29. Ankebut Suresi / 29.ayet

– Siz, nasıl oluyor da erkeklerle ilişkiye giriyor, meşru ilişki yolunu kapatıyor ve bir araya gelince de her türlü edepsizliği yapabiliyorsunuz? Halkının Lut’a cevabı ise:
– Eğer doğru söylüyorsan haydi durma bize Allah’ın şu azabını getir demekten başka bir şey olmadı.

Bknz: (11/77)»(11/83)(51/36)(67/25)

Mustafa Çavdar Meali

Ankebut 29 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Siz, boyuna erkeklerle mi temas edecek, meşru yolu mu kesecek, meclislerinizde hep kötü işlerde mi bulunacaksınız? Kavminin cevabı, ancak eğer doğru söyleyenlerdensen Allah azabını getir bize sözü olmuştu.

(Ankebut 29)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

(Bu uyarılara rağmen) “Siz (hâlâ) erkeklere yaklaşacak, yol kesip (eşkıyalıkla uğraşacak) ve bir araya gelişlerinizde çirkinlikler yapacak mısınız?” Bunun üzerine kavminin cevabı yalnızca: “Eğer doğru söylüyor isen, bize Allah'ın azabını getir (de görelim) ” demekten ibaretti.

(Ankebut 29)

Abdullah Parlıyan Meali:

Siz erkeklere azgınca bir şehvetle yaklaşarak, yolları keserek, toplantılarınızda her türlü hayasızlığı yapacaksınız öyle mi?” Kavminin cevabı sadece: “Eğer doğrulardan isen, haydi Allah'ın azabını getir!” demek oldu.

(Ankebut 29)

Adem Uğur Meali:

(Bu ilâhî ikazdan sonra hâla) siz, ille de erkeklere yaklaşacak, yol kesecek ve toplantılarınızda edepsizlikler yapacak mısınız! Kavminin cevabı ise, şöyle demelerinden ibaret oldu: (Yaptıklarımızın kötülüğü ve azaba uğrayacağımız konusunda) doğru söyleyenlerden isen, Allah'ın azabını getir bize!

(Ankebut 29)

Ahmet Hulusi Meali:

"Muhakkak ki siz erkeklerle yatıp, (doğal üreme) yolu kesiyorsunuz; toplum içinde bunu yapıyorsunuz. " (Lut'un) toplumunun cevabı şu oldu: "Eğer sözünde sadıksan, Allah azabını getir bize!"

(Ankebut 29)

Ahmet Tekin Meali:

“Siz, helâl yoldan karşı cinsle meşrû ilişkiyi bırakıp, ille de, erkeklere yaklaşacak, soygun yapmak, erkeklere tecavüz etmek, adam öldürmek için yol kesecek, toplantılarınızda aklın ve şeriatın suç saydığı, haram kıldığı, kamu vicdanının tasvip etmediği sapık ilişkilerde bulunacak ve hayasızlık mı yapacaksınız?” dedi. Kavminin Lût'a cevabı: “İddialarında, tehdit ettiğin konuda doğru isen, Allah'ın azâbını getir bize” demelerinden ibaretti.

(Ankebut 29)

Ahmet Varol Meali

Siz erkeklere yanaşıyor, yolu kesiyor ve toplantı yerlerinizde çirkin işler mi yapıyorsunuz?" Kavminin cevabı ancak: "Eğer doğru sözlülerden isen bize Allah'ın azabını getir haydi!" demeleri oldu.

(Ankebut 29)

Ali Bulaç Meali:

"Siz, (yine de) erkeklere yaklaşacak, yol kesecek ve bir araya gelişlerinizde çirkinlikler yapacak mısınız?" Bunun üzerine kavminin cevabı yalnızca: "Eğer doğru söylüyor isen, bize Allah'ın azabını getir" demek oldu.

(Ankebut 29)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Cidden hâlâ erkeklere gidecek, (mal aşırmak için) yolu kesecek ve toplantınızda edebsizlik yapıb duracak mısınız?” Buna karşı kavminin cevabı, ancak şöyle demeleri olmuştur: “- Eğer doğru söyliyenlerdensen, getir bize Allah'ın azabını.”

(Ankebut 29)

Ali Rıza Sefa Meali:

"Erkeklere yöneliyorsunuz, yol kesiyorsunuz ve toplantılarınızda utanılacak şeyler yapıyorsunuz; öyle mi?" Toplumu, yanıt olarak, yalnızca şunu söyledi: "Allah'ın cezasını başımıza getir; eğer doğruyu söylüyorsan?"[327]

327)"Yol kesmek" anlamına gelen "Taktaune es sebile" söylemi, kimi çevirilerde, "Erkek ve kadın arasındaki doğal ilişki yolunu engellemek" biçiminde, kimi çevirilerde ise "Kervanların yolunu keserek soygun yapmak" biçiminde yorumlanmıştır. Lut toplumundaki erkeklerin eşcinsel eğilimleri, ilk yorumun daha gerçekçi olduğunu göstermektedir.

(Ankebut 29)

Ali Ünal Meali:

“Böyle, şehvetle erkeklere varmaya, yollarda (bilhassa erkek yolcuları alıkoymak için) eşkiyalığa ve fıtrî olan üreme yolunu terketmeye, ayrıca topluca bir araya gelip açıktan açığa her türlü çirkin işi yapmaya devam mı edeceksiniz?” Fakat halkının mukabelesi ancak şöyle oldu: “Eğer peygamberlik iddianda ve söylediklerinin doğruluğunda samimi isen haydi, bizi kendisiyle tehdit edip durduğun Allah’ın o azabını getir de görelim!”

(Ankebut 29)

Bahaeddin Sağlam Meali:

“Sizler, erkeklere (şehvetle mi) varıyorsunuz? Yol mu kesiyorsunuz? Meclisinizde iğrenç işler mi yapıyorsunuz?” dedi. Ona kavminin cevabı ise, ancak: “Eğer doğrulardan isen, bize Allah’ın azabını getir” demek oldu.

(Ankebut 29)

Bayraktar Bayraklı Meali:

"Siz ille de erkeklere yaklaşacak, yol kesecek ve toplantılarda edepsizlikler yapacak mısınız/grup seks mi yapacaksınız?"

(Ankebut 29)

Bekir Sadak Meali:

"Erkeklere yaklasiyor, yol kesiyor ve toplantilarinizda fena seyler yapmiyor musunuz?» Milletinin cevabi: «Dogru sozlu isen bize Allah'in azabini getir» demek oldu.

(Ankebut 29)

Besim Atalay Meali:

Erkeklere yanaşıp, döl yolunu keserek, derneklerinizde iğrenç işler yaparsınız!»; ulusunun cevabı ancak: «Eğer sen gerçeksen, bize getir Allahın azabını!» demek olmuştur

(Ankebut 29)

Celal Yıldırım Meali:

Sizler gerçekten erkeklere (cinsel sapıklar olarak) gidiyor, yol kesiyor ve toplantılarınızda çirkin şeyler yapıyorsunuz öyle mi ?» Bunun üzerine kavminin cevabı ancak şöyle demeleri oldu : «Eğer doğrulardan isen bize (o tehdîd edip durduğun) Allah'ın azabını getir.»

(Ankebut 29)

Cemal Külünkoğlu Meali:

“Siz hâlâ (kadınları bırakıp) erkeklere yanaşacak, (neslin çoğalma) yol(unu) kesecek ve toplantılarınızda edepsizlik yapacak mısınız?” Kavminin cevabı: “Eğer doğru söyleyenlerden isen, haydi Allah'ın azabını getir bize!” demekten başka bir şey olmadı.

(Ankebut 29)

Diyanet İşleri Eski Meali:

"Erkeklere yaklaşıyor, yol kesiyor ve toplantılarınızda fena şeyler yapmıyor musunuz?" Milletinin cevabı: "Doğru sözlü isen bize Allah'ın azabını getir" demek oldu.

(Ankebut 29)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

"Siz hala erkeklere yanaşacak, yol kesecek ve toplantılarınızda edepsizlik yapacak mısınız?" Kavminin cevabı, "Eğer doğru söyleyenlerden isen, haydi Allah'ın azabını getir bize" demeden ibaret oldu.

(Ankebut 29)

Diyanet Vakfı Meali:

(Bu ilâhî ikazdan sonra hâla) siz, ille de erkeklere yaklaşacak, yol kesecek ve toplantılarınızda edepsizlikler yapacak mısınız! Kavminin cevabı ise, şöyle demelerinden ibaret oldu: (Yaptıklarımızın kötülüğü ve azaba uğrayacağımız konusunda) doğru söyleyenlerden isen, Allah'ın azabını getir bize!

(Ankebut 29)

Edip Yüksel Meali:

'Siz erkeklerle cinsel ilişki kuruyor, yolları kesiyor ve toplantılarınızda her kötülüğü işliyorsunuz.' Halkının biricik karşılığı, 'Doğrulardan isen ALLAH'ın azabını getir bakalım,'demeleri oldu.

(Ankebut 29)

Elmalılı Orjinal Meali:

Cidden siz hala erkeklere gidecek ve yolu kesecek ve meclisinizde edebsizlik yapıp duracak mısınız? Buna kavminin cevabı ancak şöyle demeleri oldu: "haydi getir bize Allahın azabını sadıklardan isen"

(Ankebut 29)

Elmalılı Yeni Meali:

Siz, gerçekten erkeklere gidecek, yolu kesecek ve toplantılarınızda edepsizlik yapıp duracak mısınız?" dediği zaman, kavminin cevabı ancak şöyle demeleri oldu: "Haydi, getir bize Allah' ın azabını, eğer doğru söyleyenlerden isen!"

(Ankebut 29)

Erhan Aktaş Meali:

"Gerçekten siz; erkeklere yönelecek, yanlış yolu seçecek ve bir araya gelerek çirkinlik yapacak mısınız?" Kavminin yanıtı: "Eğer doğru söyleyenlerden isen Allah'ın azabını bize getir." demeleri oldu.

(Ankebut 29)

Gültekin Onan Meali:

"Siz, (yine de) erkeklere yaklaşacak, yol kesecek ve bir araya gelişlerinizde münker yapıp / işleyip duracak mısınız?" Bunun üzerine kavminin cevabı yalnızca: "Eğer doğru söylüyor isen, bize Tanrı'nın azabını getir" demek oldu.

(Ankebut 29)

Hakkı Yılmaz Meali:

(28,29) Lût'u da gönderdik. Hani o toplumuna: “Şüphesiz siz, kesinlikle âlemlerden sizden önce geçmiş olanların yapmadığı bir hayâsızlığı yapıyorsunuz! Siz şüphesiz, kesinlikle erkeklere gidecek, yol kesecek ve toplantılarınızda edepsizlik yapacak mısınız?” demişti. Bunun üzerine toplumunun cevabı, sadece, “Doğru söyleyenlerden isen Allah'ın azabını bize getir!” demeleri oldu.

(Ankebut 29)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

“Siz, erkeklere yanaşacak, yol kesecek ve sizi bir araya getiren meclislerinizde münker işlemeye devam edeceksiniz öyle mi?” Kavminin cevabı: “Şayet doğru sözlülerden isen bize Allah’ın azabını getir (bakalım).” sözünden başkası olmadı.

(Ankebut 29)

Harun Yıldırım Meali:

(Bu ilâhî ikazdan sonra hâla) siz, ille de erkeklere yaklaşacak, yol kesecek ve toplantılarınızda edepsizlikler yapacak mısınız! Kavminin cevabı ise, şöyle demelerinden ibaret oldu: (Yaptıklarımızın kötülüğü ve azaba uğrayacağımız konusunda) doğru söyleyenlerden isen, Allah'ın azabını getir bize!

(Ankebut 29)

Hasan Basri Çantay:

"Siz her halde erkeklere gidecek, yol kesecek, toplantı yerinizde meşru olmayanı yapacak mısınız"? Kavminin cevabı: "Eğer doğru söyleyenlerdensen Allahın azabını getir bize" demelerinden başkası olmadı.

(Ankebut 29)

Hayrat Neşriyat Meali:

“Gerçekten siz hâlâ erkeklere yaklaşacak, yol kesecek ve toplantılarınızda edebsizlik yapıp duracak mısınız?” Buna rağmen kavminin cevâbı: “Eğer (iddiâsında) doğru kimselerden isen, Allah'ın azâbını bize getir!” demelerinden başka bir şey olmadı.

(Ankebut 29)

Hubeyb Öndeş Meali: /

(28-29) Lut'u da... Hani milletine "kesinlikle siz, alemlerden hiçbir kimsenin kendisinde (o işi yapmakta) sizi geçmediği¹ (o) çirkin eyleme gerçekten geliyorsunuz. Siz gerçekten de erkeklere geliyor, yolu kesiyor ve meclislerinizde tanınmayanı [kötülüğü] mü meydana getiriyorsunuz?" dedi. Ardından, milletinin cevabı ancak "Eğer dürüstlerden idiysen, Allah'ın azabını bize getir!" demek oldu.

(Ankebut 29)

Hüseyin Atay Meali:

Doğrusu, erkeklere yaklaşan, yol kesen ve toplantılarınızda kötü şeyler yapan sizler değil misiniz?" Ulusunun cevabı, ancak diyebildikleri: "Doğru sözlü isen bize Allah'ın azabını getir."

(Ankebut 29)

İbni Kesir Meali:

Siz; erkeklere yaklaşıyor, yol kesiyor ve toplantılarınızda fena şeyler yapmıyor musunuz? Kavminin ona cevabı: Doğru sözlü isen, bize Allah'ın azabını getir, demek oldu.

(Ankebut 29)

İlyas Yorulmaz Meali:

“(Kadınlardan başka) Erkeklere şehvetle gidiyor, yol kesiyor ve toplantılarınızda çirkin şeyler yapıyorsunuz” dedi. Kavminin cevabı yalnızca “Eğer doğru söyleyenlerden isen, Allah'ın azabını başımıza getir” demeleri olmuştur.

(Ankebut 29)

İskender Ali Mihr Meali:

Gerçekten siz erkeklere gelecek, yol kesecek ve toplantılarınızda hayasızlık mı yapacaksınız? Bunun üzerine onun kavminin cevabı: "Eğer sadıklardansan, bize Allah’ın azabını getir." demekten başka bir şey olmadı.

(Ankebut 29)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Ah, siz erkeklere mi yaklaşmadınız, yolları mı kesmediniz, derneklerinizde uygunsuz işler mi yapmadınız!» Ulusunun verdiği karşılık ancak şu oldu: «Eğer sen doğru bir kimse isen Allah'ın azabını bize getir de görelim.»

(Ankebut 29)

Kadri Çelik Meali:

“Siz (yine de) erkeklere yaklaşacak, (Allah'ın üreme için takdir ettiği) yolu kesecek ve bir araya gelişlerinizde çirkinlikler yapacak mısınız?” Bunun üzerine kendi kavminin cevabı yalnızca, “Eğer doğru söylemekte olanlardan isen, bize Allah'ın azabını getir” demek oldu.

(Ankebut 29)

Mahmut Kısa Meali:

“Demek siz, cinsel arzunuzu tatmin için erkeklere yöneliyor, kervanların yolunu kesip eşkıyalık yapıyor ve toplantılarınızdaaçıktan açığa çirkin işler yapıyorsunuz, öyle mi?” Bu uyarılara karşılık kavminin ona cevabı, “Boş ver bunları; eğer iddianda samîmî isen, o zaman haydi durma, tehdit edip durduğunAllah’ın azâbını başımıza getir de görelim!” demekten başka bir şey olmadı.

(Ankebut 29)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

"Erkeklere yaklaşacak, yol kesecek, bir araya geldiğinizde çirkinlik yapacak mısınız sizler?" Bunun üzerine kavminin cevabı ancak şudur: "Doğru söylüyorsan, bize Allah'ın azabını getir"

(Ankebut 29)

Mehmet Türk Meali:

“Siz (hâlâ) ille de erkeklere ilişmeye, (bu iş için) yol kesmeye ve toplantılarınızda pis işler1 yapmaya devam edecek misiniz?” dedi. Bunun üzerine kavminin cevabı sadece: “Eğer doğru söylüyorsan (haydi) bize Allah’ın azabını getir (bakalım.)” demek oldu.*

(Ankebut 29)

Muhammed Celal Şems Meali:

“Şüphesiz siz, erkeklere (şehvetle) mi yanaşıyorsunuz? Yolları kesiyorsunuz ve toplantılarınızda (da) çok çirkin sözler söylüyorsunuz.” Bunun üzerine kavminin cevabı, “Eğer doğrulardansan, bize Allah’ın azabını getir,” demekten başkası olmadı.

(Ankebut 29)

Muhammed Esed Meali:

Siz, erkeklere (azgın bir şehvetle) yaklaşıp (cinsler arasında tabii olan) yolu kapatmıyor musunuz? Ve bu utanç verici suçları (açık) toplantılarınızda işlemiyor musunuz?" Ama kavmi, "Peki," diye cevap verdi, "eğer doğruları söyleyenlerden isen, başımıza Allah'ın azabını getir bakalım!"

(Ankebut 29)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

"Siz, erkeklere yanaşıyor, yol kesiyor ve toplantılarınızda kötü şeyler yapıyorsunuz, öyle mi?" Halkının yanıtı ise; "Eğer doğru söyleyenlerden isen, haydi bize Allah'ın azabını getir," demekten başka bir şey olmamıştı.

(Ankebut 29)

Mustafa Çavdar Meali:

– Siz, nasıl oluyor da erkeklerle ilişkiye giriyor, meşru ilişki yolunu kapatıyor ve bir araya gelince de her türlü edepsizliği yapabiliyorsunuz? Halkının Lut’a cevabı ise: – Eğer doğru söylüyorsan haydi durma bize Allah’ın şu azabını getir demekten başka bir şey olmadı.

Bknz: (11/77)»(11/83) - (51/36) - (67/25)

(Ankebut 29)

Mustafa Çevik Meali:

28-30 Biz Lût’u da peygamber olarak görevlendirdik, o da ahlak sınırı tanımayan topluma şöyle demişti: “Siz gerçekten sizden önce hiç kimsenin yapmadığı, çirkin, iğrenç, utanç verici bir işi yapmaktasınız, kadınlarınızı bırakıp erkeklerle ilişkiye giriyor, meşru olan yolu çiğniyorsunuz. Ayrıca bu yaptıklarınızla övünmek için bir araya gelip hayâsızlıklarınızı açıkça anlatıyorsunuz.” Lût’un bu ikazlarına karşılık o halk şöyle karşılık verdi: “Bundan dolayı başımıza Allah’ın azabının geleceğini söyleyip duruyorsun. Şayet söylediklerin ve bizi davet ettiklerin doğru ise Allah’ın azabını çağır gelsin de görelim.” Bunun üzerine Lût “Rabbim! Büsbütün azmış, sapmış, sınır tanımaz hale gelmiş bu topluma karşı Sen bana yardım et.” diyerek dua etti.

(Ankebut 29)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Evet, erkeklere (şehvetle) yaklaşan ve (cinsellik için doğal olan) yolu kapatan; üstelik bu çirkinliği kamuya açık yerlerde güpegündüz gurup halinde işleyen siz değil misiniz? Fakat kavminin tek cevabı: "Eğer doğru sözlü biriysen, haydi Allah'ın azabını getir de görelim bakalım!" diye (meydan okumaktan) ibaretti.

(Ankebut 29)

Osman Okur Meali:

“Siz hâlâ (kadınları bırakıp) erkeklere yanaşacak, (neslin çoğalma) yol(unu) kesecek ve toplantılarınızda edepsizlik yapacak mısınız?” Kavminin cevabı: “Eğer doğru söyleyenlerden isen, haydi Allah'ın azabını getir bize!” demekten başka bir şey olmadı.

(Ankebut 29)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

«Siz hâlâ erkeklere gidecek ve yolu kesecek ve toplantılarınızda çirkin şeyleri yapacakmısınız?» Artık (O'nun) kavminin cevabı, «Eğer sen sâdıklardan isen bize Allah'ın gazabını getir» demekten başka olmadı.

(Ankebut 29)

Ömer Öngüt Meali:

“Erkeklere yaklaşıyor, yol kesiyor ve toplantılarınızda edepsizce şeyler yapmıyor musunuz?” Kavminin cevabı: “Doğru sözlü isen, bize Allah'ın azabını getir. ” demek oldu.

(Ankebut 29)

Ömer Sevinçgül Meali:

“Erkeklere yanaşıyorsunuz! Yol kesiyorsunuz! Toplantı yerlerinizde iğrenç işler yapıyorsunuz! Bunları sürdürecek misiniz!” Halkının ona tek cevabı, “Doğru söylüyorsan Allah’ın azabını getir de görelim!” demek oldu.

(Ankebut 29)

Sadık Türkmen Meali:

Siz hemcinslerinize gidecek, yol kesecek ve toplantılarınızda iğrenç şeyler yapıp duracaksınız ha?!” Kavminin cevabı ise ancak şöyle demeleri oldu: “Allah’ın azabını bize getir. Eğer doğru sözlülerden isen!”

(Ankebut 29)

Seyyid Kutub Meali:

Sizler, kadınları bırakıp erkek erkeğe cinsel ilişkide bulunuyor, kervanların yolunu kesiyor ve aranızda düzenlediğiniz toplantılarda o çirkin eylemi işliyorsunuz. Öyle mi? Soydaşlarının tek cevabı «Eğer doğru söylüyorsan, Allah'ın azabını başımıza getir bakalım» demeleri oldu.

(Ankebut 29)

Suat Yıldırım Meali:

Allah'ın bu uyarmasından sonra siz hala şehvetle erkeklere varacak, yolu kesecek ve toplantılarınızda edepsizlik yapmaya devam edecek misiniz?" Halkının ona cevabı şundan ibaret oldu: "Doğru söylüyorsan bizi tehdit ettiğin, Allah'ın o azabını getir de görelim!"

(Ankebut 29)

Süleyman Ateş Meali:

"Siz (kadınları bırakıp) erkeklere gidiyorsunuz, yol kesiyorsunuz ve toplantılarınızda edepsizce şeyler yapıyorsunuz ha?.." Kavmi'nin cevabı, sadece: "Eğer doğrulardan isen, haydi Allah'ın azabını getir!" demeleri oldu.

(Ankebut 29)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Siz doğru ilişkiyi keserek erkeklere yanaşıyor; bir de o çirkinliği toplu olarak yapıyorsunuz ha!? " Halkının verdiği tek cevap şu oldu: "Eğer haklıysan uğraş da Allah bizi çarpsın."

(Ankebut 29)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

(28-29) Lut'u da elçi olarak gönderdik. Kavmine: "Siz, dünyada daha önce kimsenin yapmadığı ahlaksızlığı yapıyor; erkekle kadın arasındaki doğal ilişkiyi terkederek, erkeklerle cinsel ilişki kuruyor ve bu suçu toplantılarınızda işliyorsunuz" dedi. Kavmi: "Eğer doğru söylüyorsan, Allah'ın azabını getir bakalım" dedi.

(Ankebut 29)

Şaban Piriş Meali:

Siz, erkeklere yanaşıyor, yol kesiyor ve toplantılarınızda kötü şeyler yapıyorsunuz, öyle mi? Kavminin cevabı ise: -Eğer doğru söyleyenlerden isen, haydi bize Allah'ın azabını getir, demekten başka birşey değildi.

(Ankebut 29)

Talat Koçyiğit Meali:

"Siz erkeklere yanaşıyor, yol kesiyor ve toplantılarınızda kötü şeyler yapıyorsunuz, değil mi"? Buna kavminin cevabı, "eğer doğruyu söyleyen kimselerden isen, Allah'ın azabını bize getir" demekten başka bir şey olmamıştı.

(Ankebut 29)

Tefhimul Kuran Meali:

«Siz, (yine de) erkeklere yaklaşacak, yol kesecek ve bir araya gelişlerinizde çirkinlikler yapacak mısınız?» Bunun üzerine kendi kavminin cebabı yalnızca: «Eğer doğru söylemekte olanlardan isen, bize Allah'ın azabını getir» demek oldu.

(Ankebut 29)

Ümit Şimşek Meali:

“Hâlâ erkeklere şehvetle yaklaşmaya, yol kesmeye, toplantılarınızda hayâsızlık yapmaya devam edecek misiniz?” Kavminin ona verdiği cevap, “Doğru söylüyorsan bize Allah'ın azabını getir” demekten ibaret oldu.

(Ankebut 29)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

"Erkeklere gidiyorsunuz, yol kesiyorsunuz, toplantılarınızda çirkinlikler sergiliyorsunuz, öyle mi?" Toplumunun cevabı sadece şunu söylemek oldu: "Eğer doğru sözlülerdensen, hadi getir bize Allah'ın azabını!"

(Ankebut 29)