25. Furkan Suresi / 36.ayet

Ve onlara: “Ayetlerimiz karşısında yalana sarılan o malum topluma gidin, demiş,” sonra da o toplumu yerle bir etmiştik.

Bknz: (7/104)»(7/110)(10/88)»(10/93)(23/45)»(23/47)(26/29)»(26/35)

Mustafa Çavdar Meali

Furkan 36 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Derken delillerimizi yalanlayan topluluğa gidin dedik, sonucu, onları tamamıyla helak ettik.

(Furkan 36)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Böylece onlara: "Ayetlerimizi yalanlayan kavme gidin" dedik; sonunda onları (Firavun ve çevresini) kökünden darmadağın edip (zulüm saltanatını yıktık).

(Furkan 36)

Abdullah Parlıyan Meali:

Ve onlara: “Siz ikiniz, mesajlarımızı yalan sayan şu toplumu uyarmaya gidin” dedik. Onlar da mesajlarımızı kabul etmeyince, o günahkar toplumun insanlarını kırıp geçirdik.

(Furkan 36)

Adem Uğur Meali:

Ayetlerimizi yalan sayan kavme gidin dedik. Sonunda, (yola gelmediklerinden) onları yerle bir ediverdik.

(Furkan 36)

Ahmet Hulusi Meali:

Sonra da dedik ki: "Varlıklarındaki işaretlerimizi yalanlayan o topluma gidin ikiniz!" Nihayet onları perişan ettik!

(Furkan 36)

Ahmet Tekin Meali:

Onlara: “Âyetlerimizi, mucizelerimizi yalanlayan kavme gidin.” dedik. Sonunda, yola gelmedikleri için onları yerle bir ettik.

(Furkan 36)

Ahmet Varol Meali

Böylece onlara: "Ayetlerimizi yalanlayan topluluğa gidin" dedik. Sonuçta onları temelli bir yıkıma uğrattık.

(Furkan 36)

Ali Bulaç Meali:

Böylece onlara: "Ayetlerimizi yalanlayan kavme gidin" dedik; sonunda onları (Firavun ve çevresini) kökünden darmadağın ettik.

(Furkan 36)

Ali Fikri Yavuz Meali:

“-Haydi âyetlerimizi yalanlıyan o kavme (Firavun'a ve kavmine) gidin.” dedik, (onlarda gittiler, tebliğ ettiler; fakat tekzip edildiler) nihayet onları, (Firavun ve kavmini) tamamen (boğarak) helâk ettik.

(Furkan 36)

Ali Rıza Sefa Meali:

"Artık, ayetlerimizi yalanlayan topluma gidin!" dedik. Sonunda, onları yıkıma uğrattık.

(Furkan 36)

Ali Ünal Meali:

“(Kâinatta ve bizzat kendilerinde varlık ve birliğimizi gösteren onca) işaret ve delillerimizi inkâr eden o topluluğa gidin!” diye emrettik. En nihayet o topluluğu bütünüyle yok ettik.

(Furkan 36)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Onlara: Ayetlerimizi yalanlayan o kâfir topluma gidin!” dedik. (Gittiler, tebliğ ettiler. Yola gelmeyince,) Biz onları yerle bir ettik.

(Furkan 36)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Demiştik ki: "Ayetlerimizi yalanlayan o topluma gidiniz!" Sonunda biz onları yerle bir ettik.

(Furkan 36)

Bekir Sadak Meali:

«Ayetlerimizi yalanlayan millete gidin» dedik. Sonunda o milleti yerle bir ettik.

(Furkan 36)

Besim Atalay Meali:

Dedik ki: «Gidin, âyetlerimizi yalanlayan ulusa, biz onları bir iyice yok ettik

(Furkan 36)

Celal Yıldırım Meali:

Onlara, âyetlerimizi yalanlayan millete gidin, dedik. (O millet buna rağmen yalanlama ve inkârdan vazgeçmeyince) çok geçmeden onları fena halde yok ettik.

(Furkan 36)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Onlara: “Ayetlerimizi yalanlayan topluluğa gidin” dedik. Nihayet (hakka karşı inadına direndikleri için) onları (suda) batırıp yok ettik.

(Furkan 36)

Diyanet İşleri Eski Meali:

"Ayetlerimizi yalanlayan millete gidin" dedik. Sonunda o milleti yerle bir ettik.

(Furkan 36)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Onlara, "Ayetlerimizi yalanlayan topluluğa gidin" dedik. Nihayet o kavmi yerle bir ettik.

(Furkan 36)

Diyanet Vakfı Meali:

«Âyetlerimizi yalan sayan kavme gidin» dedik. Sonunda, (yola gelmediklerinden) onları yerle bir ediverdik.

(Furkan 36)

Edip Yüksel Meali:

'Siz ikiniz, ayetlerimizi yalanlayan şu topluma gidin,' dedik. Bunun ardından onları yakıp yok ettik.

(Furkan 36)

Elmalılı Orjinal Meali:

Haydi ayetlerimizi tekzib eden o kavme gidiniz, dedik, binnetice o kavmi tedmir ederek helak ettik

(Furkan 36)

Elmalılı Yeni Meali:

Haydi ayetlerimizi yalan diyen o kavme gidin! dedik; sonunda o kavmi yerle bir ederek helak ettik.

(Furkan 36)

Erhan Aktaş Meali:

Sonra da "Ayetlerimizi yalanlayan o topluma gidin." dedik. Sonunda da onları helak ederek yok ettik.

(Furkan 36)

Gültekin Onan Meali:

Böylece onlara: "Ayetlerimizi yalanlayan kavme gidin" dedik; sonunda onları (Firavun ve çevresini) kökünden darmadağın ettik.

(Furkan 36)

Hakkı Yılmaz Meali:

Sonra da, “Haydi âyetlerimizi yalanlayan o topluma gidin!” dedik. Sonunda da onları parçalayıp yok ettik.

(Furkan 36)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Dedik ki: “Ayetlerimizi yalanlayan topluluğa gidin.” Sonunda o (topluluğu) yerle bir ettik.

(Furkan 36)

Harun Yıldırım Meali:

"Ayetlerimizi yalan sayan kavme gidin" dedik. Sonunda, (yola gelmediklerinden) onları yerle bir ediverdik.

(Furkan 36)

Hasan Basri Çantay:

"(Haydi) ayetlerimizi yalan sayan o kavme gidin" dedik, neticede onları tam bir helak ile imhaa etdik (edeceğiz).

(Furkan 36)

Hayrat Neşriyat Meali:

“Haydi! Âyetlerimizi yalanlayan o kavme gidin!” dedik. (Fakat onlar elçilerimizi yalanladılar.) Bunun üzerine onları tamâmen helâk ettik.

(Furkan 36)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Ardından "Ayetlerimizi yalanlamış millete gidin" demiştik. Ardından onları [o halkı] tamamen yıkıp mahvetmiştik.

(Furkan 36)

Hüseyin Atay Meali:

"İlkelerimizi yalanlayan ulusa gidin" dedik. Sonunda o ulusu yerle bir ettik.

(Furkan 36)

İbni Kesir Meali:

Ayetlerimizi yalanlayan kavme gidin, dedik. Neticede o kavmi yerle bir ettik.

(Furkan 36)

İlyas Yorulmaz Meali:

Ayetlerimizi yalanlayan bir topluluğa ikiniz beraber gidin demiştik. Sonra onları yerle bir etmiştik.

(Furkan 36)

İskender Ali Mihr Meali:

Bundan sonra “Âyetlerimizi yalanlayan kavme gidin!” dedik. Sonra da onları helâk ederek, yok ettik.

(Furkan 36)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Bunun üzerine onlara: «Bizim ayetlerimizi yalan sayan o ulusa gidin» dedik. Sonunda da onları ortadan kaldırdık.

(Furkan 36)

Kadri Çelik Meali:

Böylece onlara, “Ayetlerimizi yalanlayan kavme gidin” dedik. Sonunda onları (düşmanları) kökünden darmadağın ettik.

(Furkan 36)

Mahmut Kısa Meali:

Ve onlara, “Âyetlerimizi inkâr eden Firavunun önderlik ettiği şu topluma gidin ve onları hakka dâvet edin!” dedik. Fakat Firavun ve halkı, inatla karşı koydular ve sonunda, onları tamamen kırıp geçirdik!

(Furkan 36)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Kavme gidin dedik, ki onlar ayetlerimizi yalanladılar sonunda tümüyle helak ettik.

(Furkan 36)

Mehmet Türk Meali:

(Ve o ikisine): “Âyetlerimizi yalanlayan topluma gidin.” dedik. Sonunda, onları da (inkârları sebebiyle) toptan yok ettik.

(Furkan 36)

Muhammed Celal Şems Meali:

Sonra (onlara,) dedik ki: “İkiniz ayetlerimizi yalanlayanlara gidin.” Ardından o (kavmi,) tamamen helâk ettik.

(Furkan 36)

Muhammed Esed Meali:

ve onlara: "Siz ikiniz mesajlarımızı yalanlayan (şu toplumu uyarmay)a gidin!" dedik. Ama sonunda, o (günahkar toplumun) insanlarını kırıp geçirdik.

(Furkan 36)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Ardından şöyle dedik; "Ayetlerimizi yalanlayan topluluğa gidin." Sonra da o topluluğu yerle bir ettik.

(Furkan 36)

Mustafa Çavdar Meali:

Ve onlara: “Ayetlerimiz karşısında yalana sarılan o malum topluma gidin, demiş,” sonra da o toplumu yerle bir etmiştik.

Bknz: (7/104)»(7/110) - (10/88)»(10/93) - (23/45)»(23/47) - (26/29)»(26/35)

(Furkan 36)

Mustafa Çevik Meali:

35-36 Biz geçmişte Musa’ya da kitap verdik. Kardeşi Harun’u da ona yardımcı kıldık ve sonra da, “Siz ikiniz Allah’ın Rabliği ve ilahlığının üstünü örtmüş toplumu uyarmaya gidin.” dedik. Fakat o toplum uyarılara kulak tıkamakla birlikte uyaranlara saldırdılar. Bunun üzerine Biz de onları azabımızla cezalandırdık.

(Furkan 36)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Ve "Siz ikiniz, ayetlerimizi yalanlayan malum topluluğa gidiniz" dedik. Ancak bundan sonra(dır ki) onları yerle bir ettik.

(Furkan 36)

Osman Okur Meali:

«Âyetlerimizi yalan sayan kavme gidin» dedik. Sonunda, (yola gelmediklerinden) onları yerle bir ediverdik.

(Furkan 36)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

O vakit dedik ki: «Bizim âyetlerimizi tekzîp etmiş olan kavme gidin.» Sonra o kavmi tam bir helâk ile helâk ediverdik.

(Furkan 36)

Ömer Öngüt Meali:

“Âyetlerimizi yalanlayan o kavme gidin!” dedik. Sonunda onları tam bir helâk ile helâk ettik.

(Furkan 36)

Ömer Sevinçgül Meali:

“Haydi, ayetlerimizi yalanlayan kimselere gidin!” dedik. Sonunda o toplumun insanlarını yerle bir ettik.

(Furkan 36)

Sadık Türkmen Meali:

Dedik ki: “İkiniz, ayetlerimizi yalanlayan kavme gidin.” Sonunda, onları yerle bir ettik.

(Furkan 36)

Seyyid Kutub Meali:

Onlara «Ayetlerimizi yalanlayan soydaşlarınızı uyarmaya gidin» dedik. Sonra o toplumu kökten yokettik.

(Furkan 36)

Suat Yıldırım Meali:

"Haydi ayetlerimizi yalan sayan o halka gidiniz!" dedik. Sonunda o toplumu yerle bir ettik.

(Furkan 36)

Süleyman Ateş Meali:

"Ayetlerimizi yalanlayan kavme gidin," dedik. (Onlara gittiler. Onlar, kendilerine gelen bu elçilerimizi kabul etmeyince biz) de onları yıkıp yok ettik.

(Furkan 36)

Süleymaniye Vakfı Meali:

"Ayetlerimiz karşısında yalan söyleyen şu topluma gidin" dedik. İşin sonunda o toplumu yerle bir ettik.

(Furkan 36)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

"Gidip, âyetlerimizi yalanlayanları uyarın" dedik. Sonunda hepsini yerle bir ettik.

(Furkan 36)

Şaban Piriş Meali:

Onlara: -Ayetlerimizi yalanlayan kavme gidin, demiştik; sonra da o kavmi yerle bir etmiştik.

(Furkan 36)

Talat Koçyiğit Meali:

Onlara demiştik ki: "Âyetlerimizi yalanlayan kavme gidin". Sonra da onları yerle bir etmiştik.

(Furkan 36)

Tefhimul Kuran Meali:

Böylece onlara: «Ayetlerimizi yalanlayan kavme gidin» dedik; sonunda onları (Firavun ve çevresini) kökünden darmadağın ettik.

(Furkan 36)

Ümit Şimşek Meali:

Onlara “Âyetlerimizi yalanlayan topluluğa gidin” dedik. Sonra da o topluluğu yerle bir ettik.

(Furkan 36)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Ardından şöyle dedik: "Ayetlerimizi yalanlayan topluluğa gidin." Biraz sonra da o topluluğu yerle bir ettik.

(Furkan 36)