71. Nuh Suresi / 8.ayet

Gün oldu onları tevhide açık açık davet ettim.

Bknz: (21/25)(42/15)

Mustafa Çavdar Meali

Nuh 8 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Sonra onları, gerçekten de yüksek sesle çağırdım.

(Nuh 8)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

“Sonra ben onları açıktan açığa davet ettim.”

(Nuh 8)

Abdullah Parlıyan Meali:

Sonra ben onlara yüksek sesle de davette bulundum.

(Nuh 8)

Adem Uğur Meali:

Sonra, ben kendilerine haykırarak davette bulundum.

(Nuh 8)

Ahmet Hulusi Meali:

"Sonra, muhakkak ki ben onları açıktan davet ettim. "

(Nuh 8)

Ahmet Tekin Meali:

“Sonra onları açıktan açığa davet ettim.”

(Nuh 8)

Ahmet Varol Meali

Sonra ben onları açıktan da [1] davet ettim.*

(Nuh 8)

Ali Bulaç Meali:

"Sonra onları açıktan açığa davet ettim."

(Nuh 8)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Sonra ben, onları aşikâre olarak (tevbeye) çağırdım.

(Nuh 8)

Ali Rıza Sefa Meali:

"Yine de onlara açıkça çağrıda bulundum!"

(Nuh 8)

Ali Ünal Meali:

“Kâh oldu, davetimi yüksek sesle ve vurgulu bir üslûpla yaptım;

(Nuh 8)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Sonra ben onları, yüksek sesle (hakka) davet ettim.

(Nuh 8)

Bayraktar Bayraklı Meali:

- Sonra Nuh şöyle devam etti: "Ey Rabbim! Doğrusu ben kavmimi gece gündüz tevhid inancına davet ettim. Fakat benim davetim, ancak kaçmalarını arttırdı. Her ne zaman onları senin bağışlamana çağırdıysam, parmaklarını kulaklarına tıkadılar, elbiselerini başlarına çektiler, direndiler ve büyüklendikçe büyüklendiler. Sonra ben onları açıkça çağırdım. Sonra onlara davetimi hem açık ilan ettim, hem de gizlice.Özel olarak kendileriyle konuştum."

(Nuh 8)

Bekir Sadak Meali:

«Sonra, dogrusu ben onlari acikca cagirdim.»

(Nuh 8)

Besim Atalay Meali:

Sonra onları yüksek sesle çağırdım

(Nuh 8)

Celal Yıldırım Meali:

Sonra gerçekten ben onları açıkça (hakk'a, doğru yola) çağırdım,

(Nuh 8)

Cemal Külünkoğlu Meali:

“Sonra onları daha açık bir şekilde davet ettim.”

(Nuh 8)

Diyanet İşleri Eski Meali:

"Sonra, doğrusu ben onları açıkça çağırdım."

(Nuh 8)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

"Sonra ben onları açık açık davet ettim."

(Nuh 8)

Diyanet Vakfı Meali:

Sonra, ben kendilerine haykırarak davette bulundum.

(Nuh 8)

Edip Yüksel Meali:

'Sonra onları açıkça çağırdım.'

(Nuh 8)

Elmalılı Orjinal Meali:

Sonra ben onları yüksek sesle çağırdım

(Nuh 8)

Elmalılı Yeni Meali:

Sonra ben onları yüksek sesle çağırdım.

(Nuh 8)

Erhan Aktaş Meali:

"Sonra onlara açık açık her fırsatta çağrıda bulundum."

(Nuh 8)

Gültekin Onan Meali:

"Sonra onları açıktan açığa davet ettim."

(Nuh 8)

Hakkı Yılmaz Meali:

(5-12) Nûh dedi ki: “Rabbim! Şüphesiz ben, toplumumu gece-gündüz/sürekli olarak davet ettim. Fakat benim çağırmam, onların sadece kaçmalarını artırdı. Ve şüphesiz ben, onları, Senin onları bağışlaman için her davet ettiğimde, onlar parmaklarını kulaklarına tıkadılar, elbiselerine büründüler, ısrar ettiler, kibirlendikçe de kibirlendiler. Sonra şüphesiz ben onları yüksek sesle çağırdım. Sonra şüphesiz onlar için ilan ettim. Onlar için gizli gizli de söyledim. Sonra dedim ki”: “Rabbinizin sizi bağışlamasını isteyin. Kesinlikle O, çok bağışlayıcıdır. Üzerinize gökten bol yağmur yağdırsın. Size mallar ve oğullar ile yardımda bulunsun, sizin için bahçeler kılsın, ırmaklar kılsın.

(Nuh 8)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

“Sonra hiç şüphesiz, onları açıktan davet ettim.”

(Nuh 8)

Harun Yıldırım Meali:

“Sonra ben gerçekten onları açıktan açığa davet ettim.”

(Nuh 8)

Hasan Basri Çantay:

"Sonra ben onları hakıykaten en yüksek ses (im) le çağırdım".

(Nuh 8)

Hayrat Neşriyat Meali:

“Sonra şübhesiz ben, onları yüksek sesle (açıkça) da'vet ettim.”

(Nuh 8)

Hubeyb Öndeş Meali: /

"Sonra, gerçekten ben onları açıkça/yüksek sesle davet ettim."

(Nuh 8)

Hüseyin Atay Meali:

Sonra doğrusu, ben onları açıkça çağırdım.

(Nuh 8)

İbni Kesir Meali:

Sonra ben; onları gerçekten açıkça çağırdım.

(Nuh 8)

İlyas Yorulmaz Meali:

“Sonra yinede ben, onları açıkça doğrulara davet ettim.”

(Nuh 8)

İskender Ali Mihr Meali:

Sonra muhakkak ki ben onları cehren (açıkça) davet ettim.

(Nuh 8)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Sonra işte ben onları yüksek sesle de doğru yola çağırdım.

(Nuh 8)

Kadri Çelik Meali:

“Sonra ben onları yüksek sesle davet ettim.”

(Nuh 8)

Mahmut Kısa Meali:

“Fakatyine de umudumu kesmedim; her türlü imkân ve fırsatları kullanarak, tüm gücümle onları gerçeklere açık açık davet ettim.”

(Nuh 8)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

(8-9) Nuh: " Sonra onları yüksek sesle çağırdım"," Onlara açıktan da, gizli gizli de dedim"

(Nuh 8)

Mehmet Türk Meali:

“Sonra ben, onlara açıktan açığa da davette bulundum.”

(Nuh 8)

Muhammed Celal Şems Meali:

“Ardından onları, yüksek sesle (de) çağırdım.”

(Nuh 8)

Muhammed Esed Meali:

Doğrusu, ben onları açık açık çağırdım;

(Nuh 8)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

"Sonra ben onları açıktan açığa çağırdım."

(Nuh 8)

Mustafa Çavdar Meali:

Gün oldu onları tevhide açık açık davet ettim.

Bknz: (21/25) - (42/15)

(Nuh 8)

Mustafa Çevik Meali:

8-20 Ben onları gerek açıkça gerekse gizlice her yolu deneyerek davet ettim ve onlara şöyle seslendim: “Şirk ve küfür nizamıyla yaşamaktan tevbe ederek vazgeçer. Allah’ın davetine yönelirseniz O’nun şefkat, merhamet ve bağışlamasına nail olursunuz, gökten de üzerinize bolluk ve bereket yağmurları yağdırır, mal, mülk, evlatlar, bağlar, bahçeler bahşeder. Ey kavmim! Size ne oluyor da bunca nimeti sizler için yaratan Allah’ı görmezden geliyor, O’nun ilmini ve kudretini takdir etmiyorsunuz? Oysa Allah sizi çeşitli evrelerden geçirerek en güzel biçimde yaratmıştır. Allah’ın yedi kat göğü, gökteki ışık ve ısı kaynağı olarak güneşi, onun ışığını yansıtan ayı ve onları birbirleriyle uyumlu yaratışını, kurmuş olduğu nizamını görüp de hiç düşünmez misiniz? Allah sizi tıpkı bitkiler gibi topraktan yarattı, sonra da öldürüp, tekrar toprağa döndürecek ve zamanı gelince de yeniden diriltecektir. Rabbimiz yeryüzünü sayısız nimetlerle donatıp, bir sergi gibi sizin istifadenize sundu, orada gezip dolaşmanız içinde geniş vadiler, yollar yarattı.”

(Nuh 8)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Gün oldu ben onları açıktan davet ettim;

(Nuh 8)

Osman Okur Meali:

"Sonra, doğrusu ben onları açıktan yüksek sesle çağırdım/davet ettim."

(Nuh 8)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Sonra muhakkak ki ben onları, apaçık dâvet ettim.»

(Nuh 8)

Ömer Öngüt Meali:

"Sonra ben onları açıkça çağırdım. "

(Nuh 8)

Ömer Sevinçgül Meali:

“Sonra onları yüksek sesle çağırdım.

(Nuh 8)

Sadık Türkmen Meali:

Doğrusu ben onları açık açık çağırdım.

(Nuh 8)

Seyyid Kutub Meali:

Sonra, doğrusu ben onları açıkça çağırdım.

(Nuh 8)

Suat Yıldırım Meali:

Ben onları bu sefer yüksek sesle davet etmeye başladım.

(Nuh 8)

Süleyman Ateş Meali:

"Sonra ben onları açıkça da'vet ettim."

(Nuh 8)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Sonra onlara açıkça davette bulundum.

(Nuh 8)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

(5-10) Bir süre sonra, Nuh: "Rabbim! Ben kavmime gece gündüz çağrıda bulundum; ama bu çağrım onları Sen'den daha fazla uzaklaştırdı. Onları Sen'in rahmetine sığınmaya her çağırdığımda, parmaklarını kulaklarına tıkadılar, örtülerini kafalarına çektiler, inatlaştılar ve büyüklük tasladılar. Doğrusu ben onları açıkça çağırdım; onlarla genel olarak da, özel olarak da konuştum. 'Rabbinizden bağışlanma dileyin, çünkü O, çok bağışlayıcıdır.

(Nuh 8)

Şaban Piriş Meali:

Sonra ben onları açıktan açığa çağırdım.

(Nuh 8)

Talat Koçyiğit Meali:

"Sonra onları açıktan açığa davet ettim."

(Nuh 8)

Tefhimul Kuran Meali:

«Sonra ben onları açıktan açığa da davet ettim.»

(Nuh 8)

Ümit Şimşek Meali:

“Derken onları açıkça davet ettim.

(Nuh 8)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

"Sonra onları daha açık bir biçimde çağırdım."

(Nuh 8)