Orada ne kötü bir söz işitecekler ne de günaha sokan bir söz.
Bknz: (52/23)
Orada ne kötü bir söz işitecekler ne de günaha sokan bir söz.
Bknz: (52/23)
Aşağıdaki bir mealin,
* Hatalı olduğunu düşünüyorsanız,
* Telif hakkı sahibiyseniz
(Yazar, Yayınevi vs. kurumsal e postası ile),
bize iletişim bölümünden ulaşabilirsiniz.
Orada boş ve çirkin bir söz de duymazlar, günaha ait bir söz de.
(Vakıa 25)(Cennet yurdunda) Orada, ne 'saçma ve boş bir söz' duyacaklar, ne günaha sokacak (ve huzur bozacak davranışlar olacaktır).
(Vakıa 25)Orada ne boş konuşmalar duyacaklar, ne de günaha yönelen bir çağrı.
(Vakıa 25)Orada, bâtıl, yalan, taahhüde sadakatsizlik, boş, manasız, çirkin söz ve birbirlerine günah işletecek davet işitmezler.
(Vakıa 25)Orada ne bir boş, manâsız söz işitirler, ne de günaha girmelerine sebep olacak bir söz.
(Vakıa 25)Orada ne boş bir söz işitirler ne de günaha sokan bir iş yaparlar.(*)*
(Vakıa 25)- Karşılıklı selamlaşmadan başka, orada boş ve günah söz duymazlar.
(Vakıa 25)25,26. Ne bir boş söz, ne de günah işitirler orada, ancak, bir söz, selâmdır, selâm !
(Vakıa 25)25,26. Orada ne boş konuşmalar duyarlar, ne de günaha yönelten bir çağrı. Sadece “selâm!”, “selâm!” sözünü işitirler.
(Vakıa 25)Orada, boş/faydasız ve günah olacak bir söz işitmezler.
(Vakıa 25)(25-26) Onda [cennette] 'boş' hiçbir [şey] ve kasıtlı suça sevk eden hiçbir [şey] işitmezler. Ancak, bir söz yani tamam Esenlik olan bir Esenlik [sözü işitirler].
(Vakıa 25)Orada ne saçma ve boş bir söz işitirler, ne de kimseye günah isnat edilir.
(Vakıa 25)(25-26) İşitilmez orada boş söz, günah ait bir laf. Söylenen sadece "selam, selam" dır.
(Vakıa 25)(Onlar) orada boş söz işitmedikleri gibi (eski) günâh(ların)a dair bir söz de duymazlar.
(Vakıa 25)Onlar, orada ne saçma, ne (de) günaha götüren bir söz duyacaklar.
(Vakıa 25)Orada ne boş konuşmalar duyacaklar, ne de günaha yönelten bir çağrı,
(Vakıa 25)Bknz: (52/23)
(Vakıa 25)4-26 O Gün yeryüzü şiddetle sarsılacak, dağlar un ufak olup savrulacak ve insanlar üç sınıfa ayrılacaklar. Bir sınıf, davet edildiklerine iman edip, onu yaşama gayreti içinde orta yolu izleyen, amel defterleri sağ taraflarından verilecek mutlu kimseler; başka bir sınıf da, Allah adına davet edildikleri hayat nizamını reddedip, şirk ve küfür bataklığı içinde yaşamayı seçenlerdir. Bunlara amel defterleri sol taraflarından verilecek ve hak ettiklerini görünce hüsrana uğrayıp mutsuz olacaklar. Bir de davet edildikleri, sınırlarını da Allah’ın belirlediği hayatı yaşamak ve yaşatmak uğrunda malları ve canları ile cihat edenler var. Bunlar da yarışta öne geçenler ve Allah’a en çok yakınlık sağlayanlardır. İşte bu en önde koşarak öncülük edenler, cennetin kendileri için hazırlanmış olan en güzel yerlerinde nimetler içinde yaşayacaklardır. Bunların birçoğu önceki ümmetlerden, az bir kısmı da sonraki ümmetlerden olacak. Onlar o cennetlerde mücevherlerle işlenmiş tahtlar üzerinde, karşılıklı oturup, tarifsiz mutluluklar paylaşacaklar, orada ölümsüz ve daima genç olarak kalacak, tertemiz kaynaklardan ibriklere doldurulmuş içecekler ikram edilecek, içtiklerinde ne başları döner ne de sarhoş olurlar. Beğendikleri her türlü meyve, canlarının çektiği kuş etleri ve âdeta sedefler içindeki inciler gibi tertemiz, kusursuz bakışlı eşlerle de ödüllendirilecekler. Orada ne bir boş laf, ne de günaha yöneltecek hiçbir söz de duymazlar, yalnızca cennete kavuşmanın iç huzurunu yaşarlar.
(Vakıa 25)Orada ne bir boş lâf ve ne de günaha sokacak bir şey işitmezler.
(Vakıa 25)Onlar cennette ne boş bir söz, ne de günaha sokan bir laf işitmezler.
(Vakıa 25)Orada boş söz ve kendilerini rahatsız eden bir şey de işitmezler,
(Vakıa 25)Orada ne boş konuşmalar duyacaklar, ne de günaha sokan bir söz...
(Vakıa 25)25-26 Orada "selâm, selâm" sözünden başka ne boş ve ne de günâha sokacak bir söz işitirler.
(Vakıa 25)