Bunun üzerine rüzgârı onun istifadesine sunduk böylece rüzgârlar emriyle onun istediği yere kolayca esip giderdi.
Bknz: (34/12)
Bunun üzerine rüzgârı onun istifadesine sunduk böylece rüzgârlar emriyle onun istediği yere kolayca esip giderdi.
Bknz: (34/12)
Aşağıdaki bir mealin,
* Hatalı olduğunu düşünüyorsanız,
* Telif hakkı sahibiyseniz
(Yazar, Yayınevi vs. kurumsal e postası ile),
bize iletişim bölümünden ulaşabilirsiniz.
Ve ona rüzgarı ram etmiştik de emriyle dilediği yere hafif hafif esip giderdi.
(Sad 36)Böylece Biz, onun emriyle istediği yere (havada) kolayca akıp giden rüzgârı (özel olarak yaptığı hava araçlarını taşımak, Hz. Süleyman’ı ve yakın adamlarını kısa zamanda hedefine ulaştırmak üzere) onun buyruğu altına verdik (Hava gücünü ve akımını ona tâbi kıldık).
(Sad 36)Bunun üzerine rüzgarı O'nun emrine verdik ki, O'nun emriyle istediği yöne doğru, tatlı tatlı eserdi.
(Sad 36)Bunun üzerine biz rüzgarı onun emrine verdik. Onun emriyle istediği yere yumuşacık akardı.
(Sad 36)Bunun üzerine rüzgarı (gibi akıp gideni) Onun hizmetine verdik; Onun emriyle, dilediği yere, hiçbir şeyi sarsmadan - yıkmadan akıp giderdi.
(Sad 36)Bunun üzerine, biz rüzgârı onun faydalanması için koyduğumuz kurala boyun eğdirdik. Onun yaptığı plan dahilinde, ulaşması gereken hedefe doğru kolayca akar giderdi.
(Sad 36)Böylece biz de rüzgârı onun buyruğuna verdik. Onun emriyle dilediği tarafa yumuşak bir şekilde akıp gidiyordu.
(Sad 36)Böylece rüzgarı onun buyruğu altına verdik. Onun emriyle dilediği yöne yumuşakça eserdi.
(Sad 36)Bunun üzerine rüzgârı onun emrine bağlı kıldık; emriyle istediği yere rahatça akar giderdi.
(Sad 36)Bunun üzerine, güçlü bir rüzgarı buyruğuna verdik. Onun buyruğuyla, istediği yöne kolayca eserdi.
(Sad 36)Biz de (duasını kabul buyurduk ve) rüzgârı hizmetine sunduk; rüzgâr, O’nun emri altında ve dilediği yere tatlı tatlı eserdi.
(Sad 36)Bunun üzerine ona rüzgârı musahhar kıldık. Nereye gitmek istese, onun emriyle rüzgâr o tarafa eserdi.
(Sad 36)Bunun üzerine biz,rüzgarı onun emrine verdik. Onun emriyle istediği yöne doğru tatlı tatlı esiyordu.
(Sad 36)(36-38) Bunun uzerine Biz de, istedigi yere onun buyrugu ile kolayca giden ruzgari, bina kuran ve dalgiclik yapan seytanlari, demir halkalarla bagli digerlerini onun buyrugu altina verdik.
(Sad 36)Yeli, buyrumuna verdik, istediği yerde onun dilemesiyle, yumuşak eserdi !
(Sad 36)Rüzgârı onun emrine verdik. Rüzgâr Onun emriyle tatlı tatlı istediği yana eserdi.
(Sad 36)Böylece rüzgârı onun emrine verdik. Onun emriyle dilediği yöne yumuşakça eserdi.
(Sad 36)36,37,38. Bunun üzerine Biz de, istediği yere onun buyruğu ile kolayca giden rüzgarı, bina kuran ve dalgıçlık yapan şeytanları, demir halkalarla bağlı diğerlerini onun buyruğu altına verdik.
(Sad 36)Biz de rüzgarı onun buyruğuna verdik. Rüzgar, onun emriyle dilediği yere hafif hafif eserdi.
(Sad 36)36, 37, 38. Bunun üzerine biz de, istediği yere onun emriyle kolayca giden rüzgârı, bina kuran ve dalgıçlık yapan şeytanları, demir halkalarla bağlı diğer yaratıkları onun emrine verdik.
(Sad 36)Bunun üzerine komutuyla hareket eden rüzgarı onun emrine verdik. Dilediği yere yağmur yağdırırdı.
(Sad 36)Bunun üzerine ona rüzgarı müsahhar ettik, emriyle istediği yere yumuşacık cereyan ederdi
(Sad 36)Bunun üzerine Biz rüzgarı onun emrine verdik. Emriyle istediği yere yumuşacık akardı.
(Sad 36)Bunun üzerine rüzgarı onun emrine verdik. Onun emri ile dilediği yere yumuşak bir esinti ile akıp gidiyordu.
(Sad 36)Böylece rüzgarı onun kullanımına / boyunduruğuna verdik. Onun buyruğuyla dilediği yöne yumuşakça eserdi.
(Sad 36)36-38 Bunun üzerine Biz de, o'nun emriyle istediği yere yumuşacık akıp giden rüzgârı, şeytânları; tüm dalgıç ve yapı ustalarını ve zincirlere bağlanmış olan diğerlerini o'nun emrine verdik.
(Sad 36)Rüzgârı onun hizmetine verdik. Onun emriyle istediği yere akıp giderdi.
(Sad 36)Bunun üzerine biz rüzgarı onun emrine verdik.Onun emriyle istediği yere yumuşacık akardı.
(Sad 36)Bunun üzerine biz de ona rüzgarı müsahhar etdik ki bu, onun emriyle, onun dilediği yere yumuşacık akar giderdi.
(Sad 36)Bunun üzerine rüzgârı ona boyun eğdirdik; onun emriyle istediği yere yumuşak olarak akıp giderdi.
(Sad 36)(36-37-38) Onun emriyle kendisinin isabet ettiği yere rahatça akıp giden rüzgarı; şeytanları yani her bir bina ustasını ve dalgıçları ve zincirler içinde yaklaştırılmış diğerlerini, [Süleyman] için hizmete sunduk.
(Sad 36)36-40 Bunun üzerine, Biz de istediği yere onun buyruğu ile kolayca giden rüzgarı, bina kuran ve dalgıçlık yapan hünerlileri, demir halkalarla bağlı olan diğerlerini onun emrine verdik. "İşte bizim bağışımız budur; ister ver, ister tut, hesapsızdır" dedik. Doğrusu, onun katımızda bir yaklaşımı ve güzel bir dönüşü vardır.
(Sad 36)Bunun üzerine Biz de rüzgarı emrine verdik. Emri ile istediği yere kolayca giderdi.
(Sad 36)Uğradığı yerlerin uzaklığı bir ay olan rüzgarı, Süleyman'ın emrine verdik.
(Sad 36)Bunun üzerine rüzgârı ona musahhar (emre amade) kıldık. Onun emri ile dilediği yere hafif hafif eserek giderdi.
(Sad 36)Bunun üzerine Biz de yele onun için boyun eğdirdik. Yel de onun buyruğu ile onun dilediği yere tatlı tatlı eserdi.
(Sad 36)Böylece biz, rüzgârı onun buyruğu altına verdik. Onun emriyle dilediği yöne yumuşakça eserdi.
(Sad 36)Biz de buna karşılık, emrettiği yöne doğru yumuşacık eserek dilediği yere bolluk ve bereket götüren rüzgarları onun hizmetine verdik.
(Sad 36)Sonunda böylece rüzgarı onun emrine verdik. Onun emriyle dilediği tarafa yumuşakça eser.
(Sad 36)36,37,38. Bunun üzerine Biz, emriyle dilediği yöne tatlı tatlı esen rüzgârı, yapı ustası ve dalgıçlık yapan şeytanları ve diğerlerini, (ihanet etmemeleri için) demir halkalarla bağlı olarak onun emrine verdik.
(Sad 36)Biz, onun hizmetine emriyle hafifçe esen rüzgârı vermiştik. (O da) onun gitmek istediği yere (doğru eserdi).
(Sad 36)Bunun üzerine rüzgarı o'nun emrine verdik ki o'nun direktifi ile istediği yöne doğru kolayca essin;
(Sad 36)Biz, rüzgarı da ona boyun eğdirdik. Onun buyruğuyla, onun istediği yere tatlı tatlı eserdi.
(Sad 36)Bknz: (34/12)
(Sad 36)Biz de onun duasını kabul edip ülkesindeki rüzgârı hizmetine musahhar kıl dık ki Süleyman emrindeki gemileri istediği yere doğru yüzdürebilsin.
(Sad 36)Bunun ardından rüzgarı ona amade kıldık ki, onun emriyle (çalışan gemileri) istediği yöne doğru kolayca yüzdürebilsin;
(Sad 36)Bunun üzerine rüzgârı onun emrine verdik. Onun emri ile dilediği yere yumuşak bir esinti ile akıp gidiyordu.
(Sad 36)Artık onun için rüzgarı musahhar kıldık, O'nun emriyle dilediği yere mülâyemetle akar giderdi.
(Sad 36)Biz rüzgârı onun emrine verdik, onun emri ile istediği yere akıp gidiyordu.
(Sad 36)Rüzgârı emrine verdik. O nereye gitmek isterse, rüzgâr oraya doğru eserdi.
(Sad 36)Biz de onun emrine, istediği yere emri ile yumuşakça akıp giden rüzgârı verdik.
(Sad 36)Bunun üzerine Süleyman'ın buyruğu ile istediği yere kolayca giden rüzgârı emrine verdik.
(Sad 36)Biz rüzgarı onun emrine verdik. Rüzgar, onun emriyle istediği yere tatlı tatlı eserdi.
(Sad 36)Biz, rüzgarı ona boyun eğdirdik. Onun buyruğuyla, onun istediği yere tatlı tatlı eserdi.
(Sad 36)Bunun üzerine rüzgarı emrine verdik; onun belirlediği tarafa tatlı tatlı eserdi.
(Sad 36)Bunun üzerine, gemiyle dilediği yere kolayca gidebilmesi için rüzgardan istifade etmesini sağladık.
(Sad 36)Rüzgarı ona boyun eğdirmiştik. Emri ile dilediği yere yumuşak bir şekilde eserdi.
(Sad 36)36-38 Emriyle istediği yere yumuşak bir şekilde esip giden rüzgârı, bina yapan ve dalgıçlık eden şeytanları ve yine şeytanlardan zincire vurulmuş diğerlerini ona tâbi kılmıştık.
(Sad 36)Böylece biz, rüzgârı onun buyruğu altına verdik. Onun emriyle dilediği yöne yumuşakça eserdi.
(Sad 36)Biz de rüzgârı ona boyun eğdirdik ki, onun emriyle istediği yöne doğru tatlı tatlı eserdi.
(Sad 36)Bunun üzerine, rüzgarı onun emrine verdik; onun emriyle onun istediği yere uysal uysal/tatlı tatlı akıp giderdi.
(Sad 36)