56. Vakıa Suresi / 48.ayet

Üstelik ölmüş gitmiş atalarımız da, öyle mi?

Bknz: (45/24)

Mustafa Çavdar Meali

Vakıa 48 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Yoksa önceden gelip geçen atalarımız mı dirilecek?

(Vakıa 48)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

(Üstelik) "Önceden gelip-geçmiş atalarımız da mı (diriltilip hesaba çekilecekmiş?" diye Kur’an’ın çağrısını alay konusu yaparlardı).

(Vakıa 48)

Abdullah Parlıyan Meali:

Yoksa önceden gelip geçen atalarımızda mı diriltilecek?

(Vakıa 48)

Adem Uğur Meali:

Önceki atalarımız da mı?

(Vakıa 48)

Ahmet Hulusi Meali:

"Evvelki atalarımız da mı?" derlerdi.

(Vakıa 48)

Ahmet Tekin Meali:

“Önceki atalarımız da mı diriltilecek?”

(Vakıa 48)

Ahmet Varol Meali

Ve önceki atalarımız da mı?"

(Vakıa 48)

Ali Bulaç Meali:

"Önceden gelip geçmiş atalarımız da mı?"

(Vakıa 48)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Evvelki atalarımızda mı?”

(Vakıa 48)

Ali Rıza Sefa Meali:

"Önceki atalarımız da mı?"

(Vakıa 48)

Ali Ünal Meali:

“Ve gelip geçmiş atalarımız da mı?”

(Vakıa 48)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Önceki atalarımız da mı dirilecek?!

(Vakıa 48)

Bayraktar Bayraklı Meali:

- Şöyle diyorlardı: "Ölüp, toprak ve kemik olduktan sonra mı yeniden diriltileceğiz? Eski atalarımız da mı?" De ki: "Şüphesiz öncekiler de, sonrakiler de,belli bir günün randevusunda bir araya getirileceklerdir."

(Vakıa 48)

Bekir Sadak Meali:

«Önce gelip gecmis babalarimiz mi?»

(Vakıa 48)

Besim Atalay Meali:

Eski atalarımız da mı?» dediler

(Vakıa 48)

Celal Yıldırım Meali:

«Önce gelip geçen babalarımız da mı ?..»

(Vakıa 48)

Cemal Külünkoğlu Meali:

47,48. Derlerdi ki: “Ölüp toprak olduktan ve çürüyüp kemik haline geldikten sonra mı biz diriltilecekmişiz? Önceden gelmiş geçmiş atalarımız da mı (diriltilecek)?”

(Vakıa 48)

Diyanet İşleri Eski Meali:

"Önce gelip geçmiş babalarımız da mı?"

(Vakıa 48)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

"Evvelki atalarımız da mı?"

(Vakıa 48)

Diyanet Vakfı Meali:

Önceki atalarımız da mı?

(Vakıa 48)

Edip Yüksel Meali:

'Önceki atalarımız da mı?'

(Vakıa 48)

Elmalılı Orjinal Meali:

Ya evvelki atalarımız da mı?

(Vakıa 48)

Elmalılı Yeni Meali:

Önceki atalarımız da mı?"

(Vakıa 48)

Erhan Aktaş Meali:

Bizden önce ölmüş olan atalarımız da mı?

(Vakıa 48)

Gültekin Onan Meali:

"Önceden gelip geçmiş atalarımız da mı?"

(Vakıa 48)

Hakkı Yılmaz Meali:

(42-48) Onlar içlerine işleyen bir ateş ve kaynar su içindedirler, serin olmayan, sevimli olmayan kapkara dumandan bir gölge içindedirler. Şüphesiz solun ashâbı bundan önce varlık içinde zevk ve eğlenceye dalanlar idiler. Ve büyük günah; Allah'a ortak kabul etme üzerine ısrar ediyorlardı. Ve “Biz ölüp, toprak ve kemik yığını olduktan sonra mı, biz gerçekten kaldırılacağız? Önceki atalarımız da mı?” diyorlardı.

(Vakıa 48)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

“Babalarımız da mı?”

(Vakıa 48)

Harun Yıldırım Meali:

“Önceden gelipgeçmiş atalarımız da mı?”

(Vakıa 48)

Hasan Basri Çantay:

"Evvelce geçmiş atalarımız da mı?"

(Vakıa 48)

Hayrat Neşriyat Meali:

47,48. Ve diyorlardı ki: “(Biz) öldüğümüz ve bir toprak ve bir kemik yığını hâline geldiğimiz zaman mı, gerçekten biz mi yeniden diriltilecek olan kimseleriz? Önceki atalarımız da mı?”

(Vakıa 48)

Hubeyb Öndeş Meali: /

(45-48) Gerçekten onlar, işte bunlardan önce zengin şımarıklardı, en büyük suç üzerinde ısrar ediyorlardı ve "öldüğümüz, toprak ve kemik olduğumuz zaman mı? Gerçekten biz mi yeniden diriltilmiş [olacağız]? Öncü-önceki atalarımız da mı [yeniden diriltilmiş olacak]?" diyorlardı.

(Vakıa 48)

İbni Kesir Meali:

Önce gelmiş geçmiş atalarımız da mı?

(Vakıa 48)

İlyas Yorulmaz Meali:

Önceki atalarımızda mı? derlerdi.

(Vakıa 48)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve evvelki (bizden önce ölen) babalarımız (atalarımız) da mı?

(Vakıa 48)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Eski atalarımız da dirilecekmiş, öyle mi?»

(Vakıa 48)

Kadri Çelik Meali:

“Önceden gelip geçmiş babalarımız da mı?”

(Vakıa 48)

Mahmut Kısa Meali:

“Hem biz, hem de geçmiş atalarımız, öyle mi?”

(Vakıa 48)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

"Atalarımız yani bizden çok öncekiler de mi? Diriltileceklermiş" derler.

(Vakıa 48)

Mehmet Türk Meali:

47,48. Ve: “sahi biz veya geçmiş atalarımız, ölüp de toprak ve kemik yığını haline gelmişken, gerçekten yeniden diriltileceğiz öyle mi?” 1 derlerdi.*

(Vakıa 48)

Muhammed Celal Şems Meali:

“Geçmiş atalarımız (da) mı (aynı muamele ile karşılaşacaklar?)”

(Vakıa 48)

Muhammed Esed Meali:

Ve eski atalarımız da mı?"

(Vakıa 48)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

"Önceki atalarımız da mı diriltilecekmiş?"

(Vakıa 48)

Mustafa Çavdar Meali:

Üstelik ölmüş gitmiş atalarımız da, öyle mi?

Bknz: (45/24)

(Vakıa 48)

Mustafa Çevik Meali:

41-48 Amel defterleri sol taraflarından verilen bedbahtlara gelince, o nankör ve inatçılar cehennemin kavurucu sıcağı ile kavrulurken, bir yandan da kaynar su içirilecekler, boğucu, simsiyah bir duman içinde yaşayacak, yürekleri dağlayan bir umutsuzluk içinde yanıp duracaklar. Çünkü onlar dünyada iken, Allah’ın kendilerine bahşettiği nimetleri, yalnızca dünya hayatı için ölçüsüzce kullanmış, Allah’a karşı nankörlük edip azgınlaşmış, O’nun sınırlarını tanımayıp, kendileri nizamlar kurup hükümler koyup, sınırlar oluşturmuşlardı. Ayrıca öldükten sonra Allah’ın insanları tekrar diriltip hesap soracağı günü ve gerçeğini de yalan sayıp, inkâr etmiş, “Ne yani, ölüp kemiklerimiz çürüyüp de toprağa karıştıktan sonra, yeniden mi diriltileceğiz, bizden önceki atalarımız da mı diriltilecek?” diye alay etmişlerdi.

(Vakıa 48)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Önden giden atalarımız da (diriltilecek), öyle mi?"

(Vakıa 48)

Osman Okur Meali:

(48-49) Önceki atalarımız da mı?. De ki: Hem öncekiler hem de sonrakiler,

(Vakıa 48)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

«Ve bizlerin evvelce geçmiş atalarımız da mı?»

(Vakıa 48)

Ömer Öngüt Meali:

"Önce gelip geçmiş atalarımız da mı?"

(Vakıa 48)

Ömer Sevinçgül Meali:

“Eski zamanlarda yaşayıp ölmüş atalarımız da mı!”

(Vakıa 48)

Sadık Türkmen Meali:

Önceki atalarımız da mı?!..”

(Vakıa 48)

Seyyid Kutub Meali:

Eski atalarımız da mı?» diyorlardı.

(Vakıa 48)

Suat Yıldırım Meali:

(47-48) Ve derlerdi ki: "Ölüp toprak olduktan ve çürümüş kemik haline geldikten sonra mı biz diriltilecekmişiz? Gelip geçmiş atalarımız da mı?"

(Vakıa 48)

Süleyman Ateş Meali:

"Önceki atalarımız da mı?"

(Vakıa 48)

Süleymaniye Vakfı Meali:

"Eski atalarımız da mı kalkacak!" derlerdi.

(Vakıa 48)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

(47-48) "Ölüp, toz-toprak ve kemik yığını haline geldiğimizde atalarımızla beraber yeniden mi diriltileceğiz?" demişlerdi.

(Vakıa 48)

Şaban Piriş Meali:

Daha önceki atalarımızda mı? ..

(Vakıa 48)

Talat Koçyiğit Meali:

47-48 Ve diyorlardı ki: "Öldüğümüz, toprak ve kemik olduğumuz zaman mı, biz mi ve gelip geçmiş atalarımız mı yeniden dirileceğiz"?

(Vakıa 48)

Tefhimul Kuran Meali:

«Önceden gelip geçmiş atalarımız da mı?»

(Vakıa 48)

Ümit Şimşek Meali:

“Ya evvelki atalarımız, onlar da mı?”

(Vakıa 48)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

"Önceki atalarımız da mı?"

(Vakıa 48)