4. Nisa Suresi / 97.ayet

Kendilerine zulmedip yazık edenlere gelince, Melekler onların canlarını alırken: “İmanınız uğruna ne yaptınız?” Onlar da derler ki: “Biz yeryüzünde güçsüz bırakılmış kimseler idik.” Melekler: “Allah’ın yeryüzü geniş değil miydi? Siz de Allah yolunda hicret etseydiniz ya!” derler. Onların yeri cehennemdir. O, ne kötü bir dönüş yeridir.

Bknz: (6/93)(8/50)(16/28)(23/99)(47/27)

Mustafa Çavdar Meali

Nisa 97 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Melekler, nefislerine zulmedenlerin canlarını alırken ne haldeydiniz derler. Onlar da, yeryüzünde derler, aciz kişilerdik biz. Melekler, Allah'ın yeri geniş değil miydi derler, siz de hicret edeydiniz. İşte onlardır yurtları cehennem olanlar ve orası, ne de kötü bir yurttur.

(Nisa 97)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Melekler, (cihad görevini ve dini gayretini terk etmekle) kendi nefislerine zulmedenlerin hayatına son verecekleri zaman derler ki: "Nerede (ve ne halde ve hangi meşguliyette) idiniz? (Niye cihadı terk ettiniz?) " Onlar ise: "Biz, yeryüzünde (aciz, fakir ve çaresiz kimselerdik, bu yüzden dini gayret gösteremedik, ibadet ve hizmet edemedik, çünkü) zayıf bırakılmışlar (müstaz'aflar) idik" derler. (Melekler de:) "Hicret etmeniz (haklı ve hayırlı kesimlerin yanına geçmeniz) için Allah'ın Arz’ı geniş değil miydi?" derler. İşte onların (Hakk yolunda gayret ve mes’uliyetten kaytaranların) barınma yeri cehennemdir. O ne kötü yataktır.

(Nisa 97)

Abdullah Parlıyan Meali:

Melekler, varlık sebebine aykırı davranarak hicret etmeyip, kâfir ve müşrikler arasında yaşamayı tercih eden kimselere, canlarını alırken soracaklar: “Ne işte bulundunuz?” Onlar: “Biz yeryüzünde çok güçsüzdük” diye cevap verecekler. Melekler: “Allah'ın arzı, sizin kötülük diyarını terketmenize yetecek kadar geniş değil miydi?” diyecekler. Böylelerinin varış yeri cehennemdir. Ne kötü bir gidiş yeridir orası.

(Nisa 97)

Adem Uğur Meali:

Kendilerine yazık eden kimselere melekler, canlarını alırken: "Ne işde idiniz!" dediler. Bunlar: "Biz yeryüzünde çaresizdik" diye cevap verdiler. Melekler de: "Allah'ın yeri geniş değil miydi? Hicret etseydiniz ya!" dediler. İşte onların barınağı cehennemdir; orası ne kötü bir gidiş yeridir.

(Nisa 97)

Ahmet Hulusi Meali:

Muhakkak ki melekler, nefslerine zulmeder halde vefat ettirilen kimselere, "Ne işte idiniz (niye nefsinize zulüm olan şu şartlar içindesiniz)?" dediler... (Onlar da) dediler ki: "Biz Arz'da zayıf, çaresizdik"... (Melaike de) dedi ki: "Allah Arz'ı geniş olmadı mı, orada hicret etseydiniz?"... İşte bunların ulaşacağı yer cehennemdir... O ne kötü sondur!

(Nisa 97)

Ahmet Tekin Meali:

Haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkmayarak, hicret etmeyerek, zâlim idareler altında yaşayanların, kendilerine zulmedilmesine aldırmayanların ruhlarını alarak ölümlerini gerçekleştirirken, melekler: “Hangi milletin içinde, nasıl bir yerde idiniz?" diye sorarlar. Bunlar: “Biz yeryüzünde temel hak ve hürriyetleri kısıtlanmış, baskıcı, zâlim idareler altında ezilen çaresizlerdik" diye cevap verirler. Melekler de: “Allah'ın ülkesi geniş değil miydi? Hürriyetlerinize sahip çıksaydınız, devletinizin değerini bilip, baskılara boyun eğmeyerek özgürce Allah'a kulluk ve ibadet etmek, güç ve gönül birliği yapmak için hicret etseydiniz ya!" derler. İşte onların mekânları cehennemdir. Orası ne kötü bir cezalandırma ve nihaî dönüş yeridir.

(Nisa 97)

Ahmet Varol Meali

Melekler, kendilerine haksızlık edenlerin canlarını alırlarken: "Siz ne hal üzere idiniz?" derler. Onlar: "Biz yeryüzünde zayıf düşürülmüş kimseler idik" derler. Melekler de: "Allah'ın yeri geniş değil miydi ki orada hicret etseydiniz?" derler. Bunların varacakları yer cehennemdir. Orası ne kötü bir varış yeridir!*

(Nisa 97)

Ali Bulaç Meali:

Melekler kendi nefislerine zulmedenlerin hayatına son verecekleri zaman derler ki: "Nerde idiniz?" Onlar: "Biz, yeryüzünde zayıf bırakılmışlar (müstaz'aflar) idik." derler. (Melekler de:) "Hicret etmeniz için Allah'ın arzı geniş değil miydi?" derler. İşte onların barınma yeri cehennemdir. Ne kötü yataktır o?

(Nisa 97)

Ali Fikri Yavuz Meali:

(Mekke'den hicret vâcib olduğu zaman oradan hicret etmeyip küfür diyarında kalıp) nefislerine zulmettikleri halde, meleklerin, canlarını aldığı kimselere (azarlama kasdı ile) melekler şöyle derler: “- Ne işte idiniz?” Onlar: “- Biz Mekke'de zayıf kimselerdendik, hicret etmekten acizdik.” derler. Melekler de: “-Allah'ın arzı geniş değil mi idi? Siz de oraya hicret edeydiniz ya!” derler. İşte onların yeri cehennemdir. O, ne kötü bir dönüş yeridir!...

(Nisa 97)

Ali Rıza Sefa Meali:

Melekler, kendilerine yazık edenlerin canlarını alırken, soracaklar: "Ne durumdaydınız?" Derler ki: "Yeryüzünde çok güçsüzdük!" Şöyle diyecekler: "Allah'ın yeryüzü, göç edebileceğiniz denli geniş değil miydi?" İşte, kalacakları yer cehennemdir; ne kötü bir varış yeridir.

(Nisa 97)

Ali Ünal Meali:

(Hicrete güçleri yettiği halde hicret etmeyip, bulundukları yerde Allah’a şirk koşmaya devam ettikleri için) kendi kendilerinin zalimleri olarak (ölüm) meleklerinin canlarını aldığı kimselere gelince: (o anda melekler) onlara sorar: “Ne işle meşguldünüz?” Onlar, “Biz, bu ülkede (Din’i yaşamaya imkân bulamayan) zulme ve baskıya maruz kalmış kimselerdik.” diye cevap verirler. Melekler, “Allah’ın arzı geniş değil miydi? Hicret edeydiniz!” derler. Böylelerinin nihaî barınağı Cehennem’dir; ne fena bir âkıbet, son durak olarak ne kötü bir yer!

(Nisa 97)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Kendi nefislerine zulmedici olarak yakalanıp melekler tarafından canları alınanlara, melekler: “Durumunuz ne idi?” dediler. Onlar: “Biz yeryüzünde zayıf bırakılanlardandık” diye cevap verdiler. Melekler: “Allah’ın toprakları geniş değil miydi ki, hicret edeydiniz?” dediler. İşte onların sığınağı Cehennemdir. Orası ne kötü dönüş yeridir.

(Nisa 97)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Melekler, kendilerine zulmedenlere, canlarını alırken, "Sizin neyiniz vardı?" diye soracaklar. Onlar, "Biz yeryüzünde çok güçsüzdük" şeklinde cevap verecekler. Melekler, "Allah'ın yeri sizin kötülük diyarını terketmenize yetecek kadar geniş değil miydi?" diyecekler. İşte onların barınağı cehennemdir, orası ne kötü bir gidiş yeridir!

(Nisa 97)

Bekir Sadak Meali:

Kendilerine yazik edenlerin canlarini aldiklari zaman onlara: «Ne yaptiniz bakalim?» deyince, «Biz yeryuzunde zavalli kimselerdik» diyecekler, melekler de: «Allah'in arzi genis degil miydi? Hicret etseydiniz ya!» cevabini verecekler. Onlarin varacaklari yer cehennemdir. Orasi ne kotu donulecek yerdir!

(Nisa 97)

Besim Atalay Meali:

Kendi özlerine zulmeden kimselerin, melekler canlarını alırken: «Siz ne durumdaydınız?» diyerek soracaklar, onlar da: «Bizler orada zayıf kimselerdik» diyeceklerdir, «Allahın yeryüzü geniş değil mi? Orda göçmen olaydınız!» denilir, imdi onların durakları ateştir, o ne kolu uğraktır

(Nisa 97)

Celal Yıldırım Meali:

Kendilerine haksızlıkta bulunup yazık eder bir halde iken meleklerin (gelip) canlarını aldıkları kimselere gelince, onlara: «Ne işte bulundunuz ?» diye sorarlar. Onlar da: «Biz yeryüzünde (savaşamıyan, cihâda katılamıyan) birtakım âcizler idik,» derler. Melekler: «Allah'ın arzı geniş değil miydi, orada hicret etseydiniz ya ?!» derler. İşte bunların dönüp eyleşecekleri yer Cehennemdir. Gidilecek yer olarak orası ne kötüdür !

(Nisa 97)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Melekler, (inkârcıların dayatması altında zulme rıza göstererek ve tavizler vererek ) kendilerine yazık edenlerin hayatlarına son verecekleri zaman, derler ki: “Ne işte idiniz (din işleri nasıl gidiyordu)?” (Onlar da): “Biz (bulunduğumuz) yerde (dini yaşayamayan) çaresizlerdendik” diye cevap verirler. Melekler de: “Allah'ın yeri geniş değil miydi, hicret etseydiniz ya!” derler. İşte (dünya hayatının rahatını tercih edip dinden uzak kalarak sefil bir hayat yaşadıkları için) onların varacağı yer cehennemdir. Orası ne kötü bir gidiş yeridir.

(Nisa 97)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Kendilerine yazık edenlerin melekler canlarını aldıkları zaman onlara: "Ne yaptınız bakalım?" deyince, "Biz yeryüzünde zavallı kimselerdik" diyecekler, melekler de: "Allah'ın arzı geniş değil miydi? Hicret etseydiniz ya!" cevabını verecekler. Onlarınvaracakları yer cehennemdir. Orası ne kötü dönülecek yerdir!

(Nisa 97)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Kendilerine zulmetmekteler iken meleklerin canlarını aldığı kimseler var ya; melekler onlara şöyle derler: "Ne durumdaydınız? (Niçin hicret etmediniz?)" Onlar da, "Biz yeryüzünde zayıf ve güçsüz kimselerdik" derler. Melekler, "Allah'ın arzı geniş değil miydi, orada hicret etseydiniz ya!" derler. İşte bunların gidecekleri yer cehennemdir. O ne kötü varış yeridir.

(Nisa 97)

Diyanet Vakfı Meali:

Kendilerine yazık eden kimselere melekler, canlarını alırken: «Ne işde idiniz!» dediler. Bunlar: «Biz yeryüzünde çaresizdik» diye cevap verdiler. Melekler de: «Allah'ın yeri geniş değil miydi? Hicret etseydiniz ya!» dediler. İşte onların barınağı cehennemdir; orası ne kötü bir gidiş yeridir.

(Nisa 97)

Edip Yüksel Meali:

Kendilerine zulmedenlerin canlarını alırken melekler: 'Ne halde idiniz,' derler. 'Bizler yeryüzünde ezilmiş kimselerdik,' diye cevap verirler. 'ALLAH'ın yeri geniş değil miydi ki oralara göç edeydiniz,' derler. Onların yeri cehennem. O ne kötü bir dönüş noktası.

(Nisa 97)

Elmalılı Orjinal Meali:

O kimseler ki nefislerine zulmetmekdelerken melekler canlarını aldılar, "ne işde idiniz" dediler, "biz dediler: Bu arzda zebun idik", "ya, dediler: Allahın arzı geniş değil mi idi oraya hicret etsenizdi ya?" İşte bunların me'vaları Cehennemdir, ona gidiş de ne fena şeydir

(Nisa 97)

Elmalılı Yeni Meali:

Melekler, kendilerine zulmettikleri bir durumda bulunurken canlarını aldıkları kimselere: "Siz ne iş yapmaktaydınız?" diyecekler. Onlar: "Biz yer yüzünde zayıf ve güçsüzdük" diye cevap verecekler. Melekler: "Allah'ın arzı geniş değil miydi, oraya hicret etseydiniz ya!" diyecekler. İşte bunların barınakları cehennemdir. Ona gidiş de ne kötü şeydir!

(Nisa 97)

Erhan Aktaş Meali:

Doğrusu, kendilerine haksızlık eden kimselere[1], melekler canlarını alırken: "Neden bu durumdaydınız?"[2] derler. Onlar: "Biz yeryüzünde mustaz'af[3] kimselerdik" derler. Melekler: "Allah'ın arzı geniş değil miydi, hicret etseydiniz ya!" derler. İşte bunların yeri Cehennem'dir. Orası ne kötü bir yerdir.

1)Yapmaları gereken şeyleri yapmayanlar ve yapmamaları gereken şeyleri yapanlar.
2)Mevcut durumu neden kabullendiniz, küfre neden rıza gösterdiniz?
3)Güçsüz bırakılmışlar, ezilmişler.

(Nisa 97)

Gültekin Onan Meali:

Melekler kendi nefislerine zulmedenlerin hayatına son vercekleri zaman derler ki: "Nerde idiniz?" Onlar "Biz, yeryüzünde zayıf bırakılmışlar (müstaz'aflar) idik". derler. (Melekler de:) "Hicret etmeniz içini Tanrı'nın arzı geniş değil miydi?"derler. İşte onların barınma yeri cehennemdir. Ne kötü yataktır o?

(Nisa 97)

Hakkı Yılmaz Meali:

(97,98) Kesinlikle görevli güçlerin, kendilerine haksızlık ederlerken, geçmişte yaptıklarını ve yapması gerekirken yapmadıklarını bir bir hatırlattırdıkları şu kimselerin durumuna gelince; görevli güçler, “Ne işte idiniz?” derler. Onlar: “Biz, yeryüzünde güçsüzleştirilmiş kimselerdik” derler. Görevli güçler: “Allah'ın yeryüzü geniş değil miydi, siz, orada hicret etseydiniz ya?” derler. Artık, –erkeklerden, kadınlardan ve çocuklardan göçe güç yetiremeyen, kılavuzlandıkları doğru yolu bulamayan kimseler hariç– işte bunların varacakları yer cehennemdir. Ve o ne kötü gidiş yeridir!

(Nisa 97)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Melekler, nefislerine zulmedenlerin canını aldığında: “Nerede idiniz/hangi saftaydınız?” derler. Derler ki: “Biz yeryüzünde (müşriklerin safında yer almak zorunda olan, çaresiz) mustazaflardık.” (Melekler:) “Allah’ın arzı geniş değil miydi? Hicret etseydiniz ya!” derler. Bunların barınağı cehennemdir. Ne kötü bir yataktır o!

(Nisa 97)

Harun Yıldırım Meali:

Melekler onları nefislerine zulmeder oldukları halde alırken: “Ne yapıyordunuz?” derler. “Biz yeryüzünde mustazaf olanlardık.” derler. Derler ki: “Allah’ın arzı geniş değil miydi? Orada hicret etseydiniz ya!” İşte onlar var ya; onların barınağı Cehennemdir, doğrusu ne kötü dönüş yeridir.

(Nisa 97)

Hasan Basri Çantay:

Öz nefislerinin zaalimleri olarak canlarını alacağı kimselere melekler derler ki "Ne işde idiniz?". Onlar: "Biz yer (yüzün) de (dinin emirlerini tatbikden) aciz (kimse) lerdik" derler. Melekler de: "Allahın arzı (yeryüzü) geniş değil miydi? Siz de orada hicret edeydiniz ya" derler. İşte onlar (böyle). Onların barınakları cehennemdir. O ne kötü bir yerdir.

(Nisa 97)

Hayrat Neşriyat Meali:

(Mekke'de müşriklerle berâber kalıp, hicret etmeyerek) nefislerine zulmedici oldukları hâlde iken, meleklerin canlarını aldığı kimselere (o melekler): “(Dîniniz hakkında)ne hâlde idiniz?” dediler. (Onlar:) “Yeryüzünde (dînimizi yaşamaktan) âciz bırakılmış kimselerdik!” dediler. (Melekler de:) “Allah'ın arzı geniş değil miydi? Öyle ise orada (küfür diyârından başka bir yere) hicret etseydiniz ya!” dediler. İşte onlar yok mu, varacakları yer Cehennemdir. Ve (o) ne kötü varılacak yerdir!(2)*

(Nisa 97)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Gerçek şu ki, kendi canlarının zalimleri iken, meleklerin kendilerini vefat ettirdikleri[kimselere Melekler] "Ne [halde] idiniz?" dediler. Onlar "Yerde, zayıf bırakılmak istenenlerdik." dediler. [melekler] "Allah'ın yeri [dünyası] geniş değil miydi? O halde onda [yerde] hicret etseydiniz?" dediler. İşte onların barınma yeri cehennemdir. Dönüş yeri bakımından ne kötüdür!

(Nisa 97)

Hüseyin Atay Meali:

Melekler, kendilerine zulmedenlerin canlarını alacakları zaman, onlara "Nerede idiniz?" deyince, "Biz yurdumuzda güçsüz düşürülmüş kimselerdik" diyecekler. "Allah'ın yeryüzü geniş değil miydi, oraya göç etseydiniz ya" diyecekler. İşte, bunların yurdu cehennemdir. Orası gidilecek ne kötü yerdir!

(Nisa 97)

İbni Kesir Meali:

Melekler; nefislerine zulmedenlerin canlarını aldıkları zaman: Ne yapıyordunuz? deyince; biz yeryüzünde zayıf düşürülmek istenmiş kimselerdik, diyecekler. Melekler de: Allah'ın yeri geniş değil miydi? Hicret etseydiniz? diyecekler. Onların varacakları yer, cehennemdir. Dönülecek yer olarak ne kötüdür orası.

(Nisa 97)

İlyas Yorulmaz Meali:

Melekler, kendi nefislerine zulmedenlerin canlarını aldıklarına “Siz niçin Allah yolunda savaşmadınız” derler. Onlarda “Biz zayıf bırakılmış kimselerdik” derler. Meleklerde onlara “Allah'ın arzı geniş değilmiydi? Hicret etseydiniz ya!” derler. İşte, böylelerinin varacağı yer cehennemdir. Cehennem dönüş yeri olarak ne kadar kötüdür.

(Nisa 97)

İskender Ali Mihr Meali:

Muhakkak ki melekler, kendi nesflerine zulmedenleri öldürürken : "Siz nerede (ne işte) idiniz?" dediler. (Onlar da): "Biz yeryüzünde zayıf (güçsüz) kimselerdik." dediler. (Melekler): "Allah'ın arzı (yeryüzü) geniş değil miydi? Öyleyse oraya hicret etseydiniz!" dediler. İşte onlar, onların varacağı yer cehennemdir ve (o) kötü bir varış yeridir.

(Nisa 97)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Gerçekten melekler kendilerine kıyıcılık edenlerin canlarını alırken onlara derler: «Siz yeryüzünde iken ne yapıyordunuz?» Onlar da derler: «Biz yeryüzünde iken düşkün kimselerdik.» Melekler derler: «Allah'ın yarattığı yeryüzü geniş, değil miydi? Siz de göç etseydiniz.» İşte onlar durağı Cehennem olanlardır. Onların dönecekleri yer ne kötüdür.

(Nisa 97)

Kadri Çelik Meali:

Melekler kendilerine zulüm edenlerin canlarını aldıkları zaman onlara, “Ne işte idiniz?” deyince, “Biz yeryüzünde zayıf bırakılmış kimselerdik” derler. Melekler de “Allah'ın arzı geniş değil miydi? Hicret etseydiniz ya!” cevabını verirler. İşte onların varacakları yer cehennemdir. Orası pek de kötü dönülecek yerdir!

(Nisa 97)

Mahmut Kısa Meali:

Melekler, Allah yolunda cihâdı ve hicreti terk ederek kendilerine zulmeden kimselerin canlarını alırken, onlara “Dünyada ne hâldeydiniz? Zulme karşı mücâdeleye katılmama konusunda mâzeretiniz neydi?” diye soracaklar. Onlar, “Biz yeryüzünde zayıf bırakılmış ve küfre karşı açık ve net olarak tavır alma konusunda güç ve imkânlardan yoksun kalmış kimselerdik. Bu yüzden, çâresiz bir hâlde, küfrün egemenliğine mahkûm olduk. Zira, iman ateşten bir kor idi ve biz onu tutmaya cesaret edemedik!” diyecekler. Bunun üzerine melekler, “Peki Allah’ın arzı yeterince geniş değil miydi ki,inancınızı yaşayabileceğiniz bir yere veya müminlerle dayanışma içinde, zulme karşı mücâdele verebileceğiniz bir çevreye göç etmediniz!” diye karşılık verecekler. İşte, onların varacağı yer cehennemdir! Ne korkunç bir son!

(Nisa 97)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Açıkça melekler nefislerine zulmedenlerin canını alırken: "Neredeydiniz? derler. Nitekim onlar da: "Biz yeryüzünde çok güçsüz, aciz kimselerdik" derler. İyi de hicret etmeniz için Allah'ın yeri yeterince geniş değil miydi derler Şüphesiz onların yurtları cehennemdir. Orası ne kötü bir kalınacak yurttur.

(Nisa 97)

Mehmet Türk Meali:

Melekler (hicret etmeyip) kendilerine zul-meden kişilerin canlarını alırken onlara: “Sizin dünyadaki durumunuz neydi?” deyince, onlar da: “Biz o beldenin zavallılarıydık.” diyecekler. Melekler de onlara: “Allahın yeryüzü hicret etmenize yetecek kadar geniş değil miydi?” diye cevap verecekler.1 Onların barınma yerleri, varılacak yerlerin en kötüsü olan cehennemdir.2*

(Nisa 97)

Muhammed Celal Şems Meali:

Melekler, kendi nefislerine zulmedenlerin canlarını alırken onlara, “Siz ne durumdaydınız?” diyecekler. “Biz yeryüzünde zayıf duruma düşürülenlerdendik,” diyecekler. Melekler (onlara), “Allah’ın toprağı geniş değil miydi? Hicret etseydiniz!” diyecekler. İşte bunların kalacakları yer Cehennem’dir. O, kalınacak yer olarak ne kötüdür.

(Nisa 97)

Muhammed Esed Meali:

Melekler, kendilerine zulmeden kimselere canlarını alırken soracaklar: "Neyiniz vardı sizin?" Onlar: "Biz, yeryüzünde çok güçsüzdük" diye cevap verecekler.(Melekler), "Allahın arzı sizin kötülük diyarını terk etmenize yetecek kadar geniş değil miydi?" diyecekler. Böylelerinin varış yeri cehennemdir, ne kötü bir varış yeri!

(Nisa 97)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Melekler, kendilerine yazık etmiş olanların canlarını alırken, onlara; "Ne halde idiniz?" diye sorarlar. Onlar; "Biz bu ülkede güçsüz kimselerdik," derler. Melekler ise "Allah'ın yeryüzü geniş değil miydi? Siz de göç etseydiniz ya!" diye yanıt verirler. Onların varacakları yer Cehennemdir. Orası, varılacak ne kötü bir yerdir.

(Nisa 97)

Mustafa Çavdar Meali:

Kendilerine zulmedip yazık edenlere gelince, Melekler onların canlarını alırken: “İmanınız uğruna ne yaptınız?” Onlar da derler ki: “Biz yeryüzünde güçsüz bırakılmış kimseler idik.” Melekler: “Allah’ın yeryüzü geniş değil miydi? Siz de Allah yolunda hicret etseydiniz ya!” derler. Onların yeri cehennemdir. O, ne kötü bir dönüş yeridir.

Bknz: (6/93) - (8/50) - (16/28) - (23/99) - (47/27)

(Nisa 97)

Mustafa Çevik Meali:

97-99 Melekler, Allah’ın davetinden yüz çevirerek kendilerine zulmeden kimselerin canlarını alırken “Siz Allah için ne yaptınız?” diye soracaklar. Onlar da Bizler ezilmiş, güçsüz bırakılmış, zayıf kimselerdik bu yüzden de bir şey yapamadık” diyecekler. Bunun üzerine melekler de onlara “Allah’ın arzı hicret edeceğiniz kadar geniş değil miydi?” derler. İşte böylelerinin varacakları yer cehennem olacaktır, orası ne kötü bir varış yeridir. Ancak erkeklerden, kadınlardan ve çocuklardan hicret ederek, mü’minlerin arasına katılmak istemelerine rağmen, gerçekten özürleri, çaresizlik, düşkünlük ve güçsüzlükleri sebebi ile bu duruma güç yetirmeyip, bir yol bulamayanlar cezalandırılmazlar. Umulur ki Allah bunları affeder. Allah mü’minlere karşı çok merhametli ve bağışlayıcıdır.

(Nisa 97)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Melekler, kendi kendilerine zulmedenlere canlarını alırken "Sizin neyiniz vardı?" diye soracak. Onlar, "Bir yeryüzünde güçsüzdük!" diye cevap verecekler. (Melekler) "Allah'ın arzı yeterince geniş değil miydi, hicret etseydiniz ya?" diyecekler. İşte bu tiplerin varacağı yer cehennemdir; orası ne kötü varış yeridir.

(Nisa 97)

Osman Okur Meali:

(İnkârcıların dayatması altında zulme rıza göstererek ve tavizler vererek) Kendi kendilerine zulmeden kimselere melekler, canlarını alırken: «Ne işde idiniz!» derler. Bunlar: «Biz yeryüzünde çaresizdik» diye cevap verirler. Melekler de: «Allah'ın yeri geniş değil miydi? Hicret etseydiniz ya!» derler. İşte onların barınağı cehennemdir; orası ne kötü bir gidiş yeridir.

(Nisa 97)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Muhakkak o kimseler ki, nefislerine zulmeder oldukları halde canlarını melekler alacaklardır, «Ne işte idiniz?» diyeceklerdir. «Biz yeryüzünde zayıf sayılır kimseler idik,» derler. Melekler de, «Allah'ın yeryüzü geniş değil mi idi ki, orada muhâceretedeydiniz» deyiverirler. İşte onların varacakları yer cehennemdir. Ne fena uğranacak yer?

(Nisa 97)

Ömer Öngüt Meali:

Melekler nefislerine zulmedenlerin canlarını alırken: “Siz ne işde idiniz?” derler. Onlar da: “Biz yeryüzünde zayıf (çaresiz) idik. ” derler. Melekler: “Allah'ın arzı geniş değil miydi? Hicret etseydiniz ya!” derler. İşte onların barınakları cehennemdir. Orası gidilecek ne kötü yerdir!

(Nisa 97)

Ömer Sevinçgül Meali:

Melekler, nefislerine zulmedenlerin ‘kendi kendilerine haksızlık edenlerin’ canlarını alırlarken, “Neler yapıyordunuz?” diye sorarlar. Onlar da, “Biz, yeryüzünde eli ermez gücü yetmez kimselerdik” derler. “Allah’ın nimeti olan yeryüzü geniş değil miydi! Başka yere gitseydiniz ya!” derler. Onların varacakları yer cehennemdir. Ne kötü bir dönüş yeri!

(Nisa 97)

Sadık Türkmen Meali:

KENDİLERİNE zulmediyorlar iken, meleklerin canlarını aldığı kimseler var ya, melekler onlara şöyle derler: “Ne durumdaydınız (niçin hicret etmediniz?)” Onlar da: “Biz yeryüzünde zayıf ve güçsüz kimselerdik” derler. Melekler: “Allah’ın arzı (yeryüzü) geniş değil miydi, oraya (başka bir yere) hicret etseydiniz ya!” derler. İşte bunların gidecekleri yer cehennemdir. O ne kötü varış yeridir.

(Nisa 97)

Seyyid Kutub Meali:

Melekler, kendilerini zulme mahkum edenlerin canlarını alırken onlara «Dünyadaki durumunuz neydi?» diye sorarlar. Onlar da «Ezilmiş zavallılardık» derler. Melekler onlara «Peki Allah'ın toprağı göç etmenize yetecek kadar geniş değilmiydi ki? derler. Bunların barınakları Cehennem olacaktır. Orası ne kötü bir varış yeridir.

(Nisa 97)

Suat Yıldırım Meali:

İman edip de hicret etmeyerek kendi öz nefislerine zulmeder vaziyette olanların canlarını alırken melekler onlara diyorlardı ki: "Ne işte idiniz?" Onlar da: "Biz bu ülkede, dinin emirlerini uygulayamayan, baskı altında yaşayan kimselerdik" deyince, melekler bu sefer şöyle dediler: "Peki Allah'ın dünyası geniş değil miydi? Siz de orada hicret etseydiniz ya?" İşte onların durağı cehennemdir. Ne fena bir dönüş yeridir orası!

(Nisa 97)

Süleyman Ateş Meali:

Nefislerine yazık eden kimselere, canlarını alırken melekler: "Ne işte idiniz (dininiz için ne yapıyordunuz)?" dediler. (Bunlar): "Biz yeryüzünde aciz düşürülmüştük." diye cevap verdiler. Melekler dediler ki: "Allah'ın yeri geniş değil miydi ki onda göç ed(ip gönlünüzce yaşayabileceğiniz bir yere gid)eydiniz?" İşte onların durağı cehennemdir, ne kötü bir gidiş yeridir orası!

(Nisa 97)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Melekler, yanlışlar içindeyken canlarını aldıkları kimselere "Ne haldeydiniz?[1]" diye soracaklar, onlar: "Biz dünyada güçsüz hale getirildik" diyecekler, Melekler de "Allah'ın toprağı yeterince geniş değil miydi, hicret etseydiniz ya!" diyeceklerdir. Onların varıp kalacakları yer cehennemdir. Ne kötü yere düşmedir o[2]!

1)Müminun 23/100 kabir suali ile ilgili olabilir mi?
2)Müslümanın da cehenneme gideceğinin delilidir. Allah'ın yasakladığı bir durumda olmayı sürdürenlerle ilgili olabilir. 

(Nisa 97)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Melekler, canlarını aldıkları zaman kendilerine zulmedenlere: "Niçin böyle yaptınız?" der. Onlar da: "Biz yeryüzünde zayıf kimselerdik" derler. Melekler: "Allah'ın arzı geniş değil miydi, göç etseydiniz ya!" derler. İşte onların varacağı yer cehennemdir. Orası ne kötü bir meskendir!

(Nisa 97)

Şaban Piriş Meali:

Melekler nefislerine zulmedenlerin canlarını alırken: -Ne haldeydiniz? derler. Onlar da derler ki: -Biz yeryüzünde sömürülmüş kimseler idik. Melekler: -Allah'ın arzı geniş değil miydi? Siz de oraya hicret etseydiniz ya! derler. Onların yeri cehennemdir. O, ne kötü bir dönüş yeridir.

(Nisa 97)

Talat Koçyiğit Meali:

Melekler, canlarını alacakları nefislerine zulmeden kimselere: "Ne işle idiniz? (Dîninizle ne derece meşgul oldunuz?)" derler Onlar: "Biz. yeryüzünde (kâfirler sebebiyle, dînin gereklerini yapmaktan) âciz kalan kimselerdik" diye cevap verirler, (Melekler de:) "Allah'ın arzı geniş değil miydi ki; oraya hicret etseydiniz?" derler. İşte bunların barınacakları yer cehennemdir. O ne kötü bir yerdir.

(Nisa 97)

Tefhimul Kuran Meali:

Melekler kendi kendilerine zulmedenlerin hayatına son verecekleri zaman, derler ki: «Neyde idiniz?» Onlar: «Biz, yeryüzünde zayıf bırakılmışlar (müstaz'aflar) idik.» derler. (Melekler de:) «Onda hicret etmeniz için Allah'ın arzı geniş değil miydi?» derler. İşte onların barınma yerleri cehennemdir. Ne kötü yataktır o.

(Nisa 97)

Ümit Şimşek Meali:

Melekler, kendilerine yazık etmiş olanların canlarını alırken, onlara “Ne halde idiniz?” diye sorarlar. Onlar, “Biz bu ülkede güçsüz kimselerdik” derler. Melekler ise “Allah'ın arzı geniş değil miydi?” derler. “Siz de hicret ediverseydiniz ya!” Onların varacakları yer Cehennemdir. Varılacak ne kötü bir yerdir orası!

(Nisa 97)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Melekler, öz benliklerine zulmetmiş olanların canlarını alırken, onlara şöyle dediler: "Neredeydiniz siz?" Cevap verdiler: "Yeryüzünde ezilip horlananlardandık biz." Melekler dediler ki: "Allah'ın yeryüzü geniş değil miydi ki orada bir yerden bir yere göçesiniz?" İşte böylelerinin varacağı yer cehennemdir. Ne kötü dönüş yeridir o!

(Nisa 97)