29. Ankebut Suresi / 3.ayet

Andolsun ki biz, onlardan öncekileri de çeşitli sıkıntılarla sınamıştık, böylece Allah, “İman ettik” sözünde kimin sadık/samimi, kimin de yalancı olduğunu ortaya çıkaracaktır.

Bknz: (2/155)(22/11)(67/2)

Mustafa Çavdar Meali

Ankebut 3 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Ve andolsun ki biz onlardan öncekileri de sınadık; artık Allah, doğru olanları da mutlaka bilir, yalancıları da mutlaka bilir.

(Ankebut 3)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Yemin olsun (Biz) onlardan önceki (kavimleri) de (çeşitli) imtihan ve ibtilalardan geçirdik. (Böylece) Allah, kesinlikle (dininde ve davasında) sadıkları da bilecektir (bilmektedir) ve gerçekten yalancı sahtekârları da bilip (belirleyecektir.)

(Ankebut 3)

Abdullah Parlıyan Meali:

Biz kendilerinden öncekileri de sınadık. Allah, böylece kimlerin imanında gerçek, kimlerin sahte ve yalancı olduklarını dener ve onları ayırdeder.

(Ankebut 3)

Adem Uğur Meali:

Andolsun ki, biz onlardan öncekileri de imtihandan geçirmişizdir. Elbette Allah, doğruları ortaya çıkaracak, yalancıları da mutlaka ortaya koyacaktır.

(Ankebut 3)

Ahmet Hulusi Meali:

Andolsun ki onlardan öncekileri de sınav objeleriyle denemişizdir... Allah (dışarıdan bir tanrı gibi değil - hakikatleri olarak) elbette (sözlerinde) sadıkları açığa çıkarıp bilecek ve elbette yalancıları da açığa çıkarıp bilecek.

(Ankebut 3)

Ahmet Tekin Meali:

Andolsun ki, biz onlardan öncekileri de, belâlarla, felâketlerle ağır imtihanlardan geçirdik. Elbette Allah imanlarında samimi olanların kimler olduğunu bilecek; yalancıları da mutlaka ortaya çıkaracaktır.

(Ankebut 3)

Ahmet Varol Meali

Andolsun biz onlardan öncekileri de imtihan ettik. Allah elbette doğruları da bilecek ve elbette yalancıları da bilecektir (ortaya çıkaracaktır).*

(Ankebut 3)

Ali Bulaç Meali:

Andolsun, onlardan öncekileri sınadık; Allah, gerçekten doğruları da bilmekte ve gerçekten yalancıları da bilmektedir.

(Ankebut 3)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Doğrusu biz, onlardan evvelkileri de (çeşitli musibetlerle) denedik. Allah, (imtihan sûretiyle imanında) sadık olanları da muhakkak bilecek, yalancı onları da elbette bilecek.

(Ankebut 3)

Ali Rıza Sefa Meali:

Gerçek şu ki, onlardan öncekileri de sınamıştık. Allah, doğruyu söyleyenleri kesinlikle bilir; yalancıları da kesinlikle bilir.

(Ankebut 3)

Ali Ünal Meali:

Şurası bir gerçek ki Biz, onlardan önce yaşayan ve iman ikrarında bulunan herkesi denedik. Denedik ki Allah, ikrarında sadık olanları ortaya çıkardığı gibi, yalancı olanları da ortaya çıkarsın.

(Ankebut 3)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Andolsun! Biz onlardan öncekileri de imtihana tabi tuttuk. Elbette Allah, doğru olanları da ortaya çıkaracaktır, yalancı olanları da ortaya çıkaracaktır.

(Ankebut 3)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Andolsun ki biz onlardan öncekileri de imtihandan geçirmişizdir. Elbette Allah, doğruları ortaya çıkaracak, yalancıları da mutlaka ortaya koyacaktır.

(Ankebut 3)

Bekir Sadak Meali:

(2-3) And olsun, biz kendilerinden oncekileri de denemisken, insanlar, «Inandik» deyince, denenmeden birakilacaklarini mi sanirlar? Allah elbette dogrulari ortaya koyacak ve elbette yalancilari da ortaya cikaracaktir.

(Ankebut 3)

Besim Atalay Meali:

Onlardan önce, geçmiş olanları sınamış idik, gerçekleri, yalancıları Allah açığa çıkaracaktır

(Ankebut 3)

Celal Yıldırım Meali:

And olsun ki onlardan öncekilerini de çetin sınavlardan geçirmişizdir. Allah, elbette doğru olanları da bilir, yalancıları da bilir.

(Ankebut 3)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Andolsun, biz onlardan öncekileri de imtihan etmiştik. Elbette Allah, doğruları ortaya çıkaracak, yalancıları da mutlaka ortaya koyacaktır.

(Ankebut 3)

Diyanet İşleri Eski Meali:

2,3. And olsun, biz kendilerinden öncekileri de denemişken, insanlar, "İnandık" deyince, denenmeden bırakılacaklarını mı sanırlar? Allah elbette doğruları ortaya koyacak ve elbette yalancıları da ortaya çıkaracaktır.

(Ankebut 3)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Andolsun, biz onlardan öncekileri de imtihan etmiştik. Allah, doğru söyleyenleri de mutlaka bilir, yalancıları da mutlaka bilir.

(Ankebut 3)

Diyanet Vakfı Meali:

Andolsun ki, biz onlardan öncekileri de imtihandan geçirmişizdir. Elbette Allah, doğruları ortaya çıkaracak, yalancıları da mutlaka ortaya koyacaktır.

(Ankebut 3)

Edip Yüksel Meali:

Kendilerinden öncekileri sınadık. Elbette ALLAH doğrucuları ile yalancıları birbirinden ayıracaktır.

(Ankebut 3)

Elmalılı Orjinal Meali:

Şanım hakkı için biz onlardan evvelkileri ne fıtnelerle imtihan ettik, yine Allah, elbette sadakat edenleri bilecek ve elbette yalancıları bilecek

(Ankebut 3)

Elmalılı Yeni Meali:

Andolsun ki, Biz onlardan öncekileri ne fitnelerle imtihan ettik. Yine Allah, elbette doğruluk gösterenleri bilecek ve elbette yalancıları da bilecektir.

(Ankebut 3)

Erhan Aktaş Meali:

Ant olsun ki onlardan öncekilerini de fitnelendirmiştik. Böylece Allah, kimin samimi kimin de yalancı olduğunu ortaya çıkarmaktadır.

(Ankebut 3)

Gültekin Onan Meali:

Andolsun, onlardan öncekileri sınadık; Tanrı, gerçekten doğruları da bilmekte ve gerçekten yalancıları da bilmektedir.

(Ankebut 3)

Hakkı Yılmaz Meali:

(2,3) İnsanlar, denenmeden, “İman ettik” demeleriyle bırakılıvereceklerini mi sandılar? Ve andolsun ki Biz, onlardan öncekileri de saflaştırılmaları için ateşlere/ sıkıntılara sokmuştuk. Artık elbette Allah, doğru kimseleri bildirecektir ve elbette yalancıları da kesinlikle bildirecektir.

(Ankebut 3)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Andolsun ki, onlardan öncekileri imtihan ettik. Elbette Allah, doğru olanları da yalancıları da bilir. (Ve imtihanlarla insanların da bilmesini sağlar.)

(Ankebut 3)

Harun Yıldırım Meali:

Andolsun ki, biz onlardan öncekileri de imtihandan geçirmişizdir. Elbette Allah, doğruları ortaya çıkaracak, yalancıları da mutlaka ortaya koyacaktır.

(Ankebut 3)

Hasan Basri Çantay:

Andolsun, biz onlardan evvelkileri de imtihan etmişizdir. Allah elbette saadık olanları da bilir, elbette yalancı olanları da bilir.

(Ankebut 3)

Hayrat Neşriyat Meali:

And olsun ki (biz), onlardan öncekileri de imtihân ettik; Allah doğru söyleyenleri de muhakkak bilir, yalancıları da muhakkak bilir.

(Ankebut 3)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Elbetteki, onlardan öncekileri de fitnelemiştik [sınamıştık]. Şu halde, Allah, sabır eden kimseleri mutlaka ama mutlaka bilir. Yalancıları da mutlaka ama mutlaka bilir.

(Ankebut 3)

Hüseyin Atay Meali:

Andolsun ki, Biz kendilerinden öncekileri sınamıştık. Andolsun, Allah doğru olanı kuşkusuz ortaya koyacak ve elbette yalancıları da ortaya çıkaracaktır.

(Ankebut 3)

İbni Kesir Meali:

Andolsun ki; Biz, onlardan öncekileri de denedik. Allah; elbette doğruları bilir ve elbette yalancıları da bilir.

(Ankebut 3)

İlyas Yorulmaz Meali:

Onlardan öncekileri de denedik (imtihan ettik) ki, Allah, doğru söyleyenlerle, yalan söyleyenleri bilsin.

(Ankebut 3)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve andolsun ki onlardan öncekileri de imtihan ettik. Allah sadıkları da (doğru söyleyenleri de) tekzip edenleri de (yalancıları da) mutlaka bilir.

(Ankebut 3)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Doğrusu, Biz onlardan öncekileri de hep sınamıştık. İşte böylelikle Allah kimlerin doğru, kimlerin yalancı olduklarını bilir.

(Ankebut 3)

Kadri Çelik Meali:

Şüphesiz onlardan öncekileri sınamadan geçirdik. Allah, gerçekten doğruları da bilmekte ve gerçekten yalancıları da bilmektedir.

(Ankebut 3)

Mahmut Kısa Meali:

Doğrusu Biz, onlardan önceki çağlarda yaşayan müminleri de birtakım belâ ve musîbetlerle sınamıştık. Çünkü Allah, söz ve davranışlarında doğruluktan ayrılmayan dürüst ve samîmî insanları mutlaka seçip belirleyecek,iman iddiasında bulunan ikiyüzlü yalancıları da kesinlikle ortaya çıkaracaktır. Müminlere eziyet çektiren zâlimlere gelince:

(Ankebut 3)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Nice öncekileri de sınadık andolsun. Allah gerçekten doğruları da, yalancıları da bilmektedir.

(Ankebut 3)

Mehmet Türk Meali:

Yemin olsun ki onlardan önceki (ümmet) leri de imtihandan geçirdik. (İleride) kimin doğru (söylediğini) kimin yalancı olduğunu, Allah kesinlikle bildirecektir.1*

(Ankebut 3)

Muhammed Celal Şems Meali:

(Oysa) Biz, kendilerinden öncekileri (de) sınamıştık. Allah, doğruyu söyleyenleri şüphesiz tanıyacaktır ve yalan söyleyenleri (de) mutlaka meydana çıkaracaktır.

(Ankebut 3)

Muhammed Esed Meali:

Evet, andolsun ki, Biz kendilerinden öncekileri de sınadık; o halde (bugün yaşayanlar da sınanacak ve) elbette Allah, doğru davrananları ortaya çıkaracak ve yalancıların da kimler olduğunu gösterecektir.

(Ankebut 3)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Andolsun ki, biz onlardan öncekileri de sınamıştık. Elbette ki, Allah, doğru söyleyenleri de bilmekte, yalancıları da bilmektedir.

(Ankebut 3)

Mustafa Çavdar Meali:

Andolsun ki biz, onlardan öncekileri de çeşitli sıkıntılarla sınamıştık, böylece Allah, “İman ettik” sözünde kimin sadık/samimi, kimin de yalancı olduğunu ortaya çıkaracaktır.

Bknz: (2/155) - (22/11) - (67/2)

(Ankebut 3)

Mustafa Çevik Meali:

3-4 Şunu iyi bilin ki, Biz sizden önceki kavimleri de imtihandan geçirdik... Şimdi sıra sizde... Allah böylece kimin imanının gereklerini yerine getirdiğini kimin de getirmeyip sözde bıraktığını ortaya çıkaracaktır. “İnandık, iman ettik” demelerine rağmen yaratılış sebepleri olan hakikate sırt dönerek yaşayanlar Bizim azabımızdan kurtulamazlar. Yazıklar olsun böyle davrananlara.

(Ankebut 3)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Doğrusu, onlardan öncekileri de sınamıştık; fakat Allah her halde hem doğru söyleyenleri seçip ayıracak, hem de yalancıları seçip ayıracak.

(Ankebut 3)

Osman Okur Meali:

Andolsun, biz onlardan öncekileri de imtihan etmiştik. Elbette Allah, doğruları da, yalancıları da bilecek.

(Ankebut 3)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Andolsun ki, onlardan evvelkileri de imtihan ettik, elbette ki, sadâkatte bulunanları da ve yalancı olanları da bilir.

(Ankebut 3)

Ömer Öngüt Meali:

Andolsun ki biz onlardan öncekileri de imtihandan geçirmişizdir. Elbette Allah doğruları ortaya çıkaracak, yalancıları da mutlaka ortaya koyacaktır.

(Ankebut 3)

Ömer Sevinçgül Meali:

Andolsun, onlardan öncekileri de ‘nice belalarla’ sınamıştık. Allah, sınama yoluyla, kim doğru, kim yalancı, ortaya çıkaracaktır. Bu konuda kuşkunuz olmasın!

(Ankebut 3)

Sadık Türkmen Meali:

Ant olsun ki Biz, kendilerinden öncekilere yaptıklarının karşılığını verdik. Elbette Allah; doğru davranan kimseleri (bugün de) ortaya çıkarır ve yalancıların kimler olduğunu da (herkese) gösterir.

(Ankebut 3)

Seyyid Kutub Meali:

Biz onlardan önceki kuşakları sınavdan geçirdik. Bu sınav sonucunda Allah, doğru sözlüler ile yalancıları kesinlikle belirleyecektir.

(Ankebut 3)

Suat Yıldırım Meali:

Biz elbette kendilerinden önce yaşamış olanları denedik. Allah elbette şimdiki müminleri de imtihan edip iman iddiasında sadık olanlarla, samimiyetsiz olanları elbette bilecektir.

(Ankebut 3)

Süleyman Ateş Meali:

Andolsun biz, onlardan öncekilerini sınadık. Elbette Allah (sınayıp) doğruları bilecek, yalancıları bilecektir.

(Ankebut 3)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Onlardan öncekilerini de sıkıntılara sokmuştuk. Allah kimlerin samimi olduğunu elbette bilecektir. Kimlerin yalancı olduklarını da bilecektir.

(Ankebut 3)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Andolsun ki, Biz onlardan öncekileri de sınadık. Allah, doğru söyleyenleri de, yalan söyleyenleri de ortaya çıkaracaktır.

(Ankebut 3)

Şaban Piriş Meali:

Biz, onlardan öncekilerini de imtihan ettik. Allah, elbette doğruları bilir. Ve elbette yalancıları da bilir.

(Ankebut 3)

Talat Koçyiğit Meali:

Halbuki biz, kendilerinden öncekileri de denemiştik. Deneneceklerdir ki, Allah, doğru söyleyenleri de bilecek, yalan söyleyenleri de bilecek.

(Ankebut 3)

Tefhimul Kuran Meali:

Andolsun, onlardan öncekileri sınamadan geçirdik, Allah, gerçekten doğruları da bilmekte ve gerçekten yalancıları da bilmektedir.

(Ankebut 3)

Ümit Şimşek Meali:

Gerçek şu ki, Biz onlardan öncekileri de imtihan ettik. Sözünde doğru olanları ve yalancıları Allah böylece birbirinden ayırt edecektir.

(Ankebut 3)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Yemin olsun ki biz, onlardan öncekileri de fitne yoluyla denemişizdir. Allah, özüyle sözü bir olanları elbette bilecektir. Ve O, yalancıları da elbette bilecektir.

(Ankebut 3)