16. Nahl Suresi / 34.ayet

Nihayet yaptıkları kötülüklerin, kötü sonucu başlarına geldi ve hafife alıp alay edip durdukları o şey kendilerini çepeçevre kuşatıverdi.

Bknz: (7/70)(10/50)»(10/51)(11/32)(21/38)(36/48)(46/22)

Mustafa Çavdar Meali

Nahl 34 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Yaptıkları kötülüğe uğradılar ve alay ettiklerinin cezasını çektiler.

(Nahl 34)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Böylece işledikleri kötülükleri kendilerine isabet etmiş ve alaya aldıkları şey, kendilerini sarıp-kuşatıvermişti.

(Nahl 34)

Abdullah Parlıyan Meali:

Yaptıkları kötülüklerin cezası başlarına geldi de, alay etmekte oldukları gerçekler onları çepeçevre sarıverdi.

(Nahl 34)

Adem Uğur Meali:

Sonunda yaptıklarının cezası onlara ulaştı ve alay etmekte oldukları şey onları çepeçevre kuşatıverdi.

(Nahl 34)

Ahmet Hulusi Meali:

Bu yüzden yaptıklarının getirisi olan kötülükler kendilerine isabet etti ve kendisiyle alay edip durdukları şey kendilerini çepeçevre kuşattı.

(Nahl 34)

Ahmet Tekin Meali:

Sonunda yaptıkları kötülükler başlarına felâket getirdi. Alay etmekte oldukları şeylerin gücü onları çepeçevre kuşattı, işlerini bitirdi.

(Nahl 34)

Ahmet Varol Meali

Bu yüzden yaptıklarının kötülükleri onlara ulaştı ve alaya aldıkları şey kendilerini kuşattı.

(Nahl 34)

Ali Bulaç Meali:

Böylece işledikleri kötülükleri kendilerine isabet etti ve alaya aldıkları şey, kendilerini sarıp kuşatıverdi.

(Nahl 34)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Bunun için, yaptıkları fena işlerin cezası, başlarına felâket oldu ve alay edip durdukları o azab, kendilerini kuşatıverdi.

(Nahl 34)

Ali Rıza Sefa Meali:

Sonunda, yaptıkları kötülükler başlarına yıkıldı. Ve alay ettikleri şey onları kuşattı.

(Nahl 34)

Ali Ünal Meali:

Sonunda, işledikleri kötülükler başlarında patladı ve sürekli alayla karşıladıkları gerçekler onları çepeçevre kuşatıverdi.

(Nahl 34)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Yaptıklarının kötülüğü başlarına geldi. Ve alay ettikleri azap, onları kuşattı.

(Nahl 34)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Nihayet yaptıklarının kötülükleri onlara ulaştı ve alay ettikleri şey, onları kuşattı.

(Nahl 34)

Bekir Sadak Meali:

Bu yuzden, isledikleri kotuluklere ugradilar ve alay ettikleri sey onlari kusatti. *

(Nahl 34)

Besim Atalay Meali:

Yaptıkları işlerin kötülükleri değdi onlara; alay ettikleri de kapladı kendilerin

(Nahl 34)

Celal Yıldırım Meali:

Bu sebeple, işledikleri kötülükler, onlara yetişip dokunmuş ve alaya aldıkları şey de onları kuşatmıştır.

(Nahl 34)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Öyle ki, işledikleri kötülükler kendi başlarına yıkılmış, alay edip durdukları şey onları çepeçevre kuşatmıştı.

(Nahl 34)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Bu yüzden, işledikleri kötülüklere uğradılar ve alay ettikleri şey onları kuşattı.*

(Nahl 34)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Bu sebeple işledikleri kötülüklerin cezası onlara ulaştı ve alay ettikleri şey kendilerini kuşattı.

(Nahl 34)

Diyanet Vakfı Meali:

Sonunda yaptıklarının cezası onlara ulaştı ve alay etmekte oldukları şey onları çepeçevre kuşatıverdi.

(Nahl 34)

Edip Yüksel Meali:

Yapmış olduklarının kötü sonuçları onlara dokundu ve alaya almış oldukları şeyler onları kuşattı.

(Nahl 34)

Elmalılı Orjinal Meali:

Onun için amellerinin fenalıkları başlarına musibet oldu ve istihza ettikleri şey kendilerini sarıverdi

(Nahl 34)

Elmalılı Yeni Meali:

Onun için yaptıklarının fenalıkları başlarına musibet oldu ve alay ettikleri şey kendilerini sarıverdi.

(Nahl 34)

Erhan Aktaş Meali:

Böylece yaptıklarının kötülükleri onlara isabet etti. Alay ettikleri şey kendilerini kuşattı.

(Nahl 34)

Gültekin Onan Meali:

Böylece işledikleri kötülükleri kendilerine isabet etti ve alaya aldıkları şey kendilerini sarıp kuşatıverdi.

(Nahl 34)

Hakkı Yılmaz Meali:

(33,34) Onlar kendilerine, doğal güçlerin gelmesinden veya Rabbinin emrinin gelmesinden başka bir şey mi bekliyorlar! Kendilerinden öncekiler de böyle yapmışlardı. Ve Allah onlara haksızlık etmedi, fakat onlar şirk koşarak kendilerine haksızlık etmişlerdi, yanlış; kendi zararlarına iş yapmışlardı. Bunun için, sonunda yaptıklarının cezası kendilerine isabet etti. Alay edip durdukları şey de kendilerini kuşattı.

(Nahl 34)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Yaptıkları kötü ameller (musibet olarak) başlarına geldi. Alaya aldıkları şey onları her yönden kuşattı.

(Nahl 34)

Harun Yıldırım Meali:

Sonunda yaptıklarının cezası onlara ulaştı ve alay etmekte oldukları şey onları çepeçevre kuşatıverdi.

(Nahl 34)

Hasan Basri Çantay:

Onun için yapdıklarının cezası onları çarpmış, istihza edegeldikleri (hakıykat) çepçevre kendilerini kuşatıvermişdir.

(Nahl 34)

Hayrat Neşriyat Meali:

Sonunda yaptıklarının cezâsı onlara isâbet etti ve kendisiyle alay eder oldukları şey onları kuşatıverdi.

(Nahl 34)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Derken, eylemlerinin kötülüğü kendilerine isabet etti; maskara yapmaya çalışmakta oldukları kendilerini kuşattı.

(Nahl 34)

Hüseyin Atay Meali:

Bundan dolayı, işledikleri kötülükler başlarına geldi ve alay edip durdukları şeyle kuşatıldılar.

(Nahl 34)

İbni Kesir Meali:

Bunun için işledikleri kötülüklere uğradılar ve alay ettikleri şey onları kuşattı.

(Nahl 34)

İlyas Yorulmaz Meali:

Böylece, yaptıklarının karşılığında onlara kötülükler isabet etti ve alay ettikleri şeylerde onların üzerine hak oldu.

(Nahl 34)

İskender Ali Mihr Meali:

Böylece yaptıkları kötü ameller, onlara isabet etti (ulaştı). Alay etmiş oldukları şey, onları kuşattı.

(Nahl 34)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Derken ettiklerini buldular. Eğlenceye aldıkları azap kendilerini kuşattı.

(Nahl 34)

Kadri Çelik Meali:

Böylece işledikleri kötülükleri kendilerine isabet etti ve alaya aldıkları şey, kendilerini sarıp kuşatıverdi.

(Nahl 34)

Mahmut Kısa Meali:

Ve sonunda, yaptıkları kötülükler dönüp kendilerini buldu ve o alay edip durdukları azap, onları çepeçevre kuşatıverdi! İşledikleri günahların, ezelden belirlenmiş ilâhî bir yazgı olduğunu öne sürerek sorumluluktan kurtulmaya çalışanlara gelince:

(Nahl 34)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Layık oldukları; yaptıkları şey, kendilerine isabet etti. Bu ise alaylarının cezasıdır.

(Nahl 34)

Mehmet Türk Meali:

Böylece yaptıkları şeylerin kötülükleri kendilerine dokundu ve hafife aldıkları (azap), kendilerini kuşatıverdi.

(Nahl 34)

Muhammed Celal Şems Meali:

Onun için yaptıklarının cezası gelip, onları yakaladı ve alay ettikleri (azap da) onları kuşatıp mahvetti.

(Nahl 34)

Muhammed Esed Meali:

Öyle ki, işledikleri kötülükler kendi başlarına yıkılmış, alay edip durdukları şey onları çepeçevre kuşatmıştı.

(Nahl 34)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Sonunda yaptıklarının cezası onlara ulaştı ve alay etmekte oldukları şey onları çepeçevre kuşatıverdi.

(Nahl 34)

Mustafa Çavdar Meali:

Nihayet yaptıkları kötülüklerin, kötü sonucu başlarına geldi ve hafife alıp alay edip durdukları o şey kendilerini çepeçevre kuşatıverdi.

Bknz: (7/70) - (10/50)»(10/51) - (11/32) - (21/38) - (36/48) - (46/22)

(Nahl 34)

Mustafa Çevik Meali:

33-36 Gerçeğin üstünü örtüp inkâr edenler, meleklerin canlarını almak üzere kendilerine görünmesini veya bir an önce Allah’ın azabının başlarına gelmesini mi bekliyorlar? Onlardan önce gelip geçmiş müşrikler de böyle yapmışlar, sonunda da helak edilmişlerdi. Gerçek şu ki, Allah onlara zulmetmedi, onlar kendi kendilerine zulmettiler. Sonunda Allah’a başkaldırmaları ve nankörlükleri sebebi ile azaba davetiye çıkardılar, alay edip durdukları azap da onları çepeçevre kuşatıverdi. Onlar alaycı bir tavırla şöyle diyorlardı: “Şayet Allah istemeseydi atalarımız da, biz de Allah’a ortak koşmaz, O’nun helal kıldığını da haram kılmazdık.” Bunlardan öncekiler de aynısını söylemişlerdi. Onların bu tutumları karşısında peygamberlere düşen, Allah’ın âyetlerini apaçık duyurmaktır. Gerçek şu ki, Biz her topluma peygamber göndererek, onları Allah’ı layıkıyla tanımaya, yalnız Allah’a kulluk ederek yaşamaya davet ettik, tağuti nizamlardan da uzak durmaları için öğüt verip uyardık. Bunlardan bir kısmı uyarıları dikkate alıp yapılan davete uydu fakat bir kısmı da davetten yüz çevirerek sapıklık içinde kendi başlarına bırakılmaya müstahak oldular. Ey insanlar! Yeryüzünde gezip dolaşın ve dolaşırken de Allah adına yapılan daveti reddedenlerin nasıl yaşadıklarını ve sonlarının nasıl olduğunu bir düşünün.

(Nahl 34)

Mustafa İslamoğlu Meali:

En sonunda yaptıkları kötülüklerin hedefi haline geldiler: alay edip durdukları şey tarafından çepeçevre kuşatıldılar.

(Nahl 34)

Osman Okur Meali:

Sonunda yaptıklarının cezası onlara ulaştı ve alay etmekte oldukları şey onları çepeçevre kuşatıverdi.

(Nahl 34)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Artık onlara yapar oldukları şeylerin kötülükleri dokundu ve onları kendisiyle istihzâ eder oldukları şey sarıverdi.

(Nahl 34)

Ömer Öngüt Meali:

Sonunda da yaptıklarının cezasına uğradılar ve alay ettikleri şey onları kuşatıverdi.

(Nahl 34)

Ömer Sevinçgül Meali:

Böylece, işledikleri kötülükler ‘bir yankı gibi gelip’ başlarına çarpıverdi. Alay edip durdukları şey ‘azap’ onları kuşattı.

(Nahl 34)

Sadık Türkmen Meali:

Nihayet yaptıklarının kötülükleri kendilerine isabet etti. Alay ettikleri şey onları kuşatıverdi.

(Nahl 34)

Seyyid Kutub Meali:

Sonunda yaptıkları kötülüklerin acı akıbeti ile yüzyüze geldiler, alay konusu ettikleri ilahi azabın pençesine düştüler.

(Nahl 34)

Suat Yıldırım Meali:

(33-34) Dini inkar edenler ille kendilerine meleklerin gelmesini, yahut Rabbinin azap emrinin gelmesini mi bekliyorlar? Onlardan öncekiler de böyle yaptılar. Allah zulmetmedi onlara, kendi canlarına zulmediyordu onlar! Kendilerini buldu, yaptıkları kötü işler. Sarıp kuşatıverdi onları alay ettikleri şeyler.

(Nahl 34)

Süleyman Ateş Meali:

Nihayet yaptıklarının kötülükleri onlara ulaştı ve alay ettikleri şey onları kuşattı.

(Nahl 34)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Yaptıkları işlerin kötü tarafları onlara gelip çattı da hafife aldıkları o şey başlarına geldi.

(Nahl 34)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Sonunda onlara yaptıkları kötülüklerin zararı dokundu, alay edip durdukları azap onları kuşatıverdi.

(Nahl 34)

Şaban Piriş Meali:

Onlara, yaptıklarının kötülüğü dokundu ve onları alay ettikleri şey, çepeçevre kuşattı.

(Nahl 34)

Talat Koçyiğit Meali:

Bu yüzden da onlar, yaptıklarının akıbetine uğramışlar ve (ceza olmak üzere) alay ettikleri şey, kendilerini çepeçevre kuşatmıştır.

(Nahl 34)

Tefhimul Kuran Meali:

Böylece işledikleri kötülükleri kendilerine isabet etti ve alaya aldıkları şey, kendilerini sarıp kuşatıverdi.

(Nahl 34)

Ümit Şimşek Meali:

Yaptıkları şeyin kötülüğü başlarına geldi, alay ettikleri şey de onları kuşatıverdi.

(Nahl 34)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Sonunda, yapıp ettiklerinin kötülükleri başlarına musibet olmuş, alay edip durdukları şey kendilerini sarıvermişti.

(Nahl 34)