref ve itibar mı arıyorlar? Şeref ve itibar bütünüyle Allah’a aittir.

Bknz: (5/51)(5/57)

Mustafa Çavdar Meali

Nisa 139 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Onlar, inananları bırakırlar da kafirleri dost edinirler. Yüceliği, kudreti onlardan mı umuyorlar, onlardan mı arıyorlar? Hiç şüphe yok ki bütün yücelik ve kudret Allah'ındır.

(Nisa 139)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Ki onlar mü’minleri (İslam kardeşliği cephesini) bırakıp, kâfirlerin (ve zalimlerin) velayetini-himayesini (haksızlık ve ahlâksızlık temelli Haçlı birlikteliğini) hedef ittihaz ediniyorlar. (Bu münafıklar) İzzeti (şeref, huzur ve hürriyeti) onların (bâtıl ve barbar odakların) yanında mı arıyorlar? Oysa bütün izzet (kuvvet ve haysiyet) kesinlikle Allah’ındır (ve İslam’dadır).

(Nisa 139)

Abdullah Parlıyan Meali:

O münafıklar ki, mü'minleri bırakıp Allah'tan gelen gerçekleri örtbas edenleri dost ediniyorlar. Onlar da bir güç mü arıyorlar? Unutmayın bütün güç, kuvvet ve şeref yalnızca Allah'ındır.

(Nisa 139)

Adem Uğur Meali:

Müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinenler, onların yanında izzet (güç ve şeref) mi arıyorlar? Bilsinler ki bütün izzet yalnızca Allah'a aittir.

(Nisa 139)

Ahmet Hulusi Meali:

İman edenleri bırakıp, hakikati inkar edenleri dost tutanlar, onların yanında şerefli olacaklarını mı umuyorlar! Ne var ki izzet tümüyle Allah'ındır.

(Nisa 139)

Ahmet Tekin Meali:

Şuurlu ve kâmil mü'minleri bırakıp, kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah'a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden kâfirleri candan dost, müttefik, veli edinenler, kâfirleri kendilerine hâkim hale getirerek işlerini, onların ellerine bırakanlar, onların yanında izzet ve şeref mi arıyorlar? Bilsinler ki, izzet ve şeref, kudret ve hükümranlık bütünüyle Allah'a aittir.*

(Nisa 139)

Ahmet Varol Meali

Onlar mü'minleri bırakıp kâfirleri dost edinenlerdir. Onların yanında şeref mi arıyorlar? Oysa şeref tümüyle Allah'a aittir.

(Nisa 139)

Ali Bulaç Meali:

Onlar, mü'minleri bırakıp kafirleri dostlar (veliler) edinirler. 'Kuvvet ve onuru (izzeti)' onların yanında mı arıyorlar? Şüphesiz, 'bütün kuvvet ve onur,' Allah'ındır.

(Nisa 139)

Ali Fikri Yavuz Meali:

O münafıklar ki, mü'minleri bırakarak kâfirleri dost ediniyorlar, izzet ve zaferi onların yanında mı arıyorlar! Muhakkak ki bütün izzet ve kudret Allah'ındır.

(Nisa 139)

Ali Rıza Sefa Meali:

İnananlardan başka bir de ayrıca, nankörlük edenleri dost edindiler. Onların yanında onur mu arıyorlar? Kuşkusuz, onur, Allah'a özgüdür.

(Nisa 139)

Ali Ünal Meali:

Onlar, mü’minleri bırakıp da kâfirleri kendilerine yakın dost, sırdaş ve işlerini havale edip, sığınacakları birer mercî edinirler. Onlar, izzet, şeref ve kuvveti o kâfirlerle birlikte olmada mı görüyorlar? Oysa izzet, şeref ve kuvvet, bütünüyle Allah’a aittir.

(Nisa 139)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Öyle münafıklardır ki; Müslümanlar yerine kâfirleri dost ediniyorlar. Onlar, o kâfirlerde izzet ve şeref mi arıyorlar? Bilsinler ki bütün izzet, Allah’ındır*

(Nisa 139)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Müminleri bırakıp da kafirleri dost edinenler; onların yanında şeref mi arıyorlar? Şüphesiz bütün şeref yalnızca Allah'a aittir.

(Nisa 139)

Bekir Sadak Meali:

Onlar, inananlari birakip da kafirleri dost edinirler; onlarin tarafinda bir seref ve kudret mi ariyorlar? Dogrusu kudret butun olarak Allah'indir.

(Nisa 139)

Besim Atalay Meali:

İnanlıyı bırakıp da münafıkla, kâfirleri dost tutanlar, onların yanlarında, saygı mı bekliyorlar? Emreliğin hepsi Allah içindir

(Nisa 139)

Celal Yıldırım Meali:

Onlar ki, mü'minleri bırakıp kâfirleri dost edinirler; şeref ve üstünlüğü onların yanında mı arıyorlar ? Şüphesiz ki bütün şeref ve üstünlük Allah'a aittir.

(Nisa 139)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Onlar, inananları bırakıp inkârcıları dost edinen kimselerdir. Onların yanında izzet ve şeref mi arıyorlar? Hâlbuki bütün izzet ve şeref Allah'ın yanındadır. *

(Nisa 139)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Onlar, inananları bırakıp da kafirleri dost edinirler; onların tarafında bir şeref ve kudret mi arıyorlar? Doğrusu kudret bütün olarak Allah'ındır.

(Nisa 139)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Onlar, mü'minleri bırakıp kafirleri dost edinen kimselerdir. Onların yanında izzet ve şeref mi arıyorlar? Halbuki bütün izzet ve şeref Allah'a aittir.

(Nisa 139)

Diyanet Vakfı Meali:

Müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinenler, onların yanında izzet (güç ve şeref) mi arıyorlar? Bilsinler ki bütün izzet yalnızca Allah'a aittir.

(Nisa 139)

Edip Yüksel Meali:

Onlar ki inananlardan ayrı inkarcılarla işbirliği yapar. Onların yanında onur mu arıyorlar? Oysa, onur tümüyle ALLAH'a aittir

(Nisa 139)

Elmalılı Orjinal Meali:

Onlar ki mü'minleri bırakarak kafirlerin velayetine tutunuyorlar, ızzeti onların yanında mı arıyorlar? Fakat ızzet tamamile Allahındır

(Nisa 139)

Elmalılı Yeni Meali:

Onlar ki, müminleri bırakıp kafirleri dost ediniyorlar; onların yanında izzet ve şeref mi arıyorlar? Oysa izzet ve şeref, tamamıyla Allah'a aittir.

(Nisa 139)

Erhan Aktaş Meali:

Çünkü onlar mü'minleri bırakıp gerçeği yalanlayan nankörleri evliya[1] ediniyorlar. İzzeti[2] onların yanında mı arıyorlar! Kuşkusuz, izzet, tamamıyla Allah'ın yanındadır.

1)Koruyucular, yardımcılar, gözeticiler, destekleyiciler, yandaşlar.
2)Yüksek onur, şeref, büyük itibar, yücelik, saygınlık, üstünlük.

(Nisa 139)

Gültekin Onan Meali:

Onlar, inançlıları bırakıp kafirleri veliler edinirler. 'Kuvvet ve onuru (izzeti)' onların yanında mı arıyorlar? Şüphesiz, 'bütün kuvvet ve onur' Tanrı'nındır.

(Nisa 139)

Hakkı Yılmaz Meali:

(138,139) Mü’minlerin astlarından, küfre; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddetmeye sapanları yol gösterici, koruyucu yakın edinen şu münâfıklara, şüphesiz, çok acıklı bir azabın kendileri için olduğunu müjdele! Onların yanında şan ve şeref mi arıyorlar? Oysa şan ve şerefin tümü Allah'ındır.

(Nisa 139)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Onlar ki müminleri bırakıp kâfirleri dost ediniyorlar. Onların yanında izzet mi arıyorlar? Hiç şüphesiz, izzetin tamamı Allah’a aittir.

(Nisa 139)

Harun Yıldırım Meali:

Onlar ki mü’minlerden başka kafirleri veli edinirler. İzzeti onların yanında mı arıyorlar? Oysa muhakkak ki izzet bütünüyle Allah’a aittir.

(Nisa 139)

Hasan Basri Çantay:

Onlar mü'minleri bırakıb kafirleri dost edinenlerdir. İzzet (-ü şevket) i onların yanında mı arıyorlar? Hakıyki bütün ululuk ve kudret Allahındır.

(Nisa 139)

Hayrat Neşriyat Meali:

Onlar ki, mü'minleri bırakıp da kâfirleri dostlar edinirler. İzzeti (şeref ve üstünlüğü) onların yanında mı arıyorlar? Hiç şübhesiz ki izzet, tamâmen Allah'a âiddir.(3)*

(Nisa 139)

Hubeyb Öndeş Meali: /

[İkiyüzlülük yapanlar] ki, İnançlılardan beride, kâfirleri [gerçeği örtenleri] veliler ediniyorlar. Onların yanında izzet mi arıyorlar? O halde, izzet tamamen Allah'ındır.

(Nisa 139)

Hüseyin Atay Meali:

Bunlar, inananları bırakıp inkârcıları dost edinirler. Onların yanında bir şeref mi arzu ediyorlar? Doğrusu, şeref bütünü ile Allah’a aittir.

(Nisa 139)

İbni Kesir Meali:

Onlar ki; mü'minleri bırakıp kafirleri dost ediniyorlar. Onların tarafından izzet mi arıyorlar? Doğrusu izzet, bütünüyle Allah'ındır.

(Nisa 139)

İlyas Yorulmaz Meali:

Mü'minleri bırakıp ta, doğruları inkar edinenlere sığınanlar (veli edinenler), böyle yapmakla, acaba onların yanında güç veya şeref kazanacaklarını mı zannediyorlar? Halbuki bütün güçte, şerefte, Allah'ın yanındadır.

(Nisa 139)

İskender Ali Mihr Meali:

Onlar ki mü'minlerden başka kâfirleri dost edinirler. İzzeti onların yanında mı arıyorlar? Oysa muhakkak ki izzet, tamamen Allah'a aittir.

(Nisa 139)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

O iki yüzlüler inananları bırakıp da Allah'ı tanımıyanları kendilerine koruyucu edindiler. Yoksa onlar bütün erkin kendilerinde olduğunu mu sanıyorlar? Gerçekten bütün erk Allah'tadır.

(Nisa 139)

Kadri Çelik Meali:

Onlar, iman edenleri bırakıp da kâfirleri dost edinirler. İzzeti onların yanında mı arıyorlar? Şüphesiz izzet bütünüyle Allah'ındır.

(Nisa 139)

Mahmut Kısa Meali:

Çünkü onlar, müminleri bırakıp kâfirleri kendilerine dost ediniyorlar. Onların yanında yer almakla izzet ve şeref kazanacaklarını mı umuyorlar? Onlarla dost olmakla, onların hayat tarzını, kılık kıyafetini, kültürünü taklit etmekle şeref ve onur kazanacaklarını, üstünlük elde edeceklerini mi sanıyorlar? Ne kadar da yanılıyorlar! Çünkü izzet ve şeref, tamamen ve yalnızca Allah’a aittir. O hâlde, gerçek anlamda onur kazanmak isteyen, yalnızca Allah’a kul olmalıdır. Kâfirlerde onur aramak şöyle dursun, gerekirse onlarla birlikte oturmaktan bile sakınmalıdır:

(Nisa 139)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Ancak onlar, müminleri bırakarak kafirleri dost edinirler. Kuvveti onlarda mı umarlar? Nasıl onlarda ararlar ki, hiç şüphe yok ki, bütün kudret ve yücelik Allah'ındır .

(Nisa 139)

Mehmet Türk Meali:

(Çünkü) onlar, mü’minleri bırakıp, kâfirleri dost ediniyorlar. Yoksa (şanı ve) şerefi, onların yanında mı arıyorlar? Hâlbuki bütün (şan ve) şeref, tamamıyla Allah’a aittir.

(Nisa 139)

Muhammed Celal Şems Meali:

Onlar müminleri bırakıp, kâfirleri dost edinirler. Onların yanında saygınlık mı isterler? (İyi bilsinler ki,) bütün saygınlıklar Allah’ın elindedir.

(Nisa 139)

Muhammed Esed Meali:

Müminleri bırakıp hakikati inkar edenleri müttefik edinenlere gelince, onlarla şeref kazanacaklarını mı umuyorlar? Unutmayın ki asıl şeref (yalnız) Allaha aittir.

(Nisa 139)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Onlar ki, inananları bırakıp inkarcıları dost ediniyorlar. Yoksa onların yanında şeref mi arıyorlar? Oysa bütün şeref tümüyle Allah'a aittir.

(Nisa 139)

Mustafa Çavdar Meali:

Onlar, müminleri bırakıp kâfirleri dost ve müttefik edinirler. Onların yanında şeref ve itibar mı arıyorlar? Şeref ve itibar bütünüyle Allah’a aittir.

Bknz: (5/51) - (5/57)

(Nisa 139)

Mustafa Çevik Meali:

137-139 Allah’a, gönderdiği kitaplara, peygamberlere, meleklere ve Âhiret Günü’ne inanıp, iman ettikten sonra bu gerçeklerden yüz çevirip, şirk ve küfre dönerek inatla direnenleri Allah asla affetmeyecek, onları tekrar doğru yoluna kabul etmeyecek. Böylesi ikiyüzlüleri cehennemde korkunç bir azap beklemektedir. Bunlar mü’minleri bırakıp da müşrik ve kâfirleri dost edinerek, onların yanında şerefli ve itibarlı olacaklarını mı sanıyorlar? Oysa gerçek şu ki, şeref ve itibar ancak Allah’ın yanında olmakla elde edilir.

(Nisa 139)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Mü'minleri bırakıp da kafirlerin dostluğuyla (onur) duyanlar, şeref ve itibarı onların yanında mı arıyorlar? İyi bilin ki şeref ve itibar bütünüyle Allah'a aittir.

(Nisa 139)

Osman Okur Meali:

Onlar, inananları bırakıp da küfre sapanları/inkârcıları velî (dost ve idareci)ler edinirler. (Yoksa) izzeti (şerefi/ onur ve yüceliği) onların yanında mı arıyorlar? Şüphesiz ki bütün izzet (yücelikler) Allah’a aittir.

(Nisa 139)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Onlar ki, mü'minleri bırakarak kâfirleri dost tutarlar. İzzeti onların yanında mı arıyorlar? Muhakkak ki, bütün izzet Allah Teâlâ'nındır.

(Nisa 139)

Ömer Öngüt Meali:

Onlar müminleri bırakıp kâfirleri dost edinirler. Onların tarafında bir şeref ve kudret mi arıyorlar? Bilsinler ki şeref ve kudret tamamen Allah'a âittir.

(Nisa 139)

Ömer Sevinçgül Meali:

İnananları bırakıyorlar da inkârcıları dost ediniyorlar! Onların yanında izzet ‘onur, güç, kuvvet’ mi arıyorlar! Oysa izzetin tamamı Allah’ındır.

(Nisa 139)

Sadık Türkmen Meali:

Onlar, müminleri bırakıp kâfirleri dost edinen kimselerdir. Onların yanında izzet ve şeref mi arıyorlar? Halbuki bütün izzet ve şeref Allah’a aittir.

(Nisa 139)

Seyyid Kutub Meali:

Onlar müminleri bırakıp kafirleri dost ediniyorlar. Acaba onların yanında şeref mi arıyorlar? Oysa şeref bütünüyle Allah'ındır.

(Nisa 139)

Suat Yıldırım Meali:

O münafıklar müminlerin dışında kafirleri dost edinirler. İzzet ve desteği onların yanında mı arıyorlar? Oysa bütün izzet ve kuvvet Allah'ındır.

(Nisa 139)

Süleyman Ateş Meali:

Onlar mü'minleri bırakıp kafirleri dost tutuyorlar. Onların yanında şeref mi arıyorlar? Bütün şeref, tamamen Allaha aittir.

(Nisa 139)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Onlar, ayeti görmezden gelenleri veli (dost) edinmeyi, müminlere tercih eden kimselerdir. Kafirlerin yanında güç ve kuvvet mi arıyorlar? Doğrusu bütün güç ve kuvvet, Allah'ın elindedir.

(Nisa 139)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Çünkü onlar, iman edenleri bırakıp kâfirleri dost ediniyorlar. Üstünlüğü onların yanında mı arıyorlar? Hayır, her zaman üstün olan ancak Allah'tır.

(Nisa 139)

Şaban Piriş Meali:

Onlar, müminleri bırakıp kafirleri dost/veli edinirler. Onların yanında itibar mı arıyorlar? İtibar/güç bütünüyle Allah'a aittir.

(Nisa 139)

Talat Koçyiğit Meali:

Mü'minleri bırakıp da kafirleri dost edinen (o münafık)ler, onların yanında kuvvet ve şeref mi arıyorlar? Oysa şan, şeref, güç ve kudret hepsi de Allah'ındır.

(Nisa 139)

Tefhimul Kuran Meali:

Onlar, mü'minleri bırakıp kâfirleri dostlar (veliler) edinirler. 'Kuvvet ve onuru (izzeti) ' onların yanında mı arıyorlar? Şüphesiz, 'bütün kuvvet ve onur,' Allah'ındır.

(Nisa 139)

Ümit Şimşek Meali:

Onlar, mü'minleri bırakıp da kâfirleri kendilerine dost edinenlerdir. Yoksa onlar, kâfirlerin yanında üstünlük ve şeref mi arıyorlar? Halbuki üstünlük ve şeref tümüyle Allah'ındır.

(Nisa 139)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Öyle kişiler ki onlar, müminleri bırakıp da küfre sapanları dostlar ediniyorlar. Onların yanında onur ve yücelik mi arıyorlar? Onur ve yüceliğin tümü Allah'ındır.

(Nisa 139)