Ve Rabbin, suçları örter, rahmet sahibidir. Kazandıklarına karşılık onları helak ediverse çabucak azap ederdi; fakat onlara vaadedilmiş mukadder bir zaman var, o zaman geldi mi, ondan başka sığınacak hiçbir makam bulamazlar.
(Kehf 58)
Ve Rabbin suçları örter, rahmet sahibidir. Kazandıkları günahlardan dolayı, onları yakalayıp hesaba çekecek olsaydı, hak ettikleri azabı, çarçabuk başlarına salıverirdi. Fakat onlar için tanınmış belli bir süre vardır ki, o vakit gelince, ondan kaçıp sığınacak bir yer de bulamayacaklardır.
(Kehf 58)
Senin, bağışı bol olan Rabbin merhamet sahibidir; şayet yaptıkları yüzünden onları (hemen) muaheze edecek olsaydı, onlara azabı çarçabuk verirdi. Fakat kendilerine tanınmış belli bir süre vardır ki, artık bundan kaçıp kurtulacakları bir sığınak bulamayacaklardır.
(Kehf 58)
Rabbin Ğafur ve zür Rahmet'tir (Rahmet sahibi)! Eğer kazandıklarının sonuçlarını hemen yaşatmayı dilemiş olsaydı, elbette azabı (vefat ettirmeyi) çabuklaştırırdı! Ancak onlar için vadedilen bir zaman vardır ki, ona ulaşmamaları mümkün değildir.
(Kehf 58)
Rabbin çok bağışlayıcıdır, sonsuz rahmet ve merhamet sahibidir. Eğer işledikleri günahlar, yaptıkları kötülükler, hakettikleri cezalar yüzünden onları hemen sorguya çekip cezalandıracak olsaydı, elbette cezalarını çabucak infaz ederdi. Fakat kendilerine tanınmış belli bir süre vardır. Asla, azaptan kaçıp kurtulabilecekleri bir yer bulamayacaklar.*
(Kehf 58)
Rabbin bağışlayıcı, rahmet sahibidir. Onları yaptıklarından dolayı hemen hesaba çekecek olsaydı onlara azabı çabuklaştırırdı. Hayır; onlar için vaadedilen bir vakit vardır ki ondan kaçacak bir yer bulamazlar.
(Kehf 58)
Senin Rabbin rahmet sahibi (ve) bağışlayıcıdır. Eğer, kazandıklarından dolayı onları (azabla) yakalasaydı, şüphesiz onlara azabı (bir an önce) çabuklaştırırdı. Hayır, onlar için bir buluşma zamanı vardır, onun dışında asla başka bir sığınak bulamayacaklardır.
(Kehf 58)
Bununla beraber rahmet sahibi olan Rabbin çok bağışlayıcıdır. Eğer Allah, onları, yaptıkları günahlar yüzünden yakalayıverecek olsaydı, haklarında azabı hemen verirdi. Fakat onlar için vaad edilen bir azap vakti vardır ki, o geldiği zaman, Allah'ın azabından bir kurtuluş yeri bulamazlar.
(Kehf 58)
Efendin, Sınırsız Bağışlayandır; Rahmet Sahibidir. Yaptıkları yüzünden onları hemen hesaba çekseydi, cezayı, kesinlikle çabucak verirdi. Hayır! Onlar için, bir buluşma zamanı vardır; ondan kaçacak yer bulamazlar.
(Kehf 58)
Senin mağfireti pek bol Rabbin, sonsuz merhamet sahibidir. Eğer işledikleri her suç sebebiyle onları cezalandıracak olsaydı, onlara azabı hemen gönderirdi. Fakat onlar için tanınmış bir süre vardır ki, (eğer bu süre içinde de ıslah olmazlarsa,) onun ötesinde Allah’ın cezasından kaçıp sığınacak hiçbir yer bulamazlar.
(Kehf 58)
Fakat Rabbim çok bağışlayan ve rahmet sahibidir. Eğer yaptıklarından dolayı onları yakalasaydı, hemen aceleden onlara azap verirdi. Fakat onlara vaadedilen bir zaman vardır; ondan bir kurtuluş da bulamayacaklardır.
(Kehf 58)
Rabbin çok bağışlayıcı ve merhamet sahibidir. Eğer onları, yaptıklarından dolayı cezalandıracak olsaydı, onlara azabı hemen indiriverirdi. Fakat onlar için kaçıp kurtulamayacakları bir vakit belirlenmiştir.
(Kehf 58)
Bununla beraber, Rabbin magfiret ve merhamet sahibidir. Eger onlari, yaptiklarindan dolayi hemen hesaba cekmek isteseydi, azaba ugramakta acele ederdi. Ama onlarin bir vadesi vardir. Ondan kacip siginacak yer bulamazlar.
(Kehf 58)
Senin bağışlayıcı olan Tanrın, yarlığa sahibidir, yaptıkları yüzünden cezaların verecek, halbukiyse onun bir günü vardır, ondan başka hiç sığınak bulamazlar
(Kehf 58)
Rabbin rahmet sahibi olup bağışlayandır. Eğer onları kazanıp elde ettiklerinden dolayı yakalayıp (hesaba çekseydi) elbette onlara azabı acele ederdi. Ama onlar için va'dedilen bir vakit vardır; (o vakit gelince artık) ondan kaçıp sığınılacak hiçbir yer bulamıyacaklardır.
(Kehf 58)
Ama senin Rabbin, (her şeye rağmen) çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. Eğer yaptıkları yüzünden onları (dünyada) cezaya çarptırsaydı, elbette azaplarını çarçabuk verirdi. Fakat onlar için belirlenmiş bir gün vardır ki (o gün gelince) ondan (Allah'ın azabından) kaçıp sığınacak bir yer bulamayacaklardır.
(Kehf 58)
Bununla beraber, Rabbin mağfiret ve merhamet sahibidir. Eğer onları, yaptıklarından dolayı hemen hesaba çekmek isteseydi, azaba uğratmakta acele ederdi. Ama onların bir vadesi vardır. Ondan kaçıp sığınacak yer bulamazlar.
(Kehf 58)
Rabbin, çok bağışlayıcıdır, merhamet sahibidir. Eğer yaptıkları yüzünden onları (dünyada) cezaya çarptırsaydı, elbette azaplarını çarçabuk verirdi. Hayır, onlar için belirlenmiş bir gün vardır ki (o gün gelince) hiçbir kurtuluş çaresi bulamazlar.
(Kehf 58)
Senin, bağışı bol olan Rabbin merhamet sahibidir; şayet yaptıkları yüzünden onları (hemen) muaheze edecek olsaydı, onlara azabı çarçabuk verirdi. Fakat kendilerine tanınmış belli bir süre vardır ki, artık bundan kaçıp kurtulacakları bir sığınak bulamayacaklardır.
(Kehf 58)
Rabbin Bağışlayandır, Merhamet Sahibidir. Yaptıklarıyla hemen onları hesaba çekse onlar için azabı çabuklaştırmış olurdu. Ancak, onlara belirli bir süre verir de onun ötesine kaçamazlar.
(Kehf 58)
Hem o mağrifeti çok rahmet sahibi rabbın onları kesibleriyle derhal muahaze ediverecek olsa idi haklarında azabı elbette ta'cil buyururdu, fakat onlar için bir miy'ad vardır ki o gelince hiç bir çare-i necat bulamazlar
(Kehf 58)
Hem o bağışlaması çok, merhamet sahibi Rabbin onları kazandıkları günahlar yüzünden hemen cezalandıracak olsaydı, elbette hemen azap ederdi. Fakat onlar için va'dolunmuş bir zaman vardır ki, o gelince hiçbir kurtuluş çaresi bulamazlar.
(Kehf 58)
Bununla beraber, rahmet sahibi Rabb'in çok bağışlayıcıdır. Eğer O, yaptıkları yüzünden onları hemen hesaba çekseydi, kesinlikle onlara azabı hemen verirdi. Aksine onlar için belirlenmiş bir zaman vardır. Onlar, O'ndan başka sığınılacak bir yer asla bulamazlar.
(Kehf 58)
Senin rabbin rahmet sahibi (ve) bağışlayıcıdır. Eğer, kazandıklarından dolayı onları (azabla) yakalasaydı, şüphesiz onlara azabı (bir an önce) çabuklaştırırdı. Hayır, onlar için bir buluşma zamanı vardır, onun dışında asla başka bir sığınak bulamayacaklardır.
(Kehf 58)
Bununla beraber senin rahmet sahibi Rabbin çok bağışlayıcıdır. Eğer senin rahmet sahibi Rabbin, işledikleri günahlar yüzünden onları hemen yakalayacak olsaydı, onlara azabı kesinlikle acele verirdi. Aksine onlara vaat edilen bir zaman vardır. Onlar, O'nun astlarından bir sığınak asla bulamazlar.
(Kehf 58)
Senin Rabbin (günahları bağışlayan, örten ve günahların kötü akıbetinden kulu koruyan) El-Ğafûr ve merhamet sahibidir. Şayet işledikleriyle onları yargılasa azabı çarçabuk onlara ulaştırırdı. (Hayır, öyle değil!) Bilakis, onların (azapla) buluşma zamanları vardır ve ondan (korunacak) bir sığınak bulamayacaklardır.
(Kehf 58)
Senin, bağışı bol olan Rabbin merhamet sahibidir; şayet yaptıkları yüzünden onları (hemen) muaheze edecek olsaydı, onlara azabı çarçabuk verirdi. Fakat kendilerine tanınmış belli bir süre vardır ki, artık bundan kaçıp kurtulacakları bir sığınak bulamayacaklardır.
(Kehf 58)
(Bununla beraber) Rabbin rahmet saahibi çok yarlığayıcıdır. Eğer onları kazandıkları (günahlar) yüzünden yakalayacak olsaydı elbette onların azabını çarçabuk verirdi. Hayır, onlar için va'd edilen bir zaman vardır ki onun karşısında hiç bir melce' bulamayacaklardır.
(Kehf 58)
Bununla berâber, çok bağışlayıcı olan Rabbin, rahmet sâhibidir. Eğer onları (o kâfirleri) kazandıkları (günahlar) sebebiyle hemen hesâba çekecek olsaydı, onları elbette çok çabuk azâba uğratırdı. Fakat onlara va'd edilen bir zaman (kıyâmet günü) vardır ki, onun ötesinde kaçıp sığınacak bir yer aslâ bulamayacaklardır!
(Kehf 58)
Halbuki RAB'bin çok bağışlayandır, rahmetin sahibidir. Şayet, onları elde ettikleri [şeyler] sebebiyle yakalıyor olsaydı, azabı mutlaka onlar için acele ettirirdi. Hayır! Onlar için söz verilmiş bir zaman vardır, ondan [Allah'tan] beride kaçıp sığınacak yer asla bulamayacaklar.
(Kehf 58)
Ve Rabbin çok bağışlayan, acıma sahibidir. Onları, edinip kazandıkları ile yakalamak isteseydi, kuşkusuz onlara hemen azap ederdi. Ancak, onlara bir süre verilmiştir, Ondan başka sığınacak yer bulamazlar.
(Kehf 58)
Bununla beraber Rabbın Gafur'dur, merhamet sahibidir. Eğer onları, yaptıklarından dolayı hemen yakalasaydı; elbette çabucak azaba uğratırdı. Fakat onların bir vadesi vardır ve ondan kaçıp sığınacak yer bulamazlar.
(Kehf 58)
Rabbin merhamet sahibi bağışlayıcıdır. Eğer Allah yaptıklarının karşılığında onları yakalasaydı, onlar için azap acele olarak verilirdi. Onlar için Allah dan başka engelleyicinin bulunmadığı vaat, mutlaka gerçekleşecektir.
(Kehf 58)
Senin Rabbin, mağfiret ve rahmet sahibidir. Eğer onları muaheze etseydi (sorgulasaydı) elbette onlara azap için acele ederdi. Hayır, onlara, vaadedilmiş bir zaman vardır. Onlar, O’ndan (Allah’tan) başka sığınacak bir yer asla bulamazlar.
(Kehf 58)
Senin çalabın yarlıgaması, acıması olandır. Eğer onları kazandıkları günahlardan dolayı çarpacak olsaydı besbelli ki onların azabını çarçabuk verirdi. Ancak onlara sözü verilen bir gün vardır. O gün gelince Ondan başka sığınacak bulamıyacaklardır.
(Kehf 58)
Senin çok bağışlayan Rabbin rahmet sahibidir. Eğer, kazanmakta olduklarından dolayı onları (azapla) yakalayıverseydi, şüphesiz onlara azabı (bir an önce) çabuklaştırırdı. Hayır, onlar için bir buluşma zamanı vardır, onun dışında asla başka bir sığınak bulamayacaklardır.
(Kehf 58)
Ama onların bunca azgınlıklarına rağmen, Rabb’in çok bağışlayıcı, çok merhametlidir. Onun için, onları hemen helâk etmeyip, tövbe etmeleri için süre tanıyor. Şâyet işledikleri günahlar yüzünden onları anında cezalandırmak isteseydi, hak ettikleri azâbı çoktan vermiş olurdu. Fakat onlar için belirlenmiş bir süre vardır ki, gelip çattığı zaman ondan asla kaçıp kurtulamayacaklar. Bunu daha iyi anlamak için, insanlık tarihini şöyle bir gözden geçirmeniz ve devletlerin, medeniyetlerin yıkılış sebepleri üzerinde düşünmeniz gerekir:
(Kehf 58)
Senin bağışı bol olan Rabbin, merhamet sahibidir. Şâyet onları yaptıklarından dolayı (hemen) hesaba çekecek olsaydı, onlara azabı derhâl verirdi. Ama onlara verilmiş belirli bir süre, vardır ki; (onun) zamanı gelince Allah’ın azabından asla (kaçıp) kurtulacak bir yer bulamazlar.
(Kehf 58)
Rabbin, çok bağışlayan ve rahmet sahibidir. Eğer O, yaptıkları (kötü işler) yüzünden onları helâk etmek isteseydi, kendilerine hemen azap indirirdi. Aslında Onlar için belli bir süre (tayin edilmiştir.) Ondan (da) kurtulmanın bir yolunu bulamayacaklar.
(Kehf 58)
(Bununla birlikte,) yine de senin Rabbin sınırsız rahmet sahibi, gerçek bağışlayıcıdır. Yoksa, işledikleri (kötülükler) için onları hemen paylayacak olsaydı, kuşkusuz, hak ettikleri azabı çarçabuk başlarına salardı. Ama işte, onlar için, aşıp ötesine geçemeyecekleri bir süre belirlenmiştir;
(Kehf 58)
Bununla birlikte rahmet sahibi olan rabbin çok bağışlayıcıdır. Tövbe eden kulları için rahmeti boldur. Eğer Allah, işledikleri günahlar yüzünden onları hemen cezalandıracak olsaydı, onlara anında cezalarını verirdi. Fakat onlara tanınan bir süre vardır ki, o geldiğinde Allah'ın azabından bir kurtuluş yeri bulamazlar.
(Kehf 58)
Bütün bunlara rağmen senin Rabbin yine de çok bağışlayıcı ve çok merhametlidir. Eğer onları işledikleri günahlar dolayısıyla hemen cezalandıracak olsaydı onların azabını hızlandırır hemen cezalandırırdı. Fakat onların cezalandırılması için bir süre vardır. İşte o gün gelince Allah dışında bir sığınak asla bulamayacaklar.
Bknz: (15/49) - (16/61) - (20/82) - (35/45) - (39/53)»(39/60)
(Kehf 58)
57-59 Rabbinin daveti kendisine ulaştırıldıktan sonra ona karşı umursamaz davranıp işlediği, işlemekte olduğu günahları önemsemeyip unutan kimseden daha cahil ve zalim kim olabilir? Biz böyle yaşamaya kendini şartlandırmış nankörlerin kalplerine Kur’an’ı anlamalarına engel olacak perdeler gerip, kulaklarına da ağırlıklar koyduk. Böylesi inatçıları sen ne kadar doğru olana çağırsan da gelmezler. Allah, gerçeği kavrayıp, şirkinden ve küfründen tevbe ederek doğruya yönelenler için merhametli ve bağışlayıcıdır. Şayet Rabbin dileseydi onları işledikleri günahlardan dolayı hemen cezalandırırdı, fakat onları cezalandırmasının yasa ile belirlenmiş bir zamanı vardır. O Gün gelip de süre dolunca, Allah’ın azabından kaçıp kurtulmaları mümkün değildir. Tıpkı daha önce şirk, küfür ve zulümleri sebebi ile helak ettiğimiz toplumlara tanıdığımız süre gibi, bunlar için de önceden belirlenmiş bir süre vardır. Allah her işin zamanını ve şartlarını yasalara bağlamıştır. Her işin iç yüzünü, gerçek mahiyetini, sonunun ne zaman ve nasıl olacağını yalnız Allah bilir.
(Kehf 58)
Yine de mutlak bağışlayıcı olan Rabbin sonsuz rahmetin de sahibidir. Eğer işledikleri (günahlar) yüzünden onları cezalandıracak olsaydı, azabı başlarına hemen musallat ederdi: Bilakis işte onlar için de, asla onun ötesine geçip kurtulamayacakları bir süre belirlenmiştir.
(Kehf 58)
Bununla beraber, rahmet sahibi Rabbin çok bağışlayıcıdır. Eğer O, yaptıkları yüzünden onları hemen hesaba çekseydi, kesinlikle onlara azabı hemen verirdi. Aksine onlar için belirlenmiş bir zaman vardır. Onlar, O’ndan başka sığınılacak bir yer asla bulamazlar.
(Kehf 58)
Ve Rabbin, mağfireti pek ziyâdedir, rahmet sahibidir. Eğer onları kazandıkları sebebiyle muaheze edecek olsa elbette onlar için azabı tacil ederdi. Fakat onlar için vaadedilmiş bir zaman vardır. Onun ötesinde bir mahall-i necât bulamazlar.
(Kehf 58)
Senin Rabbin çok bağışlayıcıdır, merhamet sahibidir. Eğer onları, yaptıkları yüzünden hemen yakalayıp cezalandırsaydı, onlara çabucak azap ederdi. Fakat kendilerine verilmiş belli bir süre vardır. Artık ondan kaçıp aslâ bir sığınak bulamazlar.
(Kehf 58)
Bununla beraber, Rabbin bağışlayıcıdır, merhamet sahibidir. Yapıp ettikleri yüzünden onları hemen paylayacak olsaydı azabı çabuklaştırırdı. Fakat onlara tanınan belli bir süre vardır. ‘Bu süre dolunca’ ondan kaçıp da sığınacak yer bulamazlar.
(Kehf 58)
(Bununla birlikte) rahmet sahibi, çok bağışlayan Rabbin; onları kazandıkları şeylerle hemen cezalandıracak olsaydı, elbette azabı onlar için çabuklaştırırdı. Fakat onlar için vadedilen bir zaman vardır. Artık O’ndan kaçıp sığınacak bir yer bulamayacaklardır.
(Kehf 58)
Affedici ve merhametli Rabb'in, eğer onları kötülükleri karşılığında hemen cezalandırmak isteseydi, azaplarını çabuklaştırırdı. Fakat onların belirli bir vadesi vardır, o zaman gelince, kaçıp saklanacakları bir sığınak bulamazlar.
(Kehf 58)
Senin mağfireti bol Rabbin, merhametlidir. Eğer işledikleri suçları sebebiyle onları cezalandıracak olsaydı, azabı onlara hemen gönderirdi. Fakat onlar için belirlenmiş bir süre vardır ki o vade geldiğinde Allah'ın cezasından kaçıp sığınacak hiçbir yer bulamazlar.
(Kehf 58)
Ama çok bağışlayan, esirgeyen Rabbin eğer onları, yaptıklariyle hemen cezalandıracak olsaydı, onların azabını çabuklaştırırdı. Fakat onlar için va'dedilen bir zaman vardır ki, ondan (kaçıp) sığınacak bir yer bulamayacaklardır.
(Kehf 58)
Senin Rabbinin bağışlaması çok, ikramı boldur. Eğer onları kazandıklarına karşılık yakalasaydı vereceği azabı öne alırdı. Ama onların tehdit edildikleri bir gün vardır. O gün gelince ondan başka sığınacak birini bulamayacaklardır.
(Kehf 58)
Bununla birlikte Rabbin, hem çok bağışlayıcı, hem de çok merhametlidir. Eğer onları yaptıklarından dolayı cezalandırmak isteseydi, hemen cezalandırırdı. Ama onlara belli bir süre verilmiştir. O süre dolunca hiçbir kurtuluş yolu bulamazlar.
(Kehf 58)
Rabbin ise bağışlayıcı ve merhametlidir. Eğer onları yaptıkları dolayısıyla hemen sorgulasaydı, elbette onları çabucak cezalandırırdık. Fakat onlara bir süre tanınmıştır. Ondan başka bir sığınak asla bulamazlar.
(Kehf 58)
Buna rağmen çok bağışlayıcı, çok merhametli olan Rabbın, kazandıkları günâh sebebiyle onları cezalandıracak olsaydı, onlar için azabı çabuklaştırırdı. Fakat onlara va'dedilen bir zaman vardır ki, ondan başka sığınacak bir yer asla bulamazlar.
(Kehf 58)
Senin Rabbin rahmet sahibi (ve) bağışlayıcıdır. Eğer, kazanmakta olduklarından dolayı onları (azabla) yakalayıverseydi, şüphesiz onlara azabı (bir an önce) çabuklaştırırdı. Hayır, onlar için bir buluşma zamanı vardır, onun dışında asla başka bir sığınak bulamayacaklardır.
(Kehf 58)
Rabbin çok bağışlayıcı bir rahmet sahibidir. Eğer O kazandıkları günahlar yüzünden insanları cezalandırsaydı, azaplarını hemen gönderiverirdi. Fakat onlar için vaad edilmiş bir zaman vardır; vakit eriştiğinde, ondan kaçıp sığınacak bir yer bulamazlar.
(Kehf 58)
O affedici, o rahmet sahibi Rabbin, onları, kazandıkları yüzünden hesaba çekseydi, kendileri için azabı mutlaka çabuklaştırırdı. Böyle olmamıştır, ama onlar için, hiçbir kaçıp kurtulma imkanı bulamayacakları bir hesap sorma zamanı öngörülmüştür.
(Kehf 58)