9. Tevbe Suresi / 86.ayet

“Allah’a iman edin ve O’nun Elçisiyle beraber cihat edin” diye bir sure indirilse; onlardan imkân sahibi olanlar bile: “Bırak bizi oturanlarla beraber olalım!” diyerek senden izin isterler.

Bknz: (3/167)(9/42)(9/81)(9/93)(33/9)»(33/20)

Mustafa Çavdar Meali

Tevbe 86 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Allah'a inanın ve Peygamberinin maiyetinde savaşın diye bir sure indirilince içlerinden malı, kudreti olanlar, senden izin isterler ve bırak bizi de oturanlarla kalalım derler.

(Tevbe 86)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

“Allah'a inanın, O'nun Elçisi ile cihada çıkın” diye bir sure indirildiği zaman onlardan servet sahibi olanlar (dünyalık rahat, menfaat ve makam peşinde koşanlar), Senden izin isteyip: “Bizi bırakıver, oturanlarla birlikte olalım (hayatımızı ve çıkarlarımızı riske atmayalım) ” deyip (bozuk niyetlerini ve mahiyetlerini ortaya koyacaklardır.)

(Tevbe 86)

Abdullah Parlıyan Meali:

Allah'a iman edin ve peygamberiyle birlikte savaşın, diyen bir sûre indiği zaman, onlardan servet sahipleri, senden izin isterler. Bizi bırak ta, savaştan geri kalanlarla birlikte kalalım derler.

(Tevbe 86)

Adem Uğur Meali:

Allah'a inanın, Resûlü ile beraber cihad edin diye bir sûre indirildiği zaman, onlardan servet sahibi olanlar, senden izin istediler ve: Bizi bırak (evlerinde) oturanlarla beraber olalım, dediler.

(Tevbe 86)

Ahmet Hulusi Meali:

"Esma'sıyla hakikatiniz olan Allah'a iman edin ve Rasulü ile beraber mücahede edin" diye bir sure inzal edildiğinde, içlerinden zengin olanlar (cihada çıkmamak için) senden izin istediler ve "bırak bizi, evlerinde oturanlarla beraber olalım" dediler.

(Tevbe 86)

Ahmet Tekin Meali:

“Allah'a iman edin, Rasûlüyle birlikte hayatlarınızı ortaya koyarak, konuşarak, yazarak, hesapsız servet harcayarak cihad edin, savaşın” diye bir sûre indirildiği zaman onlardan savaşa katılmaya güçleri yetebilecek olanlar senden izin istediler. “Bırak bizi, savaşa giden orduya katılma mükellefiyetleri olmayan, sakatlar, düşkünler, hastalar, mazeret sahipleri ve çoluk çocukla beraber biz de burada kalalım” dediler.

(Tevbe 86)

Ahmet Varol Meali

"Allah'a iman edin ve Peygamberiyle birlikte cihad edin" diye bir sure indirildiğinde, onlardan varlık sahibi olanlar senden izin istediler ve: "Bizi bırak, oturanlarla birlikte olalım" dediler.

(Tevbe 86)

Ali Bulaç Meali:

"Allah'a iman edin, O'nun elçisi ile cihada çıkın" diye bir sure indirildiği zaman onlardan servet sahibi olanlar, senden izin isteyip: "Bizi bırakıver, oturanlarla birlikte olalım" dediler.

(Tevbe 86)

Ali Fikri Yavuz Meali:

“Allah'a iman edin ve Rasûlünün maiyyetinde cihada gidin” diye bir süre indirildiği zaman, içlerinde servet sahibi olanlar, senden izin istediler ve : “- Bırak bizi oturanlarla beraber olalım” dediler.

(Tevbe 86)

Ali Rıza Sefa Meali:

"Allah'a inanın ve O'nun elçisiyle birlikte çaba gösterin!" diyerek bir sure indirildiğinde, onların varlık edinmiş olanları, senden izin istediler. "Bizi bırak; oturanlarla birlikte kalalım!" dediler.

(Tevbe 86)

Ali Ünal Meali:

(Onlar, gerçekten kâfirdir ve hiçbir zaman cihada çıkmak da istemezler.) Ne zaman bir sûre inip, “Allah’a iman edin ve O’ nun Rasûlü’yle beraber cihada çıkın!” diye buyrulsa, içlerinden servet ve imkân sahibi kimseler hemen senden izin istemeye bakar ve “Bırak bizi, şu evlerinde oturan (kadın ve çocuklarla beraber) oturalım!” derler.

(Tevbe 86)

Bahaeddin Sağlam Meali:

“Allah’a inanın ve Resulü (elçisi) ile beraber savaşın” diye bir sure indiğinde, onlardan güç sahibi olanlar senden izin istediler. Ve: “Bizi bırakın, oturanlarla beraber olalım” dediler.

(Tevbe 86)

Bayraktar Bayraklı Meali:

"Allah'a inanınız ve Peygamberinin yanında savaşınız" diye bir sure indirildiği zaman, onların güçlüleri savaşa gitmemek için senden izin isterler ve "Bizi bırak, oturanlarla beraber kalalım" derler.

(Tevbe 86)

Bekir Sadak Meali:

«Allah'a inanin ve peygamberinin yaninda savasin» diye bir sure inmis olsa, onlarin gucu yetenleri sizden izin isterler ve «Bizi birak oturanlarla beraber kalalim» derler.

(Tevbe 86)

Besim Atalay Meali:

«Allaha inanınız, peygamberle birlikte savaşa çıkın!» diye bir sûre inince, onların zenginleri senden izin istemekte, «Bizi bırak oturalım» demektedirler

(Tevbe 86)

Celal Yıldırım Meali:

Allah'a imân edin ve Peygamberiyle beraber savaşın, diye bir sûre indiği zaman, onlardan servet sahipleri senden izin isterler: «Bizi bırak da (evlerinde) oturan (kadın)larla birlikte olalım» derler.

(Tevbe 86)

Cemal Külünkoğlu Meali:

“Allah'a inanınız ve peygamberi ile birlikte cihad ediniz” direktifini içeren bir sure indiğinde onların içindeki servet sahipleri senden izin isteyerek: “Bizi bırak evlerinde oturanlarla birlikte olalım” dediler.

(Tevbe 86)

Diyanet İşleri Eski Meali:

"Allah'a inanın ve Peygamberinin yanında savaşın" diye bir sure inmiş olsa, onların gücü yetenleri sizden izin isterler ve "Bizi bırak oturanlarla beraber kalalım" derler.

(Tevbe 86)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

"Allah'a iman edin ve Resulü ile birlikte cihat edin" diye bir sure indirildiğinde, onlardan servet sahibi olanlar, senden izin istediler ve "Bizi bırak da oturup kalanlarla birlikte olalım" dediler.

(Tevbe 86)

Diyanet Vakfı Meali:

«Allah'a inanın, Resûlü ile beraber cihad edin» diye bir sûre indirildiği zaman, onlardan servet sahibi olanlar, senden izin istediler ve: Bizi bırak (evlerinde) oturanlarla beraber olalım, dediler.

(Tevbe 86)

Edip Yüksel Meali:

'ALLAH'a inanın, elçisiyle birlikte cihad edin,' diye bir sure indiği zaman, onların güçlü ve varlıklı olanları bile senden izin istediler ve, 'Bizi bırak oturanlarla beraber olalım,' dediler.

(Tevbe 86)

Elmalılı Orjinal Meali:

Allaha iyman edin ve Resulünün maiyyetinde cihada gidin diye bir sure indirildiği zaman içlerinde servet sahibi olanlar senden izin istediler ve "bırak bizi oturanlarla beraber olalım" dediler

(Tevbe 86)

Elmalılı Yeni Meali:

Allah'a iman edin ve Resulü ile beraber cihada gidin! diye bir sure indirildiği zaman, onlardan servet sahibi olanlar senden izin istediler ve: "Bırak bizi oturanlarla beraber olalım!" dediler.

(Tevbe 86)

Erhan Aktaş Meali:

"Allah'a iman edin, Rasulü ile birlikte cihat edin." diye bir sure indirildiği zaman, onlardan servet sahibi olanlar, senden izin istediler: "Bırak bizi oturanlarla beraber oturalım." dediler.

(Tevbe 86)

Gültekin Onan Meali:

"Tanrı'ya inanın, O'nun elçisi ile cihada çıkın" diye bir sure indirildiği zaman onlardan servet sahibi olanlar senden izin isteyip: "Bizi bırakıver, oturanlarla birlikte olalım" dediler.

(Tevbe 86)

Hakkı Yılmaz Meali:

(86,87) Ve “Allah'a iman edin ve Elçisi ile birlikte çaba harcayın” diye bir sûre indirildiği zaman, onlardan güç [mal, mülk, evlat] sahibi olanlar senden izin istediler ve “Bırak bizi oturanlarla beraber olalım” dediler. Geri kalanlarla birlikte olmayı seçtiler. Onların kalpleri de damgalandı/ mühürlendi. Artık onlar iyice kavrayıp anlamazlar.

(Tevbe 86)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

“Allah’a iman edin ve Resûl'ü ile beraber savaşın.” şeklinde bir sure indirildiğinde, maddi durumu iyi olanlar senden izin ister ve: “Bırak bizi oturanlarla beraber olalım.” derler.

(Tevbe 86)

Harun Yıldırım Meali:

“Allah’a iman edin, Rasulü ile birlikte cihad edin.” diye bir sûre indirildiği zaman, içlerinden güç yetirenler senden izin isteyip: “Bizi bırak da oturanlarla birlikte kalalım.” derler.

(Tevbe 86)

Hasan Basri Çantay:

"Allaha iman edin, Resulünün maiyyetinde cihada gidin" diye bir sure indirildiği zaman içlerinden servet saahibi olanlar senden izin isteyib: "Bırak bizi, (harbe gidemeyib) oturanlarla beraber olalım" dediler.

(Tevbe 86)

Hayrat Neşriyat Meali:

“Allah'a îmân edin ve Resûlü ile berâber cihâd edin!” diye bir sûre indirildiğinde, içlerinden servet sâhibi olanlar, senden izin istedi ve: “Bizi bırak, (evlerinde) oturan(kadın)larla berâber olalım!” dediler.

(Tevbe 86)

Hubeyb Öndeş Meali: /

"Allah'a inanın ve elçisi ile birlikte cihad [çaba sarf] edin." diye bir sure indirildiği zaman, onlardan [mal bakımından] genişlik [zenginlik] sahipleri senden izin isterler ve "Bizi bırak da oturanlarla beraber olalım" derler.

(Tevbe 86)

Hüseyin Atay Meali:

"Allah’a inanın ve elçisinin yanında savaşın" diye bir bölüm indirildiği zaman, onların güçlüleri savaşa gitmemek için senden izin isterler ve "Bizi bırak, oturanlarla beraber kalalım" derler.

(Tevbe 86)

İbni Kesir Meali:

Allah'a iman edin, Rasulü ile birlikte cihad edin, diye bir sure indirildiğinde; içlerinden gücü yetenler senden izin isteyip: Bizi bırak da oturanlarla birlikte kalalım, derler.

(Tevbe 86)

İlyas Yorulmaz Meali:

Allah'a inanmaları ve Allah yolunda savaşmaları için bir sure indirildiğinde, gerçekten savaşabilecek güçte oldukları halde senden, “Bırak bizi, oturanlarla beraber oturalım” diyerek izin isteyenler var.

(Tevbe 86)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve Allah’a âmenû olmak (Allah’a ulaşmayı dilemek) ve O’nun Resûl’ü ile beraber cihad etmek (için) bir sure indirildiği zaman onlardan servet sahipleri senden izin istediler. Ve (şöyle) dediler: “Bizi bırak, kalanlarla (oturanlarla) beraber olalım.”

(Tevbe 86)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Allah'a inanın, elçisinin yanında din uğrunda savaşın» diye bir sûre bildirilince içlerinden varlıklı olanlar senin uygununu isterler: «Bırak bizi de geri kalanlarla birlikte kalalım» derler.

(Tevbe 86)

Kadri Çelik Meali:

“Allah'a iman edin ve peygamberi ile birlikte cihad edin” diye bir sure inmiş olsa, onların gücü yetenleri sizden izin isterler ve “Bizi bırak da oturanlarla beraber kalalım” derler.

(Tevbe 86)

Mahmut Kısa Meali:

“Allah’a yürekten boyun eğerek iman edin ve Elçisiyle birlikte Allah yolunda cihâda katılın!” diye bir ayet indirildiği zaman, içlerinde servet sahibi olanlar bile, “Bizi bırak da, evlerinde oturan şu kadın ve çocuklarla birlikte kalalım!” diyerek senden izin istemişlerdi.

(Tevbe 86)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

"Elçisiyle birlikte cihada çıkın, Allah'a iman edin" diye bir sure indirildiğinde, Tavır takınıp onlardan varlık sahibi olanlar, senden izin isterler Eziklik içinde: "Bizi bırakıver de oturanlarla birlikte olalım" dediler.

(Tevbe 86)

Mehmet Türk Meali:

O (münafıkların) içlerinden, servet sahibi olanlar; “Allah’a inanın ve Elçisiyle beraber savaşın!” diye bir sûre indirilince, senden izin istediler ve: “Bizi bırak! Biz oturan (kadın ve çocuklarla) beraber oturalım.” dediler.

(Tevbe 86)

Muhammed Celal Şems Meali:

“Allah'a inanın ve Peygamberi’yle birlikte cihat edin,” (emri ile) bir sûre nazil olduğunda, onlar arasından zenginler, senden izin isterler ve “Bizi bırak ki, biz (de) geride oturanlarla beraber olalım,” derler.

(Tevbe 86)

Muhammed Esed Meali:

(Gerçekten de hakkı inkar ediyor onlar:) çünkü vahiy yoluyla: "Allaha inanın ve Onun Elçisiyle beraber (Onun yolunda savaşın" diye çağrıldıklarında, onlardan (savaşa katılmaya) pekala güç yetirebilecek durumda olanlar (bile), "bizi bırak, evde kalanlarla birlikte kalalım" diyerek senden izin istediler.

(Tevbe 86)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

"Allah'a inanın ve onun elçisi ile savaşa çıkın," diye bir bildiri indirildiği zaman onlardan varsıllık sahibi olanlar senden izin isteyip, "Bizi bırakıver, oturanlarla birlikte olalım," dediler.

(Tevbe 86)

Mustafa Çavdar Meali:

"Allah’a iman edin ve O’nun Elçisiyle beraber cihat edin" diye bir sure indirilse; onlardan imkân sahibi olanlar bile: "Bırak bizi oturanlarla beraber olalım!" diyerek senden izin isterler.

Bknz: (3/167) - (9/42) - (9/81) - (9/93) - (33/9)»(33/20)

(Tevbe 86)

Mustafa Çevik Meali:

86-87 Ne zaman “Allah’ın daveti yolunda, Peygamber’le birlikte omuz omuza vererek müşrik ve kâfirlerle savaşın” diye bir âyet gelip de savaşa çağırılsalar, münafıklardan gücü kuvveti yerinde olup malları, mülkleri de olan ve savaşa katılmalarının, maddi destekte bulunmalarının önünde hiçbir engeli olmayanlar, uydurdukları bahanelerle evde kalanlarla birlikte savaşa katılmamanın yollarını ararlar. Allah, kadın ve çocuklarla birlikte evlerinde oturmayı tercih eden böylelerinin kalplerini mühürler, böylece onlar da gerçek imanın zevkini tadıp mü’min olarak yaşamanın ve mü’min olarak ölmenin değerini kavrayamazlar.

(Tevbe 86)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Hem, ne zaman "Allah'a güvenip iman edin ve Elçisi'yle birlikte cihad edin!" diyen bir pasaj indirilse; içlerinden durumu gayet müsait olanlar (bile) senden izin isteyerek derler ki: "Bırak bizi, oturanlarla birlikte oturalım!"

(Tevbe 86)

Osman Okur Meali:

«Allah'a inanın, Resûlü ile beraber cihad edin» diye bir sûre indirildiği zaman, onlardan servet sahibi olanlar, senden izin istediler ve: Bizi bırak (evlerinde) oturanlarla beraber olalım, dediler.

(Tevbe 86)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Allah Teâlâ'ya imân edin ve peygamberinin mâiyetinde cihadda bulunun diye bir sûre indiği zaman, onlardan kudret ve servet sahipleri senden izin dilediler ve, «Bizi bırak, oturanlar ile beraber olalım,» dediler.

(Tevbe 86)

Ömer Öngüt Meali:

“Allah'a inanın, Resul'ü ile beraber cihad edin!” diye bir sûre indirildiği zaman, onlardan servet sahibi olanlar, senden izin istediler ve: “Bizi bırak! Oturanlarla beraber olalım. ” dediler.

(Tevbe 86)

Ömer Sevinçgül Meali:

“Allah’a inanın, Resulüyle birlikte savaşın” diye ‘buyruk içeren’ bir sure indirilince, onların servet sahibi olanları, senden izin isteyip, “Bırak bizi de geride kalıp oturanlarla beraber olalım” derler.

(Tevbe 86)

Sadık Türkmen Meali:

“ALLAH’a iman edin ve Rasûlü ile birlikte cihat edin” diye bir Sûre indirildiğinde, onlardan servet sahibi olanlar senden izin istediler ve “Bizi bırak da oturup kalanlarla birlikte olalım” dediler.

(Tevbe 86)

Seyyid Kutub Meali:

Allah'a inanınız ve peygamberi ile birlikte cihad ediniz direktifini içeren bir sure indiğinde onların içindeki zenginler senden izin isteyerek «Bizi bırak evlerinde oturanlarla birlikte olalım» derler.

(Tevbe 86)

Suat Yıldırım Meali:

"Allah'a iman edin ve Resulü ile birlikte cihada gidin." diye bir sure indiği zaman,onlardan servet ve imkan sahibi kimseler senden sefere katılmamak için izin istediler ve "Bırak, biz de evlerinde oturan kadınlar ve özürlülerle birlikte oturalım" dediler.

(Tevbe 86)

Süleyman Ateş Meali:

"Allah'a inanın, Elçisiyle beraber cihadedin!" diye bir sure indirildiği zaman içlerinden servet sahibi olanlar, senden izin istediler: "Bizi bırak, oturanlarla beraber oturalım." dediler.

(Tevbe 86)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Allah'a inanıp güvenin, elçisiyle beraber mücadele (cihad) edin" diye bir sure indirilse onların varlıklı olanları hemen senden izin ister ve "Bırak da oturanlarla birlikte biz de kalalım" derler.

(Tevbe 86)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Allah'a inanmaya ve elçisiyle birlikte cihada çağıran bir sûre indirildiğinde, savaşa katılabilecek olanlar senden izin isteyerek: "Bizi bırak da yaşlılarla beraber oturalım" derler.

(Tevbe 86)

Şaban Piriş Meali:

Allah'a iman edin ve O'nun Resulü'nün yanında cihad edin! diye bir sure indirilse; onlardan gücü yetenler: 'Bizi bırak, oturanlarla beraber olalım!' diyerek senden izin isterler.

(Tevbe 86)

Talat Koçyiğit Meali:

"Allah'a îman edin ve Rasûlü ile birlikte savaşın" diye bir sûre indirildiği zaman, içlerinden servetçe ileri gelenler senden izin istemekte ve "bizi bırak da geride kalanlarla olalım" demektedirler.

(Tevbe 86)

Tefhimul Kuran Meali:

«Allah'a iman edin, O'nun Resulü ile cihada çıkın» diye bir sure indirildiği zaman, onlardan servet sahibi olanlar, senden izin isteyip: «Bizi bırakıver, oturanlarla birlikte olalım» dediler.

(Tevbe 86)

Ümit Şimşek Meali:

“Allah'a iman edin ve Onun Resulüyle birlikte cihad edin” diye bir sûre indirildiğinde, onlardan gücü ve imkânı yerinde olanlar senden izin istediler ve “Bizi bırak da evlerinde oturanlarla birlikte kalalım” dediler.

(Tevbe 86)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

"Allah'a inanın, O'nun resulüyle beraber savaşa çıkın" anlamında bir sure indirildiği zaman, onların imkan ve servet sahibi olanları, senden izin isteyerek şöyle demişlerdi: "Bırak bizi, oturanlarla beraber olalım."

(Tevbe 86)