4. Nisa Suresi / 162.ayet

Fakat içlerinde gerçek bilgi ve iman sahibi olanlar, sana ve senden önceki indirilen vahiylere ayırım yapmadan inananlar, namazı dosdoğru kılanlar, zekâtı verenler, Allah’a ve ahiret gününe tam inanıp güvenenler var ya işte bunlara, çok büyük bir mükâfat vereceğiz.

Bknz: (2/4)»(2/5)(3/113)(5/48)(12/111)

Mustafa Çavdar Meali

Nisa 162 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Fakat onlardan bilgide ileri olanlar ve inananlar, sana indirilene de inanırlar, senden önce indirilenlere de ve namaz kılanlardır, zekat verenlerdir, Allah'a ve ahiret gününe inananlardır onlar ve biz onlara büyük bir ecir vereceğiz.

(Nisa 162)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Ancak onlardan ilimde rüsuh sahibi olup derinleşenler (yaratılış gerçeğine ve kitabın hikmetine erişenler) ile (sadık) mü'minler, Sana indirilene ve Senden önce indirilene inanırlar. Namazı dosdoğru kılanlar, zekâtı verenler, Allah'a ve ahiret gününe inananlar; işte bunlar var ya, Biz onlara büyük bir ecir bahşedip (mükâfatlandıracağız).

(Nisa 162)

Abdullah Parlıyan Meali:

İçlerinden ilimde derinleşmiş olanlara, sana ve senden öncekilere indirilmiş olana, iman edenlere, özellikle namazlarında dikkatli ve devamlı olanlara, karşılık beklemeden zekatlarını verenlere, Allah'a ve ahiret gününe inananlara gelince, işte bunlara pek yakında büyük bir mükafat vereceğiz.

(Nisa 162)

Adem Uğur Meali:

Fakat içlerinden ilimde derinleşmiş olanlar ve müminler, sana indirilene ve senden önce indirilene iman edenler, namazı kılanlar, zekâtı verenler; Allah'a ve ahiret gününe inananlar var ya; işte onlara pek yakında büyük mükâfat vereceğiz.

(Nisa 162)

Ahmet Hulusi Meali:

İçlerinden ilimde derinleşmiş olanlar ile iman edenler, senden önce inzal olanla birlikte sana inzal olana da iman ederler. Salatı ikame eden ve zekatı veren; "B" harfindeki anlam kapsamınca Allah'a ve gelecekte yaşanacak sürece iman edenlere gelince... Onlara aziym bir mükafat vereceğiz.

(Nisa 162)

Ahmet Tekin Meali:

Ama içlerinden ilimde yüksek payeye erenler,ehl-i tevhid olanlar sana indirilene, Kur-ân'a, senden önce indirilenlere, diğer kutsal kitaplara iman ederler. Onlar namazı erkanına, şartlarına, vaktine riayet ederek âşikâre kılanlar, vicdanlarını, servetlerini, sosyal bünyelerini arındıran, berekete vesile olan zekâtı verenler, Allah'a, Allah'a imanın gerektirdiği esaslara ve âhiret gününe iman edenlerdir. İşte onlara büyük mükâfat vereceğiz.

(Nisa 162)

Ahmet Varol Meali

Ancak onlardan ilimde derinleşmiş olanlar ve iman edenler sana indirilene ve senden önce indirilene inanırlar. (Onlar) namazı kılan, zekatı veren, Allah'a ve ahiret gününe inananlardır. İşte onlara büyük bir ecir vereceğiz.

(Nisa 162)

Ali Bulaç Meali:

Ancak onlardan ilimde derinleşenler ile mü'minler, sana indirilene ve senden önce indirilene inanırlar. Namazı dosdoğru kılanlar, zekatı verenler, Allah'a ve ahiret gününe inananlar; işte bunlar, Biz bunlara büyük bir ecir vereceğiz.

(Nisa 162)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Fakat içlerinden ilimde kökleşenlerle müminler, senden önce, indirilenle beraber sana indirilene de iman ederler. Bunlar, namazı erkânı ile kılanlar, zekâtı verenler, Allah'a ve âhiret günene inananlardır. İşte bunlara çok büyük bir mükâfat vereceğiz.

(Nisa 162)

Ali Rıza Sefa Meali:

Fakat onların bilgide derinleşmiş olanları ve inananlar, hem sana indirilene hem de senden önce indirilene inanırlar. Namazı dosdoğru kılanlar, zekatı verenler, Allah'a ve Sonsuz Yaşam Günü'ne inananlar; işte onlara, büyük bir ödül vereceğiz.

(Nisa 162)

Ali Ünal Meali:

Fakat onların içinde ilimde derinleşip kökleşmiş olanlar ve gerçek manâda mü’min bulunanlar da (vardır ki, diğerleri gibi senden kendilerine gökten kitap indirmeni istemezler. Onlar,) sana indirilen (Kur’ân)’a ve senden önce indirilen (Tevrat, İncil ve diğer Kitaplar)a iman ederler; namazı bütün şartlarına riayet ederek, vaktinde ve aksatmadan kılanlardır onlar; ayrıca zekâtı tastamam verenler ve Allah’a ve Âhiret Günü’ne içten iman edenlerdir: onlardır ki, kendilerine çok büyük bir mükâfat vereceğiz.

(Nisa 162)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Fakat onlardan, ilimde kök salmış olanlar ve dindar olanlar, hem sana inen hem senden önce inen vahiylere inanırlar. Onlar, namazı kılar, zekâtı verir, Allah’a ve ahirete gerçekten inanırlar. İşte onlara büyük bir mükâfat vereceğiz.

(Nisa 162)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Fakat içlerinden ilimde derinleşmiş olanlar ve müminler, sana indirilene ve senden önce indirilene iman edenler, namazı kılanlar, zekatı verenler, Allah'a ve ahiret gününe inananlar var ya; işte onlara pek yakında büyük ödül vereceğiz.

(Nisa 162)

Bekir Sadak Meali:

Fakat onlardan ilimde derinlesmis olanlara, sana indirilen Kitap'a ve senden once indirlen Kitap'a inanan muminlere, namaz kilanlara, zekat verenlere, Allah'a ve ahiret gunune inananlara, elbette buyuk ecir verecegiz. *

(Nisa 162)

Besim Atalay Meali:

Onlardan, bilgide derin olanlar, inanlı bulunanlar, hem sana, hem de senden önce gelmiş olana, inanmaktadırlar, namazların kılarlar, zekâtların verirler, hem Allaha, hem de son güne inanederler, biz onlara büyük sevap vereceğiz

(Nisa 162)

Celal Yıldırım Meali:

Ama onlardan ilimde kök salıp derinleşenler, sana indirilene de, senden önce indirilene de inanan, namazı kılan, zekâtı veren, Allah'a ve Âhiret gününe imân eden mü'minlere gelince: İşte onlara büyük bir ecir (karşılık ve mükâfat) vereceğiz.

(Nisa 162)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Fakat onlardan ilimde derinleşenler ile mü'minler, sana indirilene ve senden önce indirilene inanırlar. Namazı dosdoğru kılanlar, zekâtı verenler, Allah'a ve ahiret gününe inananlar var ya; işte onlara yarın büyük bir mükâfat vereceğiz.

(Nisa 162)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Fakat onlardan ilimde derinleşmiş olanlara, sana indirilen Kitap'a ve senden önce indirilen Kitap'a inanan müminlere, namaz kılanlara, zekat verenlere, Allah'a ve ahiret gününe inananlara, elbette büyük ecir vereceğiz.*

(Nisa 162)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Fakat onlardan ilimde derinleşmiş olanlar ve mü'minler, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler. O namazı kılanlar, zekatı verenler, Allah'a ve ahiret gününe inananlar var ya, işte onlara büyük bir mükafat vereceğiz.

(Nisa 162)

Diyanet Vakfı Meali:

Fakat içlerinden ilimde derinleşmiş olanlar ve müminler, sana indirilene ve senden önce indirilene iman edenler, namazı kılanlar, zekâtı verenler, Allah'a ve ahiret gününe inananlar var ya; işte onlara pek yakında büyük mükâfat vereceğiz.

(Nisa 162)

Edip Yüksel Meali:

Ancak aralarındaki derin ilim sahipleri ve inananlar, sana indirilene ve senden önce indirilen(ler)e inanır. Namazı gözetir, zekatı verir, ALLAH'a ve ahiret gününe inanırlar; bunlara büyük bir ödül vereceğiz.

(Nisa 162)

Elmalılı Orjinal Meali:

Lakin içlerinden ilimde rüsuhu olanlarla mü'minler senden evvel indirilenle beraber sana indirilene de iyman ediyorlar, hele o namaza devam eden kullarıma bak, onlar ve zekat verenler, Allaha ve Ahıret gününe inanan bütün mü'minler işte hep bunlara yarın azim bir ecir vereceğiz

(Nisa 162)

Elmalılı Yeni Meali:

Fakat içlerinden ilimde derinleşmiş olanlar ve inananlar, senden önce indirilenle birlikte sana indirilene de iman ediyorlar. Özellikle namaza devam edenlerle zekat verenler, Allah'a ve ahiret gününe inananlar yok mu, işte onlara yarın büyük bir mükafat vereceğiz.

(Nisa 162)

Erhan Aktaş Meali:

Ancak, onlardan ilimde derinleşmiş[1] olanlar, sana ve senden önce indirilene iman eden mü'minler, salatı ikame edenler, zekatı verenler[2], Allah'a ve Ahiret Günü'ne iman edenler var ya işte onlara gelecekte büyük bir ödül vereceğiz.

1)Gerçeği kavramış olanlar. İman düzeyleri yüksek olanlar. "İlim" sözcüğü ile kast edilen şey, bilgi değil, bilinçtir.
2)Bu terkip, ibadete layık yegane ilah olarak Allah'a inanmak; kulluğu, Allah'a yönelmeyi, dua ve ibadeti şirkten arındırılmış bir bilinçle; arınmış, arı duru hale gelmiş bir benlikle yapmak; mali yardımlaşmayı, destek olmayı canlı ve diri tutmak demektir.

(Nisa 162)

Gültekin Onan Meali:

Ancak onlardan ilimde derinleşenler ile inançlılar, sana indirilene ve senden önce indirilene inanırlar. Namazı dosdoğru kılanlar, zekatı verenler, Tanrı'ya ve ahiret gününe inançlı olanlar; işte bunlar, biz bunlara büyük bir ecir vereceğiz.

(Nisa 162)

Hakkı Yılmaz Meali:

Fakat bu Yahudileşenlerden bilgide derinleşmiş olanlar ve iman edenler, sana indirilene ve senden önce indirilenlere iman ederler. Onlar, salâtı ikame eden [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturan, ayakta tutan], vergiyi veren, Allah'a ve âhiret gününe iman edenlerdir. İşte onlar, Bizim büyük bir ödül vereceklerimizdir.

(Nisa 162)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Fakat onlardan ilimde derinleşenler ve müminler, sana ve senden önce indirilene iman ederler. Namazı dosdoğru kılanlar, zekâtı verenler, Allah’a ve Ahiret Günü'ne iman edenler... Bunlara büyük bir ecir vereceğiz.

(Nisa 162)

Harun Yıldırım Meali:

Fakat onlardan ilimde derinleşmiş olanlar ve mü’minler sana indirilene de senden önce indirilenlere de iman ederler. Özellikle namazı dosdoğru kılanlar, zekatı verenler, Allah’a ve ahiret gününe iman etmiş olanlardır. İşte onlar ki kendilerine çok büyük bir ecir vereceğiz.

(Nisa 162)

Hasan Basri Çantay:

Şu kadar ki onlardan ilimde yüksek payeye erenlerle mü'minler, (gerek) sana indirilen (Kur'an-ı Kerim) e, (gerek) senden evvel indirilen (kitab) lara iman ederler. (Onlar) namazı dosdoğru kılanlar, zekatı verenler, Allaha ve ahiret gününe inananlardır. İşte onlar (böyle) Biz onlara çok büyük bir ecir vereceğiz.

(Nisa 162)

Hayrat Neşriyat Meali:

Fakat onlardan (îmân ederek) ilimde râsih (derinleşmiş) olanlar ve mü'minler, sana indirilene (Kur'ân'a) ve senden önce indirilen (diğer kitab)lara îmân ederler. Ve(onlar) namazı hakkıyla edâ edenler, zekâtı verenler, Allah'a ve âhiret gününe îmân edenlerdir. İşte onlar var ya, kendilerine (pek) büyük bir mükâfât vereceğiz!

(Nisa 162)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Fakat, onlardan bilgide kök salanlar-derinleşenler, sana indirdiğimize ve senden önce indirdiğimize inanan (bu) inançlılar, özellikle de¹ namazı sürekli olarak gereğince kılanlar, zekâtı verenler ve Allah'a ve ahiret [son] gününe inananlar (evet!) işte onlara çok büyük bir ödül vereceğiz.

(Nisa 162)

Hüseyin Atay Meali:

Ancak, onlardan ilimde derinleşmiş olanlara, sana indirilene ve senden önce indirilenlere inanmış inançlılara, namaz kılanlara, zekat verenlere, Allah'a ve sonraki güne inananlara, işte bunlara, büyük ödüller vereceğiz.

(Nisa 162)

İbni Kesir Meali:

Fakat onlardan ilimde derinleşmiş olanlar ve mü'minler; sana indirilen kitaba ve senden önce indirilmiş olanlara inanırlar. Namaz kılanlara, zekat verenlere, Allah ve ahiret gününe inannalara elbette büyük bir mükafat vereceğiz.

(Nisa 162)

İlyas Yorulmaz Meali:

Lakin, onlardan doğru bilgi seviyesine erişmiş olanlar, sana ve senden önce indirilmiş kitaplara inananlar, namazı kılanlar, zekatı verenler ve Allah'a ve ahiret gününe inananlar var. İşte onlara büyük mükafaatlar vereceğiz.

(Nisa 162)

İskender Ali Mihr Meali:

Fakat, onlardan ilimde derinleşmiş olanlar ve mü'minler, sana indirilene ve senden önce indirilene inanırlar. Ve namazı ikame edenler, zekâtı verenler, Allah'a ve ahiret gününe inananlar; işte onlara “büyük ecir” vereceğiz.

(Nisa 162)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Ancak, içlerinden bilimde yükselenlere, sana bildirilene, senden önce bildirilene inanan inanıcılara, yalvarıya duranlara, zekât verenlere, Allah'a, son güne inananlara, işte bunlara ulu bir karşılık vereceğiz.

(Nisa 162)

Kadri Çelik Meali:

Fakat onlardan ilimde derinleşmiş olanlara, sana indirilene ve senden önce indirilene iman eden müminlere, namaz kılanlara, zekât verenlere ve Allah'a ve ahiret gününe iman edenlere, elbette büyük ecir vereceğiz.

(Nisa 162)

Mahmut Kısa Meali:

Ama Yahudiler arasındaki gerçek ilim sahipleri vesenin etrafında kenetlenen bu müminler, hem sana indirilen Kur’an ayetlerine, hem de senden önce indirilen vahiylere inanırlar. Evet, namazlarını güzelce kılan, zekâtlarını veren, Allah’a ve âhiret gününeyürekten inanan o bahtiyârlara muhteşem bir mükâfât vereceğiz.

(Nisa 162)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Nasıl ki onlardan ilimde derinleşenler müminler, sana indirilene de inanırlar İşte onlar senden önce de namaz kılan, zekat verenlerdir. Onlar hakka inanırlar Şüphesiz Allah'a ve ahiret gününe. Biz vereceğiz onlara, büyük mükafatlar.

(Nisa 162)

Mehmet Türk Meali:

Biz onlardan; ilim erbabı olup sana indirilene ve senden öncekilere indirilenlere îman ederek Müslüman olanlara, namazı dosdoğru ve devamlı kılanlara, zekâtı verenlere, Allah’a ve âhiret gününe îman edenlere, büyük bir mükâfat vereceğiz.

(Nisa 162)

Muhammed Celal Şems Meali:

Ancak bu (Yahudiler’den) ilimde derin olanlar ile (gerçek) müminler, sana indirilen (İlâhî kelâma) ve senden önce indirilene (de) inanırlar. (Özellikle) namazı dosdoğru kılanlar, zekât verenler, Allah ve ahiret gününe inananlar, işte elbette büyük mükâfat vereceğimiz (de,) onlardır.

(Nisa 162)

Muhammed Esed Meali:

İçlerinden bilgide derinleşmiş olanlara, sana ve senden öncekilere indirilmiş olana iman edenlere, (özellikle) namazlarında dikkatli ve devamlı olanlara, karşılık beklemeden harcayanlara, Allaha ve Ahiret Gününe inananlara gelince; işte Biz, bunlara büyük bir mükafat bahşedeceğiz.

(Nisa 162)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Fakat onlardan bilimde derinleşenlere, hem sana ve hem de senden öncekilere indirilen kitaba inananlara, içtenlikle yakarışa durmayı sürdürenlere, yoksulun hakkı olanı verenlere, Allah'a ve ahiret gününe inanmış olanlara ise büyük bir ödül vereceğiz.

(Nisa 162)

Mustafa Çavdar Meali:

Fakat içlerinde gerçek bilgi ve iman sahibi olanlar, sana ve senden önceki indirilen vahiylere ayırım yapmadan inananlar, namazı dosdoğru kılanlar, zekâtı verenler, Allah’a ve ahiret gününe tam inanıp güvenenler var ya işte bunlara, çok büyük bir mükâfat vereceğiz.

Bknz: (2/4)»(2/5) - (3/113) - (5/48) - (12/111)

(Nisa 162)

Mustafa Çevik Meali:

160-162 Biz o Yahudilere sözlerinde durmamaları, Allah’a ve peygamberlere itaatsizlikleri, insanların Allah’ın daveti hayat nizamını yaşamalarına engel olmaya çalışmaları sebebi ile önceleri helal kıldığımız, temiz ve güzel bir kısım yiyecekleri haram kıldık. Âhirette de bu nankörler için çok çetin bir azap hazırladık. Onların içinde sana indirilen Kur’an ile senden önceki peygamberlere, Allah’ın indirdiği kitaplara iman eden, namazlarını kılan, zekâtların veren ve Âhiret Günü’ne de inanan, ilimde derinleşmiş mü’minler az da olsa vardır. İşte onlara da büyük mükâfatlar vereceğiz.

(Nisa 162)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Lakin içlerinde ilimde derinleşmiş olanlara, sana ve senden önce indirilene iman edenlere, özellikle de namazı istikamet üzre diriltenlere, zekatı gönülden gelerek verenlere, Allah'a ve Ahiret Günü'ne inananlara; işte bunlara, zamanı gelince muazzam bir ödül bahşedeceğiz.

(Nisa 162)

Osman Okur Meali:

İçlerinden bilgide derinleşmiş olanlara, sana ve senden öncekilere indirilmiş olana iman edenlere, (özellikle) namazlarında dosdoğru kılıp ve devamlı olanlara, karşılık beklemeden harcayanlara, Allaha ve Ahiret Gününe inananlara gelince; işte Biz, bunlara büyük bir mükafat bahşedeceğiz.

(Nisa 162)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Fakat onlardan ilimde mütehassıs olanlar ve mü'min olanlar sana indirilmiş olana ve senden evvel indirilmiş olana inanırlar, ve namazı dosdoğru kılanlar ve zekâtı verenler, ve Allah Teâlâ'ya ve ahiret gününe imân edenler var ya, işte onlara elbette azim bir mükâfaat vereceğizdir.

(Nisa 162)

Ömer Öngüt Meali:

Fakat içlerinde ilimde derinleşmiş olanlar ve müminler sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler. Namazı kılanlar, zekatı verenler, Allah'a ve ahiret gününe inananlar var ya, işte biz onlara büyük bir mükâfat vereceğiz.

(Nisa 162)

Ömer Sevinçgül Meali:

Ama onlardan ilimde derinlik kazanmış olanlara, hem sana indirilen kitaba, hem de senden önce indirilenlere inananlara, namaz kılanlara, zekât verenlere, Allah’a ve ahiret gününe inananlara büyük bir ödül veririz.

(Nisa 162)

Sadık Türkmen Meali:

FAKAT onlardan, (Museviler’den) ilimde derinleşmiş olanlar ve müminler, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler. O namazı kılanlar, zekatı verenler, Allah’a ve ahiret gününe inananlar var ya, işte onlara büyük bir ödül vereceğiz.

(Nisa 162)

Seyyid Kutub Meali:

Fakat onlardan bilim alanında derinleşenlere, hem sana ve hem de senden öncekilere indirilen kitaba inanan müminlere, namaz kılanlara, zekat verenlere, Allah'a ve ahiret gününe inananlara büyük bir mükafat vereceğiz.

(Nisa 162)

Suat Yıldırım Meali:

Fakat onlardan geniş ilmi olanlar ile müminler, hem sana indirilen Kur'an'a, hem de senden önce indirilen kitaplara iman ederler. O namaz kılanlar, zekat verenler, Allah'a ve ahirete hakkıyla iman edenler var ya, işte onlara yarın büyük mükafat vereceğiz.

(Nisa 162)

Süleyman Ateş Meali:

Fakat içlerinden ilimde derinleşmiş olanlar ve mü'minler, sana indiriline ve senden önce indirilene inanırlar. O namazı kılanlar, zekatı verenler, Allah'a ve ahiret gününe inananlar var ya, işte onlara büyük bir mükafat vereceğiz!

(Nisa 162)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Fakat onlardan sağlam bilgi sahibi dürüst kimseler[1] ile müminler, sana indirilene ve senden önce indirilmiş olanlara inanır; namazı tam kılar, zekatı verir, Allah'a ve ahiret gününe inanıp güvenirler. İşte onlara büyük bir ödül vereceğiz.

1)  Onların hepsi bir değildir. Kitap ehli arasında dik duran bir topluluk da vardır, gece vakitleri Allah'ın ayetlerini okuyarak secdeye kapanırlar. (Ali İmran 3/113)   Allah'a ve ahiret gününe inanır, iyi olana çağırır, kötülüğe karşı çıkarlar ve hayırlı işlere koşarlar. İşte onlar iyi kimselerdendir. (Ali İmran 3/114) Bunların yapacağı hiçbir iyilik göz ardı edilmeyecektir. Allah, sakınanların kimler olduğunu bilir.  (Ali İmran 3/115)

(Nisa 162)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Fakat içlerinde ilimde derinleşenler ve müminler, sana ve senden öncekilere indirilene iman ederler, namazı kılarlar, zekatı verirler, Allah'a ve Ahiret Günü'ne inanırlar. İşte onlara büyük bir ödül vereceğiz.

(Nisa 162)

Şaban Piriş Meali:

Fakat onlardan ilimde derinleşip sana indirilene, senden önce indirilenlere iman eden, namazı dosdoğru kılan, zekat veren müminlere, Allah'a ve ahiret gününe iman etmiş olanlara işte onlara, çok büyük bir mükafat vereceğiz.

(Nisa 162)

Talat Koçyiğit Meali:

Fakat yine onlardan ilimde temayüz edenler ve mü'minler sana indirilen (Kitab)e ve senden öncekilere indirilen (kitap) lere îman ederler: ve namazı dosdoğru kılıp zekatı verenler, Allah'a ve âhiret gününe de îman edenler... İşte bunlara büyük bir mükafat vereceğiz.

(Nisa 162)

Tefhimul Kuran Meali:

Ancak onlardan ilimde derinleşenler ile mü'minler, sana indirilene ve senden önce indirilene inanırlar. Namazı dosdoğru kılanlar, zekatı verenler, Allah'a ve ahiret gününe inananlar; işte onlar, Biz onlara büyük bir ecir vereceğiz.

(Nisa 162)

Ümit Şimşek Meali:

Onlardan ilimde derinlik sahibi olanlar ile sana indirilene ve senden önce indirilene iman eden mü'minlere, namazlarını dosdoğru kılanlara, zekâtlarını verenlere, Allah'a ve âhiret gününe iman edenlere gelince, Biz onlara pek büyük bir ödül vereceğiz.

(Nisa 162)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Ama onların ilimde derinleşmiş olanları ve müminler, sana indirelene de senden önce indirilene de inanırlar. Namazı kılıcıdırlar, zekatı vericidirler, Allah'a ve ahiret gününe inanırlar. İşte bunlara yakında büyük bir ödül vereceğiz.

(Nisa 162)