21. Enbiya Suresi / 3.ayet

“Bu sizin gibi bir beşer değil mi, şimdi siz göz göre göre onun sihrine mi kapılacaksınız?” Diyerek kendi aralarında gizli gizli fısıldaşıyorlar.

Bknz: (11/27)(14/10)»(14/11)(17/94)(23/33)»(23/34)(41/6)

Mustafa Çavdar Meali

Enbiya 3 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Kalpleri de oyuna dalmıştır da o zalimler, fısıltıyla konuşarak bu da sizin gibi bir insandan başka bir mahluk mu ki, göz göre göre büyüye mi kapılacaksınız derler.

(Enbiya 3)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Onların kalpleri (Hakk’tan ve sorumluluktan) ilgisizdir, (dünyalık) oyalanma ve eğlencededir. Zulmedenler kendi aralarında, gizlice (şöyle) fısıldaşıvermektedir: “Bu (elçi) benzeriniz olan bir beşer değil mi? Öyleyse, göz göre göre (aldatılıp) büyüye mi geleceksiniz?”

(Enbiya 3)

Abdullah Parlıyan Meali:

Kalpleri geçici hoşnutluklar peşinde, yaratılış maksadına aykırı davrananlar, birbirleriyle gizlice konuştukları şu düşünceyi saklıyorlar: “Bu peygamber, ancak sizin gibi bir insan değil mi? O halde siz, göz göre göre büyüye mi kapılacaksınız?”

(Enbiya 3)

Adem Uğur Meali:

Kalpleri hep eğlencede(gaflette), hem o zalimler şu gizli fısıltıyı yaptılar: Bu (Muhammed), sizin gibi bir beşer olmaktan başka nedir ki! Siz şimdi gözünüz göre göre büyüye mi kapılıyorsunuz?

(Enbiya 3)

Ahmet Hulusi Meali:

Akılları fikirleri oyun eğlencede! O, nefslerine zulmedenler, aralarında fısıldaşıyorlar: "Sizden farklı bir beşer mi sanki! Ne olduğunu görüp dururken, sihirli sözlerine mi kapılıyorsunuz?"

(Enbiya 3)

Ahmet Tekin Meali:

Akılları, gönülleri, Kur'ân üzerinde düşünmekten, anlamaktan uzak, eğlencede. Baskı, zulüm ve işkence ile temel hak ve hürriyetleri, Allah yolunu, Allah yolundaki faliyetleri engelleyenler, İslâm aleyhinde propagandaya devam eden zâlimler, haksız tepki duyanlar, hakkı tanımayanlar gerçek düşüncelerini saklayarak kulaktan kulağa fısıltı yayıyorlar: “ Bu Muhammed, sizin gibi bir insan olmaktan öte biri midir? Göz göre göre aklınızı etki altına alan büyüleyici bir söze mi kapılıyorsunuz?”*

(Enbiya 3)

Ahmet Varol Meali

Kalpleri de eğlencededir. Zulmedenler: "Bu, sizin gibi bir insandan başka bir şey midir? Şimdi siz gözünüz göre göre sihre mi gideceksiniz?" diye aralarında gizlice konuşurlar.

(Enbiya 3)

Ali Bulaç Meali:

Onların kalpleri tutkuyla oyalanmadadır. Zulmedenler, gizlice fısıldaştılar: "Bu sizin benzeriniz olan bir beşer değil mi? Öyleyse, göz göre göre büyüye mi geleceksiniz?"

(Enbiya 3)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Kalbleri daima eğlencede (gaflette), hem o zalimler aralarında şu gizli fısıltıyı yaptılar: “- Bu, ancak sizin gibi bir insan. Artık göz göre sihre mi gidiyorsunuz? (Sihir ve yalanı mı tasdik ediyorsunuz, sizin gibi bir insan hiç peygamber olur mu?)

(Enbiya 3)

Ali Rıza Sefa Meali:

Yürekleri eğlenceye dalmıştır. Haksızlık yapanlar, gizlice fısıldaştılar: "Sizin gibi bir insanoğlu değil mi bu? Yine de göz göre göre, büyüye mi kapılacaksınız?"

(Enbiya 3)

Ali Ünal Meali:

Kalbleri de geçici zevklere dalıp gitmiş. Ayrıca, (Allah’a şirk koşmakla en büyük zulmü işleyen o) zalimler, aralarında gizliden gizliye fısıldaşıp (rasûlümüz hakkında), “O da sizin gibi bir beşer, şimdi göz göre göre bir büyüye mi kapılacaksınız?” demektedirler.

(Enbiya 3)

Bahaeddin Sağlam Meali:

2, 3. Rableri olan Allah’tan onlara ne zaman yeni bir mesaj gelse onlar mutlaka oynayarak, gönüllerini eğlendirerek o mesajı dinlerler. (Ciddi olarak dinlemezler.) O zalimler, gizlice aldıkları kararlarını açıkladılar(*): “Bu (Muhammed,) ancak sizin gibi bir insandır, göz göre göre büyüye mi katılacaksınız.”*

(Enbiya 3)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Kalpleri başka şeylerle oyalanarak haksızlık edenler, aralarında fısıldaşarak,"Bu da sizin gibi bir insandan başka bir şey değildir. Siz göre göre büyüyü mü kabul edip inanacaksınız?" derler.

(Enbiya 3)

Bekir Sadak Meali:

(2-3) Rablerinden kendilerine gelen her yeni ihtari mutlaka, gonulleri gaflet icinde eglenerek dinlerler. Zulmedenler, gizli toplantilarinda: «Bu zat, sizin gibi bir insandan baska bir sey midir? Siz, goz gore gore sihre mi uyarsiniz?» diye konusurlar.

(Enbiya 3)

Besim Atalay Meali:

Yürekleri bozuk olarak zalimler gizli gizli: «Bu da sizin gibi, ancak bir insan; göz göre büyüye mi tutuldunuz?» demektedirler

(Enbiya 3)

Celal Yıldırım Meali:

Kalbleri (iyice) oyun ve eğlenceye dalmıştır. O zulmedenler gizli gizli görüşüp fısıldaşırlar: «Bu da sizin gibi ancak bir insandır. Siz görüp durduğunuz halde sihre büyüye mi gidiyorsunuz?» (derler).

(Enbiya 3)

Cemal Külünkoğlu Meali:

2,3. Rablerinden kendilerine ne zaman yeni bir öğüt (ve ihtar) gelse, onlar bunu, hep alaya alırlar. (Hem de) kalpleri eğlenceye dalarak (dinlerler). Zulme sapanlar, (aralarında) gizlice şöyle fısıldaşırlar: “Bu Muhammed, sadece sizin gibi bir insan değil mi? Öyleyse, göz göre göre büyüye mi kapılacaksınız?” *

(Enbiya 3)

Diyanet İşleri Eski Meali:

2,3. Rablerinden kendilerine gelen her yeni ihtarı mutlaka, gönülleri gaflet içinde eğlenerek dinlerler. Zulmedenler, gizli toplantılarında: "Bu zat, sizin gibi bir insandan başka bir şey midir? Siz, göz göre göre sihre mi uyarsınız?" diye konuşurlar.

(Enbiya 3)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

(2-3) Rab'lerinden kendilerine yeni bir öğüt (bir uyarı) gelmez ki, onlar mutlaka onu alaya alarak, kalpleri de gaflette olarak dinlemesinler. O zulmedenler gizlice şöyle konuştular: "Bu da ancak sizin gibi bir insan. Şimdi siz göz göre göre sihre mi kapılacaksınız?"

(Enbiya 3)

Diyanet Vakfı Meali:

2, 3. Rablerinden kendilerine ne zaman yeni bir ihtar gelse, onlar bunu, hep alaya alarak, kalpleri oyuna, eğlenceye dalarak dinlemişlerdir. O zalimler şöyle fısıldaştılar: Bu (Muhammed), sizin gibi bir beşer olmaktan başka nedir ki! Siz şimdi gözünüz göre göre büyüye mi kapılıyorsunuz?

(Enbiya 3)

Edip Yüksel Meali:

Kalpleri pervasızdır. Zalimler gizlice birbirleriyle görüştüler: 'Bu adam sizin gibi bir insan değil mi? Göz göre göre büyüye mi kapılacaksınız?'

(Enbiya 3)

Elmalılı Orjinal Meali:

Kalbleri hep oyunda hem onlar o zalimler şu gizli fısıltıyı sirleştiler: bu sırf sizin gibi, bir beşer artık göre göre sihire mi gidiyorsunuz?

(Enbiya 3)

Elmalılı Yeni Meali:

Kalpleri hep oyunda, hem o zalimler gizlice fısıldaştılar: "Bu ancak sizin gibi bir insan! Artık göz göre göre büyüye mi gidiyorsunuz?"

(Enbiya 3)

Erhan Aktaş Meali:

O haksızlık yapanlar, akıllarınca önemsemeyerek ve kendi aralarında fısıldayarak: "Bu, sizin gibi bir insandan başka bir şey midir? Yoksa siz, göz göre göre büyüye mi kapılacaksınız?" diyorlar.

(Enbiya 3)

Gültekin Onan Meali:

Onların kalpleri tutkuyla oyalanmadadır. Zulmedenler, gizlice fısıldaştılar: "Bu sizin benzeriniz olan bir beşer değil mi"? Öyleyse, göz göre göre büyüye mi geleceksiniz?"

(Enbiya 3)

Hakkı Yılmaz Meali:

(2,3) Rablerinden kendilerine gelen her yeni öğüdü/hatırlatmayı ancak oyun yaparak ve kalpleri eğlenerek dinlerler. Ve şirk koşarak yanlış; kendi zararlarına iş yapan o kimseler, aralarında şu fısıltıyı gizlediler: “Bu, sizin gibi bir insandan başka bir şey midir? Artık görüp dururken büyüye mi gidiyorsunuz?”

(Enbiya 3)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Kalpleri oyundadır... Zulmedenler (aralarında) gizlice fısıldaşırlar: “Bu da sizin gibi bir insan değil midir? Göz göre göre büyülenmeye (teslim mi olacaksınız)?”

(Enbiya 3)

Harun Yıldırım Meali:

Kalpleri hep eğlencede(gaflette),hem o zalimler şu gizli fısıltıyı yaptılar: Bu (Muhammed), sizin gibi bir beşer olmaktan başka nedir ki! Siz şimdi gözünüz göre göre büyüye mi kapılıyorsunuz?

(Enbiya 3)

Hasan Basri Çantay:

(2-3) Rablerinden kendilerine yeni bir ihtaar gelmeye dursun, onlar bunu ille istihza ederek ve kalbleri oyuna dalarak dinlemişlerdir. Zaalimler gizli fısıltı ile (şöyle) konuşdular: "Bu sizin gibi bir insandan başka mıdır? Kendiniz görüb (ve bilib) dururken şimdi sihre mi geleceksiniz"?

(Enbiya 3)

Hayrat Neşriyat Meali:

2,3. Rablerinden kendilerine gelen her yeni nasîhati, ancak alaya alarak, onu kalbleri gaflet içinde dinlerler. Ve o zulmedenler, (aralarında) şu fısıldamaları gizli tuttular: “Bu(Muhammed), sâdece sizin gibi bir insan değil midir?(1) Şimdi siz, görüp dururken sihre mi geliyorsunuz?”*

(Enbiya 3)

Hubeyb Öndeş Meali: /

(2-3) Onlara RAB'lerinden yeni bir hatırlatma[türün]den ne geldiyse ona ancak eğlenerek, kalpleri oyalanma halindeyken¹ kulak verdiler. Zulmetmiş olanlar "Bu [başka bir şey] değil², ancak sizin örneğinizde bir beşerdir. Siz, göre göre (o) sihire [etkilenmeye] mi geliyorsunuz?" [diyerek] gizli konuşmayı sır yaptılar.

(Enbiya 3)

Hüseyin Atay Meali:

2-3 Rablerinden kendilerine gelen her yeni bildiriyi, ancak gönülleri oyalanarak, eğlenerek dinlerler. Haksızlık edenler gizli toplantılarında fısıldaşırlar: "Bu sizin gibi bir beşerden başka bir şey midir? Siz, göz göre göre büyüye mi kapılıyorsunuz?"

(Enbiya 3)

İbni Kesir Meali:

Kalbleri gaflet içerisinde. Zulmedenler gizlice fısıldaştılar: Bu sizin gibi bir insandan başka bir şey midir? Siz, göre göre büyüye mi aldanacaksınız?

(Enbiya 3)

İlyas Yorulmaz Meali:

Kalpleri, anlamsız şeylerle oyalanmakta ve zulmedenler kendi aralarında yaptıkları gizli toplantılarda “Bu da yalnızca sizin gibi bir insan, gözlerinizle gördüğünüz halde, onun yaptığı sihiri kabul edecek misiniz?” dediler.

(Enbiya 3)

İskender Ali Mihr Meali:

Onların kalpleri, (Allah’ın söylediklerine) önem vermemekte. Ve zulmedenler, gizlice (şöyle) fısıldaştılar: “Bu (Hz. Muhammed S.A.V), sizin gibi bir beşer olmaktan başka bir şey mi? Yoksa siz, görerek (göz göre göre) sihre mi kapılıyorsunuz?”

(Enbiya 3)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Akılları hep oyundadır. Kıyıcılar aralarında gizlice sözleşerek derler: «Bu da sizin gibi bir âdemoğlundan başka nedir ki? Öyleyse göz göre göre büyüye mi kapılıyorsunuz?»

(Enbiya 3)

Kadri Çelik Meali:

Kalpleri (ilahi hatırlatmayı, sadece dünyayla) oyalanırken (dinlemektedirler). Zulme sapanlar, gizlice fısıldaştılar (da şöyle dediler): “Bu sizin benzeriniz olan bir beşer değil mi? Öyleyken, siz şimdi gözünüz göre göre büyüye mi yönelirsiniz?”

(Enbiya 3)

Mahmut Kısa Meali:

Çünkü para, makam ve şöhret gibi dünyalıkların hırsıyla yanıp tutuşan ve bencillik, kibir, inat ve haset duygularıyla dolup taşan kalpleri, hiçbir ahlâkî sınır tanımaya yanaşmadığı için tamamen zevk ve eğlenceye dalmıştır.İşte bu yüzdendir ki, hakîkati kabullenmeye bir türlü yanaşmayan bu zâlimler, Kur’an’ın kitlelerce benimsenmesini engellemek için, kendi aralarında gizlice fısıldaşarak dediler ki: “Okuduğu o büyüleyici sözlerle vicdanları sarsıp tüm benliğinizi derinden etkileyen bu adam, sizin gibi ölümlü bir insandan başka nedir ki? Şimdi siz, onun sözlerini dinleyip de, göz göre göre büyüye mi kapılacaksınız? Bize göre bu Kur’an, mutlaka büyü ürünü bir sözdür. Yoksa okuma yazma bile bilmeyen bir insanın böyle harikulade sözler söylemesi başka türlü izah edilemez.”

(Enbiya 3)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Bir şekilde onların kalpleri tutkuyla oyalanmadadır. Zalimler gizlice fısıldaştılar: İyi de bu benzeriniz bir beşer değil mi? Gözünüz baka baka sihre mi gidiyor sunuz?

(Enbiya 3)

Mehmet Türk Meali:

Onların kalpleri oyun ve eğlencededir. O zâlimler: “Bu (Muhammed de) sizin gibi bir insan değil mi? Öyleyse siz, göz göre göre büyüye mi kapılıyorsunuz?” diye aralarında gizli gizli1 konuştular.*

(Enbiya 3)

Muhammed Celal Şems Meali:

Gönülleri gaflet içindedir. Zulüm edenler, gizli danışmalarını saklı tutarlar (ve derler ki:) “Bu sizin gibi bir beşerden başkası mıdır? (Öyleyse) görmenize rağmen, onun aldatmacalarına mı kapılıyorsunuz?”

(Enbiya 3)

Muhammed Esed Meali:

kalpleri geçici hoşnutluklar peşinde; bununla birlikte, zulme (böylece) niyetli olanlar (birbirlerine şunu söylerken) gerçek düşüncelerini saklıyorlar: "(Peygamber olduğunu söyleyen) bu kişi sizin gibi ölümlü biri değil mi? Peki öyleyse, böyle göz göre göre büyü ürünü bir söze mi kapılacaksınız?"

(Enbiya 3)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Kalpleri hep oyundadır. O zalimler gizlice fısıldaşarak dediler ki; "Bu da sizin gibi bir insan değil mi? Göz göre göre büyüye mi kapılacaksınız?"

(Enbiya 3)

Mustafa Çavdar Meali:

“Bu sizin gibi bir beşer değil mi, şimdi siz göz göre göre onun sihrine mi kapılacaksınız?” Diyerek kendi aralarında gizli gizli fısıldaşıyorlar.

Bknz: (11/27) - (14/10)»(14/11) - (17/94) - (23/33)»(23/34) - (41/6)

(Enbiya 3)

Mustafa Çevik Meali:

1-4 Hesap Günü her gün biraz daha yaklaşmasına rağmen insanların çoğu bunu umursamıyor. Böyleleri ne zaman Rablerinden gelen âyetlerle uyarılıp yaratılışlarının sebebi olan hayat nizamı ile yaşamaya davet edilseler, alay edip yüz çeviriyorlar. Akılları hep geçici hazlar, eğlenceler, boş ve anlamsız işlerle meşgul. Bununla beraber bu nankörler, bir de kalkmış kendi aralarında şöyle fısıldaşıyorlar. “Bu peygamber olduğunu söyleyen adam da, bizim gibi ölümlü bir insan, şimdi göz göre göre bizden farkı olmayan bu adamın söylediklerinin büyüsüne kapılıp da, bunca yıllık hayat tarzımızı terk mi edeceğiz?” Ey Peygamber! Sen onlara de ki: “Benim Rabbim gökte ve yerde, gizliden ve açıktan söylediklerinizi işitir, ne amaçla söylediğinizi de bilir.

(Enbiya 3)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Onların aklı fikri oyunda oynaştadır; üstelik bilinci altüst olan bu kimseler el altından şöyle fiskos yapıyorlar: "Bu da sizin gibi ölümlü bir insan değil mi? Şu halde siz, göz göre göre büyüye kapılıp gidecek misiniz?"

(Enbiya 3)

Osman Okur Meali:

Kalpleri (ilahi hatırlatmayı, sadece dünyayla) oyalanırken (dinlemektedirler). Zulme sapanlar, gizlice fısıldaştılar (da şöyle dediler): “Bu sizin benzeriniz olan bir beşer değil mi? Öyleyken, siz şimdi gözünüz göre göre büyüye mi yönelirsiniz?”

(Enbiya 3)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Kalpleri gaflet içinde olarak (dinlemiş olurlar) ve zulmetmiş olanlar, pek gizlice fısıltıda bulunurlar da (derler ki) «Bu, sizin gibi bir beşerden başka değil, artık siz görür kimseler olduğunuz halde sihre mi geleceksiniz?»

(Enbiya 3)

Ömer Öngüt Meali:

Kalpleri gaflet içerisindedir. O zulmedenler kendi aralarında şöyle fısıldaştılar: “Bu, sizin gibi bir beşer değil midir? Siz göz göre göre sihrin peşinden mi gidiyorsunuz?”

(Enbiya 3)

Ömer Sevinçgül Meali:

Gönülleri hep oyunda. O zalimler gizlice fısıldaşıyor, “Bu da sizin gibi bir insan. Siz aklı başında kimselersiniz, ne yani o büyülü sözlere mi uyacaksınız!” diyorlar.

(Enbiya 3)

Sadık Türkmen Meali:

Onların kalpleri/gönülleri hep eğlencededir/ilgisizdir... Zulmedenler gizlice şöyle fısıldaştılar: “Bu, sadece sizin gibi bir insan değil mi? Yoksa siz, göz göre göre bir büyüye mi kapılacaksınız?”

(Enbiya 3)

Seyyid Kutub Meali:

Kalpleri oyundadır. Bu zalimler gizlice şöyle fısıldaştılar; «Şu Muhammed, sadece sizin gibi bir insan değil mi? Gözünüz göre göre büyüye mi kapılacaksınız?»

(Enbiya 3)

Suat Yıldırım Meali:

(2-3) Rab'leri tarafından kendilerine gelen her yeni uyarıyı, alaya alıp kalpleri eğlenceye dalarak dinlerler. Hem o zalimler aralarında kulis yapıp, şu fısıltıyı, gizlice yayarlar: "O da sizin gibi bir insandan başka bir şey değil. Şimdi siz göz göre göre sihire mi kapılacaksınız yani?"

(Enbiya 3)

Süleyman Ateş Meali:

Kalbleri eğlencededir. O zulmedenler, aralarında şu konuşmayı gizlediler: "Bu (Muhammed) de sizin gibi bir insan değil mi? Şimdi siz, göre göre büyüye mi kapılacaksınız?"

(Enbiya 3)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Eğlenmeyi içten içe yaparlar. Yanlışa dalan bu kimseler aralarında gizlice fısıldaşarak derler ki "Bu da sizin gibi bir insandan başka nedir ki? Göz göre göre sihire mi[1] geliyorsunuz?"

1)Sihir kelimesinin geçtiği bu ayet, Kuran'da bu kelimenin hangi anlamda kullanıldığına delildir. Kur'an'da geçen pek çok ayette gelen her elçiye anlaşmış gibi aynı cevabı veren kafirlerin ağzından benzer ifadeler nakledilmiştir. Bu ayette nakledilen benzer ifade de "göz göre göre sihire mi geliyorsunuz?" dendiğine göre bu kafirler, sihirin ‘uydurma' olduğunu biliyor olmalıdırlar. Aksi takdirde "Göz göre göre"  demezlerdi. Bu manayı verdiğimiz kısım "tubsireten(وَأَنتُمْ تُبْصِرُونَ) " dir. "Basiretli bir şekilde" anlamına gelir. Basiret sadece gözün görmesinden kaynaklanmaz. Nitekim kör bir insan, gören bir insandan çok daha basiretli olabilir. Basiret akıl gözüyle görme, vizyon sahibi olma, arka planını görebilme anlamlarına gelir. Sihir, göz aldatma oyunudur. Her sihrin mutlaka teknik ve bilimsel bir açıklaması vardır. Kafirlerden nakledilen bu ifade nedeniyle  meal çalışmasının tamamında "es sihra(السِّحْرَ)"  geçen ayetlerde "uydurma" manası tercih edilmiştir. Diğer delil Araf 5/116 ve Araf 5/117'de yaptıkları sihir için "ma ye'fikune(مَا يَأْفِكُونَ)" "uydurduklarını" buyrulmasıdır.

(Enbiya 3)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

(2-3) Rablerinden gelen her yeni uyarıyı dalga geçerek dinliyorlar. Zalimler, gerçek düşüncelerini saklayarak: "Bu da sizin gibi bir insan değil mi? Ona bile bile kanacak mısınız?" diyorlar.

(Enbiya 3)

Şaban Piriş Meali:

Zalimler kalpleri gaflet içerisinde gizlice fısıldaşıyorlar: -Bu, (Muhammed) sizin gibi bir insandan başka bir şey mi? Göz göre göre büyülenecek misiniz?

(Enbiya 3)

Talat Koçyiğit Meali:

2-3 Kendilerine Rablarından gelen her yeni İhtarı, ancak onunla alay ederek ve kalbleri (Allah'ın zikrinden) gafil olduğu halde dinlerler. O zulmedenler, kendi aralarındaki "bu da sizin gibi bir insan değil mi? Şimdi siz, göre göre sihire mi kapılacaksınız?' sırrını başkalarından gizlerler.

(Enbiya 3)

Tefhimul Kuran Meali:

Onların kalpleri tutkuyla oyalanmadadır. Zulme sapanlar, gizlice fısıldaştılar: «Bu sizin benzeriniz olan bir beşer değil mi? Öyleyse, göz göre göre siz büyüye mi geleceksiniz?»

(Enbiya 3)

Ümit Şimşek Meali:

Kalpleri hep oyundadır. O zalimler gizlice fısıldaşarak dediler ki: “Bu da sizin gibi bir beşer değil mi? Göz göre göre büyüye mi kapılacaksınız?”

(Enbiya 3)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Kalpleri hep oyun ve oyalanmada. O zulüm sergileyenler, şu yolda bir fısıldaşmayı iyice koyulaştırdılar: "Bu adam, sizin gibi bir insandan başkası değil. Gözünüz baka baka büyüye mi gidiyorsunuz!"

(Enbiya 3)