8. Enfal Suresi / 32.ayet

Ve bir de şunu demişlerdi: – Allah’ım, eğer bu Kuran senin katından gelmiş hakikat ise başımıza gökten taş yağdır yahut bize acı bir azap ver!

Bknz: (2/59)(3/28)(27/6)

Mustafa Çavdar Meali

Enfal 32 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Hani Allah'ım demişlerdi, bu, senin katındansa ve gerçekse başımıza gökten taş yağdır, yahut da bize elemli bir azap ver.

(Enfal 32)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

(İnkârcılar ve münafıklar) Bir de: "Ey Allah'ımız, eğer bu (Kur'an) bir gerçek olarak Senin katından ise, gökyüzünden üstümüze taş yağdırıver veya acı bir azap getir (de görelim) " diyorlardı.

(Enfal 32)

Abdullah Parlıyan Meali:

Ve bir de şöyle derlerdi: “Ey Allah'ımız! Eğer bu gerçekten senin katından indirilen gerçeğin kendisi ise, o zaman gökten taş yağdır başımıza, yahut daha can yakıcı bir azap çıkar karşımıza.”

(Enfal 32)

Adem Uğur Meali:

Hani (o kâfirler) bir zaman da: Ey Allah'ım! Eğer bu Kitap senin katından gelmiş bir gerçekse üzerimize gökten taş yağdır, yahut bize elem verici bir azap getir! demişlerdi.

(Enfal 32)

Ahmet Hulusi Meali:

Hani, "Ey Allahım... Eğer bu senin indinden Hakk'ın kendisi ise, (o takdirde) gökten üstümüze taşlar yağdır! Yahut bize acı bir azap ver" demişlerdi.

(Enfal 32)

Ahmet Tekin Meali:

Hani bir zaman da kâfirler: “Allah'ım, eğer bu senin katından gelmiş hak bir kitapsa, üzerimize gökten taş yağdır, yahut bize can yakıp inleten müthiş bir ceza ver" demişlerdi.

(Enfal 32)

Ahmet Varol Meali

Bir zaman: "Ey Allah'ım! Bu senin katından gönderilme bir gerçekse bizim üzerimize gökten taş yağdır veya bize acıklı bir azap gönder" demişlerdi.*

(Enfal 32)

Ali Bulaç Meali:

Bir de: "Ey Allah'ımız, eğer bu (Kur'an) bir gerçek olarak Senin katından ise, gökyüzünden üstümüze taş yağdır veya acı bir azab getir (bakalım)." demişlerdi.

(Enfal 32)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Bir vakit de, “- Ey Allah! Eğer bu senin tarafından gelmiş hak bir kitap ise, hemen üzerimize gökten taş yağdır, veya bize daha acıklı bir azap ver”, demişlerdi.

(Enfal 32)

Ali Rıza Sefa Meali:

Bir de şöyle dediler: "Allahım! Eğer O, Senin katından gelen bir gerçek ise üzerimize gökten taş yağdır veya bize acı dolu bir ceza getir!"

(Enfal 32)

Ali Ünal Meali:

Hani bir zaman şöyle diyenler de olmuştu: “Artık bıkkınlık verdi bu! Allah’ım, (Rasûl’ün şu söyledikleri) eğer Sen’in katından buyurulmuş bir gerçek ise, hemen üzerimize gökten taş yağdır, yahut bize başka türlü acı bir azap ver!”

(Enfal 32)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Ve o kâfirlerin: “Ey Allah’ımız! Eğer bu Kur’an, hak olup Senin katından ise, başımıza gökten taş yağdır veya bize elem verici bir azap ver!” dediğini hatırla!

(Enfal 32)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Hani yine onlar, "Allahımız! Eğer bu kitap senin katından gelen gerçek ise, gökten üzerimize taş yağdır veya bize elem verici bir azap ver!" demişlerdi.

(Enfal 32)

Bekir Sadak Meali:

«Allah'imiz! Eger bu Kitap, gercekten Senin katindan ise bize gokten tas yagdir veya can yakici bir azab ver» demislerdi.

(Enfal 32)

Besim Atalay Meali:

Hani onlar: «Ey Tanrım! Bu senin katından gelmiş olan hak kitapsa, bize gökten taş yağdır, ya da, acıklı azap ver» demiş idiler

(Enfal 32)

Celal Yıldırım Meali:

Hani bir zaman da onlar, «Ey Allahımız ! Eğer bu Kur'ân hakikaten senden ise, üzerimize gökten taş yağdır veya bize acıklı bir azâb getir» demişlerdi.

(Enfal 32)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Bir de: “Ey Allah'ımız, eğer bu (Kur'an) bir gerçek olarak senin katından ise, gökyüzünden üstümüze taş yağdır veya acıklı bir azap getir (de görelim bakalım)” demişlerdi.

(Enfal 32)

Diyanet İşleri Eski Meali:

"Allah'ımız! Eğer bu Kitap, gerçekten Senin katından ise bize gökten taş yağdır veya can yakıcı bir azab ver" demişlerdi.

(Enfal 32)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Hani onlar, "Ey Allah'ım, eğer şu (Kur'an) senin katından inmiş hak (kitap) ise hemen üzerimize gökten taş yağdır veya bize elem dolu bir azap getir" demişlerdi.

(Enfal 32)

Diyanet Vakfı Meali:

Hani (o kâfirler) bir zaman da: Ey Allah'ım! Eğer bu Kitap senin katından gelmiş bir gerçekse üzerimize gökten taş yağdır, yahut bize elem verici bir azap getir! demişlerdi.

(Enfal 32)

Edip Yüksel Meali:

Hatta, 'Rabbimiz, bu senden gelen bir gerçek ise, üstümüze gökten taşlar yağdır, veya başımıza acıklı bir azap getir,' diyorlardı.

(Enfal 32)

Elmalılı Orjinal Meali:

Bir vakıt da ey Allah, eğer bu, senin tarafından gelmiş hak kitab ise durma üzerimize gökten taşlar yağdır veya bize daha elim bir azab ver demişlerdi

(Enfal 32)

Elmalılı Yeni Meali:

Bir zaman da onlar: "Ey Allah, eğer senin tarafından gelmiş bir hak kitap ise, durma üzerimize gökten taşlar yağdır veya bize daha acı bir azap ver!" demişlerdi.

(Enfal 32)

Erhan Aktaş Meali:

Bir de dediler ki: "Allah'ım! Eğer bu Senin tarafından gelen bir gerçekse[1], gökten üzerimize taş yağdır veya bize can yakıcı bir azap ver."

1)Mademki Senden geldiği iddia ediliyor.

(Enfal 32)

Gültekin Onan Meali:

Bir de: "Ey Tanrı'mız, eğer bu (Kuran) bir gerçek olarak Senin katından ise, gökyüzünden üstümüze taş yağdır veya acı bir azab getir (bakalım)" demişlerdi.

(Enfal 32)

Hakkı Yılmaz Meali:

Bir vakit de onlar, “Ey Allah'ım! Eğer bu, Senin katından gelmiş bir hakkın/gerçeğin ta kendisi ise, hiç durma üstümüze gökten taşlar yağdır veya bize çok acı veren bir azap ver” demişlerdi.

(Enfal 32)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

(Hatırlayın!) Hani demişlerdi ki: “Allah’ım! Şayet bu (Kur’ân), senin katından gelmiş bir hakikatse, gökten tepemize taş yağdır veya bize can yakıcı bir azap ver.”

(Enfal 32)

Harun Yıldırım Meali:

Hani bir zaman “Allah’ım, senin katından olan hak eğer bu ise hemen üzerimize gökten taş yağdır ya da bize daha acıklı bir azap gönder!?” demişlerdi.

(Enfal 32)

Hasan Basri Çantay:

Hani bir zaman da: "Ey Allah, eğer bu, Senin katından (gelmiş) hak (kitab) ın kendisi ise durma bizim üstümüze gökden taş yağdır, yahud bize (daha) acıklı bir azab getir" demişlerdi.

(Enfal 32)

Hayrat Neşriyat Meali:

Bir vakit de: “Ey Allah! Eğer bu (Kur'ân), senin katından hak (bir Kitab) ise, haydi üzerimize gökten taş yağdır veya bize elemli bir azab getir!” demişlerdi.

(Enfal 32)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Hani onlar "Ey Allah! Eğer bu senin katından (gelmiş) gerçeğin ta kendisi ise üzerimize gökten bir taş yağdır veya can yakıcı bir azap getir" demişlerdi.

(Enfal 32)

Hüseyin Atay Meali:

Hani! "Allahımız! Eğer bu kitap senin katından gelen gerçek ise, gökten üzerimize taş yağdır veya bize acıtıcı bir azap ver" demişlerdi.

(Enfal 32)

İbni Kesir Meali:

Hani demişlerdi ki: Ey Allah'ımız; eğer bu, gerçekten Senin katından ise; bize gökten taş yağdır, yahut acıklı bir azab getir.

(Enfal 32)

İlyas Yorulmaz Meali:

(Bundan sonra) “Ey Allahımız! Eğer elçinin bu bildirdikleri senin katından ise, gökten başımıza taş yağdır veya üzerimize açıklı bir azap gönder” dediler.

(Enfal 32)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve onlar: “Allah’ım şâyet bu (Kur’ân-ı Kerim), o hak olan (Kitap), Senin indinden ise o zaman üzerimize semadan taş yağdır veya bize acı azabı getir.” demişlerdi.

(Enfal 32)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

O gün dediler: «Ey Allah'ımız! Eğer bu Senin katından gönderilmiş bir doğru ise, durma gökten üstümüze taş yağdır, ya da bizi acıklı bir azaba uğrat bakalım.»

(Enfal 32)

Kadri Çelik Meali:

Hani “Ey Allah! Eğer bu kitab, gerçekten senin katından ise bize gökten taş yağdır veya can yakıcı bir azap ver” demişlerdi.

(Enfal 32)

Mahmut Kısa Meali:

Ve yine küstahça bir edayla, “Ey Allah’ımız! Eğer bu Kitap gerçekten senin katından gelmiş ise, başımıza gökten taşlar yağdır, yâhut bizi can yakıcı bir azâba uğrat!” diyorlardı.

(Enfal 32)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Farklı olmayan şekliyle bir de hani: "Ey Allahı'mız" dediler Azabını getir de bir bakalım, başımıza gökten taş yağdır Lahuti alem olan senin katından geliyorsa bu gerçekler."

(Enfal 32)

Mehmet Türk Meali:

Onlar bir zamanlar da; “Ey Allah’ım! Eğer bu, Senin katından gelmiş bir hak kitap ise, hiç durma üstümüze gökten taşlar yağdır veya bize daha acı bir azap ver.”1 demişlerdi.2*

(Enfal 32)

Muhammed Celal Şems Meali:

Hani onlar, “Ey Allah! Senin tarafından hak olan ancak bu ise, üzerimize gökten taş yağdır veya bize acı bir azap gönder,” dediler.

(Enfal 32)

Muhammed Esed Meali:

Ve bir de şöyle derlerdi: "Ey Allahımız, eğer bu gerçekten Senin katından (indirilen) hakkın kendisi ise, o zaman gökten taş yağdır başımıza, yahut (daha) can yakıcı bir azap çıkar karşımıza!"

(Enfal 32)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Şunu da söylemişlerdi; "Ey Allah'ımız, eğer bu, senin katından gelmiş olan gerçeğin kendisiyse, gökten üstümüze taş yağdır. Yahut bize korkunç bir azap ver."

(Enfal 32)

Mustafa Çavdar Meali:

Ve bir de şunu demişlerdi: - Allah’ım, eğer bu Kuran senin katından gelmiş hakikat ise başımıza gökten taş yağdır yahut bize acı bir azap ver!

Bknz: (2/59) - (3/28) - (27/6)

(Enfal 32)

Mustafa Çevik Meali:

30-33 Ey Peygamber! Müşrikler senin Allah merkezli hayata davetinin önünü kesmek, seni susturmak, öldürmek yahut yurdundan çıkarmak için sana tuzaklar kuruyor, Allah da onların tuzaklarını devamlı boşa çıkarıyordu. Allah tuzakları bozanların en hayırlısıdır. Onlara ne zaman âyetlerimiz okunup, yaratılış sebepleri olan hayat nizamı ile yaşamaya davet edilseler hep şöyle derler; “Biz bunları önceden de işitmiştik, istesek biz de bunların benzerini söyleyebiliriz, bunlar eskilerin masallarından başka şeyler değil.” Bu da yetmezmiş gibi bir de kalkıp “Allah’ım, bu Kur’an eğer senin katından gelmişse üzerimize taş yağdır ya da bize can yakıcı bir azap gönder de inanalım.” diyorlardı. Fakat sen onların aralarında iken ve gerçeği görüp kavrayabilmeleri için söylenmesi ve yapılması gerekenler tükenmeden, içlerinde de gerçeği görüp yönelecekler bulunurken Allah onlara azap edecek değildir.

(Enfal 32)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Bir zaman da tuttular şöyle dediler: "Allah'ım! Bu eğer senin katından gelen bir hakikatse, o zaman gökten üzerimize taş yağdır; ya da bize can yakıcı bir azap gönder!"

(Enfal 32)

Osman Okur Meali:

Bir zaman da: Ey Allah'ım! Eğer bu (Kitap) senin katından gelmiş bir gerçekse üzerimize gökten taş yağdır, yahut bize elem verici bir azap getir! demişlerdi.

(Enfal 32)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Ve bir vakit dediler ki: «Ey Allah! Eğer senin tarafından hak olan bu ise hemen üzerimize gökten taşlar yağdır ve bize pek elemli bir azap getir.»

(Enfal 32)

Ömer Öngüt Meali:

Hani bir zaman da onlar: “Ey Allah'ım! Eğer bu kitap gerçekten senin katından ise üzerimize gökten taş yağdır veya bize acıklı bir azap getir. ” demişlerdi.

(Enfal 32)

Ömer Sevinçgül Meali:

Bir zamanlar, “Allah’ımız! Kur’an senin katından indirildiyse, haydi üzerimize gökten taş yağdır ya da acılı bir azap ver” demişlerdi.

(Enfal 32)

Sadık Türkmen Meali:

Hani onlar; “Ey Allahım, eğer şu (Kur’an) senin katından inmiş, hak (kitap) ise hemen üzerimize gökten taş yağdır veya bize çok acıklı bir azap getir” demişlerdi.

(Enfal 32)

Seyyid Kutub Meali:

Hani onlar «Allah'ımız, eğer bu Kur'an senin tarafından gönderilmiş gerçek bir kitap ise, başımıza gökten taş yağdır ya da bizi acıklı bir azaba çarptır» dediler.

(Enfal 32)

Suat Yıldırım Meali:

Hani bir zaman da onlar: "Ya Rabbi, eğer bu Kur'an senin tarafından gelmiş hak bir kitap ise hemen üzerimize gökten taş yağdır, yahut bize acı bir azap ver!" demişlerdi.

(Enfal 32)

Süleyman Ateş Meali:

Ve: "Allah'ım, eğer bu, senin yanından gelmiş gerçekse başımıza gökten taş yağdır, yahut bize acı bir azab getir!" demişlerdi.

(Enfal 32)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Bir zamanlar da şöyle demişlerdi: "Ey Allah! Eğer bu senin katından bir gerçek ise durma; gökten üstümüze taş yağdır, ya da bizi acıklı bir azaba çarptır."

(Enfal 32)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

"Allah'ımız! Eğer bu gerçekten Sen'in katından indirilen hakikatse üzerimize taş yağdır veya acı bir azap gönder."

(Enfal 32)

Şaban Piriş Meali:

"Ve Allah'ım, eğer bu senin yanından gelmiş gerçekse başımıza gökten taş yağdır, yahut bize acı bir azap ver!"

(Enfal 32)

Talat Koçyiğit Meali:

Ve yine demişlerdi ki: "Allahım! Bu senin katından gelen hak ise, üzerimize gökten taş yağdır: yahut bize elim bir azâb ver".

(Enfal 32)

Tefhimul Kuran Meali:

Bir de: «Ey Allah'ımız, eğer bu (Kur'an) bir gerçek olarak Senin katından ise, gök yüzünden üstümüze taş yağdır veya acıklı bir azab getir (bakalım) .» demişlerdi.

(Enfal 32)

Ümit Şimşek Meali:

Bir vakit de onlar “Ey Allah, eğer bu Kur'ân Senin katından gelen hak kitap ise, üzerimize gökten taş yağdır veya bize acı bir azap ver” demişlerdi.

(Enfal 32)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Şunu da söylemişlerdi: "Allahımız! Eğer bu, senin katından gelmiş gerçeğin kendisiyse, gökten üstümüze taş yağdır. Yahut bize korkunç bir azap musallat et."

(Enfal 32)