5. Maide Suresi / 52.ayet

Kalplerinde hastalık olanların: “İşlerin ters gidip, başımıza bir felaket gelmesinden korkuyoruz.” diyerek onların çıkarları için koşuşturduklarını görürsün. Belki Allah, bir zafer verir veya katından bir talimat gelirse, içlerinde gizlediklerinden dolayı vicdan azabı çekmeye başlarlar.

Bknz: (3/7)(3/28)(24/50)

Mustafa Çavdar Meali

Maide 52 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Yüreklerinde bir hastalık olanları ve bir felakete uğramamızdan korkuyoruz, diyerek onların içine katılan, onlara koşanları görürsün. Fakat belki de Allah bir fetih verir, yahut kendi katından bir iş çıkarır meydana da onlar, içlerinde gizledikleri şeyden dolayı nadim oluverirler.

(Maide 52)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

(Bu İlahi ikazlarımıza rağmen) Kalbinde maraz bulunan (şuursuz Müslümanları) görürsün ki, hâlâ (Yahudi ve Hristiyanlarla ve onlara ait bâtıl kural ve kurumlarla dostluk hususunda) onların arasına koşuşturup yarışırlar (kâfirlere yaranmaya çalışırlar ve bu münafıklıklarına bahane olarak da) ; “aleyhimize gelişen ve değişen zaman içinde, başımıza bir felaket gelmesinden (ve Müslümanların mağlup olmasından) korkuyoruz. (Bari hiç değilse, Yahudi ve Hristiyanların yardımını kaçırmayalım, diye düşünüyoruz) ” diyerek (sahte mazeretlere sığınırlar) . Fakat pek yakında Allah (Müslümanlara) umulmadık bir zaferi veya Kendi katından mutlu bir emri (ve haberi) gönderecek de (o münafıklar) kendi içlerinde gizledikleri (şeytani heves ve hesaplarına) bin pişman (ve perişan) olacaklardır.

(Maide 52)

Abdullah Parlıyan Meali:

Kalplerinde inkâr hastalığı bulunan münafıkların, Yahudi ve Hıristiyanlara yardım etmekte yarıştıklarını ve başımıza bir felaket gelmesinden korkuyoruz diyerek onlar tarafını tuttuklarını görürsün. Ama Allah mü'minler için büyük bir başarı takdir ettiğinde veya kendi katından münafıklar için bir işi gerçekleştirdiğinde, o iki yüzlüler kendi içlerinde gizledikleri düşüncelerden dolayı vicdan azabı duymaya başlarlar.

(Maide 52)

Adem Uğur Meali:

Kalblerinde hastalık bulunanların: "Başımıza bir felâketin gelmesinden korkuyoruz" diyerek onların arasına koşuştuklarını görürsün. Umulur ki Allah bir fetih, yahut katından bir emir getirecek de onlar, içlerinde gizledikleri şeyden dolayı pişman olacaklardır.

(Maide 52)

Ahmet Hulusi Meali:

Sağlıklı düşünemeyenlerin (münafıkların), "Olayların akışının bizim aleyhimize dönmesinden korkuyoruz" diyerek, onların (Yahudi ve Nasaranın) arasına süratle daldıklarını görürsün... Umulur ki Allah, açıklık veya (HU) indinden bir hüküm getirir de, (onlar) içlerinde sakladıklarından (nifaktan) pişmanlık duyarlar.

(Maide 52)

Ahmet Tekin Meali:

Kalpleri kararmış, akıllarından zoru olanların, hasta ruhluların: "Başımıza bir felâket gelmesinden içimiz titreyerek korkuyoruz" diyerek, Yahudilerin arasında koşuşturduklarını görürsün. Umulur ki, Allah bir fetih veya kendi katındaki planlardan birini gerçekleştirir de, onlar, içlerinde gizledikleri nifaktan dolayı pişman olurlar.

(Maide 52)

Ahmet Varol Meali

Kalplerinde hastalık (nifak) olanların "başımıza bir felaket gelmesinden korkuyoruz" diyerek onların aralarına koşuştuklarını görürsün. Ancak olur ki Allah fetih nasib eder yahut kendi katından bir emir gönderir de onlar kalplerinde gizlediklerine pişman olurlar.

(Maide 52)

Ali Bulaç Meali:

İşte kalplerinde hastalık olanları: "Zamanın, felaketleriyle aleyhimize dönüp bize çarpmasından korkuyoruz" diyerek aralarında çabalar yürüttüklerini görürsün. Umulur ki Allah, bir fetih veya katından bir emir getirecek de, onlar, nefislerinde gizli tuttuklarından dolayı pişman olacaklardır.

(Maide 52)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Onun için kablerinde nifak hastalığı olanları görürsün ki, kâfirlerle dostluk yapmak hususunda yarışırlar. Korkarız bir zaman inkılâbı ile İslâm mağlûp olur, derler. Fakat yakındır ki, Allah, müslümanlara zaferi veya kendi katından bir emri (münafıkların açığa vurulması emrini) getirir de nefislerinde gizlediklerine pişman olurlar.

(Maide 52)

Ali Rıza Sefa Meali:

Yüreklerinde sayrılık olanların, "Başımıza bir yıkım gelmesinden korkuyoruz!" diyerek, onların arasına koştuklarını görürsün. Belki Allah, bir utku veya Kendi katından bir buyruk getirir; içlerinde gizlediklerine pişman olurlar.

(Maide 52)

Ali Ünal Meali:

Fakat sen (ey Rasûlüm), kalblerinin tam merkezinde hastalık bulunanların “Ne olur ne olmaz, korkarız ki zaman aleyhimize dönüverir de başımıza bir musibet gelir!” diyerek, o zalimlerin dostluklarını kazanmak için âdeta yarış yaptıklarını görürsün. Ne malûm, belki de Allah yakında mü’minlere bir zafer veya başka şekilde ferahlık ihsan eder, ya da o münafıklara veya dost edindikleri zalimlere doğrudan Kendi katından bir musibet verir de o zaman, içlerinde gizledikleri nifakları yüzünden “Eyvah, biz ne yaptık!” diye hayıflanırlar.

(Maide 52)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Kalplerinde hastalık olanları (münafıkları) görürsün, kâfirlere (Mekke müşriklerine) yardım etmekte yarışıyorlar. “Başımıza bir felaket gelmesinden korkuyoruz” diyorlar. Fakat yakın bir zamanda Allah fetih nasip eder veya kendi katından (münafıklar ile ilgili) bir emir verirse, içlerinde gizlediklerinden dolayı pişman olanlardan olurlar.

(Maide 52)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Kalplerinde hastalık bulunanların, "Bir felaket gelmesinden korkuyoruz" diyerek, onların arasına koştuklarını görürsün. Belki Allah, fetih ya da kendi katından bir iş getirir de onlar, içlerinde gizlediklerine pişman olurlar.

(Maide 52)

Bekir Sadak Meali:

Kalblerinde hastalik olanlarin, «Bize bir felaket gelmesinden korkuyoruz» diyerek onlara kostugunu gorursun. Olur ki Allah bir zafer verir veya katindan bir emir getirir de kalblerinde gizlediklerine icleri yananlara donerler.

(Maide 52)

Besim Atalay Meali:

Yürekleri hasta olan kimselerin, onlara koşuşarak: «Başımıza bir dert gelmesinden korkuyoruz» dediklerini görürsün, olabilir ki Allah ya bir fetih verir, ya da kendi katından bir iş yapar da, onlar gizledikleri şeyden pişman olurlar

(Maide 52)

Celal Yıldırım Meali:

Kalblerinde hastalık bulunanları, onlara doğru (dostluk kucağını açarak) koşuştuklarını görürsün ve: «Bize, (devrin dönmesiyle) bir felâketin dokunmasından korkarız» derler. Umulur ki Allah fetih veya kendi katından bir emirle gelir de (o kimseler) içlerinde gizleyip durduklarına pişman olarak sabahlarlar.

(Maide 52)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Kalplerinde (şüphe ve korku gibi) hastalık bulunanların: “Başımıza bir bela gelmesinden korkuyoruz” diyerek onların (inkârcıların) arasında dolanıp durduklarını göreceksin. Ancak Allah, (kendisine güvenen mü'minlere) zafer ihsan edecek ya da kendi tarafından (peygamberi vasıtasıyla münafıkların maskelerini düşürme gibi) bir başka durum ortaya çıkaracaktır. O zaman onlar içlerinde gizledikleri (şüphe ve korku) yüzünden pişman olacaklardır.

(Maide 52)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Kalblerinde hastalık olanların, "Bize bir felaket gelmesinden korkuyoruz" diyerek onlara koştuğunu görürsün. Olur ki Allah bir zafer verir veya katından bir emir getirir de kalblerinde gizlediklerine içleri yananlara dönerler.

(Maide 52)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

İşte kalplerinde bir hastalık (nifak) bulunanların, "Başımıza bir felaketin gelmesinden korkuyoruz" diyerek onların arasında koşup durduklarını görürsün. Ama Allah, yakın bir fetih veya katından bir emir getirir ve onlar içlerinde gizledikleri şeye (nifaka) pişman olurlar.

(Maide 52)

Diyanet Vakfı Meali:

Kalblerinde hastalık bulunanların: «Başımıza bir felâketin gelmesinden korkuyoruz» diyerek onların arasına koşuştuklarını görürsün. Umulur ki Allah bir fetih, yahut katından bir emir getirecek de onlar, içlerinde gizledikleri şeyden dolayı pişman olacaklardır.  *

(Maide 52)

Edip Yüksel Meali:

Kalplerinde hastalık bulunanların, 'Başımıza bir bela gelmesinden korkuyoruz,' diyerek onların arasında dolanıp durduklarını göreceksin. Olur ki ALLAH, zaferi veya kendi tarafından bir emri getirir de, içlerinde gizledikleri düşüncelerinden dolayı pişman olurlar.

(Maide 52)

Elmalılı Orjinal Meali:

Onun için yüreklerinde nifak ılleti olanları görürsün ki onların içine koşar dururlar ne yapalım tersine bir devrin başımıza dönmesinden korkuyoruz derler, me'mul ki Allah yakında o fethi veya nezdi İlahisinden bir emir ihsan ediverir de nefislerinde gizlediklerine pişman olurlar

(Maide 52)

Elmalılı Yeni Meali:

Onun için yüreklerinde münafıklık derdi olanların: "Ne yapalım, başımıza tersine bir devrin gelmesinden korkuyoruz." diyerek onların içine koşup durduklarını görürsün. Umulur ki, Allah, yakında o zaferi getirir veya katından bir emir buyurur da içlerinde gizlediklerine pişman olurlar.

(Maide 52)

Erhan Aktaş Meali:

Kalplerinde hastalık bulunanların, "Başımıza bir bela gelmesinden korkuyoruz." diyerek, onların aralarında koşuştuklarını görürsün. Olur ki, Allah bir fetih veya kendi katından bir emir getirir ve böylece onlar içlerinde gizledikleri şeyden pişman olurlar!

(Maide 52)

Gültekin Onan Meali:

Kalplerinde hastalık olanların "zamanın, felaketleriyle aleyhimize dönüp bize / bizi çarpmasından korkuyoruz" diyerek aralarında çaba harcadıklarını / çabalar yürüttüklerini görürsün. Umulur ki Tanrı, bir fetih veya katından bir buyruk getirecek de, onlar nefslerinde gizli tuttuklarından dolayı pişman olacaklardır.

(Maide 52)

Hakkı Yılmaz Meali:

Bundan sonra kalplerinde hastalık bulunan kimselerin: “Bize bir felaket gelmesinden ürperiyoruz” diyerek, onların içinde koşuştuklarını göreceksin. Artık umulur ki Allah, bir fetih veya katından bir emir getirir de içlerinde gizlediklerine pişman olan kimseler olurlar.

(Maide 52)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

(Allah’ın kesin yasağına rağmen) kalplerinde hastalık bulunanların (onları dost edinmek için) koşuşturduğunu ve: “Başımıza bir musibet gelmesinden korkuyoruz.” dediklerini görürsün. Umulur ki Allah, bir zafer ya da kendi katından bir (hüküm) getirir de içlerinde gizlediklerinden ötürü pişman olurlar.

(Maide 52)

Harun Yıldırım Meali:

Kalplerinde bir hastalık bulunanların: “Durumunuzu çevirecek şeylerin bize gelmesinden korkuyoruz.” diyerek içlerinde koşuştuklarını görürsün. Umulur ki Allah bir fetih veya katından bir emir getirir de onlar içlerinde gizlediklerine dair pişman olurlar.

(Maide 52)

Hasan Basri Çantay:

İşte kalblerinde bir (nifak) maraz (ı) bulunan kimselerin "Felaketin bize (dönüb) çarpmasından korkuyoruz" diyerek aralarında koşuşduklarını görüyorsun. Belki Allah feth (-ü zafer) veya kendi katından bir emir getirecek de onlar, yüreklerinde gizledikleri şey'e karşı peşiman kimseler olacaklardır.

(Maide 52)

Hayrat Neşriyat Meali:

Şimdi kalblerinde bir hastalık (bir nifak) bulunanların: “Bize bir belâ gelmesinden korkuyoruz!” diyerek, (kâfirleri dost edinmek için) onların arasında koşuştuklarını görürsün. Fakat, umulur ki Allah, (peygamberine) zafer veya (münâfıklar hakkında)katından bir emir getirir de (onlar) içlerinde gizlediklerine pişmân olan kimseler olurlar.

(Maide 52)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Ardından, kalplerinde hastalık bulunanları onların içine koşuşurken, "Bize kuşatıcı bir felaket isabet etmesinden çekiniyoruz" derken görürsün. Artık, Allah'ın bir fetih veya kendi katından bir emir getirmesi umulur. Böylece de onları, kendi benliklerinde (nefislerinde) sır yaptıkları [şeyler] üzerine pişman olarak sabahlarlar.

(Maide 52)

Hüseyin Atay Meali:

Gönüllerinde hastalık olanların "Bize bir felaket gelmesinden korkuyoruz" diyerek, acele onların arasına girdiğini görürsün. Ancak umulur ki, Allah bir başarı verir veya Katından bir durum yaratırsa içlerinde gizlediklerine pişman olanlara dönerler.

(Maide 52)

İbni Kesir Meali:

Kalblerinde hastalık olanların; bize bir felaket gelmesinden korkuyoruz, diyerek onlara koşuştuklarını görürsün. Olur ki, Allah, fetih verir veya katından bir emir getirir de onlar, içlerinde gizlediklerinden dolayı pişman olurlar.

(Maide 52)

İlyas Yorulmaz Meali:

Kalplerinde hastalık olanların, onlarla işbirliği içine girmek için koşuştuklarını görürsün ve bu koşuşturmaya mazeret olarak da “Başımıza şanssız bir işin gelmesinden korkuyoruz” derler. Allah'ın onların başına, yurtlarını kaybetmeleri veya katından bir azap vermesi umulur. Sonra, kalplerinde gizledikleri kötü düşüncelerden dolayı da, pişman olurlar.

(Maide 52)

İskender Ali Mihr Meali:

Böylece, kalplerinde maraz (hastalık) bulunanların (yahudi ve hristiyanları dost edinip), “olaylar (tersine) dönerse, bize bir musibet isabet etmesinden korkuyoruz.” diyerek onların aralarında koşuştuklarını görürsün. Oysa ki Allah’ın katından bir fetih veya bir emir getirmesi umulur ki, böylece onlar da kendi içlerinde gizledikleri şeye pişman olurlar.

(Maide 52)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Onun için görürsün, o içi bozuk olanlar onlara doğru seğirtirler: «Bize bir kötülük gelmesinden korkuyoruz» derler. Belki Allah yengi kazandırır, ya da kendiliğinden durumu değiştirir de, onlar içlerinde gizleyip durduklarından dolayı pişman olurlar.

(Maide 52)

Kadri Çelik Meali:

Kalplerinde hastalık olanların, “Bize bir felaket (yenilgi) gelmesinden korkuyoruz” diyerek (veli edinmek için) onlara (Yahudi ve Hıristiyanlara) doğru koşuştuğunu görürsün. Oysa umulur ki Allah, bir fetih ya da katından bir emir getirir de böylece onlar, nefislerinde gizli tuttuklarından dolayı pişman olurlar.

(Maide 52)

Mahmut Kısa Meali:

Kalplerinde hastalık olan şu münâfıkların, “Kâfirlerin günün birinde gâlip gelmeyeceği ne malum? İyisi mi, biz şimdiden tedbirimizi alalım, zira başımıza bir belâ gelmesinden korkuyoruz!” diyerek kâfirlere şirin gözükmek için çırpındıklarını, hep onlara yöneldiklerini görürsün. Fakat yakında Allah, kâfirleri hezimete uğratarak size vaadettiği zaferi nasip edecek, yâhut katından bir buyruk göndererek münâfıkların bütün plânlarını suya düşürecektir; işte o zaman, yüreklerinde Allah’a ve müminlere karşı çirkin düşünceler besledikleri ve kâfirleri kendilerine dost ve yardımcı edindikleri için büyük bir pişmanlık duyacaklardır!

(Maide 52)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

İşte yüreklerinde hastalık olanları ve bir felakete uğramaktan korkuyoruz Diyerek onların içine dalıp katılanları görürsün. Fakat bir de görürsünüz Emir katından bir buyruk gelir veya bir fetih getirir de Allah, bunu yapanlar, Maksatları aksine benliklerinde sakladıkları şeyle pişmanlık duyar hale gelirler.

(Maide 52)

Mehmet Türk Meali:

Kalplerinde hastalık bulunan (münâfık)ların ise: “Bize bir felaket gelmesinden korkuyoruz.” diyerek onların arasında koşuştuklarını görürsün.1 Umulur ki Allah, yakında size bir fetih nasip eder ya da kendi katından (beklenmedik) bir gelişme gösterir de onlar, gönüllerinde gizledikleri şeyden dolayı pişman olurlar.2*

(Maide 52)

Muhammed Celal Şems Meali:

Kalplerinde hastalık olanların, “Başımıza bir felaketin gelmesinden korkarız,” deyip o (kâfirlerin) tarafına koşarak gittiklerini göreceksin. Allah’ın size bir zafer ihsan etmesi veya Katından başka bir emir çıkarması çok yakındır. Böylece onlar, kalplerinde gizlediklerinden dolayı pişman olurlar.

(Maide 52)

Muhammed Esed Meali:

Ve kalplerinde hastalık olanların, (kendi kendilerine) "Şansımızın kötü gitmesinden korkuyoruz!" diyerek onların işine yarayan bir tavır sergilemekte yarıştıklarını görebilirsin. Ama Allah, (müminler için) büyük bir başarı takdir ettiğinde yahut kendi planının (başka) bir tezahürünü gerçekleştirdiğinde o (kararsız)lar, kendi içlerinde gizlice barındırdıkları düşüncelerden dolayı vicdan azabı duymaya başlarlar.

(Maide 52)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Kalplerinde hastalık olanların; "Bize bir felaket gelmesinden korkuyoruz," diyerek onların arasında dolaştıklarını görürsün. Olur ki, Allah, zafer verir veya katından bir emir getirir de onlar, içlerinde gizlediklerinden dolayı pişman olurlar.

(Maide 52)

Mustafa Çavdar Meali:

Kalplerinde hastalık olanların: “İşlerin ters gidip, başımıza bir felaket gelmesinden korkuyoruz.” diyerek onların çıkarları için koşuşturduklarını görürsün. Belki Allah, bir zafer verir veya katından bir talimat gelirse, içlerinde gizlediklerinden dolayı vicdan azabı çekmeye başlarlar.

Bknz: (3/7) - (3/28) - (24/50)

(Maide 52)

Mustafa Çevik Meali:

52-53 Ey Peygamber! Kalplerine imanı iyice yerleştirememiş, kararsız, korkak, hasta ruhlu kimselerin, Müslümanlar karşısında müşrik ve kâfirlerin güçlenip, etkili duruma geçebilecekleri korkusu ile, onlarla dostluk kurup, işbirliği yapmak için, birbirleriyle yarıştıklarını görürsün, fakat Allah Müslümanlara bir zafer nasip ettiğinde, yahut başka bir nimeti ile ödüllendirdiğinde, kalplerinde hastalık olan bu münafıklar, içlerinde gizledikleri düşüncelerinden ve yaptıkları yanlışlardan dolayı, pişmanlık duyup, vicdan azabı çekerler. Yürekten iman edip Allah’a teslim olanlar, münafıkların müşrik ve kâfirlere yakınlaşma çabalarına bakarak birbirlerine şöyle derler: “Bize gelip ‘Sizinle beraberiz, sizin gibi inanıyoruz” diye Allah adına yemin edenler bunlar değil miydi? Allah münafıkların iyilik ve hayır adına yaptıklarını boşa çıkarır, sonunda da hüsrana uğrayanlardan olurlar.

(Maide 52)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Kalplerinde hastalık bulunanların, "İşlerin ters gidip başımıza bir şey gelmesinden korkarız" diyerek, ötekilerin işine yarayacak bir tavır sergilemekte yarıştıklarını görürsün. Belki Allah bir zafer verir ya da O'nun katından bir talimat gelir de, içlerinde sakladıkları düşüncelerden dolayı vicdan azabı çekmeye başlarlar.

(Maide 52)

Osman Okur Meali:

Kalplerinde (şüphe ve korku gibi) hastalık bulunanların: “Başımıza bir bela gelmesinden korkuyoruz” diyerek onların (inkârcıların) arasın da dolanıp durduklarını göreceksin. Ancak Allah, (kendisine güvenen mü'minlere) zafer ihsan edecek ya da kendi tarafından (elçisi vasıtasıyla münafıkların maskelerini düşürme gibi) bir başka durum ortaya çıkaracaktır. O zaman onlar içlerinde gizledikleri (şüphe ve korku) yüzünden pişman olacaklardır.

(Maide 52)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

İmdi kalblerinde bir maraz olan kimseleri görürsün ki, onların içinde koşar dururlar, «Bize bir felaket isabet etmesinden korkarız,» derler. Artık umulur ki, Allah Teâlâ bir feth veya nezd-i ilâhiyesinden bir emir vücuda getirir de, onlar kendi nefislerinde gizledikleri şeyden dolayı pişman olurlar.

(Maide 52)

Ömer Öngüt Meali:

Kalplerinde hastalık bulunanların: “(Devir onların lehine döner de) bize bir musibet erişir diye korkuyoruz. ” diyerek onların arasına koşuştuklarını görürsün. Umulur ki Allah bir fetih ya da kendi katından bir emir getirir de böylece onlar içlerinde gizledikleri şeyden (nifaktan) dolayı pişman olurlar.

(Maide 52)

Ömer Sevinçgül Meali:

Kalplerinde hastalık olanların, “Zamanla olayların zararımıza olacak biçimde gelişmesinden korkuyoruz” diyerek onlara koştuklarını görürsün. Allah’ın bir başarı kazandırması ya da başka bir iş yapması umulur. O zaman, ‘ikilemde kalanlar’ içlerinde gizlediklerinden dolayı pişmanlık acısı duyarlar.

(Maide 52)

Sadık Türkmen Meali:

İşte kalplerinde bir hastalık (nifak) bulunanların; “Başımıza bir felâketin gelmesinden korkuyoruz” diyerek onların arasında koşup durduklarını görüyorsun. Ama Allah yakın bir fetih veya katından bir emir getirir ve onlar içlerinde gizledikleri şeye (nifaka) pişman olurlar.

(Maide 52)

Seyyid Kutub Meali:

Kalpleri hasta olanların «Başımıza bela gelir diye korkuyoruz» diyerek onlara koştuklarını görürsün. Olur ki Allah yakında size fetih nasib eder ya da kendi tarafından süpriz bir gelişme gösterir de o zaman bu kimseler kalplerinde gizli tuttukları duygulardan pişman olurlar.

(Maide 52)

Suat Yıldırım Meali:

Kalbinde nifak hastalığı olanların, içlerinden: "Ne olur ne olmaz, başımıza bir felaket gelebilir, şimdiki durumumuz değişebilir, onun için biz tedbirimizi alalım." diyerek, kafirlerle dost olmak için onların yanına girip çıktıklarını görürsün. Umulur ki Allah yakında bir zafer ihsan eder veya Kendi tarafından peygamberi vasıtasıyla münafıkların maskelerini düşürme gibi bir başka durum ortaya çıkar da, Onlar içlerinde gizledikleri bu nifaktan dolayı pişman olurlar.

(Maide 52)

Süleyman Ateş Meali:

Kalblerinde hastalık bulunanların: "Bize bir felaket gelmesinden korkuyoruz!" diyerek onların arasına koştuklarını görürsün. Belki Allah fetih ya da kendi katından bir iş getirir de onlar, içlerinde gizlediklerine pişman olurlar.

(Maide 52)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Kalplerinde hastalık olanların, onların arasında koşuştuğunu görürsün; "Çepeçevre kuşatılmaktan korkuyoruz" derler. Bakarsın Allah, hastalıklarını açığa çıkarır veya katından bir iş meydana getirir de içlerinde gizledikleri şeylerden dolayı pişman olurlar.

(Maide 52)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Kalplerinde hastalık olanların, "Başımıza bir musibet gelmesinden korkuyoruz" diyerek onlara koştuğunu görürsün. Ama Allah bir zafer kazanmanızı sağlar ve başlarına O'nun katından bir iş gelir de içlerinde gizlediklerine pişman olurlar.

(Maide 52)

Şaban Piriş Meali:

Kalplerinde hastalık olanların: -Bize bir felaket gelmesinden korkuyoruz, diyerek onlara koşuştuklarını görürsün. Umulur ki Allah bir fetih verir veya katından bir emir getirir de içlerinde gizlediklerine pişman olurlar.

(Maide 52)

Talat Koçyiğit Meali:

Kalblerinde bir hastalık bulunan (münafık)ların "başımıza bir felâket gelmesinden korkuyoruz" diyerek (Yahudilerin) arasında koşuştuklarını görürsün. Fakat mümkündür ki, Allah, kendi katından bir zafer, yahut bir emir getirir de, onlar da, içlerinde gizledikleri şeyden dolayı pişman olurlar.

(Maide 52)

Tefhimul Kuran Meali:

İşte kalplerinde hastalık olanların: «Zamanın, felâketleriyle aleyhimize dönüp bize çarpmasından korkuyoruz» diyerek aralarında çabalar yürüttüklerini görürsün. Umulur ki Allah, bir fetih ya da katından bir emir getirecek de, onlar, nefislerinde gizli tuttuklarından dolayı pişman olacaklardır.

(Maide 52)

Ümit Şimşek Meali:

Kalplerinde hastalık bulunanların, “Başımıza bir felâket gelmesinden korkuyoruz” diyerek(19) onların arasına koşuştuklarını görürsün. Fakat bakarsın, Allah size bir fetih nasip eder veya kendi katından bir iş ortaya çıkarır da onlar gönüllerinde sakladıkları şey için pişman oluverirler.*

(Maide 52)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Kalplerinde hastalık olanların, "Başımıza bir felaket gelmesinden korkuyoruz." diyerek onların içine daldıklarını görürsün. Olabilir ki Allah, bir fetih yahut katından bir buyruk getirir de bunu yapanlar, benliklerinde sakladıkları şeye pişmanlık duyar hale gelirler.

(Maide 52)