21. Enbiya Suresi / 44.ayet

Kaldı ki biz onlara ve atalarına rahat bir hayat yaşattık. Öyle ki bu konforla ömürlerine ömür kattılar peki şimdi onlar, onların imkân ve nüfuzlarını her bir yandan gitgide daralttığımızı görmüyorlar mı? Bu durumda galip gelecek olan onlar mı?

Bknz: (7/10)(14/32)»(14/46)(16/6)»(16/23)(28/35)

Mustafa Çavdar Meali

Enbiya 44 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Hatta biz, onların da, atalarının da ömürlerini uzattık, ömürleri boyunca onları geçindirdik, fakat görmezler mi ki yerlerine, yurtlarına girip hakim oldukları yerleri daraltıp azaltmadayız; hala onlar mı üstün olanlar?

(Enbiya 44)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Evet, Biz onları ve atalarını (dünya nimetleriyle) yararlandırdık; öyle ki, ömür onlara (hiç bitmeyecekmiş gibi) uzun geldi. Fakat şimdi, Bizim gerçekten Arz’a (yerküreye) gelip onu etrafından eksiltmekte olduğumuzu görmüyorlar mı? Şu halde, üstün (galip) gelenler onlar mı? (İleride her şeyi öğrenip bileceklerdir. Son bilimsel çalışmalar, Dünya’nın kütlesinde ve kutup bölgelerinde bir azalma yaşandığını tespit etmiştir.)

(Enbiya 44)

Abdullah Parlıyan Meali:

Kaldı ki biz bunlara da, bunların atalarına da ömürlerinin sonuna kadar hayatın tadını çıkararak avunmalarına fırsat verdik. Fakat bu insanlar görmüyorlar mı İslâm orduları vasıtasıyla memleketleri, her taraftan daraltılarak eksiltilmiş oluyor veya yeryüzünün sahip olduğu en iyi şeylerden hergün biraz daha yoksun bırakarak, cezalandırıcı müdahelelerimizle nasıl yokladığımızı… Şu halde üstün gelecek onlar mı, yoksa biz miyiz?

(Enbiya 44)

Adem Uğur Meali:

Evet, onları da, atalarını da barındırdık. Nihayet ömür kendilerine (hiç bitmeyecek gibi) uzun geldi. Oysa onlar, bizim gelip (kâfirlere ait) araziyi çevresinden eksilteceğimizi görmezler mi? Şu halde, üstün gelen onlar mı?

(Enbiya 44)

Ahmet Hulusi Meali:

Hayır, biz bunları ve atalarını (dünya nimetlerinden) yararlandırdık. O kadar ki, onlara ömür çok uzun geldi (bitmeyecekmiş gibi)! Görmüyorlar mı ki biz arza (fiziksel bedene) geliyoruz, onun etrafından onu noksanlaştırıyoruz (ta ki yaşlanır ve ölümü tadar)... Galipler onlar mı?

(Enbiya 44)

Ahmet Tekin Meali:

Doğrusu onlara da, atalarına da zevku sefa içinde hayat yaşattık. Hatta o ömür, onlara uzun bile geldi. Şimdi yurtlarını her tarafından işgal edip topraklarını aldığımızı, boyunlarını vurduğumuzu, kendilerini esir edip sıkıştırdığımızı, imkan ve nüfuz alanlarını daralttığımızı hâlâ görmüyorlar mı? Bu durumda galip olanlar, üstün gelenler onlar mı?*

(Enbiya 44)

Ahmet Varol Meali

Doğrusu biz onları ve atalarını yararlandırdık. Öyle ki ömür onlara uzun geldi. Bizim yere gelip onu etrafından eksilttiğimizi görmüyorlar mı? Şu halde üstün gelenler onlar mıdır?

(Enbiya 44)

Ali Bulaç Meali:

Evet, biz onları ve atalarını yararlandırdık; öyle ki, ömür onlara (hiç bitmeyecekmiş gibi) uzun geldi. Fakat şimdi, bizim gerçekten yere gelip onu etrafından eksiltmekte olduğumuzu görmüyorlar mı? Şu halde, üstün gelenler onlar mı?

(Enbiya 44)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Doğrusu biz, o kâfirleri ve atalarını yaşattık, hatta o ömür, onlara uzun geldi. Fakat şimdi görmüyorlar mı, kâfirlerin arazisini alıb etrafından (müslümanlara feth ettirmekle) azaltıyoruz. O halde galib gelenler onlar mı?

(Enbiya 44)

Ali Rıza Sefa Meali:

Hayır! Onları ve atalarını ömürleri boyunca geçindirdik. Yeryüzüne gelerek, onu uçlarından eksilttiğimizi yine de görmüyorlar mı? Yine de onlar mı üstün gelecekler?

(Enbiya 44)

Ali Ünal Meali:

Gerçek şu ki, Biz o müşriklere de, babalarına da geçimlikler verdik; öyle ki, başlarına bir şey gelmeden uzun asırlar emniyet içinde yaşadılar. (Şu anda kendilerini aldatan da bu.) Ama Bizim (ilim, irade ve kudretimizle) yerde tasarrufta bulunup, onu etrafından eksilttiğimizi görmüyorlar mı? Böyle iken, onlar nasıl galip olabilir?

(Enbiya 44)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Fakat Biz, onları da babalarını da yaşattık. Öyle ki ömürleri uzadı da ebedî olduklarını sandılar. Görmüyorlar mı? Biz yere varıp etrafından onu eksiltiyoruz. [Savaşlarla, ölümle, erozyonla yeri ve insanları azaltıyoruz.] Yoksa onlar, Bize karşı galip mi olacaklar!?

(Enbiya 44)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Doğrusu biz o inkarcıları ve babalarını dünya nimetlerinden yararlandırdık. Öyle ki uzun süre bu şekilde yaşadılar. Onlar, bizim, şimdi bulundukları topraklara gelip, oraları azar azar ele geçirdiğimizi görmüyorlar mı? Onlar inananlara galip geleceklerini mi sanıyorlar?

(Enbiya 44)

Bekir Sadak Meali:

Biz bunlara ve babalarina gecimlikler verdik de omurleri uzadi; simdi memleketlerini her yandan eksilttigimizi gormuyorlar mi? stun gelen onlar midir?

(Enbiya 44)

Besim Atalay Meali:

Hem bunları, hem de atalarını, ömürleri uzun olana değin yaşatmıştık; görmezler mi yeryüzünü, her yandan eksiltmedeyiz? Onlar mıdır yenenler?

(Enbiya 44)

Celal Yıldırım Meali:

Doğrusu biz, bunları da babalarını da geçindirdik de ömürleri uzayıp gitti. Yerlerine (yaşadıkları ülkelerine) gelip onu çevresinden yavaş yavaş eksilttiğimizi görmüyorlar mı? Üstün gelenler onlar mıdır?

(Enbiya 44)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Doğrusu biz onlara ve atalarına geniş geçim imkânları bağışladık da uzun yıllar refah içinde yaşadılar. Ama artık görmüyorlar mı ki, biz yeryüzünü çevresinden eksiltiyoruz? Durum böyle iken onlar nasıl galip gelebilirler?*

(Enbiya 44)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Biz bunlara ve babalarına geçimlikler verdik de ömürleri uzadı; şimdi memleketlerini her yandan eksilttiğimizi görmüyorlar mı? Üstün gelen onlar mıdır?

(Enbiya 44)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Evet, biz onları da atalarını da, faydalandırdık. Öyle ki uzun süre yaşadılar. Ama, artık görmüyorlar mı ki, biz yeryüzünü çevresinden eksiltiyoruz? O halde, onlar mı galip gelecekler?

(Enbiya 44)

Diyanet Vakfı Meali:

Evet, onları da, atalarını da barındırdık. Nihayet ömür kendilerine (hiç bitmeyecek gibi) uzun geldi. Oysa onlar, bizim gelip (kâfirlere ait) araziyi çevresinden eksilteceğimizi görmezler mi? Şu halde, üstün gelen onlar mı?  *

(Enbiya 44)

Edip Yüksel Meali:

Halbuki biz onları ve atalarını yaşlanıncaya kadar nimetlendirdik. Yeryüzünün uçlarından habire eksilttiğimizi görmüyorlar mı? Buna rağmen onlar mı üstün gelecek?

(Enbiya 44)

Elmalılı Orjinal Meali:

Doğrusu biz, onları ve atalarını yaşattık hatta o ömür onlara uzun geldi, fakat şimdi görmüyorlar mı o Arzı etrafından eksiltip duruyoruz, o halde galip onlar mı?

(Enbiya 44)

Elmalılı Yeni Meali:

Doğrusu Biz onları ve atalarını yaşattık, hatta o ömür onlara uzun geldi. Fakat şimdi görmüyorlar mı ki, yeryüzünü etrafından eksiltip duruyoruz? O halde üstün gelen onlar mıdır?

(Enbiya 44)

Erhan Aktaş Meali:

Oysaki onlara uzun gelen bir ömür boyunca, onları ve atalarını geçindirdik. Yeryüzüne müdahale edip onun her tarafında birçok şeyi nasıl yok ettiğimizi[1] görmüyorlar mı? O halde galip olanlar onlar mı?

1)Tabiatta ve canlılar aleminde meydana gelen ölümleri, değişiklikleri; her şeyin nasıl ölümlü ve sonlu olduğunu…

(Enbiya 44)

Gültekin Onan Meali:

Evet, biz onları ve atalarını yararlandırdık; öyle ki, ömür onlara (hiç bitmeyecekmiş gibi) uzun geldi. Fakat şimdi, bizim gerçekten yere gelip onu etrafından eksiltmekte olduğumuzu görmüyorlar mı? Şu halde, üstün gelenler onlar mı?

(Enbiya 44)

Hakkı Yılmaz Meali:

Aslında Biz, o kâfirleri ve atalarını kendilerine ömür uzun gelinceye dek yararlandırdık. Peki, şimdi Bizim yeryüzüne gelip onu etrafından eksilttiğimizi görmüyorlar mı? O hâlde üstün gelen onlar mıdır?

(Enbiya 44)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

(Hayır, öyle değil!) İşin aslı biz bunları ve babalarını (yeryüzünde) faydalandırdık ve nihayet yaşadıkları ömür uzadı (ve bu duruma aldandılar). Görmüyorlar mı? Biz yeryüzüne gelip onu etrafından (müminlere fetihler ihsan ederek) eksiltiriz. (Bizim müminlere olan yardımımıza rağmen) onlar mı galip gelecekmiş?

(Enbiya 44)

Harun Yıldırım Meali:

Evet, onları da, atalarını da barındırdık. Nihayet ömür kendilerine (hiç bitmeyecek gibi) uzun geldi. Oysa onlar, bizim gelip (kâfirlere ait) araziyi çevresinden eksilteceğimizi görmezler mi? Şu halde, üstün gelen onlar mı?

(Enbiya 44)

Hasan Basri Çantay:

Evet, biz onları da, atalarını da — (bu dünyada) ömür (leri) tepelerini aşıb uzayıncaya kadar — (yaşatıb) geçindirdik. Fakat şimdi görmüyorlar mı ki biz o arza gelib etrafından (tedricen) eksiltib duruyoruz. O halde gaalib olanlar onlar mı?

(Enbiya 44)

Hayrat Neşriyat Meali:

Hayır, onları da atalarını da (dünya ni'metlerinden) faydalandırdık, nihâyet ömür(leri) kendilerine uzun geldi (ölmeyeceklerini sandılar). Şimdi görmüyorlar mı ki, muhakkak biz (ben Azîmüşşân), yeryüzüne (kâfirlerin memleketlerine, mü'minlere yardım etmek sûretiyle) geliyor, onu etrâfından (Müslümanların fetihleriyle) eksiltip duruyoruz. O hâlde galib gelenler onlar mı?

(Enbiya 44)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Hayır! Bunları ve onların atalarını, ömür kendilerine uzun gelene kadar faydalandırdık. Bizim, yere gelip, onun [yerin] etrafından eksilttiğimizi¹ görmüyorlar mı? Artık, onlar mı galiptir?

(Enbiya 44)

Hüseyin Atay Meali:

Belki, Biz bunlara ve babalarına bol geçimlikler verdik de ömürleri uzadı; şimdi yerküreyi her yandan eksilttiğimizi görmüyorlar mı? Üstün gelen onlar mıdır?

(Enbiya 44)

İbni Kesir Meali:

Evet Biz; onlara da, atalarına da geçimlikleri verdik. Öyle ki ömürleri kendilerine uzun geldi. Fakat şimdi görmüyorlar mı ki; Biz; o yeryüzüne gelip çevresinden eksiltip durmaktayız. Onlar mıdır galip gelenler şu halde?

(Enbiya 44)

İlyas Yorulmaz Meali:

Halbuki onlara ve onların atalarına uzun süre yaşayabilecekleri bir ömür sağladık. Onlar görmüyorlar mı? Yeryüzünde olanları biz getiriyoruz, yeryüzünün her tarafındakileri (yaratmış olduklarımızı) yine biz eksiltiyoruz. Böyle olduğu halde, bize galip mi gelecekler?

(Enbiya 44)

İskender Ali Mihr Meali:

Hayır, onlara da uzun gelen bir ömür boyunca onları ve babalarını, Biz metalandırdık (faydalandırdık). Arza gelip, onu etrafından nasıl eksilttiğimizi hâlâ görmüyorlar mı? Öyleyse gâlip gelenler (üstün olanlar) onlar mı?

(Enbiya 44)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Biz onları da, atalarını da yaşamaları boyunca gönendirdik. Şimdi görmüyorlar mı ki, yurtlarına gelip onun sınırlarını daraltıyoruz? Yine de sözünü geçirenler Biz miyiz, onlar mı?

(Enbiya 44)

Kadri Çelik Meali:

Biz bunlara ve babalarına geçimlikler verdik de ömürleri uzadı; şimdi memleketlerini her yandan eksilttiğimizi (topluca yıkıma uğrattığımızı) görmüyorlar mı? Hal böyleyken onlar mıdır üstün gelenler?

(Enbiya 44)

Mahmut Kısa Meali:

Aslına bakarsanız, Biz bunları da, bunların atalarını da nîmetler içinde yaşattık; böylece, hayat gözlerinde hiç bitmeyecekmiş gibi uzun göründü. Sahip oldukları servet, güç ve saltanatın ebediyen süreceğini zannedip azgınlaşmaya, hiç ölmeyecekmiş gibi davranmaya başladılar. Oysa görmüyorlar mı ki, Biz hüküm ve kudretimizleyeryüzüne gelip, onu her yanından nasıl peyderpey eksiltiyoruz? Geçmişte yaşamış nice toplumların, azgınlıklarından dolayı yok edildiğini bilmiyorlar mı? Depremlerle, savaşlarla, toplumsal ve ekonomik krizlerle nüfuslarını nasıl kırıp dağıttığımızı, üzerlerindeki ablukayı her geçen gün daralttığımızı görmüyorlar mı? Çevrelerinden, dost ve akrabalarından birer ikişer mezara yolladıkları insanların hâlini düşünüp ibret almıyorlar mı? Bütün bunlar, yaklaşan felâketin habercisi değil mi? Hal böyleyken, inkârcılar, hak ve hakikat karşısında hâlâ üstün geleceklerini mi zannediyorlar?

(Enbiya 44)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Yararlandırdık Biz onları ve atalarını, öyle ki ömürleri hiç bitmeyecek kadar uzun gelmiştir. Ama gerçekte etraflarını eksilttiğimizi görmezler mi? Şu halde üstün onlar mı? Biz miyizdir?

(Enbiya 44)

Mehmet Türk Meali:

Evet Biz, onları ve atalarını dünyada ebedî kalacakları zannına kapılıncaya kadar barındırdık. Fakat şimdi, Bizim gerçekten yeryüzüne gelip onu uçlarından eksiltmekte1 olduğumuzu görmüyorlar mı? Üstün olan (Biz miyiz? Yoksa) onlar mı?*

(Enbiya 44)

Muhammed Celal Şems Meali:

Aslında Biz, onlara (da,) atalarına (da bolca) mal (ve mülk) vermiştik. Hatta ömürleri (kendilerine) uzun geldi. Onlar, Bizim memleketlerine ilerlediğimizi ve onu etrafından daralttığımızı görmüyorlar mı? O halde, yine (de) onlar mı galip gelecekler?

(Enbiya 44)

Muhammed Esed Meali:

Kaldı ki, Biz bunlara da, bunların atalarına da, ömürlerinin sonuna kadar, hayatın tadını çıkararak avunmalarına fırsat verdik; fakat bu insanlar, Bizim yeryüzüne -üzerindeki en iyi, en güzel şeyleri her gün biraz daha eksilterek- vaziyet ettiğimizi görmüyorlar mı? Buna rağmen, yine de baskın çıkacaklar(ını umuyorlar) mı?

(Enbiya 44)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Evet, biz onlara da atalarına da geçimlikler verdik. Öyle ki, uzun süre yaşadılar. Şimdi onlar, topraklarını etrafından eksiltip durduğumuzu görmüyorlar mı? Buna karşın üstün gelecek olan onlar mıdır?

(Enbiya 44)

Mustafa Çavdar Meali:

Kaldı ki biz onlara ve atalarına rahat bir hayat yaşattık. Öyle ki bu konforla ömürlerine ömür kattılar peki şimdi onlar, onların imkân ve nüfuzlarını her bir yandan gitgide daralttığımızı görmüyorlar mı? Bu durumda galip gelecek olan onlar mı?

Bknz: (7/10) - (14/32)»(14/46) - (16/6)»(16/23) - (28/35)

(Enbiya 44)

Mustafa Çevik Meali:

41-44 Ey Peygamber! Yalnız seninle değil, senden önce gönderdiğimiz elçilerimizle de alay edilip, davetlerinden yüz çevrilmişti, vakti gelince de Allah’ın azabı onları yakalayıp perişan etti. Sen o şirkinde ve küfründe inat edenlere de ki: “Allah’ın gece veya gündüz, ansızın gelecek olan azabından sizi kim koruyabilir?” Fakat bütün bu hatırlatma ve uyarılara rağmen, yine de onlar Allah’ın daveti hayat tarzı ile yaşamayı kabul etmezler. Yoksa onlar ilah edindikleri kimselerin, kendilerini azabımızdan koruyup, kurtaracaklarını mı sanıyorlar? Oysa ilah edindikleri kimseler kendilerini bile kurtaramazlar ve O Gün hiç kimsenin kimseye faydası yoktur. Hâlbuki Biz bu müşrikleri, kâfirleri ve onların atalarını, yarattığımız bunca nimetlerden yararlandırdık. Fakat dünya hayatlarını geçici ve basit zevklerle tükettiler. Şimdi de bunlar kendilerine verdiğimiz sürenin gittikçe azaldığını, sona doğru yaklaştığını görüp de hiç düşünmüyorlar mı? Gerçek bu kadar açık önlerinde dururken Allah’ın davetine karşı nankörlük ederek kibirlenip O’ndan yüz çevirmek olacak şey mi, hâlâ aklınızı kullanmaz mısınız?

(Enbiya 44)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Hayır, Biz onları ve atalarını geçici zevklere daldırdık; ta ki ömrün kendileri için böyle uzayıp gideceği (zehabına kapılsınlar): İyi ama, onlar görmüyorlar mı ki Biz yeryüzüne müdahil olup, ona (ait değerleri) her bir tarafından eksiltiyoruz? Bir de kalkıp kazanacaklarını umuyorlar, öyle mi?

(Enbiya 44)

Osman Okur Meali:

Biz bunları da, atalarını da nimetlerimizden nasiplendirdik. Öyle ki, ömürleri onlara pek uzun göründü. Fakat Bizim gelip de yeryüzünü kenarlarından eksiltmekte olduğumuzu onlar görmüyorlar mı? Böyleyken yine onlar mı üstün gelmiş oluyorlar?

(Enbiya 44)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Evet. Biz onlara ve babalarına mühlet verdik, tâ ki kendilerine ömürleri uzatmış oldu. Görmüyorlar mı ki, Biz yurtlarına varıp onu etrafından eksiltiyoruz. O halde galip olanlar onlar mı?

(Enbiya 44)

Ömer Öngüt Meali:

Biz onları da atalarını da barındırdık, kendilerine geçimlikler verdik. Ömür kendilerine (hiç bitmeyecek kadar) uzun geldi. Oysa onlar, bizim yeryüzüne gelip, onu her yandan eksilttiğimizi görmüyorlar mı? Üstün gelen onlar mı?

(Enbiya 44)

Ömer Sevinçgül Meali:

Bunlara da, atalarına da imkânlar verdik, yaşamalarını sağladık. Şimdi de, yeryüzünü her tarafından eksiltip duruyoruz. Bunu görmüyorlar mı ‘düşünmüyorlar mı’! ‘Bu bir gerçekken’ onlar mıdır üstün gelenler!

(Enbiya 44)

Sadık Türkmen Meali:

Aksine Biz onları ve atalarını faydalandırdık/nimetlerle yaşattık. Hatta, o ömür kendilerine uzun geldi! Fakat bu insanlar görmüyorlar mı; yeryüzünü, toprağı/kara parçasını uçlarından eksilttiğimizi!.. Şimdi, üstün gelen onlar mıdır?

(Enbiya 44)

Seyyid Kutub Meali:

Aslında biz onlara ve atalarına geniş geçim imkânları bağışladık da uzun yıllar refah içinde yaşadılar. Fakat bizim, kâfirlerin yurtlarını uçlarından kırptığımızı, müslümanlar lehine alanlarını daralttığımızı görmüyorlar mı? Acaba üstün gelen onlar mıdır?

(Enbiya 44)

Suat Yıldırım Meali:

Kaldı ki Biz onlara da, babalarına da nimet verdik. Öyle ki uzayan ömürlerinin tadını çıkarıp avundular. Ama hükmümüzün yere yönelerek onu yavaş yavaş eksilttiğini görmüyorlar mı? Durum böyle iken onlar nasıl galip gelebilirler?

(Enbiya 44)

Süleyman Ateş Meali:

Biz onları ve atalarını yaşattık, nihayet kendilerine ömür uzun geldi, (ebedi yaşayacaklarını sandılar). Bizim, yere gelip, onu uçlarından eksilttiğimizi görmüyorlar mı? Üstün gelen onlar mı (yoksa biz miyiz)?

(Enbiya 44)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Halbuki hayatlarını sürdürebilsinler diye onların da babalarının da geçimini sağlayan biziz. Görmüyorlar mı ki yurtlarını çevresinden sürekli daraltıyoruz[1]. Bunlar mı bize galip gelecekler?

1)İslam'ın yayılması nedeniyle Mekke'yi kuşatan topraklarda müslüman sayısı artıyor, askeri ve siyasi gelişmeler Mekke'lilerin aleyhine işliyor.

(Enbiya 44)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Hayır! Biz bunlara da, atalarına da ömürlerinin sonuna kadar hayatın tadını çıkarma fırsatı verdik. Sahip olduğu iyi şeylerden yoksun bırakarak yeryüzüne müdahale ettiğimizi görmüyorlar mı? Buna rağmen yine de onlar mı üstün gelecek?

(Enbiya 44)

Şaban Piriş Meali:

Evet, biz onlara da atalarına da geçimlikler verdik. Öyle ki, uzun süre yaşadılar. Şimdi onlar, yeri etrafından eksiltip durduğumuzu görmüyorlar mı? Onlar mı galip gelecekler?

(Enbiya 44)

Talat Koçyiğit Meali:

İşte biz bunları ve atalarını ömürleri uzadığı sûrece (dünya nimetlerinden) faydalandırdık. Şimdi onlar görmüyorlar mı ki, (oturdukları) yerleri her tarafından eksiltip duruyoruz. Buna galip gelen onlar mı (yoksa biz miyiz)?

(Enbiya 44)

Tefhimul Kuran Meali:

Evet, biz onları ve atalarını yararlandırdık; öyleki, ömür onlara (hiç bitmeyecekmiş gibi) uzun geldi. Fakat şimdi, bizim gerçekten yere gelip onu çevresinden eksiltmekte olduğumuzu görmüyorlar mı? Şu halde, üstün gelenler onlar mı?

(Enbiya 44)

Ümit Şimşek Meali:

Biz bunları da, atalarını da nimetlerimizden nasiplendirdik. Öyle ki, ömürleri onlara pek uzun göründü. Fakat Bizim gelip de yeryüzünü kenarlarından eksiltmekte olduğumuzu onlar görmüyorlar mı?(8) Böyleyken yine onlar mı üstün gelmiş oluyorlar?*

(Enbiya 44)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Gerçek şu ki, biz onları ve atalarını, ömür kendilerine uzun gelecek kadar nimetlendirdik. Hala görmüyorlar mı ki, biz yerküreye geliyor, onu uçlarından eksiltiyoruz. Galip gelenler onlar mı?

(Enbiya 44)