9. Tevbe Suresi / 52.ayet

De ki:
– Bize iki güzellikten zafer veya şahadetten başka bir şeyin gelmesini mi bekliyorsunuz? Oysa biz, sizin başınıza ya Allah’ın katından bir bela gelmesini veya bizim elimizle sizi cezalandırmasını bekliyoruz. Öyleyse bekleyin bakalım, biz de sizinle beraber bekleyip göreceğiz.

Bknz: (2/154)(3/169)(9/111)(22/58)(47/4)

Mustafa Çavdar Meali

Tevbe 52 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

De ki: Bizim ya gazi yahut şehit olmamızdan, o iki güzel akibetten birine uğramamızdan başka bir şey mi gözetmedesiniz? Ve biz de sizin ya Allah katından, yahut da bizim elimizle, bizim tarafımızdan bir azaba uğramanızı gözleyip beklemedeyiz. Haydi siz gözetleyedurun, biz de sizinle beraber gözetlemekteyiz.

(Tevbe 52)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

De ki: (Ey inkârcılar ve münafıklar!) “Siz (ancak) bizim başımıza (dünyada zafer ve saadet, ahirette ise cennet gibi) iki güzellikten birinin gelmesini gözleyebilirsiniz. Biz ise, Allah’ın Kendi katından veya bizim ellerimizle size bir azap indirmesini gözleyip beklemekteyiz. Öyle ise bekleyin bakalım, çünkü biz de sizinle beraber gözetleyip duruyoruz.”

(Tevbe 52)

Abdullah Parlıyan Meali:

De ki: “Bizim hakkımızda gözetleyip, bekleye durduğunuz, iki iyilikten başkası mıdır? Yani ya gazi oluruz, ya da şehid. Ama biz “Allah'ın size ya bizzat kendi tarafından veya bizim ellerimizle, bir azap ulaştırmasını gözlüyoruz. O halde siz de gözleyin ama bilin ki biz de sizinle birlikte gözleyeceğiz.”

(Tevbe 52)

Adem Uğur Meali:

De ki: Siz bizim için ancak iki iyilikten birini beklemektesiniz. Biz de, Allah'ın, ya kendi katından veya bizim elimizle size bir azap vermesini bekliyoruz. Haydi bekleyin; şüphesiz biz de sizinle beraber beklemekteyiz.

(Tevbe 52)

Ahmet Hulusi Meali:

De ki: "İki güzellikten (ganimet veya şehid olmak) hangisi gelecek diye mi bizi izliyorsunuz? Biz de, Allah'ın, kendi indinden (içinizden, hastalık vs. ) yahut bizim ellerimiz olarak bir azap vermesini bekliyoruz... O halde umutla bekleyin (başımıza gelmesini istediğinizi); biz de sizinle beraber bekleyenleriz. "

(Tevbe 52)

Ahmet Tekin Meali:

“Siz, bizim için, ancak iki iyilikten, zafer veya şehadetten birini beklemektesiniz. Biz de, Allah'ın, ya kendi katından veya bizim ellerimizle size bir ceza vermesini bekliyoruz. Haydi bekleyin. Biz de sizinle beraber beklemekteyiz.” de.

(Tevbe 52)

Ahmet Varol Meali

De ki: "Siz bize iki iyilikten biri dışında bir şeyin gelmesini mi bekliyorsunuz? [5] Bizse Allah'ın ya kendi katından veya bizim ellerimizle sizi bir azaba uğratmasını bekliyoruz. Haydi bekleyin, biz de sizinle birlikte beklemekteyiz!"*

(Tevbe 52)

Ali Bulaç Meali:

De ki: "Siz bizim için iki güzellikten (şehidlik veya zaferden) birinin dışında başkasını mı bekliyorsunuz? Oysa biz de, Allah'ın ya kendi katından veya bizim elimizle size bir azab dokunduracağını bekliyoruz. Öyleyse siz bekleyedurun, kuşkusuz biz de sizlerle birlikte bekleyenleriz."

(Tevbe 52)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Münafıklara şöyle de: “- Siz bize, ancak iki güzelliğin (zafer ile şehitliğin) birini gözetleyip bekliyorsunuz. Biz ise, Allah'ın kendi tarafından veya bizim elimizle size bir azab indirmesini gözetliyoruz. Haydi bekleyin durun, biz de sizinle beraber gözetleyeciyiz. “

(Tevbe 52)

Ali Rıza Sefa Meali:

De ki: "Bizim için iki güzelliğin birinden başka bir şey mi bekliyorsunuz? Oysa biz, Kendi katından veya bizim elimizle, Allah'ın, sizi cezalandırmasını bekliyoruz. Artık, bekleyin! Aslında, sizinle birlikte biz de bekliyoruz!"

(Tevbe 52)

Ali Ünal Meali:

(Münafıklara da şunu) söyle: “Sizin bizim hakkımızda beklediğiniz musibet, (ancak zafer veya şehitlik, dolayısıyla Cennet ve Hak’kın rızası gibi) iki güzel neticeden başka ne şekilde tecelli edebilir ki? Ama bizim açımızdan sizin düçar olacağınız âkıbet ise, Allah’ın sizi ya bizzat Kendi katından veya bizim ellerimizle (nasıl, ne zaman ve ne şekilde geleceği belli olmayan) bir azaba uğratmasıdır.” O halde bekleyin siz, biz de sizinle beraber beklemekteyiz.”

(Tevbe 52)

Bahaeddin Sağlam Meali:

De ki: Siz, bizim için iki güzellikten (şehitlik ve gazilikten) başka bir şey beklemiyorsunuz herhalde! Biz de bekliyoruz ki Allah size bir azap versin, ya kendi katından veya bizim elimizle. Bekleyin! Biz de sizinle beraber bekleyenlerdeniz.”

(Tevbe 52)

Bayraktar Bayraklı Meali:

De ki: "Bize ancak iki güzel şeyden birinin gelmesini mi bekliyorsunuz? Oysa biz, Allah'ın kendi katından veya bizim elimizle sizi azaba uğratmasını bekliyoruz. Öyle ise bekleyiniz, biz de doğrusu sizinle birlikte beklemekteyiz."

(Tevbe 52)

Bekir Sadak Meali:

De ki: «Bize iki iyiden, gazilik ve sehidlikten baska bir seyin gelmesini mi bekliyorsunuz? Oysa biz Allah'in kendi katindan veya elimizle, sizi bir azaba ugratmasini bekliyoruz. Bekleyiniz, dogrusu biz de sizinle birlikte beklemekteyiz.»

(Tevbe 52)

Besim Atalay Meali:

Diyesin ki: «Sizler bize, iki iyilikten birini beklemiyor musunuz?», biz de sizin, ya Allah katından, ya da bizim elimizle, azaba ermenizi bekleriz, hele bekleyiniz, bizler de sizinle beklemekteyiz!

(Tevbe 52)

Celal Yıldırım Meali:

De ki: Bizim hakkımızda bekleyedurduğunuz, gözetleyip beklediğiniz, iki iyilikten başkası mıdır ? (Yo gazi, ya da şehîd olmak). Biz de Allah'ın kendi tarafından veya bizim elimizle size bir azâb dokunduracağını bekliyoruz. Siz de bekleyin ; doğrusu biz de sizinle beraber beklemekteyiz.

(Tevbe 52)

Cemal Külünkoğlu Meali:

De ki: “Siz bizim için iki güzellikten (şehitlik veya zaferden) birinin dışında başka bir şey mi beklemektesiniz? Biz ise Allah'ın, ya kendi tarafından veya bizim ellerimizle sizi azaba uğratmasını bekliyoruz. Bekleyin bakalım, biz de (sizinle beraber akıbetinizin ne olacağını) bekliyoruz!”

(Tevbe 52)

Diyanet İşleri Eski Meali:

De ki: "Bize iki iyiden, gazilik ve şehidlikten başka bir şeyin gelmesini mi bekliyorsunuz? Oysa biz Allah'ın kendi katından veya elimizle, sizi bir azaba uğratmasını bekliyoruz. Bekleyiniz, doğrusu biz de sizinle birlikte beklemekteyiz."

(Tevbe 52)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

De ki: "Bizim için siz, (şehitlik veya zafer olmak üzere) ancak iki güzellikten birini bekleyebilirsiniz. Biz de, Allah'ın kendi katından veya bizim ellerimizle size ulaştıracağı bir azabı bekliyoruz. Haydi bekleyedurun. Şüphesiz biz de sizinle birlikte beklemekteyiz."

(Tevbe 52)

Diyanet Vakfı Meali:

De ki: Siz bizim için ancak iki iyilikten birini beklemektesiniz. Biz de, Allah'ın, ya kendi katından veya bizim elimizle size bir azap vermesini bekliyoruz. Haydi bekleyin; şüphesiz biz de sizinle beraber beklemekteyiz.

(Tevbe 52)

Edip Yüksel Meali:

De ki: 'Biz sizin için, ALLAH'ın, ya kendi tarafından veya bizim elimizle sizi cezalandırmasını umarken siz bizim için ancak iki güzelden birini (gazilik veya şehitlik) umabilirsiniz. Umutla bekleyin, biz de umutla bekliyoruz.

(Tevbe 52)

Elmalılı Orjinal Meali:

De ki: siz, bize ancak iki güzelliğin birini gözetebilirsiniz, biz ise size Allahın kendi tarafından veya bizim ellerimizle bir azab indirmesini gözetiyoruz, onun için gözetin çünkü biz beraberinizde gözetiyoruz

(Tevbe 52)

Elmalılı Yeni Meali:

De ki: "Siz, bizim için ancak iki güzel şeyden birini bekleyebilirsiniz. Biz ise size, Allah'ın kendi katından veya bizim elimizle bir azap indirmesini bekliyoruz. O halde bekleyin, biz de sizinle birlikte bekliyoruz!"

(Tevbe 52)

Erhan Aktaş Meali:

De ki: "Bize iki güzellikten[1] birinin dışında başka bir şeyin gelmesini mi bekliyorsunuz? Oysa biz, Allah'ın kendi katından veya bizim elimizle size bir azap gelmesini bekliyoruz. Öyleyse bekleyin. Doğrusu biz de sizinle beraber bekleyenlerdeniz."

1)Şehadet veya zafer.

(Tevbe 52)

Gültekin Onan Meali:

De ki: "Siz bizim için iki güzellikten (şehidlik veya zaferden) birinin dışında başkasını mı bekliyorsunuz? Oysa biz de, Tanrı'nın ya kendi katından veya bizim elimizle size bir azab dokunduracağını bekliyoruz. Öyleyse siz bekleyedurun, kuşkusuz biz de sizlerle birlikte bekleyenleriz."

(Tevbe 52)

Hakkı Yılmaz Meali:

De ki: “Siz, bize iki güzelliğin birinden başkasını mı gözetirsiniz? Biz ise size, Allah'ın Kendi katından veya bizim elimizle bir azap indirmesini gözetiyoruz. Haydi, siz gözetedurun, şüphesiz biz de sizinle beraber gözetenleriz.”

(Tevbe 52)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

De ki: “Bizim başımıza gelmesini gözetleyip durduğunuz şey, (şehadet ve zafer gibi) iki güzellikten başka bir şey midir? Oysa biz, Allah’ın kendi katından veya bizim ellerimizle size azap edeceğini gözetliyoruz. Gözetleyip durun (bakalım)! Hiç şüphesiz, biz de sizinle beraber gözetleyip durmaktayız.”

(Tevbe 52)

Harun Yıldırım Meali:

De ki: “Bizim için iki güzellikten birinin dışında başkasını mı bekliyorsunuz? Oysa biz de, Allah’ın ya kendi katından veya bizim elimizle size bir azap dokunduracağını bekliyoruz. Öyleyse siz bekleyedurun; muhakkak biz de sizinle beraber bekleyenleriz.”

(Tevbe 52)

Hasan Basri Çantay:

De ki: "Siz bizde iki güzelliğin birinden başkasını mı gözetiyorsunuz? Halbuki biz Allahın size ya kendi katından, yahud bizim elimizle bir azab getireceğini bekliyoruz. Haydi siz (bizim akıbetimizi) gözetleye durun, biz de sizinle beraber (kendi feci' akıbetlerinizi) bekleyiciyiz".

(Tevbe 52)

Hayrat Neşriyat Meali:

De ki: “(Siz) bizim için iki iyiliğin (zafer veya şehâdetin) birinden başkasını mı bekliyorsunuz? Biz ise sizin için, Allah'ın ya kendi katından veya bizim ellerimizle size bir azab vermesini bekliyoruz. Öyleyse bekleyin, doğrusu biz de (Allah'ın size nasıl muâmele edeceğini görmek üzere) sizinle berâber bekleyicileriz!”

(Tevbe 52)

Hubeyb Öndeş Meali: /

"Biz size Allah'ın kendi katından veya bizim ellerimizden bir azabı isabet ettirmesini gözetlerken, siz bize iki iyilikten biri dışında [bir şey] gözetleyemezsiniz¹. Artık gözetleyin, kesinlikle biz sizinle birlikte gözetleyenleriz." de.

(Tevbe 52)

Hüseyin Atay Meali:

De ki: "Bize ancak, iki güzel şeyden birinin gelmesini mi bekliyorsunuz? Oysa biz, Allah'ın kendi katından veya ellerimizle, sizi azaba uğratmasını bekliyoruz. Öyle ise bekleyin, biz de doğrusu sizinle birlikte beklemekteyiz."

(Tevbe 52)

İbni Kesir Meali:

De ki: Bize iki güzelliğin birinden başka bir şeyin gelmesini mi bekliyorsunuz? Halbuki biz, Allah'ın kendi katından veya bizim elimizle size bir azab getireceğini bekliyoruz. Öyleyse bekleyin, doğrusu biz de sizinle beraber bekleyenlerdeniz.

(Tevbe 52)

İlyas Yorulmaz Meali:

Deki “Siz bize Allah dan iki güzellikten biri olanın, başımıza gelmesini mi bekliyorsunuz. Bizde, sizin başınıza gelecek azabın Allah'ın katından mı, yoksa bizim ellerimizle olacağını, beklemekteyiz. Siz bekleyip görün, bizde bekleyip göreceğiz.”

(Tevbe 52)

İskender Ali Mihr Meali:

De ki: “Bizim için iki güzelliğin birinden başkasını mı bekliyorsunuz? Ve biz (de) Allah’ın, O’nun katından veya bizim elimizle size bir azap isabet ettirmesini bekliyoruz. Artık siz (de) bekleyin! Muhakkak ki; biz de sizinle beraber bekleyenleriz.”

(Tevbe 52)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

De ki: «Sizin bizim için beklediğiniz iki iyilikten başkası olabilir mi? Bizim sizin için beklediğimiz ise Allah'ın sizi ya kendiliğinden, ya da bizim elimizle azaba çarpmasıdır. Öyleyse, sonunuzu bekleyin. Biz de sizinle birlikte bekliyeceğiz.»

(Tevbe 52)

Kadri Çelik Meali:

De ki: “Siz bizim için iki güzellikten (şehitlik veya zaferden) birinin dışında bir şey mi beklemektesiniz? Oysa biz Allah'ın kendi katından veya elimizle, sizi bir azaba uğratmasını bekliyoruz. Bekleyiniz, doğrusu biz de sizinle birlikte bekleyenlerdeniz.”

(Tevbe 52)

Mahmut Kısa Meali:

Yine onlara de ki: “Bizim başımıza gelmesini umutla beklediğiniz, biri zafer kazanmak, diğeri de şehâdet şerbetini içmek olan iki iyilikten biri değil mi?İster Allah yolunda şehit olalım, ister zafer kazanalım, her iki hâlde de kazanan biz olmayacak mıyız? Madem bizim felakete uğramamızı bekliyorsunuz, biz de Allah’ın ya doğrudan doğruya kendi katından veya bizim elimizle sizi cezalandırmasını bekliyoruz. O hâlde, bekleyin bakalım neler olacakmış, biz de sizinle beraber bekliyoruz!”

(Tevbe 52)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Eh de ki: "Bizim için iki güzellikten başkasını mı beklersiniz sizler? Tevekkülle biz de sizin için; Allah'ın kendi katıntan size vereceği cezalar, Ellerimiz vasıtasıyla size bir azap göndermesini bekleriz. Artık bekleyin sizler. Ve biz de olacak şeyi bekliyoruz, aynen sizlerin beklediği gibi" deyiver.

(Tevbe 52)

Mehmet Türk Meali:

(Bir de onlara): “Siz, bizim için (şehitlik veya gazilik gibi) iki güzellikten (şehitlik olan) birincisini beklersiniz.1 Biz ise sizin için; Allah’ın kendi katından veya bizim elimizle indireceği azabı bekliyoruz. Şimdilik bekleyin bakalım biz de sizinle beraber (başınıza gelecekleri) bekliyoruz.” de.*

(Tevbe 52)

Muhammed Celal Şems Meali:

De ki: “Siz bize, ancak iki iyilikten birinin gelmesi dışında, bir şey bekler misiniz? Oysa biz sizin için, Allah’ın ya Kendi Katından ya (da) bizim elimizden sizi azaba uğratmasını bekleriz. Onun için bekleyin, şüphesiz biz (de) sizinle beraber bekleyenleriz.”

(Tevbe 52)

Muhammed Esed Meali:

De ki: "Bize (olması mümkün) iyiler iyisi iki şeyden birisi değil de, ille de (kötü) bir şey olmasını mı umup gözlüyorsunuz? Fakat, bilin ki, sizin kadar biz de gözlüyoruz, Allahın (ya) kendi katından ya da bizim elimizle sizi bir azaba uğratmasını! O halde, umutla gözleyin; bilin ki, biz de sizinle birlikte gözleyeceğiz!"

(Tevbe 52)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

De ki; "Bizim için iki güzelliğin; şehitlik ya da gaziliğin birinden başkasını mı bekliyorsunuz? Biz de size Allah'ın, ya kendi katından veya bizim ellerimizle bir azap çarptırmasını bekliyoruz. Artık bekleyin, sizinle birlikte biz de bekliyoruz."

(Tevbe 52)

Mustafa Çavdar Meali:

De ki: – Bize iki güzellikten zafer veya şahadetten başka bir şeyin gelmesini mi bekliyorsunuz? Oysa biz, sizin başınıza ya Allah’ın katından bir bela gelmesini veya bizim elimizle sizi cezalandırmasını bekliyoruz. Öyleyse bekleyin bakalım, biz de sizinle beraber bekleyip göreceğiz.

Bknz: (2/154) - (3/169) - (9/111) - (22/58) - (47/4)

(Tevbe 52)

Mustafa Çevik Meali:

De ki: “Biz Allah’ın daveti uğrunda savaşırken, başımıza ancak O’nun takdir ettiği iki güzel şeyden birisi gelir, ya zafere ulaşırız yahut bu uğurda şehit oluruz. Ey müşrik, kâfir ve münafıklar! Siz bu güzelliklerden başka bir şeyle karşılaşacağımızı mı sanıyorsunuz? Bizim, sizin için temennimiz, Allah’ın yardımı ile sizi ellerimizle bu dünyada hak ettiğiniz cezaya çarptırmak, yahut başınıza Allah tarafından bir azabın gelmesine şahitlik etmektir. Biz elimizden geleni yaptıktan sonra, bizim de sizin de sonumuzun nasıl olacağını bekleyip göreceğiz.”

(Tevbe 52)

Mustafa İslamoğlu Meali:

De ki: "Bizim için iki güzellikten biri değil de, ille de (kötülük) beklentisi içinde misiniz? Bizim size ilişkin beklentimizse -O'nun katından ya da bizim elimizle- Allah'ın gazabına uğramanızdır. Artık bekleyin; bilin ki biz de sizinle birlikte bekliyoruz!"

(Tevbe 52)

Osman Okur Meali:

De ki: «Bize iki iyiden, (gazilik ve şehitlikten) başka bir şeyin gelmesini mi bekliyorsunuz? (Boşuna beklemeyin. Zira biz ya Allah yolunda şehit oluruz yada sağ kaldığımız takdirde zafer sevinci yaşarız). Oysa biz Allah'ın kendi katından veya elimizle, sizi bir azaba uğratmasını bekliyoruz. Bekleyiniz, doğrusu biz de sizinle birlikte beklemekteyiz.»

(Tevbe 52)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

De ki: «Siz bizim hakkımızda iki güzellikten birinden başkasını mı beklersiniz? Ve bizler ise size Cenâb-ı Hakk'ın katından veya bizim ellerimizle bir azabın isabetini bekliyoruz. Artık bekleyiniz. Biz de sizinle beraber bekleyicileriz.»

(Tevbe 52)

Ömer Öngüt Meali:

De ki: “Siz bize iki güzellikten başka bir şeyin gelmesini mi bekliyorsunuz? Halbuki biz Allah'ın kendi katından veya bizim ellerimizle size bir azap getireceğini bekliyoruz. Öyleyse bekleyedurun. Biz de sizinle beraber bekleyenleriz. ”

(Tevbe 52)

Ömer Sevinçgül Meali:

“Bizimle ilgili olarak ancak iki güzellikten birini bekleyebilirsiniz. Biz de, Allah’ın size azap vermesini bekliyoruz. Bu azap, ya kendi katından gelir ya da bizim elimizle. Bekleyin! Biz de sizinle beraber bekliyoruz!” de.

(Tevbe 52)

Sadık Türkmen Meali:

De ki: “Bizim için siz, (şehitlik veya zafer olmak üzere), ancak iki güzellikten birini bekleyebilirsiniz. Biz de Allah’ın kendi katından veya bizim ellerimizle size ulaştıracağı bir azabı bekliyoruz. Haydi bekleyedurun. Şüphesiz biz de sizinle birlikte beklemekteyiz.”

(Tevbe 52)

Seyyid Kutub Meali:

De ki; «Bizim için beklediğiniz sonuç iki iyiden, yani zaferden veya şehit düşmekten biri değil mi? Biz ise Allah'ın sizi ya doğrudan doğruya kendi tarafından ya da bizim elimizle azaba uğratmasını bekliyoruz. Bekleyiniz bakalım, biz de sizinle birlikte bekliyoruz.»

(Tevbe 52)

Suat Yıldırım Meali:

Münafıklara de ki: "Bizim hakkımızda bekleyip gözlediğiniz, iki güzel şeyden, yani zaferden veya şehid olmaktan başka bir şey midir?Biz ise Allah'ın, ya kendi tarafından veya bizim ellerimizle sizi azaba uğratmasını bekliyoruz. Bekleyin bakalım, biz de bekliyoruz!

(Tevbe 52)

Süleyman Ateş Meali:

De ki: "Bize yalnız iki iyilikten (ya gazilik veya şehidlikten) birini gözetmiyor musunuz? Ama biz, Allah'ın size ya kendi tarafından veya bizim ellerimizle bir azab ulaştırmasını gözetiyoruz. Haydi gözetin, biz de sizinle beraber gözetenleriz."

(Tevbe 52)

Süleymaniye Vakfı Meali:

De ki "Bizim için iki iyilikten biri dışında bir beklentiniz mi var? Bu arada biz de ya kendi katından ya da bizim elimizle Allah'ın sizi cezalandırmasını bekliyoruz. Haydi, bekleyin; sizinle birlikte biz de bekliyoruz."

(Tevbe 52)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

De ki: "Bizim için iki güzellikten başkasını mı bekliyorsunuz? Biz de sizin, ya Allah katından ya da bizim elimizden bir cezaya uğramanızı bekliyoruz. Öyleyse bekleyin, biz de sizinle beraber beklemekteyiz."

(Tevbe 52)

Şaban Piriş Meali:

De ki: -Bize iki iyiden başka bir şeyin gelmesini mi bekliyorsunuz? Oysa biz, Allah'ın kendi katından veya bizim elimizle sizi bir azaba uğratmasını bekliyoruz. Bekleyin siz, biz de sizinle bekleyenleriz!

(Tevbe 52)

Talat Koçyiğit Meali:

Yine de ki: "Bizim için (ya şehidlik, ya da zafer olmak üzere) iki iyilikten birini beklemiyor musunuz? Biz ise, Allah'ın kendi tarafından, yahutta bizim elimizle size bir azâb ulaştırmasını bekliyoruz. O halde bekleyiniz; biz de sizinle birlikte bekleyenlerdeniz."

(Tevbe 52)

Tefhimul Kuran Meali:

De ki: «Siz bizim için iki güzellikten (şehidlik veya zaferden) birinin dışında başkasını mı beklemektesiniz? Oysa biz de, Allah'ın ya kendi katından veya bizim elimizle size bir azab dokunduracağını beklemekteyiz. Öyleyse siz bekleyedurun, kuşkusuz biz de sizlerle birlikte bekleyenleriz.»

(Tevbe 52)

Ümit Şimşek Meali:

De ki: Bizim hakkımızda bekleyip durduğunuz şey, iki güzellikten(15) biridir. Sizin hakkınızda bizim beklediğimiz şey ise, Allah'ın size bir azap göndermesidir—ya kendi katından, ya da bizim elimizle. Siz bekleyedurun; sizinle beraber biz de bekliyoruz.*

(Tevbe 52)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

De ki: "Bizim için iki güzelliğin birinden başkasını mı bekliyorsunuz? Biz de size Allah'ın, kendi katından veya bizim ellerimizle bir azap çarptırmasını bekliyoruz. Artık bekleyin, sizinle beraber biz de bekliyoruz."

(Tevbe 52)