24. Nur Suresi / 50.ayet

Yoksa onların kalplerinde bir hastalık mı var yoksa senin elçiliğinden şüphe mi ediyorlar ya da Allah’ın ve mesajlarını tebliğ eden elçisinin onlara haksızlık edeceğinden mi korkuyorlar? Hayır, aslında onlar kendileri yanlışta ısrar edip zalimlik yapıyorlar!

Bknz: (3/7)(6/114)(10/94)(57/14)

Mustafa Çavdar Meali

Nur 50 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Gönüllerinde hastalık mı var, yoksa şüphe mi ediyorlar, yoksa Allah'ın ve Peygamberinin, onlara bir haksızlık edeceğinden mi korkuyorlar? Hayır, onlardır zalimlerin ta kendileri.

(Nur 50)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

(Kur’an’ın va’ad ettiği zaferden kuşku duyanların, Allah’ı ve Hakk davayı bırakıp dünyadaki zalim ve şeytani güçlere dayananların; acaba) Bunların kalplerinde hastalık mı var? Yoksa şüpheye (ve ümitsizliğe) mi kapıldılar? Veya, Allah’ın ve Elçisinin, kendilerine “hayf”=hükümde haksızlık ve vefasızlık yapacağından (ümit ve gayretlerini karşılıksız bırakacağından) mı korkup çekiniyorlar? (Oysa, Allah asla adaletsiz değildir.) Asıl zalim olan kendileridir!..

(Nur 50)

Abdullah Parlıyan Meali:

Bunların kalplerinde bir hastalık mı var? Yoksa bunun ilâhî bir mesaj olduğundan şüphe mi ediyorlar? Yahut Allah ve elçisinin kendilerine haksızlık yapacağından mı korkuyorlar? Hayır, kendilerine haksızlık yapanlar, onların kendileridir.

(Nur 50)

Adem Uğur Meali:

Kalplerinde bir hastalık mı var; yoksa şüphe içinde midirler, yahut Allah ve Resûlünün kendilerine zulüm ve haksızlık edeceğinden mi korkuyorlar? Hayır, asıl zalimler kendileridir!

(Nur 50)

Ahmet Hulusi Meali:

Onlar sağlıklı mı düşünemiyorlar, yoksa şüpheye mi düştüler; yoksa Allah'ın ve Rasulünün kendilerine haksızlık etmesinden mi korkarlar? Hayır, onlar zalimlerin ta kendileridir.

(Nur 50)

Ahmet Tekin Meali:

Kalpleri mi kararmış, akıllarından zorları mı var, hasta ruhlu mudurlar, yoksa senin peygamberliğin ve doğru icraatlar yaptığın konusunda şüphe mi ediyorlar, şüphelerini destekliyecek hususlar mı arıyorlar, yahut Allah ve Rasulünün kendilerine zulüm ve haksızlık edeceğinden mi endişe ediyorlar? Doğrusu, asıl zâlim olanlar kendileridir.

(Nur 50)

Ahmet Varol Meali

Kalplerinde hastalık mı var? Yoksa şüpheye mi düştüler? Yoksa Allah'ın ve Peygamberinin kendilerine haksızlık edeceğinden mi korkuyorlar? Hayır, onlar zalimlerin kendileridir.

(Nur 50)

Ali Bulaç Meali:

Bunların kalplerinde hastalık mı var? Yoksa kuşkuya mı kapıldılar? Yoksa Allah'ın ve elçisinin kendilerine karşı haksızlık yapacağından mı korkuyorlar? Hayır, onlar zalim kimselerdir.

(Nur 50)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Bunların kalblerinde bir maraz (küfür ve nifak) mı var? Yoksa şüpheye mi düştüler, yahut Allah'ın ve Rasûlünün kendilerine haksızlık edeceğinden mi korkuyorlar? Hayır, onlar zalim kimselerdir.

(Nur 50)

Ali Rıza Sefa Meali:

Yüreklerinde bir sayrılık mı var? Yoksa kuşku mu duyuyorlar? Yoksa Allah'ın ve O'nun elçisinin haksızlık yapacağından mı korkuyorlar? Hayır! Haksızlık yapanlar, işte onlardır.

(Nur 50)

Ali Ünal Meali:

Yoksa kalblerinin merkezinde (karakterlerini bozan) bir hastalık mı var? Yoksa (Din’in hak olduğu konusunda) şüpheye mi düştüler? Veya Allah’ın ve Rasûlü’nün kendilerine haksızlık yapacağından mı endişe ediyorlar? Oysa gerçek şu ki, asıl zalimler, kendilerine en büyük haksızlığı yapanlar, bizzat kendileridir.

(Nur 50)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Kalplerinde hastalık mı var, yoksa şüphe içinde midirler, yoksa Allah ve Resulünün onlardan intikam alacaklarından mı korkuyorlar? Hayır! Onlar, yalnızca zalimlerdir. (Hakkı bile bile inkâr ediyorlar.)

(Nur 50)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Kalplerinde hastalık mı var, yoksa şüphe mi ediyorlar? Yahut Allah'ın ve Peygamberinin onlara haksızlık yapacağından mı korkuyorlar? Hayır!Onlar sadece haksızlık etmektedirler.

(Nur 50)

Bekir Sadak Meali:

Kalplerinde hastalik mi var, yoksa suphelenmisler midir, yahut Allah'in ve peygamberinin onlara haksizlik yapacagindan mi korkmaktadirlar? Hayir; onlar sadece zalimdirler. *

(Nur 50)

Besim Atalay Meali:

Yürekleri hasta mıdır? Yoksa şüphedeler mi? Ya da, Allah ile, peygamberinin onlara kıymasından mı korkarlar? Evet onlar zalimdirler

(Nur 50)

Celal Yıldırım Meali:

(Sahi) bunların kalbinde hastalık mı var, yoksa şüphe mi ediyorlar, ya da Allah ve Peygamberinin kendileri aleyhine haksızlık edeceğinden mi korkuyorlar ?! Hayır, (ikiyüzlü dönekler olmaları onları bu duruma düşürmüştür). İştezâlimler bunlardır!

(Nur 50)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Bunların kalplerinde bir hastalık mı var? Yoksa şüphe mi ediyorlar? Yahut Allah'ın ve Resulü'nün kendilerine haksızlık yapacağından mı korkuyorlar? Hayır, (kendilerine) haksızlık yapan onların kendileridir!

(Nur 50)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Kalplerinde hastalık mı var, yoksa şüphelenmişler midir, yahut Allah'ın ve Peygamberinin onlara haksızlık yapacağından mı korkmaktadırlar? Hayır; onlar sadece zalimdirler.*

(Nur 50)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Kalplerinde bir hastalık mı var, yoksa şüphe ve tereddüde mi düştüler? Yoksa Allah ve Resulünün kendilerine karşı zulüm ve haksızlık edeceğinden mi korkuyorlar? Hayır, işte onlar asıl zalimlerdir.

(Nur 50)

Diyanet Vakfı Meali:

Kalplerinde bir hastalık mı var; yoksa şüphe içinde midirler, yahut Allah ve Resûlünün kendilerine zulüm ve haksızlık edeceğinden mi korkuyorlar? Hayır, asıl zalimler kendileridir!

(Nur 50)

Edip Yüksel Meali:

Kalplerinde bir hastalık mı var? Kuşku mu duyuyorlar? ALLAH'ın ve elçisinin kendilerine haksızlık yapacağından mı korkmaktadırlar? Aslında onlar zalimlerdir.

(Nur 50)

Elmalılı Orjinal Meali:

Kalblerinde bir maraz mı var? yoksa Allah ile Resulünün onlara haksızlık edeceğinden kuşkulandılar veya korktular mı? Hayır kendileri zalimler

(Nur 50)

Elmalılı Yeni Meali:

Kalplerinde bir hastalık mı var, yoksa Allah ve Resulünün kendilerine haksızlık edeceğinden kuşkulandılar, ya da korktular mı? Hayır, kendileri asıl zalimlerdir.

(Nur 50)

Erhan Aktaş Meali:

Onların kalplerinde bir hastalık mı var? Yoksa şüphe mi ediyorlar? Yoksa Allah ve Rasul'ünün kendilerine haksızlık edeceğinden mi korkuyorlar? Hayır! Onlar, zalimlerin ta kendileridir!

(Nur 50)

Gültekin Onan Meali:

Bunların kalplerinde hastalık mı var? Yoksa kuşkuya mı kapıldılar? Yoksa Tanrı'nın ve elçisinin kendilerine karşı haksızlık yapacağından mı korkuyorlar? Hayır, onlar zalim kimselerdir.

(Nur 50)

Hakkı Yılmaz Meali:

Peki, onların kalplerinde bir hastalık mı var? Yoksa şüpheye mi düştüler? Yoksa Allah ve Elçisi'nin kendilerine haksızlık edeceğinden mi korkuyorlar? Tam tersine onlar, yanlış davrananların; kendi zararlarına iş yapanların ta kendileridir!

(Nur 50)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Onların kalplerinde hastalık mı var? Yoksa şüpheye mi düştüler? Ya da Allah’ın ve Resûl’ünün onlara haksızlık yapacağından mı korkuyorlar? (Hayır, öyle değil!) Bilakis, bunlar zalimlerin ta kendileridir.

(Nur 50)

Harun Yıldırım Meali:

Kalplerinde bir hastalık mı var; yoksa şüphe içinde midirler, yahut Allah ve Resûlünün kendilerine zulüm ve haksızlık edeceğinden mi korkuyorlar? Hayır, asıl zalimler kendileridir!

(Nur 50)

Hasan Basri Çantay:

Kalblerinde bir (küfür) maraz (ı) mı var bunların? Yoksa (onun hak peygamberliğinden) şübhe mi etdiler? Yahud Allahın ve resulünün kendilerine haksızlık edeceğinden mi korkuyorlar? Hayır, asıl zaalimler (haksızlar) kendileridir.

(Nur 50)

Hayrat Neşriyat Meali:

Kalblerinde bir hastalık (nifak) mı var? Yoksa (onun peygamberliğinde) şübhe mi ettiler? Yâhut Allah'ın ve Resûlünün kendilerine haksızlık edeceğinden mi korkuyorlar? Hayır! İşte onlar zâlimlerin ta kendileridir!

(Nur 50)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Kalplerinde bir hastalık mı vardır? Yoksa şüphelendiler mi? Yoksa, Allah'ın ve Elçisinin kendilerine karşı taraflı davranacağı[ndan] mı korkuyorlar? Aksine! Onlar zalimlerin ta kendileridir.

(Nur 50)

Hüseyin Atay Meali:

Göğüslerinde hastalık mı var, yoksa şüphelenmişler midir? Yahut Allah'ın ve elçisinin onlara haksızlık yapacağından mı korkmaktadırlar? Hayır! Onlar sadece haksız olanlardır.

(Nur 50)

İbni Kesir Meali:

Kalblerinde bir hastalık mı var bunların? Yoksa şüphe mi ettiler? Veya Allah'ın ve Rasulünün kendilerine haksızlık edeceğinden mi korkuyorlar? Hayır, onlar; zalimlerin kendileridir.

(Nur 50)

İlyas Yorulmaz Meali:

Onların kalplerinde bir hastalık mı var? Yoksa Allah'ın ve Elçisinin kendilerine haksızlık yapacağından mı korkuyorlar? Hayır hayır, onlar tam tersine kendilerine zulmedenlerdir.

(Nur 50)

İskender Ali Mihr Meali:

Onların kalplerinde hastalık mı var yoksa şüphe mi ediyorlar veya Allah’ın ve O’nun Resûl’ünün, onlara karşı taraf tutacağından (haksızlık edeceğinden) mı korkuyorlar? Hayır, işte onlar, onlar zalimlerdir.

(Nur 50)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Onların yüreklerinde bir yamukluk mu vardır? Yoksa şüphe mi ediyorlar? Yoksa Allah'ın, elçisinin kendilerine haksızlık edeceğinden mi korkuyorlar? Yok, kıyıcı olanlar onların kendileridir.

(Nur 50)

Kadri Çelik Meali:

Bunların kalplerinde hastalık mı var? Yoksa kuşkuya mı kapıldılar? Yoksa Allah'ın ve resulünün kendilerine karşı haksızlık yapacağından mı korkmaktadırlar? Hayır, onlar zalim olanlardır.

(Nur 50)

Mahmut Kısa Meali:

Bunların kalplerinde bir vicdan bozukluğu, bir hastalık mı var? Yoksa Kur’an’ın Allah sözü olduğundan şüphe mi duyuyorlar? Yoksa Allah’ın ve Elçisinin kendilerine haksızlık edeceğinden mi korkuyorlar? Hayır, aslında haksızlık edenler, bizzat kendileridir. Allah’ın en âdil hükmü vereceğini pekâlâ bilir, ama işlerine gelmediği için onu kabul etmezler.

(Nur 50)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Rahatsızlık mı var bunların kalplerinde? Yoksa kuşkuya mı kapıldılar? Nasıl yani, Allah ve Elçisinin kendilerine haksızlık mı yapacağından korkuyorlar? Usul bellidir. Gerçek bellidir. Hayır, aslında onlar zalimlerin ta kendileridir.

(Nur 50)

Mehmet Türk Meali:

Bunların kalplerinde hastalık mı var? Yoksa şüphe mi ediyorlar? Yahut Allah ve Peygamberinin kendilerine haksızlık yapacağından1 mı korkuyorlar? Oysa onlar zalimlerin2 ta kendileridir. *

(Nur 50)

Muhammed Celal Şems Meali:

Kalplerinde bir hastalık mı var? Yoksa şüphe içinde midirler? Yahut (da) Allah ile Peygamberi’nin kendilerine zulmetmesinden mi korkarlar? Hayır, (öyle) değil. İşte zalim olanlar, ancak kendileridir.

(Nur 50)

Muhammed Esed Meali:

Bunların kalplerinde bir hastalık mı var? Yoksa (bunun ilahi mesaj olduğundan) şüphe mi ediyorlar? Yahut Allah'ın ve Elçisi'nin kendilerine haksızlık yapacağından mı korkuyorlar? Hayır, (kendilerine) haksızlık yapan onların (yine) kendileridir!

(Nur 50)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Onların kalplerinde bir hastalık mı var; yoksa kuşkuya mı düştüler; yoksa, Allah'ın ve onun elçisinin kendilerine haksızlık yapacağından mı korkuyorlar? Hayır, onlar zalimlerin ta kendileridir.

(Nur 50)

Mustafa Çavdar Meali:

Yoksa onların kalplerinde bir hastalık mı var yoksa senin elçiliğinden şüphe mi ediyorlar ya da Allah’ın ve mesajlarını tebliğ eden elçisinin onlara haksızlık edeceğinden mi korkuyorlar? Hayır, aslında onlar kendileri yanlışta ısrar edip zalimlik yapıyorlar!

Bknz: (3/7) - (6/114) - (10/94) - (57/14)

(Nur 50)

Mustafa Çevik Meali:

47-50 İnsanlardan bir kısmı davet edildikleri yaratılış sebepleri olan hayat nizamına iman ettik demelerine rağmen, sonra da sözlerinden dönerler, bunlar aslında yürekten inanmış geçek mü’minler değildir. Bunlar, aralarındaki sorunların çözümü için Allah’ın kitabı ile Peygamberinin hükümlerine çağırıldıklarında yüz çevirirler. Şayet dünyevi menfaatlerine uygun bir hüküm verileceğini anlarlarsa çağırıldıklarına gelirler. Anlaşılan o ki, bunların kalplerinde hastalık var. O yüzden Allah’ın ve Peygamber’in kendilerine haksızlık edeceğinden şüphe edip korkuyorlar. Aslında onlar bu tutumlarıyla kendi kendilerine haksızlık ediyorlar.

(Nur 50)

Mustafa İslamoğlu Meali:

(Şimdi sen söyle ey bu hitabın muhatabı!) Bunların kalplerinde mi bir hastalık var, yoksa kuşkuya mı kapılıyorlar!? Yahut da Allah'ın, dolayısıyla O'nun Rasulü'nün kendilerine haksızlık yapmasından mı korkuyorlar!? Hayır, aksine asıl kendileri haksızlık yapmaktadırlar.

(Nur 50)

Osman Okur Meali:

Bunların kalplerinde bir hastalık mı var? Yoksa şüphe mi ediyorlar? Yahut Allah'ın ve Resulü'nün kendilerine haksızlık yapacağından mı korkuyorlar? Hayır; onlar sadece zalimdirler.

(Nur 50)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Onların kalplerinde bir hastalık var mıdır? Yoksa şüphe mi ediyorlar? Yoksa onlar, Allah'ın ve Peygamberinin haksızlık edeceklerinden mi korkuyorlar? Hayır. Onlar zalim kimselerdir.

(Nur 50)

Ömer Öngüt Meali:

Kalplerinde bir hastalık mı var bunların? Yoksa şüphe mi ediyorlar? Veya Allah'ın ve Resul'ünün kendilerine haksızlık edeceğinden mi korkuyorlar? Hayır! Onlar zâlimlerin tâ kendileridir.

(Nur 50)

Ömer Sevinçgül Meali:

Bunların kalplerinde bir hastalık mı var, yoksa kuşku mu duyuyorlar! Allah’ın ve Peygamberinin kendilerine haksızlık etmesinden mi korkuyorlar! Hayır! Onlar zalimlerin ta kendileridir!

(Nur 50)

Sadık Türkmen Meali:

Kalplerinde bir hastalık mı var, yoksa şüphe ve tereddüde mi düştüler? Yoksa Allah ve Rasûlünün kendilerine karşı zulüm ve haksızlık edeceğinden mi korkuyorlar? Hayır, işte onlar asıl zalimlerdir.

(Nur 50)

Seyyid Kutub Meali:

Acaba kalplerinde hastalık mı var? Yoksa Peygamber'in gerçekten peygamber olup olmadığı hususunda kuşkulu mudurlar? Yoksa Allah'ın ve Peygamber'in kendilerine haksızlık edeceğinden mi korkuyorlar. Hayır, aslında onlar zalimdirler.

(Nur 50)

Suat Yıldırım Meali:

Sahi, kalplerinde bir inkar hastalığı mı var bunların? Yoksa imanda şüpheye mi düştüler yahut Allah'ın ve Resulünün kendilerine zulüm ve haksızlık yapacağından mı endişe ediyorlar? Doğrusu, asıl zalimler hem de kendi kendilerine haksızlık edenler, onların ta kendileridir!

(Nur 50)

Süleyman Ateş Meali:

Kalblerinde bir hastalık mı var, yoksa şüphe mi ettiler? Yoksa Allah'ın ve Elçisinin kendilerine haksızlık yapacağından mı korkuyorlar? Hayır, onlar zalimlerdir.

(Nur 50)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Onların kalplerinde hastalık mı var? Yoksa şüpheye mi düştüler? Ya da Allah'ın ve elçisinin kendilerine haksızlık edeceğinden mi korkuyorlar? Hayır, onlar yanlış yoldadırlar.

(Nur 50)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Düşünceleri mi bozuk, bu ilahi mesajdan şüphe mi ediyorlar? Yoksa Allah'ın ve elçisinin kendilerine haksızlık edeceğinden mi korkuyorlar? Hayır, onlar kendilerine haksızlık ediyorlar.

(Nur 50)

Şaban Piriş Meali:

Onların kalplerinde bir hastalık mı var; yoksa şüpheye mi düştüler; yoksa, Allah'ın ve peygamberinin kendilerine haksızlık yapacaklarından mı korkuyorlar? Hayır, onlar zalimler de ondan!

(Nur 50)

Talat Koçyiğit Meali:

Kalblerinde bir hastalık mı vardır; yoksa şüpheye mi düşmüşlerdir; yahutta Allah'ın ve Peygemberinin kendilerine haksızlık yapacaklarından mı korkmuşlardır? Hayır, (hiçbiri değil); bunlar, zâlim olan kimselerdir.

(Nur 50)

Tefhimul Kuran Meali:

Bunların kalplerinde hastalık mı var? Yoksa kuşkuya mı kapıldılar? Yoksa Allah'ın ve Resulünün kendilerine karşı haksızlık yapacağından mı korkmaktadırlar? Hayır, onlar zalim olanlardır.

(Nur 50)

Ümit Şimşek Meali:

Onların kalplerinde bir hastalık mı var? Yoksa şüpheye mi düştüler? Veya Allah ve Resulünün kendilerine haksızlık etmesinden mi korkuyorlar? Aslında zulmedenler onların tâ kendileridir.

(Nur 50)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Kalplerinde maraz mı var bunların, yoksa kuşkuya mı düştüler, yoksa Allah'ın ve resulünün kendilerine haksızlık yapacağından mı korkuyorlar? Hayır, hayır! Bunlar zalimlerin ta kendileri...

(Nur 50)