6. Enam Suresi / 148.ayet

Allah’a şirk/ortak koşanlar derler ki: “Allah isteseydi ne babalarımız ne de biz ortak koşmaz ve hiçbir şeyi de haram kılmazdık.” (Kendimizde haram ve helal koyma yetkisini bulmazdık) Onlardan önceki toplumlar da (Elçileri) böyle yalanladılar, ta ki azabımızı tadıncaya kadar (1). De ki: “Elinizde, bize sunabileceğiniz ilahi bilgiye dayalı herhangi bir belgeniz var mı? Siz, sadece mesnetsiz iddialara uyuyorsunuz ve sadece uyduruyorsunuz.” (2)

Bknz: 1(7/28)(16/35) – 2(6/57)(21/24)(47/14)

Mustafa Çavdar Meali

Enam 148 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Şirk koşanlar diyecekler ki: Allah dileseydi ne biz şirk koşardık, ne atalarımız; hiçbir şeyi de haram saymazdık. İşte onlardan önce gelenler de peygamberleri böyle yalanladılar da sonucu azabımızı tattılar. De ki: Bu hususta bir bilginiz varsa hemen bildirin bize. Fakat siz, ancak zannınıza uyuyorsunuz ve ancak yalan söylüyorsunuz.

(Enam 148)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Şirk koşanlar (Cenab-ı Hakkı suçlayarak) diyecekler ki: "Allah dileseydi ne biz şirk koşardık, ne atalarımız ve hiçbir şeyi de haram kılmazdık." (Oysa) Onlardan öncekiler de, Bizim zorlu-azabımızı tadıncaya kadar böyle (safsata ve saptırmalarla) yalanlar uydurdular. De ki: "Sizin yanınızda, bize çıkarabileceğiniz bir ilim mi var? Siz ancak zanna uymaktasınız ve siz ancak zan ve tahminle yalan söylersiniz."

(Enam 148)

Abdullah Parlıyan Meali:

Allah'tan başka şeylere ilahlık yakıştıranlar: “Eğer Allah dileseydi, O'ndan başkasına ilahlık yakıştırmazdık, atalarımız da öyle yapmazlardı ve O'nun izin verdiği hiçbir şeyi de yasaklamazdık” derler. Onlardan önce yaşamış olanlar da böyle yaparak azabımızı tadana kadar gerçekleri yalanlamışlardı. De ki: “Bize sunabileceğiniz kesin herhangi bir bilgiye sahip misiniz? Siz, sadece başka insanların zan ve tahminlerine uyuyorsunuz ve siz sadece saçmalıyorsunuz.”

(Enam 148)

Adem Uğur Meali:

Putperestler diyecekler ki: "Allah dileseydi ne biz ortak koşardık ne de atalarımız. Hiçbir şeyi de haram kılmazdık." Onlardan öncekiler de aynı şekilde (peygamberleri) yalanladılar ve sonunda azabımızı tattılar. De ki: Yanınızda bize açıklayacağınız bir bilgi var mı? Siz zandan başka bir şeye uymuyorsunuz ve siz sadece yalan söylüyorsunuz.

(Enam 148)

Ahmet Hulusi Meali:

Şirk koşanlar: "Eğer Allah dileseydi, biz de babalarımız da şirk koşmazdık... Hiçbir şeyi de haram kılmazdık" diyecekler... Onlardan öncekiler de azabımızı tadıncaya kadar işte böyle yalanladılar. De ki: "İndinizde bize açıklayacağınız bir ilim var mı? Siz ancak zanna tabi oluyorsunuz... Siz ancak tahmin üzere konuşup saçmalıyorsunuz. "

(Enam 148)

Ahmet Tekin Meali:

İlâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında Allah'a ortak koşan putperestler: “Allah'ın sünneti, düzeninin yasaları içinde, iradesinin tecellisine uygun olsaydı ne biz, ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında Allah'a ortak koşardık, ne de atalarımız. Hiçbir şeyi de haram kılmazdık." diyecekler. Onlardan öncekiler de, aynı şekilde peygamberleri yalanladılar. Sonunda azâbımızı tattılar. “Elinizde bize açıklayacağınız bir bilginiz mi var? Siz kesinlikle ilme, delile dayanmayan zanlarınıza uyuyorsunuz. Ve siz kesinkes yalan-yanlış saçmalıyorsunuz" de.*

(Enam 148)

Ahmet Varol Meali

Allah'a ortak koşanlar: "Allah dileseydi biz de babalarımız da ortak koşmaz ve bir şeyi haram kılmazdık" diyecekler. Onlardan öncekiler de böyle yalanladılar da sonunda şiddetli azabımızı tattılar. De ki: "Yanınızda bize karşı çıkarabileceğiniz bir bilgi var mı? Siz sadece zanna uyuyorsunuz ve tutarsız tahminlerde bulunuyorsunuz."

(Enam 148)

Ali Bulaç Meali:

Şirk koşanlar diyecekler ki: "Allah dileseydi ne biz şirk koşardık, ne atalarımız ve hiç bir şeyi de haram kılmazdık." Onlardan öncekiler de, bizim zorlu azabımızı tadıncaya kadar böyle yalanladılar. De ki: "Sizin yanınızda, bize çıkarabileceğiniz bir ilim mi var? Siz ancak zanna uymaktasınız ve siz ancak zan ve tahminle yalan söylersiniz."

(Enam 148)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Allah'a ortak koşanlar (müşrikler) şöyle diyecekler: “- Eğer Allah dileseydi, ne biz müşrik olurduk, ne babalırımız, ne de bir şey haram yapabilirdik.” Bunlardan öncekiler de böyle tekzib etmişlerdi. Sonunda azabımızı taddılar. Onlara de ki: “-Sizde kitab ve hüccetten bir şey (ilim) varsa, onu bize çıkarın getirin. Siz, yalnız kendi zannınıza tabi olup yalan söylemektesiniz.”

(Enam 148)

Ali Rıza Sefa Meali:

Ortaklar koşanlar, şöyle diyecekler: "Allah dileseydi, ne biz ne de atalarımız, ortaklar koşmaz ve hiçbir şeyi yasaklamazdık!" Onlardan öncekiler de cezamızı tadıncaya değin böyle yalanlamışlardı. De ki: "Yanınızda bir bilgi mi var; haydi, onu çıkarın? Yalnızca yakıştırıyorsunuz ve yalnızca saçmalıyorsunuz!"

(Enam 148)

Ali Ünal Meali:

Şirkte diretenler, (şirk koşmalarına bahane olarak) bir de şöyle diyeceklerdir: “Eğer Allah dilemiş olsaydı, biz de, atalarımız da O’na ortak tanımaz ve hiçbir şeyi haram kılmazdık.” Onlardan öncekiler de böylesi bahanelerle peygamberleri yalanlamışlardı ama, neticede o çok çetin azabımızı tattılar. De ki: “Dayandığınız bir bilgi, bir belge mi var da böyle iddia ediyorsunuz; eğer öyle ise haydi o belgeyi bize gösterin! Gerçek şu ki, siz sadece kuru bir zanna uyuyorsunuz ve siz, ancak nefsanî ölçülere, keyfinize, menfaatlerinize göre konuşuyorsunuz.”

(Enam 148)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Allah’a eş koşanlar, diyeceklerdir ki: “Eğer Allah dileseydi ne biz ne de babalarımız eş koşmazdık ve hiçbir şeyi de haram etmezdik.” Onlardan öncekiler de böylece peygamberleri yalanladılar. Nihayet azabımızı tattılar. De ki: “Yanınızda bize göstereceğiniz bir bilgi mi var? Sizler zandan başka bir şeye tabi olmuyorsunuz ve siz ancak yalan söylüyorsunuz.”

(Enam 148)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Müşrikler diyecekler ki: "Allah isteseydi, ne biz ne de babalarımız ortak koşardık; hiçbir şeyi de haram yapmazdık." Onlardan önce yalanlayanlar da öyle demişlerdi de sonunda azabımızı tatmışlardı. De ki: "Yanınızda bize açıklayacağınız bir bilgi var mı? Siz zandan başka bir şeye uymuyorsunuz ve siz sadece yalan söylüyorsunuz."

(Enam 148)

Bekir Sadak Meali:

Puta tapanlar, «Allah dileseydi babalarimiz ve biz puta tapmaz ve hicbir seyi haram kilmazdik» diyecekler; onlardan oncekiler de, Bizim siddetli azabimizi tadana kadar boyle demislerdi. Onlara «Bize karsi cikarabileceginiz bir bilginiz var mi? Siz ancak zanna uyuyorsunuz ve sadece tahminde bulunuyorsunuz» de.

(Enam 148)

Besim Atalay Meali:

Eş koşmuş olanlar diyecekler ki: «Eğer Allah isteseydi, ne atalarımız, ne de biz, eş koşmuş olurduk, hiçbir nesneyi de haram kılmazdık», tadıncaya değin azabımızı, onlardan öncekiler de, böyle yalanlamışlardı, diyesin ki: «Bildiğiniz varsa bize onu gösterin, sizler yalnız bir sanıya uyarsınız, ancak yalan söylersiniz»

(Enam 148)

Celal Yıldırım Meali:

Allah'a ortak koşanlar diyecekler ki: Allah dileseydi ne biz (putlara taparak) ortak koşardık, ne de babalarımız ortak koşardı. Ve ne de bir şeyi haram kılardık. Onlardan öncekiler de böyle yalanladılar (veya böyle yalan söylediler), sonunda kahredici azabımızı tattılar. De ki: (Bunu belgeleyecek) yanınızda ilimden bize çıkaracağınız bir şey varmı ? Siz ancak zanna uyuyorsunuz ve siz ancak (delilsiz, bilgisiz, yalan yanlış) atıp tutuyorsunuz.

(Enam 148)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Putperestler diyecekler ki: “Eğer Allah dileseydi Ondan başkasına ilahlık yakıştırmazdık, atalarımız da (öyle yapmazdı) ve (Onun izin verdiği) hiçbir şeyi de yasaklamazdık.” Onlardan öncekiler de aynı şekilde (peygamberleri) yalanladılar ve sonunda azabımızı tattılar. De ki: “Yanınızda bize açıklayacağınız bir bilgi var mı? Siz zandan/kuruntudan başka bir şeye uymuyorsunuz ve siz sadece yalan söylüyorsunuz.”*

(Enam 148)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Puta tapanlar, "Allah dileseydi babalarımız ve biz puta tapmaz ve hiçbir şeyi haram kılmazdık" diyecekler; onlardan öncekiler de, Bizim şiddetli azabımızı tadana kadar böyle demişlerdi. Onlara "Bize karşı çıkarabileceğiniz bir bilginiz var mı? Siz ancak zanna uyuyorsunuz ve sadece tahminde bulunuyorsunuz" de.

(Enam 148)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Allah'a ortak koşanlar diyecekler ki: "Eğer Allah dileseydi, biz de ortak koşmazdık, babalarımız da. Hiçbir şeyi de haram kılmazdık." Onlardan öncekiler de (peygamberlerini) böyle yalanlamışlardı da sonunda azabımızı tatmışlardı. De ki: "Sizin (iddialarınızı ispat edecek) bir bilginiz var mı ki onu bize gösteresiniz? Siz ancak kuruntuya uyuyorsunuz ve siz sadece yalan söylüyorsunuz."

(Enam 148)

Diyanet Vakfı Meali:

Putperestler diyecekler ki: «Allah dileseydi ne biz ortak koşardık ne de atalarımız. Hiçbir şeyi de haram kılmazdık.» Onlardan öncekiler de aynı şekilde (peygamberleri) yalanladılar ve sonunda azabımızı tattılar. De ki: Yanınızda bize açıklayacağınız bir bilgi var mı? Siz zandan başka bir şeye uymuyorsunuz ve siz sadece yalan söylüyorsunuz.  *

(Enam 148)

Edip Yüksel Meali:

Ortak koşanlar, 'ALLAH dilemeseydi, ne biz, ne atalarımız ortak koşmaz ve hiç bir şeyi de haram etmezdik,' diyeceklerdir. Onlardan öncekiler de azabımızı tadıncaya kadar aynı şekilde yalanlamışlardı. De ki: 'Yanınızda bize göstereceğiniz her hangi bir bilgi var mı? Siz ancak zanna (şüpheli ve çelişkili rivayetlere) uyuyorsunuz ve siz sadece tahminde bulunuyorsunuz.'

(Enam 148)

Elmalılı Orjinal Meali:

Müşrik olanlar diyecekler ki: Allah dilese idi ne biz müşrik olurduk ne atalarımız, ne de bir şey haram kılabilirdik, bunlardan evvelkiler de böyle tekzib etmişlerdi, nihayet azabımızı tattılar, hiç de, ilim denecek bir şey'iniz varmı ki bize çıkarasınız? Siz sırf bir zann ardından gidiyorsunuz ve siz ancak atıyorsunuz

(Enam 148)

Elmalılı Yeni Meali:

Allah'a ortak koşanlar diyecekler ki: "Allah dileseydi ne biz, ne de babalarımız O'na ortak koşardık; hiçbir şeyi de haram kılmazdık." Bunlardan öncekiler de Bizim azabımızı tadıncaya kadar böyle yalanlamışlardı. Onlara de ki: "İlim denilecek birşeyiniz var mı ki, bize çıkarasınız? Siz sadece bir zannın ardından gidiyorsunuz ve siz yalnızca atıp tutuyorsunuz."

(Enam 148)

Erhan Aktaş Meali:

Müşrik olanlar diyecekler ki: "Eğer Allah dileseydi biz de müşrik olmazdık, babalarımız da. Ve hiçbir şeyi de haram kılmazdık." Onlardan öncekiler de aynı şekilde yalanladılar da sonunda azabımızı tattılar. De ki: Yanınızda bir bilgi varsa onu bize gösterin. Siz, zandan başka bir şeye uymuyorsunuz ve ancak yalan yanlış atıp tutuyorsunuz.

(Enam 148)

Gültekin Onan Meali:

Şirk koşanlar diyecekler ki: "Tanrı dileseydi ne biz şirk koşardık, ne atalarımız ve hiç bir şeyi de haram kılmazdık." Onlardan öncekiler de, bizim zorlu azabımızı tadıncaya kadar böyle yalanladılar. De ki: "Sizin yanınızda, bize çıkarabileceğiniz bir ilim mi var'? Siz ancak zanna uymaktasınız ve siz ancak 'zan ve tahminle yalan' söylersiniz."

(Enam 148)

Hakkı Yılmaz Meali:

Allah'a ortak koşan kimseler diyecekler ki: “Allah dileseydi biz ortak koşmazdık, atalarımız da ortak koşmazlardı, hiçbir şeyi de haram kılmazdık.” Onlardan önce yalanlayanlar da azabımızı tadıncaya kadar işte böyleydi. De ki: “Yanınızda bize çıkarabileceğiniz bir bilgi mi var? Siz, sadece zanna uyuyorsunuz ve siz sadece saçmalıyorsunuz.”

(Enam 148)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Allah’a şirk koşanlar diyecekler ki: “Şayet Allah dileseydi biz ve babalarımız şirk koşmaz ve hiçbir şeyi haram saymazdık.” Onlardan önce (yaşamış müşrikler de) azabımızı tadıncaya kadar aynı şekilde yalanladılar. De ki: “Sizin yanınızda bize çıkarabileceğiniz bir ilim var mı? Siz sadece zanna uyuyor ve yalnızca tahminle iş yapıyorsunuz.”

(Enam 148)

Harun Yıldırım Meali:

Müşrikler: “Allah dileseydi biz de atalarımız da Allah’a şirk koşmaz ve hiçbir şeyi haram kılmazdık.” diyecekler. Onlardan öncekiler de azabımızı tadıncaya kadar işte böyle yalanladılar. De ki: “Yanınızda bize çıkarabileceğiniz bir bilgi var mı? Siz ancak zanna uyuyorsunuz ve siz yalnızca yalan söylüyorsunuz.”

(Enam 148)

Hasan Basri Çantay:

(Allaha) eş katanlar (sana) diyecekler ki: "Eğer Allah dileseydi ne biz, ne atalarımız (Allaha) eş koşmazdık. (Kendi kendimize) hiçbir şey'i haram da kılmazdık". Onlardan evvelkiler de (peygamberlerini) işte böyle tekzib etdiler de nihayet bizim azabımızı tatdılar. De ki: "Nezdinizde (kitab ve huccetden) herhangi bir ilim varsa hemen onu bize çıkarın. Siz (kuru) bir zandan başka (bir şey'e) uymuyorsunuz ve siz yalan söyleyenlerden gayri kimseler değilsiniz".

(Enam 148)

Hayrat Neşriyat Meali:

(Allah'a) şirk koşanlar: “Eğer Allah dileseydi ne (biz) şirk koşardık, ne de atalarımız! Hem hiçbir şeyi (kendi kendimize) haram kılmazdık!” diyecekler.(1) Onlardan öncekiler (de) azâbımızı tadıncaya kadar (peygamberlerini) böyle yalanlamıştı. De ki: “Yanınızda herhangi bir ilim var mı? Haydi, onu bize çıkarın! (Siz) zandan başkasına tâbi' olmuyorsunuz ve siz ancak çirkince yalan söylüyorsunuz.”*

(Enam 148)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Şirk koşmuş [Allah'a ortak kabul etmiş] olanlar "Allah [zorlamayı] tercih etmiş olsaydı biz ve atalarımız şirk koşmazdık [ona ortak kabul etmezdik]. Hiçbir şeyi de haram etmezdik." diyecekler. İşte, kendilerinden öncekiler de perişan edişimizi [azabımızı] tadıncaya kadar bunun gibi yalanladı. "Yanınızda herhangi bir bilgiden [bir eser] varsa, bizim için [ortaya] çıkarın." de. Ancak zanna bağlı oluyorsunuz, siz ancak saçmalıyorsunuz.

(Enam 148)

Hüseyin Atay Meali:

Allah a ortak koşanlar, "Allah dileseydi, atalarımız ve biz ortak koşmaz ve hiçbir şeyi haram kılmazdık" diyecekler. Onlardan öncekiler de öyle demişlerdi de azabımızı tatmışlardı. De ki: "Bize karşı ortaya koyabileceğiniz bir bilginiz var mı? Siz ancak sanıya uyuyorsunuz ve siz sadece yaklaşık değerlendirmede bulunuyorsunuz."

(Enam 148)

İbni Kesir Meali:

Şirk koşanlar diyecekler ki: Eğer Allah dileseydi; biz de, atalarımız da şirk koşmazdık. Hiçbir şeyi haram da kılmazdık. Onlardan öncekiler de, Bizim gücümüzü tadana kadar böyle dediler. De ki: Bize karşı yanınızda ortaya koyabileceğiniz bir bilgi var mı? Siz, ancak zanna uyuyorsunuz ve siz, sadece yalanlar atıyorsunuz.

(Enam 148)

İlyas Yorulmaz Meali:

Allah'a ortak koşanlar “Allah dileseydi biz ve atalarımız ortak koşmaz ve hiçbir şeyi haram etmezdik” diyeceklerdir. Onlardan öncekilerde, azabımız onlara gelinceye kadar, yalanlamaya devam etmişlerdi. Deki “Yanınızda bir bilgi mi var? O halde onu bize gösterseniz ya! Hayır,.siz yalnızca zanna uyuyorsunuz ve yalan söylüyorsunuz.”

(Enam 148)

İskender Ali Mihr Meali:

Şirk koşanlar şöyle söyleyecekler: “Şâyet Allah dileseydi, biz ve babalarımız şirk koşmazdık ve hiçbir şeyi haram etmezdik.” Onlardan öncekiler de azabımızı tadıncaya kadar işte böyle yalanladılar. De ki: “Sizin yanınızda ilimden bir şey var mı? Öyleyse (varsa) onu bize çıkarın. Siz ancak zanna tâbî oluyorsunuz. Ve siz sadece yalan söylüyorsunuz.”

(Enam 148)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Allah'a eş koşanlar diyeceklerdir ki: «Eğer Allah dileseydi, ne biz, ne de atalarımız Ona eş koşmazdık. Kendilerinden önce gelenler de böyle yalan saymışlardı da sonunda Bizim azabımızı tatmışlardı.» De ki: «Eğer sizin elinizde bir bilgi varsa onu bize çıkarıp gösterin. Gerçekten sizin ardından gittikleriniz ancak birer sanıdır. Gerçekten sizler yalan söyliyen kimselersiniz.»

(Enam 148)

Kadri Çelik Meali:

Şirk koşanlar, “Allah dileseydi babalarımız ve biz şirk koşmazdık ve hiç bir şeyi haram kılmazdık” diyecekler. Onlardan öncekiler de bizim şiddetli azabımızı tadana kadar böyle yalanlamışlardı. Onlara de ki: “Sizin elinizde açığa çıkaracağınız bir bilgi varsa, o halde çıkarıp gösterin. Siz sadece zanna uyuyorsunuz ve siz sadece saçmalıyorsunuz.”

(Enam 148)

Mahmut Kısa Meali:

Allah’a inanmakla birlikte, birtakım sahte ilâhları, itaat edilecek mutlak otorite kabul ederek veya makâm, şöhret, servet, ve benzeri değerleri hayatın biricik ölçüsü hâline getirerek Allah’a ortak koşanlar, günahlarını mâzur göstermek içindiyecekler ki: “Eğer Allah dileseydi irâdemizi elimizden alırdı da, ne biz ortak koşabilirdik, ne de atalarımız ve ne de herhangi bir şeyi haram kılabilirdik! Madem ki bunları yapıyoruz, öyleyse Allah buna izin vermiştir.” Buraya kadar söyledikleri doğru. Fakat buradan yola çıkarak vardıkları sonuç yanlış: “O hâlde yaptıklarımız O’nun rızasına uygundur ve hiçbir sakıncası yoktur. Öyle ya, Allah bizzat kendisinin izin verdiği şeyi niçin yasaklasın?” Onlardan öncekiler de böyle saçma gerekçelerle hakîkati yalanlamaya kalkmış, fakat sonunda azâbımızı tatmışlardı! Ey Müslüman! Onlara de ki: “Elinizde, bu yaptıklarınızı Allah’ın emrettiğine dâir önümüze koyabileceğiniz herhangi bir delil, bir bilgi var mı? Hayır! Siz ne bu Kur’an’ın ve ne de daha önceki vahiylerin yolunda değil, ancak keyif ve zanlarınızın peşinden gidiyor ve sadece yalan söylüyorsunuz! Evet, gerçekten de Allah, imtihân hikmeti uyarınca size akıl ve irâde vermiş ve yaptığınız kötülüklere derhâl müdâhale etmeyerek bunları yapmanıza izin vermiştir. Fakat Allah’ın bir şeye izin vermesi, ondan razı olduğu anlamına gelmez. O’nun razı olduğu şeyleri öğrenmek için “neleri emrettiğine” ve “neleri yasakladığına” bakmanız gerekir.”

(Enam 148)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Nitekim şirk koşan kimseler diyecektir ki:" Allah dileseydi biz ne şirk koşar, Atalarımız da koşmaz, ne de hiçbir şeyi de haram görmezdik" Önce gelenler Mutlak azabımızı tadana kadar bu şekilde yalanladılar. De ki: "Sizde ilim mi var, Eğer varsa gösterin bakalım. Fakat siz sadece zanna uyar ve söylersiniz yalanı"

(Enam 148)

Mehmet Türk Meali:

O Allah’a ortak koşanlar da: “Eğer Allah dileseydi biz de atalarımız da (Allah’a) ortak koşmaz, hiçbir şeyi de haram kılmazdık.” diyecekler.1 (Ey Muhammed!) Onlardan öncekiler de Peygamberlerini tıpkı bu şekilde yalanlayıp sonunda azabımızı tatmışlardı. Sen onlara: “Sizin yanınızda bize gösterebileceğiniz bir bilgi var mı? Siz sadece zanlarınızın ardına düşüyorsunuz ve böylece de yalan söylemekten başka bir şey yapmıyorsunuz.” de.*

(Enam 148)

Muhammed Celal Şems Meali:

Allah’a ortak koşanlar, “Allah dileseydi biz (de,) atalarımız (da,) mutlaka Allah’a ortak koşmaz, hiçbir şeyi (de) haram kılmazdık,” diyecekler. Bunlardan öncekiler (de) azabımızı tadıncaya kadar, (vahyimizi) aynı şekilde yalanladılar. De ki: “Bir bilginiz var mı? (Varsa) onu bize açıklayın. Siz, yalnız sanınızdan başkasına uymazsınız. Sadece asılsız söz uydurursunuz.”

(Enam 148)

Muhammed Esed Meali:

Allahtan başka şeylere ilahlık yakıştırmaya şartlanmış olanlar, "Eğer Allah dileseydi Ondan başkasına ilahlık yakıştırmazdık; atalarımız da (öyle yapmazdı); ve (Onun izin verdiği) hiçbir şeyi de yasaklamazdık" derler. Onlardan öce yaşamış olanlar da böyle yaparak hakikati yalanladılar, ta ki azabımızı tadıncaya kadar! De ki: "Bize sunabileceğiniz (kesin) herhangi bir bilgiye sahip misiniz? Siz sadece (başka insanların) zanlarına uyuyorsunuz ve kendiniz tahminde bulunmaktan başka bir şey yapmıyorsunuz."

(Enam 148)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Ortak koşanlar diyecekler ki; "Allah dikseydi ne biz ortak koşardık, ne de atalarımız ortak koşardı. Hiçbir şeyi de haram kılmazdık." Onlardan önce yalanlayanlar da böyle söylemişlerdi de sonunda azabımızı tatmışlardı. De ki; "Yanınızda bize açıklayabileceğiniz bir bilgi mi var? Siz, sadece tahmine uyuyorsunuz ve yalnızca saçmalıyorsunuz."

(Enam 148)

Mustafa Çavdar Meali:

Allah’a şirk/ortak koşanlar derler ki: “Allah isteseydi ne babalarımız ne de biz ortak koşmaz ve hiçbir şeyi de haram kılmazdık.” (Kendimizde haram ve helal koyma yetkisini bulmazdık) Onlardan önceki toplumlar da (Elçileri) böyle yalanladılar, ta ki azabımızı tadıncaya kadar (1). De ki: “Elinizde, bize sunabileceğiniz ilahi bilgiye dayalı herhangi bir belgeniz var mı? Siz, sadece mesnetsiz iddialara uyuyorsunuz ve sadece uyduruyorsunuz.” (2)

Bknz: 1(7/28) - (16/35) - 2(6/57) - (21/24) - (47/14)

(Enam 148)

Mustafa Çevik Meali:

Allah’tan başkasına da ilahlık yakıştırmaya, kendilerini şartlandırmış ve bunu tabiatları haline getirmiş olan müşrikler diyeceklerdir ki, “Şayet Allah dileseydi atalarımız da, biz de Allah’a ortaklar koşmaz, O’nunla birlikte başka ilahlar edinmezdik ve kendi kendimize de hiçbir şeyi haram kılmazdık.” Onlardan öncekiler de böyle şeyler söyleyip, bu sözlerin arkasına sığınıp, Allah’la birlikte başka ilahlar edindiler, sonunda bu inatları sebebiyle hak ettikleri azapla cezalandırıldılar. Ey Peygamber! Sen onlara şunu da söyle: “Bu söyleyip de yapmakta olduğunuz batıl ve saçma davranışlarınızın ilahi bir dayanağı, bir delili var mı ki bunlardan vazgeçmiyorsunuz? Gerçek olan şu ki siz sadece zanna dayanıyor ve yalanlar uyduruyorsunuz.”

(Enam 148)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Allah'a ortak koşanlar derler ki: "Eğer Allah dileseydi, ne biz ne de atalarımız şirk koşmazdık; dahası (O'nun helallerinden) hiçbir şeyi haram kılmazdık." Onlardan öncekiler de hakikati işte bu mantıkla yalanladılar; ta ki azabımızı tadıncaya kadar... De ki: "Elinizde bize sunabileceğiniz güvenilir bilgiye dayalı herhangi bir belge var mı?" Siz yalnızca hurafenin peşinden gidiyorsunuz ve sadece kitle psikolojisiyle hareket ediyorsunuz.

(Enam 148)

Osman Okur Meali:

Müşrikler diyecekler ki: «Allah kanunlarında (zorunlu iman etmeyi) var etseydi ne biz ortak koşardık ne de atalarımız. Hiçbir şeyi de haram kılamazdık.» Onlardan öncekilerde aynı şekilde nebileri) yalanladılar ve sonunda azabımızı tattılar. De ki: Yanınızda bize açıklayacağınız bir bilgi var mı? Siz zandan başka bir şeye uymuyorsunuz ve siz sadece yalan söylüyorsunuz.

(Enam 148)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Müşrik olanlar elbette diyeceklerdir ki: «Eğer Allah dilemiş olsa idi biz de şirke düşmezdik, babalarımız da. Ve ne de bir şeyi haram kılardık.» Onlardan evvelkiler de böyle tekzîpte bulunmuştu, nihâyet azabımızı tattılar. De ki: «Sizin yanınızda ilimden birşey var mı? Onu bize çıkarsanıza. Siz zandan başka bir şeye tâbi olmuyorsunuz ve siz ancak yalan yanlış tahminlerde bulunanlardan başka değilsiniz.»

(Enam 148)

Ömer Öngüt Meali:

Şirk koşanlar diyecekler ki: “Eğer Allah dileseydi, ne biz ne de atalarımız şirk koşmazdık, hiçbir şeyi de haram kılmazdık. ” Onlardan öncekiler de aynı şekilde yalanladılar ve sonunda azabımızı tattılar. Onlara de ki: “Yanınızda bize karşı çıkarabileceğiniz bir bilginiz var mı? Siz sadece zanna uyuyorsunuz ve siz sadece yalan söylüyorsunuz. ”

(Enam 148)

Ömer Sevinçgül Meali:

Allah’ın yanı sıra yapay tanrılara tapanlar, “Allah dileseydi biz de, atalarımız da başka ilahlara tapmaz, ‘onun izin verdiği’ hiçbir şeyi yasaklamazdık” derler. Onlardan öncekiler de böyle yalanladılar, ama sonunda azabımızı tattılar. “Elinizde bize karşı ileri sürülebilecek bir bilginiz var mı! Siz sadece zanna uyuyor, tahminler yürütüyorsunuz” de.

(Enam 148)

Sadık Türkmen Meali:

ORTAK KOŞAN KİMSELER diyecekler ki: “Allah (bizi mümin) yapsaydı; ne biz, ne de babalarımız ortak koşmazdık! Hiçbir şeyi de haram yapmazdık!” Onlardan önce yalanlayan kimseler de böyle demişlerdi, sonunda da azabımızı tatmışlardı. De ki: “Yanınızda bize çıkarıp (göstereceğiniz) bir bilgi var mı? Siz sadece zanna uyuyorsunuz ve sadece tahmin yürüterek saçmalıyorsunuz.”

(Enam 148)

Seyyid Kutub Meali:

Müşrikler diyecekler ki; «Eğer Allah dileseydi, ne biz ve atalarımız O'na ortak koşar ve ne de bu şeyi yasaklardık.» Onlardan öncekilerde bu şekilde peygamberlerini yalanladılar da azabımızın acısını tattılar. Onlara de ki; «Önümüze koyacağınız bir bildiğiniz var mı? Siz sadece sanının, yakıştırmaların peşinden gidiyorsunuz, sırf tahminlere dayanıyorsunuz.»

(Enam 148)

Suat Yıldırım Meali:

Müşrikler diyecekler ki: "Eğer Allah dileseydi, ne biz, ne de atalarımız şirk koşmaz, hiçbir şeyi de haram kılmazdık."Onlardan öncekiler de peygamberlerini yalancı saymışlardı da nihayet Bizim azabımızı tatmışlardı. De ki: "Sizin elinizde ortaya koyacağınız bir bilgi, bir belge varsa hemen çıkarıp gösterin. Ama gerçek şu ki: Siz sadece kuru bir zannın ardından gidiyorsunuz düpedüz yalan atıyorsunuz."

(Enam 148)

Süleyman Ateş Meali:

(Allah'a) Ortak koşanlar diyecekler ki: "Allah isteseydi ne biz ne de babalarımız ortak koşmazdık, hiçbir şeyi de haram yapmazdık." Onlardan önce yalanlayanlar da öyle demişlerdi de nihayet azabımızı tadmışlardı. De ki: "Yanınızda bize çıka(rıp gösterece)ğiniz bir bilgi (yazılı belge) var mı? Siz sadece zanna uyuyorsunuz ve siz sadece saçmalıyorsunuz."

(Enam 148)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Müşrikler diyeceklerdir ki "Allah (bizim mümin olmamızı) tercih etseydi ne biz şirke düşerdik ne atalarımız. Bir şeyi haram da kılmazdık[1]." Onlardan öncekiler de bu yalana[2] sarıldılar ve sonunda azabımızı tattılar. De ki "Yanınızda bir bilgi var mı ki çıkarıp bize gösteresiniz. Siz sadece varsayımınızın peşine takılmışsınız; siz sadece atıyorsunuz."

1) Bkz. En'am 6/138-139. Lev şaellahu (لَوْ شَاء اللّهُ) ifadesinin başındaki lev (لَوْ), "ikincisi olmadığı için birincinin olamayacağını gösteren şart edatıdır." Bu, şart ve cezanın müsbet yani olumlu olduğu durumlardadır. Buradaki gibi ceza "مَا أَشْرَكْنَا = şirke düşmezdik" şeklinde menfi yani olumsuz ise o zaman lev (لَوْ), ikinci olduğu için birincinin olmadığını gösteren edat olur. Olumlu olan (لَوْ شَاء اللّهُ) ifadesine "Allah emretmeseydi" şeklinde olumsuz anlam vermemiz bundandır. Bu, müşriklerin huyudur; kendi günahlarının sorumluluğunu Allah'a atarak işin içinden sıyrılmaya çalışırlar. Bir ayet de şöyledir: "Bir edepsizlik yaptılar mı "atalarımızdan böyle gördük. Allah bizden böyle istemiştir" derler. De ki "Allah edepsizlik istemez. Allah hakkında bilmediğiniz şeyler mi söylüyorsunuz?" (Araf 7/28) .
2)Bu yalan, insanların iradeli varlıklar olmadığı, Allah neyi emrettiyse onu robot gibi yaptıkları yalanıdır. Bu tip insanlar, yaptıkları hataları Allah'a mal etmek için herşeyin ezelden yazılı olduğu, Allah'ın zaman ve mekana tabi olmadığı gibi bir takım iftiralar üreterek bambaşka bir din sistemi oluşturmaya çalışırlar. Kasas 28/68'e göre insanların ve meleklerin tercih hakkı vardır. Bu düşüncenin temelinde kendi kabahatini Allah'a yükleme amacı vardır.  

(Enam 148)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Allah'a ortak koşanlar: "Allah dileseydi, biz de, atalarımızda O'na ortak koşmaz, hiçbir şeyi de haram kılmazdık" derler. Onlardan öncekilerde böyle diyerek hakikati yalanlamışlardı da sonunda azabımızı tatmışlardı. De ki: "Bu konuda bildiğiniz bir şey varsa ortaya koyun. Siz ancak zanna dayanıyor ve tahminde bulunuyorsunuz."

(Enam 148)

Şaban Piriş Meali:

Müşrikler: -Allah dileseydi babalarımız ve biz şirk koşmaz ve hiç bir şeyi de haram kılmazdık., diyecekler. Onlardan öncekiler de, bizim acı azabımızı tadana kadar yalanlamışlardı. De ki: -Bize çıkarabileceğiniz bir deliliniz var mı? Siz, sadece zanna uyuyorsunuz ve sadece uyduruyorsunuz.

(Enam 148)

Talat Koçyiğit Meali:

Allah'a şirk koşanlar diyeceklerdir ki: "Eğer Allah dileseydi, ne biz şirk koşardık, ne de babalarımız; hiçbir şeyi de kendimize haram kılmazdık." Onlardan öncekiler de böyle yalan söylemişlerdi de, azabımızı tadmışlardı. (Ey Muhammed! Onlara)de ki: "Elinizde (bu iddianızı isbat edecek) herhangi bir ilim, (bir delil) var mı, onu bize hemen çıkarın. (Fakat hayır!) Siz, zandan başka bir şeye uymuyorsunuz ve siz ancak yalan söyleyen kimselersiniz."

(Enam 148)

Tefhimul Kuran Meali:

Şirk koşanlar diyecekler ki: «Allah dileseydi ne biz şirk koşardık, ne de atalarımız ve hiç bir şeyi de haram kılmazdık.» Onlardan öncekiler de, bizim zorlu azabımızı tadıncaya kadar böyle yalanladılar. De ki: «Sizin yanınızda, bize çıkarabileceğiniz bir ilim mi var? Siz ancak zanna uymaktasınız ve siz ancak zan ve tahminle yalan söylersiniz.»

(Enam 148)

Ümit Şimşek Meali:

Allah'a ortak koşanlar, “Eğer Allah dileseydi ne biz, ne de atalarımız Ona ortak koşmaz, hiçbir şeyi de haram saymazdık” diyecekler. Onlardan öncekiler de azabımızı tadıncaya kadar böyle yalanlıyorlardı. De ki: Bir bilginiz varsa ortaya koyun, görelim. Siz sadece bir kuruntuya kapılmış gidiyor ve düpedüz yalan söylüyorsunuz.

(Enam 148)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Şirke batanlar şöyle diyecekler: "Allah dileseydi, ne biz şirke sapardık ne de atalarımız. Hiçbir şeyi haram da yapmazdık." Onlardan öncekiler de azabımızı tadıncaya kadar bu şekilde yalanlamışlardı. De ki: "Yanınızda, önümüze çıkaracağınız bir ilminiz var mı? Zandan başka bir şeye uymuyorsunuz. Sadece saçmalıyorsunuz siz."

(Enam 148)