11. Hud Suresi / 9.ayet

Eğer biz insana tarafımızdan bir rahmet tattırıp, sonra o nimeti çekip alsak hemen karamsarlığa kapılır ve nankörleşir.

Bknz: (17/83)(34/15)»(34/21)(89/15)»(89/28)

Mustafa Çavdar Meali

Hud 9 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

İnsana, katımızdan bir rahmet tattırsak da sonra alıversek onu insandan, şüphe yok ki her şeyden ümidini keser, bir nankör olur gider.

(Hud 9)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Andolsun ki eğer Biz insana Kendi katımızdan bir rahmet (nimet ve fazilet) tattırıp; sonra (kıymetini bilsin ve imtihandan geçsin diye) bunu kendisinden çekip alsak, kuşkusuz o (hemen) umudunu kesmiş bir nankör (gibi davranmaya, itiraz ve isyana başlayacaktır.)

(Hud 9)

Abdullah Parlıyan Meali:

Eğer insana kendi tarafımızdan bir rahmet tattırdıktan sonra, onu ondan çekip alırsak, hemen ümitsizliğe düşer ve Allah'tan gelen tüm gerçekleri inkâr ederek nankör olur.

(Hud 9)

Adem Uğur Meali:

Eğer insana tarafımızdan bir rahmet (nimet) tattırır da sonra bunu ondan çekip alırsak, tamamen ümitsiz ve nankör olur.

(Hud 9)

Ahmet Hulusi Meali:

Andolsun ki, eğer insana bizden bir rahmet tattırsak da sonra onu ondan çekip alsak, muhakkak ki o çok umutsuzluğa düşer ve çok nankör olur.

(Hud 9)

Ahmet Tekin Meali:

Eğer insana, tarafımızdan bir rahmet, bir nimet tattırır, sonra da bunu kendisinden çekip alırsak, tamamen ümitsiz ve nankör bir kimse olur.

(Hud 9)

Ahmet Varol Meali

İnsana katımızdan bir rahmet tattırsak da sonra onu geri alsak o hemen ümitsiz bir nankör oluverir.

(Hud 9)

Ali Bulaç Meali:

Andolsun, biz insana tarafımızdan bir rahmet tattırıp sonra bunu kendisinden çekip alsak, kuşkusuz o, (artık) umudunu kesmiş bir nankördür.

(Hud 9)

Ali Fikri Yavuz Meali:

İnsanoğluna, tarafımızdan bir rahmet (sıhhat ve zenginlik) taddırıp da sonra bunu çekip alıversek, şüphesiz ki o, Allah'ın ihsanından tamamen ümidini kesen, evvelki nimeti unutan nakör bir kimse olur.

(Hud 9)

Ali Rıza Sefa Meali:

İnsana, Kendi katımızdan bir rahmet tattırsak, sonra da onu çekip alsak, kesinlikle umutlarını yitirmiş bir nankör olur.

(Hud 9)

Ali Ünal Meali:

Katımızdan insana bir rahmet tattırır, sonra da bu rahmeti ondan çekip alırsak, bu takdirde o, büyük hayal kırıklığı içinde son derece ümitsiz, olabildiğine nankör kesilir.

(Hud 9)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Eğer kendi katımızdan insana bir rahmet tattırsak, sonra o rahmeti (nimeti) ondan geri alsak, işte o zaman ümitsiz ve nankör olur.

(Hud 9)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Eğer insana tarafımızdan bir rahmet tattırır da sonra bunu ondan çekip geri alırsak, tamamen ümitsiz ve nankör olur.

(Hud 9)

Bekir Sadak Meali:

And olsun ki, insana nimetimizi tattirir sonra onu ondan cekip alirsak, o suphesiz umutsuz bir nankore doner.

(Hud 9)

Besim Atalay Meali:

Biz, insana katımızdan rahmet tattırır da, sonra onu alırsak ondan, evet insan umudunu kaybederek, iyiliği unutur

(Hud 9)

Celal Yıldırım Meali:

İnsana kendi tarafımızdan bir rahmet tattırdıktan sonra, onu ondan çekip alırsak, (bir de bakarsın ki) o çok umutsuz ve çok nankördür.

(Hud 9)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Bunun gibi, insana katımızdan bir rahmet tattırsak, sonra da onu kendisinden çekip alsak, muhakkak o, (önceki lütfumuzu unutan) çok ümitsiz ve çok nankör bir kimse olur.

(Hud 9)

Diyanet İşleri Eski Meali:

And olsun ki, insana nimetimizi tattırır sonra onu ondan çekip alırsak, o şüphesiz umutsuz bir nanköre döner.

(Hud 9)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Eğer insana tarafımızdan bir rahmet (nimet) tattırır da, sonra bunu ondan çekip alırsak, şüphesiz o ümitsiz ve nankör oluverir.

(Hud 9)

Diyanet Vakfı Meali:

Eğer insana tarafımızdan bir rahmet (nimet)  tattırır da sonra bunu ondan çekip alırsak, tamamen ümitsiz ve nankör olur.

(Hud 9)

Edip Yüksel Meali:

İnsana kendimizden bir rahmet tattırsak ve sonra ondan çekip alsak, umutsuzlaşır, nankörleşir.

(Hud 9)

Elmalılı Orjinal Meali:

Ve şayed insana tarafımızdan bir rahmet tattırır sonra da onu ondan alıverirsek şüphesiz ki o çok me'yustur, nankördür

(Hud 9)

Elmalılı Yeni Meali:

Şayet insana tarafımızdan bir nimet tattırıp sonra da onu kendisinden çekip alırsak, şüphesiz ki, o bütün ümidini yitirir ve nankör biri oluverir.

(Hud 9)

Erhan Aktaş Meali:

Eğer insana, tarafımızdan bir rahmet tattırsak, sonra da onu geri alsak, ümitsizliğe kapılır ve nankörlük eder.

(Hud 9)

Gültekin Onan Meali:

Andolsun, biz insana tarafımızdan bir rahmet tattırıp sonra bunu kendisinden çekip alsak, kuşkusuz o, (artık) umudunu kesmiş bir (çok / pek) kafirdir (mübalağa sigası).

(Hud 9)

Hakkı Yılmaz Meali:

(9-11) Ve eğer, sabreden ve düzeltmeye yönelik işleri yapan kişilerin –işte bunlar, bağışlanma ve büyük ödül kendileri için olanlardır– dışındaki insanlara, tarafımızdan bir rahmet tattırıp sonra da onu kendisinden çekip alsak, kuşkusuz o umutsuzdur, çok nankördür. Ve eğer, kendisine dokunan mutsuzluktan sonra, ona mutluluğu tattırsak, elbette, “Kötülükler benden gitti” der. Ve kuşkusuz o, şımarıktır, böbürlenen biridir.

(Hud 9)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Şayet insana yanımızdan bir rahmet tattırıp sonra da onu, ondan çekip alsak, şüphesiz o ümidini kesen bir nanköre (dönüşür).

(Hud 9)

Harun Yıldırım Meali:

Andolsun, biz insana tarafımızdan bir rahmet tattırıp sonra bunu kendisinden çekip–alsak, şüphesiz o, ümidini kesmiş bir nankör olur.

(Hud 9)

Hasan Basri Çantay:

İnsana bizden bir rahmet (ve ni'met) tatdırıb da sonra bunu kendisinden soyub alıversek, andolsun, (o anda) o, (Allahın fazlından) ümidini kesen bir adam, (evvelki ni'metleri tamamen unutan) bir nankördür.

(Hud 9)

Hayrat Neşriyat Meali:

Şübhesiz ki, insana tarafımızdan bir rahmet tattırsak da, sonra bunu ondan çekip alsak; doğrusu o, gerçekten çok ümidsiz, çok nankör olur.

(Hud 9)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Şayet İnsana bizden bir rahmet tattırsak, sonra kendisinden onu [rahmeti] çekip çıkarsak, kesinlikle o çok ümitsiz [olur], çok nankör¹ [olur].

(Hud 9)

Hüseyin Atay Meali:

Andolsun, katımızdan insana bir acıma tattırsak, sonra da onu ondan çekip alsak, doğrusu, o, umutsuz bir nanköre döner.

(Hud 9)

İbni Kesir Meali:

Biz, insana tarafımızdan bir rahmet tattırır, sonra onu geri alırsak; andolsun ki o, pek ümitsiz, pek nankör olur.

(Hud 9)

İlyas Yorulmaz Meali:

Biz insana merhametimizden nimetleri tattırıp da, sonra o nimetleri geri aldığımızda, hemen ümitsizliğe düşüp, inkarcı kesilir.

(Hud 9)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve insana tarafımızdan bir rahmet tattırsak, sonra onu ondan çekip alsak, muhakkak ki o, tamamen ümitsiz bir nankör (kâfir) olur.

(Hud 9)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Eğer Biz insana önce esirgeyiciliğimizi tattırır, sonra da bunu geri alacak olursak besbelli ki o umutsuzluğa düşüp nankörlük edecektir.

(Hud 9)

Kadri Çelik Meali:

Hiç şüphesiz insana nimetimizi tattırır, sonra onu ondan çekip alırsak, o şüphesiz umutsuz ve nankör biri kesilir.

(Hud 9)

Mahmut Kısa Meali:

Eğer insanoğluna katımızdan zenginlik, sağlık, güzellik, bolluk, bereket, huzur gibi nîmetler vererekbir rahmet tattırdıktan sonra onu elinden çekip geri alsak, bunun bir imtihân olduğunu göz ardı ederek hemen ümitsizliğe düşer, nankörlük etmeye başlar. Sahip olduğu her şeyin kendisine Allah tarafından bağışlanan gelip geçici nîmetler olduğunu idrâk edemediği için, onları kaybettiği anda müthiş bir sarsıntı geçirir, yaşama ümidini tamamen kaybeder.

(Hud 9)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Doğrusu insana, tarafımızdan bir nimet tattırıp, sonra da geri alsak eğer Hemen Allah'tan gelen bütün gerçekleri inkar ederek nankör oluverir.

(Hud 9)

Mehmet Türk Meali:

Yemin olsun! Eğer şu insana1 tarafımızdan bir rahmet tattırıp, sonra bunu kendisinden çekip alsak o mutlaka nankörlük ederek, umudunu keser.2*

(Hud 9)

Muhammed Celal Şems Meali:

Eğer Biz insana, Katımızdan herhangi bir rahmeti tattırır, sonra onu kendisinden geri çekersek, şüphesiz o pek umutsuz (ve) nankör olur.

(Hud 9)

Muhammed Esed Meali:

Bunun gibi, insana katımızdan bir rahmet tattırsak, sonra da onu kendisinden çekip alsak, hemen (önceki lütfumuzu) nankörce unutup umutsuzluğa düşer.

(Hud 9)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Eğer biz insana, bizden bir rahmet tattırsak da sonra onu kendisinden çekip alsak, hemen o, umutsuzluğa düşer de iyilik bilmez olur.

(Hud 9)

Mustafa Çavdar Meali:

Eğer biz insana tarafımızdan bir rahmet tattırıp, sonra o nimeti çekip alsak hemen karamsarlığa kapılır ve nankörleşir.

Bknz: (17/83) - (34/15)»(34/21) - (89/15)»(89/28)

(Hud 9)

Mustafa Çevik Meali:

9-10 Biz insanoğlunu katımızdan nimetlere kavuşturduktan sonra, onları çekip geri alsak, derhal bize karşı nankörleşir ve verdiklerimizi unutup umutsuzluğa düşer. Yahut başına gelen bir sıkıntıdan, musibetten sonra onu esenliğe ve bol nimetlere kavuştursak, dönüp bize şükredip, itaat etmek yerine, “Musibetler yakamı bıraktı, sıkıntılarımdan kurtuldum, beni bu hale düşüren sebepleri ortadan kaldırdım.” diyerek olup bitenleri kendinden bilip kibirlenip, şımarıp, küstahlaşır.

(Hud 9)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Ne ki eğer insanoğluna katımızdan bir rahmet tattırır, daha sonra da o rahmeti ondan çekip alırsak; derhal o derin bir umutsuzluğa, dehşet bir nankörlüğe saplanır.

(Hud 9)

Osman Okur Meali:

Bunun gibi, insana katımızdan bir rahmet tattırsak, sonra da onu kendisinden çekip alsak, hemen (önceki lütfumuzu) nankörce unutup umutsuzluğa düşer.

(Hud 9)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Ve eğer insana tarafımızdan bir rahmet tattırır, sonra da onu ondan çekip alırsak şüphe yok ki o elbette çok me'yustur, nankördür.

(Hud 9)

Ömer Öngüt Meali:

Andolsun ki, biz insana tarafımızdan bir rahmet tattırsak, sonra da ondan çekip alsak, o hemen ümitsizliğe düşer ve nankör olur.

(Hud 9)

Ömer Sevinçgül Meali:

İnsana rahmetimizden tattırır, sonra da onu geri alırsak, bir de bakarsın ümidini kesmiş, bir nankör kesilmiş!

(Hud 9)

Sadık Türkmen Meali:

İNSANA, Bizden bir rahmet tattırıp, sonra da onu ondan çekip alsak; kuşkusuz o ümitsizliğe düşmüş bir nankördür artık!

(Hud 9)

Seyyid Kutub Meali:

Eğer insana önce rahmetlerimizi tattırıp sonra onu elinden alsak, o mutsuz bir nanköre dönüşür.

(Hud 9)

Suat Yıldırım Meali:

Eğer insana tarafımızdan bir rahmet tattırır, sonra o nimeti geri alırsak o, son derece ümitsiz, son derece nankör olur.

(Hud 9)

Süleyman Ateş Meali:

Eğer biz insana, bizden bir rahmet taddırsak da sonra onu kendisinden çekip alsak, hemen o, umutsuzluğa düşer, nankör olur.

(Hud 9)

Süleymaniye Vakfı Meali:

İnsana katımızdan bir ikramda bulunsak, sonra onu geri alsak umutsuzluğa kapılır ve tam bir nankör olur.

(Hud 9)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Eğer insana katımızdan bir rahmet tattırıp sonra ondan mahrum bırakırsak, hemen umutsuzluğa düşer, daha önce bağışladığımız nimetlere nankörlük eder.

(Hud 9)

Şaban Piriş Meali:

Eğer insanlara tarafımızdan bir rahmet tattırıp, sonra onu kendisinden geri alırsak, o artık, ümitsiz bir nankör olur.

(Hud 9)

Talat Koçyiğit Meali:

İnsana kendimizden bir rahmet taddırıp da sonra onu ondan geri çeksek, şiddetli bir ümidsizliğe düşüp nankör olur.

(Hud 9)

Tefhimul Kuran Meali:

Andolsun, biz insana tarafımızdan bir rahmet tattırıp sonra bunu kendisinden çekip alsak, kuşkusuz o, (artık) umudunu kesmiş bir nankördür.

(Hud 9)

Ümit Şimşek Meali:

Biz insana tarafımızdan bir rahmet tattırsak, sonra da bunu ondan alacak olsak, o ümitsizliğe düşer, nankörleşir.

(Hud 9)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

İnsana bizden bir rahmet tattırıp sonra onu ondan çekip alsak, insan elbette çok ümitsiz, çok nankör bir hale düşer.

(Hud 9)