20. Taha Suresi / 38.ayet

Hani biz annene şöyle ilham etmiştik.

Bknz: (28/7)»(28/13)

Mustafa Çavdar Meali

Taha 38 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Hani vahyedilecek şeyi ilham etmiştik anana.

(Taha 38)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

(Ey Musa!) “Hani o zaman, annene (seni kurtarması için yapması gereken şeyi) vahyedileni (Biz) vahyetmiştik.” (İlham ve ikaz etmiştik.)

(Taha 38)

Abdullah Parlıyan Meali:

Sen doğduğun zaman, annene vahyedilmesi gerekeni vahyetmiştik.

(Taha 38)

Adem Uğur Meali:

Bir zaman, vahyedilecek şeyi annene (şöyle) vahyetmiştik:

(Taha 38)

Ahmet Hulusi Meali:

"Hani vahyolunanları annene vahyetmiştik:"

(Taha 38)

Ahmet Tekin Meali:

“Hani bir vakitler annene, vahy ile bildirilmesi gereken şeyleri ilham etmiştik.”

(Taha 38)

Ahmet Varol Meali

Hani annene vahyolunanı vahyetmiştik: [1]*

(Taha 38)

Ali Bulaç Meali:

"Hani, annene vahyolunan şeyi vahyetmiştik, (şöyle ki:)"

(Taha 38)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Hani bir vakit (Firavun, doğan çocukları öldürüyordu da sen doğduğun zaman annen endişelenmişti. İşte bu sırada) ilham edilen şu ilhamı annene verdik:

(Taha 38)

Ali Rıza Sefa Meali:

"Annene, bildirimi bildirdiğimizde!"

(Taha 38)

Ali Ünal Meali:

“İlham edilmesi gerekeni annene ilham etmiş, (kalbini şöyle yönlendirmiş)tik:

(Taha 38)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Hani annene, bildirilmesi gereken şeyi bildirdik:

(Taha 38)

Bayraktar Bayraklı Meali:

"Bir zaman, vahyedilecek şeyi annene vahyetmiştik."

(Taha 38)

Bekir Sadak Meali:

(36-39) Allah: «Ey Musa! istedigin sana verildi» dedi, «Zaten sana baska bir defa da iyilikte bulunmus ve annene vahyedilmesi gerekeni vahyetmistik: Musa'yi bir sandiga koy da suya birak; su onu kiyiya atar, Bana da, ona da dusman olan biri onu alir. Ey Musa! Gözumun önünde yetisesin diye seni sevimli kildim.»

(Taha 38)

Besim Atalay Meali:

Hani, senin annene: «Onu bir sandığa koy da, denize bırak, deniz kıyıya atar, hem benim, hem onun düşmanı olan birisi alır!» diyerek vahyetmiş idik; ben sana, kendimin verdim sevgisin, gözümün önünde beslemen için

(Taha 38)

Celal Yıldırım Meali:

(38-39) Hani annene ilham edilecek şeyi ilham etmiştik: Musa'yı bir sandığa yerleştir de suya at, su onu kıyıya bıraksın; hem bana, hem ona düşman biri onu alır. (Ey Musâ!) Gözetimim altında yetiştirilesin diye kendi katımdan senin üzerine sevgimi koydum.

(Taha 38)

Cemal Külünkoğlu Meali:

38,39. “Hani bir vakit (sen doğduğunda) annene ilham edilmesi gereken şeyleri ilham etmiştik (ve demiştik ki:) Onu (henüz bebek olan Musa'yı) sandığın içine koy ve nehre (Nil'e) bırak ki, nehir onu kıyıya atsın da kendisini, hem bana düşman, hem de ona düşman olan birisi (Firavun) alsın. Sana da, ey Musa, sevilesin ve gözetimimizde yetiştirilesin diye tarafımızdan bir sevgi bırakmıştım.”*

(Taha 38)

Diyanet İşleri Eski Meali:

36,37,38,39. Allah: "Ey Musa! İstediğin sana verildi" dedi, "Zaten sana başka bir defa da iyilikte bulunmuş ve annene vahyedilmesi gerekeni vahyetmiştik: Musa'yı bir sandığa koy da suya bırak; su onu kıyıya atar, Bana da, ona da düşman olan biri onu alır. Ey Musa! Gözümün önünde yetişesin diye seni sevimli kıldım."

(Taha 38)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

"Hani annene ilham edilmesi gereken şeyleri ilham etmiştik:"

(Taha 38)

Diyanet Vakfı Meali:

Bir zaman, vahyedilecek şeyi annene (şöyle) vahyetmiştik:

(Taha 38)

Edip Yüksel Meali:

'Hani annene şu vahyi vahyetmiştik:'

(Taha 38)

Elmalılı Orjinal Meali:

O vakıt ki anana verilen şu ilhamı verdik

(Taha 38)

Elmalılı Yeni Meali:

Hani o vakit annene, verilen şu ilhamı vermiştik:

(Taha 38)

Erhan Aktaş Meali:

Hani annene vahyedilmesi gerekeni vahyetmiştik.

(Taha 38)

Gültekin Onan Meali:

"Hani, annene vahyolunan şeyi vahyetmiştik (şöyle ki:)"

(Taha 38)

Hakkı Yılmaz Meali:

“ Hani bir vakit vahyolunan şeyleri annene vahyetmiştik,

(Taha 38)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

“Hani annene (senin kurtuluşun için) vahyolunması gerekeni vahyediyorduk.”

(Taha 38)

Harun Yıldırım Meali:

Bir zaman, vahyedilecek şeyi annene (şöyle) vahyetmiştik:

(Taha 38)

Hasan Basri Çantay:

(37-38-39) "Andolsun ki biz sana diğer bir zamanda, anana vahyolunacak şey'i ilham etdiğimiz vakıtda da lutf etmiş ve (kendisine): — Onu tabuta koy da denize at ki deniz onu kıyıya bıraksın, onu benim de, kendisinin de düşmanı olan biri alacak diye (emreylemişdik). Sana karşı (Ey Musa) gözümün önünde yetişdirilmen için kendimden bir sevgi bırakmışdım.

(Taha 38)

Hayrat Neşriyat Meali:

“O zaman annene ilhâm edilecek olanı ilhâm etmiştik.”

(Taha 38)

Hubeyb Öndeş Meali: /

(36-40) [Allah] "İstediğin sana verilmiştir Ey Musa! Elbetteki, sana diğer seferinde de büyük iyilikte bulunmuştuk: hani vahiy edileni annene "Onu (Musa'yı) tabutun içine at, ardından onu denize¹ at, deniz onu sahile atsın, bana bir düşman ve ona (Musa'ya) bir düşman olan onu alsın" diye vahiy etmiştik. Sana benden bir sevgi atmıştım. Gözetimim altında bakımının yapılması için [bunu yaptım]². Bir vakit, kız kardeşin gidip-gelip 'onun (Musa'nın bakımına) kefil olacak bir kimseyi size göstereyim mi?' demişti. Böylece, [annenin] gözü aydın olsun ve üzülmesin diye seni annene geri döndürmüştük. Sen, bir canı öldürmüştün, ardından seni dertten kurtarmış ve seni iyice fitnelemiş/sınamıştık. Senelerce, medyen halkının içinde kalmıştın sonra bir kader üzerine geldin ey Musa!" dedi.

(Taha 38)

Hüseyin Atay Meali:

38-39. Hani, annene vahyolunması gerekeni vahyettik: "Onu bir sandığa koy da suya bırak." Su onu kıyıya atar, Bana da ona da düşman olan biri onu alır; Gözümün önünde yetişesin diye kendimden sana bir sevgi verdim.

(Taha 38)

İbni Kesir Meali:

Hani annene vahyedilmesi gerekeni vahyetmiştik.

(Taha 38)

İlyas Yorulmaz Meali:

Annene yapması gereken şeyi vahy etmiştik.

(Taha 38)

İskender Ali Mihr Meali:

Vahyedilecek şeyi annene vahyetmiştik.

(Taha 38)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

O gün Biz ananın gönlüne bildirilecek olanı bildirmiştik,

(Taha 38)

Kadri Çelik Meali:

“Hani annene vahyedilmesi gerekeni vahyetmiştik.”

(Taha 38)

Mahmut Kısa Meali:

O zamanlar sen daha küçücük bir bebektin. Firavun, İsrail Oğulları’nın yeni doğan bütün erkek çocuklarını kılıçtan geçirmekteydi. Oysa senin, bu kutsal görev için yaşaman gerekiyordu. Bunun için, seni Firavunun askerlerinden kurtarmak üzere, annene şöyle vahyetmiştik:

(Taha 38)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Annene vahiy ile bildirilecek şeyleri ilham ettik: Musa'yı sandığa koy, denize bırakıver.

(Taha 38)

Mehmet Türk Meali:

“Bir zamanlar, annene vahyedilmesi gerekenleri (şöyle) vahyetmiştik:”

(Taha 38)

Muhammed Celal Şems Meali:

“Annene vahiy vasıtasıyla (gerekenin hepsini) indirmiştik. (Bknz. 5:111)”

(Taha 38)

Muhammed Esed Meali:

hani, annene vahyi, buyruğu şöyle esinlemiştik:

(Taha 38)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

"Hani annene bildirilecek olanı şöyle bildirmiştik:

(Taha 38)

Mustafa Çavdar Meali:

Hani biz annene şöyle ilham etmiştik.

Bknz: (28/7)»(28/13)

(Taha 38)

Mustafa Çevik Meali:

36-44 Allah Musa’ya, “Ey Musa! Dileğin kabul edildi. Harun da sana yardımcı olarak görevlendirildi. Bir zamanlar annene de yardım etmiş, ona ilham ederek, “Bebeğini bir sandığa koyarak nehrin akıntısına bırak, akıntı onu kıyıya ulaştıracak, kıyıdan da onu alıp hem bana hem de ona düşman olan birinin evinde, ona evlatlık olarak sahip çıkartacağız.” diye bildirmiştik. İşte ey Musa! Seni ta o zamandan beri şefkat ve merhametle gözetimim altında yetiştirip olgunlaşmanı sağladım. Kız kardeşinin de seni kıyıdan alan Firavun’un ailesine gidip, “O bebeğe bakacak birini size önerebilirim.” dediği zamanda, onun böyle olmasını Biz takdir edip, oraya yönlendirmiştik. Böylece seni annene yeniden kavuşturduk ki onun da yüzü gülsün ve üzülmesin. Derken erişkin bir yaşa gelince de, kazaen bir cana kıyıp birini öldürmüştün ve Biz seni bu tasadan da kurtarmıştık. Ey Musa! Seni birtakım sınavlardan geçirip olgunlaştırdık ve sonra da yıllarca doğup büyüdüğün yerden uzakta, Medyen halkının arasında kaldın, sonunda yine Bizim takdirimiz gereği tekrar buraya geldin. Ey Musa! Seni kendime elçi olarak seçip, hazırladım. Şimdi sen ve kardeşin Harun, sana bağışladığım mucize belgelerle Firavun’a gidin ve sakın onu ve beraberindekileri, yalnız Benim Rabliğime ve ilahlığıma davet konusunda gevşeklik, ürkeklik göstermeyin. İkiniz birden o nankör, azgın, küstahın karşısına çıkın ve ona erdemli, nezaketli bir üslupla hitap ederek, insanların yaratıcısı Allah’ın onların gerçek Rabbi ve ilahı olduğunu dolayısıyla insanlar üzerinde nizam kurmak, ahlak kuralları belirlemek yetkisinin yalnızca Allah’a ait olduğunu tebliğ edin. Belki bu gerçeği anlayıp da aklını başına alıp, düşünmeye başlar yahut yüreğine Allah korkusu düşer de gerçeğe yönelir.”

(Taha 38)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Hani ilahi mesajı annene şöyle iletmiştik;

(Taha 38)

Osman Okur Meali:

"Hani, annene vahyolunan şeyi vahyetmiştik. (şöyleki:)»

(Taha 38)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Vaktâ ki, validene vahyolunacak şeyi vahyetmiştik.

(Taha 38)

Ömer Öngüt Meali:

“Hani annene vahyedilmesi gerekeni vahyetmiştik. ”

(Taha 38)

Ömer Sevinçgül Meali:

“Hani, bildirilmesi gerekeni annene şöyle bildirmiştik:

(Taha 38)

Sadık Türkmen Meali:

Hani vahyedileni annene vahyetmiştik:

(Taha 38)

Seyyid Kutub Meali:

Hani, annene şu mesajımızı vahyetmiştik:

(Taha 38)

Suat Yıldırım Meali:

O vakit annene ilham edip dedik ki:

(Taha 38)

Süleyman Ateş Meali:

"(Sen doğduğun zaman,) Annene vahyedileni vahyetmiştik:"

(Taha 38)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Bir gün annenin gönlüne şunları ilham etmiştik:

(Taha 38)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

"Ve annene şöyle vahyetmiştik:"

(Taha 38)

Şaban Piriş Meali:

Hani annene ilham edilmesi gerekeni ilham etmiştik.

(Taha 38)

Talat Koçyiğit Meali:

"Hani annene emredilecek şeyi emretmiş."

(Taha 38)

Tefhimul Kuran Meali:

«Hani, annene vahyolunan şeyi vahyetmiştik, (şöyleki:)»

(Taha 38)

Ümit Şimşek Meali:

“Hani vahyedilecek şeyi annene şöyle vahyetmiştik:

(Taha 38)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Hani, annene vahyedileni şöyle vahyetmiştik:

(Taha 38)