60. Mümtehine Suresi / 1.ayet

Ey İman edenler, benim de düşmanım sizin de düşmanınız olan kimseleri evliya edinip onlarla işbirliği yapmayın. Ama gel gör ki akrabalık bağı nedeniyle özel bilgileri onlara ulaştırıyorsunuz, hâlbuki onlar size gelen Kuran’a inanmamakta direnmektedirler. Üstelik sırf Rabbiniz Allah’a iman ettiniz diye, elçiyi ve sizi yurdunuzdan sürüp çıkarmışlardı. Madem ki siz benim yolumda benim rızamı kazanmak için hicret ettiniz, o halde nasıl olurda akrabalık bağı nedeniyle sırlarınızı onlara iletiyorsunuz? Oysa ben sizin gizli ve açık her şeyinizi bilirim. Artık kim bundan sonra bunu yaparsa iyi bilsin ki dosdoğru yoldan sapmış olur.

Bknz: (3/28)(8/74)(9/20)(58/22)

Mustafa Çavdar Meali

Mümtehine 1 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Ey inananlar, düşmanlarımı ve düşmanlarınızı dost edinip onları sevmeyin, onlara haber yolluyorsunuz ama onlar, size gerçek olarak gelen şeye kafir olmuşlardır da Peygamberi ve sizi, Rabbiniz Allah'a inanıyorsunuz diye yurdunuzdan çıkarıyorlar; benim yolumda savaşmak ve razılığımı arayıp elde etmek için yurdunuzdan çıktıysanız, bu, böyle; siz, onlara sevgiyle sır veriyorsunuz ve bense sizin gizlediğiniz şeyi de daha iyi bilirim, açığa vurduğunuz şeyi de ve sizden kim bu işi yaparsa gerçekten dedüz ve doğru yoldan sapmış, yolunu kaybetmiş gitmiştir.*

(Mümtehine 1)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Ey iman edenler (sakın) Benim de düşmanım sizin de düşmanınız olan (kişileri, çevreleri ve ülkeleri) evliya (dost ve müttefik) edinmeyin. (Zalim ve kâfir güçlerin hükmüne ve himayesine girmeyin. Bu uyarılarıma rağmen hangi sebep ve beklentiyle) Siz hâlâ onlara karşı meveddet (yaranmak için muhabbet ve destek) yöneltmektesiniz; oysa onlar size Hakk’tan gelen (Kur’ani emir ve hükümleri) inkâr etmişler, Rabbiniz olan Allah’a imanınızdan dolayı, Elçiyi de, sizi de (hürriyetlerinizden ve hükümet etmekten) çıkarıp (izzetli hayatın dışına itmişlerdir). Eğer siz, Benim uğrumda (Kur’an’ın adalet kurallarını hâkim kılmak ve herkese temel insan haklarını sağlamak üzere) CİHAD etmek ve Benim rızama erişmek (niyeti ve gayretiyle yola) çıkmış iseniz; (nasıl oluyor da hâlâ kalbinizin içinde zalim ve kâfir güruhuna) onlara karşı meveddet (sevgi ve destek) gizliyorsunuz? (Oysa) Ben sizin gizli tuttuklarınızı da açığa vurduklarınızı da bilirim. Sizden kim bunu yaparsa (zalim ve kâfir güçlere yaranmaya ve sığınmaya çalışırsa) artık o(nun Hakk) yolun ortasından şaşırıp-sapmış olduğu (kesindir).

(Mümtehine 1)

Abdullah Parlıyan Meali:

Ey iman edenler! Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olan kimseleri dost edinmeyin. Onlar size gelen gerçek mesajı inkâr ettikleri, Rabbiniz olan Allah'a inandığınızdan dolayı, Rasulünü ve sizi yurdunuzdan sürüp çıkardıkları halde, siz onlara sevgi belirterek mektup ulaştırıyorsunuz. Eğer benim yolumda savaşmak ve benim rızamı kazanmak için savaşa çıktınızsa, içinizde onlara sevgi mi besleyip gizliyorsunuz? Oysa ben sizin gizlediğinizi ve açığa vurduğunuz herşeyi bilirim. Sizden kim böyle yaparsa, gerçekten o doğru yolun ortasında, şaşırıp sapıtmıştır.*

(Mümtehine 1)

Adem Uğur Meali:

Ey iman edenler! Eğer benim yolumda savaşmak ve rızamı kazanmak için çıkmışsanız, benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanlara sevgi göstererek, gizli muhabbet besleyerek onları dost edinmeyin. Oysa onlar, size gelen gerçeği inkâr etmişlerdir. Rabbiniz Allah'a inandığınızdan dolayı Peygamber'i de sizi de yurdunuzdan çıkarıyorlar. Ben, sizin saklı tuttuğunuzu da, açığa vurduğunuzu da en iyi bilenim. Sizden kim bunu yaparsa (onları dost edinirse) doğru yoldan sapmış olur.

(Mümtehine 1)

Ahmet Hulusi Meali:

Ey iman edenler! Benim düşmanım, sizin de düşmanınız olanları veliler edinmeyin! Onlar, size Hak'tan geleni inkar ettikleri halde; Rabbiniz, Esma'sıyla hakikatiniz olan Allah'a iman ettiğiniz için Rasulü ve sizi (yurdunuzdan) çıkardıkları halde, siz onlara sevginizi ilka ediyorsunuz. Eğer yolumda cihat etmek ve rızamı talep etmek için çıkmış iseniz (dost edinmeyin); oysa onlara sevginizi (içinizde) gizliyorsunuz. Ben gizlediğinizde ve açıkladığınızda olarak bilirim! Sizden kim bunu yaparsa, yolun denge noktasından gerçekten sapmıştır.

(Mümtehine 1)

Ahmet Tekin Meali:

Ey iman nimetine kavuşanlar, benim düşmanımı ve kendi düşmanınızı kamu görevlerini icraya yetkili kılmayın, candan dost-müttefik velî edinmeyin. Siz hâlâ sevgi ve dostluk sebebiyle onlara sır veriyorsunuz. Halbuki onlar, size gelen gerekçeli, hikmete dayalı, toplumunuzda hakça düzeni gerçekleştirecek hak kitap Kur'ân'ı, İslâm dinini inkârda ısrar ettiler. Rabbiniz Allah'a iman ediyorsunuz diye, Rasulullah'ı ve sizi yurdunuzdan çıkarıyorlar. Eğer benim yolumda hayatlarınızı ortaya koyarak, konuşarak, yazarak, hesapsız servet harcayarak cihad etmeye, rızamı kazanmaya çıkmışsanız, sevgiyle onlara gizli gizli haber göndermek neyin nesi? Ben sizin gizlediklerinizi de açığa vurduklarınızı da bilirim. Sizden kim bunu yaparsa doğru, dengeli bir hayat tarzından uzaklaşmış, dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercih ederek, başına buyruk hareket etmiş olur.*

(Mümtehine 1)

Ahmet Varol Meali

Ey iman edenler! Benim de düşmanım sizin de düşmanınız olan kimseleri dostlar edinmeyin. Siz onlara sevgi gösteriyorsunuz. Oysa onlar haktan size geleni inkâr ettiler. Rabbiniz Allah'a iman etmenizden dolayı sizi ve Peygamber'i (yurdunuzdan) çıkarıyorlar. Eğer siz benim yolumda cihad etmek ve benim hoşnutluğumu kazanmak üzere çıktıysanız (nasıl) onlara karşı sevgi gizlersiniz? Halbuki ben sizin gizlediğinizi de açığa vurduğunuzu da bilirim. Sizden kim bunu yaparsa yolun ortasından [1] sapmış olur.*

(Mümtehine 1)

Ali Bulaç Meali:

Ey iman edenler, benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları veliler edinmeyin. Siz onlara karşı sevgi yöneltiyorsunuz; oysa onlar haktan size geleni inkar etmişler, Rabbiniz olan Allah'a inanmanızdan dolayı elçiyi de, sizi de (yurtlarınızdan) sürüp çıkarmışlardır. Eğer siz, Benim yolumda cihad etmek ve Benim rızamı aramak amacıyla çıkmışsanız (nasıl) onlara karşı hala sevgi gizliyorsunuz? Ben, sizin gizlediklerinizi ve açığa vurduklarınızı bilirim. Kim sizden bunu yaparsa, artık o, elbette yolun ortasından şaşırıp sapmış olur.

(Mümtehine 1)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Ey iman edenler! Düşmanlarımı ve düşmanlarınızı dostlar edinmeyin. Siz, onlara (mektubla bağlılık ve) sevgi yolluyorsunuz; halbuki onlar, Kur'an'dan size geleni inkâr ettiler. Rabbiniz olan Allah'a iman ediyorsunuz diye, size ve Peygamberi (Mekke'den) çıkarıyorlardı. Eğer sizler, benim yolumda ve rızam uğrunda cihad için (Mekke'den Medine'ye) çıktınızsa, (düşmanlarımı ve düşmanlarınızı dost edinmeyin). Siz, sevgi göstererek, onlara sır veriyorsunuz; halbuki ben, sizin gizlediklerinizi de, açıkladıklarınızı da hep bilirim. Sizden kim bunu yaparsa, artık hak yolun ortasında sapıtmıştır, (kendini felâkete sürüklemiştir). (Bu âyet-i kerime, Hâtib İbni Belte'e hakkında nazil oldu. Hz. Peygamber efendimizin Mekke'lilere savaş açacağını duyunca, bu haberi Medine'den yazdığı bir mektupla Mekke'lilere bildirmeğe teşebbüs etti ve mektubunu Sare adlı bir kadınla gönderdi. Bunun üzerine Cebrâil nazil olub hâdiyesi Hz. Peygamber efendimize bildirdi. Hz. Peygamber de ashabın ileri gelenlerinden altı kişiyi, yola çıkan kadını yakalayıb mektubu almak üzere vazifelendirdi. Onlar da yolda kadını yakalayarak bu mektubu kendisinden almışlardı. İşte müminlerin, bu şekilde bir büyük günah işlememelerini bildiren bu âyet-i kerime nazil olmuştur.)

(Mümtehine 1)

Ali Rıza Sefa Meali:

Ey inanca çağırılanlar! Düşmanlarımı ve düşmanlarınızı dost edinmeyin. Size gelen gerçeği inkar etmelerine karşın onlara sevgi gösteriyorsunuz. Efendiniz Allah'a inandığınız için, elçiyi ve sizi çıkarıyorlar. Benim yolumda çaba göstermek ve Benim hoşnutluğumu kazanmak isteğiyle çıktıysanız, onlara gizli bir sevgiyle yaklaşmayın. Çünkü Ben, gizlediklerinizi de açıkladıklarınızı da bilirim. Ve aranızdan kim bunu yaparsa, gerçeğin yolundan artık sapmıştır.

(Mümtehine 1)

Ali Ünal Meali:

Ey iman edenler! Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları yakın dost, sırdaş ve işlerinize vekil edinmeyin, onları sahiplenmeyin; size gelen gerçeği inkâr edip dururlarken ve başka bir sebeple değil, sadece Rabbiniz olan Allah’a iman ettiğiniz için Rasûl’ü ve tabiî ki sizi de yurdunuzdan çıkarıp oraya almazlarken, onlara sevgi izharında bulunmayın. Özellikle şu anda da Benim yolumda cihad için ve rızama ermek gayesiyle yola çıkıyorsanız, (sakın böyle yapmayın). Siz onlara, sevgi ve şefkatinizden dolayı sır veriyorsunuz ama Ben, neyi gizleyip neyi açığa vuruyorsanız hepsini çok iyi bilirim. İçinizden kim onlara sevgi besler ve sır verirse, hiç şüphesiz üzerinde gittiği dümdüz yoldan sapmış olur.

(Mümtehine 1)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Ey iman edenler! Hem Bana hem size düşman olanlara, sevgi ile atılarak onları dost edinmeyin. Hâlbuki onlar, size gelen hakkı inkâr etmişler. Rabbiniz olan Allah’a inanıyorsunuz diye, Resulullahı ve sizi (memleketinizden) çıkarıyorlar. Eğer Benim yolumda ve rızamı isteyerek cihada çıkmış iseniz, onlara gizlice sevginizi bildirerek onları dost edinmeyin. Çünkü Ben, sizin gizlediğinizi de açıkladığınızı da (sizden daha iyi) bilirim. Artık kim böyle bir şey yaparsa, o doğru yoldan tamamıyla sapmış demektir.

(Mümtehine 1)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Ey inananlar! Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olan kimseleri dost edinmeyiniz. Onlar, size gelen gerçeği inkar ettikleri, Rabbiniz Allah'a inandığınızdan dolayı Peygamberi ve sizi yurdunuzdan çıkardıkları halde, siz onlara sevgi iletiyorsunuz. Benim yolumda savaşmak ve benim rızamı kazanmak için yurdunuzdan çıktığınız halde, içinizde onlara sevgi gizliyorsunuz. Oysa ben sizin gizlediğiniz ve açığa vurduğunuz her şeyi bilirim. Sizden kim bunu yaparsa doğru yoldan sapmış olur.

(Mümtehine 1)

Bekir Sadak Meali:

Ey inananlar! Benim de dusmanim, sizin de dusmaniniz olanlari dost edinmeyin. Onlar, size gelen gercegi inkar etmisken, onlara sevgi gosteriyorsunuz; oysa onlar, Rabbiniz olan Allah'a inandiginizdan oturu sizi ve Peygamberi yurdunuzdan cikariyorlar. Eger sizler Benim yolumdan savasmak ve rizami kazanmak icin cikmissaniz onlara nasil sevgi gosterirsiniz? Ben, sizin gizlediginizi de, aciga vurdugunuzu da bilirim. icinizden onlara sevgi gosteren kimse, suphesiz dogru yoldan sapmistir.

(Mümtehine 1)

Besim Atalay Meali:

Ey inanmış olanlar! Hem benim düşmanımı, hem de sizin düşmanlarınızı dost edinmeyin, siz onlara sevgi besliyorsunuz, size haktan gelen şeyi, onlar tanımadılar, Tanrınız olan Allaha inanmış olduğunuzdan, yurdunuzdan hem peygamberi, hem de sizleri çıkarmış olanlardır, eğer benim yolumda savaşmak için, eğer benim hoşnutluğumçün çıkmış iseniz, neye sevgi beslersiniz onlara? Ben, neyi gizliyorsanız, neyi açıklıyorsanız iyi bilmedeyim, içinizden bunu yapan bir kimse yolunu sapıtmıştır

(Mümtehine 1)

Celal Yıldırım Meali:

Ey imân edenler! Benim de düşmanımı, sizin de düşmanınızı dostlar ve arkadaşlar edinmeyin. Size gelen hakkı inkâr ederlerken siz, onlara sevgi sunuyorsunuz! Rabbınız olan Allah'a imân ettiğiniz için, Peygamber'i ve sizi yurdunuzdan çıkarıyorlardı. Eğer siz, benim yolumda cihâda çıkmış ve hoşnutluğumu arzu etmişseniz, onlara (nasıl olurda) sevgi sunup sır verirsiniz ? Ben, sizin gizlediğinizi de, açığa vurduğunuzu da bilirim. Sizden kim böyle yaparsa, gerçekten o doğru yolun ortasında şaşırıp sapıtmıştır.

(Mümtehine 1)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Ey inananlar! Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olan kimseleri dost edinmeyin! Onlar size gelen gerçeği inkâr ettikleri ve Rabbiniz olan Allah'a inandığınızdan dolayı Resulü ve sizi (yurdunuz Mekke'den) çıkardıkları halde siz onlara sevgi(niz yüzünden) sır veriyorsunuz. Eğer benim yolumda savaşmak ve benim rızamı kazanmak için (yola) çıktıysanız (hicret ettiyseniz, böyle yapmayın)! İçinizde onlara sevgi besliyorsunuz. Oysa ben sizin gizlediğiniz ve açığa vurduğunuz her şeyi bilirim. Sizden kim bunu yaparsa (onlara sevgi gösterip sır verirse) doğru yoldan sapmış olur. *

(Mümtehine 1)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Ey inananlar! Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları dost edinmeyin. Onlar, size gelen gerçeği inkar etmişken, onlara sevgi gösteriyorsunuz; oysa onlar, Rabbiniz olan Allah'a inandığınızdan ötürü sizi ve Peygamberi yurdunuzdan çıkarıyorlar. Eğer sizler Benim yolumda savaşmak ve rızamı kazanmak için çıkmışsanız onlara nasıl sevgi gösterirsiniz? Ben, sizin gizlediğinizi de, açığa vurduğunuzu da bilirim. İçinizden onlara sevgi gösteren kimse, şüphesiz doğru yoldan sapmıştır.

(Mümtehine 1)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Ey İman edenler! Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları dost edinmeyin. Siz onlara sevgi gösteriyorsunuz. Halbuki onlar size gelen hakkı inkar ettiler. Rabbiniz olan Allah'a inandınız diye Resulü ve sizi yurdunuzdan çıkarıyorlar. Eğer rızamı kazanmak üzere benim yolumda cihad etmek için çıktıysanız (böyle yapmayın). Onlara gizlice sevgi besliyorsunuz. Oysa ben sizin gizlediğinizi de, açığa vurduğunuzu da bilirim. Sizden kim bunu yaparsa, mutlaka doğru yoldan sapmıştır.

(Mümtehine 1)

Diyanet Vakfı Meali:

Ey iman edenler! Eğer benim yolumda savaşmak ve rızamı kazanmak için çıkmışsanız, benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanlara sevgi göstererek, gizli muhabbet besleyerek onları dost edinmeyin. Oysa onlar, size gelen gerçeği inkâr etmişlerdir. Rabbiniz Allah'a inandığınızdan dolayı Peygamber'i de sizi de yurdunuzdan çıkarıyorlar. Ben, sizin saklı tuttuğunuzu da, açığa vurduğunuzu da en iyi bilenim. Sizden kim bunu yaparsa (onları dost edinirse) doğru yoldan sapmış olur.*

(Mümtehine 1)

Edip Yüksel Meali:

Ey inananlar, benim düşmanımı ve sizin düşmanınızı dost edinmeyin. Size gelen gerçeği inkar etmiş ve Rabbiniz olan ALLAH'a inandığınız için elçiyi ve sizi (ülkenizden) çıkarmış oldukları halde siz onlara sevgi gösteriyorsunuz. Rızamı kazanmak için yolumda bir cihada çıktıysanız, onları nasıl gizlice sevebilirsiniz? Oysa ben, gizlediğinizi de açığa vurduğunuzu da çok iyi bilirim. Sizden kim böyle davranırsa doğru yoldan sapmış olur.

(Mümtehine 1)

Elmalılı Orjinal Meali:

Ey o bütün iyman edenler! Düşmanımı ve düşmanınızı dostlar yerine tutmayın, siz onlara meveddet ilka ediyorsunuz, onlar ise haktan size gelene küfrettiler, rabbınız Allaha iyman ediyorsunuz diye sizi ve Peygamberi çıkarıyorlardı, eğer sizler benim yolumda ve rızam uğurunda cihad için çıktınızsa... Siz meveddetle onlara sir veriyorsunuz, halbuki ben sizin gizlediklerinizi de açıkladıklarınızı da hepsini bilirim ve içinizden her kim onu yaparsa artık düz yolun ortasında şaşırmış olur.

(Mümtehine 1)

Elmalılı Yeni Meali:

Ey iman edenler, düşmanımı ve düşmanınızı dostlar edinmeyin! Onlar, size gelen gerçeği inkar etmişken siz onlara dostluk gösteriyorsunuz. Onlar, Rabbiniz olan Allah'a iman ettiğiniz için peygamberi ve sizi (yurdunuzdan) çıkarıyorlardı. Eğer sizler, Benim yolumda ve hoşnutluğum uğrunda savaşa çıktıysanız (böyle yapmazsınız). Siz, dostluk göstererek onlara sır veriyorsunuz, oysa Ben sizin gizlediklerinizi de açıkladıklarınızı da tamamen bilirim ve içinizden her kim onu yaparsa, artık düz yolun ortasında şaşırmış olur.

(Mümtehine 1)

Erhan Aktaş Meali:

Ey inananlar! Benim ve sizin düşmanlarınızı evliya[1] edinmeyin. Onlar, Hakk'tan size geleni inkar ettikleri halde onlarla yakınlık kuruyorsunuz. Oysaki Rabb'iniz olan Allah'a inanmanızdan dolayı Rasul'ü ve sizi yurdunuzdan çıkardılar. Eğer Benim yolumda mücadele etmek ve rızamı kazanmak için yola çıktıysanız, niçin onlara yakınlık kurup sır veriyorsunuz? Ben, sizin gizli ve açık bütün yaptıklarınızı bilirim. Sizden kim bunu yaparsa o, kesinlikle yolun ortasından sapmış olur.

1)Velinin çoğulu, veliler. Veli: Yakın olan, yanında duran; yardım eden, yol gösteren, aydınlatan, gözeten, koruyan, dost.

(Mümtehine 1)

Gültekin Onan Meali:

Ey inananlar, benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları veliler edinmeyin! Siz onlara karşı sevgi yöneltiyorsunuz; oysa onlar haktan size gelene küfretmişler, rabbiniz olan Tanrı'ya inanmanızdan dolayı elçiyi de, sizi de (yurtlarınızdan) sürüp çıkarmışlardır. Eğer siz, benim yolumda cihad etmek ve benim rızamı aramak amacıyla çıkmışsanız (nasıl) onlara karşı hala sevgi gizliyorsunuz? Ben, sizin gizlediklerinizi ve açığa vurduklarınızı bilirim. Kim sizden bunu yaparsa, artık o elbette yolun ortasından şaşırıp sapmış olur.

(Mümtehine 1)

Hakkı Yılmaz Meali:

Ey iman etmiş kimseler! Eğer Benim yolumda çaba harcamak ve Benim rızamı kazanmak için çıktınızsa, size haktan gelen şeyleri bilerek reddetdikleri /inanmadıkları hâlde, onlara sevgi ulaştırarak/onlara sevgiyi gizleyerek Bana düşman olanları ve kendinizin düşmanını yardımcı, yol gösterici, koruyucu yakınlar edinmeyin/onları yönetici yapmayın. Onlar, Rabbiniz Allah'a inandığınızdan dolayı Elçi'yi ve sizi yurdunuzdan çıkarıyorlar. Oysa Ben, sizin gizlediğiniz şeyleri ve açığa vurduğunuz şeyleri en iyi bilenim. Ve sizden kim bunu yaparsa artık o, kesinlikle yolun ta ortasından sapmıştır.

(Mümtehine 1)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Ey iman edenler! Benim ve sizlerin düşmanı olan kimseleri veli/dost edinmeyin. Onlar, size gelen hakkı inkâr ettikleri hâlde, siz onlara sevgi gösterisinde bulunuyor (müminlerin haberlerini ve sırlarını onlara ulaştırıyorsunuz). (Oysa onlar,) Rabbiniz olan Allah’a iman ettiğiniz için, Resûl’ü ve sizi (Mekke’den) çıkarmışlardı. Şayet benim yolumda cihad etmek ve rızamı elde etmek gayesiyle (yola) çıkmışsanız, onlara gizlice sevgi beslemeniz (nasıl mümkün olabilir ki?) Ben, sizin gizlediğinizi de açığa vurup ilan ettiğinizi de bilirim. Sizden kim bunu yapar (onlara sevgi besler ve müminlerin haberlerini ulaştırırsa) hiç şüphesiz, dosdoğru yoldan sapmış olur.

(Mümtehine 1)

Harun Yıldırım Meali:

Ey iman edenler, düşmanımı ve düşmanınızı dostlar edinmeyin. Siz onlara sevgi ile karşılık veriyorsunuz; oysa onlar Haktan size geleni inkâr ediyor, Rabbiniz Allah’a iman etmenizden dolayı Rasul’ü de sizi de çıkarıyorlar. Eğer siz, yolumda cihad etmek ve rızamı aramak amacıyla çıkmışsanız onlara karşı hâlâ sevgi besliyorsunuz!? Gizlediklerinizi ve açığa vurduklarınızı bilirim. Kim sizden bunu yaparsa, artık o, yolun ortasından sapmış olur.

(Mümtehine 1)

Hasan Basri Çantay:

Ey iman edenler, benim de düşmanım, sizin de düşmanınız (olanlar) ı dostlar edinmeyin. (Kendileriyle aranızdaki) sevgi yüzünden onlara (peygamberin maksadını) ulaşdırırsınız (değil mi)? Halbuki onlar Hakdan size gelene küfretmişlerdir. Peygamberi de, sizi de Rabbiniz olan Allaha iman ediyorsunuz diye (yurdlarınızdan) çıkarıyorlardı onlar. Eğer siz benim yolumdan savaşmak, benim rızaamı aramak için çıkmışsanız (bunu yapmazsınız). Onlara haala muhabbet mi gizleyeceksiniz? Halbuki ben sizin gizlediğinizi de, açıkladığınızı da çok iyi bilenim. İçinizden kim bunu yaparsa muhakkak ki yolun ta ortasından sapmış olur.

(Mümtehine 1)

Hayrat Neşriyat Meali:

Ey îmân edenler! Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları (kendinize)dostlar edinmeyin; (onlara duyduğunuz) sevgi sebebiyle kendilerine (savaş hazırlıklarınıza dâir haber) ulaştırıyorsunuz; hâlbuki (onlar) size Hakk'tan geleni gerçekten inkâr etmişlerdir.(Unuttunuz mu ki) Rabbiniz olan Allah'a îmân etmenizden dolayı, peygamberi ve husûsan sizi(Mekke'den) çıkarıyorlardı. Eğer benim yolumda cihâd etmek ve rızâmı kazanmak için çıktıysanız (onları dost edinmeyin); (ama siz, içinizde) onlara (duyduğunuz) muhabbeti gizliyorsunuz (onlara muhabbetle sır veriyorsunuz).(1) Hâlbuki ben, gizlediklerinizi de, açıkladıklarınızı da en iyi bilenim. Artık sizden kim bunu yaparsa, o takdirde gerçekten (düz) yolun ortasında sapıtmış olur.*

(Mümtehine 1)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Ey inanmış olanlar! Onlar RAB'biniz olan Allah'a inanıyorsunuz diye Elçi'yi ve sizi çıkararak, Hak'tan size gelmiş olanı göz ardı etmişlerdi. Şu halde, kendilerine sevgi atarak, benim düşmanım ve sizin düşmanınız olanları veliler edinmeyin! Eğer, Cihad [çaba sarf] etmek ve razı oluşumu aramak için çıkmış iseniz [onları veli edinmeyin.] Siz, onlara olan sevginizi gizliyorsunuz. Hâlbuki ben, sakladığınız [şeyleri] ve açığa çıkardığınız [şeyleri] biliyorum. Sizden bunu yapan kimse eşit olan yolu kaybetmiştir

(Mümtehine 1)

Hüseyin Atay Meali:

Ey inananlar! Bana da düşman, size de düşman olanları dost edinmeyin. Onlar size gelen gerçeği inkâr ettikleri halde, Rabbiniz olan Allah'a inandığınızdan ötürü sizi ve elçiyi sürmüşken, onlara gizlice sevgi gösteriyorsunuz. Eğer sizler, Benim yolumda uğraşı vermek ve rızamı kazanmak için çıkmışsanız, onlara nasıl gizlice sevgi gösterirsiniz? Ben, sizin gizlediğinizi de, açığa vurduğunuzu da bilirim. İçinizden bunu yapan kimse, şüphesiz doğru yoldan sapmıştır.

(Mümtehine 1)

İbni Kesir Meali:

Ey iman edenler; benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları dost edinmeyin. Onlar, size gelen gerçeği inkar etmişken onlara sevgi gösteriyorsunuz. Halbuki onlar; Rabbınız olan Allah'a inandığınızdan dolayı sizi ve peygamberi yurdunuzdan çıkarıyorlar. Eğer siz, benim yolumda savaşmak ve hoşnudluğumu kazanmak için çıkmışsanız; onlara nasıl sevgi gösterirsiniz? Oysa Ben, sizin gizlediğinizi de, açığa vurduğunuzu da bilirim. İçinizden kim bunu yaparsa; şüphesiz ki doğru yoldan sapmış olur.

(Mümtehine 1)

İlyas Yorulmaz Meali:

Ey İman edenler! Benim düşmanım ve sizinde düşmanınız olanların koruması altına girmeyin. Onlar size Allah dan geleni (Kur'an'ı) inkar etmişler, Rabbiniz Allah'a inanıyorsunuz diye, elçiyi ve sizi yurtlarınızdan çıkardıkları halde, siz onlara sevgi gösteriyorsunuz ve benim yolumda, benim rızamı kazanmak için savaşa çıktığınızda da, onlara olan sevginizden dolayı (savaş) sırlarını veriyorsunuz. Ben sizin içinizde gizlediklerinizi de, açıkça yaptıklarınızı da bilirim. Sizden kim bundan böyle o hatayı yaparsa, çok uzak bir sapıklığın içine düşmüş olur.

(Mümtehine 1)

İskender Ali Mihr Meali:

Ey âmenû olanlar (ölmeden önce Allah’a ulaşmayı dileyenler)! Benim ve sizin düşmanlarınızı dostlar edinmeyin! Ve onlar, Hakk’tan size geleni inkâr etmiş oldukları halde onlara muhabbet besliyorsunuz (dostluk ilka ediyorsunuz). Rabbiniz olan Allah’a inanmanızdan dolayı resûlü ve sizi yurdunuzdan çıkarıyorlar. Şâyet siz, Benim yolumda, Benim rızamı aramak için cihada çıktı iseniz (buna rağmen niçin), onlara sevgi gösterip sır veriyorsunuz. Ve Ben, sizin gizlediğinizi de, açıkladığınızı da bilirim. Ve sizden kim onu (bunu) yaparsa, o taktirde doğru yoldan (Allah'a ulaştıran yoldan, Sıratı Mustakîm'den) sapmış olur.

(Mümtehine 1)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Ey inananlar! Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanlarla arkadaş olmayın. Siz onlara karşı sevgi gösteriyorsunuz. Oysaki onlar size gelen doğruyu tanımamışlardır. Çalabınız olan Allah'a inandığınız için elçiyi de, sizi de yurdunuzdan sürüp çıkarıyorlardı. Sizler, Benim uğrumda savaşmak, benim dileğimi elde etmek için çıkıyorsunuz da onlara karşı ne diye gizlice sevgi gösteriyorsunuz? Ben sizin gizle­diğinizi de, açıkladığınızı da iyice bilirim. İçinizden herkim bunu yapacak olursa besbelli ki o artık doğru yoldan çıkmıştır.

(Mümtehine 1)

Kadri Çelik Meali:

Ey iman edenler! Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları veliler edinmeyin. Siz onlara karşı sevgi yöneltiyorsunuz; oysa onlar haktan size geleni inkâr etmişler, Rabbiniz olan Allah'a inanmanızdan dolayı peygamberi de sizi de (yurtlarınızdan) sürüp çıkarmışlardır. Eğer siz, benim yolumda cihad etmek ve benim rızamı aramak amacıyla çıkmışsanız (nasıl) onlara karşı hâlâ sevgi gizliyorsunuz? Ben sizin gizlemekte olduklarınızı da, açığa vurduklarınızı da bilirim. Kim sizden bunu yaparsa artık o, elbette doğru yoldan sapmış olur.*

(Mümtehine 1)

Mahmut Kısa Meali:

Ey iman edenler! İslâm’a ve Müslümanlara karşı savaş açarak hem Bana, hem de size karşı düşmanlık eden kâfirleri sakın kendinize dost ve müttefik edinmeyin! Siz onlara safça sevgi gösterisinde bulunuyorsunuz, oysa onlar size gelen gerçeği inkâr etmiş ve sırf Rabb’iniz Allah’a inandığınız için Peygamberi ve sizi yurdunuzdan sürüp çıkarmışlardır. Eğer gerçekten Benim yolumda mücâdele etmek ve hoşnutluğumu kazanmak amacıyla yurdunuzu terk edip çıktıysanız, kâfirlere bilgi sızdırarak onlara karşı nasıl sevgi besleyebilirsiniz? Unutmayın ki, Ben sizin gizlediğinizi de, açığa vurduğunuzu da çok iyi bilirim! Dikkat edin, bundan böyle içinizden her kim böyle bir şey yapacak olursa, kesinlikle doğru yoldan sapmış olur!*

(Mümtehine 1)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Mü'minler! Benim düşmanlarımı da, sizin düşmanlarınızı da dost edinmeyin. Üstünlük vermiş gibi onları seviyorsunuz, oysa onlar inkarcılarıdır Hak'kın Malumdur onlar, Allah inancınızdan ötürü sizi ve elçiyi yurdunuzdan çıkaran. Tamamıyla siz, eğer benim rızamı aramak üzere ve benim yolumda cihat eden Emirlere uyansanız, nasıl olur da sizler, onlara sevgi beslersiniz gizliden? Halbuki ben sizin gizlediklerinizi de açığa vurduklarınızı bilirim, ebeden. İçinizden kim bunları yaparsa, artık şaşırıp sapmış olur, tam da yolun ortasından.

(Mümtehine 1)

Mehmet Türk Meali:

Ey iman edenler! Allah’tan size geleni inkâr ederek Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları sakın gizli sevgi besleyerek dost edinmeyin. Zira onlar, Peygamberi de sizi de sadece Rabbiniz olan Allah’a inanmanızdan dolayı, yurdunuzdan çıkartıyorlar.1 Benim yolumda cihat etmek ve Benim rızamı kazanmak için savaştığınız kimselere, içinizden (nasıl) sevgi besliyorsunuz? Hâlbuki Ben sizin gizlediğiniz ve açığa vurduğunuz her şeyi çok iyi bilirim. Ve sizden her kim, bunu yaparsa (işte o,) dosdoğru yoldan sapmış olur.2*

(Mümtehine 1)

Muhammed Celal Şems Meali:

Ey müminler! Düşmanım ve düşmanınız olanı dost edinmeyin. Siz onlara sevgi mesajları gönderiyorsunuz. Oysa onlar, size gelen hakkı inkâr ettiler. Onlar, (yalnız) Rabbiniz (olan) Allah’a inanmanızdan dolayı, sizi ve Peygamberi (evlerinden) çıkarıyorlar. Yolumda cihat etmek ve hoşnutluğumu elde etmek üzere çıktıysanız, (sonra da) onlara gizlice sevgi mesajlarını gönderiyorsanız, (bu yaptığınız doğru değildir.) Ben, gizlediklerinizi (de,) açığa vurduklarınızı (da) çok iyi bilirim. Aranızdan kim bunu yaparsa, şüphesiz o doğru yoldan sapmış olur.

(Mümtehine 1)

Muhammed Esed Meali:

Siz ey imana ermiş olanlar! Size gelmiş olan bütün hakikatleri inkar eden ve (yalnızca) Rabbiniz Allah'a inandığınız için Elçi'yi ve sizi (yurtlarınızdan) süren düşmanlarımı -ki onlar aynı zamanda sizin de düşmanlarınızdır- şefkat göstererek dost edinmeyin! Eğer Benim yolumda cehd göstermek için ve Benim rızamı kazanmak arzusuyla (evlerinizden) çıkıp gitti(ği)niz (doğru) ise, onlara gizli bir şefkatle yaklaş(arak dostluk yap)mayın; çünkü hem açıktan yaptığınız hem de gizlemiş olduğunuz her şeyden tamamiyle haberdarım. Ve içinizden bunu her kim yaparsa doğru yoldan sapmış olur.

(Mümtehine 1)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Ey inananlar, benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları dost edinmeyin. Onlar, size gelen gerçeği inkar etmişken, onlara sevgi besliyorsunuz; oysa onlar, rabbiniz olan Allah'a inandığınızdan ötürü sizi ve elçiyi yurdunuzdan çıkarıyorlar. Eğer siz benim yolumda savaşmak ve rızamı kazanmak için çıkmışsanız onlara nasıl sevgi beslersiniz? Ben, sizin gizlediğinizi de, açığa vurduğunuzu da bilirim. İçinizden onlara sevgi besleyen kimse, kuşku yok ki doğru yoldan sapmıştır.

(Mümtehine 1)

Mustafa Çavdar Meali:

Ey İman edenler, benim de düşmanım sizin de düşmanınız olan kimseleri evliya edinip onlarla işbirliği yapmayın. Ama gel gör ki akrabalık bağı nedeniyle özel bilgileri onlara ulaştırıyorsunuz, hâlbuki onlar size gelen Kuran’a inanmamakta direnmektedirler. Üstelik sırf Rabbiniz Allah’a iman ettiniz diye, elçiyi ve sizi yurdunuzdan sürüp çıkarmışlardı. Madem ki siz benim yolumda benim rızamı kazanmak için hicret ettiniz, o halde nasıl olurda akrabalık bağı nedeniyle sırlarınızı onlara iletiyorsunuz? Oysa ben sizin gizli ve açık her şeyinizi bilirim. Artık kim bundan sonra bunu yaparsa iyi bilsin ki dosdoğru yoldan sapmış olur.

Bknz: (3/28) - (8/74) - (9/20) - (58/22)

(Mümtehine 1)

Mustafa Çevik Meali:

Ey iman edenler! Benim de sizin de düşmanlarınız olan müşrik, kâfir ve münafıkları dost edinmeyin, onlara yakınlık göstermeyin ve sırlarınızı paylaşmayın. Çünkü onlar kendilerini yaratıp bunca nimetlerle donatan Allah’ın, Peygamberi ve Kitabıyla, davet ettiği hayat nizamı ile yaşamayı reddettiler. Üstelik size Allah’ın davetine iman etmeniz sebebiyle yurdunuzdan çıkarmak için yapmadıklarını bırakmadılar. Buna rağmen onlarla aranızda bir sevgi bağı kurmanız doğru olmaz, bundan sonra içinizden kim böyle yaparsa doğru yoldan sapmış olur. Allah gizli ya da açık bütün yaptıklarınızdan haberdardır.

(Mümtehine 1)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Siz ey iman edenler! Benim ve sizin düşmanlarınızı can dostlar edinmeyiniz! Siz onlara yürek dolusu sevgi sunuyorsunuz, ama onlar size gelen bütün hakikati kökten inkar edip Elçi'yi ve sizi, sırf Rabbiniz Allah'a iman ettiniz diye sürüp çıkarıyorlar. Doğrusu sizler de, Benim davam uğruna ve rızamı kazanmak için yapılmış bir cihad sonucunda çıkmıştınız. (Ama şimdi) onlara, fıtri sevgiyi gerekçe yaparak sır veriyorsunuz; ne ki Ben sizin gizlediklerinizi de, açığa vurduklarınızı da çok iyi bilirim: Artık sizden kim böyle yaparsa, işte o doğru yolun ortasında sapıtmış demektir.

(Mümtehine 1)

Osman Okur Meali:

Ey inanıp güvenenler (müminler)! Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları, veliler (dost,rehber,yönetici) edinmeyin. Siz onlara karşı sevgi gösteriyorsunuz. Oysa onlar, size gelen gerçeği görmezlikten gelmişlerdir. Rabbiniz olan Allah’a inanıp güvendiniz diye hem elçiyi hem de sizi yurdunuzdan çıkarmaktalar. Eğer benim yolumda ve benim rızamı kazanma arzusuyla mücadele (cihad) için çıktıysanız böyle yapmayın. Onlara duyduğunuz sevgi sebebiyle sır veriyorsunuz. Ben, gizlediğinizi de açığa vurduğunuzu da bilirim. Kim bunu yaparsa düz yoldan çıkmış olur.

(Mümtehine 1)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Ey imân etmiş olanlar! Benim düşmanımı, sizin de düşmanınızı dostlar ittihaz etmeyiniz, siz onlara bir meveddet sebebiyle bazı haberler ulaştırıyorsunuz. Halbuki, onlar size Hakk'tan gelen şeyi münkir bulunmuşlardır. Rabbiniz Allah'a imân ettiğinizden dolayı Peygamberi de, sizi de (yurdunuzdan) çıkarıyorlardı. Eğer siz Benim yolumda ve Benim rızamı talep için cihada çıkmış oldu iseniz (O kâfirleri dost tutmayınız). Onlara meveddet ile sır veriyorsunuz ve Ben ise sizin gizlediğiniz şeyi de, açıkladığınız şeyi de pek iyi bilirim ve onu sizden her kim yaparsa artık yolun ortasından sapmış olur.

(Mümtehine 1)

Ömer Öngüt Meali:

Ey iman edenler! Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları dost edinmeyin. Onlar size gelen gerçeği inkâr etmişken, onlara sevgi gösteriyorsunuz. Oysa onlar Rabbiniz olan Allah'a inandığınızdan dolayı Peygamber'i ve sizi yurdunuzdan çıkarıyorlar. Eğer sizler benim yolumda savaşmak ve hoşnutluğumu kazanmak için çıkmışsanız, onlara nasıl sevgi gösterirsiniz? Ben sizin gizlediğinizi de açığa vurduğunuzu da bilirim. İçinizden kim bunu yaparsa doğru yoldan sapmış olur.

(Mümtehine 1)

Ömer Sevinçgül Meali:

Ey inananlar! Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları dost edinmeyin! Onlar, size gelen gerçeği inkâr etmişken, siz onlara sevgi gösteriyorsunuz! Rabbiniz olan Allah'a inandınız diye, Peygamberi ve sizi yurdunuzdan çıkarıyorlar. Eğer sizler benim yolumda savaşmak ve rızamı kazanmak için yola çıkmışsanız onlara nasıl sevgi gösterirsiniz! Ben, sizin gizlediğinizi de bilirim, açığa vurduğunuzu da. Sizin aranızda olup da onlara sevgi gösteren kimse doğru yoldan sapmıştır.

(Mümtehine 1)

Sadık Türkmen Meali:

EY İMAN EDENLER! Bana ve size düşmanlık yapanları dost/veli/yönetici edinmeyin. Siz onlara sevgi gösteriyorsunuz. Halbuki onlar size gelen gerçeği inkâr ettiler. Rabbiniz olan Allah’a inandınız diye, elçiyi ve sizi yurdunuzdan çıkarıyorlar. Ben izin verdiğim için, size saldıranlara karşı cihat etmek için çıktıysanız; (o halde niçin) onlara sevgi gösterip, sır (askeri birliklerin hareketi hakkında bilgi) veriyorsunuz?! Oysa Ben, sizin gizlediğinizi de açığa vurduğunuzu da bilirim. Sizden kim bunu yaparsa doğru yoldan uzaklaşmıştır.

(Mümtehine 1)

Seyyid Kutub Meali:

Ey iman edenler! Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları dost edinmeyin. Onlar size gelen gerçeği inkar etmişken, onlara sevgi gösteriyorsunuz. Halbuki onlar Rabbiniz olan Allah'a inandığınızdan dolayı, Peygamberi ve sizi yurdunuzdan çıkarıyorlar. Eğer siz benim yolumda savaşmak ve rızamı kazanmak için çıkmışsanız, onlara nasıl sevgi gösteriyorsunuz? Oysa ben sizin gizlediğinizi de açığa vurduğunuzu da bilirim. Sizden kim bunu yaparsa doğru yoldan sapmış olur.

(Mümtehine 1)

Suat Yıldırım Meali:

Ey iman edenler! Benim de sizin de düşmanlarınızı dost edinmeyin. Onlar size gelen gerçeği reddettikleri halde, siz onlara sevgi sunuyorsunuz. Resulullahı ve sizi, sırf Rabbiniz olan Allah'a inandığınız için, vatanınızdan kovuyorlar. Siz Benim yolumda cihad etmek ve Benim rızamı kazanmak için yurdunuzdan çıkarılmayı göze aldıysanız, nasıl olur da onlara sevgi gösterip sır verirsiniz? Halbuki Ben sizin gizlediğiniz ve açıkladığınız her şeyi bilmekteyim. Doğrusu içinizden kim bunu yaparsa, artık doğru yoldan sapmış olur.

(Mümtehine 1)

Süleyman Ateş Meali:

Ey inananlar! Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olan kimseleri dost edinmeyin. Onlar size gelen gerçeği inkar ettikleri, Rabbiniz Allah'a inandığınızdan dolayı Elçiyi ve sizi (yurdunuzdan) çıkardıkları halde siz onlara sevgi iletiyorsunuz. Benim yolumda cihad etmek ve benim rızamı kazanmak için (yurdunuzdan) çıktığınız halde içinizde onlara sevgi (mi) gizliyorsunuz? Oysa ben sizin gizlediğiniz ve açığa vurduğunuz her şeyi bilirim. Sizden kim bunu yaparsa doğru yoldan sapmış olur.

(Mümtehine 1)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Ey inanıp güvenenler (müminler)! Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları, dost (veli) bilmeyin. Siz onlara karşı sevgi gösteriyorsunuz. Oysa onlar, size gelen gerçeği görmezlikten gelmişlerdir. Rabbiniz olan Allah'a inanıp güvendiniz diye hem elçiyi hem de sizi yurdunuzdan çıkarmaktalar. Eğer benim yolumda ve benim rızamı kazanma arzusuyla mücadele (cihad) için çıktıysanız böyle yapmayın. Onlara duyduğunuz sevgi sebebiyle sır veriyorsunuz[1]? Ben, gizlediğinizi de açığa vurduğunuzu da bilirim. Kim bunu yaparsa düz yoldan çıkmış olur.

1)تفسير الطبري - (23 / 311) وكان كتب إلى قُريش بمكة يطلعهم على أمر كان رسول الله صَلَّى الله عَلَيْهِ وَسَلَّم قد أخفاه عنهم، وبذلك جاءت الآثار والرواية عن جماعة من أصحاب رسول الله صَلَّى الله عَلَيْهِ وَسَلَّم وغيرهم.  

(Mümtehine 1)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Ey iman edenler! Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları sevgi besleyerek dost edinmeyin. Size gelen hakikati inkar etmelerine, Rabbiniz olan Allah'a iman etmenizden dolayı elçiyi ve sizi yurdunuzdan çıkarmalarına rağmen onlara sevgi besliyorsunuz. Benim rızamı kazanmak için çaba sarfediyorsanız, onlara içinizden sevgi beslemeyin. Çünkü Ben, gizlediklerinizi de, açığa vurduklarınızı da çok iyi bilirim. Aranızdan böyle yapan, doğru yoldan sapmış olur.

(Mümtehine 1)

Şaban Piriş Meali:

-Ey İman edenler, benim de düşmanım sizin de düşmanız olanları, dost edinmeyin. Size haktan geleni inkar etmişlerken; siz onlara sevgi gösteriyorsunuz. Rabbiniz olan Allah'a iman ediyorsunuz diye Peygamberi de sizi de yurdunuzdan çıkarıyorlar. Eğer benim yolumda cihat etmek ve benim razılığımı almak için çıktıysanız gizlice onlara sevgi beslemeyin. Ben gizlediğinizi de açıkladığınızı da bilirim. Sizden kim bunu yaparsa, doğru yoldan sapmış olur.

(Mümtehine 1)

Talat Koçyiğit Meali:

Ey îman edenler! Benim de düşmanım olan, sizin de düşmanınız olan kimseleri dost edinmeyin; zira aranızdaki dostluğa istinaden onlara, (Peygambere ait haberler) sızdırırsınız. Halbuki onlar, size gelen hakkı inkâr etmişlerdir. Peygamberi ve sizi, Rabbınız olan Allah'a îman ettiniz diye yurdunuzdan çıkarıyorlardı. Eğer benim yolumda cihad etmek ve benim hoşnudluğumu kazanmak için çıkmışsanız, onları dost edinmeyin. Zira dostluk sebebiyle onlara gizlice haber bildirmiş olursunuz. Ben, gizlediğinizi de, açığa vurduğunuzu da bilirim. İçinizden her kim bunu yaparsa, hak yoldan sapmış olur.

(Mümtehine 1)

Tefhimul Kuran Meali:

Ey iman edenler, benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları veliler edinmeyin. Siz onlara karşı sevgi yöneltiyorsunuz; oysa onlar haktan size gelene küfretmişler, Rabbiniz olan Allah'a inanmanızdan dolayı peygamberi de, sizi de (yurtlarınızdan) sürüp çıkarmışlardır. Eğer siz, benim yolumda cihad etmek ve benim rızamı aramak amacıyla çıkmışsanız (nasıl) onlara karşı hâlâ sevgi gizliyorsunuz? Ben, sizin gizlemekte olduklarınızı da, açığa vurduklarınızı da bilirim. Kim sizden bunu yaparsa, artık o, elbette yolun ortasından şaşırıp sapmış olur.

(Mümtehine 1)

Ümit Şimşek Meali:

Ey iman edenler! Bana ve size düşman olanları veli edinmeyin. Siz onlara sevgi gösteriyorsunuz; ama onlar size hak olarak geleni inkâr etmişlerdir. Peygamberi ve sizi de, Rabbiniz olan Allah'a iman ettiğiniz için yurdunuzdan çıkarmaktadırlar. Eğer siz Benim yolumda cihad etmek ve rızamı kazanmak için çıkmışsanız, onlara nasıl sevgi gösterirsiniz? Sizin gizlediğinizi de Ben bilirim, açığa vurduğunuzu da. Sizden kim bunu yaparsa doğru yoldan sapmış olur.

(Mümtehine 1)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Ey iman sahipleri! Düşmanımı ve düşmanınızı dostlar yerine tutmayın! Onlar, size Hak'tan geleni inkar ettikleri, Rabbiniz Allah'a inandığınız için Peygamber'i ve sizi yurdunuzdan çıkardıkları halde, siz onlara sevgi sunuyorsunuz. Benim yolumda gayret sarf etmek, benim hoşnutluğumu kazanmak için seferber olduğunuz halde, içinizde onlara sevgi gizliyorsunuz. Sizin gizlediğinizi de açığa vurduğunuzu da en iyi ben bilirim. Sizden kim bunu yaparsa denge yolundan sapmış olur.

(Mümtehine 1)