52. Tur Suresi / 45.ayet

O halde, sen onları dehşetten kendilerini kaybedecekleri günle karşılaşıncaya kadar kendi hallerine bırak.

Bknz: (3/178)

Mustafa Çavdar Meali

Tur 45 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Artık bırak onları helak olacakları güne dek.

(Tur 45)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Öyleyse Sen onları (İlahi bir inkılâpla tepetaklak yıkılacakları ve darbeye) çarpılıp derbeder olacakları günlerine kavuşuncaya kadar (kendi halleri ve hileleriyle baş başa) bırak (ve sabırla sonlarını bekleyiver).

(Tur 45)

Abdullah Parlıyan Meali:

Artık korkudan bayılacakları güne kavuşuncaya kadar bırak onları, ne yaparlarsa yapsınlar.

(Tur 45)

Adem Uğur Meali:

Artık çarpılacakları günlerine kavuşuncaya kadar onları kendi hallerine bırak.

(Tur 45)

Ahmet Hulusi Meali:

Bırak onları, dehşeti yaşayacakları (ölüm) günlerine kavuşuncaya kadar!

(Tur 45)

Ahmet Tekin Meali:

Artık ölecekleri, helâk edilecekleri, savaş meydanlarında öldürülecekleri güne kavuşuncaya kadar, onları kendi hallerine bırak.

(Tur 45)

Ahmet Varol Meali

Öyleyse onları çarpılacakları günlerine kavuşuncaya kadar bırak.

(Tur 45)

Ali Bulaç Meali:

Öyleyse sen onları (en dayanılmaz azabla) çarpılacakları günlerine kavuşuncaya kadar bırak.

(Tur 45)

Ali Fikri Yavuz Meali:

O halde (Ey Rasûlüm), bırak onları; tâ o çarpılacakları (ölüm) günlerine kadar...

(Tur 45)

Ali Rıza Sefa Meali:

Artık, onlara aldırış etme; çarpılacakları günlerine kavuşuncaya dek.

(Tur 45)

Ali Ünal Meali:

O bakımdan, yedikleri darbe ile cansız yere düşecekleri güne kavuşacakları âna kadar bırak onları.

(Tur 45)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Artık içinde bayılacakları gün ile karşılaşacaklarına kadar, onları bırakıver.

(Tur 45)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Artık, çarpılacakları günlerine kavuşuncaya kadar onları kendi hallerine bırak!

(Tur 45)

Bekir Sadak Meali:

Carpilacaklari gune erismelerine kadar onlari birak.

(Tur 45)

Besim Atalay Meali:

Çarpılacakları bir güne değin, bırak onları

(Tur 45)

Celal Yıldırım Meali:

Sen onları çarpılacakları güne kavuşmalarına kadar bırak.

(Tur 45)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Artık sen çarpılacakları günlerine kadar onları kendi hâllerine bırak.

(Tur 45)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Çarpılacakları güne erişmelerine kadar onları bırak.

(Tur 45)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Artık sen çarpılacakları günlerine kadar onları kendi hallerine bırak.

(Tur 45)

Diyanet Vakfı Meali:

Artık çarpılacakları günlerine kavuşuncaya kadar onları kendi hallerine bırak.  *

(Tur 45)

Edip Yüksel Meali:

Çarpılacakları günlerine kavuşuncaya kadar onları bırak.

(Tur 45)

Elmalılı Orjinal Meali:

O halde bırak onları ta o çarpılacakları günlerine kadar

(Tur 45)

Elmalılı Yeni Meali:

O halde bırak onları ta çarpılacakları günlerine (kavuşuncaya) kadar.

(Tur 45)

Erhan Aktaş Meali:

Artık onları cezalandırılacakları güne kavuşuncaya kadar kendi hallerine bırak.

(Tur 45)

Gültekin Onan Meali:

Öyleyse sen onları (en dayanılmaz azabla) çarpılacakları günlerine kavuşuncaya kadar bırak.

(Tur 45)

Hakkı Yılmaz Meali:

Artık onları, baygın düşüp yıkılacakları günlerine kavuşuncaya kadar bırak.

(Tur 45)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

(Madem inanmıyorlar, öyleyse) çarpılıp düşecekleri günle karşılaşıncaya kadar, onları kendi hâllerine bırak.

(Tur 45)

Harun Yıldırım Meali:

Şimdi onları, baygın düşüp yıkılacakları günleri ile karşılaşana kadar bırak.

(Tur 45)

Hasan Basri Çantay:

Artık onları çarpılacakları günlerine kadar (hallerine) bırak.

(Tur 45)

Hayrat Neşriyat Meali:

(Ey Habîbim!) Artık, içinde çarpılacakları günlerine (kıyâmete) kavuşuncaya kadar onları (kendi hâllerine) bırak!

(Tur 45)

Hubeyb Öndeş Meali: /

(45-46) O halde, kendisinde çarpılacakları günleriyle yani kendileri yardım olunmaz bir haldeyken, hilelerinin kendilerine hiçbir şekilde yeterli olmayacağı gün ile kendileri karşılaşıncaya kadar kendilerini bırak.

(Tur 45)

Hüseyin Atay Meali:

45-46 Çarpılacakları güne ulaşmalarına kadar onları bırak. O gün, tuzakları kendilerine bir fayda vermez, yardım da görmezler.

(Tur 45)

İbni Kesir Meali:

Artık çarpılacakları günlerine erişinceye kadar bırak onları.

(Tur 45)

İlyas Yorulmaz Meali:

Çarpılacakları güne kavuşuncaya kadar, onları kendi hallerine bırak.

(Tur 45)

İskender Ali Mihr Meali:

Artık onları, helâk olacakları günlerine kavuşuncaya kadar terket.

(Tur 45)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Artık onları cezaya çarpılacakları güne kavuşuncaya kadar kendi başlarına bırak.

(Tur 45)

Kadri Çelik Meali:

Öyleyse sen onları kendisinde (en dayanılmaz azapla) çarpılacakları günlerine kavuşuncaya kadar bırak.

(Tur 45)

Mahmut Kısa Meali:

Öyleyse, ey Müslüman! Onları inandırmak için mûcizeler peşinde koşma! Kur’an’ın beyânına inanmıyorlarsa bırak onları, dehşetle çarpılacakları Hesap Günü ile karşılaşıncaya kadar inkâr bataklığında bocalayıp dursunlar!

(Tur 45)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Resulüm O halde sen onları, çarpılacakları güne kavuşuncaya kadar bırak gitsinler.

(Tur 45)

Mehmet Türk Meali:

(Ey Muhammed!) Öyleyse sen, helâk olacakları günlerine kavuşuncaya kadar onları (kendi hallerine) bırak.

(Tur 45)

Muhammed Celal Şems Meali:

Öyleyse üzerlerine yıldırım düşürüleceği günü görünceye kadar kendilerini terk et.

(Tur 45)

Muhammed Esed Meali:

Bundan böyle, dehşete kapılacakları (Hesap) Günü ile karşılaşıncaya kadar kendi hallerine bırak onları!

(Tur 45)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Artık sen çarpılacakları güne erişinceye kadar onları kendi hallerine bırak.

(Tur 45)

Mustafa Çavdar Meali:

O halde, sen onları dehşetten kendilerini kaybedecekleri günle karşılaşıncaya kadar kendi hallerine bırak.

Bknz: (3/178)

(Tur 45)

Mustafa Çevik Meali:

44-47 Müşrik ve kâfir kalmakta inatla direnenler, “Gökten üzerimize taş yağdır da görelim” diye seninle alay ederlerken, üzerlerine gökten bir parçanın düştüğünü görecek olsalar yine de inanmaz, “Bu olsa olsa üzerimize doğru gelmekte olan yoğun bir bulut kütlesidir.” derler. Ey Peygamber! Gerçeklere gözlerini ve kulaklarını tıkayan, şirki ve küfrü tabiatları haline getirip kendilerini şartlandırmış bu kimseleri, helak olacakları güne kadar kendi hallerine bırak, bataklıklarında debelenip dursunlar. O Gün geldiğinde sana kurdukları tuzaklarının, attıkları iftiraların, kibirlenip büyüklük taslamış olmanın pişmanlığını duyacaklar fakat artık çok geç kalmış olacaklar. Bunların âhirette çekecekleri cehennem azabından önce, dünyada da çekecekleri cezaları vardır. Fakat onların çoğu dünyada başlarına gelen azabın tercih ettikleri hayat nizamı ve ahlak sebebiyle olduğunun bilincinde değiller.

(Tur 45)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Artık onları, dehşetten kendilerini kaybedecekleri günle karşılaşıncaya kadar kendi hallerine bırak!

(Tur 45)

Osman Okur Meali:

Çarpılacakları güne erişmelerine kadar onları bırak.

(Tur 45)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Artık onları bırak, o kavuşacakları güne değin ki, onda çarpılıp helâk olacaklardır.

(Tur 45)

Ömer Öngüt Meali:

Artık çarpılacakları günlerine erişinceye kadar bırak onları!

(Tur 45)

Ömer Sevinçgül Meali:

Artık bırak onları çarpılacakları günlerine kavuşuncaya kadar.

(Tur 45)

Sadık Türkmen Meali:

Öyleyse bırak onları, dehşete düşecekleri günlerine kavuşuncaya kadar...

(Tur 45)

Seyyid Kutub Meali:

Korkudan bayılacakları günlerine kavuşuncaya kadar bırak onları.

(Tur 45)

Suat Yıldırım Meali:

O halde sen onları, darbe yiyip çarpılacakları güne kadar kendi hallerine bırak!

(Tur 45)

Süleyman Ateş Meali:

Korkudan bayılacakları günlerine kavuşuncaya kadar bırak onları.

(Tur 45)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Onları kendi başlarına bırak; cezaya çarptırılacakları güne kadar böyle gitsin.

(Tur 45)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Onları dehşete kapılacakları Gün'e kadar kendi hallerine bırak.

(Tur 45)

Şaban Piriş Meali:

-O halde, bırak onları, ta ki çarpılacakları günlerine kavuşsunlar.

(Tur 45)

Talat Koçyiğit Meali:

(Ey Muhammed!) Cezalandırılacakları günlerine kavuşuncaya kadar onları (kendi hallerine) bırak.

(Tur 45)

Tefhimul Kuran Meali:

Öyleyse sen onları kendisinde (en dayanılmaz azabla) çarpılacakları günlerine kavuşuncaya kadar bırak.

(Tur 45)

Ümit Şimşek Meali:

Çarpılacakları günlerine kavuşuncaya kadar sen onları kendi hallerine bırak.

(Tur 45)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Bayılıp yere serilecekleri günlerine kavuşuncaya kadar bırak onları!

(Tur 45)