14. İbrahim Suresi / 46.ayet

Evet onlar her türlü tuzağı kurmuşlardı; onların tuzakları dağları yerinden oynatacak kadar da olsa, Allah onların tuzaklarını boşa çıkarmıştı.

Bknz: (8/30)(16/26)(27/48)»(27/50)(35/10)

Mustafa Çavdar Meali

İbrahim 46 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Düzenlerini yaptılar, düzdükleri hilelerin cezasıysa Allah katında, hatta hilelerinden dağlar bile yerinden oynasa.

(İbrahim 46)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Gerçek şu ki, onlar (zalimler ve hainler, mü’minlere ve İslami girişimlere karşı) hileli planlar kurdular (ve kuracaklardır) . Oysa onların (şeytani) hile ve hazırlıkları, dağları yerinden oynatacak (derecede nükleer silahlara ve teknolojik imkânlara dayanmış) olsa da, Allah katında kesinlikle onları (boşa çıkaracak ve etkisiz kılacak) plan ve programlar vardır! (Allah zalim güçlerin mekir ve tuzaklarını kendi başlarına saracaktır.)

(İbrahim 46)

Abdullah Parlıyan Meali:

Hal böyleyken onlar, yine de çürük, asılsız tasarımlara dayanan oyunlarını oynamaya devam etmekteler. Oysa onların tüm oyunları ve tuzakları, dağları yerinden oynatacak kadar bile büyük olsa, Allah yanında onların tuzağına karşı tuzak var.

(İbrahim 46)

Adem Uğur Meali:

Hilelerinin cezası Allah katında (malum) iken, onlar, tuzaklarını kurmuşlardı. Halbuki onların hileleriyle dağlar yerinden gidecek değildi!

(İbrahim 46)

Ahmet Hulusi Meali:

Gerçekten onlar, mekrlerini yaptılar; onların mekrleri Allah indindedir (karşılığından kurtulamazlar)! Onların mekrleri (hileleri), dağları yerinden oynatacak kadar olsa (neye yarar)!

(İbrahim 46)

Ahmet Tekin Meali:

Bizim böylelerine nasıl muamele yapacağımız belli iken, onlar sinsice tertipler, İslâm'ın yükselişini önleme, müslümanların ilerlemesini engelleme planları yaptılar, kumpaslar kurdular. Onların dağları yerinden oynatacak güçlü planları bile olsa, Allah katında akamete uğrar, ağır bir cezaya müstehak olurlar.

(İbrahim 46)

Ahmet Varol Meali

Onlar tuzaklarını kurdular. Oysa onların tuzakları Allah katındadır. İsterse onların tuzakları dağları yerinden oynatacak olsun.

(İbrahim 46)

Ali Bulaç Meali:

Gerçek şu ki, onlar hileli düzenler kurdular. Oysa onların düzenleri, dağları yerlerinden oynatacak da olsa, Allah katında onlara hazırlanmış düzen (kötü bir karşılık) vardır.

(İbrahim 46)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Gerçekten onlar, (İslâma karşı) hile ve tuzaklarını kurdular. Allah katında da onlara hilelerine karşı azap var; isterse onların hileleri dağları yerinden oynatacak olsun.

(İbrahim 46)

Ali Rıza Sefa Meali:

Oysa sinsi düzenler tasarladılar. Tasarladıkları düzenler de Allah'ın bilgisi içindedir. Düzenleri, dağları yerinden oynatacak ölçüde olsa bile.

(İbrahim 46)

Ali Ünal Meali:

Kendilerince, önlenemez sandıkları tuzaklarını kurdular; oysa Allah, bütün tuzaklarını bildiği gibi, onları boşa çıkarmaya gücü de yeter; isterse tuzakları dağları yerinden edecek olsun.

(İbrahim 46)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Onlar kuracakları tuzağı kurdular, fakat tuzakları Allah’ın kontrolündedir. (O’nun hâkimiyetinin dışına çıkamaz.) Dağları devirecek kadar büyük bir tuzak dahi olsa…

(İbrahim 46)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Kafirler tuzaklarını kurdular. Onların tuzakları sebebiyle dağlar yerinden oynayacak nitelikte olsa bile, tuzakları Allah'ın katındadır.

(İbrahim 46)

Bekir Sadak Meali:

suphesiz onlar duzenlerini kurdular; oysa daglari yerinden oynatacak olsa bile, bu duzenleri hep Allah'in elindeydi.

(İbrahim 46)

Besim Atalay Meali:

Tuzakların kurdular, onların hileleri, devirse de dağları, hilelerini Allah bilir

(İbrahim 46)

Celal Yıldırım Meali:

Onlar kurmak istedikleri tuzağı kurdular; hile ve tuzaklarıyla dağlar bile yerinden oynasa, Allah yanında da onların tuzağına karşı tuzak var.

(İbrahim 46)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Gerçekten onlar (İslam'a karşı) tuzaklar kurdular. Oysa onların tuzakları dağları yerlerinden oynatacak nitelikte de olsa, Allah'ın denetimi altındadır (O'nun iznine tabidir).*

(İbrahim 46)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Şüphesiz onlar düzenlerini kurdular; oysa dağları yerinden oynatacak olsa bile, bu düzenleri hep Allah'ın elindeydi.

(İbrahim 46)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Onlar gerçekten tuzaklarını kurmuşlardı. Tuzakları yüzünden dağlar yerinden oynayacak olsa bile, tuzakları Allah katındadır (Allah, onu bilir).

(İbrahim 46)

Diyanet Vakfı Meali:

Hilelerinin cezası Allah katında (malum) iken, onlar, tuzaklarını kurmuşlardı. Halbuki onların hileleriyle dağlar yerinden gidecek değildi!  *

(İbrahim 46)

Edip Yüksel Meali:

Onlar planlarını yaptılar, halbuki planları ALLAH'ın kontrolündeydi. Planları dağları yerinden oyanatacak kadar olsa bile..

(İbrahim 46)

Elmalılı Orjinal Meali:

Filhakıka onlar mekirlerini yaptılar, Allah ındinde de onlara mekir var, isterse onların mekirleri dağları yerinden oynatacak olsun

(İbrahim 46)

Elmalılı Yeni Meali:

Gerçekten onlar, tuzaklarını kurdular; Allah katında da onlara tuzak var; isterse onların tuzakları dağları yerinden oynatacak olsun!

(İbrahim 46)

Erhan Aktaş Meali:

Onlar, her türlü planı yapmışlardı. Dağları yerinden oynatacak derecede güçlü olduğunu sandıkları planlarını Allah boşa çıkarmıştı.

(İbrahim 46)

Gültekin Onan Meali:

Gerçek şu ki, onlar hileli düzenler kurdular. Oysa onların düzenleri, dağları yerlerinden oynatacak da olsa, Tanrı katında onlara hazırlanmış düzen (kötü bir karşılık) vardır.

(İbrahim 46)

Hakkı Yılmaz Meali:

Ve gerçekten onlar, tuzaklarını kurdular. Onların tuzakları, Allah katındadır. Tuzakları, dağları yerinden oynatacak olsa bile…

(İbrahim 46)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Şüphesiz onlar tuzaklarını kurdular. Onların tuzaklarına (verilecek ceza) Allah’ın yanındadır. İsterse onların tuzakları dağları yerinden oynatacak (cinsten) olsun.

(İbrahim 46)

Harun Yıldırım Meali:

Hilelerinin cezası Allah katında (malum) iken, onlar, tuzaklarını kurmuşlardı. Halbuki onların hileleriyle dağlar yerinden gidecek değildi!

(İbrahim 46)

Hasan Basri Çantay:

Hakıykat, onlar (peygamberlere karşı) bir takım tuzaklar kurmuşlardı. Halbuki onların tuzaklarından dağlar yerinden oynayıb gitmiş olsa bile Allah katında onlara aid (nice nice) cezalar vardır.

(İbrahim 46)

Hayrat Neşriyat Meali:

Hâlbuki (onlar her türlü) tuzaklarıyla, gerçekten tuzak kurdular; Allah katında da tuzakları (beklemedikleri cezâları) var. Artık, isterse tuzakları dağları yerinden yok edecek olsun!

(İbrahim 46)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Halbuki kendileri tuzaklarını planlanmışlardı. Allah'ın katında da onların tuzakları var. Onların tuzakları, kendisinden dağları oynatacak değildir¹.

(İbrahim 46)

Hüseyin Atay Meali:

Kuşkusuz, onlar düzenlerini kurmuşlardı, oysa düzenleri dağların yerlerinden oynamasını sağlayacak kadar güçlü olsa bile, onların düzenleri Allah'ın elindeydi.

(İbrahim 46)

İbni Kesir Meali:

Gerçekten onlar, düzenlerini kurmuşlardı. Halbuki dağları oynatacak güçte olsa bile, onların bu düzenleri hep Allah'ın elindeydi.

(İbrahim 46)

İlyas Yorulmaz Meali:

Buna rağmen yinede tuzaklar hazırladılar. Kurdukları tuzaklar Allah tarafından bilindiği için, hazırladıkları tuzaklar dağları yok edecek kadar büyük de olsa, Allah onların tuzaklarına karşı tuzak hazırlamıştır.

(İbrahim 46)

İskender Ali Mihr Meali:

Onlar tuzaklarını (hilelerini) kurmuşlardı. Ve onların tuzakları (hileleri) Allah’ın indindedir (Allah onların tuzaklarını bilir), onların tuzakları (hileleri), dağları yok edecek (güçte) olsa bile...

(İbrahim 46)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Gerçekten onlar birtakım düzenler kurdular. Ancak, Allah onların düzenlerini bozmasını bilir, onların düzenleri dağları yerinden oynatsa bile.

(İbrahim 46)

Kadri Çelik Meali:

Şüphesiz onlar düzenlerini kurdular. Oysa onların düzenleri, dağları yerlerinden oynatacak da olsa, Allah katında (denetiminde) bulunmaktadır.

(İbrahim 46)

Mahmut Kısa Meali:

Gerçekten onlar, Allah’ın nurunu söndürmek için bütün mahâretlerini ortaya koymuş, en sinsi tuzaklarını kurmaktalar; ama Allah katında da onlara tuzak var; isterse onların tuzakları, dağları yerinden oynatacak derecede güçlü ve etkili olsun!

(İbrahim 46)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Açıkça düzen kurdular. Kurdukları hileler dağları yerinden oynatacak olsa da, Hilelerine karşı Allah'ın da bir tuzağı vardır. O'nun katındaki tuzak daha büyüktür.

(İbrahim 46)

Mehmet Türk Meali:

Gerçekten kuracakları tuzak, dağları bile yerinden oynatacak kadar (büyük de) olsa Allah tarafından bilinip dururken bir de onlar (kalkıp) tuzak kurmuşlar.1*

(İbrahim 46)

Muhammed Celal Şems Meali:

Onlar, (ellerinden gelen) her plana başvurdular. (Kurdukları) her plan Allah Katında (saklıdır.) Planları dağları yerinden oynatacak olsa bile, (sana asla zarar veremezler.)

(İbrahim 46)

Muhammed Esed Meali:

(Hal böyleyken,) onlar yine de, çürük ve asılsız tasarımlara dayanan oyunlarını oynamaya devam etmekteler; oysa, onların bütün oyunları, bütün düzenleri Allah'ın bilgisi içindedir. (Kafirler hakikat karşısında asla başarıya ulaşamazlar) velev ki bu oyunları dağları yerinden oynatacak kadar (yetkince kurgulanmış veyahut güçlü kuvvetli) olsun.

(İbrahim 46)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Onlar tuzaklarını kurdular. Ancak tuzaklarının cezası Allah katındadır. İsterse o tuzaklar dağları yerinden oynatacak olsun.

(İbrahim 46)

Mustafa Çavdar Meali:

Evet onlar her türlü tuzağı kurmuşlardı; onların tuzakları dağları yerinden oynatacak kadar da olsa, Allah onların tuzaklarını boşa çıkarmıştı.

Bknz: (8/30) - (16/26) - (27/48)»(27/50) - (35/10)

(İbrahim 46)

Mustafa Çevik Meali:

44-46 Ey Peygamber! İnsanları böyle şiddetli bir azapla karşı karşıya gelmeden uyar. O Gün gelip çattığında uyarıları umursamayıp, Allah’ın davetinden yüz çevirmiş olanlar şöyle diyecekler: “Ey Rabbimiz! Bize biraz daha mühlet verip dünyaya döndür de, peygamberlerle davet ettiğin hayat nizamını yaşayanlardan olalım.” Allah da onlara şöyle diyecek: “Öldükten sonra diriltilip, yapıp ettiklerinizden hesap sorulacağı bildirildiği halde, inanmayanlar sizler değil miydiniz? Ölümden sonra yeniden diriltilmeyeceğinize dair başkalarını da inandırmak için yeminler ediyordunuz. Üstelik sizler Allah’a şirk koşup, daveti reddetmeleri sebebi ile helak edilmiş olan, kavimlerin yurtları üzerinde yaşıyor ve onların başlarına gelenlerden de haberdar edilmiştiniz. Sizden önce helak edilen o zalimler de kendilerini, Allah’ın razı olacağı hayat nizamını yaşamaya davet eden peygamberlerine her türlü tuzağı kurup, eziyetlere maruz bırakıp, onları reddetmişlerdi. Allah da onların dağları yerinden oynatacak kadar güçlü sandıkları tuzaklarını boşa çıkardı.”

(İbrahim 46)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Ama onlar hilelerini sürdürdüler; isterse onlar hileleri dağları yerinden oynatmayı vaad etsin; yine de hileleri bütünüyle Allah'a ayandır.

(İbrahim 46)

Osman Okur Meali:

Hilelerinin cezası Allah katında (malum) iken, onlar, tuzaklarını kurmuşlardı. Halbuki onların hileleriyle dağlar yerinden gidecek değildi!

(İbrahim 46)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Ve muhakkak ki, (onlar) hileleriyle hilede bulundular ve onların hilesi, Allah katında (malum)dur. Ve onların hilesi, ondan dağlar zail olacak bir (kuvvette) değildir.

(İbrahim 46)

Ömer Öngüt Meali:

Gerçekten onlar kurmak istedikleri tuzağı kurmuşlardı. Oysa tuzakları dağları yerinden oynatacak (cinsten) olsa bile, onların tuzakları Allah'ın katında idi.

(İbrahim 46)

Ömer Sevinçgül Meali:

Onlar kendi düzenlerini ‘sistemlerini, tezgahlarını, tuzaklarını’ kurdular. Onların düzenleri Allah tarafından bilinmektedir. Bu düzenleri isterse dağları sarsacak kadar güçlü olsun!

(İbrahim 46)

Sadık Türkmen Meali:

Gerçekten onlar tuzaklarını kurmuşlardı. Oysa onların tuzakları/planları Allah’ın bilgisi dahilindeydi; velev ki tuzakları dağları yerinden oynatacak olsa bile!...

(İbrahim 46)

Seyyid Kutub Meali:

Onlar kuracakları tuzağı kurdular. Fakat tuzakları dağları yerlerinden oynatabilecek nitelikte olsa bile, Allah'ın denetimi altındadır.

(İbrahim 46)

Suat Yıldırım Meali:

Onlar tuzaklar kurdular, ama Allah nezdinde de onlara tuzak var, isterse onların tuzakları dağları yerinden oynatacak olsun!

(İbrahim 46)

Süleyman Ateş Meali:

Onlar tuzaklarını kurdular. Oysa tuzakları dağları yerinden kaldıracak (cinsten) olsa bile onların tuzakları, Allah'ın yanındaydı (Allah onların tuzaklarını bozar, cezalarını verirdi).

(İbrahim 46)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Onlar, kurdukları oyunlarını oynadılar. Oyunları, Allah'ın denetimindedir; isterse oyunları dağları yerlerinden kaldırmak için olsun.

(İbrahim 46)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Ama onlar yine de entrika çevirmeyi sürdürdüler. Oysa Allah, dağları yerinden oynatacak güçte olsa bile, onların bütün entrikalarını bilmektedir.

(İbrahim 46)

Şaban Piriş Meali:

Onlar tuzaklar kurmuşlardı; oysa dağları yerinden oynatacak olsa bile, bu tuzakları hep Allah'ın elindeydi.

(İbrahim 46)

Talat Koçyiğit Meali:

Onlar tuzaklarını kurmuşlardı; fakat onların tuzaklarıyla dağlar ortadan kalkacak olsa bile, tuzakları Allah'ın yanındadır.

(İbrahim 46)

Tefhimul Kuran Meali:

Gerçek şu ki, onlar hileli düzenler kurdular. Oysa onların düzenleri, dağları yerlerinden oynatacak da olsa, Allah katında onlara hazırlanmış düzen (kötü bir karşılık) vardır.

(İbrahim 46)

Ümit Şimşek Meali:

Onlar tuzaklarını kurdular. Ancak tuzakları Allah katındadır(4)isterse o tuzaklar dağları yerinden oynatacak olsun.*

(İbrahim 46)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Tuzaklarını kurmuşlardı ama Allah katında da onlar için tuzak var. Zaten onların tuzakları dağları yerinden oynatacak türden olsa neye yarar!

(İbrahim 46)