4. Nisa Suresi / 155.ayet

Verdikleri misakı/sözü bozmaları, Allah’ın ayetlerine inanmamaları, nebileri haksız yere öldürmeleri, “Kalplerimiz bilgiye kapalıdır” demeleri sebebi ile onları lanetlemiştik. Aslında onlar Allah’ın ayetlerine kalplerini kapatmışlardır; artık çok azı dışında onlar iman etmezler.

Bknz: (2/27)(4/46)(5/56)

Mustafa Çavdar Meali

Nisa 155 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Sonra sözlerinde durmayıp ahitlerini bozmaları, Allah'ın ayetlerini inkar etmeleri, peygamberleri haksız yere öldürmeleri ve kalplerimiz kapalı, anlamıyoruz demeleri yüzünden cezalarını buldular; kalplerini, küfürleri yüzünden Allah kapamıştır, o yüzden de içlerinden ancak pek azı imana gelir.

(Nisa 155)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Onlar; kendi sözleşmelerini bozmaları, Allah'ın ayetlerine karşı inkâra sapmaları, peygamberleri haksız yere öldürmeleri ve "kalplerimiz örtülüdür" (bu yüzden Elçileri ve öğretilerini anlamıyoruz) demeleri nedeniyle (Yahudileri lanetledik.) Aslında Allah, inkârları dolayısıyla ona (kalplerine) damga basmıştır (artık imanları kararmış, vicdanları kapanmıştır). Onların pek azı dışında, iman etmeyeceklerdir. (Allah’ın ğadabını hak etmişlerdir.)

(Nisa 155)

Abdullah Parlıyan Meali:

Onların verdikleri sağlam sözlerini bozmaları, Allah'ın mesajlarını reddetmeleri, peygamberleri öldürmek gibi bir haksızlık işlemeleri ve kalplerimiz perdelidir demelerinden dolayı kendilerini cezalandırdık. Hayır, aslında Allah gerçekleri örtbas etmelerinden dolayı, onların kalplerini mühürlemiştir, bu yüzden pek azı hariç artık iman etmezler.

(Nisa 155)

Adem Uğur Meali:

Sözlerinden dönmeleri, Allah'ın âyetlerini inkâr etmeleri, haksız yere peygamberleri öldürmeleri ve "Kalplerimiz kılıflanmıştır" demeleri sebebiyle (onları lânetledik, türlü belâlar verdik. Onların kalpleri kılıflı değildir;) tam aksine küfürleri sebebiyle Allah o kalpler üzerine mühür vurmuştur; pek azı müstesna artık iman etmezler.

(Nisa 155)

Ahmet Hulusi Meali:

Ahdlerinden dönmeleri, Allah'ın işaretlerindeki varlığını (Esma'sının açığa çıkışı olan işaretleri) inkar etmeleri, Hakk'ın muradına karşı Nebileri öldürmeleri ve "Kalplerimiz kılıflıdır" (şuurlarımız koza içindedir) demeleri yüzünden, yaptıklarının karşılığını verdik. Bilakis inkarları yüzünden anlayışlarını kilitledik! Artık pek azı hariç, iman etmezler!

(Nisa 155)

Ahmet Tekin Meali:

Verdikleri kesin sözlerini, taahhütlerini bozan bir kısım tutum ve davranışları; Allah'ın âyetlerini inkâr etmeleri, haklı bir sebep ortada yokken peygamberleri öldürmeleri, "- Kalplerimiz, kafalarımız kılıflıdır, Hakka hakikate kapalıdır, Allah'a verdiği taahhüdü bozmuştur." demeleri, aslında, küfürleri sebebiyle Allah'ın kalplerini, kafalarını anlayışsız hale getirmesindendir. Azıcık bir kesimi, çok az şeye iman edecekler.

(Nisa 155)

Ahmet Varol Meali

Sözlerini bozmaları, Allah'ın ayetlerini inkar etmeleri, peygamberleri haksız yere öldürmeleri ve: "Bizim kalplerimiz örtülüdür" [26] demeleri yüzünden (Allah onları lanetledi). Hayır, aksine inkar etmelerinden dolayı Allah onların kalplerini mühürlemiştir. Artık çok azı dışında onlar iman etmezler.*

(Nisa 155)

Ali Bulaç Meali:

Onların kendi sözlerini bozmaları, Allah'ın ayetlerine karşı inkara sapmaları, peygamberleri haksız yere öldürmeleri ve: "Kalplerimiz örtülüdür" demeleri nedeniyle (onları lanetledik.) Hayır; Allah, inkarları dolayısıyla ona (kalplerine) damga vurmuştur. Onların azı dışında, inanmazlar.

(Nisa 155)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Fakat onların ahidlerini (vardıkları o sağlam sözleri) bozmaları, Allah'ın âyetlerini inkâr etmeleri, peygamberleri haksız yere öldürmeleri ve “-kalblerimiz perdelidir”, demeleri sebebiyle kendilerine lânet ettik. Doğrusu Allah, onların kalbleri üzerine, küfürleri yüzünden mühür vurmuştur. Onun için, pek azı müstesnâ, onlar imana gelmezler.

(Nisa 155)

Ali Rıza Sefa Meali:

Verdikleri sözü bozdukları, Allah'ın ayetlerini inkar ettikleri, peygamberleri haksız yere öldürdükleri ve "Yüreklerimiz korunaklıdır!" dedikleri için. Evet! Allah, nankörlük ettikleri için, onların üzerine damga vurmuştur. Artık, çok azı dışında inanmazlar.

(Nisa 155)

Ali Ünal Meali:

İşte (başlarına ne geldi ise hep kendi yüzlerinden geldi): verdikleri sözde durmamaları, Allah’ın (vahyettiği) âyetlerini (ve hem kâinatta, hem de kendi hayatlarında müşahede edip durdukları) apaçık delilleri görmezlikten gelip inkâr etmeleri, hiçbir hakhukuk gözetmeksizin peygamberleri öldürmeleri ve “Bizim kalblerimiz kılıflı, kabuk bağlamış, kaşarlanmış; (imana kabiliyetimiz kalmamış!)” demeleri yüzünden; –oysa küfürde ısrarları sebebiyle Allah kalblerine baskı vurup küfrü tabiatları haline getirdi de, artık imanla, iman hakikatleriyle münasebet ve alâkaları pek azdır.–

(Nisa 155)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Antlaşmalarını bozmalarından, Allah’ın ayetlerini inkâr etmelerinden, haksız yere peygamberleri öldürmelerinden, “kalplerimiz kılıflıdır” demelerinden dolayı (onlar belalara müstahak oldular.) Hayır, (kalpleri) kılıflı değil, belki inkârlarından dolayı, Allah onların kalplerini kapatmıştır. Artık çok az inanırlar.

(Nisa 155)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Sözlerinden dönmeleri, Allah'ın ayetlerini inkar etmeleri, haksız yere peygamberleri öldürmeleri ve "Kalplerimiz kılıflıdır" demeleri sebebiyle onları lanetledik, türlü belalar verdik. Onların kalpleri kılıflı değildi; tam aksine inkarları sebebiyle Allah o kalpler üzerine mühür vurmuştur; pek azı inanır.

(Nisa 155)

Bekir Sadak Meali:

Sozlesmelerini bozmalari, Allah'in ayetlerini inkar etmeleri, peygamberleri haksiz yere oldurmeleri, «Kalblerimiz perdelidir» demelerinden oturu Allah, evet, inkarlarina karsilik onlarin kalblerini muhurledi, onun icin bunlarin ancak pek azi inanir.

(Nisa 155)

Besim Atalay Meali:

Ahitlerin bozmalarından, Allahın âyetlerin tanımadıkları, haksız yere peygamberleri öldürdükleri «Gönlümüz örtülüdür» diye söyledikleri, kâfir dahi olmaları yüzünden, Allah damgaladı gönüllerin, onların pek azı inana gelir

(Nisa 155)

Celal Yıldırım Meali:

Verdikleri kesin ve sağlam sözlerini bozmaları, Allah'ın âyetlerini inkâr etmeleri, haksız yere peygamberleri öldürmeleri ve «kalblerimiz kılıftır veya kılıflıdır» demeleri sebebiyledir ki, (kendilerini lanetledik). Belki küfürleri sebebiyle Allah onların kalblerini mühürledi de bu yüzden —azı müstesna— imâna gelmezler.

(Nisa 155)

Cemal Külünkoğlu Meali:

(Yahudiler) verdikleri sağlam sözü bozmaları, Allah'ın ayetlerini inkâr etmeleri, peygamberleri sebepsiz yere öldürmeleri ve: “Kalplerimiz kılıfla kaplıdır (bize yapılan davet boşunadır)” demelerinden dolayı (başlarına türlü belalar verdik ve onları lanetledik). Hayır, (kalpleri kılıfla kaplı değil) inkârları (kötü niyetleri) sebebiyle Allah kalplerini mühürlemiştir. Artık (Yahudiler), pek azı dışında iman etmezler. *

(Nisa 155)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Sözleşmelerini bozmaları, Allah'ın ayetlerini inkar etmeleri, peygamberleri haksız yere öldürmeleri, "Kalblerimiz perdelidir" demelerinden ötürü Allah, evet, inkarlarına karşılık onların kalblerini mühürledi, onun için bunların ancak pek azı inanır.

(Nisa 155)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Verdikleri sağlam sözü bozmalarından, Allah'ın ayetlerini inkar etmelerinden, peygamberleri haksız yere öldürmelerinden ve "kalplerimiz muhafazalıdır" demelerinden dolayı (başlarına türlü belalar verdik. Onların kalpleri muhafazalı değildir), tam aksine inkarları sebebiyle Allah onların kalplerini mühürlemiştir. Artık onlar inanmazlar.

(Nisa 155)

Diyanet Vakfı Meali:

Sözlerinden dönmeleri, Allah'ın âyetlerini inkâr etmeleri, haksız yere peygamberleri öldürmeleri ve «Kalplerimiz kılıflanmıştır» demeleri sebebiyle (onları lânetledik, türlü belâlar verdik. Onların kalpleri kılıflı değildir;) tam aksine küfürleri sebebiyle Allah o kalpler üzerine mühür vurmuştur; pek azı müstesna artık iman etmezler.

(Nisa 155)

Edip Yüksel Meali:

Sözlerini bozmalarından, ALLAH'ın ayet ve delillerini inkar etmelerinden, peygamberleri haksız yere öldürmelerinden ve 'Sabit fikirliyiz,' demelerinden ötürü, evet inkarlarından ötürü ALLAH onların anlayışlarını mühürledi. Bunun için pek azı inanırlar.

(Nisa 155)

Elmalılı Orjinal Meali:

Bunun üzerine misaklarını nakzetmeleri ve Allahın ayatına küfürleri ve Enbiyayı nahak yere katilleri ve "kalblerimiz gılıflı" demeleri sebebiyle -ki doğrusu Allah o kalblerin üzerini küfürlerile tab'etmiştir- de onun için iymana gelmezler meğer ki pek az

(Nisa 155)

Elmalılı Yeni Meali:

Bunun üzerine sözleşmelerini bozmaları, Allah'ın ayetlerini inkar etmeleri, peygamberleri haksız yere öldürmeleri ve "kalplerimiz kılıflı" demeleri sebebiyle, -Doğrusu Allah, inkarları yüzünden onların kalplerini mühürlemiştir de onun için pek azı dışındakiler iman etmezler-

(Nisa 155)

Erhan Aktaş Meali:

Verdikleri sözü bozdukları, Allah'ın ayetlerini inkar ettikleri, nebileri haksız yere öldürdükleri ve "Bizim kalplerimiz örtülüdür." dedikleri için; evet Allah, gerçeği yalanlayarak nankörlük ettiklerinden dolayı, onların kalplerini mühürlemiştir. Bu nedenle pek azı hariç, iman etmezler.

(Nisa 155)

Gültekin Onan Meali:

Onların kendi sözlerini bozmaları, Tanrı'nın ayetlerine küfretmeleri, peygamberleri haksız yere öldürmeleri ve: "Kalplerimiz örtülüdür" demeleri nedeniyle (onları lanetledik). Hayır, Tanrı, küfrettikleri için ona (kalplerine) damga vurmuştur. Onlar, azı dışında inanmazlar.

(Nisa 155)

Hakkı Yılmaz Meali:

(154-158) Ve söz vermeleri ile birlikte üstlerini/ en değerlilerini/Mûsâ'yı Tûr'a yükselttik. Ve onlara: “O kapıdan boyun eğip teslimiyet göstererek girin” dedik. Yine onlara: “Tefekkür/kulluk gününde sınırları aşmayın” dedik. Sonra da onların kendi sözlerini bozmaları, Allah'ın âyetlerine inanmamaları, peygamberleri haksız yere öldürmeleri ve: “Kalplerimiz örtülüdür/ sünnetsizdir” demeleri –aksine Allah, küfretmeleri; Kendisinin ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddetmeleri nedeniyle kalplerine damga vurmuştur. Onların azı dışında, inanmazlar– ve Allah'ın ilâhlığına ve rabliğine inanmamaları ve Meryem'in aleyhinde büyük bühtanlar söylemeleri; “Biz, Allah'ın Rasûlü Meryem oğlu Mesih Îsâ'yı gerçekten öldürdük” demeleri nedeniyle onlardan sağlam bir söz aldık. Oysa O'nu öldürmediler ve O'nu asmadılar. Ama onlar için, Îsâ, benzetildi. Gerçekten O'nun hakkında anlaşmazlığa düşenler, kesin bir yetersiz bilgi içindedirler. Onların zanna uymaktan başka buna ilişkin hiçbir bilgileri yoktur. O’nu kesin olarak öldürmediler. Aksine Allah O'nu, Kendine yükseltti/ derecesini artırdı. Ve Allah, en üstün, en güçlü, en şerefli, mağlûp edilmesi mümkün olmayan/mutlak galip olandır, en iyi yasa koyan, bozulmayı iyi engelleyen/sağlam yapandır.

(Nisa 155)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Sözlerini bozmaları, Allah’ın ayetlerine karşı kâfir olmaları, haksız yere nebileri öldürmeleri ve: “Kalplerimiz (hak ve hakikate karşı) kapalıdır.” sözleri (nedeniyle onları cezalandırdık). (Hayır, öyle değil!) Bilakis, Allah küfürleri sebebiyle onların kalplerini mühürlemiştir. (Bu nedenle) pek az iman ederler.

(Nisa 155)

Harun Yıldırım Meali:

Onların o sağlam sözlerini bozmaları, Allah’ın ayetlerini inkar etmeleri, nebileri haksızca öldürmeleri ve: “Bizim kalplerimizde perdeler vardır.” demeleri, aksine küfürleri sebebiyle Allah onları mühürledi de pek azı hariç iman etmezler.

(Nisa 155)

Hasan Basri Çantay:

(Fakat) onların (verdikleri) o sağlam sözleri bozmaları, Allahın ayetlerini inkar ederek kafir olmaları, peygamberleri haksız yere öldürmeleri ve "Kalblerimiz perdelidir" demeleri sebebiyle (dir ki biz kendilerine lanet etdik.) Hayır, Allah onların kalbleri üzerine, küfürleri yüzünden, mühür basmışdır. Artık onlar, birazı müstesna olmak üzere, iman etmezler.

(Nisa 155)

Hayrat Neşriyat Meali:

Fakat sözlerini bozmaları, Allah'ın âyetlerini inkârları, (Zekeriyyâ ve Yahyâ'ya yaptıkları gibi) peygamberleri haksız yere öldürmeleri ve: “Kalblerimiz perdelidir (bir şey anlamayız)!” demeleri sebebiyle (onlara lâ'net ettik)! Bil'akis küfürleri sebebiyle Allah onların (o kalblerin) üzerine mühür vurmuştur. Bu yüzden, pek azı müstesnâ, îmân etmezler.

(Nisa 155)

Hubeyb Öndeş Meali: /

(155-161) Ardından, pekiştirilmiş anlaşmalarını bozmaları, Allah'ın ayetlerinin [hak olduğu gerçeğini] örtmeleri, Nebi'leri haksızca öldürmeleri, "Kalplerimiz bir kılıftır." demeleri -ki aksine! küfürleri [gerçeği örtmeleri] sebebiyle onların [kalplerinin] üzerini damgaladı. Artık, pek az inanıyorlar.-, gerçeği örtmeleri, Meryem'e karşı çok büyük bir iftira olarak sözleri, "Kesinlikle biz, Allah'ın elçisi (!)¹ Meryem'in oğlu Mesih İsa'yı öldürdük!" demeleri sebebiyle - ki onu öldürmediler ve onu asmadılar; fakat o [öldürdükleri] kendileri için [İsa'ya] benzetildi.² Gerçek şu ki, bu konuda ayrılığa düşmüş olanlar, ondan yana kesinlikle bir şüphenin içindedir. Bu konuda, kendileri için hiçbir bilgi yoktur. Onlar ancak zanna bağlı oldular. Onu, yakinen öldürmediler. Aksine! Allah onu kendisine kaldırdı. Alla [en başından beri] daima üstündü, hakimdi/hikmetliydi. Ölümünden önce ona (İsa'ya) kitap halkından [kim varsa] mutlaka ama mutlaka inanır.³ Kıyamet gününde o onlara karşı bir devamlı şahit olur.- ardından yahudiliği seçmiş olanlardan bir zulüm ve onların, Allah'ın yolundan pek çok [kişiyi] şiddetle geri çevirmeleri, o kendilerine yasaklanmış olduğu halde faizi almaları ve insanların mallarını batıl ile [haksızca] yemeleri sebebiyle kendilerine helal edilmiş temiz [şeyleri] onlara haram ettik.

(Nisa 155)

Hüseyin Atay Meali:

Antlaşmalarını bozmaları, Allah'ın ayetlerini inkâr etmeleri, haksız olarak peygamberleri öldürmeleri, "Gönüllerimiz kınlıdır" demeleri ve belki de inkârlarından dolayı, Allah gönüllerine mühür basmıştır. Bunun için onlardan pek azı inanır.

(Nisa 155)

İbni Kesir Meali:

Sözlerini bozmaları, Allah'ın ayetlerini inkar etmeleri, peygamberlerini haksız yere öldürmeleri, kalblerimiz perdelidir, demeleri yüzünden Allah, evet, inkarlarına karşılık onların kalblerini mühürledi, onun için bunların pek azı hariç inanmazlar.

(Nisa 155)

İlyas Yorulmaz Meali:

İsrail oğullarının, Allah'a verdikleri sözleri bozmalarından, Allah'ın ayetlerini reddetmelerinden, peygamberleri (habercileri) haksız yere öldürmelerinden ve “Kalplerimiz elçilerin getirdiği Allah'ın emirlerine kapalıdır” demelerinden dolayı (onlara azap ettik). Hayır…onların gerçekleri kabul etmemelerinden dolayı Allah kalplerini mühürledi. Onların pek azı hariç iman etmezler.

(Nisa 155)

İskender Ali Mihr Meali:

Bu, onların misaklarını nakzetmeleri (bozmaları) ve Allah’ın âyetlerini inkâr etmeleri, peygamberleri haksız yere öldürmeleri ve onların “kalplerimiz örtülü” sözleri sebebiyledir. Hayır (tam aksi), Allah, küfürlerinden dolayı onların (kalplerinin) üzerini mühürledi, böylece onların pek azı hariç îmân etmezler (edemezler).

(Nisa 155)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Ancak, onlar verdikleri sözden döndüler. Allah'ın âyetlerini tanımaz oldular, peygamberlerini haksız yere öldürdüler, «bizim yüreklerimiz taş kesilmiştir» dediler. Yok, Allah tanımazlıklarından dolayı onların yüreklerini katılaştırmıştır. Onun için, pek azı bir yana, inanmazlar.

(Nisa 155)

Kadri Çelik Meali:

Onların kendi sözlerini bozmaları, Allah'ın ayetlerine karşı küfre sapmaları, peygamberleri haksız yere öldürmeleri ve “Kalplerimiz örtülüdür” demeleri nedeniyle (onlara çeşitli belalar verdik). Evet, Allah, küfürleri dolayısıyla kalplerini mühürlemiştir de pek azı dışında iman etmezler.

(Nisa 155)

Mahmut Kısa Meali:

İşte, bunlar sözlerinden döndükleri, Allah’ın ayetlerini inkâr ettikleri, kendilerininPeygamberi öldürmeye hiçbir haklarının olmadığını bile bile Peygamberleri öldürdükleri ve hakikat karşısında inatla direnip, inananlarla güya alay ederek, “Size ve söylediklerinize karşı kalplerimiz kapalıdır, ne dediğinizi anlamıyoruz. Sizin yol göstericiliğinize de ihtiyacımız yoktur! Aslında bizim kalplerimiz bilgi ve irfan dağarcıklarıdır” dedikleri için cezayı hak etmişlerdir. Hayır iddia ettikleri gibi kalpleri ne kapalı ne de bilgi doludur. Aksine Allah,apaçık hakîkati inkâr ettikleri için kalplerini mühürlemiştir! Bu yüzden, son derece zayıf ve çürük bir imana sahiptirler ve içlerinden gerçekten iman edenlerin sayısı çok azdır.

(Nisa 155)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Ahitlerini bozmaları, Allah'ın ayetlerini inkar etmeleri ve sapkınlığa Niyetlenip Peygamberleri haksız yere öldürmeleri ve: "Kalplerimiz kapalıdır" İnancıyla, demelerinden dolayı cezalandırdık. Hayır, aslında Allah mühürlemiştir. Sapıtmaları sebebiyle onların kalplerini. Onların bir azı haricinde inanmazlar.

(Nisa 155)

Mehmet Türk Meali:

(Biz onları) verdikleri sözlerden caymaları, Allah’ın âyetlerini inkâr etmeleri, Peygamberlerini haksız olarak öldürmeleri ve: “Bizim kalplerimiz perdelidir.”1 demeleri sebebiyle (lânetledik.)2 Doğrusu Allah, kâfirlikleri sebebiyle onların kalplerini mühürlemiştir. Bundan dolayı onların ancak pek azı, îman ederler.*

(Nisa 155)

Muhammed Celal Şems Meali:

Sözleşmelerini bozmaları, Allah’ın ayetlerini inkâr edip (karşı gelmeleri,) peygamberleri haksız yere öldürmeye teşebbüs etmeleri, (Tarih bütün peygamberlerin öldürülmediklerinin açık delilidir. Onun için burada ifade edilen şekli ile “öldürmek” öldürmeye niyet etmek veyahut öldürürcesine eziyet etmek, diye anlaşılmalıdır.) “Kalplerimiz perdelidir,” demeleri yüzünden (büyük bir cezaya uğratıldılar.) Hayır! (Kalpleri perdeli değildir.) Aslında Allah, kâfirlikleri yüzünden, kalplerini mühürlemiştir. Onun için çok az inanırlar.

(Nisa 155)

Muhammed Esed Meali:

Böylece, taahhütlerini çiğnedikleri, Allahın mesajlarını reddettikleri, peygamberleri haksız yere öldürdükleri ve "Kalplerimiz zaten bilgi ile doludur" diye böbürlendikleri için (onları cezalandırdık), hayır, aslında Allah, hakikati inkar etmelerinden dolayı onların kalplerini mühürlemiştir ve (şimdi) artık çok az şeye inanırlar;

(Nisa 155)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Onların başlarına gelen ceza, verdikleri sözden dönmeleri, Allah'ın ayetlerini inkar etmeleri, Tanrı elçilerini haksız yere öldürmeleri ve "Kalplerimiz örtülüdür," demeleri yüzündendir. Oysa onların kalplerini inkarları nedeniyle Allah damgalamıştır da onun için pek azı inanmaktadır.

(Nisa 155)

Mustafa Çavdar Meali:

Verdikleri misakı/sözü bozmaları, Allah’ın ayetlerine inanmamaları, nebileri haksız yere öldürmeleri, “Kalplerimiz bilgiye kapalıdır” demeleri sebebi ile onları lanetlemiştik. Aslında onlar Allah’ın ayetlerine kalplerini kapatmışlardır; artık çok azı dışında onlar iman etmezler.

Bknz: (2/27) - (4/46) - (5/56)

(Nisa 155)

Mustafa Çevik Meali:

153-159 Ey Peygamber! Kitap Ehli olanlar, sana gökten bir kitabın indiriliyor olduğunu görmek istediklerini söylüyorlar. Onlar Musa’dan daha büyük bir mucize olmak üzere, kendilerine Allah’ı göstermesini istemişlerdi. Bu densizlikleri, küstahlıkları sebebiyle de şiddetli bir sarsıntı ile sarsılmışlardı. Ayrıca da onlar, onca ilahi ikaz, mucize ve Allah’tan apaçık âyetler gelmesine rağmen, bir de tutup altından yapılan buzağı heykelini kutsallaştırıp ilah edinmişlerdi. Sonra bu şirklerinden tevbe edip doğruya yönelince Biz de onları bağışladık ve Musa’yı Allah’ın davetine çağıran bir kitapla destekleyip güçlendirdik. Tevbelerinin ardından Allah’tan başka ilah edinmeyeceklerine, O’nun daveti hayat nizamına iman edip uyacaklarına dair verdikleri sözlere şahit olarak Tur dağını üzerlerine yükselttik. Vaktiyle onlara “Yakınınızdaki şu şehre, halkına tevazu göstererek, saygılı bir biçimde girin ve cumartesi günü av yasağını da aklınızdan çıkarmayın, ona uymayı ihmal etmeyin” demiştik. Onlar da uyarılara uyacaklarına dair söz de vermişlerdi, ama buna rağmen sözlerinde durmadılar. Bir süre sonra da Allah’ın âyetlerinden yüz çevirip, şirk ve küfre dönmekle birlikte, peygamberlerini öldürdüler. Onların izinden giden takipçileri, şimdi sana diyorlar ki: “Bizim kalplerimiz, senin söylediklerini kabule kapalıdır, davetinle ilgilenmiyoruz, sen git onu başkalarına anlat, bizimle uğraşma!” İşte bu nankörce tutumları yüzünden kalpleri köreldi, artık onlar iman etmezler. Bu, Kitap Ehli olduklarını iddia edenler, Meryem’e de korkunç bir iftira atmışlardı, ayrıca “Biz Meryemoğlu İsa Mesih’i de öldürdük.” demişlerdi. Oysa onlar İsa’yı ne öldürdüler ne de çarmıha gerdiler, öyle zannettiler. Aslında İsa’yı çarmıha gerdiklerini söyleyenlerin de çarmıha gerdiklerinin İsa olup olmadığı konusunda kafaları karışıktı, o konuda zanna uydular. Kesin olan şu ki İsa’yı onlar öldürmediler. Allah İsa’yı onların bilemediği bir ölümle öldürüp, yüksek bir makama kavuşturdu. Allah’ın gücü her şeye yeter, O’nun hükmünün önüne kimse geçemez. İsa’nın peygamberliğine inanmayıp, davetine karşı çıkıp, çarmıha gererek öldürdüklerini söylemelerine rağmen, çarmıha gerdiklerinin İsa olup olmadığından emin olmayanların hepsi, son nefeslerini vermeden önce öldürdüklerinin İsa olmadığı gerçeğine kesin olarak inanmıştır. İsa Kıyamet Günü onların yapmak istedikleri hakkında onlar aleyhine şahitlik yapacaktır.

(Nisa 155)

Mustafa İslamoğlu Meali:

İşte böylece, taahhütlerini çiğnedikleri Allah'ın mesajlarını reddettikleri, peygamberleri haksız yere öldürdükleri ve "Kalplerimiz (bilgi ile) kaplıdır!" dedikleri için (onları cezalandırdık). Bilakis Allah inkarlarından dolayı onların kalplerini mühürlemiştir ve işte onlar (bu nedenle) inanmazlar; çok azı müstesna.

(Nisa 155)

Osman Okur Meali:

Sözlerinden dönmeleri, Allah'ın âyetlerini inkâr etmeleri, haksız yere nebileri öldürmeleri ve «Kalplerimiz kılıflanmıştır» demeleri sebebiyle (tövbe etmeleri için başlarına türlü belâlar verdik. Onların kalpleri kılıflı değildir;) Allah küfürleri sebebiyle kalplerini mühürlemiş gibi pek azı müstesna iman etmiyorlar.

(Nisa 155)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Artık onlar ahidlerini bozmaları ve Allah Teâlâ'nın âyetlerini inkâr eylemeleri ve peygamberleri haksız yere öldürmeleri ve «Bizim kalblerimiz perdelidir,» demeleri sebebiyle (lânete uğramışlardır). Hayır, Allah Teâlâ onların kalblerini küfürleri sebebiyle mühürle- miştir. Binaenaleyh pek azı müstesna olmak üzere onlar imân etmezler.

(Nisa 155)

Ömer Öngüt Meali:

Sözlerini bozmaları, Allah'ın âyetlerini inkâr etmeleri, haksız yere peygamberleri öldürmeleri ve: “Kalplerimiz perdelidir. ” demeleri sebebiyle (lânete uğramışlardır). Hayır! Tam aksine, küfürleri sebebiyle Allah o kalpler üzerine mühür vurmuştur. Pek azı hariç, artık onlar iman etmezler.

(Nisa 155)

Ömer Sevinçgül Meali:

Sözlerinde durmadılar. Allah’ın ayetlerini inkâr ettiler. Peygamberleri haksız yere öldürdüler. “Kalplerimiz perdelidir” dediler. Allah da inkârlarına karşılık onların kalplerini mühürledi. Bu nedenle, pek azı dışında, onlar artık inanmazlar.

(Nisa 155)

Sadık Türkmen Meali:

Verdikleri sağlam sözü bozmalarından, Allah’ın ayetlerini inkâr etmelerinden, Peygamberleri haksız yere öldürmelerinden ve “Kalplerimiz muhafazalıdır” demelerinden dolayı (başlarına türlü belâlar musallat ettik. Onların kalpleri muhafazalı değildir), tam aksine inkârları sebebiyle; bunların kalpleri üzerinde (inkârlarından dolayı) yeni bir huy/yeni bir yapı oluşmaktadır. Artık onlar inanmıyorlar.

(Nisa 155)

Seyyid Kutub Meali:

Yahudiler verdikleri sözlerinden caydılar. Allah'ın ayetlerini inkar ettiler, Peygamberlerini, sebepsiz yere öldürdüler ve 'Bizim kalplerimiz kılıçla kaplıdır' dediler. Oysa Allah kafirlikleri sebebiyle kalplerini mühürlemiştir. Bundan dolayı onlar, pek azı dışında iman etmezler.

(Nisa 155)

Suat Yıldırım Meali:

(155-158) İşte sözleşmelerini bozmaları, Allah'ın ayetlerini inkar etmeleri, peygamberleri haksız yere öldürmeleri ve "kalplerimiz perdelidir" demeleri -ki kalpleri perdeli yaratılmış olmayıp, Allah inkarcılıkları sebebiyle kalplerini mühürledi de artık onlar pek az inanırlar- yine inkarları ve Meryem aleyhinde müthiş bir iftira atmaları ve "Biz Allah'ın resulü(!) Meryem oğlu Mesih İsa'yı katlettik!" demeleri yüzünden, onların başlarına belalar vererek cezalandırdık, kalplerini mühürledik. Oysa onlar İsa'yı öldüremediler, asamadılar da; öldürülen başkası idi, lakin kendilerine ona benzer gösterildi. İsa hakkında ihtilafa düşenler de bu hususta şüphe içindedirler. Bu konuda kesin bilgileri yoktur, zanna tabi olmaktan başka bir şeye dayanmazlar. Onu kesinlikle öldüremediler. Doğrusu Allah onu kendi katına yükseltti. Allah aziz ve hakimdir (mutlak galiptir, tam hüküm ve hikmet sahibidir).

(Nisa 155)

Süleyman Ateş Meali:

Sözlerini bozmalarından, Allah'ın ayetlerini inkar etmelerinden, haksız yere peygamberleri öldürmelerinden ve "Kalblerimiz kılıflı" demelerinden ötürü (başlarına belalar getirdik). Hayır, fakat inkarlarından ötürü Allah o kalblerin üzerini mühürlemiştir. Artık pek az inanırlar.

(Nisa 155)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Sözlerinden caymaları, Allah'ın ayetlerini görmezlikten gelmeleri (kafirlik etmeleri), nebileri haksız yere öldürmeleri ve "Bizim gönüllerimiz tok!" demeleri[1] yüzünden (cezalarını buldular). Hayır! Ayetleri görmezlikten gelmeleri sebebiyle Allah, kalplerinde bir huy oluşturmuştur. Artık pek az inanırlar.

1)Biz, manevi doyuma ulaştığımız için senin nasihatlerine ihtiyacımız yok, demiş oluyorlardı. Çünkü kendilerini cenneti garantilemiş görüyorlardı. Bir ayet şöyledir: "Dediler ki ‘Yahudi veya Hristiyan olandan başkası cennete giremeyecektir.' Bu, onların kuruntusudur. De ki ‘Doğru söylüyorsanız delilinizi getirin.' " (Bakara 2/111) 88- "Bizim gönüllerimiz tok!" dediler. Hayır, görmezlik etmeleri yüzünden Allah onları lanetlemiştir. Artık pek az inanırlar. 

(Nisa 155)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Sözlerinden caydıkları, Allah'ın ayetlerini inkar ettikleri, peygamberleri haksız yere öldürdükleri ve "Kalplerimiz perdelidir" dedikleri için onları cezalandırdık. Aslında Allah, hakikati inkar ettiklerinden dolayı kalplerini mühürlemiştir. Artık çok az şeye inanırlar.

(Nisa 155)

Şaban Piriş Meali:

Verdikleri sözü bozmaları, Allah'ın ayetlerini tanımamaları ve peygamberleri haksız yere öldürmeleri ve -Kalplerimiz perdelidir, demeleri sebebiyle evet, Allah kafirlikleri sebebiyle kalplerini mühürlediği için çok azı dışında onlar iman etmezler.

(Nisa 155)

Talat Koçyiğit Meali:

Fakat onların, (verdikleri o sağlam) sözü bozmaları. Allanın âyetlerini inkâr etmeleri, peygamberleri haksız yere öldürmeleri ve "kalblerimiz kapalıdır" demeleri sebebiyledir ki, onlara yapacağımızı yaptık. (Aslında onların kalpleri kapalı değildir;) Fakat Allah, küfürleri yüzünden kalblerini mühürlemişti;. Çok azı dışında onlar îman etmezler.

(Nisa 155)

Tefhimul Kuran Meali:

Onların kendi sözlerini bozmaları, Allah'ın ayetlerine karşı küfre sapmaları, peygamberleri haksız yere öldürmeleri ve: «Kalplerimiz örtülüdür» demeleri nedeniyle (onları lanetledik.) Hayır; Allah, küfürleri dolayısıyla ona (kalplerine) damga vurmuştur. Onların azı dışında, inanmazlar.

(Nisa 155)

Ümit Şimşek Meali:

Onların başlarına gelen ceza, ahitlerini bozmaları, Allah'ın âyetlerini inkâr etmeleri, peygamberleri haksız yere öldürmeleri ve “Kalplerimiz örtülüdür” demeleri yüzündendir—ki, onların kalplerini inkârları sebebiyle Allah mühürlemiştir de onun için pek azı iman eder.

(Nisa 155)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Başlarına gelenler; ahitlerini bozmaları, Allah'ın ayetlerini inkar etmeleri, haksız yere peygamberleri öldürmeleri ve "kalplerimiz kılıflıdır" demeleri yüzündendir. Doğrusu, Allah küfürleri yüzünden kalpleri üzerine mühür basmıştır da pek azı müstesna, iman etmezler.

(Nisa 155)