24. Nur Suresi / 11.ayet

Gerçek şu ki o iftirayı tasarlayanlar içinizden bir gruptur. Fakat bunu kendiniz için şer olarak görmeyin. Aksine o, sizin için hayırlı olmuştur. Onlardan her biri için kazandığı günah oranında cezası vardır. Bu işin elebaşılığını yapan kimse var ya işte onu korkunç bir azap beklemektedir.

Bknz: (24/4)(24/11)»(24/23)

Mustafa Çavdar Meali

Nur 11 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

O uydurma haberi size getiren sizden bir taifedir; onu şer sanmayın kendinize, hatta o, hayırdır size. Onlardan herbirinin kazandığı günah, kendisine aittir, içlerinden, suçun en büyüğünü yüklenene gelince: Onundur en büyük azap.

(Nur 11)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

(Hz. Peygamberin eşine -Hz. Aiyşe’ye- yönelik) Doğrusu, uydurulmuş bir yalanla ve ağır (zina iftirasıyla yanınıza) gelenler, kendi içinizden (zahiren sizinle birlikte hareket eden) bir ekiptir; siz onu (iftira olayını) kendiniz için (kötü) bir şer saymayın, aksine o sizin için bir hayırdır. (Çünkü bu tavırları, münafıkların tanınmasına ve ayrışmasına vesile olacaktır.) Onlardan her bir kişi kazandığı günahın cezasını çekecektir. Onlardan (iftiranın) büyüğünü yüklenen (o çirkin yalanı uyduruveren) ise daha ağır bir azabı hak etmiştir.

(Nur 11)

Abdullah Parlıyan Meali:

Doğrusu peygamberin hanımına iftira edenler, içinizden aralarında işbirliği olan bir gurupdur. Ey mü'minler! Bu olayı, kendiniz için şer sanmayın, belki bu sizin için bir hayırdır. İftira edenlere gelince, onların her biri işledikleri günahın vebalini çeker. İftira işinde başı çekenlere gelince, o da büyük bir azaba uğrayacaktır.

(Nur 11)

Adem Uğur Meali:

(Peygamber'in eşine) bu ağır iftirayı uyduranlar şüphesiz sizin içinizden bir guruptur. Bunu kendiniz için bir kötülük sanmayın, aksine o, sizin için bir iyiliktir. Onlardan her bir kişiye, günah olarak ne işlemişse (onun karşılığı ceza) vardır. Onlardan (elebaşlık yapıp) bu günahın büyüklüğünü yüklenen kimse için de çok büyük bir azap vardır.

(Nur 11)

Ahmet Hulusi Meali:

Muhakkak ki zina iftirasıyla gelenler (Hz. Ayşe r. a. 'a iftira eden münafıklar) sizden sırf o çirkin itham için bir araya gelen bir gruptur! Onu (iftirayı) sizin için bir şerr sanmayın! Bilakis o sizin için bir hayırdır... Onlardan her bir kişinin o suçtan kazandığı kendisinindir. Onlardan suçun büyüğünü üstlenen elebaşına gelince, onun için çok büyük azap vardır.

(Nur 11)

Ahmet Tekin Meali:

Peygamberin eşine, bu ağır iftirayı atanlar, iffetsizlik suçlamasında bulunanlar, şüphesiz sizin içinizden bir gruptur. Bunu kendiniz için kötü bir olay sanmayın. Aksine o sizin için hayırlı bir olaydır. Onlardan her bir kişiye, hür iradeleriyle bilerek işledikleri suçun-günahın karşılığı olan ceza uygulanacaktır. Onlardan elebaşılık yapıp, bu günahın, vebalin büyümesine yol açan kimse için de çok büyük bir azap vardır.

(Nur 11)

Ahmet Varol Meali

O düzmece haberi (iftirayı) getirenler içinizden bir gruptur. Siz onu kendiniz için kötü sanmayın. Aksine o sizin için bir hayırdır. Onlardan her birine kazandığı günah(ın cezası) vardır. Onlardan (suçun) büyüğünü üstlenene ise büyük bir ceza vardır.*

(Nur 11)

Ali Bulaç Meali:

Doğrusu, uydurulmuş bir yalanla gelenler, sizin içinizden birlikte davranan bir topluluktur; siz onu kendiniz için bir şer saymayın, aksine o sizin için bir hayırdır. Onlardan her bir kişiye kazandığı günahtan (bir ceza) vardır. Onlardan (iftiranın) büyüğünü yüklenene ise büyük bir azab vardır.

(Nur 11)

Ali Fikri Yavuz Meali:

(Hz. Aişe hakkında) o iftira haberini getirenler, içinizden (münafık olan) bir zümredir. O iftirayı, Allah katında sizin için bir kötülük sanmayın. Bilâkis o, (sevab bakımından ahirette) hakkınızda bir hayırdır. (Bu hitab, iftira hadisesinden üzülen müminleredir). O iftiracılardan her kişiye, kazandığı günah kadar ceza vardır. Onlardan günahın büyüğünü yüklenen (Abdullah İbni Ubeyy) için büyük bir azab vardır.

(Nur 11)

Ali Rıza Sefa Meali:

Aslında, karalamayı yapanlar, aranızdan bir topluluktur. Bunun, sizin için bir kötülük olduğunu sanmayın. Hayır, sizin için iyiliktir. Onların her biri için, işledikleri suçun cezası vardır. Suçun büyüğünü yüklenen elebaşıları için de büyük bir ceza vardır.

(Nur 11)

Ali Ünal Meali:

O iftirayı çıkaranlar, içinizden küçük bir gruptur. Ama bu hadiseyi hakkınızda kötü bir şey olarak görmeyin; bilakis o, hakkınızda hayırlı olmuştur. İftiracılardan her biri, iftiraya olan katılımı nisbetinde günah kazanmıştır. O işte en büyük payı olan elebaşı şahıs için ise çok büyük bir azap vardır.

(Nur 11)

Bahaeddin Sağlam Meali:

O iftirayı ortaya atanlar, sizin içinizden bir grupturlar. Siz böyle hadiseleri kendiniz için kötülük sanmayınız. Aksine o sizin için hayırdır. O iftira edenlerden her biri kazandığı günahın cezasını çekecektir. Onlardan iftiranın en büyüğünü üstlenene ise büyük bir azap vardır.(*)*

(Nur 11)

Bayraktar Bayraklı Meali:

O iftirayı atanlar şüphesiz içinizden bir gruptur. Bu olayın, hakkınızda bir kötülük olduğunu sanmayınız. Tam aksine sizin için daha hayırlı olmuştur. Onlardan her biri işlediği suçun cezasını çekecektir. İçlerinden önderlik yapıp suçun büyüğünü yüklenen kişiye ise, büyük bir azap vardır.

(Nur 11)

Bekir Sadak Meali:

(Peygamber'in esi hakkinda) o yalani uyduranlar icinizden bir guruhtur. Bunu kendiniz icin kotu sanmayin, o sizin icin hayirli olmustur. O kimselerden her birine kazandigi gunah karsiligi ceza vardir; iclerinden elebasilik yapana ise buyuk azap vardir.

(Nur 11)

Besim Atalay Meali:

Size yalanla, iftirayla gelenler, sizden birtakımıdır, onu kötü sanmayın, sizler için hayır olabilir bu, her kişinin kazandığı günahı kendisinindir, onlardan en büyük günah yapana ulu azap var

(Nur 11)

Celal Yıldırım Meali:

Doğrusu, iftira ile gelenler sizden birkaç kişidir. Bunu kendiniz için şer sanmayın, bilâkis o sizin için hayırlıdır. O iftiracılardan her birine kazandığı günah vardır. Onlardan iftiranın büyüklüğüne sahip çıkıp yürütene ise büyük bir azâb vardır.

(Nur 11)

Cemal Külünkoğlu Meali:

(Peygamber'in eşi Aişe'yi) iffetsizlikle suçlayanlar (ona iftira atanlar) içinizden bir gruptur. Bunu kendiniz için kötü bir şey sanmayın! Tersine belki sizin için hayırdır! (İftiracılara gelince,) onların her biri (böyle yaparak) işledikleri günahın yükünü taşıyacaklardır ve onlardan bu (günahın) işlenmesinde başı çeken (Abdullah İbni Ubeyy)i vahim bir azap beklemektedir!*

(Nur 11)

Diyanet İşleri Eski Meali:

(Peygamber'in eşi hakkında) o yalanı uyduranlar içinizden bir güruhtur. Bunu kendiniz için kötü sanmayın, o sizin için hayırlı olmuştur. O kimselerden her birine kazandığı günah karşılığı ceza vardır; içlerinden elebaşılık yapana ise büyük azap vardır.

(Nur 11)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

O ağır iftirayı uyduranlar, sizin içinizden bir güruhtur. Bu iftirayı kendiniz için kötü bir şey sanmayın. Aksine o sizin için bir hayırdır. Onlardan her biri için, işledikleri günahın cezası vardır. İçlerinden (elebaşılık ederek) o günahın büyüğünü üstlenen için ise ağır bir azap vardır.

(Nur 11)

Diyanet Vakfı Meali:

(Peygamber'in eşine) bu ağır iftirayı uyduranlar şüphesiz sizin içinizden bir guruptur. Bunu kendiniz için bir kötülük sanmayın, aksine o, sizin için bir iyiliktir. Onlardan her bir kişiye, günah olarak ne işlemişse (onun karşılığı ceza) vardır. Onlardan (elebaşlık yapıp) bu günahın büyüklüğünü yüklenen kimse için de çok büyük bir azap vardır.  *

(Nur 11)

Edip Yüksel Meali:

O iftirayı, sizden bir çete uydurdu. Onun sizin için kötü olduğunu sanmayın; aksine sizin için iyi (bir ders) dir. Bu arada, onlardan her biri günahı paylaşmıştır. Elebaşılık yapanları da büyük bir cezayı haketmiştir.

(Nur 11)

Elmalılı Orjinal Meali:

Haberiniz olsun ki ifk ile gelenler içinizden bir takımdır; onu hakkınızda bir şer sanmayın, belki o, hakkınızda bir hayırdır, onlardan her kişiye o vebalden kazandığı, büyüğüne tesaddi eden, ona da büyük bir azab vardır

(Nur 11)

Elmalılı Yeni Meali:

Haberiniz olsun ki, o iftirada bulunanlar, sizden bir takımdır. Onu hakkınızda bir şer sanmayın! Bilakis o, sizin için bir hayırdır. Onlardan her kişiye kazandığı günah nisbetinde ceza vardır. Günahın büyüğünü yüklenene de büyük bir azap vardır.

(Nur 11)

Erhan Aktaş Meali:

Bu ifk'i[1] atanlar içinizden birileridir. Sizin için bunun bir şer olduğunu sanmayın. Aksine bu sizin için bir hayırdır. Onlardan her birine günahtan bir pay vardır. İçlerinden önderlik yapıp bunu organize eden kimse için de çok büyük bir azap vardır.

1)İftira.

(Nur 11)

Gültekin Onan Meali:

Doğrusu, uydurulmuş bir yalanla gelenler, sizin içinizden birlikte davranan bir topluluktur; siz onu kendiniz için bir şer saymayın, aksine o sizin için bir hayırdır. Onlardan herbir kişiye kazandığı günahtan (bir ceza) vardır. Onlardan (iftiranın) büyüğünü yüklenene ise büyük bir azab vardır.

(Nur 11)

Hakkı Yılmaz Meali:

Şüphesiz bu ağır iftirayı getirenler, sizden bir gruptur. –Bunu kendiniz için bir kötülük saymayın; tersine o, sizin için bir iyiliktir.– Onlardan, her bir kişiye, günahtan kazandığı vardır. Onlardan günahın büyüğünü söyleyen kimse için de çok büyük bir azap vardır.

(Nur 11)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Şüphesiz ki (Aişe’ye zina iftirasında bulunarak) o yalanı getirenler, sizin içinizden bir topluluktur. Onu kendiniz için şer sanmayın. (Hayır, öyle değil!) Bilakis o, sizin için hayırlıdır. Onlardan her birine kazandığı günahın karşılığı vardır. Onlardan (iftiranın) büyüğünü yüklenene ise büyük bir azap vardır.

(Nur 11)

Harun Yıldırım Meali:

Bu ağır iftirayı uyduranlar şüphesiz sizin içinizden bir guruptur. Bunu kendiniz için bir kötülük sanmayın, aksine o, sizin için bir iyiliktir. Onlardan her bir kişiye, günah olarak ne işlemişse vardır. Onlardan bu günahın büyüklüğünü yüklenen kimse için de çok büyük bir azap vardır.

(Nur 11)

Hasan Basri Çantay:

O uydurma haberi (iftirayı) getirenler içinizden (mahdud) bir zümredir. Onu (o yalanı) sizin için bir şey sanmayın. Bil'akis o, sizin için bir hayırdır. Onlardan herkese kazandığı günah (nisbetinde ceza) vardır. Onlardan (günah) ın büyüğünü der'uhde (ve irtikab) eden o adam (yok mu? işte) en büyük azab onundur.

(Nur 11)

Hayrat Neşriyat Meali:

Şübhesiz ki o iftirâyı getirenler, içinizden bir topluluktur. Onu (o iftirâyı),kendiniz için bir şer sanmayın! Bil'akis o, sizin için (hakkınızda inen âyetlere ve bir çoksevâba vesîle olmakla) bir hayırdır. Onlardan (o iftirâyı çıkaranlardan) her bir kişiye (ise, âhirette cezâsını görmek üzere) o işlediği günah vardır. Onlardan, (elebaşılık yaparak, bu günahın) büyüğünü yüklenen kimseye ise, (pek) büyük bir azab vardır.(1)*

(Nur 11)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Gerçek şu ki, (o) ters yüz edilen haberi/büyük iftirayı¹ [meydana] getirenler, sizden olan kenetlenmiş bir topluluktur. Onu [iftirayı], sizin için bir şer sanmayın, aksine! O sizin için bir hayırdır. Onlardan her bir kişi için, kasıtlı suçtan elde ettiği [bir günah] vardır. Onlardan, onun [o iftiranın] büyüğünü sahiplenene [gelinc] onun için büyük bir azap vardır.

(Nur 11)

Hüseyin Atay Meali:

Doğrusu o yalanı uyduranlar içinizden bir takımdır. Hayır! Bunu kendiniz için kötü sanmayın, o, sizin için hayırlı olmuştur. O kimselerden her birine kazandığı günah karşılığı ceza vardır; içlerinden elebaşılık yapana ise büyük azap vardır.

(Nur 11)

İbni Kesir Meali:

Doğrusu uydurulmuş bir yalanla gelenler, içinizden bir zümredir. Bunu kendiniz için kötü sanmayın. O, sizin için hayırlı olmuştur. O kimselerden her birine kazandığı günaha karşılık ceza vardır. En büyük azab da içlerinden elebaşılık yapanındır.

(Nur 11)

İlyas Yorulmaz Meali:

Elbette ki iftira olayını getiren sizden bir guruptur. Bu iftiranın sizin için şer olduğunu zannetmeyin. Tam aksine sizin için hayırdır. Bu iftirayı yapanlardan her birisi için kazandıkları günahın karşılığı vardır. Ayrıca onların içinden bu büyük günaha katılan (yönelen) kimse içinde büyük bir azap var.

(Nur 11)

İskender Ali Mihr Meali:

Muhakkak ki (Hz. Ayşe hakkında) ifk (iftira) ile gelenler, sizden bir gruptur. Sizin için onun bir şer olduğunu zannetmeyin. Hayır, o sizin için hayırdır. Onlardan herbirinin günahtan kazandıkları (cezalar) vardır. Ve onun büyüğünü yönetene (uydurup, yayana) büyük azap vardır.

(Nur 11)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

İşte o yalan uyduranlar içinizden bir takımlarıdır. Bu yalanın size bir zararı olacağını sanmayın. Belki de sizin için iyilik getirir. Onlardan herbiri kazandığı günaha göre cezasını çekecektir. Onlardan günahın büyüğünü yüklenen kimse için de en büyük azap vardır.

(Nur 11)

Kadri Çelik Meali:

(Peygamber'in eşine) Bu ağır iftirayı uyduranlar, şüphesiz sizin içinizden bir guruptur. Bunu (iftirayı) kendiniz için bir kötülük sanmayın, aksine o, sizin için bir hayırdır (imanı nifaktan ayıran bir imtihandır). Onlardan her bir kişiye, günah olarak ne işlemişse (onun karşılığı ceza) vardır. Onlardan (elebaşlık yapıp) bu günahın büyüklüğünü yüklenen kimse için de çok büyük bir azap vardır.

(Nur 11)

Mahmut Kısa Meali:

O iftirayı ortaya atanlar, sizin içinizdeki münâfıklardan oluşan örgütlü bir çetedir. Fakat ey inananlar; bunu kendiniz için kötülük sanmayın; aksine, bu sizin için hayırlıdır. Çünkü öncelikle, aranıza sızan münâfıkların maskesi bu olay sayesinde düştü. Ayrıca, Hz. Aişe’nin masumiyeti de ilâhî vahiyle belgelenmiş oldu. Korkmayın, size karşı atılan her iftira, sizin daha da güçlenmenizi ve Allah katında derecenizin yükselmesini sağlayacaktır. Masum insanlara alçakça iftira atan o münâfıklara gelince; onların her biri, kazandığı günahın cezasını çekecektir; hele iftirada öncülük ederek bu işin başını çeken Abdullah b. Übeyy adındaki münâfıkların reisi yok mu, işte onun hakkı cehennemde ebediyen mahkûm edileceği büyük bir azaptır!

(Nur 11)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Uydurma haberlerle gelen sizden bir taifedir. Onu şer sanmayın. Bu size bir hayırdır. Resmen onların kazandığı günah vardır. En büyük azap, büyük günahı üstlenendir.

(Nur 11)

Mehmet Türk Meali:

Doğrusu (Aişe hakkında uydurulan) o iftirayı1 getirip ortaya atanlar,2 sizin içinizden bir topluluktur. Siz o (olayı) kendiniz için bir şer saymayın. Aksine o sizin için bir hayırdır. O (iftiracılardan) her bir kişiye kazandığı günâhın karşılığı (bir cezâ) onlardan (iftiranın) en büyüğünü yapana3 ise daha büyük bir azab vardır.*

(Nur 11)

Muhammed Celal Şems Meali:

Şüphesiz büyük bir yalan uyduranlar, aranızdan bir gruptur. Bunun sizler için kötü olduğunu zannetmeyin. Aksine o, sizin için hayırlıdır. Herkes için işlediği günahtan (bir pay) olacaktır. Aralarından (günahın) büyük bir bölümünü işleyene (ise,) çok büyük bir azap vardır.

(Nur 11)

Muhammed Esed Meali:

Başkalarını yalan yere iffetsizlikle suçlayanlar içinizden bir güruhtur; (fakat, siz, bu haksız suçlamaya maruz kalanlar,) bunu kendiniz için kötü bir şey sanmayın; tersine bu sizin için hayırdır! (İftiracılara gelince,) onların her biri (böyle yaparak) işledikleri günahın yükünü taşıyacaklardır; ve onlardan bu (günahın) işlenmesinde başı çekenleri vahim bir azap beklemektedir!

(Nur 11)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

O uydurma haberi size getiren sizden bir topluluktur. Onu kendiniz için kötü sanmayın. Tersine o sizin için bir iyiliktir. Onlardan her birinin kazandığı günah, kendisine aittir. İçlerinden, suçun en büyüğünü yüklenene gelince, cezanın da en büyüğü onun olacaktır.

(Nur 11)

Mustafa Çavdar Meali:

Gerçek şu ki o iftirayı tasarlayanlar içinizden bir gruptur. Fakat bunu kendiniz için şer olarak görmeyin. Aksine o, sizin için hayırlı olmuştur. Onlardan her biri için kazandığı günah oranında cezası vardır. Bu işin elebaşılığını yapan kimse var ya işte onu korkunç bir azap beklemektedir.

Bknz: (24/4) - (24/11)»(24/23)

(Nur 11)

Mustafa Çevik Meali:

11-18 Peygamber’in eşine iftira atan, içinizden üç beş kişinin ortaya çıkması size şermiş gibi gelmesin. Aksine içinizdeki böylesine bozguncu ve fitnecileri tanımanız hayrınıza olmuştur. Onların her biri bu iftiralarının cezasını çekecek, iftiranın baş sorumlusu ise çok daha çetin bir azaba çaptırılacak. Siz ey mü’minler! Böyle bir söylentiyi duyduğunuz zaman kadın erkek hepiniz birden, “Bu bir iftiradır” deyip hüsnü zanda bulunup tepki göstermeniz gerekmez miydi? Öte yandan, iftiracıların da dört şahit getirmeleri gerekmez miydi? Bunu yapamadıklarına göre, onlar yalancı ve iftiracıların ta kendileridir. Ey bu iftiraya karşı çıkmayan ve inanan mü’minler! Şayet Allah’ın size merhameti olmasaydı dünyada ve âhirette çok büyük bir azaba çarptırılırdınız. Çünkü kesin bir belge ve bilgiye dayanmadan iftiraya karşı çıkmıyor, ayrıca yayıyordunuz, üstelik bu yaptığınız çirkinliği hafife alıp, önemsemiyordunuz. Oysa bu yaptığınız Allah katında çok büyük bir vebal, çok büyük bir günahtır. İftirayı duyar duymaz “Böylesine bilgimiz ve delilimiz olmayan şeylere inanmak, bu konuda konuşmak bize yakışmaz, bu büyük bir iftiradır” demeniz gerekmez miydi? Gerçekten Allah’a ve Rasûlüne iman ediyorsanız böyle bir günaha girmekten sakının! Allah size hükümlerini böylece apaçık bildiriyor. Allah her şeyin mutlak doğrusunu bilen ve bildirendir.

(Nur 11)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Gerçek şu ki, iftirayı tasarlayanlar içinizden bir güruhtur. Siz (ey bu iftiranın mağdurları)! Sanmayın ki bu size dokunan bir şerdir, aksine bu sizin için bir hayırdır! Onlardan her birinin kazandığı günah oranında (cezası) vardır; ama onlar içerisinden bu işin elebaşılığını üstlenen kimse var ya: onu korkunç bir azap beklemektedir.

(Nur 11)

Osman Okur Meali:

(Nebinin eşine) bu ağır iftirayı uyduranlar şüphesiz sizin içinizden bir guruptur. Bunu kendiniz için bir kötülük sanmayın, aksine o, sizin için bir iyiliktir. Onlardan her bir kişiye, günah olarak ne işlemişse (onun karşılığı ceza) vardır. Onlardan (elebaşılık yapıp) bu günahın büyüklüğünü yüklenen kimse için de çok büyük bir azap vardır.

(Nur 11)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Muhakkak o kimseler ki, iftira ile geliverdiler, sizden bir zümredirler. Onu sizin için bir şer sanmayın, belki o sizin için bir hayırdır. Onlardan her kişiye de günahtan kazandığı şey vardır. Onlardan o kimse ki, onun büyüğünü deruhte etmiştir, onuniçin de pek büyük bir azap vardır.

(Nur 11)

Ömer Öngüt Meali:

O uydurma haberi getirip ortaya atanlar, içinizden belirli bir zümredir. Siz onu, kendiniz için bir şer sanmayın. Bilakis o, sizin için hayırdır. Onlardan her kişiye, kazandığı günah(ın cezası) vardır. Onlardan o yalanın en büyüğüne elebaşılık yapana da büyük bir azap vardır.

(Nur 11)

Ömer Sevinçgül Meali:

O yalanı aranızdan bir takım kimseler uydurdu. Bunu hakkınızda kötü sanmayın, sizin için hayırlı olmuştur. ‘Gerçi’ onlardan ‘iftira atanlardan’ her adama günahtan bir pay vardır, ama ‘öncülük ederek’ büyük bir günah yüklenen kimsenin azabı daha büyük olacaktır!

(Nur 11)

Sadık Türkmen Meali:

O AĞIR iftirayı uyduranlar sizin içinizden bir güruhtur. Bu iftirayı kendiniz için kötü bir şey sanmayın. Aksine o sizin için bir hayırdır. Onlardan her biri için işledikleri günahın cezası vardır. İçlerinden (elebaşılık ederek), o günahın büyüğünü üstlenen için ise ağır bir azap vardır.

(Nur 11)

Seyyid Kutub Meali:

O ağır iftirayı ortaya atanlar, sizden bir gruptur. Bu olayı kendiniz için kötü bir şey sanmayınız. Tersine o sizin için iyidir. O grubun içinde bulunan herkes payına düşen günahın cezasını görecektir. Suçun büyük bölümünü omuzlarında taşıyan o grubun elebaşısı ise büyük bir azaba çarpılacaktır.

(Nur 11)

Suat Yıldırım Meali:

O İftirayı çıkaranlar, içinizden küçük bir gruptur. Siz o iftirayı kendi hakkınızda fena bir şey sanmayın, bilakis o sizin için hayırlıdır. O iftiracılara gelince, onlardan her birinin, kazandığı günah nisbetinde cezası vardır. Bu yaygaranın elebaşılığını yapan şahsa ise cezanın en büyüğü vardır.

(Nur 11)

Süleyman Ateş Meali:

O yalan haberi getir(ip ortaya at)anlar, içinizden bir topluluktur. Siz, onu sizin için şer sanmayın. Tersine o, sizin için hayırdır. Onlardan her kişi işlediği günah'ın cezasını görecektir. Onlardan o(yala)nın en büyüğünü idare edene de büyük bir azab vardır.

(Nur 11)

Süleymaniye Vakfı Meali:

O çarpıtılmış haberi getirenler içinizden bir çetedir. Onu sizin için şerli görmeyin, aksine o sizin hayrınızadır. Onlardan her biri için, suça ortaklığına denk ceza vardır[1]. Suçun elebaşlığını yapan için de ağır bir azap vardır.

1)  مَّا اكْتَسَبَ مِنَ الْإِثْمِ ayetine مقدار ما اكتسب anlamı verilmiştir.

(Nur 11)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

İçinizden bir kesim, başkasını yalan yere zina ile suçladı. Bunu kendiniz için kötü sanmayın, aslında o sizin iyiliğinizedir. Onların her biri, işlediği günahın cezasını çekecektir; elebaşları ise, büyük bir azaba uğrayacaktır.

(Nur 11)

Şaban Piriş Meali:

O iftirayı yapanlar içinizden bir topluluktur. Bunu kendiniz için kötü sanmayın. Aksine o, sizin için hayırlı olmuştur. Onlardan her biri için günah olarak kazandıkları şeyler vardır. En büyük azap da onlardan elebaşılık yapanadır.

(Nur 11)

Talat Koçyiğit Meali:

(Peygamberin eşi hakkındaki) o iftirayı yapanlar, içinizden bir topluluktur. Bunu kendiniz için bir şer sanmayın; aksine o, sizin için hayırlı olmuştur. Onlardan her biri için kazandığı günâh nisbetinde ceza vardır, iftiranın en büyüğünü yüklenene ise, büyük azâb vardır.

(Nur 11)

Tefhimul Kuran Meali:

Doğrusu, uydurulmuş bir yalanla gelenler, sizin içinizden birlikte davranan bir topluluktur; siz onu kendiniz için bir şer saymayın, aksine o sizin için bir hayırdır. Onlardan her bir kişiye kazandığı günahtan (bir ceza) vardır. Onlardan (iftiranın) büyüğünü yüklenene ise büyük bir azab vardır.

(Nur 11)

Ümit Şimşek Meali:

İftirayı ortaya atanlar, içinizden bir topluluktur. Onu hakkınızda şer saymayın; aslında o sizin için bir hayırdır.(2) Onlardan herbirinin bu günahtan kazandığı bir pay vardır. Günahın büyüğünü üstlenen kimsenin hakkı ise büyük bir azaptır.*

(Nur 11)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

O ifki/yalan haberi/iftirayı getirenler, içinizden bir gruptur. Onu sizin için şer sanmayın. Aksine o, sizin için bir hayırdır. Onlardan her kişiye o günahtan kazandığı vardır. Onların, günahın büyüğünü yönetenine de büyük bir azap vardır.

(Nur 11)