3. Ali İmran Suresi / 69.ayet

Kitap ehlinden bir kısmı sizi saptırmak isterler, fakat yalnızca kendilerini saptırırlar da bunun farkına bile varmazlar.

Bknz: (2/9)(2/135)(4/44)

Mustafa Çavdar Meali

Ali İmran 69 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Kitap ehlinin bir bölüğü, yolunuzu sapıtmak ister. Halbuki sizi değil, ancak kendilerini yoldan çıkarırlar, kendileri sapıklığa düşerler de farkında değillerdir.

(Ali İmran 69)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Kitap Ehlinden bir grup, sizi şaşırtıp saptırmayı isteyip (deneyecek) tir; fakat onlar ancak kendi nefislerini şaşırtıp-saptırırlar da bunun şuurunda (ve farkında) değillerdir.

(Ali İmran 69)

Abdullah Parlıyan Meali:

Bize de kitap verildi diyenlerden bazıları, sizi saptırmak isterler. Ama onlar kendilerinden başkasını saptıramazlar, üstelik bunun farkında da değiller.

(Ali İmran 69)

Adem Uğur Meali:

Ehl-i kitaptan bir kısmı istediler ki, ne yapıp edip sizi saptırabilsinler. Oysa onlar sadece kendilerini saptırırlar da farkına bile varmazlar.

(Ali İmran 69)

Ahmet Hulusi Meali:

Kendilerine hakikat bilgisi gelmiş olanlardan bir grup sizi saptırmayı arzuladılar; oysa onlar kendilerinden başkasını saptırmazlar. Ama bunu idrak edemiyorlar.

(Ali İmran 69)

Ahmet Tekin Meali:

Ehl-i kitaptan bir kısmı ne yapıp edip sizin, hak yoldan uzaklaşıp, dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercihinizin önünü açmak istediler. Kendilerinden, birbirlerinden başkasının, hak yoldan uzaklaşıp dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercihlerinin önünü açamadılar. Bunun bile farkında değiller.

(Ali İmran 69)

Ahmet Varol Meali

Kitap ehlinden bir topluluk sizi saptırmayı arzuladı. Oysa onlar sadece kendilerini saptırıyorlar da bunun farkında değiller.

(Ali İmran 69)

Ali Bulaç Meali:

Kitap Ehlinden bir grup, sizi şaşırtıp saptırmayı arzuladı; fakat onlar ancak kendi nefislerini şaşırtıp saptırırlar da şuuruna varmazlar.

(Ali İmran 69)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Yahudi'lerden bir topluluk, sizi şaşırtıp dinlerine çevirmek istediler. Halbuki onlar, kendilerinden başkasını şaşırtıp saptıramazlar. Bunun farkında bile değillerdir.

(Ali İmran 69)

Ali Rıza Sefa Meali:

Kitap halkından bir küme, sizi saptırmak istiyor. Oysa kendilerinden başkasını saptıramazlar; üstelik ayırdında değiller.

(Ali İmran 69)

Ali Ünal Meali:

Kitap Ehli’nden bir grup arzu eder ki, keşke sizi saptırabilseler! (Tabiî ki, kursaklarında kalacak bir arzudur bu! Çünkü) onlar sadece kendilerini saptırmaktadırlar ama, farkında değillerdir.

(Ali İmran 69)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Ehl-i kitaptan bir grup istediler ki, sizi saptırsınlar. Gerçekte onlar kendilerinden başka kimseyi saptırmıyorlar. Fakat farkında değiller.

(Ali İmran 69)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Kitap ehlinin bir kısmı sizi saptırmak istedi; oysa onlar ancak kendilerini saptırırlar da bunun farkına varamazlar.

(Ali İmran 69)

Bekir Sadak Meali:

Kitab ehlinden bir takimi sizi sapitmak isterler; oysa kendilerini saptirirlar da farkina varmazlar.

(Ali İmran 69)

Besim Atalay Meali:

Kitaplı olanların birtakımları, sizi yoldan azdırmayı özlerler, onlarsa yalnız kendilerin yoldan azdırır, anlamazlar da

(Ali İmran 69)

Celal Yıldırım Meali:

Kitap Ehli'nden bir kısmı sizi şaşırtıp saptırmak istediler. Oysa farkında olmadan kendilerini saptırırlar.

(Ali İmran 69)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Kitap ehlinden bir kısmı sizi sapıtmak (ve kendi dinlerine çevirmek) isterler. Oysa onlar kendilerini saptırırlar da farkına varamazlar.

(Ali İmran 69)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Kitap ehlinden bir takımı sizi sapıtmak isterler; oysa kendilerini saptırırlar da farkına varmazlar.

(Ali İmran 69)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Kitap ehlinden bir grup sizi saptırabilmeyi çok arzu etti. Oysa sadece kendilerini saptırıyorlar, fakat farkına varmıyorlar.

(Ali İmran 69)

Diyanet Vakfı Meali:

Ehl-i kitaptan bir kısmı istediler ki, ne yapıp edip sizi saptırabilsinler. Oysa onlar sadece kendilerini saptırırlar da farkına bile varmazlar.

(Ali İmran 69)

Edip Yüksel Meali:

Kitap halkından bir grup sizi saptırmak ister. Onlar sadece kendilerini saptırıyor. Farkında bile değiller.

(Ali İmran 69)

Elmalılı Orjinal Meali:

Ehli kitabdan bir taife arzu etti ki sizi şaşırtsalar, halbuki sırf kendilerini şaşırtıyorlar da farkına varmıyorlar

(Ali İmran 69)

Elmalılı Yeni Meali:

Kitap verilenlerden bir topluluk, sizleri şaşırtmayı arzu etti. Oysa kendilerini şaşırtıyorlar da farkına varamıyorlar.

(Ali İmran 69)

Erhan Aktaş Meali:

Ehli Kitap'tan bazı kimseler, sizi yolunuzdan saptırmak ister. Onlar, ancak kendilerini saptırıyorlar. Fakat bunu idrak edemiyorlar.

(Ali İmran 69)

Gültekin Onan Meali:

Kitap ehlinden bir grup sizi şaşırtıp saptırmayı arzuladı; fakat onlar ancak kendi nefislerini şaşırtıp saptırırlar da şuuruna varmazlar.

(Ali İmran 69)

Hakkı Yılmaz Meali:

Kitap Ehlinden bir taife sizi saptırmak istedi. Hâlbuki onlar, sadece kendilerini saptırıyorlar, farkına da varmıyorlar.

(Ali İmran 69)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Ehl-i Kitap’tan bir grup sizi saptırmak istedi. Oysa onlar yalnızca kendilerini saptırıyorlar. Farkında da değillerdir.

(Ali İmran 69)

Harun Yıldırım Meali:

Kitap ehlinden bir grup sizi saptırmak istedi. Oysa ancak kendilerini saptırırlar da farkına varmazlar.

(Ali İmran 69)

Hasan Basri Çantay:

Kitablılardan bir zümre arzu etdi ki sizi bir şaşırtsalar. Halbuki onlar kendilerinden başkasını şaşırtıb sapıtamazlar da farkına bile varmazlar.

(Ali İmran 69)

Hayrat Neşriyat Meali:

Ehl-i kitabdan bir tâife arzu ettiler ki, keşke sizi dalâlete düşürseler! Hâlbuki sâdece kendilerini dalâlete düşürürler de farkına varmazlar.(2)*

(Ali İmran 69)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Kitap halkından bir takım, size [yolu] kaybettirseler diye arzu ettiler. Kendi canlarından başkasını saptırmıyorlar ve farkında değiller.

(Ali İmran 69)

Hüseyin Atay Meali:

Kitaplılardan bir takımı, keşke sizi saptırsalar isterler. Oysa, farkına varmadan yalnız kendilerini saptırmaktadırlar.

(Ali İmran 69)

İbni Kesir Meali:

Ehl-i Kitab'tan bir taife; sizi şaşırtmak istediler. Halbuki onlar; kendilerinden başkasını şaşırtmazlar da farkına varmazlar.

(Ali İmran 69)

İlyas Yorulmaz Meali:

Kitap ehlinden bir bölümü isterler ki sizi dininizden saptırsınlar. Onlar ancak kendi kendilerini saptırırlar, fakat bunu bilmezler.

(Ali İmran 69)

İskender Ali Mihr Meali:

Ehli Kitap'tan bir grup sizi dalâlete düşürmeyi diledi. Onlar, kendilerinden başkasını dalâlete düşüremezler. Ve onlar farkında değiller.

(Ali İmran 69)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Kitaplılardan bir takımı istediler ki sizi yoldan çıkarsınlar. Oysaki onlar kendilerinden başkalarını yoldan çıkaramazlar. Yine de bunu bilmezler.

(Ali İmran 69)

Kadri Çelik Meali:

Kitab ehlinden bir takımı sizi saptırmak isterler; oysa sadece kendilerini saptırırlar da farkında değillerdir.

(Ali İmran 69)

Mahmut Kısa Meali:

Kitap Ehli’nden bazıları, Kur’an’ı ve son Elçiyi inkâr etmekle kalmaz, gerek kendi sapık inançlarına çağırarak, gerekse kalplere şüphe tohumları ekerek sizi hak dinden saptırmak isterler. Oysa ancak kendilerini saptırırlar da, farkında değiller.

(Ali İmran 69)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Lakin ehl-i kitaptan bir topluluk sizi şaşırtıp yolunuzdan saptırmak ister. İyi de, onlar ancak kendi nefislerini şaşırtıp saptırırlar da farkına bile varmazlar

(Ali İmran 69)

Mehmet Türk Meali:

Kitap ehlinden bir takım kimseler, sizi yoldan çıkarmayı arzu ettiler. Oysa onlar, farkına varmadan, sadece kendilerini yoldan çıkarırlar.1*

(Ali İmran 69)

Muhammed Celal Şems Meali:

Ehl-i Kitap’tan bir topluluk, sizi doğru yoldan saptırmayı arzu eder. Onlar ancak kendilerini yoldan çıkarırlar (da,) farkında olmazlar.

(Ali İmran 69)

Muhammed Esed Meali:

Geçmiş vahyin izleyicilerinden bazıları sizi saptırmak isterler: Ama onlar kendilerinden başkasını saptıramazlar; üstelik bunu fark etmezler de.

(Ali İmran 69)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Kendilerine kitap verilenlerden bir topluluk, sizi şaşırtıp saptırmayı tasarladı. Oysa onlar kendilerinden başkasını saptıramazlar. Ne var ki, anlayamıyorlar.

(Ali İmran 69)

Mustafa Çavdar Meali:

Kitap ehlinden bir kısmı sizi saptırmak isterler, fakat yalnızca kendilerini saptırırlar da bunun farkına bile varmazlar.

Bknz: (2/9) - (2/135) - (4/44)

(Ali İmran 69)

Mustafa Çevik Meali:

Kitap ehlinden bazı insanlar, Müslümanları imanlarından ve İslam nizamı ile ahlakından saptırmak isterler. Aslında onlar bu yaptıkları ile asıl kendilerini aldatmakta, kendilerine zarar vermekteler fakat bunun farkında değiller.

(Ali İmran 69)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Önceki vahiylerin takipçilerinden kimileri sizi aldatmak isterler; fakat onlar kendilerinden başkasını aldatmış olmazlar, üstelik bunun farkına da varmazlar.

(Ali İmran 69)

Osman Okur Meali:

Kitap ehlinden bir kısmı sizi yoldan çıkarmak isterler, fakat yalnızca kendilerini yoldan çıkarırlar da bunun farkına varmazlar.

(Ali İmran 69)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Ehl-i kitaptan bir tâife, arzu etmiştir ki, sizleri idlâl etsinler. Halbuki, onlar kendi nefislerinden başkasını idlâl edemezler. Ve farkına varamazlar.

(Ali İmran 69)

Ömer Öngüt Meali:

Kitap ehlinden bir tâife sizi saptırmak isterler. Oysa onlar ancak kendilerini saptırırlar da farkında olmazlar.

(Ali İmran 69)

Ömer Sevinçgül Meali:

Kendilerine kitap verilenlerin bir takımı sizi saptırmak ister. Fakat kendinden başkasını saptıramaz. Üstelik, bunun farkına da varmaz.

(Ali İmran 69)

Sadık Türkmen Meali:

Kitap ehlinden bir grup sizi saptırabilmeyi çok arzu etti. Oysa sadece kendilerini saptırıyorlar, fakat farkına varmıyorlar.

(Ali İmran 69)

Seyyid Kutub Meali:

Kitap ehlinden bir grup, sizi yoldan çıkarma sevdasına kapıldı. Oysa onlar sadece kendilerini yoldan çıkarırlar, ama bunun farkında değildirler.

(Ali İmran 69)

Suat Yıldırım Meali:

Ehl-i kitaptan bir kısmı, sizi inancınızdan saptırmak istedi. Halbuki onlar sadece kendilerini saptırırlar da bunun farkına bile varmazlar.

(Ali İmran 69)

Süleyman Ateş Meali:

Kitap ehlinden bir grup istedi ki sizi saptırsınlar. Oysa sadece kendilerini saptırıyorlar; fakat farkında değiller.

(Ali İmran 69)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Ehl-i Kitabın bir kesimi[1] "Ah sizi bir saptırabilsek!" diye fırsat kollarlar. Onlar sadece kendilerini saptırırlar, ama fark edemezler.

1) Yahudiler

(Ali İmran 69)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Kitap Ehli'nden bir grup sizi saptırmak ister. Oysa ancak kendileri sapar da farkında olmazlar.

(Ali İmran 69)

Şaban Piriş Meali:

Kitap ehlinden bir kısmı sizi yoldan çıkarmak isterler, fakat yalnızca kendilerini yoldan çıkarırlar da bunun farkına varmazlar.

(Ali İmran 69)

Talat Koçyiğit Meali:

Kitap ehlinden bir gurup, sizi (hak yoldan) saptırmak istemektedirler; oysa onlar, kendilerinden, başkasını saptıramazlar da, bunun farkına varmazlar.

(Ali İmran 69)

Tefhimul Kuran Meali:

Kitap Ehlinden bir grup, sizi şaşırtıp saptırmayı arzuladı; fakat onlar ancak kendi nefislerini şaşırtıp saptırırlar da şuuruna varmazlar.

(Ali İmran 69)

Ümit Şimşek Meali:

Kitap Ehlinden bir topluluk sizi saptırmak istedi. Oysa onlar kendilerini saptırıyorlar da farkına bile varmıyorlar.

(Ali İmran 69)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Kitap ehlinden bir zümre, sizi bir saptırabilseler diye arzu ettiler. Oysaki onlar, kendilerinden başkasını saptırmazlar. Ama bunu fark etmiyorlar.

(Ali İmran 69)