16. Nahl Suresi / 71.ayet

Allah, rızık konusunda kiminizi kiminizden farklı kılmıştır. Oysa kendisine zenginlik verilen kimseler, sahip olduğu malları ellerinin altında bulunanlarla paylaşmaya ve böylece onlarla eşit seviye ye gelmeye yanaşmıyorlar da şimdi onlar bile bile Allah’ın nimetini paylaşmıyorlar?

Bknz: (2/267)(3/92)(6/165)(43/32)(76/8)

Mustafa Çavdar Meali

Nahl 71 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Ve Allah, rızık bakımından bir kısmınızı, bir kısmınızdan üstün etmiştir. Geçimi üstün olanlar, rızıklarını, elleri altında bulunanlara verip onları da geçim bakımından kendilerine eşit etmezler, Allah'ın nimetini bilebile inkar mı ederler?

(Nahl 71)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Allah rızıkta (zenginlik konusunda) kiminizi kiminize üstün kıldı; ama kendilerine (diğerlerinden) fazla verilenler, (maalesef) rızıklarını (imkânlarını) ellerinin altındakilere (aile bireylerine, hizmetçi ve işçilerine) onda eşit olacak (insanca yaşama şartlarına kavuşacak) şekilde aktarıp vermiyorlar, yoksa Allah’ın nimetlerini (ve infak emirlerini) inkâr mı ediyorlar?

(Nahl 71)

Abdullah Parlıyan Meali:

Ve Allah, rızık bakımından bir kısmınızı, bir kısmınızdan üstün kılmıştır. Hal böyleyken, rızkı kendilerine fazla verilmiş olanlar, bu rızıklarını elleri altında bulunan işci ve kölelerine verip, onları da geçim bakımından kendilerine eşit etmezler. Peki böyle yapmakla, Allah'ın rızık nimetini bile bile inkâra mı kalkışıyorlar?

(Nahl 71)

Adem Uğur Meali:

Allah kiminize kiminizden daha bol rızık verdi. Bol rızık verilenler, rızıklarını ellerinin altındakilere verip de bu hususta kendilerini onlara eşit kılmazlar. Durum böyle iken Allah'ın nimetini inkâr mı ediyorlar?

(Nahl 71)

Ahmet Hulusi Meali:

Allah, yaşam gıdanız konusunda kiminizi kiminizden üstün tuttu... Üstün tutulan kimseler yaşam gıdalarını, sorumlu olduklarıyla hakkıyla paylaşmıyor... (Oysa) onlar onda eşittirler... Allah nimetini (yaşam gıdalarını, ben kazandım, benim; diyerek, hatta benliklerini de böylece Allah'a eş koşarak) bilerek inkar mı ediyorlar?

(Nahl 71)

Ahmet Tekin Meali:

Allah lütufta bulunarak, servette, bir kısmınızı diğerlerine üstün kıldı. Lütfa lâyık görülerek üstün kılınanlar, sahip oldukları rızık ve servetten meşrû şekilde sahip oldukları, üzerlerinde meşrû hakları ve otoriteleri, kendileriyle düzgün insanî münasebetleri olan köle, cariye ve hizmetkârlara ve işyerlerinde çalışan sözleşmeli işçilerine kâfi miktarda vermiyorlar. Verseler, o rızkın kullanımında eşit hâle gelecekler. Eşit şekilde kullanmaları söz konusu iken, bile bile Allah'ın ihsan ettiği nimeti inkâr mı ediyorlar? Nankörlük mü ediyorlar?*

(Nahl 71)

Ahmet Varol Meali

Allah rızık konusunda kiminizi kiminizden üstün kıldı. Üstün kılınanlar ellerinin altındakilere (köle ve cariyelerine) rızıklarını vermezler. Oysa onda (rızıkta) eşittirler. Öyleyken Allah'ın nimetini bile bile inkâr mı ediyorlar?

(Nahl 71)

Ali Bulaç Meali:

Allah rızıkta kiminizi kiminize üstün kıldı; üstün kılınanlar, rızıklarını ellerinin altında bulunanlara onda eşit olacak şekilde çevirip verici değildirler. Şimdi Allah'ın nimetini inkar mı ediyorlar?

(Nahl 71)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Allah rızık hakkında bir kısmınızı bir kısmınızdan üstün kıldı. Kendilerine fazla rızık verilenler de, rızıklarını elleri altında bulunanlara vermiyorlar ki, onda müsavi olsunlar. (İşte böyle köle ve hizmetçilerini mallarına ortak etmiyenler, Allah'a nasıl, kudreti altındaki şeyleri ortak ediyorlar?) Şimdi Allah'ın nimetini mi inkâr ediyorlar?

(Nahl 71)

Ali Rıza Sefa Meali:

Allah, bir bölümünüzü, geçimlik yönünden diğerlerinize üstün yapmıştır. Üstün yapılanlar, denklik sağlanması için, yanlarında kendilerine bağlı olanlarla paylaşmıyorlar. Şimdi, Allah'ın nimetine nankörlük mü ediyorlar?

(Nahl 71)

Ali Ünal Meali:

Allah, rızık konusunda kiminizi kiminize üstün kıldı. Kendilerine daha fazla rızık verilenler, (herkesin rızkını veren Biz olmamıza rağmen,) sahip oldukları rızıktan elleri altında bulunan kölelere kendileriyle aynı seviyede olacakları ölçüde vermezler. O halde nasıl olur da, Allah’ın kendilerine verdiği nimet üzerindeki mutlak hakimiyetini inkâr eder ve bu hakimiyete başkalarını ortak kılarlar?

(Nahl 71)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Allah rızık konusunda bazınızı, diğerlerine üstün kılmıştır. Üstün kılınanlar, kazandıkları rızkı elleri altındaki (hizmetçilere ve) kölelere vermezler ki; o rızık konusunda eşit olsunlar. Artık Allah’ın nimetlerini nasıl inkar ediyorlar?.. (Kendileri, kölelerini ortak edinmezken, Allah’ın yarattığı şeyleri, O’na ortak koşuyorlar.)

(Nahl 71)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Allah, kiminize kiminizden daha bol rızık verdi. Bol rızık verilenler, rızıklarını ellerinin altındakilere verip de bu hususta kendilerine onları eşit kılmazlar. Durum böyle iken Allah'ın nimetini inkar mı ediyorlar?

(Nahl 71)

Bekir Sadak Meali:

Allah rizikda kiminizi digerlerine ustun tutmustur. stun kilinanlar, emirleri altinda bulunanlarin riziklarini vermezler. Oysa rizikta hepsi esittir. Allah'in nimetini bile bile inkar mi ediyorlar?

(Nahl 71)

Besim Atalay Meali:

Allah bir nicenizi, bir niceniz üzere azıkça artıkladı, artıklanmış olanlar kendi kölelerine vermezler azıkların, onlarsa birdir O'nda, Allahın nimetini tanımıyor musunuz?

(Nahl 71)

Celal Yıldırım Meali:

Allah rızık hususunda kiminizi kiminizden üstün kılmıştır. Üstün kılınanlar ellerinin altındakilere rızıklarını kendilerine eşit olacak ölçüde çevirip verici değillerdir. Allah'ın nîmetini bile bile inkâr mı ediyorsunuz?

(Nahl 71)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Allah, rızık konusunda kiminizi kiminizden üstün kıldı. Rızık bakımından üstün kılınanlar (kendilerine bol rızık verilenler) ellerinin altında bulunanlara kendi rızıklarından (kendileriyle eşit seviyeye gelecek derecede) vermezler. Hâlbuki bunda hepsi eşittir (ellerinin altında bulunanların rızkı sadece onlara emanet edilmiştir). Yoksa Allah'ın nimetini inkâr mı ediyorlar?

(Nahl 71)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Allah rızıkda kiminizi diğerlerine üstün tutmuştur. Üstün kılınanlar, emirleri altında bulunanların rızıklarını vermezler. Oysa rızıkta hepsi eşittir. Allah'ın nimetini bile bile inkar mı ediyorlar?

(Nahl 71)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Allah, rızık konusunda kiminizi kiminizden üstün kıldı. Üstün kılınanlar, rızıklarını ellerinin altındakilere vermezler ki rızıkta hep eşit olsunlar. Şimdi Allah'ın nimetini mi inkar ediyorlar?

(Nahl 71)

Diyanet Vakfı Meali:

Allah kiminize kiminizden daha bol rızık verdi. Bol rızık verilenler, rızıklarını ellerinin altındakilere verip de bu hususta kendilerini onlara eşit kılmazlar. Durum böyle iken Allah'ın nimetini inkâr mı ediyorlar?

(Nahl 71)

Edip Yüksel Meali:

ALLAH rızık (varlık) açısından sizi birbirinize üstün kılmıştır. Nitekim, üstün kılınanlar, emirleri altındakilerle varlıklarını eşit paylaşmazlar. ALLAH'ın nimetini mi reddediyorlar?

(Nahl 71)

Elmalılı Orjinal Meali:

Allah ba'zınızı ba'zınıza rızıkta tafdıl de etti, fazla verilenler rızıklarını ellerinin altındakilere reddediyorlar da hepsi onda müsavi oluyorlar da değil, şimdi Allahın nı'metini mi inkar ediyorlar?

(Nahl 71)

Elmalılı Yeni Meali:

Allah, rızık bakımından kiminizi kiminize üstün kıldı. Fazla verilenler, rızıklarını ellerinin altındakilere vermiyorlar ki, eşit olsunlar. Şimdi Allah'ın nimetini inkar mı ediyorlar?

(Nahl 71)

Erhan Aktaş Meali:

Allah, rızık konusunda kiminizi kiminize üstün kıldı. Üstün kılınanlar; rızıklarını, yeminlerinin mülkü[1] olan kimselere aktarıyorlar da, onlar, onda eşit oluyorlar mı? O halde, Allah'ın nimetini mi inkar ediyorlar?[2]

1)Sahip oldukları; köle, cariye, yetim, kimsesiz ve sorumluluklarını üstlendikleri.
2)Benzer bir ayet olan, Rum Suresi, ayet 28'de de Rabb'imiz, "Kendinizden size bir örnek vermektedir: Size, verdiğimiz mallarda, yeminlerinizin mülkü olanlardan ortaklarınız var mı? Siz ve onlar bu mallarda eşit misiniz? Onları, bir birinizi saydığınız gibi sayar mısınız? Aklını kullanan bir kavim için ayetleri işte böyle açıklıyoruz." demektedir. Bu ayetlerde, Rabb'imiz; rızkı yaratan da, rızkın gerçek sahibi olan da Ben'im diyor. Ve diyor ki: Siz sağ elinizin mülkü olan kimseleri malınıza ortak ediyor musunuz ki, Ben, kullarımı rızıklandırırken, bu rızıklandırmamda, ilahlarınızı(Lat, Uzza, Menat) Kendime ortak edeyim. Ve onlar aracılığıyla veya onlarla birlikte size rızık vereyim. Diğer bir anlatımla Allah, rızık verici olan, yalnızca Benim demektedir. Rızk Benim değil mi? Onu dilediğim gibi dağıtırım.

(Nahl 71)

Gültekin Onan Meali:

Tanrı rızıkta kiminizi kiminize üstün kıldı; üstün kılınanlar, rızıklarını ellerinin altında bulunanlara onda eşit olacak şekilde çevirip verici değildirler. Şimdi Tanrı'nın nimetini inkar mı ediyorlar?

(Nahl 71)

Hakkı Yılmaz Meali:

Ve Allah rızık konusunda kiminizi kiminize fazlalıklı kılmıştır. Kendilerine fazlalık verilenler, kendi rızıklarını; yiyip içeceklerini, servetlerini, sözleşmeler gereği himayelerinde bulundurdukları kimselere, hepsi rızıkta eşit olmak üzere vermezler. O hâlde bunlar Allah'ın nimetini bilerek örtbas mı ediyorlar?

(Nahl 71)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Allah, rızıkta kiminizi kiminize üstün kıldı. (Daha fazla rızık verilerek) üstün kılınanlar, rızıklarını onlarla eşit olmak için kölelerine vermezler. (Böyleyken şirk koşarak) Allah’ın nimetini inkâr mı ediyorlar?

(Nahl 71)

Harun Yıldırım Meali:

Allah kiminize kiminizden daha bol rızık verdi. Bol rızık verilenler, rızıklarını ellerinin altındakilere verip de bu hususta kendilerini onlara eşit kılmazlar. Durum böyle iken Allah'ın nimetini inkâr mı ediyorlar?

(Nahl 71)

Hasan Basri Çantay:

Allah rızk hususunda kiminizi kiminizden üstün kıldı. O üstün kılınanlar, onda hepsi eşit olmak üzere, rızklarını ellerinin altındakilere verici değildirler. O halde bunlar Allahın ni'metini bilerek inkar mı ediyorlar?

(Nahl 71)

Hayrat Neşriyat Meali:

Hem Allah, rızık husûsunda bazınızı bazınızdan üstün kıldı. Böylece üstün kılınanlar ise, rızıklarını (kendileriyle eşit dereceye gelecek şekilde) ellerinin altındaki kölelerine verici değiller ki, artık onda (o rızıkta) kendileri müsâvî olsunlar. (Onlar kendi köleleriyle eşitliği kabûl etmezken, nasıl oluyor da Allah'a eş tutup ortak koşuyorlar?)Şimdi Allah'ın ni'metini bilerek inkâr mı ediyorlar?

(Nahl 71)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Allah, rızık konusunda sizi birbirinize karşı fazlalıklı yaptı. Artık, fazlalıklı kılınmış [kişiler] güçlerinin sahip oldukları [kişilere], onda [rızıkta] kendileriyle eşit olurlar diye¹ rızıklarını gönderici olmuyorlar. O halde Allah'ın nimetini mi bile bile reddediyorlar?

(Nahl 71)

Hüseyin Atay Meali:

Allah rızık bakımından kiminize kiminizden daha çok vermiştir. Çok verilenler, antlaşma yaptıklarına rızıklarını vermezler. Halbuki rızıkta onların hepsi eşittir. Allah'ın nimetini bilerek mi inkâr ediyorlar?

(Nahl 71)

İbni Kesir Meali:

Allah; rızık hususunda kiminizi kiminizden üstün kıldı. Üstün kılınanlar buyrukları altında bulunanların rızıklarını vermezler. Halbuki bunda hepsi eşittir. Yoksa Allah'ın nimetini bile bile inkar mı ediyorlar?

(Nahl 71)

İlyas Yorulmaz Meali:

Allah, sizin bir kısmınızı, rızık olarak bir kısmınıza üstün tuttu. Kendilerine fazla rızık verilenler, sorumlulukları altındakileri rızıklandırmaktan kaçınıyorlar. Halbuki rızıklanma hususunda eşittiler. Onlar Allah'ın nimetlerini inkar mı ediyorlar?

(Nahl 71)

İskender Ali Mihr Meali:

Üstün kılınan kimseler, ellerinin altında bulunanlara rızıklarını veren (verici) değiller (çünkü rızkı veren sadece Allah’tır). Oysa onlar, rızıkları konusunda eşittirler. Onlar, Allah’ın ni’metini bilerek mi inkâr ediyorlar?

(Nahl 71)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Allah azıklanma işinde kimini kiminden üstün kıldı. Oysaki bu üstün kılınanlar kazandıkları azığı ellerinin altındaki kölelere onları kendileriyle bir tutarak vermezler. Onlar yine de Allah'ın iyiliğini tanımazlık mı ediyorlar?

(Nahl 71)

Kadri Çelik Meali:

Allah rızıkta kiminizi kiminize üstün kılmıştır; üstün kılınanlar, (zatî bir üstünlüğe sahip olmadıkları halde kendilerine verilen) rızıklarını ellerinin altında bulunanlara vermezler (ve onları mülkünde ortak kılmazlar) ki böylece onda (mülkte) eşit olsunlar. (Ama nasıl olur da mülkünde zatî bir üstünlüğe sahip olan Allah'ın bir takım ortakları olduğunu iddia ediyorlar!) Yoksa Allah'ın bu nimetini (üstün kıldığını) inkâr mı ediyorlar (ve zatî bir üstünlüğe sahip olduklarına mı inanıyorlar)?

(Nahl 71)

Mahmut Kısa Meali:

Allah, her birinize farklı güç ve yetenekler bahşederek, gerek sosyal statü, gerekserızık ve kazanç bakımından bir kısmınızı diğerlerinden üstün kılmıştır. Fakat kendilerine zenginlik bahşedilmiş olanlar, köle veya hizmetçileriyle eşit konuma gelecek şekilde rızıklarını onlarla paylaşmak istemezler. Peki, ey müşrikler! Siz servetinizde —onu size Allah verdiği hâlde— kölelerinizi ve hizmetçilerinizi kendinize ortak kabul etmezken, nasıl olur da Allah’a kulluk ve şükür konusunda başka ilâhları O’na ortak koşarsınız? Kendi mülk ve nüfuz alanınızda başka bir ortağa tahammül edemeyen sizler, nasıl olur da Allah’ın birer âciz kulu olan sözde “yüce şahsiyetleri” ya da uydurduğunuz sahte ilâhları Allah’ın mülk ve egemenliğinde O’na ortak kabul eder, kendinize lâyık görmediğiniz bir durumu Allah’a yakıştırmaya cüret edersiniz? Şimdi bu müşrikler, kendilerine bunca lütuflar bahşeden Rablerine ortaklar koşarakgöz göre göreAllah’ın nîmetlerini inkâr mı edecekler?

(Nahl 71)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Lütfedip verdiği rızıkta Allah bir kısmınızı, diğer kısmınıza üstün kılmıştır. Nimeti elleri altında olup da rızkı üstün kılınanlar, ellerinin altındakiler için Alıp, sahip olduklarını eşit olacak şekilde olmuyorlar. Halbuki o rızıkta eşittir Hal böyleyken onlar Allah'ın verdiği rızık nimetleri inkar mı ediyorlar?

(Nahl 71)

Mehmet Türk Meali:

Allah, rızıkta sizi birbirinize üstün kıldığı halde üstün kılınanlar, bu rızıklarını hiç köleleriyle paylaşıp, onlarla eşit oluyorlar mı (da putlarını, Allah’la eşit görüyorlar?)1 Şimdi de Allah’ın nîmet(ler)ini, inkâr mı ediyorlar?2*

(Nahl 71)

Muhammed Celal Şems Meali:

Allah bazılarınızı, rızık bakımından diğerlerine üstün kıldı. Üstünlük bahşedilenler rızıklarını, o (rızıkta) kendilerine eşit olmasınlar diye, sağ ellerinin sahip olduklarına döndürmezler. Acaba onlar, (bildikleri halde yine de) Allah’ın nimetini inkâr mı ederler?

(Nahl 71)

Muhammed Esed Meali:

Rızık konusunda, kiminize kiminizden fazla veren Allah'tır: hal böyleyken, kendisine fazla verilmiş olanlar, rızıklarını -bu bakımdan aralarında eşitlik olsun diye- sağ ellerinin malik olduğu kimselerle paylaşmakta isteksiz davranıyorlar. Peki, (böyle yapmakla) Allah'ın nimetini (bile bile) inkara mı kalkışıyorlar?

(Nahl 71)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Allah, rızıkta sizi birbirinize üstün kıldı. Kendilerine fazlalık verilenler, bu fazlalığı ellerinin altındakilere verip de onlarla eşit hale gelmek istemezler. Buna rağmen onlar Allah'ın nimetini yalanlıyorlar mı?

(Nahl 71)

Mustafa Çavdar Meali:

Allah, rızık konusunda kiminizi kiminizden farklı kılmıştır. Oysa kendisine zenginlik verilen kimseler, sahip olduğu malları ellerinin altında bulunanlarla paylaşmaya ve böylece onlarla eşit seviye ye gelmeye yanaşmıyorlar da şimdi onlar bile bile Allah’ın nimetini paylaşmıyorlar?

Bknz: (2/267) - (3/92) - (6/165) - (43/32) - (76/8)

(Nahl 71)

Mustafa Çevik Meali:

Maddi imkânlar bakımından kiminizi kiminize üstün kılan da Allah’tır. Hal böyleyken kendisine daha çok nimet verilenler, bu nimetleri emirleri altında çalışanlarla paylaşmazlar. Böyle yaparak Allah’ın emirlerini görmezden ve duymazdan gelerek inkâra kalkarlar.

(Nahl 71)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Allah rızkı kiminize diğerinden daha fazla vermiştir. Peki, kendisine fazla verilenler emirleri altında çalışan kesimleri servetlerine ortak etseler de, onlar da bu konuda (kendileriyle) eşit hale gelseler ya! Buna (dahi razı olmayacaklarına) göre, hala (ortak koşmakla), Allah'ın nimetlerini bile bile inkara yeltenmiş olmuyorlar mı?

(Nahl 71)

Osman Okur Meali:

Allah, rızık husûsunda bazınızı bazınızdan üstün olmasına izin verdi. Böylece üstün olanlar ise, rızıklarını (kendileriyle eşit dereceye gelecek şekilde) ellerinin altında çalışan kimselere verici değiller ki, artık onda (o rızıkta) kendileri müsâvî (eşit) olsunlar. (Onlar kendi işçileriyle eşitliği kabûl etmezken, nasıl oluyor da Allah’a eş tutup ortak koşuyorlar?) Şimdi Allah'ın nimetlerini bile bile inkara yeltenmiş olmuyorlar mı?

(Nahl 71)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Ve Allah Teâlâ bazınızı bazınız üzerine rızk hususunda üstün kılmıştır. Artık üstün kılınanlar, rızklarını onlar onda müsavî olmak için ellerinin altındakilere verici değillerdir. İmdi Allah'ın nîmetlerini inkâr mı ediyorlar?

(Nahl 71)

Ömer Öngüt Meali:

Allah rızık hususunda kiminizi kiminizden üstün kıldı. Üstün kılınanlar, ellerinin altındakilere kendi rızıklarını vermiyorlar ki, o rızık hususunda eşit olsunlar. Yoksa Allah'ın nimetini inkâr mı ediyorlar?

(Nahl 71)

Ömer Sevinçgül Meali:

Allah, rızk bakımından kiminizi kiminize üstün kılmıştır. Üstün kılınanlar, ellerinin altında bulunanların ‘kendilerine muhtaç kimselerin’ rızklarını vermezler! Oysa, rızkta hepsi eşit olmalı. Yoksa Allah’ın nimetini bile bile inkâr mı ediyorlar!

(Nahl 71)

Sadık Türkmen Meali:

ALLAH rızıkta kiminizin kiminize üstün olmasına izin verdi. Üstün olanlar yönettiklerine paylarını vermiyorlar. Oysa onlar rızıkta eşit olmaya çalışsınlar. Yoksa Allah’ın nimetine nankörlük mü ediyorlar?

(Nahl 71)

Seyyid Kutub Meali:

Allah rızık alanında bir bölümünüzü diğerlerinizden üstün kıldı. Üstün konumdakiler rızıklarını, buyrukları altındaki yoksullarla paylaşmıyorlar ki, herkes eşit geçim düzeyine kavuşsun. Acaba Allah'ın nimetlerini inkar mı ediyorsunuz?

(Nahl 71)

Suat Yıldırım Meali:

Allah sizi, maişet ve rızık hususunda kiminizi kiminize üstün kıldı. Nasipleri bol olanlar kendi nasiplerini, kendileriyle eşit seviyeye gelecek derecede, yanlarında çalıştırdıkları köle ve hizmetçilere vermezler. O halde nasıl olur da Allah'ın nimetini, Allah'ın kendilerinin üzerindeki hakkını bile bile inkar ederler?

(Nahl 71)

Süleyman Ateş Meali:

Allah, rızıkta kiminizi kiminizden üstün kıldı. (Rızıkça) üstün kılınanlar, ellerinin altında bulunanlara kendi rızıklarını verip de hepsi rızıkta eşit olmuyorlar. Allah'ın ni'metini mi inkar ediyorlar?

(Nahl 71)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Allah rızık konusunda kiminizi kiminden üstün kılar. Üstün kılınanlar, hakimiyeti altındakilere (esirlere)[1] kendi rızıklarından vermezler. Ama rızıkta bunlar da onlarla eşit hakka sahiptirler[2]. Allah'ın nimeti karşısında bile bile yalana mı sarılıyorlar?

1)...
2)Peygamberimizin şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: Ellerinizin altındaki esirler ailenizin fertleri ve kardeşlerinizdir. Onları hakimiyetinize veren Allah'tır. Allah kimin hakimiyetine kardeşini vermişse yediğinden yedirsin, giydiğinden giydirsin ve ağır işler yüklemesin, yükleyecekse de ona yardım etsin." (Buhari İman/22 babu'l-meası min emr'il-cahiliye)

(Nahl 71)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Allah, kiminize fazla rızık vermiştir. Fazla rızık verilenler, eşit hale gelmek için, sahip olduklarından, daha aşağı seviyede bulunanlara vermek istemiyorlar. Allah'ın nimetine nankörlük mü ediyorlar?

(Nahl 71)

Şaban Piriş Meali:

Allah, rızık konusunda kiminizi, kiminizden üstün kılmıştır. Fakat, üstün kılınanlar, gözetimleri altında bulunanlara, kendileriyle eşit olurlar diye rızıklarını vermezler. Bile bile Allah'ın nimetini inkar mı ediyorlar?

(Nahl 71)

Talat Koçyiğit Meali:

Allah, rızık hususunda, bazınızı bazınıza üstün kılmıştır. Rızıkça üstün kılınanlar, gözetimleri altında bulunanlara, kendileriyle eşit olurlar diye rızıklarını vermemektedirler. Yoksa Allah'ın nimetini inkar mı ediyorlar?

(Nahl 71)

Tefhimul Kuran Meali:

Allah rızıkta kiminizi kiminize üstün kıldı; üstün kılınanlar, rızıklarını ellerinin altında bulunanlara onda eşit olacak şekilde çevirip verici değildirler. Şimdi Allah'ın nimetini inkâr mı ediyorlar?

(Nahl 71)

Ümit Şimşek Meali:

Allah rızıkta sizi birbirinize üstün kıldı. Kendilerine fazlalık verilenler, bu fazlalığı ellerinin altındakilere verip de onlarla eşit hale gelmek istemezler. Buna rağmen onlar Allah'ın nimetini mi inkâr ediyorlar?(20)*

(Nahl 71)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Allah, rızıkta kiminizi kiminize üstün kılmıştır. Fazla verilenler, rızıklarını ellerinin altındakilere aktarıp da hepsi onda eşit hale gelmiyor. Allah'ın nimetini mi inkar ediyor bunlar?

(Nahl 71)