3. Ali İmran Suresi / 16.ayet

Onlar ki şöyle derler, “Rabbimiz, biz kesin olarak iman ettik. Bizim günahlarımızı bağışla ve bizi ateşin azabından koru.”

Bknz: (3/193)(28/52)»(28/55)

Mustafa Çavdar Meali

Ali İmran 16 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Onlar öyle kişilerdir ki Rabbimiz derler, inandık, suçlarımızı yarlıga ve bizi koru ateşin azabından.

(Ali İmran 16)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Onlar: "Rabbimiz; şüphesiz biz (bütün hüküm ve haberlerine) iman ettik, artık bizim günahlarımızı bağışla ve bizi ateşin azabından koru!" diyenlerdir.

(Ali İmran 16)

Abdullah Parlıyan Meali:

O; yolunu Allah'ın kitabı ile bulanlar: “Ey Rabbimiz! Sana inanıyoruz, bizi affet günahlarımızı bağışla ve bizi azabından koru” derler.

(Ali İmran 16)

Adem Uğur Meali:

(Bu nimetler) "Ey Rabbimiz! İman ettik; bizim günahlarımızı bağışla, bizi ateş azabından koru!" diyen;

(Ali İmran 16)

Ahmet Hulusi Meali:

Onlar şöyle derler: "Rabbimiz, biz kesinlikle iman ettik. Artık bizim suçlarımızı bağışla ve bizi yanmaktan koru!"

(Ali İmran 16)

Ahmet Tekin Meali:

Allah'ın kulları: “Ey Rabbimiz, biz iman ettik. Bizim günahlarımızı bağışla. Bizi Cehennem azabından koru.” diyenlerdir.

(Ali İmran 16)

Ahmet Varol Meali

Bunlar: "Ey Rabbimiz! Biz iman ettik. Bizim günahlarımızı bağışla ve bizi ateşin azabından koru" diyenlerdir.

(Ali İmran 16)

Ali Bulaç Meali:

Onlar: "Rabbimiz şüphesiz biz iman ettik, artık bizim günahlarımızı bağışla ve bizi ateşin azabından koru" diyenler;

(Ali İmran 16)

Ali Fikri Yavuz Meali:

O takva sahipleri yalvararak: “- Ey Rabbimiz, biz iman ve itaat ettik, bizim günahlarımızı bağışla ve bizi cehennem azabından koru derler.

(Ali İmran 16)

Ali Rıza Sefa Meali:

Onlar, şöyle derler: "Efendimiz! Kuşkusuz, inandık! Artık, suçlarımızı bağışla ve ateş cezasından bizi koru!"

(Ali İmran 16)

Ali Ünal Meali:

Ki, (o kulların içinde takva dairesine girmiş olanlar), hep şöyle yalvarırlar: “Rabbimiz, biz iman ettik; ne olur günahlarımızı bağışla ve bizi Ateş’in azabından koru!”

(Ali İmran 16)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Öyle muttakiler ki: “Ey Rabbimiz! Biz kesin olarak inanmışız. Sen günah ve kusurlarımızı affet, bizi ateş azabından koru!” derler. (Ve ona göre yaşarlar.)

(Ali İmran 16)

Bayraktar Bayraklı Meali:

- Allah, "Ey Rabbimiz! Sana inanıyoruz, bizi affet, günahlarımızı bağışla ve bizi ateşin azabından koru" diyenlerin, zorluklara sabredenlerin ve sözlerini tutanların, Rablerine yürekten bağlı olanların, servetlerini Allah yolunda harcayanların ve seherlerde bütün kalpleriyle af dileyenlerin kalplerindeki her şeyi görür.

(Ali İmran 16)

Bekir Sadak Meali:

(16-17) Onlar ki, «Rabbimiz! Biz suphesiz inandik, bunun icin gunahlarimizi bize bagisla ve bizi atesin azabindan koru» diyen, sabreden, dogru olan, gonulden kulluk eden, hayra sarfeden ve seher vakitlerinde bagislanma dileyenlerdir.

(Ali İmran 16)

Besim Atalay Meali:

Bunlar derler ki: «Tanrımız! inandık sana, bağışla bizim günahlarımızı, cehennem azabından sen koru bizi»

(Ali İmran 16)

Celal Yıldırım Meali:

(16-17) «Ey Rabbimiz ! Şüphesiz ki biz imân ettik; artık günahlarımızı bağışla ve bizi Cehennem ateşinin azabından koru» diyenler: Sabredenler, doğru olanlar, itaat edip baş eğenler, boyun bükenler, (mallarını Allah yolunda) harcayanlar ve seher vakitlerinde istiğfar edenlerdir.

(Ali İmran 16)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Onlar (Allah'ın emrine uygun yaşayıp günah işlemekten sakınanlar) şöyle derler: “Rabbimiz! Şüphesiz biz inandık, artık bizim günahlarımızı bağışla ve bizi ateşin azabından koru!”

(Ali İmran 16)

Diyanet İşleri Eski Meali:

16,17. Onlar ki, "Rabbimiz! Biz şüphesiz inandık, bunun için günahlarımızı bize bağışla ve bizi ateşin azabından koru" diyen, sabreden, doğru olan, gönülden kulluk eden, hayra sarfeden ve seher vakitlerinde bağışlanma dileyenlerdir.

(Ali İmran 16)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

(16-17) (Bunlar), "Rabbimiz, biz iman ettik. Bizim günahlarımızı bağışla. Bizi ateş azabından koru" diyenler, sabredenler, doğru olanlar, huzurunda gönülden boyun büküp divan duranlar, Allah yolunda harcayanlar ve seherlerde (Allah'tan) bağışlanma dileyenlerdir.

(Ali İmran 16)

Diyanet Vakfı Meali:

(Bu nimetler) «Ey Rabbimiz! İman ettik; bizim günahlarımızı bağışla, bizi ateş azabından koru!» diyen;

(Ali İmran 16)

Edip Yüksel Meali:

Onlar ki: 'Rabbimiz, biz inandık, günahlarımızı bağışla ve bizi cehennem azabından koru,' derler.

(Ali İmran 16)

Elmalılı Orjinal Meali:

Onları ki ya rabbena derler: inandık iman getirdik artık bizim suçlarımızı bağışla ve o ateş azabından koru bizleri

(Ali İmran 16)

Elmalılı Yeni Meali:

Onlar ki: "Rabbimiz, inandık iman getirdik; artık bizim suçlarımızı bağışla ve bizleri o ateş azabından koru!" derler.

(Ali İmran 16)

Erhan Aktaş Meali:

Bu kimseler: "Rabb'imiz! Biz, Sana iman ettik. Suçlarımızı bağışla, ateşin azabından bizi koru." derler;

(Ali İmran 16)

Gültekin Onan Meali:

Onlar: "Rabbimiz şüphesiz biz inandık, artık bizim günahlarımızı bağışla ve bizi ateşin azabından koru" diyenler;

(Ali İmran 16)

Hakkı Yılmaz Meali:

(15-17) De ki: “Size bundan daha hayırlı olanı bildireyim mi? Allah'ın koruması altına girmiş; “Rabbimiz! Şüphesiz biz inandık, artık bizim suçlarımızı bağışla ve bizi Ateş'in azabından koru!” diyen, sabreden; direnç gösteren, doğru olan, sürekli saygıda duran, Allah yolunda harcamada bulunan ve seherlerde bağışlanma dileyen kişiler için Rablerinin katında, içinde temelli kalacakları, altından ırmaklar akan cennetler, tertemiz eşler ve Allah'tan hoşnutluk vardır. Ve Allah, kulları en iyi görendir.

(Ali İmran 16)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

(Cenneti hak eden takva sahipleri) derler ki: “Rabbimiz! Şüphesiz ki bizler, iman ettik. Günahlarımızı bağışla ve bizi ateşin azabından koru.”

(Ali İmran 16)

Harun Yıldırım Meali:

Onlar ki: "Rabbimiz! Şüphesiz biz iman ettik, bizim günahlarımızı bağışla ve bizi ateş azabından koru!" derler.

(Ali İmran 16)

Hasan Basri Çantay:

(16-17) (O takvaaya erenler): "Ey Rabbimiz, biz iman etdik. Artık bizim günahlarımızı yarlığa ve bizi o ateşin azabından koru" diyenler, sabredenler, (imanlarında) gerçek olanlar, (Allaha) itaatle boyun eğenler, infaak edenler, seharlarda Allahdan mağfiret isteyenlerdir.

(Ali İmran 16)

Hayrat Neşriyat Meali:

Onlar ki: “Rabbimiz! Muhakkak ki biz îmân ettik; artık günahlarımızı bize bağışla ve bizi o ateşin azâbından muhâfaza eyle!” derler.(1)*

(Ali İmran 16)

Hubeyb Öndeş Meali: /

[O kullar] ki "RAB'bimiz, biz kesinlikle inandık. Artık, cezayı gerektiren işlerimizi bize bağışla, ateşin azabından bizi koru." diyorlar.

(Ali İmran 16)

Hüseyin Atay Meali:

(16-17) Bunlar, katlananlar, doğru olanlar, içtenlikle boyun eğenler, geçindirenler, bağışlanma dileyenler, tan ağarırken "Rabbimiz! Doğrusu, biz inandık, günahlarımızı bize bağışla, bizi ateşin azabından koru!" derler.

(Ali İmran 16)

İbni Kesir Meali:

Onlar ki: Ey Rabbımız; biz gerçekten iman ettik, artık günahlarımızı bize bağışla ve o ateş azabından bizleri koru diyenler,

(Ali İmran 16)

İlyas Yorulmaz Meali:

(Cennette olanlar dünyada iken) “Ey Rabbimiz! Biz sana inandık, bize günahlarımızı bağışla, bizi ateşin azabından koru” diyenlerdir.

(Ali İmran 16)

İskender Ali Mihr Meali:

Onlar (takva sahipleri): “Rabbimiz, biz hiç şüphesiz mü’min olduk (îmân ettik), artık bizim günahlarımızı (sevaba çevirerek) bize mağfiret et ve bizi ateş azabından koru.” derler.

(Ali İmran 16)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

O sakınanlar ki: «Ey çalabımız! Biz sana inandık. Artık Sen de bizim günahlarımızı yarlığa, bizi ateşin azabından koru» derler,

(Ali İmran 16)

Kadri Çelik Meali:

Onlar (takva sahipleri), “Rabbimiz! Biz şüphesiz inandık, o halde günahlarımızı bize bağışla ve bizi ateşin azabından koru” derler.

(Ali İmran 16)

Mahmut Kısa Meali:

“Ey Rabb’imiz, bizSana ve gönderdiğin ayetlere iman ettik, günahlarımızı bağışla ve bizi cehennem azâbından koru!” diye yalvaran kullarını...

(Ali İmran 16)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

İşte onlar öyle kimselerdir ki, "Rabbimiz biz iman ettik, çok günahımız var. İşte bizi bağışla, merhamet et bize. Bizi ateşin azabından koru" diyenlerdir.

(Ali İmran 16)

Mehmet Türk Meali:

16,17. Onlar: “Ey Rabbimiz! Biz, kesinlikle inandık, bizim günâhlarımızı bağışla ve bizi cehennem azabından koru!” diyen, sabırlı, doğruluktan şaşmayan, (Allah’a) itaat eden, mallarını Allah yolunda harcayan ve seher vakitlerinde Allah’a yalvaran kimselerdir.

(Ali İmran 16)

Muhammed Celal Şems Meali:

Onlar, “Ey Rabbimiz! Şüphesiz biz inandık, böylelikle kusurlarımızı bağışla ve Cehennem azabından bizi koru,” derler.

(Ali İmran 16)

Muhammed Esed Meali:

"Ey Rabbimiz! (Sana) inanıyoruz, bizi affet, günahlarımızı bağışla ve bizi ateşin azabından emin kıl" diyenlerin:

(Ali İmran 16)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Onlar ki şöyle derler; "Rabbimiz, biz gerçekten inandık, o halde sen bizim günahlarımızı bağışla ve bizi ateşin azabından koru."

(Ali İmran 16)

Mustafa Çavdar Meali:

Onlar ki şöyle derler, “Rabbimiz, biz kesin olarak iman ettik. Bizim günahlarımızı bağışla ve bizi ateşin azabından koru.”

Bknz: (3/193) - (28/52)»(28/55)

(Ali İmran 16)

Mustafa Çevik Meali:

16-17 Allah, “Ey Rabbimiz! Bizler yalnız Sana iman ettik, bizi ateşin azabından koru.” diye dua ederek daveti uğrunda zorluklara göğüs gerip, imkânlarını seferber edenleri, seher vakitlerinde bağışlanmak için gönülden kendisine niyazda bulunanları içinde ebedî kalacakları cennet nimetleriyle ödüllendirecektir.

(Ali İmran 16)

Mustafa İslamoğlu Meali:

"Rabbimiz! Kuşkusuz biz iman ettik: Bizi bağışla, günahlarımızı da... Ve bizi ateşin azabından koru!" diyenleri;

(Ali İmran 16)

Osman Okur Meali:

Onlar: -Rabbimiz, biz, kesin olarak iman ettik. Bizim günahlarımızı bağışla ve bizi ateşin azabından koru, diyenlerdir.

(Ali İmran 16)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Onlar ki, «Ey Rabbimiz! Biz muhakkak imân ettik, artık bizim günahları mağfiret buyur ve bizleri o ateş azabından koru,» derler.

(Ali İmran 16)

Ömer Öngüt Meali:

(O takvâ sahipleri): “Ey Rabbimiz! Biz şüphesiz ki inandık, günahlarımızı bağışla ve bizi ateş azabından koru!” derler.

(Ali İmran 16)

Ömer Sevinçgül Meali:

İnananlar, “Rabbimiz! Biz gerçekten inandık. Günahlarımızı affet. Bizi ateş azabından koru” diyenlerdir.

(Ali İmran 16)

Sadık Türkmen Meali:

O Allah’tan korkanlar: “Ey Rabbimiz, şüphesiz biz iman ettik, Sen de günahlarımızı bağışla ve bizi cehennem azabından koru” diyenler.

(Ali İmran 16)

Seyyid Kutub Meali:

Bu kimseler 'Ey Rabbimiz, inandık, günahlarımızı affeyle, bizleri Cehennem ateşinin azabından koru' derler.

(Ali İmran 16)

Suat Yıldırım Meali:

O müttakiler: "Ey bizim kerim Rabbimiz, biz iman ettik, günahlarımızı bağışla ve bizi cehennem azabından koru!" diye yalvarırlar.

(Ali İmran 16)

Süleyman Ateş Meali:

"Rabbimiz, biz inandık, bizim günahlarımızı bağışla, bizi ateş azabından koru!" diyenleri,

(Ali İmran 16)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Onlar şöyle derler: "Sahibimiz! Biz inanıp güvendik, günahlarımızı bağışla, o ateşin azabından bizi koru!"

(Ali İmran 16)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

(16-17) Sabreden, sözünü yerine getiren, Rablerine boyun eğen, servetlerini Allah yolunda harcayan ve samimiyetle bağışlanma dileyenlere... "Rabbimiz! Biz sana inanıyoruz, günahlarımızı bağışla ve bizi ateş azabından koru" diyenlere...

(Ali İmran 16)

Şaban Piriş Meali:

Onlar: -Rabbimiz, biz, kesin olarak iman ettik. Bizim günahlarımızı bağışla ve bizi ateşin azabından koru, diyenlerdir.

(Ali İmran 16)

Talat Koçyiğit Meali:

15-17 (Ey Muhammed!) De ki (Bu sayılanların) daha hayırlısını size haber vereyim mi' Rabbimiz, şüphesiz biz îman ettik; öyleyse bizim günâhlarımızı bağışa; ve bizi cehennem azabından koru diyen, sabreden, sadik olan, ibadetlerinde ve itaatlerinde devamlı olan, mallarını Allah yolunda sarf eden ve seher vakitlerinde Allah'tan af ve mağrifet dileyen muttakiler için, Rableri katında, (ağaçları) artından ırmaklar akan, (içinde) tertemiz eşler ve Allah in rızası bulunan, ebedi kalacakları cennetler vardır. Allah, (böyle) kullarını hakkıyla görendir."

(Ali İmran 16)

Tefhimul Kuran Meali:

Ki onlar: «Rabbimiz şüphesiz biz iman ettik, artık bizim günahlarımızı bağışla ve bizi ateşin azabından koru» diyenler;

(Ali İmran 16)

Ümit Şimşek Meali:

O takvâ sahipleri, “Ey Rabbimiz,” derler. “Biz kuşkusuz bir şekilde iman ettik. Sen de bizim günahlarımızı bağışla, bizi ateş azabından koru.”

(Ali İmran 16)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Kullar ki şöyle derler: "Ey Rabbimiz, kuşkusuz olarak sana inandık. Bağışla günahlarımızı, ateş azabından koru bizi."

(Ali İmran 16)