10. Yunus Suresi / 54.ayet

(O gün) Kendine zulmedip yazık etmiş olan herkes, yeryüzündeki her şey kendinin olsa cehennemden kurtulmak için onu fidye olarak vermek ister. Nitekim azabı gördüklerinde pişmanlıklarını bile açığa vurmaktan aciz olacaklar. Zira aralarında adaletle hüküm verilecek ve hiç kimseye haksızlık edilmeyecektir.

Bknz: (13/18)(39/47)(18/49)(21/47)(40/17)»(40/20)

Mustafa Çavdar Meali

Yunus 54 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Zulmeden kişi, yeryüzünde ne varsa hepsine sahip olsaydı kurtulmak için hepsini de bağışlardı. Azabı görünce nadim olurlar ve aralarında adaletle hükmedilir. Zulüm görmez onlar.

(Yunus 54)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Eğer (ellerinden gelseydi, dünyada iken küfre ve kötülüğe dalıp) zulmeden her nefis, yeryüzündekilerin tümüne sahip olsa (bile) bunu (azaba karşılık) mutlaka fidye olarak verirdi. Onlar azabı görünce pişmanlıklarını gizleyip (içten içe derin bir hasret ve nedamet çekeceklerdir), oysa onlar haksızlığa uğratılmadan aralarında adaletle hükmedilmiştir.

(Yunus 54)

Abdullah Parlıyan Meali:

Kıyamet günü, yaratılış gayesine aykırı hareket eden herkes, dünyadaki herşey onun olsa, o gün kurtulmak için onu fidye olarak verirdi. Ve o zalimler, kendilerini bekleyen azabı görünce, pişmanlıklarını açıklayacak bir yapıda olurlar veya için için yanarlar. O gün onların arasında, adaletle hükmolunur ve asla haksızlığa uğratılmazlar.

(Yunus 54)

Adem Uğur Meali:

(O zaman) zulmeden herkes yeryüzündeki bütün servete sahip olsa (azaptan kurtulmak için) elbette onu feda eder. Ve azabı gördükleri zaman için için yanarlar. Aralarında adaletle hükmolunur ve onlara zulmedilmez.

(Yunus 54)

Ahmet Hulusi Meali:

(Kendine) zulmetmiş her nefs (bilinç), eğer yeryüzünde bulunan her şeye sahip olsaydı, elbette onu fidye olarak vermek isterdi! Azabı gördüklerinde pişmanlıklarını göstermeye halleri kalmaz! Aralarında hak ettikleriyle hükmolunmuştur... Hak ettiklerinin dışında bir şey yaşamazlar!

(Yunus 54)

Ahmet Tekin Meali:

Baskı zulüm işkence ile temel hak ve hürriyetleri Allah yolunu ve Allah yolundaki faaliyetleri engelleyen, İslâm dini aleyhinde propaganda yapan herkes yeryüzündeki bütün servet ve imkâna sahip olsa, cezadan kurtulmak için elbette onu feda eder. Azâbı gördükleri zaman, için için pişmanlık duyacaklar. İşte böyle bir zamanda bile mü'minlerle kâfirler arasında hakları, mükâfatları ve cezalarının tesbiti ile ilgili âdil bir muhakeme yapılarak kararlar icra edilir. Onlara haksızlık da yapılmaz.

(Yunus 54)

Ahmet Varol Meali

Zulmeden her bir can, yeryüzünde olanların tümüne sahip olsaydı bunu fidye olarak verirdi. Azabı gördüklerinde pişmanlıklarını açığa vururlar. Aralarında adaletle hüküm verilir ve hiç bir haksızlığa uğratılmazlar.

(Yunus 54)

Ali Bulaç Meali:

Zulmeden her nefis, yeryüzündekilerin tümüne sahip olsa bunu (azaba karşılık) mutlaka fidye olarak verirdi. Onlar azabı görünce pişmanlıklarını gizlerler, oysa onlar haksızlığa uğratılmadan aralarında adaletle hükmedilmiştir.

(Yunus 54)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Küfre varmakla zulmeden her nefis, eğer bütün yeryüzündekine sahip olsaydı, azabı gördükleri vakit, hepsi pişmanlığı açığa vurarak kendini kurtarmak için onu mahakkak feda ederdi. Fakat kendilerine zulüm yapılmaksızın, aralarında adaletle (günahları kadar azabla) hüküm verilmesi takdir edilmiştir.

(Yunus 54)

Ali Rıza Sefa Meali:

Haksızlık yapan her benlik, yeryüzündeki şeylerin tümü kendisinin olsa, kurtulmalık olarak kesinlikle verirdi. Cezayı görünce de pişmanlığı içlerinde duyacaklardır. Ve aralarında adaletle yargı verilir; onlara haksızlık yapılmaz.

(Yunus 54)

Ali Ünal Meali:

Öyle ki, (Allah’a şirk koşarak veya O’nu hiç tanımayarak) kendine zulmeden her kim olursa olsun, keşke yeryüzünde ne var ne yok hepsi ona ait olsa da, tamamını verip bu azaptan kurtulsa ister. O gün azabı görünce korkudan nutukları tutulur ve içten içe duydukları pişmanlığı açığa bile vuramazlar. O gün insanların aralarında tam bir adaletle hükmedilir ve kimseye en küçük bir haksızlık yapılmaz.

(Yunus 54)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Eğer yeryüzündeki her şey (küfür ile) zulmeden bir kişinin olsa (ateşten kurtulmak için) fidye olarak verir. Azabı gördüklerinde, içlerindeki pişmanlığı gizlerler. O gün adalet ile aralarında hüküm verilir. Ve asla kendilerine zulmedilmez.

(Yunus 54)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Zulmeden herkes, yeryüzündeki bütün servete sahip olsa azaptan kurtulmak için elbette onu feda eder ve azabı gördükleri zaman, için için yanarlar. Aralarında adaletle hükmedilir ve onlara zulmedilmez.

(Yunus 54)

Bekir Sadak Meali:

Haksizlik etmis olan her kisi, yeryuzunde olan her seye sahip olsa, onu azabin fidyesi olarak verirdi. Azabi gorunce pismanlik gosterdiler. Haksizliga ugratilmadan aralarinda adaletle hukmolunmustur.

(Yunus 54)

Besim Atalay Meali:

Yeryüzü bir zalimin olsaydı, azabı görünce hepsini de, kurtulmalık vererek, pişmanlık gösterirdi, hükmolunur araları adaletle, zulme de uğramazlar

(Yunus 54)

Celal Yıldırım Meali:

Eğer zulmeden her kişi, yeryüzündeki her şey kendisine ait olsaydı, onu kurtuluş akçesi olarak verirdi. Azabı gördükleri vakit hepsi de için için pişmanlık duydular. Aralarında adaletle hükmedilir ve onlar haksızlığa da uğratılmazlar.

(Yunus 54)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Kendisine zulmetmiş olan herkes, o gün yeryüzünün bütün servetine sahip olsa elbette bunu (azaptan kurtulmak için) fidye olarak verirdi. Onlar azabı gördükleri zaman pişmanlıklarını gizlerler. Oysa onlar haksızlığa uğratılmadan aralarında adaletle hükmedilir.

(Yunus 54)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Haksızlık etmiş olan her kişi, yeryüzünde olan her şeye sahip olsa, onu azabın fidyesi olarak verirdi. Azabı görünce pişmanlık gösterdiler. Haksızlığa uğratılmadan aralarında adaletle hükmolunmuştur.

(Yunus 54)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

(O gün) zulmetmiş olan herkes, eğer yeryüzündeki her şeye sahip olsa, kendini kurtarmak için onu fidye verir. Azabı gördüklerinde, için için derin bir pişmanlık duyarlar. Onlara zulmedilmeksizin aralarında adaletle hükmedilir.

(Yunus 54)

Diyanet Vakfı Meali:

(O zaman) zulmeden herkes yeryüzündeki bütün servete sahip olsa (azaptan kurtulmak için) elbette onu feda eder. Ve azabı gördükleri zaman için için yanarlar. Aralarında adaletle hükmolunur ve onlara zulmedilmez.

(Yunus 54)

Edip Yüksel Meali:

Zulmetmiş bir can yeryüzündeki her şeye sahip olsa, onu fidye olarak vermek isteyecektir. Azabı gördüklerinde derin pişmanlık duyacaklar. Adaletle yargılanacaklar ve onlara zulmedilmeyecektir.

(Yunus 54)

Elmalılı Orjinal Meali:

Zulmetmiş olan her nefis bütün Arzdakine malik olsa idi, azabı gördükleri vakıt hepsi içten içe nedamet ederek kendini kurtarmak için onu feda ederdi, fakat beynlerinde kaza, adalet ile imza edilmiştir, hiç birine zulmedilmez

(Yunus 54)

Elmalılı Yeni Meali:

Zulmetmiş olan herkes bütün yeryüzüne malik olsaydı, azabı gördükleri zaman hepsi içten içe pişmanlık duyarak kendisini kurtarmak için onu feda ederdi; fakat aralarında hüküm adalet ile imza edilmiştir, hiçbirine zulmedilmez!

(Yunus 54)

Erhan Aktaş Meali:

Zulmedenler, yeryüzündekilerin tamamı kendilerinin olsaydı, kurtulmak için onları fidye olarak verirlerdi. Azabı gördükleri zaman içten bir pişmanlık duyarlar. Ancak aralarında hakkaniyetle[1] hüküm verilir ve haksızlığa uğratılmazlar.

1)Tarafsızca.

(Yunus 54)

Gültekin Onan Meali:

Zulmeden her nefis, yeryüzündekilerin tümüne sahip olsa bunu (azaba karşılık) mutlaka fidye olarak verirdi. Onlar azabı görünce pişmanlıklarını gizlerler, oysa onlar haksızlığa uğratılmadan aralarında adaletle hükmedilmiştir.

(Yunus 54)

Hakkı Yılmaz Meali:

Ve eğer ki, şirk koşmak sûretiyle yanlış; kendi zararlarına iş yapmış olan herkes yeryüzünde ne varsa kendisinin olsa onu feda ederdi/ kurtulmalık verirdi. Ve onlar, azabı görünce pişmanlık duyardı. Ve aralarında adalet kesinlikle gerçekleşecektir. Ve onlar, haksızlığa uğramazlar.

(Yunus 54)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Zulmeden herkes, şayet yeryüzünde bulunanların tamamına sahip olsa, azaptan kurtulmak için hepsini fidye olarak verirdi. Azabı gördüklerinde pişmanlıklarını gizlerler. Aralarında adaletle hükmolunur ve onlar zulme de uğramazlar.

(Yunus 54)

Harun Yıldırım Meali:

Zulmeden her nefis, eğer yeryüzünde bulunan herşeye sahip olsaydı, elbette onu fidye olarak verirdi. Azabı görünce pişmanlıklarını gizlerler, oysa onlar haksızlığa uğratılmadan aralarında adaletle hükmedilmiştir.

(Yunus 54)

Hasan Basri Çantay:

Zulmeden herkes, eğer yerde bulunan (bütün) eşyaye malik olsaydı, (azabdan kurtulmak için) onu behemehal feda ederdi. Onlar azabı görünce peşimanlıklarını açıklarlar. (Ne çare ki) aralarında, kendilerine haksızlık yapılmaksızın, adaletle hüküm olunmuşdur.

(Yunus 54)

Hayrat Neşriyat Meali:

Şübhesiz ki zulmeden (ve böylelikle cezâyı hak eden) her nefis yeryüzünde bulunan herşey, (kendisinin) olsaydı, (o azabdan kurtulmak için) onu kesinlikle fedâ ederdi. Ve azâbı gördüklerinde, için için pişmanlık duyarlar. Artık aralarında adâletle hüküm verilir ve onlar haksızlığa uğratılmazlar.

(Yunus 54)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Yerde [dünyada] ne varsa [hepsi] zulmetmiş her benliğe ait olsaydı, [her benlik] mutlaka onu feda ederdi. Azabı gördüklerinde pişmanlıklarını gizlediler¹ ve kendileri haksızlığa uğramaz bir haldeyken, aralarında hakkaniyetle karar verildi.

(Yunus 54)

Hüseyin Atay Meali:

Haksızlık eden herkes, yeryüzünde olan her şeye sahip olsa, azaba karşılık onu gözden çıkarır. Azabı görünce içlerinde pişmanlık duyarlar, haksızlığa uğratılmadan aralarında denkserlikle hükmolunur.

(Yunus 54)

İbni Kesir Meali:

Yeryüzünde bulunan her şey, nefsine zulmeden kimsenin olsaydı, onu fidye verirdi. Azabı gördükleri zaman içlerinde pişmanlık duyarlar. Halbuki onlar haksızlığa uğratılmadan aralarında adaletle hükmolunmuştur.

(Yunus 54)

İlyas Yorulmaz Meali:

Kendi kendilerine (inkar etmelerinden dolayı) haksızlık yapmış olanlar, yer yüzündekilerin tamamını (azaptan kurtulmak için) feda ederlerdi. Başlarına gelecek azabı gördüklerinde, pişmanlıklarını gizlerler. Onlara haksızlık yapılmadan, adaletle aralarında hüküm verilir.

(Yunus 54)

İskender Ali Mihr Meali:

Muhakkak ki; zulmeden her nefs, yeryüzünde ne varsa onun olsa, azabı gördüğü zaman pişmanlığını gizler ve mutlaka onu (onların hepsini) feda ederdi (verirdi). Ve onların arasında adaletle hükmedilmiştir. Ve onlara zulmedilmez.

(Yunus 54)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Kıyıcılık eden herkes yeryüzünde olanların hepsi de kendinin olsaydı kurtulmak için onlardan vazgeçerdi. Onlar azabı görünce pişmanlıklarını açığa vururlar. Onların araları yine de doğrulukla yargılanır. Onlara kıyılmaz.

(Yunus 54)

Kadri Çelik Meali:

Zulmeden her nefis, yeryüzündekilerin tümüne sahip olsa bunu (azaba karşılık) mutlaka fidye olarak verirdi. Onlar azabı görünce pişmanlıklarını gizlemeye çalışırlar. Onların arasında adaletle hükmedilir ve onlara asla zulmedilmez.

(Yunus 54)

Mahmut Kısa Meali:

Dünyanın gelip geçici menfaatleri uğruna âhiretlerini berbat edenler, ne büyük bir aldanış içinde olduklarını o gün anlayacaklar. Öyle ki, yeryüzünün tüm serveti zâlimlerin elinde olsaydı, cehennem azâbından kurtulmak için hepsini seve seve fedâ ederlerdi. Fakat ne çare! Azâbı gördükleri zaman, pişmanlık acısı bir kor gibi yüreklerini yakıp kavuracak! Fakat son pişmanlık fayda vermeyecek. Hiç kimseye en ufak bir haksızlık yapılmaksızın, aralarında âdaletle hükmedilecek ve böylece zâlimler, sonsuz azâba mahkûm edilecekler.

(Yunus 54)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Nadim olacak zulmedenler kıyamet günü. Fidye vermek isterler Üzerlerinde sahip olsaydılar yeryüzündeki her şeyi. Nadim olurlar Şiddetli azabı görünce, pişmanlıklarını gizlerler. Halbuki onlar Yüce adaletle, aralarında hiç bir haksızlığa uğratılmadan hükmedilmiştir.

(Yunus 54)

Mehmet Türk Meali:

Şâyet yeryüzünde bulunan her şey, zulmeden her bir kişinin olsaydı, onlar azabı gördüklerinde pişmanlıklarını ortaya koyar, (kendilerini kurtarmak için) onu fidye olarak verirlerdi. Ama onlara, aralarında asla zulmedilmeksizin adaletle hüküm verilecektir.

(Yunus 54)

Muhammed Celal Şems Meali:

Eğer yeryüzündeki her şey, zulmetmiş birisinin olsaydı, mutlaka onu feda edip, (kendini kurtarmaya çalışırdı.) Onlar azabı görecekleri zaman, pişmanlıklarını gizleyecekler. Aralarında insafla hüküm verilecek ve onlara (da) zulmedilmeyecek.

(Yunus 54)

Muhammed Esed Meali:

Haksızlık yapan herkes, dünyadaki her şey onun olsa, (o Gün) onu kurtulmak için fidye olarak verirdi. Ve (o zalimler kendilerini bekleyen) azabı görünce pişmanlıklarını gösterecek gücü (bile) kendilerinde bulamayacaklar. Yine de onlar hakkında adaletle yargıda bulunulacak; kendilerine zulmedilmeyecektir.

(Yunus 54)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Zulmetmiş herkes, yeryüzündeki kendisine olan ait olan her şeyi kurtulmalık olarak vermek isteyecektir. Azabı gördüklerinde pişmanlık duyarlar. Oysa onlara zulmedilmeden aralarında adaletle hükmedilmiştir.

(Yunus 54)

Mustafa Çavdar Meali:

(O gün) Kendine zulmedip yazık etmiş olan herkes, yeryüzündeki her şey kendinin olsa cehennemden kurtulmak için onu fidye olarak vermek ister. Nitekim azabı gördüklerinde pişmanlıklarını bile açığa vurmaktan aciz olacaklar. Zira aralarında adaletle hüküm verilecek ve hiç kimseye haksızlık edilmeyecektir.

Bknz: (13/18) - (39/47) - (18/49) - (21/47) - (40/17)»(40/20)

(Yunus 54)

Mustafa Çevik Meali:

Dünya hayatını müşrik ve kâfir olarak tamamlayanlar, dünya kadar malları da olsa, bunların hepsini cehennem azabından kurtulmak için gözünü kırpmadan fidye olarak vermek isterlerdi, fakat o zalimler kendilerini bekleyen azabı görünce, pişmanlıklarını ifade edebilecek gücü bile kendilerinde bulamayacaklar, onlar için ilahi adalet hak ettiklerinin tam karşılığını verecek.

(Yunus 54)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Bilinci ters dönmüş her birey, eğer yeryüzündeki her şey kendisinin olsa onu (Hesap Günü) kurtuluş akçesi olarak vermek isterdi. Onlar asıl pişmanlığı, kendilerini bekleyen azabı görünce yüreklerinin en derinlerinde yaşayacaklar. Ne ki onların aralarında herkese layık ilahi bir hakkaniyetle hükmolunacak; ve onlara hiç haksızlık yapılmayacak.

(Yunus 54)

Osman Okur Meali:

(O zaman) zulmeden herkes yeryüzündeki bütün servete (ahirette de) sahip olsa (azaptan kurtulmak için) elbette onu feda ederdi. Ve (öyleleri) azabı gördükleri zaman için için yanarlar. Aralarında adaletle hükmolunur ve onlara zulmedilmez.

(Yunus 54)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Eğer zulmetmiş olan her şahıs için bütün yerde bulunanlar olsa idi elbette onları feda ederdi ve azabı gördükleri zaman için için nedâmette bulunmuş olurlar. Ve onların arasında adâletle hükmolunmuş olur ve onlar zulmolunmazlar.

(Yunus 54)

Ömer Öngüt Meali:

Nefsine zulmeden herkes, yeryüzünde ne varsa kendisinin olsaydı, onu fedâ etmek isterdi. Azabı gördükleri zaman da pişmanlıklarını gizlemeye çalışırlar. Aralarında adaletle hükmolunur ve onlara zulmedilmez.

(Yunus 54)

Ömer Sevinçgül Meali:

Kendine yazık eden kişi, yeryüzündeki servetlerin tamamına sahip olsaydı, azaptan kurtulmak için hepsini feda ederdi. Azabı görünce derin bir pişmanlık duyarlar ‘ama ne fayda’! Ne yapmış olurlarsa olsunlar, haklarında adaletle hüküm verilir, onlara asla haksızlık edilmez.

(Yunus 54)

Sadık Türkmen Meali:

ŞAYET yeryüzündekilerin hepsi, kendisine zulmeden kişiye ait olsaydı, mutlaka onu fidye olarak verirdi. Azabı gördükleri zaman pişmanlığı içlerinde hissederler. Aralarında adaletle hüküm verilir. Asla zulme uğramazlar.

(Yunus 54)

Seyyid Kutub Meali:

Kendisine zulmetmiş olan herkes, o gün yeryüzünün bütün servetine sahip olsa bunu (azaptan kurtulmak için) fidye olarak verirdi. Onlar azabı gördükleri zaman pişmanlıktan donakalırlar. Haklarında adalet uyarınca hüküm verilir, kendilerine haksızlık edilmez.

(Yunus 54)

Suat Yıldırım Meali:

Kendi nefsine zulmeden her kişi, dünyadaki bütün şeylere malik olsaydı bile, cezadan kurtulmak için hepsini fidye olarak verirdi. Onlar cezaları olan azabı görünce içten içe duydukları pişmanlığı açığa vururlar. Ne çare ki, kendilerine asla haksızlık edilmeksizin, aralarında adaletle hüküm verilmiştir.

(Yunus 54)

Süleyman Ateş Meali:

(O zaman), kendisine zulmeden her kişi, yeryüzünde ne varsa hepsi kendisinin olsaydı (azabdan kurtulmak için) onu fidye verirdi. Azabı gördükleri zaman, içlerinde pişmanlık duyarlar, aralarında adaletle hükmedilir, asla haksızlığa uğratılmazlar.

(Yunus 54)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Yanlışlara dalmış her bir kişinin elinde yeryüzünün bütün malları olsa, o gün tereddüt etmeden fidye olarak verirler. Azabı görünce için için pişmanlık duyacaklardır. Aralarındaki yargılama hakka uygun şekilde yapılmış ve haksızlığa uğratılmamışlardır.

(Yunus 54)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

O Gün, zalimler, yeryüzündeki her şeye sahip olsalar, kurtulmak için onu vermek isterlerdi. Ama azabı görünce pişmanlık gösterecek gücü bile bulamazlar. Onlar hakkında adaletle karar verilir, asla haksızlık yapılmaz.

(Yunus 54)

Şaban Piriş Meali:

Zulmetmiş herkes yeryüzündeki her şeyi fidye olarak vermek ister.. Azabı gördüklerinde pişmanlık duyarlar. Oysa onlara zulmedilmeden aralarında adaletle hükmedilmiştir.

(Yunus 54)

Talat Koçyiğit Meali:

Yeryüzünde bulunan her şey (küfür işleyerek) zulmeden kimseye âit olsaydı (azâbtan kurtulmak için) onu fidye olarak verirdi. Azabı gördükleri zaman pişmanlık duyacaklardır. Yine de aralarında adaletle hükmolunacak ve kendilerine hiç zulmedilmiyecektir.

(Yunus 54)

Tefhimul Kuran Meali:

Zulmeden her nefis, yeryüzündekilerin tümüne sahip olsa bunu (azaba karşılık) mutlaka fidye olarak verirdi. Onlar azabı görünce pişmanlıklarını gizlerler, oysa onlar haksızlığa uğratılmadan aralarında adaletle hükmedilmiştir.

(Yunus 54)

Ümit Şimşek Meali:

Zulmetmiş olan herkes, o gün dünyada ne varsa fidye olarak vermek ister. Azabı gördüklerinde için için pişmanlık duyarlar. Sonra kimseye bir haksızlık yapılmadan, aralarında adaletle hükmedilir.

(Yunus 54)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Zulmetmiş her benlik, yeryüzündekiler kendinin olsa, kurtulmak için tümünü fidye verecektir. Azabı gördüklerinde pişmanlığı ta içlerinde duyarlar. Aralarında adaletle hükmedilmiştir. Asla zulme uğratılmazlar!

(Yunus 54)