4. Nisa Suresi / 90.ayet

Ancak, sizinle aralarında antlaşma bulunan bir topluma sığınanlara, sizinle veya kendi toplumları ile savaşmak istemeyip içleri daralıp size gelenlere dokunmayın. Eğer Allah, dileseydi onları sizin üzerinize musallat ederdi. Onlar da sizinle savaşırlardı. Eğer size ilişmez, sizinle savaşmaz ve size barış teklif ederlerse; artık Allah, onların aleyhine size yetki vermemiştir.

Bknz: (47/4)(48/25)(60/8)»(60/9)

Mustafa Çavdar Meali

Nisa 90 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Ancak sizinle onların arasında ahitleşme olan bir kavme sığınanlar, yahut sizinle veya kendi kavimleriyle savaşmaya yürekleri dayanmayıp size gelenler, bu hükümden dışarıdır ve Allah dileseydi onları size musallat ederdi de sizinle savaşırlardı. Sizi bırakırlar, sizinle savaşmazlar ve barış teklifinde bulunurlarsa Allah da onların aleyhinde bulunmaya bir yol bırakmamıştır size.

(Nisa 90)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Ancak (bunlardan), sizinle aralarında antlaşma bulunan bir kavime sığınanlar, ya da hem sizinle, hem kendi kavimleriyle savaşmak (istemeyip bun) dan göğüslerini sıkıntı basarak size gelip sığınanlar (dokunulmazdır) . Allah dileseydi, onları üstünüze saldırtır, böylece sizinle çarpışırlardı. Eğer sizden uzak durur (geri çekilir), sizinle savaşmaz ve barış (şartların) ı size bırakırlarsa (işinize karışmaz ve içinizi karıştırmazlarsa), artık Allah, sizin için onların aleyhinde bir yol kılmamıştır.

(Nisa 90)

Abdullah Parlıyan Meali:

Ancak kendileriyle aranızda antlaşma bulunan bir topluma sığınanlar, ne sizinle ne de kendi toplumlarıyla savaşmak istemediklerinden göğüsleri daralmış olarak size gelenleri öldürmeyin. Allah dileseydi, onları sizin başınıza bela ederdi de sizinle savaşırlardı. Ama onlar sizi bırakır savaş açmaktan vazgeçer ve barış teklif ederlerse, Allah onlara zarar vermenize müsaade etmez.

(Nisa 90)

Adem Uğur Meali:

Ancak kendileriyle aranızda antlaşma bulunan bir topluma sığınanlar yahut ne sizinle ne de kendi toplumlarıyla savaşmak (istemediklerin) den yürekleri sıkılarak size gelenler müstesna. Allah dileseydi onları başınıza belâ ederdi de sizinle savaşırlardı. Artık onlar sizi bırakıp bir tarafa çekilir de sizinle savaşmazlar ve size barış teklif ederlerse bu durumda Allah size, onların aleyhinde bir yola girme hakkı vermemiştir.

(Nisa 90)

Ahmet Hulusi Meali:

Ancak (şunlara dokunmayın)... Ya sizinle onlar arasında misak (anlaşma) olan bir kavme sığınanlar yahut ne sizinle ne de kendi kavimleri ile savaşmak istemediklerinden sadırları (içleri) sıkılarak size gelenler... Eğer Allah dileseydi, elbette onları size musallat ederdi de (onlar da) sizinle savaşırlardı... Eğer (onlar) sizden uzaklaşırlar, sizinle savaşmazlar ve size barış beyan ederlerse, artık Allah onlara zarar vermenize müsaade etmez.

(Nisa 90)

Ahmet Tekin Meali:

Ancak, aranızda antlaşma olan bir kavme sığınanlar, ne sizinle, ne de kendi kavimleriyle savaşmayı içlerine sindiremeyip, darlanarak size gelenler müstesna. Allah'ın sünneti, düzeninin yasaları içinde, iradesinin tecellisine uygun olsaydı, onları sizin başınıza musallat ederdi de, sizinle savaşırlardı. Artık onlar, sizden uzak dururlar, sizinle savaşmaz, size düşmanca davranmaz, barış teklif ederlerse, bu durumda Allah, size, onların aleyhinde olabilecek bir ruhsat vermemiştir.*

(Nisa 90)

Ahmet Varol Meali

Ancak sizinle aralarında antlaşma bulunan bir topluluğa sığınanlar yahut size karşı veya kendi toplumlarına karşı savaşmaktan içleri sıkıldığından dolayı size gelenler müstesnadır. Allah dileseydi onları başınıza musallat ederdi de size karşı savaşırlardı. Eğer sizden uzak durur, size karşı savaşmaz ve barış teklif ederlerse (bilin ki) Allah onların aleyhine size bir yol bırakmamıştır. [17]*

(Nisa 90)

Ali Bulaç Meali:

Ancak sizinle aralarında andlaşma bulunan bir kavime sığınanlar ya da hem sizinle, hem kendi kavimleriyle savaşmak (istemeyip bun)dan göğüslerini sıkıntı basıp size gelenler (dokunulmazdır.) Allah dileseydi, onları üstünüze saldırtır, böylece sizinle çarpışırlardı. Eğer sizden uzak durur (geri çekilir), sizinle savaşmaz ve barış (şartların)ı size bırakırlarsa, artık Allah, sizin için onların aleyhinde bir yol kılmamıştır.

(Nisa 90)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Ancak o kimselere dokunmayın ki, sizinle aralarında anlaşma olan bir kavme sığınmış bulunurlar; yahut ne size karşı harp etmeyi, ne de kendi kavimlerine karşı savaşmayı gönüllerine sığdıramayıp bîtaraf olarak size gelmişlerdir. Eğer Allah dileseydi, bunları üzerinize musallat kılaradı da sizinle savaşırlardı. O halde sizi bırakıp bir tarafa çekildikleri ve sizinle savaşmayıp barışa yattıkları takdirde de Allah, onların aleyhinde sizin için tecavüze bir yol (izin) vermemiştir.

(Nisa 90)

Ali Rıza Sefa Meali:

Sizinle aranızda antlaşma bulunan bir topluma sığınanlar veya hem sizinle hem de kendi toplumlarıyla savaşmaktan dolayı içlerinde sıkıntı duyarak size gelenler başkadır. Oysa Allah dileseydi, onları, sizin başınıza sarardı; kesinlikle sizinle savaşırlardı. Eğer sizden uzak durur, sizinle savaşmaz ve barış önerirlerse, Allah, onlara karşı size yol vermemiştir.

(Nisa 90)

Ali Ünal Meali:

Ancak sizinle aralarında anlaşma bulunan bir topluluğa sığınanlar veya sizinle de, kendi kavimleriyle de savaşmayı içlerine sindiremeyip size katılanlar bundan müstesnadır. Eğer Allah dileseydi, (kendilerine cesaret verir ve) onları üzerinize musallat ederdi de, size karşı savaşırlardı. Bundan böyle eğer sizden uzak durur ve sizinle savaşmayıp barış teklifinde bulunurlarsa, artık Allah onlara tecavüz için size bir yol tanımamış demektir.

(Nisa 90)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Ancak sizinle antlaşma yapmış bulunan bir topluma sığınanlar veya size gelip sizinle ya da toplumlarıyla savaşmaktan sıkılanlar ise, (kâfir de olsalar) onları öldürmeyin. Eğer Allah dileseydi, bunları da size musallat eder, sizinle savaşırlardı. Eğer ellerini sizden çekseler, sizinle savaşmazlarsa, size barış elini uzatırlarsa, artık Allah, onların aleyhine sizin için bir yol, bir izin vermiş değildir.

(Nisa 90)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Ancak, kendileriyle aranızda antlaşma bulunan bir topluma sığınanlar, yahut ne sizinle ne de kendi toplumlarıyla savaşmak istemediklerinden yürekleri ürküntü içinde size gelenler müstesna. Allah dileseydi onları başınıza bela ederdi ve sizinle savaşırlardı. Artık onlar sizi bırakıp bir tarafa çekilir de sizinle savaşmazlar ve size barış teklif ederlerse, bu durumda Allah size onların aleyhinde bir yola girme hakkı vermemiştir.

(Nisa 90)

Bekir Sadak Meali:

Ancak, sizinle kendileri arasinda anlasma olan bir millete siginanlar yahut sizinle savastan veya kendi milletleriyle savasmaktan bikarak size basvuranlar mustesnadir. Allah dileseydi onlari uzerinize cullandirirdi da sizinle savasirlardi. Eger sizden uzak durur, sizinle savasmaz, size baris teklif ederlerse Allah onlara dokunmaniza izin vermez.

(Nisa 90)

Besim Atalay Meali:

Ancak aranızda, bağlanma bulunan bir ulusa, sığınmış olanlar, ya sizin onlar ile, ya kendi ulusunun sizinle savaşmasından sıkılarak, gelenler böyle değildir, Allah isteseydi onları size sataştırır, sizinle çarpışırlardı, sizden uzak dururlarsa, çarpışmıyorlarsa, bağış diliyorlarsa onların üzerine varmaya, Allah onlara karşı yol vermez size

(Nisa 90)

Celal Yıldırım Meali:

Ancak sizinle aralarında anlaşma bulunan bir kavme varıp sığınanlar veya sizinle savaşmaktan ya da kendi kavimleriyle savaşmaktan göğüsleri daralmış olarak size gelenleri öldürmeyin. Allah dileseydi onları size musallat ederdi de sizinle savaşırlardı. O halde sizi bırakıp bir tarafa çekilirler de sizinle savaşmazlar ve size barış önerirlerse, artık Allah onlara karşı (tecâvüzde bulunmanız için) size bir yol bırakmamıştır.

(Nisa 90)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Ancak sizinle kendileri arasında bir anlaşma bulunan bir topluluğa sığınanlar ve sizinle savaşmaktan veya kendi milletleriyle harp etmekten bunalarak size başvuranlar müstesnadır. Hâlbuki Allah dileseydi, onları sizin başınıza musallat ederdi de onlar sizinle savaşırlardı. Artık onlar sizi bırakır, savaş açmaktan vazgeçer ve barış teklif ederlerse, o takdirde Allah onlara zarar vermenize müsaade etmez.*

(Nisa 90)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Ancak, sizinle kendileri arasında anlaşma olan bir millete sığınanlar yahut sizinle savaştan veya kendi milletleriyle savaşmaktan bıkarak size başvuranlar müstesnadır. Allah dileseydi onları üzerinize çullandırırdı da sizinle savaşırlardı. Eğer sizden uzak durur, sizinle savaşmaz, size barış teklif ederlerse Allah onlara dokunmanıza izin vermez.

(Nisa 90)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Ancak sizinle aralarında anlaşma olan bir topluma sığınmış bulunanlar, yahut ne sizinle ne de kendi kavimleriyle savaşmayı içlerine sığdıramayıp (tarafsız olarak) size gelenler başka. Eğer Allah dileseydi, onları size musallat kılardı da sizinle savaşırlardı. Eğer onlar sizden uzak durur, sizinle savaşmayıp size barış teklif ederlerse; Allah, onlara saldırmak için size bir yol (yetki) vermemiştir.

(Nisa 90)

Diyanet Vakfı Meali:

Ancak kendileriyle aranızda antlaşma bulunan bir topluma sığınanlar yahut ne sizinle ne de kendi toplumlarıyla savaşmak (istemediklerin) den yürekleri sıkılarak size gelenler müstesna. Allah dileseydi onları başınıza belâ ederdi de sizinle savaşırlardı. Artık onlar sizi bırakıp bir tarafa çekilir de sizinle savaşmazlar ve size barış teklif ederlerse bu durumda Allah size, onların aleyhinde bir yola girme hakkı vermemiştir.

(Nisa 90)

Edip Yüksel Meali:

Ancak aranızda anlaşma bulunan bir topluluğa katılan, yahut sizinle veya kendi halkıyla savaşmaktan dolayı göğüslerinde sıkıntı duyarak size gelenler hariç... ALLAH dileseydi onları başınıza musallat eder ve onlar da sizinle savaşırdı. Sizi yalnız bırakır, sizinle savaşmaz ve size barış önerirlerse ALLAH sizin onlara saldırmanıza izin vermez.

(Nisa 90)

Elmalılı Orjinal Meali:

Ancak şöylelerine dokunmayın ki sizinle aralarında misak olan bir kavme vasıl olmuş bulunurlar, yahud ne size harb etmeği ne de kendi kavmlerine harb etmeği havsalalarına sığdıramıyarak size gelmişlerdir, eğer Allah dilese idi bunları üzerinize musallat kılardı da sizinle harb ederlerdi, o halde sizi bırakıb bir tarafa çekildikleri ve sizinle harb etmeyib sulha yattıkları takdirde de Allah aleyhlerinde size bir yol vermemiştir

(Nisa 90)

Elmalılı Yeni Meali:

Ancak aranızda antlaşma bulunan bir kavme varıp sığınmış bulunanlara veya ne sizinle savaşmayı, ne de kendi kavimleriyle savaşmayı havsalalarına sığdıramayarak size gelmiş olanlara dokunmayın! Allah dileseydi onları size musallat ederdi de sizinle savaşırlardı. O halde onlar sizi bırakıp bir tarafa çekildikleri ve sizinle savaşmayıp barışa yanaştıkları takdirde de Allah onlara dokunmanıza izin vermemiştir.

(Nisa 90)

Erhan Aktaş Meali:

Ancak, aranızda antlaşma olan topluma sığınanlar veya ne sizinle ne de kendi halkıyla savaşmayı içine sindiremeyip size gelenler hariç. Eğer Allah dileseydi, onları başınıza musallat ederdi de sizinle savaşırlardı. Eğer tarafsız kalarak ve sizinle savaşmayıp barış isterlerse, Allah onların aleyhinde size bir yol vermemiştir.

(Nisa 90)

Gültekin Onan Meali:

Ancak sizinle aralarında andlaşma bulunan bir kavme sığınanlar ya da hem sizinle, hem kendi kavimleriyle savaşmak (istemeyip bun)dan göğüslerini sıkıntı basıp size gelenler (dokunulmazdır.) Tanrı dileseydi, onları üstünüze saldırtır, böylece sizinle çarpışırlardı. Eğer sizden uzak durur (geri çekilir), sizinle savaşmaz ve barış (şartların)ı size bırakırlarsa, artık Tanrı, sizin için onların aleyhinde bir yol kılmamıştır.

(Nisa 90)

Hakkı Yılmaz Meali:

(89,90) Münâfıklar, kendileri Allah'ın ilâhlığına ve rabliğine inanmadıkları gibi, sizin de inanmamanızı, böylece onlarla eşit olmanızı arzu ettiler. Onun için, onlar Allah yolunda yurtlarından göç edinceye kadar onlardan yardımcı, yol gösterici, koruyucu yakınlar edinmeyin. Eğer bundan yüz çevirirlerse, sizinle aralarında anlaşma olan bir topluma sığınan kimseler yahut sizinle ve kendi toplumlarıyla savaşmaktan göğüsleri daralarak size gelenler hariç onları yakalayın ve bulduğunuz yerde öldürün; onlardan bir yakın ve bir yardımcı edinmeyin. Sonra, eğer Allah dileseydi onları size musallat ederdi de onlar sizinle savaşırlardı. Artık eğer onlar sizden mesafelenip de sizinle savaşmaz ve size barış teklif ederlerse, Allah sizin için onlar aleyhine bir yol tanımamıştır.

(Nisa 90)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Sizinle antlaşmalı olan bir topluluğa (sığınarak ya da onların yanında yer alarak) uzlaşanlar ve sizinle ya da kavimleriyle savaşma konusunda sineleri daralanlar (iki tarafla da savaşmak istemeyenler) müstesnadır. (Onları öldürmeyin.) Şayet Allah dileseydi onları size musallat eder sizinle savaşırlardı. Şayet sizden uzak durur, size karşı savaşmaz ve sizden eman talebinde bulunurlarsa Allah, onların aleyhinde size bir yol kılmamıştır.

(Nisa 90)

Harun Yıldırım Meali:

Ancak kendileriyle aranızda anlaşma bulunan bir topluma sığınanlar veya sizinle de kendi toplumlarıyla da savaşmaktan sineleri daralarak size gelenler müstesna... Allah dileseydi elbette ki onları size musallat ederdi de sizinle savaşırlardı. Artık onlar sizden uzaklaşıp sizinle savaşmazlar ve sizinle barış yaparlarsa Allah sizin için aleyhlerine bir yol bırakmamıştır.

(Nisa 90)

Hasan Basri Çantay:

Sizinle aralarında andlaşma bulunan bir kavme iltica edenler, yahud ne sizinle, ne de kendi kavmleriyle muhaarebe etmekden göğüsleri daralıb (doğruca) size gelenler müstesnadır. Allah dileseydi elbette onları sizin başınıza musallat eder de sizinle her halde savaşırlardı: Artık onlar sizi bırakıb bir tarafa çekilirler de sizinle vuruşmazlar ve barışı size bırakırlarsa o halde Allah onların aleyhinde sizin için (tecavüze) bir yol bırakmamışdır.

(Nisa 90)

Hayrat Neşriyat Meali:

Ancak kendileriyle aranızda andlaşma bulunan bir kavme sığınanlar yâhut sizinle savaşmaktan veya kavimleriyle savaşmaktan (hoşlanmayarak) göğüsleri daralmış hâlde size gelenler müstesnâ. Hâlbuki Allah dileseydi, muhakkak ki onları size musallat ederdi de elbette sizinle savaşırlardı. Fakat sizi bırakırlar da sizinle savaşmazlar ve size barış teklîf ederlerse, o takdirde Allah, size onlar aleyhinde bir yol (bir müsâade) vermemiştir.

(Nisa 90)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Ancak, kendileriyle aranızda bir pekiştirilmiş anlaşma bulunan bir millete ulaşan veya sizinle savaşmaktan ya da kendi milletleriyle savaşmaktan göğüsleri sıkılmış [savaşmaktan bıkmış] olanlar hariçtir [onlara karışmayın]. Şayet, Allah tercih etseydi, onları mutlaka size musallat ederdi, ardından sizinle mutlaka savaşırlardı. O halde, sizden uzak durmuş, size hiç saldırı yapmamış ve size barış teklifi yapmışlar ise, Allah onlara karşı size hiçbir yol yapmamıştır.

(Nisa 90)

Hüseyin Atay Meali:

Ancak, sizinle kendileri arasında anlaşma olan bir ulusa sığınanlar, ya da sizinle savaşmaktan veya kendi uluslarıyla savaşmaktan gönülleri sıkışıp size gelenler, bunun dışındadır. Allah dileseydi, onları başınıza dolardı da sizinle savaşırlardı. Öyle ise, eğer onlar sizden uzaklaşır, sizinle savaşmaz ve size barış önerirlerse, Allah aleyhlerine olmanıza yol vermez.

(Nisa 90)

İbni Kesir Meali:

Ancak sizinle kendileri arasında bir anlaşma bulunan bir millete sığınanlar ve sizinle savaşmaktan veya kendi milletleriyle harbetmekten bunalarak size başvuranlar müstesnadır. Allah dileseydi; onları size musallat ederdi de sizinle savaşırlardı. Eğer sizden uzak durur, savaşmaz ve size barış teklif ederlerse; Allah, onlara dokunmanıza izin vermez.

(Nisa 90)

İlyas Yorulmaz Meali:

Ancak, sizinle aralarında anlaşma olan topluluklara sığınmışlarsa ve size gelip sizinle veya kendi kavimleriyle savaşmaktan üzüntü duyduklarını (pişman olduklarını) söylüyorlarsa, onları öldürmeyin. Allah dileseydi, onları sizin başınıza musallat eder ve sizinle savaşırlardı. Eğer sizi bırakır ve sizinle savaşmak istemeyip, sizinle barış yapmak isterlerse, Allah, sizin onlarla savaşma yollarınızı kapatıyor.

(Nisa 90)

İskender Ali Mihr Meali:

Sizinle aralarında anlaşma bulunan bir kavme sığınanlar veya, sizinle savaşmaktan veya kendi kavimleri ile savaşmaktan göğüsleri daralmış olarak size gelenler hariç (onları öldürmeyin). Ve şâyet Allah dileseydi, elbette onları sizin üzerinize musallat ederdi, o zaman sizinle mutlaka savaşırlardı. O halde eğer sizden uzak durur (geri çekilir), artık sizinle savaşmazlarsa ve size barış teklif ederlerse, o taktirde Allah, onların üzerine (saldırmanız için) size bir yol kılmadı.

(Nisa 90)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Ancak bu, aranızda anlaşma olan bir ulusa sığınanlar için değildir. Eğer Allah dileseydi, ne olursa olsun, onları, sizin üzerinize çullandırır, onlar da sizinle vuruşurlardı. Eğer onlar sizi bırakıp bir yana çekilirler de artık sizinle vuruşmak istemezler, size barış sunarlarsa artık Allah da sizi onlara saldırmaktan alıkoyar.

(Nisa 90)

Kadri Çelik Meali:

Ancak sizinle aralarında anlaşma bulunan bir kavme sığınanlar veya ne sizinle ne de kendi kavimleriyle savaşmak istemediklerinden göğüsleri daralarak size gelenler bundan müstesnadır. Eğer Allah dileseydi, bunları size musallat eder ve bunlar da sizinle savaşırlardı. O halde, onlar sizden uzak durur, sizinle savaşmazlar ve size barış teklif ederlerse, artık Allah onlara saldırmak için size yol vermez.

(Nisa 90)

Mahmut Kısa Meali:

Ancak sizinle aralarında antlaşma bulunan dost ve müttefik bir topluma sığınanlar; yâhut ne sizinle, ne de kendi halkıyla savaşmayı içlerine sindiremedikleri için, tarafsız kalmak şartıyla yanınıza gelenler bunun dışındadır, onlara dokunmayın! Düşünün ki, eğer Allah dileseydi, onları başınıza musallat ederdi de, bunca zâlim varken, bir de onlar sizinle savaşırlardı. O hâlde, durumunuza şükredin ve bilin ki; eğer onlar sizinle savaşmaktan uzak durur, barış ve dostluk içinde yaşamak isterlerse, onlara karşı savaşma konusunda Allah size hiçbir yetki vermemiştir.

(Nisa 90)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

İhtiyarıyla, sizinle antlaşma yapılmış topluluğa sığınan kimseler, Sizinle veya kendi kavmi ile savaşmaya yürekleri yetmeyenler, Ahir olarak bu şekilde size gelenler, bu hükmün dışındadırlar. Nitekim Allah dileseydi, sizin başınıza salar, savaşırlardı onlar. İşte onlar savaşmayı bırakıp, barış hükmünü size bırakırlarsa eğer, Size Allah bundan sonra onların aleyhine bir yol bırakmamıştır.

(Nisa 90)

Mehmet Türk Meali:

Ancak, sizinle aralarında anlaşma bulunan bir topluma sığınan yahut sizinle de kendi toplumlarıyla da savaşmayı içlerine sindiremeyip tarafsız olarak size gelen kimselere dokunmayın.1 Allah dileseydi, onları da size musallat eder, onlar da sizinle savaşırlardı. Eğer onlar, size sataşmaz, savaş açmaz ve size barış teklif ederlerse; (şunu iyi bilin ki) Allah, onların aleyhinde size herhangi bir yola girme hakkı vermemiştir.*

(Nisa 90)

Muhammed Celal Şems Meali:

Yalnız kendileriyle aranızda anlaşma bulunan bir millete ait olanlar veya kalpleri sizinle veya kendi kavimleriyle savaşmaktan bıkarak size gelenler, (bundan) müstesnadırlar. Eğer Allah dileseydi onları size musallat eder, onlar (da) mutlaka sizinle savaşırlardı. Eğer onlar sizden ayrılarak, sizinle savaşmazlar ve size barış teklif ederlerse, Allah (da) onlara karşı (saldırmanıza,) hiçbir şekilde izin vermez.

(Nisa 90)

Muhammed Esed Meali:

Eğer bir anlaşma ile bağlı bulunduğunuz insanlarla ilişkisi olanlardan veya size yahut kendi toplumlarına savaş açmak (fikrin)den kalplerine ürküntü geldiği için size yaklaşanlardan değillerse. Halbuki Allah onları sizden daha güçlü kılsaydı, mutlaka size savaş açarlardı. Ama onlar sizi bırakır, savaş açmaktan vazgeçer ve barış teklif ederlerse, Allah onlara zarar vermenize müsaade etmez.

(Nisa 90)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Fakat kendileriyle aranızda antlaşma olan bir topluma sığınanlarla ya da kendi toplumlarıyla yahut sizinle savaşma konusunda yürekleri yetersiz kalıp da size gelenlere dokunmayın. Allah dikseydi onları elbette sizin üstünüze salardı, onlar da sizinle mutlaka savaşırlardı. Ö halde, sizden uzak durur, sizinle savaşmaz ve size barış eli uzatırlarsa, bu taktirde Allah size, onların üzerlerine gitmek için bir yol vermemiştir.

(Nisa 90)

Mustafa Çavdar Meali:

Ancak, sizinle aralarında antlaşma bulunan bir topluma sığınanlara, sizinle veya kendi toplumları ile savaşmak istemeyip içleri daralıp size gelenlere dokunmayın. Eğer Allah, dileseydi onları sizin üzerinize musallat ederdi. Onlar da sizinle savaşırlardı. Eğer size ilişmez, sizinle savaşmaz ve size barış teklif ederlerse; artık Allah, onların aleyhine size yetki vermemiştir.

Bknz: (47/4) - (48/25) - (60/8)»(60/9)

(Nisa 90)

Mustafa Çevik Meali:

89-90 Müşriklerle işbirliği yapan münafıklar, mü’minlerin de kendileri gibi ikiyüzlü, küfre sapmış kimseler olmalarını ister ve buna çağırırlar. Bunların müşriklerle tamamen ilişkilerini kestiklerinden ve sizin yanınıza hicret edip gerçekten iman ettiklerinden emin olmadıkça onları dost, sırdaş edinmeyin. Şayet iman etmez, durumlarını değiştirmez de düşmanca davranmaya devam ederlerse onları yakalayın ve bulduğunuz yerde öldürün, onlardan asla ne bir dost ne de bir yoldaş olmaz. Sizinle aranızda sulh bulunan bir kavme sığınanlarla ve ne sizinle ne de kendi kavimleriyle savaşmak istemeyip size başvuranlara dokunmayın. Aslında onlar sizden daha güçlü olduklarına inansalar, sizinle savaşmaktan geri durmazlar. Allah onlardan sizi uzaklaştırdı. Onların barış teklif etmesi durumunda saldırıp, zarar vermenizden Allah razı olmaz.

(Nisa 90)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Ne var ki, sizinle arasında anlaşma bulunan bir topluma sığınanlar, ya da sizinle veya kendi toplumlarıyla savaşma (fikrinden) içleri daralarak size başvuranlar hariç. Eğer Allah isteseydi, onları sizin başınıza musallat eder ve onlar da sizinle savaşırlardı. Ama onlar sizi bırakır, size karşı savaşmaz ve size barış teklif ederlerse, o zaman onlara zarar vermenize Allah razı olmaz.

(Nisa 90)

Osman Okur Meali:

Ancak sizinle kendileri arasında bir anlaşma bulunan bir topluluğa sığınanlar ve sizinle savaşmaktan veya kendi milletleriyle harp etmekten bunalarak size başvuranlar müstesnadır. Halbuki Allah onları sizden daha güçlü kılsaydı, mutlaka size savaş açarlardı. Ama onlar sizi bırakır, savaş açmaktan vazgeçer ve barış teklif ederlerse, Allah onlara zarar vermenize müsaade etmez.

(Nisa 90)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

O kimseler müstesna ki, onlar sizin aranızla kendi aralarında bir muâhede bulunan bir kavme iltica etmiş veyahut sizinle mukatelede bulunmaktan veya kendi kavimleriyle muharebe etmekten göğüsleri darlaşmış oldukları halde size gelmiş olurlar. Ve eğer Allah Teâlâ dilemiş olsa idi elbette onları size musallat ederdi de sizi katlediverirlerdi. İmdi onlar sizden bir tarafa çekilirler de sizinle savaşta bulunmazlarsa ve müsalemeti size bırakırlarsa artık Allah Teâlâ sizin için onların aleyhine bir yol vermemiştir.

(Nisa 90)

Ömer Öngüt Meali:

Ancak sizinle kendileri arasında anlaşma olan bir topluluğa sığınmış kimseler veya ne sizinle ne de kendi topluluklarıyla savaşmayı göğüslerine sığdırmayıp size gelenler müstesnâdır. Allah dileseydi onları sizin başınıza musallat ederdi de sizinle savaşırlardı. Eğer sizden uzak dururlar, sizinle savaşmazlar ve size barış teklif ederlerse, bu durumda Allah size onların aleyhine olarak yol vermemiştir.

(Nisa 90)

Ömer Sevinçgül Meali:

Ancak, sizinle aralarında antlaşma bulunan bir topluma sığınanlar ya da ne sizinle savaşmayı, ne de kendi toplumlarıyla savaşmayı içlerine sindiremeyerek size gelenler bunun dışındadır. Allah dileseydi onları size sataştırırdı, onlar da sizinle savaşırlardı. Eğer onlar sizden uzak durur, sizinle savaşmaz, barış yapmak isterlerse, Allah onlara saldırmanız konusunda size izin vermez.

(Nisa 90)

Sadık Türkmen Meali:

Ancak sizinle aralarında anlaşma olan bir topluma sığınmış bulunanlar, yahut ne sizinle ne de kendi kavimleriyle savaşmayı içlerine sindiremeyip (tarafsız olarak) size gelenler başka! Eğer Allah dileseydi, onları size musallat kılardı da sizinle savaşırlardı. Eğer onlar sizden uzak durur, sizinle savaşmayıp size barış teklif ederlerse; Allah onlara saldırmak için size bir yol (yetki) vermemiştir.

(Nisa 90)

Seyyid Kutub Meali:

Ancak sizinle kendileri arasında anlaşma bulunan bir millete sığınanlar müstesna. Sizinle savaşmaktan veya kendi milletleriyle harp etmekten bunalarak size baş vuranlar da müstesnadır. Allah dileseydi onları size musallat ederdi de, sizinle savaşırlardı. Eğer sizden uzak durur, savaşmaz ve size barış teklif ederlerse, Allah onlara dokunmanıza izin vermez.

(Nisa 90)

Suat Yıldırım Meali:

Ancak sizinle aralarında anlaşma bulunan bir kavme sığınanlar veya ne sizinle ne de kendi kavimleriyle savaşmak istemediklerinden göğüsleri daralarak size gelenler bundan müstesnadır. Eğer Allah dileseydi, bunları size musallat eder ve bunlar da sizinle savaşırlardı. O halde, onlar sizden uzak durur, sizinle savaşmazlar ve size barış teklif ederlerse, o takdirde Allah onlara saldırmak için size yol vermez.

(Nisa 90)

Süleyman Ateş Meali:

Ancak sizinle kendileri arasında andlaşma bulunan bir topluma sığınanlar, yahut ne sizinle ne de kendi toplumlarıyle savaşmak(istemedikleri)nden yürekleri sıkılarak size gelenler hariç. Allah dileseydi, onları sizin üstünüze salardı, sizinle savaşırlardı. O halde onlar, sizden uzak dururlar, sizinle savaşmazlar ve sizinle barış içinde yaşamak isterlerse, Allah size, onlara saldırmak için bir yol vermemiştir.

(Nisa 90)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Sizinle anlaşması olan bir topluluğa (halka) sığınırlarsa yahut sizinle çatışmaktan veya kendi topluluklarıyla çatışmaktan bıkıp usanmış olarak gelirlerse başka. Allah farklı tercih yapsaydı[1] onlara üstünlük verirdi de sizinle çatışmaya devam ederlerdi. Eğer sizden uzak durur, çatışmayı bırakır, barış teklif ederlerse artık onlara dokunmanıza Allah izin vermez.

1)Bkz. Bakara 2/20'nin dipnotu. 

(Nisa 90)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Ancak, anlaşma yaptığınız bir toplumla ilişkisi olanlar yahut sizinle veya kendi toplumlarıyla savaşmak istemediklerinden size gelenlere dokunmayın. Allah onları sizden daha güçlü yapsaydı, size mutlaka savaş açarlardı. Eğer sizden uzak durur, sizinle savaşmaz ve size barış teklif ederlerse, Allah onlara zarar vermenize izin vermez.

(Nisa 90)

Şaban Piriş Meali:

Ancak, sizinle aralarında antlaşma bulunan bir topluma sığınanlara, sizinle veya kendi toplumları ile savaşmak istemeyip içleri daralıp sıkılıp size gelenlere dokunmayın. Eğer Allah, dileseydi onları sizin üzerinize musallat ederdi. Onlar da sizinle savaşırlardı. Eğer sizden uzak durur, sizinle savaşmaz ve barışı size bırakırlarsa, artık Allah, sizin için onların aleyhine bir yol bırakmamıştır.

(Nisa 90)

Talat Koçyiğit Meali:

Ancak sizinle aralarında anlaşma bulunan bir kavme sığınanlara, yahut sizinle veya kendi kavimleriyle dövüşmek istemediklerinden göğüsleri daralıp size katılanlara dokunmayın. Eğer Allah dileseydi, onları sizin üzerinize musallat eder, onlar da sizinle dövüşürlerdi. Yok eğer sizden uzaklaşırlar, sizinle dövüşmezler ve barışı size bırakırlarsa, bu takdirde Allah, sizin için onlar aleyhine bir yol açmamıştır.

(Nisa 90)

Tefhimul Kuran Meali:

Ancak sizinle aralarında andlaşma bulunan bir kavime sığınanlar ya da hem sizinle, hem kendi kavimleriyle savaşmak (istemeyip bun) dan göğüslerini sıkıntı basıp size gelenler (dokunulmazdır.) Allah dileseydi, onları da üstünüze saldırtır, böylece sizinle çarpışırlardı. Eğer sizden uzak durur (geri çekilir), sizinle savaşmaz ve barış (şartların) ı size bırakırlarsa, artık Allah, sizin için onların aleyhinde bir yol kılmamıştır.

(Nisa 90)

Ümit Şimşek Meali:

Ancak, aranızda antlaşma bulunan bir kavme sığınanlar ve ne sizinle, ne de kendi kavimleriyle savaşmayı göze alamayarak size gelenler müstesnadır. Allah isteseydi onları size musallat ederdi de sizinle savaşırlardı. Onlar sizden uzak durur, size karşı savaşmaz ve size barış teklif ederlerse, Allah onlara karşı size bir yetki vermemiştir.

(Nisa 90)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Ancak sizinle aralarında antlaşma olan bir topluma sığınanlarla, kendi toplumlarıyla yahut sizinle savaşma konusunda yürekleri yetersiz kalıp da size gelenlere dokunmayın. Allah dileseydi onları elbette sizin üstünüze salardı, onlar da sizinle mutlaka savaşırlardı. O halde, sizden uzak durur, sizinle savaşmaz, size barış eli uzatırlarsa, artık Allah size, üzerlerine gitmek için bir yol vermemiştir.

(Nisa 90)