34. Sebe Suresi / 3.ayet

O saat bu dünyanın sonunun geleceği gerçeğine inanmayan kâfirler dediler ki:
– Başımıza o saat falan gelmeyecek. Onlara de ki:
– Hayır! Tüm geleceği bilen Rabbime andolsun ki o saat mutlaka başınıza gelecektir. Zira göklerde ve yerde zerre kadar bir şey bile onun bilgisi dışında değildir. İster bundan daha küçük olsun isterse daha büyük hepsi apaçık bir yasayla kayıt altındadır.

Bknz: (18/36)(27/4)(40/59)(18/49)(58/6)

Mustafa Çavdar Meali

Sebe 3 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Kafir olanlar dediler ki: Kıyamet kopmayacak; de ki: Hayır, gizli şeyleri bilen Rabbime andolsun ki kopacak kıyamet başınıza; zerre kadar bir şey bile gizli kalmaz ondan; göklerde olsun, yeryüzünde bulunsun, bundan da küçük olsun, bundan da büyük olsun, hepsi de apaçık kitaptadır.

(Sebe 3)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

İnkâr edenler dediler ki: "Kıyamet saati (asla) bize gelmez (ve bu dünya hayatı ve fırsatları bizden ve neslimizden sonsuza kadar gitmez.) " De ki: "Hayır, gaybı bilen Rabbime andolsun ki, o (kıyamet ve ahiret) muhakkak size gelecektir. Göklerde ve yerde zerre ağırlığınca hiçbir şey O'ndan uzak (saklı) kalmaz. Bundan daha küçük olanı da, daha büyük olanı da, istisnasız, mutlaka apaçık bir kitapta (yazılı) dır." (İlahi bilgi merkezlerinde kayıtlıdır.)

(Sebe 3)

Abdullah Parlıyan Meali:

Allah'tan gelen gerçekleri inkâr edenler: Kıyamet saati bizi asla bulmaz diye düşünürler. De ki: “İnsan kavrayışının ötesindeki herşeyi bilen Rabbim hakkı için, o saat size mutlaka gelecektir. Göklerde ve yerde zerre kadar birşey bile, O'nun bilgisinden kaçamaz ve bundan daha küçük veya daha büyük birşey yoktur ki, O'nun apaçık kitabında yer almış olmasın.”

(Sebe 3)

Adem Uğur Meali:

İnkârcılar: Kıyamet bize gelmeyecek, dediler. De ki: Hayır! Gaybı bilen Rabbim hakkı için o, mutlaka size gelecektir. Göklerde ve yerde zerre miktarı bir şey bile O'ndan gizli kalmaz. Bundan daha küçük ve daha büyüğü de şüphesiz, apaçık kitaptadır (yazılıdır).

(Sebe 3)

Ahmet Hulusi Meali:

Hakikat bilgisini inkar edenler: "O saat (ölümle hakikati fark etmek) bize gelmeyecek" dediler... De ki: "Hayır, gaybı bilen Rabbime yemin ederim ki elbette size gelecektir! Semalarda ve arzda zerre ağırlığınca bir şey dahi O'ndan gizli kalmaz! (Hatta) ondan daha küçük ve daha büyük (ne varsa o da) Kitab-ı Mubiyn'dedir (apaçık kitap olan fiiller aleminde). "

(Sebe 3)

Ahmet Tekin Meali:

Yeniden dirilişi inkârda ısrar edenler, küfre saplananlar: “Bize, kıyametin kopacağı an gelmeyecek” dediler. “Evet, duyu ve bilgi alanı ötesini, gaybı bilen Rabbin hakkı için kıyametin kopacağı an mutlaka size de gelecek. Göklerde ve yerde, zerre kadar bir şey O'nun ilminden kaçmaz, O'na gizli kalmaz. Bundan daha küçük ve daha büyüğü de, şüphesiz doğruları, hakkı ortaya koyan kâinatın kayıt sicilinde, kanunlar ve ilkeler kitabında, bilgi işlem merkezinde Levh-i Mahfuz'dadır.” de.*

(Sebe 3)

Ahmet Varol Meali

İnkâr edenler: "Bize kıyamet gelmeyecek" dediler. De ki: "Hayır. Gaybı bilen Rabbime yemin olsun ki o size muhakkak gelecektir. Göklerde ve yerde zerre ağırlığınca bir şey O'ndan gizli değildir. Bundan küçük olsun büyük olsun ne varsa hepsi apaçık bir kitaptadır.

(Sebe 3)

Ali Bulaç Meali:

İnkar edenler, dediler ki: "Kıyamet saati bize gelmez." De ki: "Hayır, gaybı bilen Rabbime andolsun, o muhakkak size gelecektir. Göklerde ve yerde zerre ağırlığınca hiç bir şey O'ndan uzak (saklı) kalmaz. Bundan daha küçük olanı da, daha büyük olanı da, istisnasız, mutlaka apaçık bir kitapta (yazılı)dır."

(Sebe 3)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Kâfir olanlar ise şöyle dediler: “- Bize, o kıyamet vakti gelmiyecek.” (Ey Rasûlüm, onlara) de ki: “-Öyle değil, doğrusu gaybi bilen Rabbim hakkı için, kıyamet muhakkak size gelecektir. O'ndan (Rabbimin ilminden), göklerde ve yerde zerre miktarı bir şey kaçmaz. Bundan daha küçük ve daha büyük ne varsa hepsi muhakkak bir Kitab-ı Mübîn'dedir= Levh-i Mahfuz'da yazılıdır.

(Sebe 3)

Ali Rıza Sefa Meali:

Nankörlük edenler, şöyle dediler: "Evrenlerin sonu gelmeyecek!" De ki: "Hayır, öyle değil! Gizli gerçekleri bilen Efendime yemin ederim ki, kesinlikle gelecektir!" Göklerde ve yeryüzünde en küçük ağırlığı olan bir şey, O'ndan gizli kalmaz. Bundan daha küçük ve daha büyük hiçbir şey yoktur ki, Apaçık Kitap'ta olmasın.

(Sebe 3)

Ali Ünal Meali:

Küfürde ısrar edenler, “Başımızda öyle Kıyamet falan kopacak değil!” iddiasında bulunuyorlar. De ki: “Evet (kopacak), yemin olsun Rabbime –ki O, gaybı (duyu ötesini) bilendir– Kıyamet mutlaka başınızda patlayacaktır. Göklerde olsun yerde olsun, zerre ağırlığında tek bir şey bile O’ndan gizlenemez; o kadar ki, ister bundan daha küçük isterse daha büyük olsun, her şey Apaçık bir Kitap’ta kayıtlıdır.

(Sebe 3)

Bahaeddin Sağlam Meali:

O kâfirler: “Kıyamet bize gelmeyecektir” dediler. De ki: “Evet.. Ve bütün gizlilikleri bilen Rabbime andolsun! O kıyamet gelecektir. Gökler ve yer içinde zerre miskal bir şey ve o zerre miskalden ne küçük ne büyük hiçbir şey, O Rabbinden kaybolmaz. Bütün bunlar, Kitab-ı Mübinde (ana rehberde) yazılıdırlar.”

(Sebe 3)

Bayraktar Bayraklı Meali:

İnkar edenler, "Kıyamet bize gelmeyecek" dediler. De ki: "Hayır! Gaybı bilen Rabbim hakkı için, kıyamet mutlaka size gelecektir. Göklerde ve yerde zerre ölçüsünde bir şey O'ndan gizli kalamaz. Bundan daha küçük ve daha büyüğü de şüphesiz apaçık bir kitaptadır."

(Sebe 3)

Bekir Sadak Meali:

Inkar edenler: «Kiyamet bize gelmeyecektir» dediler. De ki: «Hayir, oyle degil; gorulmeyeni bilen Rabbim'e and olsun ki, o saat size muhakkak gelecektir. Goklerde ve yerde zerre kadar olanlar bile O'nun ilminin disinda degildir. Bundan daha kucugu ve daha buyugu de suphesiz apacik Kitap'tadir.»

(Sebe 3)

Besim Atalay Meali:

Kâfirler derler ki: «Bizim için kıyamet yok!», diyesin ki: «Evet! görünmezi bilen Tanrım hakkıyçin, o size gelecektir, göklerde, yerde zerre ağırlığında olan şey de, ondan ırak değildir, zerreden küçük de, büyük de hepsi belli olan kitap içredir

(Sebe 3)

Celal Yıldırım Meali:

Küfre saplananlar, «Kıyamet bize gelmez» derler. De ki: Hayır, gaybı bilen Rabbıma and olsun ki elbette Kıyamet size gelecektir. Göklerde ve yerde zerre ağırlığınca hiçbir şey O'nun ilminden uzak kalmaz. Bundan daha küçüğü de, daha büyüğü de mutlaka o açık ve açıklayıcı kitaptadır.

(Sebe 3)

Cemal Külünkoğlu Meali:

İnkârcılar: “Kıyamet bize gelmeyecektir” dediler. De ki: “Hayır, insan kavrayışının ötesindeki her şeyi bilen Rabbimin hakkı için o mutlaka sizi bulacaktır! Göklerde ve yerde zerre miktarı bir şey O'ndan gizli kalmaz. Ve bundan daha küçük veya daha büyük bir şey yoktur ki (O'nun) apaçık fermanında yer almasın.”

(Sebe 3)

Diyanet İşleri Eski Meali:

İnkar edenler: "Kıyamet bize gelmeyecektir" dediler. De ki: "Hayır, öyle değil; görülmeyeni bilen Rabbim'e and olsun ki, o saat size muhakkak gelecektir. Göklerde ve yerde zerre kadar olanlar bile O'nun ilminin dışında değildir. Bundan daha küçüğü ve daha büyüğü de şüphesiz apaçık Kitap'tadır."

(Sebe 3)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

İnkar edenler, "Kıyamet bize gelmeyecektir" dediler. De ki: "Hayır, öyle değil, gaybı bilen Rabbime andolsun ki, Kıyamet size mutlaka gelecektir. Ne göklerde ve ne de yerde zerre ağırlığında bir şey bile O'ndan gizli kalmaz. Bundan daha küçük ve daha büyük ne varsa, hepsi apaçık bir kitaptadır."

(Sebe 3)

Diyanet Vakfı Meali:

İnkârcılar: Kıyamet bize gelmeyecek, dediler. De ki: Hayır! Gaybı bilen Rabbim hakkı için o, mutlaka size gelecektir. Göklerde ve yerde zerre miktarı bir şey bile O'ndan gizli kalmaz. Bundan daha küçük ve daha büyüğü de şüphesiz, apaçık kitaptadır (yazılıdır).

(Sebe 3)

Edip Yüksel Meali:

İnkarcılar, 'Saat, hiç bir vakit gerçekleşmeyecek,' dediler. De ki, 'Kesinlikle, Rabbime andolsun size gelecektir. O, geleceği Bilendir. Göklerde ve yerde bir atom ağırlığı O'ndan gizli kalmaz. İster ondan küçük olsun, yahut büyük olsun... Hepsi apaçık bir kitaptadır.'

(Sebe 3)

Elmalılı Orjinal Meali:

İnkâr edenler: "Bize o kıyamet saati gelmez." dediler. De ki: "Hayır, öyle değil, gaybı bilen Rabbim hakkı için kıyamet size mutlaka gelecektir. O'nun ilminden göklerde ve yerde zerre kadar bir şey kaçmaz. Bundan daha küçük ve daha büyük ne varsa, hepsi muhakkak açık bir kitaptadır."

(Sebe 3)

Elmalılı Yeni Meali:

İnkar edenler: "Bize o kıyamet saati gelmez." dediler. De ki: "Hayır, öyle değil, gaybı bilen Rabbim hakkı için kıyamet size mutlaka gelecektir. O'nun ilminden göklerde ve yerde zerre kadar bir şey kaçmaz. Bundan daha küçük ve daha büyük ne varsa, hepsi muhakkak açık bir kitaptadır."

(Sebe 3)

Erhan Aktaş Meali:

Gerçeği yalanlayan nankörler: "Bize o Sa'at[1] gelmeyecek." dediler. De ki: "Bilakis! Gaybı bilen Rabb'ime ant olsun ki, o kesinlikle size gelecektir. Göklerde olsun, yerde olsun zerre kadar da olsa hiçbir şey O'ndan gizli kalmaz. En küçüğünden en büyüğüne kadar her şey Kitab-ı Mubin'dedir.[2]

1)Kıyametin kopması.
2)Apaçık kitap. Allah'ın ezeli ilmi.

(Sebe 3)

Gültekin Onan Meali:

Küfredenler dediler ki: "Kıyamet saati bize gelmez." De ki: "Hayır, gaybı bilen rabbime andolsun, o muhakkak size gelecektir. Göklerde ve yerde zerre ağırlığınca hiç bir şey O'ndan uzak (saklı) kalmaz. Bundan daha küçük olanı da, daha büyük olanı da, istisnasız, mutlaka apaçık bir kitapta (yazılı)dır."

(Sebe 3)

Hakkı Yılmaz Meali:

(3,4) Ve kâfirler; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden o kimseler: “Bize o kıyâmetin kopuş anı gelmeyecektir” dediler. De ki: “Evet, gelecektir. Görülmeyeni, duyulmayanı, sezilmeyeni, geçmişi, geleceği bilen Rabbime andolsun ki iman eden ve düzeltmeye yönelik işler yapan o kimselere –ki işte onlar kendileri için bir bağışlanma ve hatırı sayılır bir rızık olanlardır– karşılıklarını vermek için size kesinlikle gelecektir. O'ndan göklerde ve yerde zerre ağırlığı bir şey kaçmaz. Bundan daha küçük ve daha büyük ne varsa, hepsi kesinlikle açık bir kitaptadır.”

(Sebe 3)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Kâfirler dediler ki: “Kıyamet bize gelmez.” De ki: “Hayır (düşündüğünüz gibi değil!) Gaybı bilen Rabbime andolsun ki, mutlaka size gelecektir. Göklerde ve yerde zerre ağırlığınca bir şey O’ndan gizli/kapalı kalmaz. Bundan daha küçük veya daha büyük ne varsa, hepsi apaçık bir Kitap’ta yazılıdır.”

(Sebe 3)

Harun Yıldırım Meali:

İnkârcılar: Kıyamet bize gelmeyecek, dediler. De ki: Hayır! Gaybı bilen Rabbim hakkı için o, mutlaka size gelecektir. Göklerde ve yerde zerre miktarı bir şey bile O'ndan gizli kalmaz. Bundan daha küçük ve daha büyüğü de şüphesiz, apaçık kitaptadır (yazılıdır).

(Sebe 3)

Hasan Basri Çantay:

Küfredenler: "O saat bize gelmeyecek" dedi (ler). Sen de ki (Habibim): "Hayır, ğaybı bilen Rabbim hakkıyçün o, size mutlakaa gelecekdir. Ne göklerde, ne yerde bir zerre mıkdarı Ondan (Onun ilminden) kaçmaz. Bundan daha küçük ve daha büyük (hiçbir şey) müstesna olmamak üzere (hepsi) muhakkak apaçık bir kitabda (yazılıdır).

(Sebe 3)

Hayrat Neşriyat Meali:

İnkâr edenler ise: “Bize kıyâmet gelmez” dedi(ler). De ki: “Hayır! Gaybı hakkıyla bilen Rabbime yemîn ederim ki, (kıyâmet) size mutlaka gelecektir!(2) Ne göklerde, ne de yerde zerre ağırlığınca (bir şey) O'ndan gizli kalmaz; ve ne bundan daha küçük, ne de daha büyük hiçbir şey yoktur ki, apaçık beyân eden bir kitabda (Levh-i Mahfûz'da) bulunmasın!”*

(Sebe 3)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Gerçeği örtmüş olanlar "Saat (kıyamet) bize gelmez" dediler. "Aksine! görünmeyenin bileni olan RAB'bime yemin ederim ki, [saat] size mutlaka ama mutlaka gelecektir. Göklerde ve yerde, bir zerre ağırlığı ondan [Allah'tan] uzak kalmaz. Bundan daha küçüğü ve daha büyüğü ancak apaçık bir kitaptadır." de.

(Sebe 3)

Hüseyin Atay Meali:

İnkâr edenler "Saat bize gelmeyecektir" dediler. De ki: "Hayır! Öyle değil; görünmeyeni bilen Rabbime andolsun, o size muhakkak gelecektir. Göklerde de yerde de zerre ağırlığınca, ondan daha küçüğü de daha büyüğü de ona gizli olmayıp, ancak apaçık bir kitaptadır."

(Sebe 3)

İbni Kesir Meali:

Küfredenler dediler ki: Kıyamet saatı bize gelmeyecektir. De ki: Hayır, gaybı Rabbıma andolsun ki; o saat muhakkak size gelecektir. Göklerde ve yerde zerre kadar olanlar bile O'nun ilminin dışında değildir. Ondan daha küçüğü de, büyüğü de istisnasız, mutlaka apaçık kitabtadır.

(Sebe 3)

İlyas Yorulmaz Meali:

Doğruları inkar edenler “Kıyamet saati bize gelmeyecek” dediler. Tam tersine, bilinmeyenleri bilen Rabbim o kıyamet saatini size mutlak getirecektir. Göklerde ve yerde olan en ufak bir zerre, gerek ondan daha küçük veya ondan daha büyük olsa dahi, o saatten kaçamaz. Onların hepsi açıkça bir kitapta kayıtlıdır.

(Sebe 3)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve kâfirler: "O saat (kıyâmet) bize gelmeyecek." dediler. De ki: "Hayır, gaybı bilen Rabbim, mutlaka onu size getirecektir. Göklerde ve yerde zerre kadar (bir şey bile) O’ndan gizli kalamaz. Bundan daha küçüğü ve daha büyüğü dahi hariç olmamak üzere Kitab-ı Mübın (Apaçık Kitab)'ın içindedir."

(Sebe 3)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Tanımazlar derler: «Kalkış günü gelmiyecek.» Onlara de ki: «Yok, görünmiyeni bilen çalabıma ant olsun ki kalkış günü kesenkes gelecektir. Yerlerde olsun, göklerde olsun çimge kadar bir varlık bile Onun bilgisi dışında kalamaz. Bundan daha küçük, daha büyük hiçbir nesne yoktur ki apaçık Kitap'ta yazılı bulunmasın.

(Sebe 3)

Kadri Çelik Meali:

Küfre sapanlar dediler ki: “Kıyamet bize gelmez.” De ki: “Hayır, gaybı bilen Rabbime andolsun, o muhakkak size gelecektir. Göklerde ve yerde zerre ağırlığınca hiç bir şey O'ndan uzak (saklı) kalmaz. Bundan daha küçük olanı da daha büyük olanı da istisnasız mutlaka apaçık bir kitaptadır.”

(Sebe 3)

Mahmut Kısa Meali:

Hakikati inkâr edenler, “Kıyâmet asla kopmayacak!” diyorlar. Ey Müslüman, onlara de ki: “Hayır, evrende insanların bildiği ve kimsenin bilemeyeceği herşeyi, bütün gaybı bilen Rabb’ime yemin olsun ki, kıyâmet mutlaka kopacaktır! Göklerde ve yerde zerre kadar bir şey bile O’ndan gizli kalmaz; bundan daha küçük ve daha büyük hiçbir şey yoktur ki, apaçık bir Kitapta olmasın. Sizin bildiğiniz ve bilmediğiniz her şey Allah’ın ilminde vardır. Allah her şeyi bilir”

(Sebe 3)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

"Emin olunan vakit bize gelmez" dedi kafirler. Sen de ki: "Hayır, O mutlaka size gelecektir. Sizin görmediğinizi bilen Rabbime andolsun ki; göklerde ve yerde zerre miktar gizli değildir. En küçük zerreden bile veya daha büyük hiç bir istisna yoktur. Her şey kitapta belirlenmiştir."

(Sebe 3)

Mehmet Türk Meali:

Kâfirler: “O kıyamet vakti bize gelmez.” dediler. (Sen de onlara): “Hayır ğaybı1 (sadece kendisi) bilen2 Rabbime yemin olsun ki, o (kıyamet) size muhakkak gelecektir. Göklerde ve yerde zerre kadar3 bir şey bile Ondan saklı kalamaz ve bundan daha küçük veya daha büyük olan her şey, istisnasız, o apaçık kitapta (levh-i mahfuz’da4 yazılı)dır.” de.*

(Sebe 3)

Muhammed Celal Şems Meali:

Kâfirler, “(Kavmimizin yıkılıp yok olacağı) Saat bize gelmeyecektir,” dediler. De ki: “Hayır (sandıkları gibi) değil! Gaip olanı bilen Rabbime yemin ederim ki, o size mutlaka gelecektir. Göklerde ve yerde bulunan zerre ağırlığında bir şey, (hatta) ondan daha küçük yahut daha büyük olan (bile,) O’ndan gizli kalmaz. Ancak (bunların hepsi) apaçık bir Kitap’ta mevcuttur.”

(Sebe 3)

Muhammed Esed Meali:

Ama hakikati inkara şartlanmış olanlar, "Kıyamet Saati bizi asla bulmaz!" diye düşünürler. De ki: "Hayır, insan kavrayışının ötesindeki her şeyi bilen Rabbimin hakkı için o mutlaka sizi bulacaktır!" Göklerde ve yerde zerre kadar bir şey bile O'nun bilgisinden kaçamaz; ve bundan daha küçük veya daha büyük bir şey yoktur ki (O'nun) apaçık fermanında yer almasın;

(Sebe 3)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

İnkarcılar dediler ki; "Dünyanın sonu gelmeyecektir!" De ki; "Hayır, rabbime andolsun ki, o mutlaka gelecektir. Göklerde ve yerde zerre miktarı bir şey bile bilinmeyeni bilen Tanrı'dan gizli kalmaz. Bundan daha küçük veya daha büyük bir şey yoktur ki apaçık bir kitapta yazılmış bulunmasın."

(Sebe 3)

Mustafa Çavdar Meali:

O saat bu dünyanın sonunun geleceği gerçeğine inanmayan kâfirler dediler ki: – Başımıza o saat falan gelmeyecek. Onlara de ki: – Hayır! Tüm geleceği bilen Rabbime andolsun ki o saat mutlaka başınıza gelecektir. Zira göklerde ve yerde zerre kadar bir şey bile onun bilgisi dışında değildir. İster bundan daha küçük olsun isterse daha büyük hepsi apaçık bir yasayla kayıt altındadır.

Bknz: (18/36) - (27/4) - (40/59) - (18/49) - (58/6)

(Sebe 3)

Mustafa Çevik Meali:

Kıyamet ve Hesap Gününü inkâr edenlere de ki: “Geçmişe, geleceğe ve gayba yönelik ne varsa, hepsinin aslını bilen Rabbime andolsun ki, Kıyamet ve Hesap Günü mutlaka gelecektir. Göklerde ve yerde zerre kadar küçük ya da büyük ne varsa ne oluyorsa hepsi Allah’ın bilgisi dahilinde ve kayıt altındadır. O Gün her insan yaptığıyla yüzleşecektir.”

(Sebe 3)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Ama küfürde direnenler "(Kıyamet) Saati asla gelip bizi bulmayacak!" dediler. De ki: "Hayır, Rabbime andolsun ki o mutlaka gelip sizi bulacaktar!" O, idraki aşan hakikatleri bilendir. Göklerde ve yerde zerre kadar bir şey bile O'nun bilgisinden kaçıp kurtulamaz: İster bundan daha küçük olsun, ister daha büyük; bütün bunlar kesin ve net bir yazılım ve yasayla kayıt altına alınmıştır.

(Sebe 3)

Osman Okur Meali:

İnkârcılar: Kıyamet bize gelmeyecek, dediler. De ki: Hayır! Gaybı bilen Rabbim hakkı için o, mutlaka size gelecektir. Göklerde ve yerde zerre miktarı bir şey bile O'ndan gizli kalmaz. Bundan daha küçük ve daha büyüğü de şüphesiz, apaçık kitaptadır (yazılıdır).

(Sebe 3)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Ve kâfir olanlar dedi ki: «Bize o saat gelmeyecektir.» De ki: «Hayır, gaybı bilen Rabbime andolsun ki elbette size gelecektir.» Ondan ne göklerde ve ne de yerde bir zerre miktarı ve ondan daha küçük ve daha büyük bir şey uzaklaşamaz; hepsi de ancak apaçık gösteren bir kitaptadır.

(Sebe 3)

Ömer Öngüt Meali:

Kâfirler: "Kıyamet saati bize gelmez. " dediler. De ki: "Hayır! Gaybı bilen Rabbime andolsun ki, o mutlaka size gelecektir. Göklerde ve yerde zerre kadar bir şey bile O'ndan gizli kalmaz. Bundan daha küçüğü de daha büyüğü de, şüphesiz ki apaçık bir kitapta (Levh-i mahfuz'da)dır. "

(Sebe 3)

Ömer Sevinçgül Meali:

İnkâr edenler, “Kıyamet bize gelmez” dediler. De onlara: “Hayır! Gaybı bilen Rabbime yemin ederim, o size kesinlikle gelecektir! Ne göklerde, ne de yerde olanların zerre kadarı, ondan ufak ya da büyük de olsalar, onun ilminin dışında kalamazlar. Hepsi apaçık bir kitapta yazılıdır.

(Sebe 3)

Sadık Türkmen Meali:

İNKÂR EDENLER, dediler ki: “Kıyamet saati bize gelmez.” De ki: “Hayır öyle değil! Gaybı bilen Rabbime ant olsun ki, o size mutlaka gelecektir.” O’ndan zerre miktarınca bir şey gizli kalmaz; ne göklerde ve ne de yeryüzünde! Ne bundan daha küçük ve ne de daha büyük bir şey yoktur ki; apaçık bir kitaba yazılıyor olmasın.

(Sebe 3)

Seyyid Kutub Meali:

Kâfirler; «Kıyamet anı hiç gelmeyecek» dediler. Onlara de ki: «Hayır, gaybın bilgisi tekelinde olan Rabb'im adına yemin ederim ki, o an mutlaka gelecektir. Göklerdeki ve yerdeki zerre kadar küçük bir nesne ya da zerrenin daha küçüğü ve daha büyüğü O'nun bilgisi dışında değildir, bunların tümü apaçık bir kitaptadır.»

(Sebe 3)

Suat Yıldırım Meali:

Kafirler: "Başımıza gelecek kıyamet (dirilme ve duruşma) diye bir şey yok!" diye iddia ettiler. De ki: "Hayır! Rabbim hakkı için o gelecektir! O gaybları bilen öyle bir Zattır ki O'nun ilminden göklerde ve yerde zerre miktarı birşey bile kaçamaz." Zerreden daha küçük ve daha büyük hiç bir şey yoktur ki her şeyi açıklayan kitapta (levh-i mahfuzda) bulunmasın.

(Sebe 3)

Süleyman Ateş Meali:

İnkar edenler: "O Sa'at bize gelmez," dediler. De ki: "Hayır, gaybı bilen Rabbim hakkı için o, mutlaka size gelecektir. Göklerde ve yerde zerre ağırlığınca bir şey, O'ndan gizli kalmaz. Ne bundan küçük, ne de bundan büyük hiçbir şey yoktur ki apaçık bir Kitapta bulunmasın.

(Sebe 3)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Görmezlikten gelenler şöyle derler: "Kıyamet saati bize dokunmaz". De ki: "Hayır, görülmeyeni bilen Sahibim'e yemin olsun ki, o, size de dokunacaktır. Göklerde ve yerde zerre kadar bir şey bile ondan kaçmaz. Onun daha küçüğü ve daha büyüğü de her şeyi beyan eden bir Kitap'tadır."

(Sebe 3)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Kâfirler: "Kıyamet hiçbir zaman kopmayacak" diyorlar. De ki: "Hayır; gaybı bilen Rabbime yemin ederim ki, kıyamet mutlaka kopacaktır." Göklerde ve yerde zerre kadar bir şey bile O'nun gözünden kaçmaz. Bundan daha küçük veya daha büyük hiçbir şey yoktur ki Allah onu bilmemiş olsun.

(Sebe 3)

Şaban Piriş Meali:

İnkar edenler: -Kıyamet bize gelmeyecek, dediler. De ki: -Hayır, Rabbi'me yemin ederim ki, o size mutlaka gelecektir. Göklerde ve yerde zerre miktarı bir şey bile gaybı bilenden gizli kalmaz. Bundan daha küçük veya daha büyük birşey yoktur ki apaçık bir kitapta bulunmasın.

(Sebe 3)

Talat Koçyiğit Meali:

İnkâr edenler "kıyamet bize gelmeyecek" demektedirler. (Ey Muhammed!) De ki: "Hayır; Rabbıma yemin ederim ki, o size mutlaka gelecektir. Göklerde ve yerde olan zerre miktarı hiçbir şey gaybı bilen Allah'tan gizli kalmaz. Bundan daha küçük ve daha büyük hiçbir şey yoktur ki apaçık bir kitapta bulunmasın.

(Sebe 3)

Tefhimul Kuran Meali:

Küfre sapanlar, dediler ki: «Kıyamet saati bize gelmez.» De ki: «Hayır, gaybı bilen Rabbime andolsun, o muhakkak size gelecektir. Göklerde ve yerde zerre ağırlığınca hiç bir şey O'ndan uzak (saklı) kalmaz. Bundan daha küçük olanı da, daha büyük olanı da, istisnasız, mutlaka apaçık bir kitapta (yazılı)dır.»

(Sebe 3)

Ümit Şimşek Meali:

İnkâr edenler “Kıyamet başımıza gelmez” dediler. De ki: Evet, gaybı bilen Rabbime and olsun ki o sizin başınıza gelecek. Ne göklerde ve ne de yerde, zerre ağırlığında birşey bile Ondan uzak kalamaz. Ondan küçük olsun, büyük olsun, ne varsa hepsi apaçık bir kitapta yazılmıştır.(1)*

(Sebe 3)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Küfre sapanlar şöyle dediler: "Kıyamet saati bize gelmez!" De ki: "Hayır, öyle değil! Gaybı bilen Rabbime yemin olsun ki, o size mutlaka ve mutlaka gelecektir! Göklerde ve yerde zerre miktarı bir şey bile Rabbimden gizli kalmaz." Zerreden daha küçük veya daha büyük hiçbir istisna olmamak üzere, her şey apaçık bir Kitap'ta belirlenmiştir.

(Sebe 3)