Öyleyse sen azamet sahibi Rabbinin adını tespih et!
Bknz: (6/162)
Öyleyse sen azamet sahibi Rabbinin adını tespih et!
Bknz: (6/162)
Aşağıdaki bir mealin,
* Hatalı olduğunu düşünüyorsanız,
* Telif hakkı sahibiyseniz
(Yazar, Yayınevi vs. kurumsal e postası ile),
bize iletişim bölümünden ulaşabilirsiniz.
(Ey Resulüm!) Şu halde büyük Rabbini (en yüce) ismiyle tesbih et (ve O’na ibadete yönel ki, bu kulluğun gereği ve Allah’la manevi münasebet vesilesidir).
(Vakıa 74)O halde Rabbini, Azîm ismi ile tesbih et, (Sübhane Rabbiyel-Azîm, de).
(Vakıa 74)Öyleyse O sınırsız azamet sahibi Rabbinin İsmi’ni tesbih (O’nu her türlü kusurdan ve ortakları olmaktan tenzih) et.
(Vakıa 74)- Hiç düşündünüz mü yaktığınız ateşi? Onun ağacını siz mi var ettiniz yoksa biz mi? Biz onu bir ders ve çölden gelip geçenlerin istifadesi için yarattık. Öyleyse Yüce Rabbinin adını övgüyle an!
(Vakıa 74)O halde Azim[1] Rabb'inin adını tesbih[2] et.
1)Yüce.
2)Yücelt. Tesbih, tevhid inancının ve anlayışının kavranması ve Yaratan'ın tüm nitelikleriyle tanınması ve dillendirilmesi, tanıtılması demektir.
Öyleyse büyük Rabbinin adını arındır/noksanlıklardan uzak tut/O'nun noksanlıklardan uzak olduğunu öğret!
(Vakıa 74)O hâlde, Azîm (pek yüce olan) Rabbinin ismiyle (سُبْحَانَ رَبِّيَ الْعَظ۪يمِ diyerek) tesbîh et!
(Vakıa 74)Öyleyse, ey insan, yüce Rabb’inin ismini övgülerle yücelterektesbih et!
(Vakıa 74)(74-75) Vasfeyle Yüce Rabbinin adını, tenzih et. Hayır, yıldızların yerlerine olsun yeminler!
(Vakıa 74)71-74 Şu yaktığınız ateşe bir bakın, o ateşin ağacını siz mi yarattınız yoksa Biz mi? Onun ateşi ile aynı zamanda hem ısınır hem de başka birçok ihtiyacınızı giderirsiniz. O halde Rabbinizin sizin için yarattıklarını ve onların işleyen mükemmel nizamlarını düşünüp davetine icabet ederek şükredin.
(Vakıa 74)O halde (bütün bunları kendi kudretiyle yarattığı için) yüce Rabbının adıyla tesbîh et.
(Vakıa 74)