20. Taha Suresi / 56.ayet

Andolsun ki biz Firavun’a bütün ayetlerimizi göstermiştik fakat o yalana sarıldı ve yüz çevirdi.

Bknz: (7/104)»(7/126)(10/72)»(10/90)

Mustafa Çavdar Meali

Taha 56 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Andolsun ki ona bütün delillerimizi gösterdik, yalanladı, çekindi.

(Taha 56)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Andolsun, Biz ona (Firavun’a ve etbaına) ayetlerimizin tümünü gösterdik; fakat o, (yine de) yalanladı ve ayak diretip (imana yanaşmadı).

(Taha 56)

Abdullah Parlıyan Meali:

Gerçek şu ki, biz Firavun'a bütün ayetlerimizi gösterdik. Onları yalan saydı ve kabule yanaşmadı.

(Taha 56)

Adem Uğur Meali:

Andolsun biz ona (Firavun'a) bütün (bu) delillerimizi gösterdik; yine de yalanladı ve diretti.

(Taha 56)

Ahmet Hulusi Meali:

Andolsun ki biz ona (Firavun'a) işaretlerimizin hepsini gösterdik... (Fakat o) yalanladı ve kabulden kaçındı.

(Taha 56)

Ahmet Tekin Meali:

Andolsun ki, bütün mûcizelerimizi Firavun'a gösterdik. Yalanladı ve dayattı.*

(Taha 56)

Ahmet Varol Meali

Andolsun ki ona (Firavun'a) ayetlerimizin tümünü gösterdik de o yalanladı ve ayak diretti.

(Taha 56)

Ali Bulaç Meali:

Andolsun, biz ona ayetlerimizin tümünü gösterdik; fakat o, yalanladı ve ayak diretti.

(Taha 56)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Yemin olsun ki, biz, Firavun'a mucizelerimizin hepsini gösterdik. Böyle iken o, yine mucizelerimizi yalanladı ve hakkı kabulden çekindi.

(Taha 56)

Ali Rıza Sefa Meali:

Gerçek şu ki, tüm ayetlerimizi ona gösterdik; yine de yalanladı ve dayattı.

(Taha 56)

Ali Ünal Meali:

İşte, Firavun’a (kâinattaki bütün bu âyetlerimizi takdim ettik ve daveti boyunca Musa’ya verdiğimiz) bütün mucizelerimizi gösterdik, fakat o, (hiçbirine itibar etmeden, Mesajımızı) yalanladı ve gerçeği kabul etmemekte diretti.

(Taha 56)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Andolsun! Biz bütün ayetlerimizi (delillerimizi) ona gösterdik. O ise yalanladı ve imtina etti.

(Taha 56)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Andolsun biz, Firavun'a bütün delillerimizi gösterdik; yine de yalanladı, kabul etmemekte diretti.

(Taha 56)

Bekir Sadak Meali:

(56-58) And olsun ki Firavun'a butun delillerimizi gosterdik de yalan sayip kabulden cekindi ve: «Ey Musa! Sihirbazliginla bizi yurdumuzdan cikarmaya mi geldin? simdi biz de seninkinin benzeri bir sihri sana gosterecegiz. Bizimle senin aranda bir vakit tayin et ki sen de biz de duz bir yerde bulunalim da caymayalim» dedi.

(Taha 56)

Besim Atalay Meali:

Bütün belgelerimizi Firavuna gösterdik, yalanladı, kaçındı

(Taha 56)

Celal Yıldırım Meali:

And olsun ki Fir'avn'a (gereken) bütün belgelerimizi gösterdik, bununla beraber o yalanlayıp kabul etmekten kaçındı.

(Taha 56)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Andolsun ki, biz ona (Firavun'a) bütün mucizelerimizi gösterdik de o bunları yalanladı ve reddetti.

(Taha 56)

Diyanet İşleri Eski Meali:

56,57,58. And olsun ki Firavun'a bütün delillerimizi gösterdik de yalan sayıp kabulden çekindi ve: "Ey Musa! Sihirbazlığınla bizi yurdumuzdan çıkarmaya mı geldin? Şimdi biz de seninkinin benzeri bir sihri sana göstereceğiz. Bizimle senin aranda bir vakit tayinet ki sen de biz de düz bir yerde bulunalım da caymayalım" dedi.

(Taha 56)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Andolsun, biz ona (Firavun'a) bütün mucizelerimizi gösterdik de o bunları yalanladı ve reddetti.

(Taha 56)

Diyanet Vakfı Meali:

Andolsun biz ona (Firavun'a) bütün (bu) delillerimizi gösterdik; yine de yalanladı ve diretti.

(Taha 56)

Edip Yüksel Meali:

Ona tüm işaret ve delillerimizi göstermemize rağmen yalanlayıp reddetti.

(Taha 56)

Elmalılı Orjinal Meali:

Kasem olsun biz, ona ayetlerimizin hepsini gösterdik, öyle iken o yine yalan dedi dayattı

(Taha 56)

Elmalılı Yeni Meali:

Andolsun ki. Biz Firavuna bütün mucizelerimizi gösterdik; öyle iken o, yine yalanladı ve dayattı.

(Taha 56)

Erhan Aktaş Meali:

Ant olsun ki; ayetlerimizin[1] hepsini ona gösterdik. Buna rağmen yalanlamada diretti.

1)Belgelerimizin, göstergelerimizin, kanıtlarımızın.

(Taha 56)

Gültekin Onan Meali:

Andolsun, biz ona ayetlerimizin tümünü gösterdik; fakat o, yalanladı ve ayak diretti.

(Taha 56)

Hakkı Yılmaz Meali:

Ve andolsun ki Biz, Firavun'a alâmetlerimizi/göstergelerimizi; hepsini gösterdik de o yalanladı ve dayattı.

(Taha 56)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Andolsun ki (Firavun’a), bütün ayetlerimizi gösterdik. O, yalanladı ve (inanmamakta) diretti.

(Taha 56)

Harun Yıldırım Meali:

Andolsun biz ona (Firavun'a) bütün (bu) delillerimizi gösterdik; yine de yalanladı ve diretti.

(Taha 56)

Hasan Basri Çantay:

Andolsun ki biz ona ayetlerimizin hepsini gösterdik de, (Buna rağmen) o, yine tekzib etdi, dayatdı.

(Taha 56)

Hayrat Neşriyat Meali:

Celâlim hakkı için, (biz) ona (Fir'avun'a, gösterilecek) mu'cizelerimizin hepsini gösterdik; fakat (o) yalanladı ve (hakkı kabûl etmemekte) diretti.

(Taha 56)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Elbetteki, ona (Firavun'a) ayetlerimizin[mucizelerimizin] tamamını göstermiştik, (Firavun) yalanladı ve şiddetle karşı çıktı.

(Taha 56)

Hüseyin Atay Meali:

Ve andolsun ki, ona bütün delillerimizi gösterdik de, yalanlayıp çekindi.

(Taha 56)

İbni Kesir Meali:

Andolsun ki ona bütün ayetlerimizi gösterdik ama yalanlayıp kaçtı.

(Taha 56)

İlyas Yorulmaz Meali:

Biz firavun'a ayetlerimizin hepsini gösterdik. Firavun yalanladı ve (inanmamakta) diretti.

(Taha 56)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve andolsun ki; âyetlerimizin (mucizelerimizin) hepsini, ona gösterdik. Buna rağmen yalanladı ve (yalanında) direndi.

(Taha 56)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Ant olsun ki Biz ona belgelerimizin hepsini göstermişizdir. O bunları yine de yalan saymış, tanımamıştır.

(Taha 56)

Kadri Çelik Meali:

Şüphesiz biz ona ayetlerimizin tümünü gösterdik; fakat o yalanladı ve ayak diretti.

(Taha 56)

Mahmut Kısa Meali:

Böylece, Mûsâ’ya vermiş olduğumuz bütün mûcizelerimizi ve hakîkati ortaya koyan bütün delillerimizi Firavuna gösterdik fakat o bunları yalanladı, iman etmemekte direndi:

(Taha 56)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Hakikat şu ki; Firavun'a tüm ayetlerimizi gösterdik. Fakat o yalanlayıp kabul etmemiştir.

(Taha 56)

Mehmet Türk Meali:

Yemin olsun, Biz o (Firavuna) mûcizelerimizin tümünü gösterdik; fakat o, (hepsini) yalanladı ve (inkârda) diretti.

(Taha 56)

Muhammed Celal Şems Meali:

Biz (Firavun’a,) her türlü mucizelerimizi gösterdik. Ancak o, yalanladı ve (sürekli) inkâr etti.

(Taha 56)

Muhammed Esed Meali:

Gerçek şu ki, Biz Firavun'u mesajlarımızın hepsinden haberdar kıldık; ama o bunları yalan saydı ve kabule yanaşmadı.

(Taha 56)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Ona kanıtlarımızın tümünü göstermiştik. Fakat o yalanladı ve kabul etmedi.

(Taha 56)

Mustafa Çavdar Meali:

Andolsun ki biz Firavun’a bütün ayetlerimizi göstermiştik fakat o yalana sarıldı ve yüz çevirdi.

Bknz: (7/104)»(7/126) - (10/72)»(10/90)

(Taha 56)

Mustafa Çevik Meali:

55-58 Ey insanlar! Biz sizi topraktan yarattık, ölümünüzle birlikte yine toprağa döndüreceğiz ve sonra da tekrar oradan diriltip çıkaracağız. Doğrusu Biz, Firavun’u mucizeler ve âyetlerimizle gerçeğe, yaratılışının sebebi olan hayat nizamına davet ettik. Fakat o, hepsini yalan sayıp sırtını döndü, müşrik ve kâfirlikte inatla direndi. Firavun Musa’ya dönüp, “Ey Musa! Sen sihirbazlıkla bizim nizamımızı ortadan kaldırmaya, bizi yerimizden, yurdumuzdan çıkarmaya, yönetime el koymaya mı geldin? Fakat bilesin ki biz de sana daha etkili bir sihirle karşılık vereceğiz, böylece senin bu oyununu bozup, çürüteceğiz. Şimdi sen uygun bir yer ve zaman belirle de herkesin gözü önünde seninle hesaplaşalım.” dedi.

(Taha 56)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Doğrusu Biz (Firavun'a) mucizevi belgelerimizin her türünü gösterdik; fakat o yalanladı ve küstahça yüz çevirdi.

(Taha 56)

Osman Okur Meali:

Andolsun biz ona (Firavun'a) bütün (bu) delillerimizi gösterdik; yine de yalanladı ve inat etti.

(Taha 56)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Kasem olsun ki, Biz âyetlerimizin hepsini ona gösterdik. Böyle iken o tekzîp etti ve kaçındı.

(Taha 56)

Ömer Öngüt Meali:

Andolsun ki ona bütün âyetlerimizi gösterdik. Yine de yalanladı ve diretti.

(Taha 56)

Ömer Sevinçgül Meali:

Andolsun, ona bütün ayetlerimizi gösterdik. Fakat o yalanladı, inanmadı.

(Taha 56)

Sadık Türkmen Meali:

GERÇEK ŞU Kİ; ayetlerimizin tümünü ona (Firavuna) gösterdik, yine de yalanladı ve (şeytanlaşarak yalanında) diretti.

(Taha 56)

Seyyid Kutub Meali:

Biz Firavun'a tüm ayetlerimizi gösterdik, fakat o bunları yalanladı, kabul etmeye yanaşmadı.

(Taha 56)

Suat Yıldırım Meali:

Biz Firavun'a bütün ayetlerimizi, delillerimizi gösterdik, fakat o bunları yalan saydı ve gerçeği kabul etmemekte direndi.

(Taha 56)

Süleyman Ateş Meali:

Andolsun biz o(Fir'av)n'a ayetlerimizin hepsini gösterdik, yine de yalanladı ve dayattı.

(Taha 56)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Firavun'a bütün belgelerimizi (ayetlerimizi) gösterdik ama o yalana sarıldı ve direndi.

(Taha 56)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Gerçek şu ki, ona bütün ayetlerimizi gösterdik. Ama o bunları yalan saydı ve diretti.

(Taha 56)

Şaban Piriş Meali:

Ona ayetlerimizin hepsini göstermiştik. Fakat o yalanladı ve kabul etmedi.

(Taha 56)

Talat Koçyiğit Meali:

Firavun'a delillerimizin hepsini göstermiştik; fakat o, yine yalanlamış ve kabule yanaşmamıştı.

(Taha 56)

Tefhimul Kuran Meali:

Andolsun, biz ona ayetlerimizin tümünü gösterdik; fakat o, yalanladı ve ayak diretti.

(Taha 56)

Ümit Şimşek Meali:

Biz Firavun'a bütün âyetlerimizi gösterdik; fakat o yalanladı ve inanmamakta diretti.

(Taha 56)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Yemin olsun, o Firavun'a ayetlerimizin tamamını gösterdik ama yalanlayıp inadını sürdürdü.

(Taha 56)