Allah müminleri sizin bulunduğunuz belirsizlik hali üzerine bırakacak değildir. Sınav yoluyla iyiyi kötüden ayırt edecektir. Bununla birlikte Allah size gaybı bildirecek de değildir. Fakat gaybı bildirmek için Allah, elçilerinden dilediğini seçer. Öyleyse Allah’a ve Allah’ın mesajlarını tebliğ eden elçilerine iman edin. Eğer inanır mümin olur ve sorumlu davranırsanız size muazzam bir mükâfat vardır.
3. Ali İmran Suresi / 179.ayet
- « Ali İmran 178
- Ali İmran 179
- Ali İmran 180 »
Ali İmran 179 ayeti için diğer mealler.

Aşağıdaki bir mealin,
* Hatalı olduğunu düşünüyorsanız,
* Telif hakkı sahibiyseniz
(Yazar, Yayınevi vs. kurumsal e postası ile),
bize iletişim bölümünden ulaşabilirsiniz.
Abdülbaki Gölpınarlı Meali:
Allah, inananları, şu bulunduğunuz halde bırakmayacak, sonucu, pisi temizden mutlaka ayırt edecek. Ve Allah size gaybı da bildirecek değil, fakat peygamberlerinden dilediğini seçer, gaybı bildirir ona. İnanır ve sakınırsanız hiç şüphe yok ki size büyük bir ecir var.
(Ali İmran 179)Abdullah-Ahmet Akgün Meali:
Allah, murdar (ve münafık) olanı, temiz ve mübarek olandan ayırt edinceye (sadıklarla, sahtekârları belirleyinceye) kadar, (ey münafıklar) mü'minleri, sizin kendisi üzerinde bulunduğunuz (ikili oynamak, fesatçılık ve fırsatçılık yapmak, Dini ve davayı kullanmak gibi) durumda (ve bir arada) bırakacak değildir. Ve tabi Allah size gaybı da bildirecek değildir. (Hatta pis tıynetli ve çirkef niyetliHABİSLERİ; temizve halis mü’minlerden ayırıncaya kadarbu imtihan sürecektir.) Lâkin Allah, elbette elçilerinden dilediğini seçip (bazı sırlarından haberdar kılmaktadır.) Öyleyse siz de Allah'a ve elçilerine iman edin. Eğer iman eder ve sakınırsanız, sizin için büyük bir ecir vardır.
(Ali İmran 179)Abdullah Parlıyan Meali:
Allah mü'minleri de, Uhut savaşında içine düştükleri zayıflık ve şaşkınlık hali üzere bırakacak değildir, sonunda iyiyi kötüden ayıracaktır. Ve Allah gayb bilgilerini yani insanın akıl ve idrakiyle kavrayıp bilemiyeceği şeyleri de size bildirecek veya anlama gücü verecek de değildir. Fakat Allah, elçilerinden dilediğini seçer. Öyleyse Allah'a ve elçilerine inanın, eğer inanır ve yolunuzu Allah ve kitabıyla bulmaya çalışırsanız, sizin için büyük mükafat vardır.
(Ali İmran 179)Adem Uğur Meali:
Allah, müminleri (şu) bulunduğunuz durumda bırakacak değildir; sonunda murdarı temizden ayıracaktır. Bununla beraber Allah, size gaybı da bildirecek değildir. Fakat Allah, elçilerinden dilediğini ayırdeder. O halde Allah'a ve peygamberlerine iman edin. Eğer iman eder, takvâ sahibi olursanız sizin için de çok büyük bir ecir vardır.
(Ali İmran 179)Ahmet Hulusi Meali:
Allah, iman edenleri olduğu gibi bırakmayacaktır. Pis ile temizi ayıracaktır. Allah sizleri gayba (Zat'ına) erdirecek değildir. Ne var ki, Rasullerinden dilediğini seçer (size göre gayb olanı bildirmek isterse). Öyle ise, Allah Esma'sının tüm alemleri ve hakikatinizi var ettiğine ve Rasullerine (bu bilgiyi size açıklamak için irsal ettiklerine) iman edin. Eğer iman eder ve korunursanız, aziym mükafata erersiniz.
(Ali İmran 179)Ahmet Tekin Meali:
Allah mü'minleri, sizin hâkim olduğunuz düzende yaşamaya terkedecek değildir. Sonunda murdarı temizden, kâfiri, fâsıkı, münafığı mü'minden ayıracaktır. Allah sizi, duyu ve bilgi alanı ötesine, gayb âlemine vâkıf kılacak da değildir. Fakat Rasullerinden sünnetine, düzeninin yasalarına uygun olarak, iradesinin tecellisine tâbi, akıllı ve sorumlu kimseleri seçip onu gayba vâkıf eder, mü'mini, münafığı ayırt ettirir. Allah'a ve Rasullerine iman edin. İman eder, Allah'a sığınıp, emirlerine yapışır, günahlardan arınıp, azaptan korunur, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarınıza ve özgürlüklerinize sahip çıkarak şahsiyetli davranır, dinî ve sosyal görevlerinizin bilincinde olursanız sizin için büyük mükâfat vardır.*
(Ali İmran 179)Ahmet Varol Meali
Allah, mü'minleri şu bulunduğunuz durumda bırakacak değildir; pis olanı temiz olandan ayıklayacaktır. Allah sizi gaybden haberdar edecek de değildir. Ancak Allah peygamberlerinden dilediğini seçer. [21] Şu halde Allah'a ve peygamberlerine iman edin. Eğer iman eder ve kötülüklerden sakınırsanız sizin için büyük bir ecir vardır.*
(Ali İmran 179)Ali Bulaç Meali:
Allah, murdar olanı, temiz olandan ayırd edinceye kadar mü'minleri, sizin kendisi üzerinde bulunduğunuz durumda bırakacak değildir. Allah sizi gayb üzerine muttali kılacak değildir. Ama Allah, elçilerinden dilediğini seçer. Öyleyse siz de Allah'a ve elçisine iman edin. Eğer iman eder ve sakınırsanız, sizin için büyük bir ecir vardır.
(Ali İmran 179)Ali Fikri Yavuz Meali:
Ey münafıklar, Allah müminleri, üzerinde bulunduğunuz şu iyi ile kötüyü karıştırıcı halde bırakacak değildir. Nihayet pisi temizden ayıracaktır; Allah size gaybı da bildirecek değildir. Fakat, Allah o gaybı (münafıkları) Rasûllerinden dilediğine seçer bildirir. Onun için, Allah'a ve Peygamberlerine iman edin. Eğer iman eder ve sakınırsanız size çok büyük bir mükâfat vardır.
(Ali İmran 179)Ali Rıza Sefa Meali:
Allah, pis olanı temiz olandan ayıracak; inananları, içinde bulunduğunuz durumda bırakmayacaktır. Allah, gizli gerçekleri size bildirecek de değildir. Allah, Kendi elçileri arasından dilediğini seçer. Artık, Allah'a ve O'nun elçilerine inanın. İnanır ve sorumluluk bilinci taşırsanız, sizin için büyük bir ödül vardır.
(Ali İmran 179)Ali Ünal Meali:
Zaten Allah mü’minleri, murdarı temizden ayırıncaya kadar içinde bulunduğunuz (ve mü’minle münafığın birbirine karıştığı) mevcut durumda bırakacak değildi ve bırakmayacaktır da. Allah, sizin hepinizi gaybe vakıf kılacak (size geleceğinizi gösterecek, kimin mü’min kimin münafık olduğunu hepiniz bilesiniz diye sizi kalblere muttalî edecek) de değildi ve etmeyecektir. Ancak O, dilediği rasûllerini seçer (ve onları dilediği ölçülerde gaybe vâkıf, kalblere muttalî kılar ve sizi tâbi tuttuğu imtihanı onlarla tamamlar). Şu halde siz, Allah’a ve O’nun rasûllerine iman edin. Eğer gerçekten iman eder ve takva dairesi içinde yaşarsanız, sizin için (keyfiyetini burada idrakiniz mümkün bulunmayan) çok büyük bir mükâfat vardır.
(Ali İmran 179)Bahaeddin Sağlam Meali:
Allah, temiz ile pisi birbirinden ayırt etmeden, müminleri, üzerinde bulunduğunuz bu durumda bırakacak değildir. Allah, gayb âlemlerinin kapısını da size açacak değildir. Yalnız elçilerinden istediğini seçer. (Onlarla mesajlarını bildirir.) Artık Allah’a ve elçilerine inanın. Eğer inanırsanız ve sakınırsanız, sizin için büyük bir mükâfat vardır.
(Ali İmran 179)Bayraktar Bayraklı Meali:
Allah,müminleri içinde bulunduğunuz halde bırakacak değildir. O, iyi ile kötüyü ayıracaktır. Allah, size gaybı bildirecek değildir. Fakat Allah, peygamberlerinden dilediğini seçer. O halde Allah ve peygamberlerine inanınız. Eğer inanır ve sakınırsanız size büyük ödül vardır.
(Ali İmran 179)Bekir Sadak Meali:
Allah inananlari sizin durumunuzda birakacak degildir, temizi pisten ayiracaktir. Allah size gaybi bildirecek degildir; fakat Allah peygamberlerinden diledigini secip, ona gaybi bildirir. Artik Allah'a ve peygamberlerine inanin; inanir ve sakinirsaniz size buyuk ecir vardir.
(Ali İmran 179)Besim Atalay Meali:
İnanmış olanları, Allah sizin bulunduğunuz bir durumda bırakmaz, murdarı, arıdan ayıracaktır, görünmeyen bir şeyi Allah size bildirmez, ancak, peygamberlerden seçer dilediğini, inanınız Allah ile peygamberlerine, eğer siz inanarak sakınacak olursanız size büyük sevap var
(Ali İmran 179)Celal Yıldırım Meali:
Allah mü'minleri de şu bulunduğunuz hâl üzere bırakacak değildir; sonunda murdarı temizden ayıracaktır. Allah sizi, (Peygamberi vahiy yoluyla gaybden haberli kıldığı gibi) gaybden haberli kılacak da değildir; ama Allah peygamberlerinden dilediğini seçer (de ona gaybı bildirir). O halde siz Allah'a ve Peygamberine imân edin. Eğer inanır (ve Allah'tan korkup kötülüklerden) sakınırsanız, size büyük bir ecir vardır.
(Ali İmran 179)Cemal Külünkoğlu Meali:
(Ey inkârcılar!) Allah, inananları sizin durumunuzda bırakacak değildir. Temizi pisten (münafığı mü'minden) ayıracaktır. Ve Allah, insan idrakini aşan şeyleri kavrama gücünü size verecek değildir. Fakat Allah, elçileri arasından dilediğini seçer (insan idrakini aşan şeylerden onu haberdar eder ve münafığı ona bildirir). Öyleyse Allah'a ve peygamberlerine inanın. Eğer iman eder ve Allah'a karşı sorumluluk bilinciyle yaşarsanız o zaman bilin ki, sizin için çok büyük bir mükâfat vardır.
(Ali İmran 179)Diyanet İşleri Eski Meali:
Allah inananları sizin durumunuzda bırakacak değildir, temizi pisten ayıracaktır. Allah size gaybı bildirecek değildir; fakat Allah peygamberlerinden dilediğini seçip, ona gaybı bildirir. Artık Allah'a ve peygamberlerine inanın; inanır ve sakınırsanız size büyük ecir vardır.
(Ali İmran 179)Diyanet İşleri Yeni Meali:
Allah, pisi temizden ayırıncaya kadar mü'minleri içinde bulunduğunuz şu durumda bırakacak değildir. Allah, size gaybı bildirecek de değildir. Fakat Allah, peygamberlerinden dilediğini seçer (gaybı ona bildirir). O halde, Allah'a ve peygamberlerine iman edin. Eğer iman eder ve Allah'a karşı gelmekten sakınırsanız sizin için büyük bir mükafat vardır.
(Ali İmran 179)Diyanet Vakfı Meali:
Allah, müminleri (şu) bulunduğunuz durumda bırakacak değildir; sonunda murdarı temizden ayıracaktır. Bununla beraber Allah, size gaybı da bildirecek değildir. Fakat Allah, elçilerinden dilediğini ayırdeder. O halde Allah'a ve peygamberlerine iman edin. Eğer iman eder, takvâ sahibi olursanız sizin için de çok büyük bir ecir vardır.*
(Ali İmran 179)Edip Yüksel Meali:
ALLAH inananları şu içinde bulunduğunuz durumda bırakacak değil. İyiyi kötüden ayıracaktır. ALLAH size geleceği bildirecek de değil. Fakat ALLAH elçilerinden dilediğini seçer. ALLAH'a ve elçilerine inanın. İnanıp erdemli davranırsanız size büyük birödül var
(Ali İmran 179)Elmalılı Orjinal Meali:
Allah mü'minleri bulunduğunuz hal üzere bırakacak değildir, nihayet murdarı temizden ayıracak, Allah sizleri gaybe muttalı' kılacak da değil ve lakin Allah ona Resullerinden dilediğini seçer, onun için Allaha ve Resullerine iman edin ve eğer iman eder ve korunursanız size de azim bir ecir var
(Ali İmran 179)Elmalılı Yeni Meali:
Allah, inananları bulunduğunuz hal üzere bırakacak değildir. Sonunda murdarı temizden ayıracaktır. Allah, sizlere gaybı bildirecek değildir; fakat Allah ona peygamberlerinden dilediğini seçer. Onun için Allah'a ve peygamberlerine inanın; inanır ve korunursanız size büyük bir mükafat vardır.
(Ali İmran 179)Erhan Aktaş Meali:
Allah, tayyib[1] olanı habis[2] olandan ayırmadan; mü'minleri içinde bulunduğunuz şu durumda bırakacak değildir. Allah, sizi gaipten[3] haberdar edecek de değildir. Ancak Allah, rasullerinden dilediğini seçer. O halde, Allah'a ve Rasul'üne iman edin. Eğer iman edip, takvalı davranırsanız, sizin için büyük bir ödül vardır.
1)İyi niyetli, iyi huylu.
2)Kötü niyetli, kötü huylu.
3)Gizli, görünmeyen, bilinemeyen, algılanamayan, gelecekte olacak şeyler, geleceğe dair bilgiler.
Gültekin Onan Meali:
Tanrı, murdar olanı, temiz olandan ayırd edinceye kadar inançlıları, sizin kendisi üzerinde bulunduğunuz durumda bırakacak değildir. Tanrı sizi gayb üzerine muttali kılacak değildir. Ama Tanrı, elçilerinden dilediğini seçer. Öyleyse siz de Tanrı'ya ve elçisine inanın. Eğer inanır ve sakınırsanız sizin için büyük bir ecir vardır.
(Ali İmran 179)Hakkı Yılmaz Meali:
Allah, murdar olanı temiz olandan ayırt edinceye kadar mü’minleri, sizin kendisi üzerinde bulunduğunuz şey üzerinde bırakacak değildir. Allah sizleri görülmeyen, duyulmayan, sezilmeyen, geçmiş, gelecek üzerine bilgilenen biri yapacak da değildir. Velâkin Allah, elçilerinden dilediğini seçer. Öyleyse Allah'a ve Elçisi'ne iman edin. Ve eğer iman eder ve Allah'ın koruması altına girerseniz, işte o zaman sizin için çok büyük bir karşılık vardır.
(Ali İmran 179)Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /
Allah pis ile temizi birbirinden ayırmadan, siz müminleri bulunduğunuz hâl üzere öylece bırakacak değildir. Allah sizi gayba muttali kılacak da değildir. Fakat Allah (gaybı bildirmek için) resûllerden dilediğini seçer. Allah’a ve resûllerine iman edin. Şayet iman eder ve sakınıp korkarsanız, sizin için büyük bir ecir vardır.
(Ali İmran 179)Harun Yıldırım Meali:
Allah iyiyi kötüden ayırmaksızın mü’minleri üzerinde bulunduğunuz hal üzere bırakacak değildir. Doğrusu Allah size gaybı da bildirecek değildir. Fakat Allah rasullerinden dilediğini seçer. O halde Allah’a da rasullerine de iman edin! Eğer iman eder ve sakınırsanız sizin için çok büyük bir ecir vardır.
(Ali İmran 179)Hasan Basri Çantay:
Allah mü'minleri sizin üzerinde bulunduğunuz (şu halde) bırakacak değildir. Nihayet murdarı temizden ayıracakdır. (Bununla beraber) Allah size ğaybı da bildirecek değildir. Fakat Allah, peygamberlerinden kimi dilerse onu seçer (ğaybe onu muttali' kılar). Onun için siz Allaha ve peygamberlerine inanın. Eğer inanır ve (günahlardan) sakınırsanız size de çok büyük mükafat vardır.
(Ali İmran 179)Hayrat Neşriyat Meali:
Allah, mü'minleri üzerinde bulunduğunuz hâlde bırakacak değildir; nihâyet, pis olanı temiz olandan (münâfığı mü'minden) ayıracaktır. Allah size gaybı bildirecek de değildir; fakat Allah, peygamberlerinden dilediğini seçer (ve onlara gaybı bildirir); öyle ise Allah'a ve peygamberlerine îmân edin! Artık îmân edip (günahlardan) sakınırsanız, o takdirde sizin için(pek) büyük bir mükâfât vardır.
(Ali İmran 179)Hubeyb Öndeş Meali: /
Allah, üzerinde bulunduğunuz bu halde, temiz olanlarından, pis olanı ayırt edene kadar inançlıları bırakacak değildir. Allah, sizi gayb'a[görünmeyene] muttali kılacak [haberdar edecek] değildir. Fakat, Allah elçilerinden kimi tercih ediyorsa onu seçiyor. O halde, Allah'a ve Elçilerin'e inanın. Eğer, inanır ve sakınırsanız, artık sizin için çok büyük bir ödül vardır.
(Ali İmran 179)Hüseyin Atay Meali:
Allah, inananları, bulunduğunuz durumda bırakacak değildir. Çünkü, temizi pisten ayıracaktır. Allah görünmeyeni size bildirecek değildir. Ancak, elçilerinden istediğini seçer. Öyle ise, Allaha ve elçilerine inanın. İnanırsanız, saygılı olursanız, size büyük ödül vardır.
(Ali İmran 179)İbni Kesir Meali:
Allah; mü'minleri oldukları halde bırakacak değildir. Nihayet murdarı temizden ayıracaktır. Allah, size gaybı da bildirecek değildir. Fakat Allah, peygamberlerinden dilediğini seçer. Bunun için siz, Allah'a ve peygamberlerine inanın. İnanır ve sakınırsanız; size çok büyük bir mükafat vardır.
(Ali İmran 179)İlyas Yorulmaz Meali:
Allah, temiz olanları pisliklerden ayırt edinceye kadar, inananları sizlerin üzerinde bulunduğunuz (sıkıntılı) durumda bırakacak değildir. Allah, bilinmeyenlere (gayba) sizin ulaşmanızı sağlayacak değildir. Allah (gaybi bilgilerini vermeleri için) elçilerinden dilediklerini seçer. O halde Allah'a ve elçilerine inanın, eğer inanır ve korunursanız, sizin için büyük bir karşılık vardır.
(Ali İmran 179)İskender Ali Mihr Meali:
Allah, habis olanı (kötüyü), temiz olandan (mü'min olanı, mü'min gözükenden) ayırıncaya kadar mü'minleri, sizin bulunduğunuz hâl üzere (mü'min olanla mü'min gözükenin bir arada olduğu bir durumda) terk edecek değildir. Ve Allah sizi gayba muttali edecek (gaybı bildirecek) değildir. Ve lâkin Allah, resûllerinden dilediği kimseyi seçer (gaybı o resûlüne bildirir). O halde, Allah'a ve O'nun resûllerine îmân edin. Ve eğer âmenû olur ve takva sahibi olursanız, o zaman sizin için "Büyük Ecir" vardır.
(Ali İmran 179)İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:
Allah iyi ile kötüyü ayıracağı güne kadar inananları karşılıksız bırakacak değildir. Allah size görünmiyeni bildirecek de değildir. Ancak Allah bunları bildirmek için elçilerinden kimi dilerse onu seçecektir. Artık Allah'a, Onun elçilerine inanın. Eğer inanacak, sakınacak olursanız sizin için pek büyük bir karşılık vardır.
(Ali İmran 179)Kadri Çelik Meali:
Allah iman edenleri sizin durumunuzda bırakacak değildir, sonunda temizi pisten ayıracaktır. Allah size gaybı bildirecek değildir; fakat Allah peygamberlerinden dilediğini seçip, ona gaybı bildirir. Artık Allah'a ve peygamberlerine iman edin; iman eder ve takvalı olursanız, bu durumda size büyük ecir vardır.
(Ali İmran 179)Mahmut Kısa Meali:
Allah, siz inananları, şu içinde bulunduğunuz müminlerle münâfıkların iç içe olduğu sıkıntılı durumda elbette bırakmayacak; pis olanı temiz olandan mutlaka ayıklayıp çıkaracaktır. Bunun için de, iyilerle kötüleri ayırt edinceye dek, üzüntü veya sevinç verici olaylarla sizi imtihân edecektir. Gerçi Allah dileseydi, size insanların kalbinden geçen gizli düşünceleri bilme kudreti verir, böylece hiç imtihâna gerek kalmadan da münâfıkları tespit etmenizi sağlayabilirdi. Ne var ki, Allah size, kendisinden başka hiç kimsenin bilemeyeceği bir âlem olan gaybı bildirecek değildir. Bunun yerine Allah, ihtiyaç duyduğunuz kadar gayb bilgisini size öğretmek üzere elçilerinden dilediğini seçer ve bu bilgileri ona vahyeder. Zaten öteden beri uygulanan ilâhî kanun da budur. İşte Kur’an, böyle vahiy ürünü bir kitaptır. O hâlde, Allah’a ve göndermiş olduğu elçilerine iman edin. Çünkü eğer bu şekilde inanır ve kötü davranışlardan titizlikle sakınıp korunursanız, muhteşem bir ödül kazanacaksınız. İşte size, münâfıkları tanımanızı sağlayacak bir ipucu:
(Ali İmran 179)Mehmet Ali Eroğlu Meali:
Layıkıyla müminleri, murdar olanı, temiz olandan Allah ayıracaktır, İman edenleri, içinde oldukları durumda bırakacak da değildir. İşte Allah size gaybı bildirecek de değildir. Fakat Allah elçilerinden seçer, Muhakkak ki dilediğini. Öyleyse; Allah'a ve elçisine iman edin sizler. (Rab olan Allah'a) iman edip sakınırsanız, sizin için büyük bir ecir vardır
(Ali İmran 179)Mehmet Türk Meali:
Allah böylece Müslümanları, sizin durumunuzda bırakmayacak ve sonunda mutlaka pis olanı temiz olandan1 ayıracaktır. (Bunu yapmak için) Allah, sizi ğayb’ın bilgisine erdirecek değildi.2 Fakat Allah, (ğayb’ı) Peygamberlerinden dilediğini seçerek (onunla bildirir).3 (Ey insanlar!) O halde sadece Allah’a ve Onun Peygamberlerine îman edin. Eğer (böyle) îman eder ve Allah’a karşı hata etmekten sakınırsanız, sizin için çok büyük bir mükâfat vardır.*
(Ali İmran 179)Muhammed Celal Şems Meali:
Allah, müminleri (şu an) bulunduğunuz durumda bırakmayacaktır. Nihayet kötüyü, iyiden ayıracaktır. Allah size gaybı (da) bildirecek değildir. Ancak peygamberlerinden dilediğini seçer. Allah’a ve peygamberlerine inanın. İnanır ve takvayı benimserseniz, size büyük ecir verilecektir.
(Ali İmran 179)Muhammed Esed Meali:
(Ey hakikati inkar edenler!) Müminlerin sizin hayat tarzınıza uymalarına göz yummak, Allah'ın istediği bir şey değildir: Sonunda Allah iyiyi kötüden ayıracaktır. Ve Allah, insan idrakini aşan şeyleri kavrama gücünü size verecek değildir: (Bunun için) Allah, elçileri arasından dilediğini seçer. Öyleyse Allah'a ve elçilerine inanın; zira eğer O'na inanır ve O'na karşı sorumluluğunuzun bilincinde olursanız o zaman bilin ki, sizi muhteşem bir karşılık beklemektedir.
(Ali İmran 179)Mustafa Cemil Kılıç Meali:
Allah, inananları şu içinde bulunduğunuz durumda bırakacak değildir. O, iyiyi kötüden ayıracaktır. Allah, size geleceği bildirecek de değildir. Fakat Allah, elçilerinden dilediğini ayırt eder. Öyleyse Allah'a ve elçilerine gereğince inanın. Eğer inanıp sakınırsanız sizin için büyük bir ödül vardır.
(Ali İmran 179)Mustafa Çavdar Meali:
Allah müminleri sizin bulunduğunuz belirsizlik hali üzerine bırakacak değildir. Sınav yoluyla iyiyi kötüden ayırt edecektir. Bununla birlikte Allah size gaybı bildirecek de değildir. Fakat gaybı bildirmek için Allah, elçilerinden dilediğini seçer. Öyleyse Allah’a ve Allah’ın mesajlarını tebliğ eden elçilerine iman edin. Eğer inanır mümin olur ve sorumlu davranırsanız size muazzam bir mükâfat vardır.Bknz: (27/65) - (72/26)»(72/27)
(Ali İmran 179)Mustafa Çevik Meali:
Ey mü’minler! Allah sizleri kendilerini gizlemekte olan münafıklarla bir arada bırakmayacak. Pis olan inkârcılarla, yürekten Rabbine bağlı temiz mü’minleri birbirinden ayıracaktır. Sizler gaybı da bil(e)mediğiniz için münafıkları kendiliğinizden tespit edemezsiniz, ancak Allah gayb ile ilgili bilmeniz gerekenleri peygamberlerine bildirerek size ulaştırır. O halde sizler de yalnızca Allah’a ve resûllerine iman edip sorumluluklarınızı yerine getirin ki Allah’ın muhteşem mükâfatlarına layık olasınız.
(Ali İmran 179)Mustafa İslamoğlu Meali:
(Ey Kafirler!) Allah, mü'minleri, sizin yaşadığınız hayat tarzı üzere bırakacak değildir; nihayet Allah iyiyi kötüden ayıracaktır. Allah gaybı size bildirecek de değildir; fakat Allah (bu amaçla) elçilerinden dilediğini seçer. Şu halde Allah'a ve elçilerine inanın; zira eğer iman eder ve sorumluluk bilincini kuşanırsanız, işte o zaman sizi muazzam bir karşılık bekler.
(Ali İmran 179)Osman Okur Meali:
Allah, iyiyi kötüden ayırmak için müminleri sizin üzerinizde bulunduğunuz bu durumda bırakmayacaktır. Size gaybı da bildirecek değildir. Fakat, o gaybı bildirmek için kurduğu düzene göre elçilerinden seçip(gaybı vahyeder). Allah'a ve elçilerine iman edin. Eğer iman eder ve günahlardan korunursanız size büyük bir mükafat vardır.
(Ali İmran 179)Ömer Nasuhi Bilmen Meali:
Allah Teâlâ mü'minleri sizin bulunduğunuz hal üzere terkedecek değildir. Nihâyet murdarı temizden ayıracaktır. Ve Allah Teâlâ sizi gayba muttali edecek de değildir. Velâkin Hak Teâlâ peygamberlerinden dilediği zâtı ihtiyar buyurur. Artık Allah-ü Azîmüşşan'a ve peygamberlerine imân ediniz ve eğer imân eder ve ittikada bulunur iseniz elbette sizin için azîm bir mükâfaat vardır.
(Ali İmran 179)Ömer Öngüt Meali:
Allah müminleri, içinde bulunduğunuz şu durumda bırakacak değildir. Nihayet murdarı temizden ayıracaktır. Allah sizi gaybden haberdar edecek değildir. Fakat Allah peygamberlerinden dilediğini seçer. Allah'a ve peygamberlerine inanın. Eğer inanır ve takvâ sahibi olursanız size çok büyük bir mükâfat vardır.
(Ali İmran 179)Ömer Sevinçgül Meali:
Allah, inananları sürekli hâli üzere bırakacak değildir. Sonunda, temizi pisten ayıracaktır. Allah size gaybı bildirecek değildir. Allah onu bildirmek üzere, elçilerinden kimi dilerse onu seçer. Allah’a ve elçilerine inanın. Eğer inanır da kötülüklerden sakınırsanız, size büyük bir ödül vardır.
(Ali İmran 179)Sadık Türkmen Meali:
(EY MÜNAFIKLAR!) Allah inananları, şu içinde bulunduğunuz durumda bırakacak değil. İyiyi kötüden ayıracaktır. Allah size gaybı bildirecek de değil. Fakat Allah elçilerinden dilediğini seçer/dilediğine bildirir. O halde Allah’a ve elçilerine inanın. İnanıp korunursanız size büyük bir ödül var.
(Ali İmran 179)Seyyid Kutub Meali:
Allah müminleri, şimdi içinde bulunduğunuz durumda bırakacak değildir, pis olanı temiz olandan ayıracaktır. Ayrıca Allah sizi, gaybın bilgisine de erdirecek değildir. Fakat Allah bunun için peygamberlerinden dilediğini seçer. O halde Allah'a ve O'nun peygamberlerine inanınız. Eğer iman eder ve günahlardan sakınırsanız size büyük bir ödül vardır.
(Ali İmran 179)Suat Yıldırım Meali:
Allah müminleri içinde bulunduğunuz şu halde bırakacak değildir. Sonunda temiz ile murdarı ayıracaktır. Allah sizin hepinizi gayba vakıf kılacak da değildir. Fakat Allah, resullerinden dilediğini seçer (onu gayba vakıf kılar). O halde Allah'a ve resullerine iman edin. Eğer iman eder ve Allah'a karşı gelmekten sakınırsanız size büyük mükafat vardır.
(Ali İmran 179)Süleyman Ateş Meali:
Allah mü'minleri, (şu) üzerinde bulunduğunuz halde bırakacak değildir, temizi pisten ayıracaktır. Ve Allah sizi gaybe vakıf kılacak değildir. Fakat Allah, elçilerinden dilediğini seçer (onu gaybe vakıf kılar). O halde Allah'a ve elçilerine inanın; eğer inanır ve (günahlardan) korunursanız sizin için büyük mükafat vardır.
(Ali İmran 179)Süleymaniye Vakfı Meali:
Allah müminleri, bu halde[1] bırakmaz, zamanla temizi pisten ayırır. Allah gizli bilgilerini de sizinle paylaşmaz. Onun için uygun gördüğü bir elçi seçer[2]. Siz, Allah'a ve elçilerine inanıp güvenin. Eğer inanıp güvenir ve kendinizi korursanız büyük bir ödülü hak edersiniz.
1)Arap edebiyatındaki iltifat sanatı bizde olmadığından mealde bu sanat yok sayılmıştır. (Bkz. Bakara 2/49'un dipnotu)
2) "Allah, bir insanla ilham yoluyla, perde arkasından veya tercih ettiği şeyi kendi izniyle içine fısıldasın diye elçi gönderme dışında bir yolla konuşmaz. Yüce olan ve doğru kararlar veren O'dur." (Şura 42/51)
Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:
Allah, iman edenlerin, sizin hayat tarzınıza uymasına razı olmayacak, iyiyi kötüden ayıracaktır. Allah size gaybı kavrama gücü de vermeyecektir. Ancak bunun için elçilerinden dilediğini seçer. Öyleyse Allah'a ve elçilerine inanın. Eğer O'na inanır ve karşı gelmekten çekinirseniz, büyük bir ödül kazanırsınız.
(Ali İmran 179)Şaban Piriş Meali:
Allah, iyiyi kötüden ayırmak için müminleri sizin üzerinizde bulunduğunuz bu durumda bırakmayacaktır. Size gaybı da bildirecek değildir. Fakat, Allah, peygamberlerden dilediğini seçer. Allah'a ve peygamberlerine iman edin. Eğer iman eder ve günahlardan korunursanız size büyük bir mükafat vardır.
(Ali İmran 179)Talat Koçyiğit Meali:
Allah kötüyü iyiden ayırmadan, mü'minleri üzerinde bulunduğunuz şu hal üzere bırakacak değildir. Allah, size gaybı bildirecek de değildir. Fakat Allah, peygamberlerinden dilediğini seçer (ve ona, kullarının kalblerinde olanları bildirir). O halde. Allah'a ve peygamberlerine îman edin. Eğer iman eder ve sakınırsanız, en büyük mükâfat sizindir.
(Ali İmran 179)Tefhimul Kuran Meali:
Allah, murdar olanı, temiz olandan ayırd edinceye kadar mü'minleri, sizin kendisi üzerinde bulunduğunuz durumda bırakacak değildir. Allah sizi gayb üzerine muttali kılacak da değildir. Ama Allah, peygamberlerinden dilediğini seçer. Öyleyse siz de Allah'a ve Resulüne iman edin. Eğer iman eder ve korkup sakınırsanız, sizin için büyük bir ecir vardır.
(Ali İmran 179)Ümit Şimşek Meali:
Allah, habis olanla temiz olanı birbirinden ayırmadan, mü'minleri sizin şu andaki halinizde bırakacak değildir. Allah sizi gaybdan haberdar kılacak da değildir;(36) bunun için Allah peygamberlerinden dilediğini seçer. Siz Allah'a ve peygamberlerine iman edin. Eğer iman eder ve sakınırsanız, sizin için büyük bir ödül vardır.*
(Ali İmran 179)Yaşar Nuri Öztürk Meali
Allah, müminleri şu üzerinde bulunduğunuz halde bırakmayacaktır. Sonuçta pisi temizden ayıracaktır. Allah sizi gaybı bilir duruma da getirmeyecektir. Şu var ki Allah, resullerinden dilediğini seçer. O halde Allah'a ve resullerine inanın. Eğer inanır, korunursanız sizin için büyük bir ödül vardır.
(Ali İmran 179)