56. Vakıa Suresi / 46.ayet

O büyük günah üzerinde ısrar etmiştiler.

Bknz: (17/49)»(17/52)

Mustafa Çavdar Meali

Vakıa 46 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Ve büyük günahları yapmada ısrar ederlerdi.

(Vakıa 46)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Onlar, büyük günah üzerinde ısrarlı davrananlardı.

(Vakıa 46)

Abdullah Parlıyan Meali:

Büyük günahları işlemede ısrar ederlerdi

(Vakıa 46)

Adem Uğur Meali:

Büyük günahı işlemekte direnir dururlardı.

(Vakıa 46)

Ahmet Hulusi Meali:

O büyük suçta (Hakikatlerini inkar ederek onu yaşama yolunda çalışma yapmamakta) ısrar ederlerdi.

(Vakıa 46)

Ahmet Tekin Meali:

Büyük günahlar işlemekte ısrar ediyorlardı.

(Vakıa 46)

Ahmet Varol Meali

O büyük günâhta da ısrar ediyorlardı.

(Vakıa 46)

Ali Bulaç Meali:

Onlar, büyük günah üzerinde ısrarlı davrananlardı.

(Vakıa 46)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Ve en büyük günah (Allah'a ortak koşmak) üzerinde ısrar ediyorlardı...

(Vakıa 46)

Ali Rıza Sefa Meali:

Ve büyük suçu işlemekte direniyorlardı.

(Vakıa 46)

Ali Ünal Meali:

En büyük günahta (şirk ve inkârda) ısrar ediyorlardı.

(Vakıa 46)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Ve onlar, büyük günahı yapmada ısrar ediyorlardı. (Küfürde devam ediyorlardı.)

(Vakıa 46)

Bayraktar Bayraklı Meali:

- İçlerine işleyen bir ateş ve kaynar su içinde serin ve hoş olmayan kapkara dumandan bir gölge altındadırlar. Çünkü onlar bundan önce, varlık içinde sefahete dalmışlardı. Büyük günahı işlemekte ısrar edip dururlardı.

(Vakıa 46)

Bekir Sadak Meali:

(45-46) Cunku onlar, bundan once, dunyada, nimet icinde bulunurlar iken, buyuk gunah islemekte direnir dururlardi.

(Vakıa 46)

Besim Atalay Meali:

Büyük günah üzere, ayakların dirediler

(Vakıa 46)

Celal Yıldırım Meali:

Büyük günah üzerinde ısrar edip dururlardı.

(Vakıa 46)

Cemal Külünkoğlu Meali:

(Onlar) büyük günahları işlemekte ısrar ederlerdi. *

(Vakıa 46)

Diyanet İşleri Eski Meali:

45,46. Çünkü onlar, bundan önce, dünyada, nimet içinde bulunurlar iken, büyük günah işlemekte direnir dururlardı.

(Vakıa 46)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Büyük günah üzerinde ısrar ediyorlardı.

(Vakıa 46)

Diyanet Vakfı Meali:

Büyük günahı işlemekte direnir dururlardı.

(Vakıa 46)

Edip Yüksel Meali:

Büyük günahı işlemekte direniyorlardı.

(Vakıa 46)

Elmalılı Orjinal Meali:

Ve büyük cinayete ısrar ediyorlardı

(Vakıa 46)

Elmalılı Yeni Meali:

Büyük günahda ısrar ediyorlardı;

(Vakıa 46)

Erhan Aktaş Meali:

Büyük ihanette ısrar ediyorlardı.

(Vakıa 46)

Gültekin Onan Meali:

Onlar, büyük günah üzerinde ısrarlı davrananlardı.

(Vakıa 46)

Hakkı Yılmaz Meali:

(42-48) Onlar içlerine işleyen bir ateş ve kaynar su içindedirler, serin olmayan, sevimli olmayan kapkara dumandan bir gölge içindedirler. Şüphesiz solun ashâbı bundan önce varlık içinde zevk ve eğlenceye dalanlar idiler. Ve büyük günah; Allah'a ortak kabul etme üzerine ısrar ediyorlardı. Ve “Biz ölüp, toprak ve kemik yığını olduktan sonra mı, biz gerçekten kaldırılacağız? Önceki atalarımız da mı?” diyorlardı.

(Vakıa 46)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

O büyük günahta da (şirkte) ısrar ederlerdi.

(Vakıa 46)

Harun Yıldırım Meali:

O büyük günah üzerinde de ısrar ederlerdi.

(Vakıa 46)

Hasan Basri Çantay:

O büyük günah üzerinde ısrar ederlerdi.

(Vakıa 46)

Hayrat Neşriyat Meali:

Ve o büyük günâh üzerine (şirki işlemekte) ısrâr ediyorlardı.

(Vakıa 46)

Hubeyb Öndeş Meali: /

(45-48) Gerçekten onlar, işte bunlardan önce zengin şımarıklardı, en büyük suç üzerinde ısrar ediyorlardı ve "öldüğümüz, toprak ve kemik olduğumuz zaman mı? Gerçekten biz mi yeniden diriltilmiş [olacağız]? Öncü-önceki atalarımız da mı [yeniden diriltilmiş olacak]?" diyorlardı.

(Vakıa 46)

İbni Kesir Meali:

Ve büyük günah işlemekte direnip dururlardı.

(Vakıa 46)

İlyas Yorulmaz Meali:

Büyük günahları yapmakta pervasızca ısrar ediyorlardı.

(Vakıa 46)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve onlar, büyük günahta ısrar ediyorlardı.

(Vakıa 46)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

o büyük günahı işlemekte ayak direyip dururlardı da,

(Vakıa 46)

Kadri Çelik Meali:

Onlar, büyük günah üzerinde ısrarlı davrananlardı.

(Vakıa 46)

Mahmut Kısa Meali:

Ve Allah’a ortak koşma, adam öldürme, hırsızlık, yalana şâhitlik, ana babaya isyan, dolandırıcılık, zina, fuhuş, içki, kumar ve benzeri büyük günah işlemekte inat ederlerdi.

(Vakıa 46)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

(45-46) Keyf içinde şımarırlardı dünyadayken. En büyük şirkte ederlerdi ısrar

(Vakıa 46)

Mehmet Türk Meali:

Onlar, büyük günâhlarda1 ısrar ederlerdi.*

(Vakıa 46)

Muhammed Celal Şems Meali:

Onlar, büyük günah (işlemek konusunda) hep ısrar ederlerdi.

(Vakıa 46)

Muhammed Esed Meali:

çirkin günahlar işlemekte inat ediyorlardı,

(Vakıa 46)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Onlar, o büyük günah üzerinde ısrar etmekteydiler.

(Vakıa 46)

Mustafa Çavdar Meali:

O büyük günah üzerinde ısrar etmiştiler.

Bknz: (17/49)»(17/52)

(Vakıa 46)

Mustafa Çevik Meali:

41-48 Amel defterleri sol taraflarından verilen bedbahtlara gelince, o nankör ve inatçılar cehennemin kavurucu sıcağı ile kavrulurken, bir yandan da kaynar su içirilecekler, boğucu, simsiyah bir duman içinde yaşayacak, yürekleri dağlayan bir umutsuzluk içinde yanıp duracaklar. Çünkü onlar dünyada iken, Allah’ın kendilerine bahşettiği nimetleri, yalnızca dünya hayatı için ölçüsüzce kullanmış, Allah’a karşı nankörlük edip azgınlaşmış, O’nun sınırlarını tanımayıp, kendileri nizamlar kurup hükümler koyup, sınırlar oluşturmuşlardı. Ayrıca öldükten sonra Allah’ın insanları tekrar diriltip hesap soracağı günü ve gerçeğini de yalan sayıp, inkâr etmiş, “Ne yani, ölüp kemiklerimiz çürüyüp de toprağa karıştıktan sonra, yeniden mi diriltileceğiz, bizden önceki atalarımız da mı diriltilecek?” diye alay etmişlerdi.

(Vakıa 46)

Mustafa İslamoğlu Meali:

ve büyük ihanette ısrar etmiştiler;

(Vakıa 46)

Osman Okur Meali:

(45-46) Çünkü onlar, bundan önce, dünyada, nimet içinde bulunurlar iken, büyük günah işlemekte direnir dururlardı.

(Vakıa 46)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Ve büyük günah üzerine ısrar eder olmuşlardır.

(Vakıa 46)

Ömer Öngüt Meali:

Büyük günah işlemekte direnir dururlardı.

(Vakıa 46)

Ömer Sevinçgül Meali:

Büyük günahlar işlemeyi inatla sürdürürlerdi.

(Vakıa 46)

Sadık Türkmen Meali:

Büyük günahı işlemekte ısrar ediyorlardı.

(Vakıa 46)

Seyyid Kutub Meali:

Büyük günahı (Allah'a ortak koşmayı) işlemekte ısrar ediyorlardı.

(Vakıa 46)

Suat Yıldırım Meali:

O en büyük günahta, şirkte ısrar ederlerdi.

(Vakıa 46)

Süleyman Ateş Meali:

Büyük günahı işlemekte ısrar ediyorlardı.

(Vakıa 46)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Israrla büyük günahları[1] işler dururlardı,

1) Kelimeler elif lamlı olduğu için diğer ayetlerde en büyük olduğu belirtilen şirk günahı diye tercüme ettik.

(Vakıa 46)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

(45-46) Çünkü onlar bütün ömürlerini zevki sefa içinde geçirmişler, sürekli, Allah'a ortak koşmuşlardı.

(Vakıa 46)

Şaban Piriş Meali:

Büyük günah üzerinde ısrar ediyorlardı.

(Vakıa 46)

Talat Koçyiğit Meali:

45-46 Zira onlar, bundan önce, dünyada iken refah içinde idiler ve büyük günâh üzerinde ısrar, ediyorlardı.

(Vakıa 46)

Tefhimul Kuran Meali:

Onlar, büyük günah üzerinde ısrarlı davrananlardı.

(Vakıa 46)

Ümit Şimşek Meali:

O büyük günahta(4) ısrar ediyorlardı.*

(Vakıa 46)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

O büyük günah üzerinde ısrar edip dururlardı.

(Vakıa 46)