4. Nisa Suresi / 72.ayet

Elbette içinizden, işi ağırdan alıp ayak sürüyenler olacaktır. Savaşta yenilmeniz durumunda, “Onlarla birlikte olmamakla Allah beni korumuş” der.

Bknz: (3/142)(8/5)

Mustafa Çavdar Meali

Nisa 72 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

İçinizde mutlaka ağır davranan olacak ve size bir felaket gelip çatınca da diyecek ki: Allah, gerçekten de bana lütfetti de o zaman, onlarla beraber bulunmadım.

(Nisa 72)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Şüphesiz içinizden (aynı din ve dava mensubu görünen kimselerden, cihad ve fedakârlık konusunda) ağır davrananlar (bu hizmetleri angarya sayan münafıklar) vardır. (Bu imani ve insani gayretlerinizden dolayı) Şayet size bir musibet (sorun ve sıkıntı) dokunacak olsa (hemen) : “Kesinlikle Allah’ın bize bir nimetidir ki, onlarla birlikte olmadım (yoksa aynı sıkıntıya ben de uğrayacaktım) ” diyerek (sevinirler).

(Nisa 72)

Abdullah Parlıyan Meali:

Aranızda mutlaka geride kalanlar olacak ve o zaman başınıza bir felaket geldiğinde; “Onlarla birlikte bulunmamamız, Allah'ın bize bir lütfudur” diyecekler.

(Nisa 72)

Adem Uğur Meali:

İçinizden bazıları vardır ki (cihad konusunda) pek ağırdan alırlar. Eğer size bir felâket erişirse: "Allah bana lütfetti de onlarla beraber bulunmadım" der.

(Nisa 72)

Ahmet Hulusi Meali:

Muhakkak sizden öylesi vardır ki, ağırdan alır. Sizin başınıza kötü bir şey gelirse "Allah'ın bana nimeti olarak onlarla beraber değildim" der.

(Nisa 72)

Ahmet Tekin Meali:

İçinizden bazıları cihad konusunda kesinlikle ağırdan alırlar, ayak sürürler. Eğer sizin başınıza bir felâket gelirse: “Allah bana lütfetti de, onlarla beraber bulunmadım" der.

(Nisa 72)

Ahmet Varol Meali

Sizin içinizde pek ağır davranan var. Sizin başınıza bir musibet geldiğinde "Allah bana lütfetti de onlarla birlikte bulunmadım" der.

(Nisa 72)

Ali Bulaç Meali:

Şüphesiz içinizden ağır davrananlar vardır. Şayet, size bir musibet isabet edecek olsa: "Doğrusu Allah, bana nimet verdi, çünkü onlarla birlikte olmadım" der.

(Nisa 72)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Gerçek sizden öylesi (münafık) vardır ki, ağır alacaktır. Eğer size bir felâket gelirse diyecek ki: “- Doğrusu Allah bana ihsan etti. Çünkü onlarla beraber savaşta bulunmadım.”

(Nisa 72)

Ali Rıza Sefa Meali:

Aslında, aranızdan kimileri yavaş davranır; bunun ardından başınıza bir yıkım gelirse, şöyle der: "Allah, bana iyilik ettiği için, onlarla birlikte bulunmadım!"

(Nisa 72)

Ali Ünal Meali:

İçinizde, açık ki ağırdan alan da var. Öylesi, başınıza bir musibet gelirse, “Neyse ki, Allah bana lütfetti de onlarla birlikte bulunmadım!” der.

(Nisa 72)

Bahaeddin Sağlam Meali:

İçinizden öyleleri var ki pek ağır davranır. Eğer başınıza bir musibet gelirse, “Allah bana ikram etti. Çünkü ben, onlarla beraber olmadım” der.

(Nisa 72)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Aranızda mutlaka geride kalanlar olacak ve o zaman başınıza bir felaket geldiğinde, "Onlarla birlikte bulunmamamız Allah'tan bize bir lütuftur" diyecekler.

(Nisa 72)

Bekir Sadak Meali:

suphesiz aranizda pek agir davarananlar vardir; size bir musibet gelirse: «Allah bana iyilikte bulundu, cunku onlarla beraber bulunmadim» der.

(Nisa 72)

Besim Atalay Meali:

İçinizde öyleleri vardır ki, ağır davranırlar, başınıza bir şey gelse derler ki: «Allah bana acıdı da, ben onlarla bulunmadım»

(Nisa 72)

Celal Yıldırım Meali:

içinizden öylesi var ki, ağır davranır; size bir musîbet dokunursa, «Herhalde Allah bana lütfetti, çünkü onlarla beraber hazır bulunmadım» der.

(Nisa 72)

Cemal Külünkoğlu Meali:

İçinizden bazıları vardır ki (cihad konusunda) pek ağırdan alırlar. Eğer size bir felâket erişirse: “Allah bana lütfetti de onlarla beraber bulunmadım” der.

(Nisa 72)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Şüphesiz aranızda pek ağır davrananlar vardır; size bir musibet gelirse: "Allah bana iyilikte bulundu, çünkü onlarla beraber bulunmadim" der.

(Nisa 72)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Şüphesiz, aranızda öyle kimseler var ki, (onların her biri savaşa gitme konusunda) hakikaten pek ağır davranır. Eğer başınıza bir musibet gelirse, "Allah, bana lütfetti de onlarla beraber bulunmadım" der.

(Nisa 72)

Diyanet Vakfı Meali:

İçinizden bazıları vardır ki (cihad konusunda) pek ağırdan alırlar. Eğer size bir felâket erişirse: «Allah bana lütfetti de onlarla beraber bulunmadım» der.  *

(Nisa 72)

Edip Yüksel Meali:

İçinizde ağır davrananlar var. Size bir musibet gelirse, 'ALLAH bana iyilik etti de onlarla birlikte şehit düşmedim,' der

(Nisa 72)

Elmalılı Orjinal Meali:

Maamafih içinizden öylesi vardır ki her halde ağır alacaktır: bakar eğer size bir musibet isabet ederse "cidden, der: Allah bana lütfetti zira onlarla beraber hazır bulunmadım"

(Nisa 72)

Elmalılı Yeni Meali:

Bununla beraber içinizden öylesi vardır ki, her halde ağırdan alacaktır. Eğer size bir felaket isabet ederse: "Gerçekten Allah bana lütfetti de, onlarla birlikte bulunmadım." der.

(Nisa 72)

Erhan Aktaş Meali:

İçinizden ağır davranan bazı kimseler, size bir musibet isabet ederse, "Allah bana nimet verdi[1] de onlarla bulunmadım." der.

1)Allah beni korudu.

(Nisa 72)

Gültekin Onan Meali:

Şüphesiz içinizden ağır davrananlar vardır. Şayet, size bir musibet isabet edecek olsa: "Doğrusu Tanrı, bana nimet verdi, çünkü onlarla birlikte olmadım" der.

(Nisa 72)

Hakkı Yılmaz Meali:

Şüphesiz sizden bir kısmı da kesinlikle ağır davranır. Sonra size bir musibet isabet edince: “Kesinlikle Allah bana lutfetti de onlarla beraber tanık olarak bulunmadım” der.

(Nisa 72)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Şüphesiz ki sizin içinizden (savaşa çıkmayı) ağırdan alanlar var. Sizin başınıza bir musibet geldiğinde: “Onlarla olmadığım için Allah bana lütfetti.” der.

(Nisa 72)

Harun Yıldırım Meali:

Şüphesiz içinizden öylesi vardır ki muhakkak pek ağır davranır. Eğer size bir musibet gelirse: “Muhakkak ki Allah bana nimet verdi çünkü onlarla beraber değildim.” der.

(Nisa 72)

Hasan Basri Çantay:

İçinizden (öylesi vardır ki) muhakkak ağır davranacakdır. Eğer size bir musiybet gelib çatarsa diyecek ki: "Allah bana cidden lutfetdi. Çünkü onlarla beraber bulunmadım"!

(Nisa 72)

Hayrat Neşriyat Meali:

Hiç şübhesiz içinizden öyleleri de vardır ki, (cihâda karşı) mutlaka ağır davranacaktır. Fakat size bir musîbet isâbet ederse: “Allah bana lûtfetti de onlarla berâber hazır bulunmadım” der.

(Nisa 72)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Kesinlikle, sizden olup ağır davranan kimseler elbetteki vardır. Eğer, size bir felaket isabet ederse, "Allah bana nimet vermiş. O vakit onlarla birlikte devamlı bir şahit olmadım (onlarla birlikte değildim)." der.

(Nisa 72)

Hüseyin Atay Meali:

Doğrusu, içinizde pek ağır davrananlar var. Başınıza bir musibet gelirse, "İyi ki, Allah bana iyilikte bulundu da onlarla beraber bulunmadım" der.

(Nisa 72)

İbni Kesir Meali:

Aranızda pek ağır davranacak olanlar da var. Size bir musibet geldiği takdirde: Allah bana gerçekten lütfetti de onlarla beraber bulunmadım der.

(Nisa 72)

İlyas Yorulmaz Meali:

Sizin içinizden mutlaka geride kalmak isteyenler olacaktır. Savaşta size yenilgi nasip olursa, geride kalan kimseler “Mağlup olanlarla beraber olmamam bana Allah'ın nimetidir” der.

(Nisa 72)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve muhakkak ki sizden bazıları mutlaka yavaş davranır (savaşa çıkmakta gecikir), sonra da eğer size bir musîbet isabet ederse: "Allah beni ni’metlendirdi de, o zaman ben onlarla beraber şehit olmadım." derdi.

(Nisa 72)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

İçinizde öylesi vardır ki kendini ağır alacaktır. Size bir kötülük gelince şöyle diyecektir: «Doğrusu Allah'tan oldu da ben orada onlarla birlikte bulunmadım.»

(Nisa 72)

Kadri Çelik Meali:

Şüphesiz sizden bazıları pek ağır davranırlar. Size bir musibet gelirse, “Allah gerçekten bana lütfetti de onlarla beraber bulunmadım” der.

(Nisa 72)

Mahmut Kısa Meali:

İçinizden, işi ağırdan alan ve yetişemedim bahanesiyle sizinle birlikte savaşa gelmeyen münâfıklar da olacak: Siz savaştayken başınıza bir felâket gelecek olsa, bu tip münâfık, “Allah yüzüme baktı da beni korudu, iyi ki onlarla birlikte değildim!” der.

(Nisa 72)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Ağır davranan vardır mutlaka içinizdeŞayet size bir felaket gelirse eğer, Nihayetinde Allah bana lütfetti. Onlarla beraber olamadım diyecektir.

(Nisa 72)

Mehmet Türk Meali:

Şüphesiz içinizden bazıları vardır ki (cihad konusunda) pek ağırdan alırlar. (Hatta bunlar) eğer sizin başınıza bir musîbet gelirse: “(iyi ki) Allah lütfetti de onlarla beraber bulunmadım.” diye (sevinir.)

(Nisa 72)

Muhammed Celal Şems Meali:

Şüphesiz aranızdan bazıları daima ağır hareket edip, geri kalırlar. Başınıza bir kötülük gelirse hemen, “Allah bana lütfetti (de,) ben onlarla beraber değildim,” derler.

(Nisa 72)

Muhammed Esed Meali:

Aranızda mutlaka geride kalanlar olacak ve o zaman, başınıza bir felaket geldiğinde, "Onlarla birlikte bulunmamız Allahın bize bir lütfudur!" diyecekler.

(Nisa 72)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

İçinizden öylesi de var ki, ne olursa olsun ağırdan alır. Size bir musibet gelip çatarsa o, şöyle diyecektir: "İyi ki, onlarla birlikte şehit olmadım. Allah bana sunumda bulundu."

(Nisa 72)

Mustafa Çavdar Meali:

Elbette içinizden, işi ağırdan alıp ayak sürüyenler olacaktır. Savaşta yenilmeniz durumunda, “Onlarla birlikte olmamakla Allah beni korumuş" der.

Bknz: (3/142) - (8/5)

(Nisa 72)

Mustafa Çevik Meali:

71-73 Ey iman edenler! Düşmanlarınıza karşı önceden hazırlık yapıp tedbirlerinizi alın. Savaş gerektiğinde bölük bölük ya da topyekûn savaşa çıkın, içinizde savaşa çıkmak konusunda işi ağırdan alan, savaştan kaçmak için asılsız bahaneler uyduran ve size katılmayan münafıklar da olacak. Eğer savaşta yenilecek olursanız bunlar, “İyi ki savaşa katılmamışım, onlarla birlikte olsaydım kim bilir başıma neler gelecekti, Allah beni kordu” derler. Fakat Allah’ın yardımı ile savaşı siz kazanırsanız, bu defa da sanki geçmişte siz onları davet etmemişsiniz gibi ya da aranızda hiçbir yakınlık yokmuş gibi geçmişi bir kenara bırakıp, “Keşke ben de onlarla birlikte olsaydım da, bu başarının nimetlerinden yararlansaydım” diyecekler.

(Nisa 72)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Aranızda elbette işi ağırdan alan kimseler olacak ve bir yenilgiyle karşılaştığınızda "Onlarla birlikte bulunmamam Allah'ın bana bir lutfudur" diyecek.

(Nisa 72)

Osman Okur Meali:

İçinizden bazıları vardır ki (cihad konusunda) pek ağırdan alırlar. Eğer size bir felâket erişirse: «Allah bana lütfetti de onlarla beraber bulunmadım» der.

(Nisa 72)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Ve şüphesiz sizden öyle kimse vardır ki, elbette ağır davranacaktır. Eğer size bir musibet isabet ederse, «Muhakkak Allah Teâlâ bana lütfetti, çünkü onlar ile beraber hazır bulunmadım» der.

(Nisa 72)

Ömer Öngüt Meali:

Aralarında bazıları vardır ki pek ağır davranırlar. Eğer başınıza bir musibet erişirse: “Allah bana lütfetti de, ben onlarla beraber bulunmadım. ” der.

(Nisa 72)

Ömer Sevinçgül Meali:

İçinizden geride kalanlar da vardır. Sizin başınıza bir musibet gelince, “Allah bana lütfetti de onlarla beraber olmadım” der.

(Nisa 72)

Sadık Türkmen Meali:

Şüphesiz aranızda öyle kimseler var ki, (onların her biri savaşa gitme konusunda) hakikaten pek ağır davranır. Eğer başınıza bir musibet gelirse; “Allah bana lütfetti de onlarla beraber bulunmadım” der.

(Nisa 72)

Seyyid Kutub Meali:

İçinizde bu görevi gayet ağırdan alanlar var. Eğer bir musibet (başarısızlık- yenilgi) ile karşılaşırsanız 'Allah bana lütfetti de onlarla birlikte bulunmadım' der.

(Nisa 72)

Suat Yıldırım Meali:

Aranızda öylesi vardır ki, işi ağırdan alır. Başınıza bir felaket gelirse der ki: "Neyse ki, Allah bana lutfetti de onlarla beraber çıkmadım."

(Nisa 72)

Süleyman Ateş Meali:

İçinizden bir kısmı var ki, pek ağır davranır. Eğer size bir felaket erişirse: "Allah bana lutfetti de onlarla beraber bulunmadım." der.

(Nisa 72)

Süleymaniye Vakfı Meali:

İçinizden ağır davrananlar mutlaka olacaktır. Başınıza bir iş gelse "Gerçekten Allah bana iyilikte bulunmuş da onlarla birlikte olmamışım." diyeceklerdir.

(Nisa 72)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Aranızda ağır davrananlar var. Başınıza bir musibet geldiğinde: "Allah bana iyilikte bulundu da onlarla beraber bulunmadım" diyecek.

(Nisa 72)

Şaban Piriş Meali:

Elbette içinizde ağır davrananlar vardır. Şayet size bir musibet isabet edecek olursa: - Doğrusu Allah bana nimet vermiş de onların yanında olmadım, der.

(Nisa 72)

Talat Koçyiğit Meali:

İçinizde muhakkak ağır davranan bir kimse bulunacaktır. Eğer size bir musibet gelirse. "Allah bana lütfetti de onlarla birlikte (bu belâda) bulunmadım" der.

(Nisa 72)

Tefhimul Kuran Meali:

Şüphesiz sizden ağır davrananlar vardır. Şayet, size bir musibet isabet edecek olsa: «Doğrusu Allah, bana nimet verdi, çünkü onlarla birlikte olmadım» der.

(Nisa 72)

Ümit Şimşek Meali:

Sizden öyleleri var ki, işi ağırdan alır; başınıza bir musibet geldiği zaman da “Allah bana lütfetti; iyi ki onlarla beraber değilmişim” der.

(Nisa 72)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

İçinizden öylesi de var ki, ne olursa olsun ağırdan alır. Size bir musibet gelip çatarsa şöyle diyecektir: "İyi ki onlarla birlikte şehit olmadım. Allah bana lütufta bulundu."

(Nisa 72)