9. Tevbe Suresi / 93.ayet

Bu hususta sorumluluk ancak, varlıklı oldukları halde savaşa katılmamak için türlü bahaneler uydurarak senden izin isteyenleredir. Onlar geride kalanlarla beraber olmaktan hoşnut oldular ve böylece, Allah’ın emirlerine kalplerini kapattıkları için anlayamazlar.

Bknz: (3/167)(9/42)(9/81)(9/86)(33/9)»(33/20)

Mustafa Çavdar Meali

Tevbe 93 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Suçlu sayılanlar, ancak zengin oldukları halde gelip senden izin isteyenlerdir. Onlar, geri kalanlarla kalmaya razı olmuşlardır ve Allah, kalplerini mühürlemiştir, fakat anlamaz onlar.

(Tevbe 93)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Ancak yol (suç ve sorumluluk), kesinlikle o kimseler aleyhinedir ki, zengin oldukları halde (cihada katılmamak ve kaytarmak için) Senden izin isteyip (bahane uydururlar) ve bunlar (riskten ve zahmetten kaçıp) geride kalanlarla birlikte bulunmaya razı olurlar. Allah, onların kalplerine mühür basmıştır, bundan dolayı da artık onlar bilmeyen (ve akıl erdirmeyen kimseler olup kalmışlardır.)

(Tevbe 93)

Abdullah Parlıyan Meali:

Yalnızca savaşa katılmak için, her bakımdan müsait ve varlıklı oldukları halde, senden katılmamak yönünde izin isteyenler, haklı olarak kınanıp sorumlu tutulabilir. Böyleleri geri kalanlarla birlikte oturup kalmaya razı oldular. Allah da bu yüzden, onların kalplerini mühürledi. Öyle ki, artık ne yaptıklarını ve sonlarının ne olacağını bilmiyorlar.

(Tevbe 93)

Adem Uğur Meali:

Sorumluluk ancak, zengin oldukları halde senden izin isteyenleredir. Çünkü onlar geri kalan kadınlarla beraber olmaya râzı oldular. Allah da onların kalplerini mühürledi, artık onlar (neyin doğru olduğunu) bilmezler.

(Tevbe 93)

Ahmet Hulusi Meali:

Ancak şunlar sorumlu tutulabilirler: Zengin oldukları halde (seninle cihada çıkmamak için) izin isterler... Onlar savaşa katılmayıp; geride kalan kadınlar, çocuklar, acizler ile beraber olmaya razı oldular... Allah da kalplerini mühürledi (şuurları kilitlendi)... Artık onlar (hakikati) bilmezler.

(Tevbe 93)

Ahmet Tekin Meali:

Sorumluluk, ancak zengin oldukları halde, senden izin isteyenleredir. Onlar, savaşa giden orduya katılmayan, dışlanmış aşağılık bozguncularla birlikte kalmaya razı oldular. Allah da onların kalplerini, kafalarını anlayışsız hale getirdi.. Artık onlar doğruyu da, menfaatlerini de bilemezler.

(Tevbe 93)

Ahmet Varol Meali

Ancak zengin oldukları halde senden izin isteyen ve geride kalanlarla birlikte olmaya razı olanların aleyhlerine yol vardır. Allah onların kalplerini mühürlemiştir; artık onlar anlamazlar.

(Tevbe 93)

Ali Bulaç Meali:

Yol, ancak o kimseler aleyhinedir ki, zengin oldukları halde (savaşa çıkmamak için) senden izin isterler ve bunlar geride kalanlarla birlikte olmayı seçerler. Allah, onların kalplerini mühürlemiştir. Bundan dolayı onlar, bilmezler.

(Tevbe 93)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Muahazeye yol, ancak o kimseleredir ki, zengin oldukları halde, savaştan geri kalmak için senden izin isterler. Bunlar, kadınlarla beraber olmağa razı oldular. Allah da kalblerini mühürledi. Artık başlarına gelecek felâketi bilmezler.

(Tevbe 93)

Ali Rıza Sefa Meali:

Ancak, varlıklı olmalarına karşın, senden izin isteyenlere vardır. Bunlar, geride kalanlarla birlikte olmayı seçtiler. Allah da yüreklerine damga vurdu; artık bilmezler.

(Tevbe 93)

Ali Ünal Meali:

Sorumluluk ve vebal ancak, varlıklı olmalarına ve yeterli imkânları bulunmasına rağmen sefere katılmamak için çeşitli bahanelerle senden izin isteyenler üzerinedir. Onlar, geride kalmaları tabiî bulunan (kadın, çocuk ve ihtiyar)larla birlikte olmayı tercih ettiler ve Allah da kalblerini mühürledi. Onlar, (gerçeği, meselelerin mahiyetini) bilen ve ilme dayanarak hareket eden kimseler değildir.

(Tevbe 93)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Asıl günah ve sorumluluk, zengin oldukları halde senden izin isteyenler üzerinedir. Çoluk çocuk ile beraber kalmaya razı oldular. Allah da kalplerini mühürledi. Fakat onlar bunu bilmezler.

(Tevbe 93)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Sorumluluk sadece, zengin oldukları halde senden izin isteyenleredir. Çünkü onlar geri kalan kadınlarla beraber olmaya razı oldular. Allah da onların kalplerini mühürledi; artık onlar neyin doğru olduğunu bilemezler.

(Tevbe 93)

Bekir Sadak Meali:

Sorumluluk ancak, zengin olduklari halde senden izin isteyen, geride kalan kadinlarla bulunmaya razi olanlara ve Allah kalblerini muhurlemis oldugu icin bilmeyenleredir.

(Tevbe 93)

Besim Atalay Meali:

Zengin oldukları halde senden izin istiyenler yerinilirler, geride kalanlarla bir olmak istediler, Allah da onların gönüllerin damgaladı, imdi onlar bilmiyorlar

(Tevbe 93)

Celal Yıldırım Meali:

Kınama ve ayıplamaya yol, ancak zengin oldukları halde senden izin isteyip geriye kalanlar (kadınlarca beraber olmaya razı olanlardır. Allah da bunların kalblerini mühürledi ; artık (sonun ne olacağını) bilmezler.

(Tevbe 93)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Sorumluluk ancak, zengin oldukları hâlde (savaşa gitmemek için) senden izin isteyenleredir. Bunlar, geride kalan (kadın ve çocuk)larla beraber olmaya razı oldular. Allah da kalplerini mühürledi. Artık onlar (yaptıkları yüzünden başlarına gelecekleri) bilmezler.

(Tevbe 93)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Sorumluluk ancak, zengin oldukları halde senden izin isteyen, geride kalan kadınlarla bulunmaya razı olanlara ve Allah kalblerini mühürlemiş olduğu için bilmeyenleredir.

(Tevbe 93)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Sorumluluk ancak, zengin oldukları halde senden izin isteyenleredir. Bunlar, geride kalan (kadın ve çocuk)larla birlikte olmaya razı oldular. Allah da kalplerini mühürledi. Artık onlar bilmezler.

(Tevbe 93)

Diyanet Vakfı Meali:

Sorumluluk ancak, zengin oldukları halde senden izin isteyenleredir. Çünkü onlar geri kalan kadınlarla beraber olmaya râzı oldular. Allah da onların kalplerini mühürledi, artık onlar (neyin doğru olduğunu) bilmezler.

(Tevbe 93)

Edip Yüksel Meali:

Yalnız, zengin oldukları halde senden izin isteyenler kınanabilir. Geride kalanlarla birlikte olmayı istediler, ALLAH da kalplerini damgaladı. Bunun için bilmezler.

(Tevbe 93)

Elmalılı Orjinal Meali:

Muahazeye yol ancak o kimseleredir ki zengin oldukları halde kalmak için senden izin isterler, bunlar kadınlarla beraber olmağa razı oldular, Allah da kalplerini tabetti, de artık başlarına geleceği bilmezler

(Tevbe 93)

Elmalılı Yeni Meali:

Asıl cezalandırma yolu zengin oldukları halde kalmak için senden izin isteyenleredir. Onlar, geride kalan kadınlarla beraber olmayı tercih ettiler. Allah da kalplerini mühürledi; artık başlarına geleceği bilmezler.

(Tevbe 93)

Erhan Aktaş Meali:

Ancak imkanları olduğu halde senden izin isteyenler kınanmalıdır. Onlar, geride kalanlarla beraber olmayı istediler. Allah da onların kalplerini mühürledi. Bu yüzden artık onlar yaptıkları yanlışı idrak etmezler.

(Tevbe 93)

Gültekin Onan Meali:

Yol, ancak o kimseler aleyhinedir ki, zengin oldukları halde (savaşa çıkmamak için) senden izin isterler ve bunlar geride kalanlarla birtikte olmayı seçerler. Tanrı, onların kalplerini mühürlemiştir. Bundan dolayı onlar bilmezler.

(Tevbe 93)

Hakkı Yılmaz Meali:

Yol, ancak zengin oldukları hâlde senden izin isteyen o kimselerin aleyhinedir. Bunlar, geride kalanlarla birlikte olmaya razı oldular. Allah da onların kalpleri üzerine damga/mühür bastı. Bundan dolayı onlar bilmezler.

(Tevbe 93)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Aleyhlerine yol verilenler (kınanması gerekenler), zengin oldukları hâlde senden izin isteyenlerdir. Geride kalanlarla beraber oturmayı tercih ettiler. Allah kalplerini mühürledi, artık bilmezler.

(Tevbe 93)

Harun Yıldırım Meali:

Yol, ancak, zengin oldukları halde senden izin isteyenlerin aleyhinedir. Onlar geri kalanlarla birlikte olmaya razı oldular. Allah da onların kalplerini mühürledi. Bundan dolayı onlar, bilmezler.

(Tevbe 93)

Hasan Basri Çantay:

(Muahazeye) yol ancak o kimselerdir ki zengin oldukları halde (yurdlarında kalmak için) senden izin isterler. Bunlar geri kalanlarla beraber olmıya rızaa gösterdiler. Allah da kalblerini mühürledi. Artık onlar (akıbetlerindeki acılığı) bilmezler.

(Tevbe 93)

Hayrat Neşriyat Meali:

(Aleyhlerine) yol, ancak kendileri zengin kimseler oldukları hâlde (sırf cihâda gitmemek için) senden izin isteyenleredir. (Onlar) geride kalan (kadın)larla berâber olmaya râzı oldular; Allah da (isyanlarındaki inadları sebebiyle) onların kalblerini mühürledi; artık onlar (hakkı) bilmezler.

(Tevbe 93)

Hubeyb Öndeş Meali: /

(o) yol [sorumluluk] sadece zengin oldukları halde senden izin isteyenlere vardır. Onlar Geride kalan [kadınlarla] birlikte olmaya razı oldular ve Allah kalplerine damga bastı. Artık onlar bilmiyorlar.

(Tevbe 93)

Hüseyin Atay Meali:

Sorumluluk ancak, zengin oldukları halde senden izin isteyenleredir. Onlar geride kalan kadınlarla bulunmayı yeğlediler. Allah da kalplerini mühürledi. Ancak, onlar bilmiyorlar.

(Tevbe 93)

İbni Kesir Meali:

Sorumluluk ancak, zengin oldukları halde senden izin isteyen, geride kalan kadınlarla bulunmaya razı olanlara ve Allah kalblerini mühürlemiş olduğu için bilmeyenleredir.

(Tevbe 93)

İlyas Yorulmaz Meali:

Ancak zengin ve güçlü oldukları halde, senden izin isteyerek geride kalanlarla birlikte oturmaya razı olanlar için yol (sorumluluk) vardır. Böylelerinin Allah kalplerini kapatmış, bundan sonra sorumluluklarını bilmezler.

(Tevbe 93)

İskender Ali Mihr Meali:

Fakat zengin oldukları halde senden izin isteyip, geride kalanlarla beraber olmaya razı olan kimselere yol (günaha vesile) vardır. Ve Allah, onların kalplerinin üzerini tabetti (mühürledi). Artık onlar bilemezler.

(Tevbe 93)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Doğrusu kınanacak olanlar o kimselerdir ki zengindirler, yine de geride kalanlarla kalmayı uygun bulmuşlardır, gelip senden uygun istemişlerdir, Allah onların yüreklerini körletmiştir. Artık onlar bilemezler.

(Tevbe 93)

Kadri Çelik Meali:

Sadece imkân sahibi oldukları halde senden izin isteyen ve geride kalanlarla bulunmaya razı olanlar aleyhine (kınanma ve cezalandırılma için) yol vardır. Allah onların kalplerini mühürlemiştir. Bundan dolayı da onlar bilmezler.

(Tevbe 93)

Mahmut Kısa Meali:

Sorumluluk ancak, savaşa çıkabilecek kadar güçlü ve zengin oldukları hâlde, görevden kaçmak için senden izin isteyen kimseleredir. Çünkü onlar, Allah yolunda kahramanca savaşarak O’nun hoşnutluğunu kazanmak yerine, geride kalan kadınlarla oturmayı tercih ettiler, bu yüzden Allah da kalplerini mühürledi; artık, kendilerini nasıl bir felâketin beklediğini de bilemezler.

(Tevbe 93)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Elbette suçlu sayılanlar, zengin oldukları halde senden izin isteyenlerdir. Tam olarak onlar geride kalanlarla geride kalmaya razı olmuşlardır. Elbette Allah onların kalplerini mühürlemiştir. Ama onlar bilmezler.

(Tevbe 93)

Mehmet Türk Meali:

Ancak zengin oldukları halde, geri kalmak için senden izin isteyip, oturan (kadın ve çocuklarla) beraber olmayı tercih ettiklerinden dolayı Allah’ın kalplerini mühürledikleri kimseler kınanır. Onlar artık (başlarına ne geleceğini) bilmiyorlar.

(Tevbe 93)

Muhammed Celal Şems Meali:

Ceza, ancak zengin olup (da geride kalmak için) senden izin isteyenler içindir. Onlar, geride kalan kadınlarla beraber kalmaya razı oldular. Allah (da) onların kalplerini mühürledi. Bunun sonucunda onlar, hiçbir şey bilmezler.

(Tevbe 93)

Muhammed Esed Meali:

Yalnızca, (savaşa katılmak için) her bakımdan müsait ve varlıklı oldukları halde senden (katılmamak yönünde) izin isteyenler haklı olarak kınanıp sorumlu tutulabilir. Böyleleri evde kalanlarla birlikte oturmayı yeğlediler; Allah da bu yüzden onların kalplerini mühürledi; öyle ki, artık (ne yaptıklarını) bilmiyorlar.

(Tevbe 93)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Sorumluluk ancak, zengin oldukları halde senden izin isteyenleredir. Çünkü onlar geride kalanlarla birlikte olmaya razı oldular. Allah da onların kalplerini mühürlemiştir. Artık onlar bilmezler.

(Tevbe 93)

Mustafa Çavdar Meali:

Bu hususta sorumluluk ancak, varlıklı oldukları halde savaşa katılmamak için türlü bahaneler uydurarak senden izin isteyenleredir. Onlar geride kalanlarla beraber olmaktan hoşnut oldular ve böylece, Allah’ın emirlerine kalplerini kapattıkları için anlayamazlar.

Bknz: (3/167) - (9/42) - (9/81) - (9/86) - (33/9)»(33/20)

(Tevbe 93)

Mustafa Çevik Meali:

91-93 Allah ve Rasûlüne yürekten bağlı oldukları halde, savaşa katılamayacak kadar yaşlı, hasta ve savaş için gerekli malzemeleri karşılayamayacak kadar yoksul olanların mazeretinden dolayı sorumlulukları yoktur. Allah, yürekten iman edenlere karşı çok merhametli, şefkatli ve bağışlayıcıdır. Ayrıca savaşa katılmak için koşarak sana gelip “Bana savaşa katılabilmek için binek ve silah ver” diyen ihtiyaç sahiplerinden, senin bu ihtiyaçlarını karşılayamaman dolayısıyla üzüntüden gözü yaşlı geri gönderdiklerinin de bir sorumluluğu yoktur. Asıl sorumluluk, savaşa katılabilecek her türlü imkâna ve şartlara sahip olmasına rağmen asılsız bahanelerle kaçıp kurtulmaya çalışanlar içindir. Onlar evlerinde oturmayı içlerine sindirdiler, kınanıp suçlanacak olanlar işte bunlardır. Kalpleri bu sebepten mühürlü olduğu için de, bataklıklarında debelenip dururlar.

(Tevbe 93)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Sorumluluk ancak, yeterli varlık sahibi olduğu halde senden izin isteyen kimseler için geçerlidir. Onlar geri kalanlarla birlikte bulunmayı içlerine sindirdiler, Allah da onların yüreklerini mühürledi: öyle ki, artık onlar yaptıklarının farkına dahi varmıyorlar.

(Tevbe 93)

Osman Okur Meali:

Sorumluluk ancak, zengin oldukları halde senden izin isteyenleredir. Çünkü onlar geri kalan (kadınlar)la beraber olmaya râzı oldular. Sanki Allah da onların kalplerini mühürlemiş gibi, (ne yaptıklarının farkında bile değiller) bilmiyorlar.

(Tevbe 93)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Ancak muaheze yolu o kimseler üzerinedir ki, onlar zengin kimseler oldukları halde senden izin isterler, geriye kalanlar ile beraber olmaya razı olmuş bulunurlar. Allah Teâlâ da onların kalpleri üzerini mühürlemiştir. Artık onlar bilmezler.

(Tevbe 93)

Ömer Öngüt Meali:

Sorumluluk ancak, zengin oldukları halde senden izin isteyenleredir. Çünkü onlar geride kalan kadınlarla beraber olmaya râzı oldular. Allah da onların kalplerini mühürledi. Artık onlar bilmezler.

(Tevbe 93)

Ömer Sevinçgül Meali:

‘Sadece’ imkânları bulunmakla birlikte, ‘savaşa katılmamak için’ senden izin isteyen, evde kalanlarla beraber kalmaya razı olanlar sorumludurlar. ‘Her şeyin içyüzünü bilen’ Allah, onların kalplerini mühürlemiştir, artık ‘gerçeği’ bilemezler!

(Tevbe 93)

Sadık Türkmen Meali:

Sorumluluk ancak, zengin oldukları halde senden izin isteyenleredir. Bunlar geri kalanlarla birlikte olmaya razı oldular. Allah da kalplerini huzursuz kıldı. Artık başlarına geleceği bilmezler.

(Tevbe 93)

Seyyid Kutub Meali:

Ancak zengin oldukları halde savaşa katılmamak üzere senden izin isteyenler, böylece savaşma gücünden yoksun olanlarla birlikte evlerinde oturmayı içlerine sindirenler kınanabilir suçlanabilirler. Allah onların kalplerini mühürlediği için neyin yararlı olduğunu bilmezler.

(Tevbe 93)

Suat Yıldırım Meali:

Ayıplamak gerekirse, zengin ve imkanlı olmalarına rağmen savaşa katılmamak için bahaneler ileri sürenler ayıplanmalıdır. İşte onlar geride kalan güçsüz kadınlarla beraber kalmaya razı oldular. Allah da onların kalblerini mühürledi. Artık onlar işlerin gerçek mahiyetini bilemezler.

(Tevbe 93)

Süleyman Ateş Meali:

Ancak şu kimselerin kınanmasına yol vardır ki, zengin oldukları halde (geri kalmak için) senden izin isterler. Geri kalan kadınlarla beraber olmağa razı oldular. Allah da onların kalblerini mühürledi; artık onlar bilmezler.

(Tevbe 93)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Sorumlu tutulacak olanlar, imkanları olduğu halde senden izin isteyenlerdir. Muhaliflerle birlikte kalmak bunların hoşuna gitmişti. Allah bunların kalpleri üzerinde yeni bir yapı oluşturdu; artık bilemezler.

(Tevbe 93)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Sorumlu tutulacak olanlar, imkanları olduğu halde senden izin isteyerek geride kalanlarla beraber oturmaya râzı olanlardır. İşte Allah onların kalbini mühürlemiştir, artık onlar ne yaptıklarını bilmezler.

(Tevbe 93)

Şaban Piriş Meali:

Sorumluluk ancak, zengin oldukları halde senden izin isteyen, geride kalanlarla beraber bulunmaya razı olanlara ve Allah, kalplerini mühürlemiş olduğu için anlamayanlaradır.

(Tevbe 93)

Talat Koçyiğit Meali:

(Muâhaze etmek için) asıl yol, zengin oldukları halde (savaşa çıkmamak için) sizden izin isteyenleredir. Çünkü bunlar, (savaşta işe yaramayan) kadınlarla beraber olmaya rıza göstermişler ve Allah da onların kalblerini mühürlemiştir; bu sebeple hiçbir şey anlamazlar.

(Tevbe 93)

Tefhimul Kuran Meali:

Yol, ancak o kimseler aleyhinedir ki, zengin oldukları halde (savaşa çıkmamak için) senden izin isterler ve bunlar geride kalanlarla birlikte olmayı seçerler. Allah, onların kalplerini mühürlemiştir. Bundan dolayı onlar, bilmezler.

(Tevbe 93)

Ümit Şimşek Meali:

Kınanacak olanlar, zengin oldukları halde senden izin isteyenlerdir. Onlar, geride kalanlarla beraber bulunmaktan hoşnut olmuşlardır. Onun için de Allah onların kalplerini mühürlemiştir; artık birşey bilemezler.

(Tevbe 93)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Ancak şu kimseler aleyhine yol vardır: Zengin oldukları halde senden izin isterler. Arkada kalan kadınlarla beraber oturmaya razı olmuştur bunlar. Ve Allah, kalplerine mühür basmıştır, artık bilemezler.

(Tevbe 93)