17. İsra Suresi / 106.ayet

Ayrıca biz bu Kuran’ı, insanlara uzun süreye yayarak okuman için onu kısım kısım indirdik. Bunun için de sana bu vahyi yavaş yavaş indirdik.

Bknz: (2/97)(25/32)»(25/33)(26/192)»(26/195)

Mustafa Çavdar Meali

İsra 106 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Bir Kur'an'dır ki onu insanlara duradura, yavaşyavaş okuman için ayetayet, suresure ayırdık ve onu azarazar indirdik.

(İsra 106)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Biz Onu bir Kur’an olarak, insanlara (anlamaları için) dura dura okuman üzere (bölüm bölüm, surelere ve ayetlere) ayırdık ve onu safha safha bir indirme ile indirdik.

(İsra 106)

Abdullah Parlıyan Meali:

Ve ayrıca onu insanlara dura dura, yavaş yavaş okuyasın diye, ayet ayet, sûre sûre ayırdık ve onu azar azar indirdik.

(İsra 106)

Adem Uğur Meali:

Biz onu, Kur'an olarak, insanlara dura dura okuyasın diye (âyet âyet, sûre sûre) ayırdık; ve onu peyderpey indirdik.

(İsra 106)

Ahmet Hulusi Meali:

Kuran'ı birbirinin tamamlayıcısı bölümlere ayırdık ki, insanlara, Onu hazmetmelerine imkan tanıyarak, zaman içinde yavaş yavaş okuyasın... Biz Onu kısım kısım indirdik.

(İsra 106)

Ahmet Tekin Meali:

Sana bütün ilâhî kitaplardaki dinî-ilmî esasları içeren, okunan bir kitap, Kur'ân verdik. Onu insanlara dura dura okuyasın diye âyet âyet, sûre sûre ayırdık. Biz onu bölüm bölüm indirdik.*

(İsra 106)

Ahmet Varol Meali

Onu bir Kur'an olarak, insanlara dura dura okuman için (ayet ayet) ayırdık ve onu (ihtiyaca göre) kademe kademe indirdik.

(İsra 106)

Ali Bulaç Meali:

Onu bir Kur'an olarak, insanlara dura dura okuman için (bölüm bölüm) ayırdık ve onu safha safha bir indirme ile indirdik.

(İsra 106)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Hem onu, bir Kur'ân olarak âyetlere ayırdık ki, insanlara dura dura okuyasın. Biz, onu yavaş yavaş (ve âyet âyet yirmi üç yılda) indirdik.

(İsra 106)

Ali Rıza Sefa Meali:

İnsanlara yavaş bir biçimde okuman için, Kur'an'ı, bölümlere ayırdık. Ve Onu, parçalar biçiminde bir indirişle indirdik.[222]

222)Kur'an'ın bölümlere ayrılarak indirilmiş olması, İslamiyet'in tek yasası olan Kur'an'daki bilgilere hızlı erişim sağlanması yönünden çok önemlidir. "Parçalar biçiminde bir indirişle indirdik." tümcesi, kimi Kur'an çevirilerinde, "Ağır ağır indirdik." veya "Azar azar indirdik." veya "Ayet ayet indirdik." biçiminde çevrilmiştir.

(İsra 106)

Ali Ünal Meali:

Ve o Kur’ân’ı, insanların zihinlerine ve kalblerine sindire sindire okuman için ders ders bölerek belli şartlara, hadiselere ve ihtiyaca göre kısım kısım indirmekteyiz.

(İsra 106)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Kur’anı insanlara ağır ağır okuman için, onu bölümlere ayırdık ve (ihtiyaca göre) onu parça parça olarak indirdik.(*)*

(İsra 106)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Biz onu Kur'an olarak, insanlara ağır ağır okuman için, bölüm bölüm ayırdık ve peyderpey indirdik.

(İsra 106)

Bekir Sadak Meali:

Kuran'i, insanlara agir agir okuman icin, bolum bolum indirdik ve onu gerektikce indirdik.

(İsra 106)

Besim Atalay Meali:

İnsanlara, yavaş yavaş okumançin, Kur'anı da parça parça gönderdik, gereğince indirdik

(İsra 106)

Celal Yıldırım Meali:

İnsanlara, ağır ağır, aralıklı, nefes ala ala okuyasın diye Kur'ân'ı parça parça sunduk, gerektikçe (ihtiyaca göre) indirdik.

(İsra 106)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Kur'an'ı insanlara sindire sindire (ağır ağır) okuyasın diye bölümlere ayırdık ve (gerektikçe) bölüm bölüm indirdik. *

(İsra 106)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Kuran'ı, insanlara ağır ağır okuman için, bölüm bölüm indirdik ve onu gerektikçe indirdik.

(İsra 106)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Biz Kur'an'ı, insanlara dura dura okuyasın diye ayet ayet ayırdık ve onu peyderpey indirdik.

(İsra 106)

Diyanet Vakfı Meali:

Biz onu, Kur'an olarak, insanlara dura dura okuyasın diye (âyet âyet, sûre sûre) ayırdık; ve onu peyderpey indirdik.

(İsra 106)

Edip Yüksel Meali:

Uzun bir zaman dilimi içerisinde halka okuman için ayırdığımız bir Kuran'dır. Onu topluca indirmiştik

(İsra 106)

Elmalılı Orjinal Meali:

Hem onu bir Kur'an olmak üzere ayet ayet ayırdık ki nasa dura dura okuyasın hem de tenzil suretiyle ceste ceste indirdik

(İsra 106)

Elmalılı Yeni Meali:

Hem onu bir Kur'an olarak ayet ayet ayırdık ki, insanlara dura dura okuyasın, hem de gerektikçe parça parça indirdik.

(İsra 106)

Erhan Aktaş Meali:

Kur'an'ı; onu, zamana yayarak insanlara duyurman[1] için bölümler halinde birbiri ardınca indirdik.

1)"Takrae" sözcüğünün bu ayetteki anlamı okumak değil, "duyurmak"tır. Kur'an, okunsun diye değil; insanlara duyurulsun, iletilsin diye gönderilen bir hitaptır.

(İsra 106)

Gültekin Onan Meali:

Onu bir Kuran olarak, insanlara dura dura okuman için (bölüm bölüm) ayırdık ve onu safha safha bir indirme ile indirdik.

(İsra 106)

Hakkı Yılmaz Meali:

Ve Kur’ân'ı, Biz onu insanlara ağır ağır öğrenip öğretesin diye parça parça ayırdık ve Biz onu indirdikçe indirdik!

(İsra 106)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Kur’ân’ı insanlara belli aralıklarla/ağır ağır okuyasın diye, bölümlere ayırdık ve onu parça parça indirdik.

(İsra 106)

Harun Yıldırım Meali:

Biz onu, Kur'an olarak, insanlara dura dura okuyasın diye ayırdık; ve onu peyderpey indirdik.

(İsra 106)

Hasan Basri Çantay:

Biz onu bir Kur'an olmak üzere (ayet ayet) ayırdık ki insanlara karşı, dura dura (ağır ağır, dane dane) okuyasın. Biz onu tedricen indirdik.

(İsra 106)

Hayrat Neşriyat Meali:

Hem onu, bir Kur'ân olarak (âyet âyet) kısımlara ayırdık ki, insanlara onu (iyice anlayabilmeleri için) dura dura okuyasın! Çünki onu (hâdiselere göre, size bir ders olmak üzere) azar azar indirdik.

(İsra 106)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Kur'an'ı... Onu insanlara sakince ağır ağır okuman için onu [kısımlara¹] ayırdık. Onu [kur'an'ı] parçalar halinde kısım kısım indirdik.

(İsra 106)

Hüseyin Atay Meali:

Ve Kur'anı, insanlara ağır ağır okuman için bölümlere ayırdık ve onu aralıklarla indirdik.

(İsra 106)

İbni Kesir Meali:

Bir de Kur'an'ı insanlara ağır ağır okuman için, bölüm bölüm ve gerektikçe indirdik.

(İsra 106)

İlyas Yorulmaz Meali:

Senin bu Kur'an'ı insanlara yavaş yavaş acele etmeden okuman için, bölümlere ayırdık ve o şekilde (parça parça) indirdik.

(İsra 106)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve Kur’ân-ı Kerim; onu kısımlara (sure sure ve âyet âyet) ayırdık. İnsanlara, onu muksin olarak (uzun sürede) okuman için tenzîlen (kısımlara ayırıp, uzun sürede okunabilecek şekilde), bir indirişle indirdik.

(İsra 106)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Biz Kur'an'ı bölümlere ayırdık ki insanlara ağır ağır okuyasın diye. Hem Biz onu kısım kısım bildirdik.

(İsra 106)

Kadri Çelik Meali:

Onu insanlara ağır ağır okuman için bir Kur'an olarak (bölüm bölüm) ayırdık ve onu özel bir indirişle (aşamalı şekilde) indirdik.

(İsra 106)

Mahmut Kısa Meali:

Ve bu kitabı sûre sûre, ayet ayet bölümlere ayırdığımız bir Kur’an halinde gönderdik ki, onu insanlara yavaş yavaş ve sindire sindire okuyarak insanları uyarasın ve bu amaçla onu, bir defada toplu olarak değil, yirmi üç yıl boyunca, azar azar ve aşama aşama indirdik.

(İsra 106)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Sana Kur'an'ı, insanlara dura dura yavaş yavaş okuman için Rahatça olsun diye ayet ayet, kısım kısım, azar azar indirdik.

(İsra 106)

Mehmet Türk Meali:

Biz O Kur’an’ı, insanlara sindire sindire1 okuyasın diye (bölümlere) ayırdık ve parça parça indirdik.*

(İsra 106)

Muhammed Celal Şems Meali:

İnsanlara (daha rahat) ve yavaşça okuyabilmen için Biz, onu azar azar indirdik.

(İsra 106)

Muhammed Esed Meali:

ve ayrıca onu, insanlara yavaş yavaş okuyasın diye bir Kuran, temel bir okuma metni olarak bölüm bölüm açıkladık, ayet ayet indirdik.

(İsra 106)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Onu, bir Kuran olarak, insanlara dura dura okuyasın diye bölümlere ayırıp aşama aşama indirdik.

(İsra 106)

Mustafa Çavdar Meali:

Ayrıca biz bu Kuran’ı, insanlara uzun süreye yayarak okuman için onu kısım kısım indirdik. Bunun için de sana bu vahyi yavaş yavaş indirdik.

Bknz: (2/97) - (25/32)»(25/33) - (26/192)»(26/195)

(İsra 106)

Mustafa Çevik Meali:

105-106 Biz bu Kur’an’ı, insanlara yaratılış sebeplerini açıklayıp duyurmak ve ona uygun yaşamaya davet için indirdik. Ey Peygamber! Seni de davete uyanları müjdelemek, uymak istemeyenleri de uyarmakla görevlendirdik. Kur’an’ı, üzerinde dura dura, yavaş yavaş, okuyup uygulayasın diye bölüm bölüm ve zamana yayarak indirdik.

(İsra 106)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Ayrıca onu sürekli okunan bir Kur'an kılmak için bölüm bölüm açıkladık (ki), üzerinde dura dura onu insanlara okuyasın; çünkü biz de onu, (hayata geçirsinler) diye dura dura, parça parça indirmiştik.

(İsra 106)

Osman Okur Meali:

Onu bir Kur'an olarak, insanlara dura dura okuman için (ayet ayet) ayırdık ve onu (ihtiyaca göre) kademe kademe indirdik.

(İsra 106)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Ve onu Kur'an olarak vakit vakit (müneccemen) indirdik, onu nâsa teennî ile (dura dura) okuyasın diye. Ve onu birbiri ardınca (müteferrik surette) indirmiş olduk.

(İsra 106)

Ömer Öngüt Meali:

Sana Kur'an'ı verdik ve onu insanlara yavaş yavaş okuman için kısım kısım indirdik.

(İsra 106)

Ömer Sevinçgül Meali:

Kur’an’ı insanlara dura sindire okuyasın diye kısımlara ayırdık, birbiri ardınca sıralı indirdik.

(İsra 106)

Sadık Türkmen Meali:

Bir Kur’an ki, insanlara onu ara ara (gerektiğinde/ihtiyaca binaen) okuman için, bölümlere ayırarak küme küme yaptık ve onu azar azar indirdik!

(İsra 106)

Seyyid Kutub Meali:

Kur'an'ı insanlara ağır ağır okuyasın diye bölümlere ayırdık ve ihtiyaçlar gerektikçe bölüm bölüm indirdik.

(İsra 106)

Suat Yıldırım Meali:

Hem o vahyi, insanların zihinlerine sindire sindire okuman için, zaman zaman gelen Kur'an dersleri halinde indirdik

(İsra 106)

Süleyman Ateş Meali:

Onu, insanlara ağır ağır okuman için, okuma parçalarına ayırdık ve onu azar azar indirdik.

(İsra 106)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Biz onu Kur'anlar[1] (kümeler) halinde ayırdık ki insanlar beklenti[2] halinde iken onu onlara öğretesin. Onu parça parça indirdik.

1)Kur'an, kök anlamı "toplama" olan karaa قرأ ‘nın mastarı, kur' القُرْء veya kar' القَرْء'dan türemiştir. Mastar olarak kullanıldığı gibi makru' (مقروء) = bütünlük ve küme anlamında isim olarak da kullanılır. (Lisan'ul-arab) Arapçada Kur'an قُرْآنً'ın çoğulu yoktur; tekil için de çoğul için de kullanılır. Bu sebeple kur'an = قُرْآن kelimesine kur'anlar diye de anlam verilebilir. 
2)  Beklenti diye meal verdiğimiz müks = مُكْث, "durup bekleme" anlamındadır. (Müfredat) Demek ki Resulullah zamanında, bir ayet inince onu açıklayan ayetin inmesi bekleniyordu. Bu da kümeleri oluşturan ayetlerin aynı anda indirilmediğini gösterir. Şu ayetler; müks konusuna açıklık getirmektedir: Böylece onu, Arapça kur'anlar halinde indirdik. Çekinip korunsunlar ya da yeni bilgi edinsinler diye içine tehditleri, değişik şekillerde yerleştirdik. Gerçek yetki elinde olan Allah pek yücedir. Vahyi tamamlanmadan o kur'anlar ile hüküm vermekte acele etme; "Rabbim ilmimi artır" de. (Taha 20/113-114)  

(İsra 106)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Ayrıca Kur'an'ı insanlara ağır ağır okuman için bölüm bölüm ve gerektikçe indirdik.

(İsra 106)

Şaban Piriş Meali:

Kur'an'ı, insanlara dura dura okuyasın diye kısım kısım indirdik. O'nu yavaş yavaş indirdik.

(İsra 106)

Talat Koçyiğit Meali:

Sana Kur'an'ı verdik ve onu, insanlara yavaş yavaş okuman için kısım kısım ve ihtiyaç hasıl oldukça indirdik.

(İsra 106)

Tefhimul Kuran Meali:

Onu bir Kur'an olarak, insanlara dura dura okuman için (bölüm bölüm) ayırdık ve onu safha safha bir indirme ile indirdik.

(İsra 106)

Ümit Şimşek Meali:

Hem Kur'ân'ı insanlara fasılalar halinde okuyasın diye bölümlere ayırdık ve parça parça indirdik.

(İsra 106)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Onu, bir Kur'an olarak, insanlara dura dura okuyasın diye kısımlara ayırıp ağır ağır indirdik.

(İsra 106)