11. Hud Suresi / 102.ayet

– Senin Rabbin, halkları zalim olan ülkeleri cezalandırdığı zaman işte böyle cezalandırır. Şüphesiz O’nun cezalandırması çok can yakıcıdır ve pek dehşetlidir.

Bknz: (18/58)»(18/59)(22/48)

Mustafa Çavdar Meali

Hud 102 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

İşte Rabbin, zulmeden şehirleri böyle alıverir, aldığı, azabına uğrattığı zaman da şüphe yok ki onun kavrayışı pek elemlidir, pek çetindir.

(Hud 102)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

İşte Rabbinin yakalaması böyledir. Onlar zulüm işlemektelerken, ülkeleri (veya nesilleri) yakaladığı zaman (son pişmanlıkları fayda vermemiştir) . Gerçekten O'nun yakalaması çok acı vericidir, pek şiddetlidir.

(Hud 102)

Abdullah Parlıyan Meali:

İşte senin Rabbin varoluş gayesine aykırı hareket eden kentlerin toplumlarını, böylece kıskıvrak yakalayıverir. Şüphesiz ki, O'nun yakalaması çok şiddetli ve çok zorludur.

(Hud 102)

Adem Uğur Meali:

Rabbin, haksızlık eden memleketleri (onların halkını) yakaladığında, onun yakalayışı işte böyle (şiddetlidir). Şüphesiz onun yakalaması pek elem vericidir, pek çetindir!

(Hud 102)

Ahmet Hulusi Meali:

Rabbinin, zalimlerin olduğu şehirleri yakalaması işte böyledir! Muhakkak ki O'nun yakalaması çok acı verici ve şiddetlidir!

(Hud 102)

Ahmet Tekin Meali:

Baskıyı, zulmü, işkenceyi, isyanı ve küfrü alışkanlık haline getiren, Allah yolunu, Allah yolundaki faaliyetleri engelleyen bir memleketi cezalandırırken, senin Rabbin işte böyle cezalandırır. Onun cezalandırması çok can yakıcı, çok inletici, çok müthiştir.

(Hud 102)

Ahmet Varol Meali

Rabbinin, zulmeden şehirleri yakaladığında yakalaması işte böyledir. Şüphesiz O'nun yakalaması pek acı, pek şiddetlidir.

(Hud 102)

Ali Bulaç Meali:

Onlar, zulüm işlemektelerken, ülkeleri (veya nesilleri) yakaladığı zaman... Rabbinin yakalaması işte böyledir. Gerçekten O'nun yakalaması pek acı, pek şiddetlidir.

(Hud 102)

Ali Fikri Yavuz Meali:

İşte Rabbin, zulümkâr memleketleri çarptığı zaman, böyle yakalayıp çarpar. Doğrusu onun cezalandırması çok acıklıdır, pek şiddetlidir.

(Hud 102)

Ali Rıza Sefa Meali:

Haksızlık yapmakta olan kentleri, Efendinin yakalaması, işte böyledir. Kuşkusuz, O'nun yakalaması çok acıdır, çok yamandır.

(Hud 102)

Ali Ünal Meali:

Rabbin, zulme dalıp gitmiş ülkeleri kıskıvrak yakaladığı zaman işte böyle yakalar. O’nun derdest edip yakalaması pek acıdır, çok çetindir.

(Hud 102)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Köy ve kasabalar zulmederken, Rabbinin onları yakalaması, işte böyledir. Şüphesiz Rabbinin yakalaması, elem verici ve serttir.

(Hud 102)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Rabbin, haksızlık eden memleketleri yakaladığında, O'nun yakalayışı işte böyledir. Şüphesiz onun yakalaması pek elem vericidir; pek çetindir.

(Hud 102)

Bekir Sadak Meali:

Allah, kasabalarin zalim halkini yakalayinca, boyle yakalar; yakalamasi da siddetli ve elimdir.

(Hud 102)

Besim Atalay Meali:

Zalim olan şehirleri yoketmek isterse, işte Tanrın bunculayın yakalar, onun yakalaması hem acıdır, hem katı

(Hud 102)

Celal Yıldırım Meali:

İşte Rabbin kasabalar halkını —zalimlikleri üzere— yakaladığı zaman böyle yakalar. Şüphesiz ki, O'nun yakalaması çok elîm ve şiddetlidir.

(Hud 102)

Cemal Külünkoğlu Meali:

İşte Rabbin, halkı zalim olan memleketlerin yakasından tutunca böyle tutar. Hiç kuşkusuz O'nun yakalaması pek sert ve acıklıdır.

(Hud 102)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Allah, kasabaların zalim halkını yakalayınca, böyle yakalar; yakalaması da şiddetli ve elimdir.

(Hud 102)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Zulme sapmış memleketlerin halkını yakaladığında, Rabbinin yakalaması işte böyledir! Şüphesiz O'nun yakalaması can yakıcı ve şiddetlidir.

(Hud 102)

Diyanet Vakfı Meali:

Rabbin, haksızlık eden memleketleri (onların halkını)  yakaladığında, onun yakalayışı işte böyle (şiddetlidir). Şüphesiz onun yakalaması pek elem vericidir, pek çetindir!

(Hud 102)

Edip Yüksel Meali:

İşte Rabbin, zulmetmekte olan kentleri yakaladığı zaman böyle yakalar. O'nun yakalaması acıdır, çetindir.

(Hud 102)

Elmalılı Orjinal Meali:

Ve işte rabbın medeniyetleri zulmederlerken çarptığı vakıt böyle çarpar, çünkü onun muahazesi çok elim, çok şiddetlidir

(Hud 102)

Elmalılı Yeni Meali:

İşte Rabbin, zulmetmekte olan medeniyetleri çarptığı zaman böyle çarpar; çünkü O'nun cezası çok acı, çok çetindir!

(Hud 102)

Erhan Aktaş Meali:

İşte Rabb'in, zulmeden kentleri cezalandırdığı zaman, böyle cezalandırır. O'nun cezası çok acı verici ve çok şiddetlidir.

(Hud 102)

Gültekin Onan Meali:

Onlar, zulüm işlemektelerken, ülkeleri (veya nesilleri) yakaladığı zaman... rabbinin yakalaması işte böyledir. Gerçekten O'nun yakalaması pek acı, pek şiddetlidir.

(Hud 102)

Hakkı Yılmaz Meali:

Ve Rabbin, halkı şirk koşarak yanlış; kendi zararlarına iş yapan kimseler olan kentleri yakaladığında, O'nun yakalayışı işte böyledir. Şüphesiz O'nun yakalaması pek acıklıdır, çok çetindir!

(Hud 102)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Rabbinin zulmeden beldeleri yakalaması da işte böyledir. Şüphesiz ki O’nun yakalaması can yakıcı, çetindir.

(Hud 102)

Harun Yıldırım Meali:

Rabbin, zulüm yapan ülkeleri yakaladığında işte böyle yakalar. Gerçekten O’nun yakalaması pek acı, pek şiddetlidir.

(Hud 102)

Hasan Basri Çantay:

Rabbinin yakalayışı — (ahalisi) zulmeder halde bulunan memleketleri yakaladığı zaman — işte böyle (olur). Şübhesiz ki Onun çarpması (cezası) pek acıklıdır, pek çetindir.

(Hud 102)

Hayrat Neşriyat Meali:

İşte, (halkı) zâlim bir hâlde bulunan şehirleri (azâbıyla) yakaladığı zaman, Rabbinin yakalaması böyledir. Şübhesiz ki O'nun yakalaması, pek elemlidir, pek şiddetlidir!

(Hud 102)

Hubeyb Öndeş Meali: /

İşte [halkı] zalim iken kentleri yakaladığı zaman RAB'binin yakalaması bunun gibidir. Gerçekten onun yakalaması, can yakıcıdır, şiddetlidir.

(Hud 102)

Hüseyin Atay Meali:

Haksızlık yapan kentlileri yakalayınca, senin Rabbin böyle yakalar. Doğrusu, Onun yakalaması da pek acıtıcıdır.

(Hud 102)

İbni Kesir Meali:

İşte böyledir Rabbının yakalayışı; kasabaların zalim halkını yakaladığı zaman. Çünkü O'nun yakalaması hem şiddetli, hem de acıklıdır.

(Hud 102)

İlyas Yorulmaz Meali:

İşte Rabbinin bu yakalayışı, zulüm ederek haksızlık yapan bu kasaba halkını cezalandırışıdır. Allah'ın yakalayıp ceza verişi çok acıklı ve çok şiddetlidir.

(Hud 102)

İskender Ali Mihr Meali:

Halkı zalim olan ülkeleri ahzettiği zaman senin Rabbinin yakalaması işte böyledir. Onun ahzı (yakalaması), muhakkak ki çok şiddetlidir, çok elîmdir.

(Hud 102)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Senin çalabın ülkeleri kıycıklıları yüzünden çarpmak istedi mi işte böyle çarpar. Gerçekten Onun çarpışı çok acıklı, çok ağır olur.

(Hud 102)

Kadri Çelik Meali:

Allah zalim ülkeleri yakalayınca, işte böyle yakalar. Şüphesiz onun yakalaması elim ve şiddetlidir.

(Hud 102)

Mahmut Kısa Meali:

O hâlde, dikkat edin; Rabb’in, zulüm ve haksızlıkta direten bir ülkeyi cezalandırdı mı, işte böyle cezalandırır! Unutmayın, O’nun azâbı gerçekten can yakıcıdır, çok çetindir!

(Hud 102)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Doğrusu Rabbin işte böyle zulmeden şehirleri, ülkeleri alıverir ve aldığı yerleri Helak etmesi böyledir. O'nun yakalaması kıskıvrak, azabı da çok çetindir.

(Hud 102)

Mehmet Türk Meali:

O zâlim memleketleri, Rabbin yakalarsa, işte böyle yakalar.1 Gerçekten Onun yakalaması, pek acıklı ve çok şiddetlidir.*

(Hud 102)

Muhammed Celal Şems Meali:

Yerleşimlerin (halkı) zulmettiklerinde onları yakaladığı zaman, Rabbinin yakalayışı, işte böyledir. Şüphesiz O’nun yakalaması çok acı ve çok şiddetli olur.

(Hud 102)

Muhammed Esed Meali:

İşte senin Rabbin, tepelediği zaman böyle tepeler; halkı zalim olan kasabaları. Gerçekten de O'nun tepelemesi çok acı verici, çok zorludur!

(Hud 102)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

İşte rabbin zulmeden kentleri çarptığı zaman böyle çarpar. Doğrusu onun çarpması, çok acı ve çok çetindir.

(Hud 102)

Mustafa Çavdar Meali:

– Senin Rabbin, halkları zalim olan ülkeleri cezalandırdığı zaman işte böyle cezalandırır. Şüphesiz O’nun cezalandırması çok can yakıcıdır ve pek dehşetlidir.

Bknz: (18/58)»(18/59) - (22/48)

(Hud 102)

Mustafa Çevik Meali:

102-107 Senin Rabbin, müşrik ve kâfir olarak yaşamakta ısrarla direnen toplumu, hak ettiği ile cezalandırır. Rabbinin yakalaması çok şiddetlidir. Bütün bu anlatılanlarda düşünüp de aklını kullananlar için ibretler vardır. Hesap Günü insanlar Allah’ın huzurunda toplanacak, dünya hayatlarını nasıl yaşadıkları gözler önünce serilecek. Belirlediğimiz O Gün gelince onu ertelemeyiz ve O Gün hiç kimse Allah’ın izni olmadan konuşamaz, sonunda ise kimileri bahtiyar, kimileri de bedbaht olarak layık olduklarına kavuşurlar. Cehennemi hak edenler bedbaht bir vaziyette layık oldukları cehennemde inim inim inleyip feryat edecekler, Rabbin dilemedikçe gökler ve yer durdukça onlar da orada kalacaklar, şüphesiz Rabbin dilediğini yapandır.

(Hud 102)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Ve senin Rabbin, kentleri cezalandırmak istediği zaman işte böyle cezalandırır kı; ki onlar zulmetmiştiler: hiç şüphesiz O'nun cezalandırması çok can yakıcı, pek dehşet vericidir.

(Hud 102)

Osman Okur Meali:

Rabbin, haksızlık eden memleketleri (onların halkını) yakaladığında, onun yakalayışı işte böyle (şiddetlidir). Şüphesiz onun yakalaması pek elem vericidir, pek çetindir!

(Hud 102)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Ve işte Rabbin yakalaması böyledir, karyeleri zalim oldukları halde yakaladığı zaman, şüphe yok ki O'nun yakalaması pek acıklıdır, pek şiddetlidir.

(Hud 102)

Ömer Öngüt Meali:

Halkı zâlim olan memleketi Rabbin yakaladığı zaman işte böyle yakalar. O'nun yakalaması pek acı ve pek şiddetlidir.

(Hud 102)

Ömer Sevinçgül Meali:

Rabbin bir memleketin zalim halkını mahvetti mi işte böyle mahveder! Pek şiddetli, pek acı vericidir onun mahvedişi!

(Hud 102)

Sadık Türkmen Meali:

Rabbinin yakalaması işte böyledir; zulmeden kentleri (kentteki insanları) yakaladığı zaman! Şüphesiz O’nun yakalaması; çok can yakıcıdır, çok şiddetlidir.

(Hud 102)

Seyyid Kutub Meali:

İşte Rabbin, zalim halkların şehirlerinin yakasından tutunca böyle tutar. Hiç kuşkusuz O'nun yakaya yapışması pek sert ve acıklıdır.

(Hud 102)

Suat Yıldırım Meali:

Halkı zalim olan ülkeleri cezaya çarptırdığı zaman Rabbinin çarpması işte böyle olur! Şüphesiz ki O'nun çarpması pek acı, pek çetindir!

(Hud 102)

Süleyman Ateş Meali:

İşte Rabbin zulmeden kentleri yakaladığı zaman böyle yakalar. Doğrusu O'nun yakalaması, çok acı ve çok çetindir.

(Hud 102)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Senin Rabbin, yanlışlar içine düşmüş kentleri yakaladığı zaman işte böyle yakalar. O'nun yakalaması can yakıcı ve sert olur.

(Hud 102)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

İşte Rabbin, halkı zalim olan şehirleri böyle cezalandırır. Çünkü O, çok acıklı ve çok çetin cezalandırır.

(Hud 102)

Şaban Piriş Meali:

Rabbin, zalim ülkeleri böyle yakalar. Şüphesiz O'nun yakalaması acı verici, şiddetlidir.

(Hud 102)

Talat Koçyiğit Meali:

İşte Rabbın, zâlim kasabalar halkını yakaladığı zaman, O'nun yakalayışı böyledir ve O'nun bu yakalayışı da, çok acı ve çok şiddetlidir.

(Hud 102)

Tefhimul Kuran Meali:

Onlar, zulüm işlemektelerken, ülkeleri (veya kuşakları) yakaladığı zaman, Rabbinin yakalayıvermesi işte böyledir. Gerçekten O'nun yakalayıvermesi pek acıklı, pek şiddetlidir.

(Hud 102)

Ümit Şimşek Meali:

Ahalisi zalim olan beldeyi Rabbin yakaladığı zaman işte böyle yakalar. Onun yakalayışı gerçekten pek acı ve pek şiddetlidir.

(Hud 102)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Rabbin zulme sapan kentleri/medeniyetleri çarptığı zaman, işte böyle çarpar. O'nun çarpması gerçekten korkunçtur, şiddetlidir.

(Hud 102)